Borsa İstanbul’da gong Enerjisa için çaldı

Türkiye’nin lider enerji şirketlerinden Enerjisa Enerji’nin halka arzı tarihi rekorla tamamlandı. Enerjisa Enerji’nin halka arzı nedeniyle Borsa İstanbul’da düzenlenen gong törenine; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve E.ON CEO’su Johannes Teyssen, Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler ve Borsa İstanbul Yönetim Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Himmet Karadağ katıldı. Ak Yatırım’ın konsorsiyum lideri olarak görev aldığı halka arz ile yüzde 20’si halka açılan Enerjisa Enerji, gong töreninin ardından ENJSA kodu ile işlem görmeye başladı.

Türkiye’nin en büyük özel sektör halka arzı

Blackrock, Fidelity Management &Research, Moon Capital gibi global yatırım şirketlerinin de içerisinde yer aldığı güçlü yabancı ve yerli yatırımcılar tarafından büyük ilgi gören halka arza, 4,8 kat talep geldi. Enerjisa’nın hissedarları E.ON ve Sabancı Holding’in yüzde 20 hissesinin halka arzında, şirketin toplam piyasa değeri 7 milyar 380 milyon TL oldu. Bu piyasa değeri ile Enerjisa Enerji, TL bazında Türkiye’de gerçekleştirilen en büyük özel sektör halka arzı olarak, tarihi bir rekora imza attı.

Enerjisa Türkiye’de ‘öncü’ ve ‘örnek’ bir şirket oldu

Gong töreninde konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Enerjisa Enerji’nin halka arzı ile bir rüyasının gerçekleştiğini belirterek, “2005-2018 uzun bir yolculuktu. Bugün geldiğimiz noktayı ben kendi açımdan, bir rüyanın gerçekleşmesi diye değerlendiriyorum” dedi.

Enerjisa’nın Türkiye’nin “öncü” ve “örnek” şirketi olduğunu vurgulayan Sabancı, “Enerjide ‘örnek’ ve ‘öncü’ şirket olma sorumluluğumuz, bu halka arz ile daha da artıyor. Enerjisa’nın tüm yönetim ekibinin ve çalışanlarının yeni dönemde de bu sorumlulukla çalışmalarını sürdüreceğine inanıyorum” diye konuştu.

“Halka arz, işin gerçek değerin kristalleştirdi”

Gong töreninde konuşan E.ON CEO’su Johannes Teyssen ise halka arzın başarısının, sermaye piyasasının Enerjisa’ya olan güvenini açıkça gösterdiğini söyledi. Teyssen, “Bugün, Enerjisa'nın halka açılmasını kutlamaktan gurur duyuyoruz. Bu kilometre taşını Türk elektrik dağıtım ve perakende sektörünün daha geniş bir tabandan finansman kaynaklarına erişmesi için sağlam bir adım olarak görüyoruz. Bu, son yıllarda Türkiye'de yapılan en büyük halka arz girişimlerinden biridir. Halka arzın başarısı, sermaye piyasasının, yatırımcıların kendilerine önemli fırsatlar sunan elektrik sektöründeki yüksek büyüme potansiyeline ikna olduklarını ve Enerjisa’ya olan güveni açıkça göstermektedir.  Ayrıca saygın uluslararası yatırımcıların hisselerimize olan yoğun talebi Türkiye enerji sektörüne inancımızı tekrar teyit etmektedir. Enerjisa'nın halka arzı, işin gerçek değerini kristalleştirmiştir. Enerjisa'nın başarı öyküsü, Türkiye'nin cazip iş ortamında, son derece deneyimli ve sonuç odaklı bir yönetim ekibi ve gözle görülür büyüme ile birlikte devam edecek ve her zaman Türkiye'nin enerji sektörünün kalbi olacaktır” dedi.

Enerji Devleri İstanbul’a Geliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve  Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun destekleriyle ELDER ve GAZ-BİR’in stratejik partnerliğinde gerçekleşecek olan 6. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı , 25-26 Nisan 2018 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde kapılarını açacak.

Enerji sektöründeki paydaşların bir arada bulunacağı, Kongreyle eş zamanlı 10.000 m2 lik fuar alanında gerçekleşecek 350’ye yakın global firmanın standlı katılım sağlayacağı ve Birleşik Krallık’ın Ülke Partneri olduğu; 6. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’na 50’yi aşkın ülkeden toplamda 10 binin üzerinde sektör temsilcisinin, uzman ve akademisyenin katılması bekleniyor.

Akıllı şebekeler ve akıllı sistemler üzerinde yoğun mesai harcadıklarını belirten ICSG İstanbul 2018 Kongre ve Fuarı Başkanı EPDK Başkan Yardımcısı Mehmet Ertürk, “Dönüşümü başlattığımız akıllı sistemler ile tüm sistemin uzaktan izlenebilmesi ve yönlendirilebilmesi mümkün hale gelecektir. Bu da hem anlık kararların verilmesinde hem işletmecilik süreçlerinin yönetilmesinde hem de uzun vadeli stratejilerin ve iş planlarının geliştirilmesinde yeni bir işletmecilik anlayışı sunacaktır. Sürekli gelişen ve karmaşa düzeyi artan, doğru yönetilememesi durumunda büyük verimsizliklerin ortaya çıkma riski bulunan günümüz dünyasında, akıllandırma bu karmaşayı ve dönüşümü yönetmenin anahtarıdır aslında” diye konuştu.

Sistemlerin akıllandırılmasının büyük bir dönüşüm gerektirdiğini sözlerine ekleyen EPDK Başkan Yardımcısı Ertürk, “Bu dönüşüm sadece malzeme dünyasında değil, insan zihninde, iş tutuş tarzında ve iş yönetim tarzında da bir dönüşüm anlamına gelmektedir. Bu sebeple, bu büyük dönüşüme yön veren, dönüşümün yürütücüsü olan ve dönüşüme destek veren tüm tarafların hep birlikte hareket edebilmesi, dönüşümün en optimal şekilde gerçekleşmesi için elzemdir” dedi.

ICSG 2018’de yapmaya çalıştığımız da bu dönüşüme katkı vermek; konunun tüm taraflarını çok geniş bir katılımla yılda bir kez bir araya getirerek hem farkındalık düzeyine artırmak hem de ortak aklın ve ortak dilin oluşmasına zemin hazırlamaktır. İlk yıllarda temel hedefi farkındalık ve ortak dil oluşturmak olan bu etkinlik ile bu amaca artık ulaştığımızı düşünüyorum. Bundan sonra yapmamız gereken ise ortak aklın oluşmasını ve gelişmesini desteklemek olmalıdır. Bu amaca hizmet etmek ve geleceğin sistemlerini birlikte akıllandırmak adına tüm paydaşları 2018 yılında altıncısını düzenleyeceğimiz kongre ve fuarımıza katkı vermeye davet ediyorum.” Diye konuştu.

Endoks, Klorsis, Köhler ve Luna’nın ana sponsorluğunu üstlendiği 6. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı, katılımcıların bütün paydaşlar ile bir arada olması, sorularına cevap bulması, akıllı şebekeler hakkındaki son yenilikleri öğrenmesi, örnek uygulamaları görmesi ve yatırım stratejilerini belirlemesi için uluslararası bir platform sağlayacak.

Türkiye Güneşte Avrupa Lideri Oldu

Avrupa'nın güneş enerjisi alanındaki en büyük sivil toplum kuruluşlarından SolarPowerEurope tarafından yapılan açıklamada 2017’de Avrupa ülkelerinde 8,61 GW'lık yeni güneş elektriği santralinin devreye girdiği bildirildi. 2017'deki artış rakamı 2016'daki 6,72 GW'lık rakamın yüzde 28 üzerinde gerçekleşti. AB üye ülkeleri 2016’daki 5,69 GW kapasitesini 2017’de %6 artırarak 6,03 GW’a çıkardı.

SolarPower Europe'un CEO'su James Watson, "Güneş enerjisi Avrupa'da büyüyor. Bu, enerji dönüşümü için iyi haber. Şimdi AB'nin temiz enerji teknolojimizden tam olarak faydalanabilmesi için doğru politikalara ihtiyacımız var. DG Adalet ve Tüketici Araştırmasına göre, ithal güneş panelleri üzerindeki ticari tedbirler kaldırılsaydı, AB'de güneş enerjisi tüketiminde %20-30'luk bir artış görebilirdik. Benzer şekilde AB %27 yerine %35 yenilenebilir enerji hedefi benimseseydi, güneş enerjisinde en az 120.000 istihdam yaratılırdı."

İlk tahmine göre, 2017 yılında Avrupa’daki en büyük güneş enerjisi pazarı, geçtiğimiz yıl 1,79 GW şebeke bağlantısı kuran Türkiye oldu ve Türkiye’yi 1,75 GW ile Almanya takip etti. Bunun soucunda 2017'de Türkiye ve Almanya'nın Avrupa'daki toplam pazar payı %41 olarak gerçekleşti. Sıralamada Fransa 887 MW'lık yeni güneş enerjisi kurulumu ile dördüncü, Hollanda ise 853 MW ile beşinci sırada yer aldı.

Türkiye yılda %213, Almanya %23 büyürken, bir zamanlar güneş enerjisinin yıldızı olan İngiltere, Avrupa'nın lider güneş enerjisi pazarı olma konumunu kaybetti. İngiltere’de güneş teşvik programları desteğinden sonra 2016 yılında 1,97 GW olan yeni kurulumlar, 2017’de %54 oranında düşerek 912 MW olarak gerçekleşti. Güçlü hükümet desteğiyle desteklenen Fransa ve Hollanda ise kapasite büyümesinde iki haneli bir artış gösterdi. İspanya 2017'de 135 MW yeni güneş enerjisi sisteminin kurulmasıyla 2016 yılında 55 MW kurulu gücünde %145'lik bir artışla ilerleme belirtileri gösterdi.

SolarPower Europe Yönetim Danışmanı Michael Schmela: "Birkaç AB üyesi devlet, ulusal düzeydeki 2020 yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmak için güneş enerjisini tercih ettiğinden önümüzdeki yıllarda güneş enerjisinde daha güçlü bir büyüme bekliyoruz. Güneş enerjisi, AB vatandaşları nezdinde daha düşük fiyatı, çok yönlülüğü ve güvenilirliğinden dolayı günümüzde en popüler enerji kaynağı durumunda” şeklinde konuştu.

Kaynak: SolarPower Europe

İspanya'daki Enerji Regülasyon Kurumu, Hükümetin Kömürü Destekleme Planını Reddetti

IEEFA (Enerji Ekonomisi ve Mali Analiz Enstitüsü)’nden Gerard Wynn, Paris merkezli bağımsız danışma firması Acousmatics'ten Paolo Coghe ve Madrid'deki uluslararası hukuk ve çevre enstitüsünden Carlota Ruiz-Bautista, İspanya'nın enerji regülatörünün, ülkedeki aşırı kapasitenin, mevcut kömür filosunun önemli bir bölümünün güvenli bir şekilde kapatılabileceği anlamına geldiğini belirterek hükümetin ülkedeki en eski ve en kirletici kömür santrali tesislerini teşvik etme girişimini reddettiğini yazıyor.

İspanyol hükümetinin yerli kömür çıkarımına uzun zamandır süregelen müdahalesi ve kömürden enerji üretimine olan desteği göz önünde bulundurulduğunda Ulusal Rekabet ve Piyasa Kurulu’nun (CNMC) açıklaması önem taşıyor.

Açıklama, son iki kömür santralini kapatmak isteyen İspanyol elektrik şirketi Iberdrola için olumlu görünürken, bir diğer şirket Endesa için pek de öyle görünmüyor. Endesa, İspanya'nın enerji arzı güvenliğini korumak için önemli olduğunu savunarak, kömür santrallerinden üçünün faaliyet dönemini uzatmak istiyor.
Rekabetçi olmayan gaz tedarik sözleşmeleri ile birlikte kömüre yönelik siyasi destek sebebiyle doğalgazla çalışan daha çevreci enerji santralleri atıl durumda iken, daha kirli ve daha eski olan kömür santrallerinin tam kapasite çalıştığı görülüyor.

Kömürün Kademeli Olarak Azaltılması Planları

Geçtiğimiz Kasım ayında İspanyol hükümeti, kendisine elektrik üretim santralini kapatmak isteyen şirketi feshetme yetkisi veren bir kanun teklifinde bulundu. Hükümet bu yetkisini, arz güvenliği açısından ya da farklı bir ekonomik sebep ile ya da santralin kapanışı enerji planlamasına uygun değilse kullanabilecek.

Kanun teklifinin Iberdrola'nın kömürü azaltma planlarını hedef aldığı görülüyor. Uluslararası hukuk ve çevre enstitüsü (IIDMA) gibi çevre örgütleri, önerinin hem İspanyol hem de AB yasalarına aykırı olduğuna dayanarak itiraz etti.

Ulusal Rekabet ve Piyasa Kurulu şimdi, IIDMA'nın değerlendirmesiyle kanunun Avrupa yönetmeliklerine ve rekabete aykırı olabileceğini kabul ettiğini açıkça belirtti. Kurul, kararnamenin “İspanya'nın arz güvenliğini sağlamak” olan gerekçesini de reddetti.

İspanya’nın %30 civarında kapasite marjı bulunuyor (arzın maksimum talepten fazlası olarak ölçüldüğünde), ki bu şebeke operatörlerinin arayabileceği %10-15'lik emniyet seviyesinin çok üstünde bir kapasite marjı. Buna rağmen, İspanyol hükümet konvansiyonel üretimin kapasite ödemelerini desteklemek için “arzın güvenliğine tehdit” bahanesini kullanıyor.

Ulusal Rekabet ve Piyasa Kurulu: "İspanyol elektrik sisteminin orta veya uzun vadede arz güvenliği sorunları olmayacaktır. Talebin 46.000 MW ile tavan yaptığı ve üretimin düşük olduğu en kötü senaryoda bile mevcut kömürün önemli bir kısmı güvenle imha edilebilir."

Bu bulgu, Endesa'nın kömür santrallerinden üçünü 2030 yılından sonra da çalıştırmak için 400 milyon Euro'luk yatırım yapmaya yönelik stratejisini zayıflatıyor. Endesa, bu yatırıma İspanya'nın arz güvenliğini korumak için ihtiyaç duyulduğu yönündeki tavrını sürdürüyor.

Geçen yılın sonlarında yayınlanan 2018-2020 stratejik planında "verimli termik kapasiteyi muhafaza etmek, arz güvenliğini sağlayacak ve emisyonları azaltarak sisteme ek maliyetleri önleyecektir" deniliyor. Fakat bu strateji, İspanya'nın atıl gaz üretimini ve fazla kapasiteyi dikkate almıyor gibi görünüyor.

Kömür Atığı

Enerji Ekonomisi ve Mali Analiz Enstitüsü’nün geçen yıl yayınlanan raporunda belirtildiği gibi, 2021'de AB’de yürürlüğe girecek olan sıkı hava kirliliği standartları, Endesa'ya kömür atıklarıyla başa çıkmak için stratejik bir fırsat sunuyor. Aynı zamanda yatırımlarını kömür santrali geliştirmeleri yerine ana şirketleri olan Enel’in dijital ve yenilenebilir enerji teknolojilerine yönlendirmelerine imkan sağlıyor.

Ulusal Rekabet ve Piyasa Kurulu’nun kararında ayrıca, daha önce Enerji Ekonomisi ve Mali Analiz Enstitüsü tarafından tüketiciler için verimsiz ve zayıf bir değer olarak nitelendirilen kapasite piyasasını da sorguladığı ortaya çıktı.

Düzenleyici Kurum: "Ulusal Rekabet ve Piyasa Kurulu, İspanyol tüketicilerin elektrik sektörünün serbestleştirilmesinden (1997'den) beri santrallerin varlığı için ciddi miktarda ödemeler yaptığını hesaba katarak fazla kapasitenin analiz edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kurul, regülatif çerçeveyi küresel açıdan gözden geçirmek gerektiği sonucuna varıyor: tedarikin güvenliği metodolojisi, enerji santralinin muhafaza edilmesi, kapasite ödeme mekanizması ve yeni tesisler için izin prosedürü."

Kaynak: Energy Post

Katlanarak Artan Şebeke Karmaşasına Blockchain Cevap Olabilir mi?

Yarının enerji şebekesine yönelik vizyonlar genellikle arz talep dengelemesine yardımcı olan daha küçük kaynakları içeriyor. Elektrikli araçlar tarafından sağlanabilecek şebeke hizmetleri de buna örnek olarak gösteriliyor.

Elektrikli araçların yayılımı hız kazandıkça ve enerji şirketleri tarafından şebeke yönetimine kaynak olarak dahil edildikçe, mevcut veri hacmi de katlanarak artacaktır. Bir ev şarj istasyonu talep yanıt programlarına katılabilir, şebekeye hizmet sağlayabilir ve yakınlardaki bir güneş jeneratöründen enerji satın alabilir. Şebekenin büyüklüğünden bağımsız olarak - birkaç yüz kullanıcılı bir mikro şebeke veya milyonlarca kullanıcısı olan bölgesel bir şebeke - şebeke karmaşıklığı artmak üzere.

Blockchain, para ve finansal işlemlerden şebeke ve enerji ticaretinin dengelenmesine kadar her şeyi kökten değiştirme kabiliyetine sahip olduğu için günümüzde iyice yaygınlaşmış durumda. Blockchain, esas itibarıyla, işlemlerin hızlı, ucuza ve herkese açık olarak onaylanmasına, veri risklerinin azaltılmasına ve kimlik doğrulama sürecinin hızlandırılmasına olanak tanıyan dağıtık veri tabanı teknolojisidir. Dengelemenin sürekli olduğu ve temelinde güvenlik olan geçişken bir enerji ortamına imkan sağlayarak piyasa dengelemesi ve güvenilir üçüncü şahıslara merkezi yaklaşım gerekliliğini ortadan kaldırabilir.

İşlem Maliyeti

Geçişken enerji platformları gelecekte var olabilir, ancak Navigant Research'in araştırma analisti Stuart Ravens'e göre merkezi bir piyasa fonksiyonuna sahip olmayacak. "İşlem maliyetleri potansiyel karlardan daha ağır basabilir, bu yüzden hepsi otomatikleştirilmelidir" dedi.

Günümüzde enerji ticareti genellikle megawatt olarak büyük bloklar halinde yapılıyor. Ancak enerji ticareti, tüketiciler ve "prosumer"lar (enerjiyi hem üreten hem de tüketenler) arasında gerçekleşirse, sadece birkaç kilovatlık çatı güneş dizilerini içerebilir. Bu, işlem maliyetlerinin sözleşmenin tamamının daha büyük bir bölümünü oluşturacağı anlamına geliyor.

Navigant araştırma analisti Johnathon de Villier: "Yüksek işlem maliyetleri, yapacağınız anlaşmanın boyutuna kısıtlamalar getirir" diyor. "Dolayısıyla enerjiyi hem üreten, hem de tüketen meskenlere piyasaya giriş izni verilmesini konuşmaya başladığınızda, işlem ücretleri bunu tamamen imkansız kılar. İşlem ücretleri, ticaretini yaptığınız şeyin değerinden daha yüksek olabilir.”

Ravens, "enerji ticaretinin makul miktarda bir arabuluculuk gerektirdiğini ve merkezileştirilmiş pazar kontrolüne ihtiyaç duyduğunu" belirtiyor. Ve kurulum - enerjinin iletildiğinden ve ödemelerin yapıldığından emin olunması - bazı ürünler için haftalar alabilir. "Blockchain tüm bunları ortadan kaldırabilir... Gerçek-zaman terimini kullanmakta hep tereddüt ederim, çünkü genelde gerçekleşmez, ancak piyasayı çok daha çabuk çözebilir ve pazarı daha küçük katılımcılara açabilirsiniz" dedi.

​ Blockchain enerji şirketlerine Elektrikli Araçlar konusunda yardımcı olabilir

Şebekenin büyüklüğünden bağımsız olarak, Nesnelerin İnternetinin çok çok daha fazla sayıda aracı şebekeye bağlı hale getireceği açık. Gartner araştırma firması, 2016’da dünya çapında 6,3 milyon olan bağlı cihaz sayısının 2020’de 20,4 milyona yükseleceğini tahmin ediyor. Bu cihazların çoğu büyük enerji tüketen cihazlar olmayacaktır ancak bu hızlı büyüme, karmaşıklığın boyutuna dair bir işaret veriyor. Ve şebekeye bağlı cihazlar artarken, enerji şirketlerinin de buna dikkat göstermesi  gerekecek.

Enerji sektörünün yakından izlediği bir örnek: Edison Elektrik Enstitüsü geçtiğimiz yıl elektrikli araç satışlarında hızlı bir büyüme öngörüyordü. EEI, 2016 yılının sonunda 567.000 olan sıfır emisyonlu araç sayısının 2025 yılına kadar 7 milyon olacağını tahmin ediyor. Enerji şirketleri, ulaşım sektörünün elektrifikasyonu için hazırlanıyor ve bu durum hem önemli yeni talepleri hem de yönetilmesi gereken karmaşık bir dağıtım kaynağını temsil ediyor.

Blockchain bundan sonra nereye gidecek?

Enerji alanında blockchain’in birkaç olası kullanımı vardır; bunların tümü, teknolojinin dağınık bilgi yığınlarını ele alma yeteneğine bağlıdır. Ve birkaç değerli KWh'lik bir prosumer'den büyük yenilenebilir projelere kadar, enerji değer zincirinde aşağı ve yukarı etkileri olacaktır.

Elektrikli araç ve mikrogrid alanlarındaki kullanımlara ek olarak, izleme, doğrulama ve onaylama işlemi hemen ve herkese açık gerçekleşeceğinden, yenilenebilir enerji sertifikaları veya karbon kredileri yaratmak ve ticaretini yapmak için gerekli maliyet ve süre önemli ölçüde azaltılabilir. Toptan enerji piyasaları daha verimli hale getirilebilir. Komşular, hat kaybını önleyerek enerjilerinin birbirleriyle ticaretini yapabilir.

Kaynak: Utility Dive

MAKALE

Enerjide 2018 Görünümü: 2040’a Bir Bakış

Enerji Görünümü, ExxonMobil'in 2040’taki enerji talebi ve arzı hakkındaki global görüşünü ifade ediyor. Raporu hazırlayanlar içeriği söyle tarif ediyor: “Verileri ve bulguları, uzun vadeli stratejilerimize ve yatırımlarımıza rehberlik olması için kullanıyoruz. Aynı zamanda, iklim değişikliği riskleri de dahil olmak üzere çevresel etkileri azaltarak, dünyanın refahını desteklemek için uygun fiyatlı ve güvenilir enerji kaynaklarına erişimi sağlamanın ikili mücadelesinin altını çiziyor. Dünyadaki enerji ihtiyaçlarını şekillendiren sorunların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak için bu Görünüm raporunu kamuoyuyla paylaşıyoruz.”

Yönetici Özeti

Önemli bir enerji geçiş süreci devam ederken birçok faktör dünyanın enerji geleceğini şekillendirecek. Bunlara hükümetin iklim değişikliğinin risklerine değinen ve refahı teşvik eden politikaları da dahildir. İklim değişikliği ile ilgili yakın tarihli Paris Anlaşması, ulusal düzeyde belirlenen katkılarının da dahil edilmesiyle hükümetlerin sera gazı emisyonlarını azaltma niyetlerine önemli derecede içgörü sağlamıştır. Ulusal düzeyde belirlenen katkıları desteklemek için benimsenen politikalar, enerji arzını ve toplumdaki enerji kullanımını etkileyecektir.

Ekonomik ilerlemeyi desteklemek ve Paris Sözleşmesinde tanımlanan iklim hedefleri üzerinde ilerleme sağlamak için, maliyetleri ve faydaları dikkatlice tartan iyi tasarlanmış ve şeffaf politika yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tür politikalar, iklim değişikliği risklerini yönetmeye yardımcı olurken aynı zamanda toplumların temiz hava ve su, güvenilir, uygun fiyatlı enerjiye erişim ve herkes için ekonomik ilerleme gibi diğer yüksek öncelikli hedefleri izlemesini sağlar.

Teknoloji, bir yandan iklim risklerine çözüm getirirken diğer yandan yaşam standartlarını iyileştirmek için de hayati önem taşımaktadır. Teknolojik gelişmeler enerji alanını yeniden şekillendirmeye devam etmektedir. 5 ila 10 yıl önce yaygın olmayan birçok teknoloji bugün önemli bir role sahiptir ve etkileri genişlemeye devam edecektir. Rüzgâr ve güneş enerjisi, geleneksel olamayan petrol ve gazın gelişimi ve elektrikli otomobiller buna örnek olarak gösterilebilir. Bir yandan iklim değişikliğinin riskini azaltırken diğer yandan hayat standartlarını yükseltmek konusundaki ikili zorlukla baş edebilmek için ilave teknoloji ilerlemeleri gerekecektir.

Politikalar ve teknolojiler yaşam standartlarının şekillendirilmesine ve enerjinin gelişmesine yardımcı olurken, statükoyu bozmakta ve belirsizliğe ve beklenmedik sonuçlara neden olabilmektedir. Buna göre, Görünüm raporunun geliştirme sürecinin bir parçası olarak, olası enerji çıktılarını anlamamıza yardımcı olması için hassasiyetler geliştirmekte ve kullanmaktayız.

Bu yılın raporu, temel varsayımlardaki değişikliklerin enerji görünümünü nasıl etkileyebileceği konusunda daha fazla perspektif sağlamak için belirli ilgi alanlarına yönelik birkaç hassasiyet içermektedir.

Bu yılki görünüm raporu, "2°C'lik Hedefe Doğru" başlıklı yeni bir bölüm de içeriyor. Bu bölüm, Stanford Üniversitesi'ndeki Enerji Modelleme Forumu tarafından koordine edilen çalışmaları kullanıyor Bu bölüm, 2°C’lik iklim hedefine giden potansiyel yollara bir bakış ve bu yolların küresel enerji yoğunluğu, dünyadaki enerji kullanımının karbon yoğunluğu ve çeşitli enerji kaynaklarına karşı küresel talep açısından getireceği sonuçları sunuyor. Bu bölüm, aynı anda birden çok hedefe hitap etmek amacıyla pratik, uygun maliyetli çözümler aramak için yapılan bir tartışmayla son buluyor.

Rapor, yaşam standartlarını yükseltmek, enerji kullanımını yeniden şekillendirmek, enerji kaynaklarına erişimi genişletmek ve iklim değişikliğinin risklerini ele almak için dünyanın enerji sisteminin dekarbonizasyonunu hızlandırmak için 2040 yılına kadar önemli değişiklikler öngörüyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Elektrikli arabalar ortalama Avrupa elektriği ile en verimli içten yanmalı motorlu arabalardan %30 daha temiz.Tüm bir yaşam döngüsünde benznli araçlara göre Fransa ve Norveç gibi ülkelerde 3’te 1in altında emisyon kaynağı.
  • Tüm bir Avrupa elektrik piyasasını entegre etmek 2030 gibi yılda 16-43 milyar € sosyal fayda üretebilir. AB’nin EC714/2009 düzenlemesinin 16.maddesine rağmen ülkeler iç iletim kısıtlarını ülke sınırlarına kısıt olarak uyguluyor.
  • WePower, 40 milyon $ ön para toplamayı başardı. WePower yeşil enerji geliştiricilerine gelecekteki üretimlerini önden enerji jetonu olarak satma imkanı veriyor. Avustralya’daki en büyük şirketler tarafından da desteklenecek.
  • FT’ye göre yeni veri yöntemleri petrol sektörünü değiştiriyor. Chevron’un Kazakistan’daki petrol sahasında 1 milyon sensörü var. Chevron’un uğraştığı veri hacmi 12-18 ayda bir iki katına çıkıyor.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/