KPMG Türkiye, Enerji Sektörel Bakış 2018 raporunu açıkladı. Raporda sektörün 2017 yılında gösterdiği performans ve 2018 yılındaki yol haritası değerlendirildi. Küresel enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artacağı öngörülürken, değişen coğrafi ve ekonomik dengeler enerji piyasalarını uzun dönemli çözümlere zorunlu kılıyor. Bu noktada yenilenebilir enerjinin dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olarak ön plana çıkacağı öngörülüyor. Ancak kömür, petrol ve doğalgazın 2040 yılına kadar ana enerji kaynağı kimliğini koruyacağı düşünülüyor. Türkiye’de ise 2018’e hükümetin yerli enerji politikası damga vuracak.
KPMG Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Sektör Lideri Ümit Bilirgen, “Türkiye’de gündem yerli enerji hamleleri üzerinde yoğunlaşıyor. 2017 yılının son günlerinde temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşaatı başladı. Nükleer enerji hayli konuşulacak. Bunun yanında Türkiye tarihindeki ilk deniz sondajı, ülkemizin kendi sondaj gemisiyle Akdeniz’de 2018 yılında gerçekleştirilecek. YEKA ihaleleri ve yerli kömür teşvikleri ile 2018’i ‘yerli enerji’yi hedefleyen adımlarla geçireceğiz” dedi.
KPMG Enerji Sektör Raporu’ndan ön plana çıkan noktalar şöyle:
- Dünyada enerji tüketimi artıyor. Küresel enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artacağı öngörülüyor. Hızla artan tüketime yanıt olarak yenilenebilir enerji yükseliyor. Yeşil enerji, yeni teknolojiler ve enerji politikalarıyla yenilenebilir enerjinin dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı olması bekleniyor.
- Ancak kısa vadede kömür, petrol ve doğalgaz 2040’a kadar ana enerji kaynakları kimliğini koruyacak. 2040 yılında küresel enerji tüketiminin yüzde 77’sinin hala fosil yakıtlardan sağlanması bekleniyor.
- 2018-2040 yılları arasında nükleer enerji tüketimi 1,5 kat artacak. Bu artışla birlikte dünyanın en hızlı büyüyen ikinci enerji kaynağı nükleer enerji olacak.
Elektrikte kurulu güç artıyor
- Ülkemizde elektrik enerjisi kurulu gücü 2016’da 78 bin 599 MW iken, 31 Ekim 2017 itibariyle 82 bin 312 MW’a ulaştı.
- Türkiye’nin elektrik üretiminin en önemli kaynaklarından olan doğalgazın yüzde 99’u ithal ediliyor. Doğalgazda toplam rezervin yüzde 43’ü Ortadoğu ülkelerinde, yüzde 29’u Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde, yüzde 16’sı Afrika-Asya Pasifik ülkelerinde bulunuyor.
- Hidroelektrik santraller, ülkemizin elektrik üretiminin yüzde 34’ünü karşılıyor. Ülkemizin hidroelektrik potansiyeli, dünya toplamının yüzde 1’ini, Avrupa toplamının yüzde 16’sını oluşturuyor.
Yerli kömürde teşvikler geliyor
- Ülkemizin elektrik üretiminde kömürün yüzde 21’lik payı bulunuyor.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2023’e kadar tüm yerel linyit ve taş kömürü rezervlerini enerji üretimi amaçlı değerlendirmeye yönelik çalışmalarda bulunuyor ve özel sektöre teşvik olanaklarıyla destek olmayı planlıyor.
- Türkiye’de 17 milyar tonun üzerinde açığa çıkarılmayı bekleyen yerli kömür rezervinin teknoloji ve çevreci kriterlerle ekonomiye kazandırılması hedefleniyor.
Türkiye coğrafyası rüzgâr enerjisine uygun
- Yenilenebilir enerjinin en önemli kaynaklarından biri olan rüzgâr enerjisi hızla yükseliyor. Dünyada 2000 yılında 17,4 GW olarak gerçekleşen rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, 2015 yılında 432,0 GW oldu. 2030 yılında üretimin 1.749,8 GW’a ulaşması bekleniyor.
- Türkiye’de de rüzgar enerjisi yükseliyor. 2016’da rüzgar enerji santrallerinin kurulu gücü 5 bin 738 MW iken, 2017 yılı Ekim sonu itibariyle 6 bin 353 MW’a ulaştı.
- Ülkemizin 48 bin MW’luk rüzgâr enerjisi potansiyeli bulunuyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 1,3’üne denk gelen bu alan, rüzgâr enerjisinin verimli kullanılabilmesi için avantajlı bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ifade ediyor.
Güneş enerjisinin toplam üretime katkısı yüzde 2,5
- Güneş enerjisi de çıkışta. Şebekeye bağlı güneş enerjisi üretimin toplam tüketime katkısı yüzde 2,5’e ulaştı.
- Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na (GEPA) göre Türkiye 2 bin 737 saat yıllık toplam güneşlenme süresi ve 1527 kWh/m² yıllık ortalama güneş enerjisi miktarı ile bu enerjiden çok daha verimli yararlanabilecek konumda.
- Güneş panellerindeki maliyet düşüşü ve panel verimliliğinin artması güneş enerjisi yatırımlarına hız kazandırdı. 2014’te sadece 40 MW olan güneş enerjisi elektrik üretimi, 2017 yılının ilk 10 ayının sonunda 2060 MW’a ulaştı.
Jeotermal enerjide hızlanıyoruz
- Türkiye’nin yerli enerji kaynaklarından biri olan jeotermal enerjinin potansiyeli 31 bin 500 MW olarak değerlendiriliyor. 2016’da toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 1 olan jeotermal enerji, 2017’nin ilk 10 aylık döneminde payını 1,2’ye yükseltti. Türkiye bu rakamla jeotermal enerjiden elektrik üretimi konusunda dünyada en hızlı büyüyen ülke durumuna geçti.
- Son yıllarda ön plana çıkan biyokütle enerjisi sektörün öncelikleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin biyokütle atık potansiyeli 8,6 milyon ton petrole eşdeğer. 2016’da biyogaz, biyokütle, atık ısı ve pirolitik yağ enerjisi santrallerinden 467 MW elektrik enerjisi üretilirken, 2017’nin ilk 10 ayında toplam kurulu gücü 554 MW’a ulaştı.
Dünyanın bor merkezi Türkiye
- Yakın gelecekte, yakıt olarak hidrojenin yaygınlaşmasına paralel olarak sodyum borohidrürün enerji arenasında önemli bir noktaya gelmesi bekleniyor. Dünya bor rezervlerinin yüzde 72’i Türkiye’de bulunuyor.
- Türkiye, dünyanın geri kalanından fazla bor madenine sahip olmasına rağmen bor mamulü satışlarında ABD’den sonra ikinci sırada yer alıyor.
- Türkiye 2016’da miktar bazında 1,78 milyon ton, değer bazında 711 milyon dolar bor satışı gerçekleştirdi. 2017 Temmuz sonu itibariyle bor satışları 1,16 milyon ton ve değer bazında ise 423 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Sektör oyuncuları ilk 100’de yer alıyor
- Türkiye’de 2016 yılında en yüksek kurumlar vergisi ödeyen ve bilgilerinin açıklanmasına izin veren 100 şirketin 11’ini enerji sektörü oyuncuları oluşturuyor. 11 şirkete tahakkuk eden toplam vergi miktarı 2,6 milyar TL olarak açıklandı.
Kaynak: KPMG
Enerji ve telekom sektörlerinin lider şirketleri CK Boğaziçi Elektrik ile Türk Telekom, tüketicilerin hayatını kolaylaştırmak adına ortak bir adım attı. CK Boğaziçi Elektrik’in İstanbul Avrupa Yakası’nda NKolay ve Pratik İşlem bayileri ile iş birliğine giderek oluşturduğu ve sayıları 300’e yaklaşan Müşteri İşlem Merkezi (MİM) bundan sonra Türk Telekom internet ürünleri ile de müşterilerine hizmet verecek.
CK Boğaziçi Elektrik ve Türk Telekom tarafından 31 Ocak 2018’de lansmanı yapılan ve iki aşamadan oluşan iş birliğinin ilk adımında; tüketiciler MİM’lerden elektrik ihtiyaçlarının yanı sıra internet ürünlerine de ulaşabilecek. Bir süre sonra ise Türk Telekom ve CK Boğaziçi Elektrik, serbest tüketici kapsamına giren, yani ayda 75 TL’nin üzerinde elektrik tüketen abonelere ortak kampanya ile özel ürünler ve paketler de sunacak. Tüketici, elektrik ve internetle ilgili her türlü hizmeti MİM’lerden alırken abonelik, fatura ödeme, kampanyalardan yararlanma gibi hizmetlere de aynı noktadan ulaşacak.
Bakal: Güvenli İşlem Merkezleriyle Hayatı Kolaylaştırıyoruz
Toplantıda yaptığı konuşmada başta İstanbul Avrupa Yakası olmak üzere toplam 4,5 milyon elektrik tüketicisine hizmet verdiklerini dile getiren CK Boğaziçi Elektrik Genel Müdürü Halit Bakal, “Yaklaşık 1,5 milyon müşterimiz sayıları 300’e yakın Müşteri İşlem Merkezi (MİM) üzerinden işlemlerini gerçekleştiriyor. NKolay ve Pratik İşlem iş birliği ile oluşturulan bu noktalarda tüketicilerimiz güvenli bir şekilde ödeme yaparken CK Boğaziçi Elektrik’in avantajlı tarife ve kampanyalarından yararlanabiliyor. Yetkili ödeme noktalarında elektriğin yanı sıra diğer kurum ve kuruluşlara ait fatura ödeme, para transferi ve benzeri diğer işlemleri tek çatı altında toplanmış durumda. Enerji sektöründe her zaman ilklere imza atan yenilikçi yapısı ile öne çıkan CK Boğaziçi Elektrik, şimdi de Türk Telekom’la iş birliğine gidiyor. Attığımız bu adımla tüketicilerin hayatını daha da kolaylaştırıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Doany: Türkiye’yi Geleceğe Bağlamak İçin Çalışıyoruz
Toplam 40,5 milyon abone ile Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom’un CEO’su Dr. Paul Doany, Türkiye’de internet penetrasyonunun yüzde 48, Avrupa’da ise yüzde 72 seviyesinde olduğunu hatırlatarak CK Boğaziçi Elektrik ile olan iş birliği hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Türk Telekom olarak ana hedeflerimiz arasında Türkiye’deki internet penetrasyonunu artırmak ve de ülkemizin her noktasında internet kullanımının eşit seviyelerde olmasını sağlamak yer alıyor. Ancak bu sayede, Türkiye için sürdürülebilir bir kalkınma yaratabilir; ülkemizi geleceğe bağlayarak dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almasını sağlayabiliriz. Bu hedef ve bilinçle, Sayın Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Ahmet Arslan’ın Mart ayında Kars’ta başlatmış olduğu “İnternetsiz Ev Kalmasın” seferberliğine ilk yanıt veren şirket olduk. Evde internetin yaygınlaşması amacıyla 4 Mbps’ye kadar Limitsiz 20 GB internet paketini vatandaşlarımıza oldukça erişilebilir fiyatlarla sadece 14,90 TL’ye sunduk. Ayrıca, toptancı şapkamızla bu paketi diğer internet servis sağlayıcı şirketlere hiçbir kâr koymadan sunduk ki onlar da müşterilerine benzer fiyatta önerebilsinler. Ek olarak Türk Telekom’un nesnelerin interneti (IoT) alanında en önemli değer yaratabileceği alanlardan birini enerji sektörü olarak görüyoruz ve CK Boğaziçi Elektrik ile başladığımız iş birlikleri sayesinde önümüzdeki on yılda talep ve arz arasında olabilecek dengesizlikleri ortadan kaldırma anlamında önemli sinerjiler ve fırsatlar yakalayacağımızı düşünüyoruz. Son olarak, CK Boğaziçi Elektrik ile daha fazla tüketiciyi internet dünyasının nimetleri ile buluşturmak amacıyla iş birliğine gitmekten ve tek noktadan tüketicilerin en temel ihtiyaçlarından olan elektrik ve internet ürünlerini sunabilmekten büyük heyecan duyuyoruz. İleride tüketicilerin faydasına ve de ülkemizin kalkınmasına yol açacak yeni iş birlikleri yapmaya devam edeceğiz.”
Herhangi Bir Ücret Alınmayacak
Bu arada yüksek müşteri memnuniyetini hizmetlerinin odak noktasına koyan CK Boğaziçi Elektrik ve Türk Telekom iş birliği çerçevesinde öncelikle tüm MİM’lerdeki çalışanlara yeni süreç ile ilgili özel eğitim verdi. Uçtan uca hizmet anlayışı ile zengin bir içeriğe sahip mükemmel bir müşteri deneyimi yaşatacak yeni sistem çerçevesinde Türk Telekom’un yüksek talep gören 14.90 TL’lik 4 Mbps’ye kadar limitsiz 20 GB internet paketi başta olmak üzere kampanyalı ve kampanyasız internet ürünlerinin satışı başladı. İş birliğinin ileriki dönemlerinde internet dışı ürünler de kapsama dâhil olacak. CK Boğaziçi Elektrik MİM’lerinde verilecek yeni hizmetlerle ilgili tüketiciden herhangi bir ad altında ekstra bir ücret alınmayacak.
Silvio Marcacci “Energy Innovation”da hızlı maliyet düşüşünün yenilenebilir enerjiyi 2017'de ABD'nin en ucuz yeni elektrik kaynağı haline getirdiğini yazıyor. Marcacci, ABD'nin birçok yerinde, nükleer ve doğal gaz ile çok da bir farkı olmamakla birlikte rüzgar enerjisi santrali kurmanın mevcut kömürü çalıştırmaktan daha ucuz olduğunu belirtiyor. Yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş sürdükçe, fosil yakıtlar karlı olmaktan uzaklaşıyor.
Bu dinamik, ABD’de kapanan neredeyse tüm enerji santrallerinin fosil yakıt santralleri olduğu 2008-2017 yılları boyunca görüldü. ABD Enerji Bilgi Yönetim İdaresi, kömür santrali kapanışlarının 2020 yılına kadar devam edeceğini ve 2018 yılında yıllık bazda yıllık rekor seviyeye çıkacağını öngörüyor.
Trump Yönetiminin fosil yakıt ekonomisini geliştirmeye ve yenilenebilir enerjinin rekabet gücünü azaltmaya yönelik faaliyetlerine rağmen, seviyelendirilmiş güncel maliyet verileri ve yeni yenilenebilir enerji projeleri, temiz enerjinin fosil yakıtlardan her zamankinden daha hızlı bir tempoda ve daha fazla lokasyonda üstün geldiğini gösteriyor.
Rüzgar ve Güneş Enerjisinde Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyeti Düşüyor
Lazard'ın Aralık ayında yayınlanan yıllık Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyeti (LCOE) çalışmasının 2017 baskısı yenilenebilir enerjinin maliyetlerinin azalmaya devam ettiğini gösteriyor. Çalışma, farklı elektrik üretim teknolojilerinin ekonomik boyutunu önce santrali kurma, sonra da varsayılan ömrü boyunca işletme maliyetini ölçerek karşılaştırıyor.
Teşviksiz kara rüzgarı ve şebeke tipi güneş enerjisi ABD'nin birçok yerinde kömürden daha ucuz ve kombine çevrim doğal gaz ile seviyelendirilmiş maliyet bazında rekabet edebilecek düzeyde. Enerji Ekonomi ve Mali Analiz Enstitüsü Finans Direktörü Tom Sanzillo’nun deyişiyle, “temiz enerji artık ucuz enerji.”
Teknoloji maliyetleri düştükçe rüzgar ve güneş enerjisi tesislerinin
Yenilenebilir enerji ile fosil yakıt arasındaki değişken fiyat dinamiği, kömür santrallerinin kapanmasını ve yeni rüzgar ve güneş santallerinin kurulmasını teşvik ediyor. Şebeke tipi güneş enerjisinin ağırlıklı Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyeti 2009’da $350/Mwsaat’ten 2017’de $50/Mwsaat’e düşerken, kümülatif kurulumlar 2009’da 1 GW’tan 2017’nin 3.çeyreğinde 30 GW kümülatif kurulu kapasiteye yükselmiş durumda. Hatta kara rüzgarı, şebeke tipi güneş enerjisinden daha ucuz ve daha yaygın. (2009’da $135/MWsaat ve 35 GW kurulu kapasite iken 2017’de $45/Mwsaat ve 85 GW kurulu kapasite)
Lazard, rüzgar ve güneş LCOE'yi bölgelere göre büyük oranda değişmekte - bu teknolojiler en rüzgarlı ve en güneşli yerlerde en ucuz - vurguluyor ancak hızla düşen maliyetlerin net sonucu, değişen ABD güç karışımı ile zaten ortaya çıkıyor: ÇED Aralık 2017 Aylık Enerji İncelemesi , yenilenebilir enerjileri bildirdi 2017'de kömür ve gaz değiştirdi.
Toplam ABD elektrik üretimi% 2.6 düşerken toplam elektrik kullanımı 2016'da 2016'ya kıyasla% 3 azalırken, doğal gaz üretimi% 11 düşerken kömür ve nükleer enerji üretimi% 1.5 düştü Şebeke içi güneş enerjisi üretimi% 51, rüzgar enerjisi üretimi% 2017'de 2016'ya kıyasla% 11 arttı.
Fosil yakıt maliyetleri sabit kalırken yenilenebilir enerji maliyetleri düşmeye devam edecek
Yenilenebilir enerjinin sürekli ucuzlaması ve kapasitesinin artması beklenirken; kömür, nükleer ve doğalgaz maliyetlerinin sabit kalmaya devam edeceği ve toplam enerji üretimindeki payında kayıplara uğraması bekleniyor.
Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuarı'nın (UYEL) Yıllık Teknoloji Tabanı 2017 raporu, son zamanlarda kurulmuş ve öngörülen kısa vadeli projeleri kara rüzgarının en muhtemel orta menzilli Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyetinin 2020'de $39/Mwsaat’ten 2050'de $28/Mwsaat’e düşeceğini tahmin ediyor. Aynı zamanda UYEL, fosil yakıt üretiminin Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyetinin sabit kalacağını, hatta artacağını öngörüyor. Sonuç olarak, Federal Enerji Düzenleme Komisyonunun (FEDK) son Enerji Altyapısı Güncellemesi’ne göre ABD’deki kurulu yenilenebilir enerji üretimi 2020 yıllına kadar iki katına çıkabilir.
Hidroelektrik ve jeotermal gibi diğer yenilenebilir enerjilerin de eklenmesiyle Yenilenebilir enerji, 2020 yılında ABD’deki toplam kapasite üretiminin %26,5’ini oluşturabilir (şuan %19,9’unu oluşturuyor). Federal Enerji Düzenleme Komisyonu, bu hesaplamaya dağıtılan güneş enerjisi (yani çatı güneşi) üretimini hesaba katmıyor, bu da güneş enerjisinin toplam üretiminin aslında çok daha yüksek olduğu anlamına geliyor.
Trump Yönetiminin yeni uyguladığı %30'luk gümrük vergisinin güneş panellerine de uygulanmasının bile bu geçişi yavaşlatmaması bekleniyor. GTM Research'e göre, gümrük vergileri güneş enerjisi fiyatlarını watt başına sadece 10-12 cent arasında artıcak, bu da kabaca% 10'luk bir artış olacak. Panel maliyetleri şebeke tipi güneş enerjisi kurulum maliyetlerinin üçte birinden az olduğundan ve gümrük vergileri zamanla azaldığından, GTM Research ABD piyasasının 2022 yılına kadar %11 civarında yavaşlayabileceğini öngörüyor. Hatta Çinli bir güneş enerjisi şirketi, ABD güneş modülü fiyatlarının 2018'in sonunda 2017’ye göre daha düşük olacağını tahmin ediyor. ,
En ucuz üretim seçeneklerine ulaşmanın üç yolu
ABD şebeke operatörleri güvenilirliği riske atmadan rüzgar ve güneş enerjisi penetrasyonlarını artırmaya başladılar bile, ancak daha ucuz yenilenebilir enerjiden tamamen istifade etmek için düzenleyicilere ve enerji şirketlerine üç önemli politika eyleminde işbirliği yapmak düşüyor.
İlk olarak, toptan piyasa yapısının şebeke esnekliğini doğru bir şekilde değerlendirdiğinden ve dağıtılan üretimi hassas bir şekilde değerlendirecek şekilde yenilenebilir enerji geçişlerini desteklediğinden emin olun. İkincisi, işçileri yeniden eğitmek ve kapanışlardan etkilenen kesimlere yardımcı olmak amacıyla fon ayırırken, enerji şirketlerine karlı olmayan eski üretim tesislerini kapamaları konusunda yardım edecek stratejiler geliştirin. Üçüncü olarak, performans esaslı düzenlemeyle değer üretmek için, kamu hizmetlerinin mali teşvikleriyle tüketicilerin istediği çıktıları uyumlu hale getirin.
Düzenleyiciler tüketici maliyetlerini düşürürken ve temiz enerjiye geçişi hızlandırırken enerji şirketleri de değişen ABD enerji ekonomisi ile uygun olan politikalara odaklanarak karlılıklarını artırabilir ve riskli yatırımlardan kaçınabilirler.
Kaynak: Energy Post
İngiltere, yenilenebilir enerji projelerini devreye sokma konusunda liderliği ele alarak ve kömürle çalışan enerji üretimini AB üyelerinden daha hızlı azaltarak enerji sistemini temizleme yarışını kazanıyor. Brüksel'de yayınlanan raporda, İngiltere’nin rüzgar ve güneş enerjisine destek konusuna Almanya ile birlikte öncülük ettiği belirtiliyor.
Alman politika yapıcılar karbon emisyonlarını sınırlama konusunda tereddüt ederken, Almanya’nın aksine İngiltere, yüksek karbon kömürle çalışan enerjiyi AB'nin neredeyse hiçbir yerinde olmadığı kadar temiz alternatiflerle yeniliyor.
Bir Alman düşünce kuruluşu ve Brüksel merkezli bir grup tarafından yayınlanan bulgular, Brexit'in İngiltere’nin AB temiz enerji ve iklim değişikliği hedeflerini kaldırarak yeşil kimliğini azaltacağı yönündeki iddiaların üzerine soğuk su döküyor.
İngiltere, 2025 yılına kadar kömürden enerji üretiminin tamamını aşamalı olarak sonlandırma taahütünde bulundu ve AB genelinde Danimarka’dan sonra en büyük kömür azaltımlardan birini duyurdu. Kömürün elektrik üretiminde 2010 yılında %28 olan payı, geçen yıl 22 puan gerileyerek %7 seviyesine indi.
Bunun yerine İngiltere, rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji projelerine eğilim gösterdi. İngiltere, enerji üretiminde rüzgar, güneş ve biyokütlenin 2010'da %8 olan payını 20 puan artırarak 2017’de %28’e çıkardı.
Raporda yer alan bilgilere göre Almanya bile İngiltere’nin kaydettiği gelişimi yakalayamadı. Enerji üretiminde yenilenebilirin payını sadece 17 puan artırarak 2017 itibariyle %30’a çıkardı. AB kuralları altında İngiltere’nin elektrik üretimi, ısınma ve ulaşım sektörlerindeki yenilenebilir enerji hedeflerini tutturması bekleniyor.
İngiltere elektrik üretiminin %30’unun yenilenebilir kaynaklardan olması hedefine yaklaşmış olmasına rağmen, ısınmadaki %12’lik ve ulaşımdaki %10’luk hedefin yarısına bile gelememiş durumda. Yetkililer yenilenebilir ısınma ve ulaşım hedeflerini elektrikli araçlara, enerji verimli evlere ve düşük karbonlu ısınmaya öncelik veren “Temiz Büyüme Stratejisi” ile ele almaya hazırlanıyorlar.
İngiltere 2025 yılına kadar kömür kullanımını tamamen bitirecek, bu sebeple her geçen gün büyüyen elektrikli araç filosunun İngiltere yollarına koyulması, temiz enerji üretimiyle güçlendirilecek. Hollanda, İtalya ve Portekiz de İngiltere’nin kömüre bir bitiş tarihi koyma konusundaki öncülüğünü takip etmeye ant içtiler.
France even one-upped the British pledge by vowing to scrap coal from their energy mix four years earlier by 2021, although the end of coal’s modest 1pc share of the French power system will have a far more limited impact on carbon emissions.
Hatta Fransa, kömürün enerji sistemindeki 1 puanlık azalışının karbon emisyonları üzerinde çok sınırlı bir etkiye sahip olmasına rağmen, enerji sisteminden kömürü 2021’de (İngiltere’den dört yıl önce) çıkarma taahhütünde bulunarak İngiltere’nin taahhütünü bir adım yukarıya taşıdı.
Kaynak: The Telegraph
29 Ocak'ta Avrupa Komisyonu, Brüksel'de AB Enerji Yoksullu Gözlemevi'ni (EPOV) lanse etmek üzere Başkan Yardımcısı Šefčovič, Komisyon Üyesi Cañete ve Parlamento Üyeleri Buzek, Griffin ve Turmes'in ana konuşmacı olarak katıldığı bir konferans düzenledi. Bu gözlemevinin oluşturulması, AB'nin AB ülkelerindeki enerji yoksulluğunu ele alma çabalarının bir parçasıdır ve enerji yoksulluğu konusunda halkın katılımını teşvik etmek, Üye Devletler arasındaki verileri bir araya getirmek ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak için kullanıcı dostu ve açık erişimli bir platform sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca ilgili paydaşlar arasında bilgi paylaşımını kolaylaştırmayı ve yerel, ulusal ve AB düzeyinde bilinçli karar vermeyi hedefliyor. EURELECTRIC, sektörün gözlemevine yönelik görüş ve beklentilerini sunuyor ve enerji yoksulluğu konusundaki ana mesajlarını yeniden dile getiriyor.
Başkan Yardımcısı Šefčoviç, açılış konuşmasında "Bunu itiraf etmek zorundayız: 2018'de enerji yoksulluğu Avrupa Birliğinde hala görünür bir sorundur" dedi. "Sadece yoksul ülkelerde değil, zengin ülkelerde de kabul edilemez bir seviyeye ulaştı. Bazıları, konunun ikinci derecede önceliğe bırakılması gerektiğini savunuyor ancak henüz Üye Devletlerin yarısında bile tanımlanmayan ve ölçülmeyen bir şeyi nasıl anlayabiliriz? "dedi.
Önerilen Elektrik Direktifinde Komisyon, ülkeleri yoksulluğun ölçülmesine, durumun izlenmesine ve Komisyona rapor edilmesine ilişkin bir dizi kriter geliştirmeye çağırdı. Avrupa Parlamentosu için olduğu gibi, ITRE Komitesi de 21 Şubat'ta konumu üzerinde mütabık kalması gerekiyor. Parlamento üyeleri Buzek, Griffin ve Turmes'in yer aldığı 1. panelde yapılan tartışmada, siyasi partilerin bu konuda hala bölünmüş oldukları görülüyor. Jerzy Buzek (EPP, ITRE komitesinin başkanı) "Herkese hitap eden tek bir yaklaşım olamaz" dedi. "Polonya'da hane halklarının yaklaşık yarısı gelir bakımından fakir değil, ancak gelirlerinin yüzde 10'unu ısınmaya harcamak zorundalar". dedi
MEP Griffin, Avrupa'da enerji yoksulluğunun ne demek olduğunu anlatan ortak bir AB tanımına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. MEEP Turmes, bunun elektrik yoksulluğu olmadığını da ekledi. "Avrupa'nın pek çok yerinde, enerji yoksulluğu gaz/yakıt ısıtması ile ilgilidir. Ayrıca, büyük remi görebilmek için ulaşım maliyetlerini de dahil etmeliyiz "dedi.
İkinci oturumda, konsorsiyumun Manchester Üniversitesi liderliğindeki temsilcileri, EPOV'un işlevlerini sundular. Projeyi çok iddialı bir proje olarak açıkladılar. Proje kapsamında 250'den fazla politika bildirildi. EPOV, "enerji fiyatları", "gelir düzeyine göre enerji harcamaları" gibi farklı göstergelere göre filtreleme sonuçları elde edilmesine imkan sağlıyor. Enerji yoksulluğu ile ilgili tüm bilimsel makaleler, raporlar ve diğer belgeleri listeliyor ve bunları ülke, dil, tema ve yayın türüne göre kategorize ediyor. Aynı zamanda, Avrupa'daki enerji yoksulluğu konusunda yaklaşan tüm etkinlikleri tanıtıyor ve bu alanda diğer önemli paydaşlarla etkileşim kurmak için bir platform sunuyor.
3. oturumda, paydaşlar gözlemevine yönelik görüş ve beklentilerini sunmaya davet edildi. EURELECTRIC, enerji yoksulluğu konusundaki üç ana mesajının yeniden altını çizdi: (i) Enerji yoksulluğu birçok ülkede enerji fiyatları arttığı için artıyor. Son birkaç yıldır bu artışın başlıca nedeni politika maliyetleri ve vergilerdi; (ii) enerji verimliliği önemlidir, ancak alınan tedbirler enerji faturaları ile finanse edilmek yerine özel yatırımlar (enerji performans sözleşmeleri vs.) kullanmalıdır; ve (ii) AB düzeyinde daha fazla raporlama yapılması gerektiği halde, çözümlerin bölgesel ve yerel düzeyde bulunması gerektiğini düşünüyoruz. EURELECTRIC ayrıca, tedarikçilerin tüketicilere enerji verimliliği tavsiyesi, ödeme düzenlemeleri ve uygun borç yönetim süreçleri yoluyla yardımcı olduklarını vurguladı. Ayrıca, pek çok tedarikçi düşük gelirli tüketicileri desteklemek ve ödenmemiş faturalar nedeniyle yaşanacak kesintileri önlemeye yardımcı olmak için yerel makamlar ve sosyal hizmetler ile anlaşmalar imzaladı. Gözlemevine gelince, EURELECTRIC olarak AB düzeyinde iyi uygulamaların daha çok paulaşılmasını memnuniyetle karşıladık, ancak veri karşılaştırılabilirliğinin olmayışına karşı uyardık.
Komisyon Üyesi Cañete, Parlemento’yu enerji yoksulluğuyla mücadele hükümlerini de içeren Temiz Enerji Politikası konusundaki azimlerini arttırmaya davet ederek etkinliği bitirdi. Ancak, düzenlenmiş fiyatların enerji yoksulluğuna iyi bir cevap olduğunu düşünmenin yanlış olacağı konusunda uyardı. Genel fiyat regülasyonunun, tüketiciler arasında haksız muameleye neden olacağını, regüle edilen fiyatlar ve sosyal tarifeler yerine doğrudan desteklerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.
Kaynak: EURELECTRIC
MAKALE
Dağıtım Şebekelerinde Teknik ve Teknik Olmayan Kayıpların Azaltılması
Dağıtımda kayıpların azaltılması, hem teknik hem de teknik olmayan kayıpların heterojen düzeylerinden ve aynı zamanda kayıpların tanımı, ölçülmesi veya düzenlenmesindeki farklılıklardan dolayı her dağıtım şirketi için farklı bir konuyu ifade etmektedir. Bu da ortaya hem tüm dağıtım şirketlerinin konularını kapsayacak kadar genel, hem de her bir dağıtım şirketinin kendine has durumuna adapte olabilecek kadar spesifik küresel bir taslak ihtiyacı çıkarmaktadır. Bunu çözmek için, Uluslararası Elektrik Dağıtımı Konferansı (CIRED), dağıtımdaki kayıpların azaltılması kapsamında “Ölçümleme, Yönetme, Azaltma” amaçlı üç aşamalı bir yaklaşım öneren bir Çalışma Grubu görevlendirmiştir.
Adım 1 = Ölçümleme: Katıpların Tanımı ve Ölçümü
Grup tarafından önerilen tanım, kayıpların ölçülmesini, küresel bir perspektiften detaylı bir perspektife yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Bunun dağıtım şirketleri tarafından uygulanabilir olması için, regülatif ilkelerle olan tutarlılık da dikkate alınmıştır. Yalnızca tanımlama, ölçme ve regülasyon arasındaki bu doğrudan ilişkiyi sağlayarak, hem kıyaslama hem de azaltma eylemleri tanımlama amacıyla kayıpları verimli bir şekilde ölçmek mümkün olacaktır.
Kayıpların tanımlanmasının etkililiği, ölçüm yöntemlerinde yer alan ana bulgularla doğrulanabilir:
1.Operasyonel ölçüm yöntemleri, Çalışma Grubu tarafından önerilen üç farklı tanıma göre detaylandırılabilir: - Bu farklı ölçüm yöntemleri, bunları birleştirme imkanı ile uyumlu ve tamamlayıcı nitelikte olduğunu kanıtlar - Kayıpların ana faktörleri hakkında bazı bilgiler vererek kayıplara daha net odaklanmayı sağlar. - Bunları kontrol etmenin ve regülasyon yaklaşımları için sağlam bir temel önermenin en iyi yolunun bulunmasına yardımcı olur.
2.Akıllı sayaçlar, belirlenen 3 kayıp seviyesi için kayıpların ölçülmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Ölçüm yöntemleri küresel bir akıllı şebeke yaklaşımının önemli bir parçası olarak düşünülebilir.
Adım 2 = Yönetme: Teknik ve Teknik Olmayan Kayıpların Yönetimi
Teknik ve Teknik Olmayan Kayıpların yönetimi ve azaltımı için spesifik yaklaşımlar gerekmektedir.
Teknik Kayıplarda:
1. Raporda analiz edilen çeşitli örnekler de Teknik yapının ve seviyenin dağıtım şebekesinde farklı olduğunu göstermektedir.
2. Bu rapor teknik yönetimi üç kategoride sınıflandırmakta ve iki ana sorun belirlemektedir: akıllı şebeke yaklaşımı ile güçlendirilebilecek yöntemler ve kayıplar üzerindeki DG etkisi için coğrafi yakınlık ve zaman senkronizasyonu sorusu (azalma vs artış).
3. Teknik limitleme çok değişkenli karmaşık bir denklem olduğundan, dağıtım şirketleri teknik kayıpları teknik-ekonomik bir yaklaşımla azaltmayı amaçlayan farklı yöntemler düşünmek durumundalar. Bu yaklaşım, gelişen ülkelerde en düşük maliyetle şebeke başarısını, gelişmiş ülkelerde ise kayıplardan ziyade arzın kalitesini teşvik etmektedir.
4. Regülasyon, bu zorluğu çözmek, paydaşlar arasındaki işbirliğini desteklemek ve daha küresel bir yaklaşım benimsemek için önemli bir faktördür. Özellikle, tarifelendirme dağıtım şirketlerine olumlu teşviklerle uzun vadeli bir finansal çerçeve sağlayabilir.
Teknik Olmayan Kayıplar:
1. Bu belgede farklı senaryolar için listelenen Teknik olmayan kayıplar için en etkili önlemleri (yerel / global ve iç / dış önlemler) değiştirebileceğinden, her dağıtım şirketine özgü koşullar dikkate alınmalıdır.
2. Bu uygulamada akıllı teknolojilerle sınırlı olan tecrübe, teknik olmayan kayıplar ile mücadelede prensip olarak oldukça iyi durumdadır. Fakat bunların başarılı olması için iş süreçlerinin ve finansmanın dağıtım şirketi içinde yer alması ve doğru bir şekilde adapte edilmesi gerekmektedir.
3. Ülkedeki regülatif ve genel sosyo-ekonomik koşulların akıllı teknolojileri destekleyecek seviyede olması gerekmektedir. Bu akıllı teknolojilerin kullanımı, iyi müşteri ilişkilerinin geliştirilmesi, düzenli toplum buluşmaları ve hukuki yaptırım gibi teknik olmayan önlemlerin alınması gerekliliğini hafifletmemektedir.
Adım 3 = Azaltma: Kayıpların Azaltılmasınd Regülasyonun Rolü
Tüm dağıtım şirketleri için ortak bir tanım seçerek ve kayıp düzeyine ve yapısına uygun bir regülasyon benimseyerek bazı temel faktörlere dikkat çekilebilir. Bu rapor, kayıp regülasyonu konusunda birtakım iyi uygulamaları, küresel bir strateji ve aksiyon planı belirlenmeden önce yapılması gereken bir ön çalışma ihtiyacı olarak tanımlamaktadır.
Dağıtım şirketlerinin ekonomik kararları, genel olarak, kayıplardan başka birçok faktörü kapsamaktadır. Bununla birlikte, kayıplar, kaldıraçlı bir maliyet ya da taşınan bir maliyet olarak denklemin parçası olmalıdır. Sonuç olarak regülasyon, seçimleri yönlendirmede, kolaylaştırmada ve dağıtım şirketine yaptırım uygulanmasında önemli bir role sahiptir.
Global anlamda, kayıp regülasyonu enerji hırsızlığını önlemek, faturaları azaltmak veya enerji verimliliğini artırmak için tüm ilgili paydaşların görüşlerini dikkate almalıdır. Bu açıdan, kayıp regülasyonu: - Dağıtım şirketlerinin içinde, küresel ekonomik kararlar ve süreç optimizasyonu için önemli bir karar faktörü olarak. – Dağıtım şirketlerinin dışında, elektrik akımlarının ölçülmesi, kontrol edilmesi ve optimize edilmesinin bir yolu olarak görülebilir.
Sonuç olarak: Bu rapor, kayıpların azaltılması için her bir dağıtım şirketinin durumuna uyarlanabilen küresel bir yöntem önermektedir. (I) Teknik ve teknik olmayan kayıpların azaltılmasının farklı ve spesifik yaklaşımlar gerektirdiğini ve (ii) akıllı teknolojilerin ve regülasyonun güçlendiriciler olacağını gösteren iki önemli bulguyu işaret etmektedir. Kayıplar konusundaki bu geniş gözden geçirme, ayrıntılı bir görüş ya da konuya ilişkin tanımlayıcı bir bakıştan ziyade, dağıtım şebekelerindeki kayıpların azaltılmasını hedefleyen her bir oyuncu için kılavuz niteliğindedir. Bu raporda sunulan küresel yaklaşım, kayıp azaltımıyla ilgili her türlü somut deneyim ile gösterilecek, tamamlanacak ve sorgulanacaktır.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Dünyanın Enerji Gündemi
- Kimyasallarda Kuzey Amerika kökenli, ucuz doğalgazdan polyetilen (PE) 2018’de hızla artacak. 2017-2019 arasında 14 yeni PE tesisinin devreye girmesiyle 2022’de 2017’nin iki misline çıkacak.
- BP’nin küresel altakış sorumlusu Tufan Erginbilgiç: “Mobilite değişiyor ve BP geleceğin önemli yakıt[elektrik dahil] satıcılarından biri olmak istiyor”. Elektrli arabalara yatırım gerektikçe de Ford, GE, Daimler kar büyümeleri düşüyor.
- ABD haneler doğal gaza su kadar para harcıyor. Californiada yapılan doğalgaz esnekliği çalışmasında fiyat esnekliği -0.2 , fiyat %10 artarsa, tüketim %2 düşer. Ama etki faturayı görünce. Desteklenen tüketici esnekliği -0.52.
- Konut elektrik fiyatlarında Almanya, Danimarkayı yakaldı. 30.5 eurocent/kWh. Ülkede 41 milyon hane, 82 milyon nüfus var. Haneler yılda 130 Twh tüketiyor. Hane başı 3171 kWh/yıl
- Almanya’nın Hollanda’dan net gaz ithalatı 16’ın en düşüğünü gördü. 1 yıl önce 2 bcm olan Ocak akışı, şimdi 843 milyon m3.
Kaynak: AA
Etkinlikler
ELDER II. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi
15-17 Şubat / Antalya
5. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi
5-6 Mart / Antalya
19. Electric Power Konferansı ve Fuarı
19-22 Mart / ABD
9. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı
29 – 30 Mart / Lütfi Kırdar Kongre Sarayı