Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak, Türkiye'nin kömür üretiminin artış eğiliminde olduğunu belirterek, "Hedefimiz, Cumhuriyet tarihinin en yüksek yerli kömür üretimine ulaşmak" dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ZETES-HATTAS iş birliği ile yerli kömüre dönüşüm protokolü imza törenine katıldı. İki büyük firmanın başlattığı ve yerli kömürün kullanımı ile alakalı büyük bir adım olan protokolde imzaları, Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren ve Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat attı.

Enerji alanında çok önemli değişiklikleri hayata geçirebilmek için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Bakan Albayrak şöyle konuştu: "Esas konu Türkiye'nin kazanması. Son 10 yıl ortalama, enerji ve maden ithalatında 55 milyar doları harcayan bir ülke olarak ki; 44 milyar doları enerji alanında, 10 küsur milyar maden alanında... 2016 yılı sonu cari açığımızın neredeyse 1,5 katından daha fazla bir rakamı bu alana harcayan bir ülke olarak, bu süreci dönüştürmemiz gerektiğine inandık. Bu önemli stratejinin sacayaklarından bir tanesi, yerli kömürün daha yoğun şekilde kullanılması ve ithale alternatif olarak birçok alanda dönüştürülmesiydi. Güneşte de rüzgârda da HES'lerde de nükleerde de enerjinin her alanında en iyisini yapmak zorundayız. Güneşte dünyanın en büyüğünü yapıyoruz, rüzgârda dünyanın en düşük fiyatıyla ihaleyi gerçekleştirdik, yüzde 65 yerlilikle müthiş bir süreci başlattık. Maliyetler bir yıl içinde, megavatı milyon avrolardan yarı yarıya düşmüş durumda, 500 binleri konuşuyoruz, daha da düşecek. Hem maliyet düşüyor verimlilik artıyor hem bu çerçevede yerli üretim noktasında ithalatın düşmesine dayalı kazan-kazan süreci oluşuyor."

"Elektrik üretiminde ithal kömürün payını azaltacağız"

Bakan Albayrak, "Son 2 yılda 60 milyonları, geçtiğimiz yıl 70 milyonları bulduk. Bu yıl 80 milyon ton yıllık yerli üretimi Türkiye'de geçeceğiz. Hedef 2018 yılı sonuna doğru 100 milyonları yakalamak ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek yerli kömür üretimine ulaşmak." ifadelerini kullandı. Bazı kesimlerin 'Türkiye, her şeyi kömürle mi yapacak?' eleştirisinde bulunduklarını anımsatan Bakan Albayrak, Türkiye'nin bugünkü elektrik üretim portföyü içinde yüzde 30'lardaki ithal kömür payını azaltmak istedikleri için bu adımları attıklarının altını çizdi.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, yıl sonuna kadar 32 bölgedeki rüzgar enerji santrali proje lisans yarışmalarının gerçekleştirileceğini açıkladı. 2015 yılında alınan 3000 MW'lik başvurulardan ihalesi yapılmayan kısım 2300 MW'ye yakın.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından Ankara’da gerçekleştirilen 6. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nin (TÜREK) açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 48 bin MW’lik rüzgar enerji santrali (RES) potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Bu potansiyelin en doğru şekilde değerlendirilmesi yolunda hızlı ilerleme kaydedildiğini ifade eden Yılmaz “Bugün rüzgar enerjisi, kurulu gücün yaklaşık yüzde 8’ini, elektrik üretiminin ise yüzde 6’dan fazlasını oluşturuyor” dedi.

Yakın geçmişte yapılan 710 MW’lik RES lisans yarışmalarını hatırlatan Yılmaz, “İnşallah, yıl sonuna kadar kalan 32 bölgenin yarışmaları tamamlanacak ve bu projelere de önümüzdeki süreçte ön lisanslarını vereceğiz" ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM) bedelleri üzerinden eksiltme usulüne göre gerçekleştirilen RES yarışma ihalelerinde gün öncesi piyasasında oluşan elektrik fiyatına endeksli eksi fiyat teklifleri de geldiğini hatırlatan Yılmaz şu ifadeleri kullandı: 

“Bu yarışmalarda kazanan tekliflerin ağırlıklı ortalaması kilovatsaat başına 0,76 dolar/cent oldu. Burada oluşan rakamlar, 1000 megavatlık YEKA rüzgar lisans ihalesindeki fiyatlar için de bir referans oluşturdu. Bugün artık teşvikler dönemi bitmiştir. Teşvikler hedefine başarıyla ulaşmıştır. Teşvikler piyasanın gelişimini sağlamak için kullanılır. Yarışma sonuçları bunun doğru ve yeterli şekilde kullanıldığını bizlere ispat etti. Rüzgar enerji sektörü artık (biz yeterli gelişim sağladık ve piyasa koşullarında yaşamaya hazırız) mesajı verdi."

2015 yılında alınan 3000 MW'lik kapasite için alınan rüzgar lisans yarışması başvurularından 710 MW'lik kısım için Mayıs 2017'de ihale yapılmıştı. 2300 MW'ye yakın kısım için ise sektörden sık sık bir an önce yapılması yönünde talepler geliyordu.

Aydın, Denizli, Muğla ve İzmir, Manisa illerinde elektrik dağıtım hizmeti veren ADM Elektrik Dağıtım ve GDZ Elektrik Dağıtım şirketleri ile Türkiye Kalite Derneği (KalDer) arasında Ulusal Kalite Hareketi kapsamında “İyi Niyet Bildirgesi” imzalandı.

Denizli’de gerçekleştirilen imza törenine, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muhsin Çömden ve Bereket Enerji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı ile ADM- GDZ Elektrik Dağıtım Şirketi yöneticileri ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

İmza töreninde konuşan Bereket Enerji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı şu ifadeleri kullandı: “Bugün imzaladığımız “İyi Niyet Bildirgesi” ile ADM - GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri olarak Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldığımızı açıklamaktan memnuniyet duyuyorum. Bu imza ile EFQM Mükemmellik Modelinde ilk adımımızı atmış bulunuyoruz.  Kalite yolculuğu hiç bitmeyen bir serüvendir. Devamlı geliştirilmesi ve yatırımların sürdürülmesi gereken bir alandır. Bu süreçte her gün, bir önceki günümüzden farklı olmak zorunda. Bugün dünyada belli başlı ne kadar marka varsa kaliteye verdikleri önem sırasına göre sıralanırlar. Biz bu sıralamada tüketicilerimizi daha memnun etmek, çalışanlarımızı daha mutlu etmek, toplumumuza daha faydalı olmak için yolun kaliteden geçtiğini biliyoruz.”

KalDer’in destekleriyle müşteri memnuniyeti kalitesini üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Saldanlı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kalitemizi ve deneyimlerimizi artırmak için konusu sadece kalite olan, kalitenin geliştirilmesi için kamu yararına çalışan Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile işbirliğine karar verdik. Bundan sonra KalDer’den alacağımız destekle kalitemizi daha yüksek seviyelere taşıyacağımıza eminiz. Dilerim ki bizi diğer şirketler ve dernekler takip eder. Tek başına sağlanan kalite, kalite değildir. Ülkenin kalitesi topyekün üst seviyelere çıkmadıkça, bireysel olarak kalite sağlanması mümkün değildir. Bunlar bir bütünün parçalarıdır. Biz toplumun bir parçası olarak üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Bugünkü imza töreni bu desteğin ilanıdır. Bu çalışmayı buraya kadar taşıyan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Küresel enerji sistemi önümüzdeki on yıl içinde dijital teknoloji sayesinde kalıcı bir şekilde dönüşerek daha akıllı, verimli, güvenilir ve sürdürülebilir hale gelecek.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (EIA) hazırladığı Dijitalizasyon ve Enerji 2017 Raporu'na göre, gelecek on yılda dijital teknolojiler, küresel enerji sistemini daha irtibatlı, akıllı, verimli, güvenilir ve sürdürülebilir kılacak. Bu da hem enerji talebine hem de arzına derin ve kalıcı etki yapacak.

IEA,'nın dijitalleşme ve enerji arasındaki karşılıklı etkileşim konusunda ilk kapsamlı raporu olan ve dijitalleşmenin enerji sistemini nasıl dönüştürdüğü analiz edilen rapora göre, veri, analitik ve bağlantıdaki çarpıcı ilerlemeler, akıllı cihazlar, paylaşımlı hareketlilik ve 3D yazdırma gibi bir dizi yeni dijital uygulamayı etkinleştiriyor. Dijitalleştirilmiş enerji sistemleri sayesinde gelecekte kimin enerjiye ihtiyacı olduğu belirlenebilecek ve doğru zamanda, doğru yerde ve en düşük maliyetle bu ihtiyaç karşılanabilecek. Ancak her şeyi doğru yapmak kolay olmayacak. Dijitalizasyon, enerji sistemlerinin güvenirliğini, verimliliğini, erişilebilirliğini ve sürdürülebilirliğini arttırıyor. Ancak yeni güvenlik ve gizlilik risklerini de artırıyor.

ENERJİDE DİJİTAL TEKNOLOJİ YATIRIMLARI KESKİN ARTTI

Raporda son yıllarda enerji şirketleri tarafından dijital teknolojilere yapılan yatırımların keskin bir şekilde arttığına dikkat çekildi. Örneğin, dijital elektrik altyapısına ve yazılımlarına yapılan global yatırım, 2014'ten bu yana yılda yüzde 20'nin üzerinde bir artış göstererek 2016'da 47 milyar dolara ulaştı. 2016'daki bu dijital yatırım, dünya genelinde gazla çalışan elektrik üretimi yatırımından (34 milyar ABD Doları) yaklaşık yüzde 40 daha yüksek ve neredeyse Hindistan'ın elektrik sektörüne yapılan toplam yatırıma (55 milyar ABD doları) eşit.
IEA Başkanı Dr. Fatih Birol konuyla ilgili yaptığı açıklamada, dijitalleşmenin arz ile talep arasında hatları flu hale getirdiğini belirterek "Elektrik sektörü ve akıllı şebekeler bu dönüşümün merkezinde, ama sonuçta enerji arz ve talebindeki tüm sektörler, hanehalkı, ulaşım ve sanayi etkilenecek" dedi.

MAKALE

Okyanus üzerinde rüzgar enerjisi dağıtımı

W. Timothy Liu, Wenqing Tang, and Xiaosu Xie

Küresel okyanuslar üzerindeki rüzgar hızının olasılık dağılımı ve güç yoğunluğu sekiz yıllık QuikSCAT ölçümlerinden hesaplanır. Bu makalede, rüzgârın doğrusal olmayan etkileri ile elektrik enerjisi üretim kabiliyeti, nakliye tehlikesi, ısı, su ve sera gazlarındaki hava-deniz alış verişi ile ilgili olarak kritik olan rüzgar hızının çeşitliliği açıklanıyor.

Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Elektrik Gündemi

  • Tennet (Hollanda ve Almanya şebeke işletmecisi), evlerdeki depolama hizmetlerini birleştirerek kayıtzinciri temelli şebeke dengeleme pilot projesini 6 ay uygulayacak. (2018 ortasına kadar)
  • Alman araç üreticileri yüksek hızlı şarj ağı(HPC) kurmak üzere IONITY adlı ortak girişim kurdu.
  • HSBC, 2025’e kadar 100 milyar dolar sürdürülebilir finans ve yatırım sözü verdi. 2025’te yüzde 90, 2030’da yüzde 100 elektriğini yenilenebilirden sağlayacak. Termal kömüre (metal üretimi için kullanılan metallujik kömüre devam) yatırım artırılacak.
  • Dağıtık üretim arttıkça, geleneksel elektrik rezerv kapasite marjlarını kıyaslamak daha az kullanışlı olacak. Bu yüzden National Grid yeni bir kapasite marjı hesabı belirledi. İletim bazlı yüzde 11.5, talep bazlı yüzde 10.3 kapasite marjı var.
  • İran Rosatom ile 2 yeni nükleer santral inşaatına başladı.
  • Pakistan mevcut 1300 MW nükleer kapasitesini 2030’da 8800 MW’a çıkarmayı planlıyor.
  • Polonya, yüzde 90 elektriğini karşıladığı kömüre alternatif olarak nükleer enerjiyi desteklemeyi planlıyor. 5 yıl ara ile 3 nükleer ünite, 2043 yılına gelindiğindeyse en az 4500 MW kapasite düşünülüyor. Her reaktör için maliyetin 7,2 milyar dolar olduğu ifade edildi.
  • Japonya’da elektrik üretiminin Fukushima öncesi yüzde 25’ini karşılayan kömür, 2030’da yüzde 38’e çıkacak.
  • Microsoft, sunucu merkezlerinde kullanmak üzere yakıt hücrelerine bakıyor. 10MW’lık, 45 milyon dolarlık yakıt hücrelerini deneyecek.

Kaynak:
http://barissanli.com/eak/