MYK Başkan Yardımcısı İK Yöneticileriyle ELDER’de Biraraya Geldi

MYK Başkan Yardımcısı Sayın Metin Karaman 28 Şubat Çarşamba günü ELDER’i ziyaret ederek elektrik dağıtım şirketlerinin İK yöneticileriyle bir araya geldi. Mesleki yeterlilik ile ilgili önümüzdeki dönemde atılacak adımlarla ilgili olarak İK yöneticilerine bilgilendirmelerde bulunan Karaman, ziyareti sırasında aşağıdaki hususlara değindi:

“Elektrik Dağıtım Sektöründe icra edilen 10 mesleğin standardı ve yeterliliği yayımlanmış durumda. Sektörünüzün çok tehlikeli işler kapsamında olması sebebiyle, yakın zamanda belge zorunluluğu getirilecek. Hali hazırda 3 meslekle ilgili belge zorunluluğu getirilmesi hususunda Bakanlar Kurulu Kararı alınmış olup, sektördeki diğer meslekleriniz de aynı şekilde belge zorunluluğuna tabi olacak. Milli Eğitim Bakanlığı – Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (MEB-MTEGM) ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) arasında yapılacak toplantının ardından Nisan ayında Çalışma Bakanlığı belge zorunluluğu tebliğini yayınlayacak. Sonrasında ise hangi mesleklerin muaf olduğu ilan edilecektir.

Belgelendirme sınav ücretlerinin, AB destekli “Doğrudan Hibe Programı” ile karşılanması söz konusudur. Belge zorunluluğu tebliğinin ardından, sınav ücretlerinin bir kısmının da İŞKUR İşsizlik Fonundan karşılanması mümkün olacak.

Bunun yanı sıra, 01.03.2011 tarihinden itibaren işe alınmış olan çalışanlarınızın mesleki yeterlilik belgesi alması halinde, 12 ay boyunca SGK İşveren Primi ödenmeyecek. Bu hususta yaşanmış olan birtakım sıkıntılar ise bir ay içerisinde aşılacak ve geçmişe yönelik haklar da mahsuplaşma yöntemiyle alınabilecek.

Nitelikli iş gücü yaratmak ve istihdamı teşvik etmek maksadıyla İŞKUR – MYK – ELDER arasında bir protokol imzalanması planlanmaktadır. Protokol kapsamında meslek lisesi mezunları %50 istihdam garantisi ile, dağıtım sektörünün ihtiyaçlarına göre eğitimden geçirilecek ve ardından 6 Ay işbaşı eğitim programına dahil olacaklar. Mesleki yeterlilik belgelerini almalarının ardından da istihdam edilecekler. İstihdam edilen bu personeller için 48 + 6 Ay SGK İşveren Primi ödenmeyecek.”

Karaman ayrıca imzalanması planlanan bu protokol ile ilgili, sektörün İnsan Kaynakları yöneticilerinden önümüzdeki 3 yıllık tahmini yeni istihdam rakamlarını talep etti ve kendilerini mesleki yeterlilik belgeli personel çalıştırmanın avantajları konusunda bilgilendirdi.

KoçSistem Edvars Çözüm Sunumu Webinar’ına Davetlisiniz!

Kasım ayında EPDK tarafından “Elektrik Piyasasında Dağıtım Lisansı Sahiplerinin Bilişim Sistemlerine Kurumun Uzaktan Erişiminin Sağlanmasına İlişkin Usul ve Esasları (EDVARS)”  yayınlandı.

Biz de KoçSistem olarak bu konuyla ilgili EDVARS özelinde ETL, Veri Ambarı, İş Zekası ve Veri Analitiği konularındaki çözümümüzü sizlere bir Webinar ile sunuyoruz.

Tüm şirketlerde ortak yapılacak işlerin konsolide edilerek zaman kısıtının olduğu EDVARS yönetmeliği kapsamında, proje sürelerini ve yatırım geri dönüşlerini kısaltmayı amaçlıyoruz. 

9 Mart Cuma saat 10:00 – 12:00 arasında yapılacak olan KoçSistem ‘Edvars Çözüm Sunumu Webinar’ına aşağıdaki linkten katılabilirsiniz.

https://kswbxadmin.kocsistem.com.tr/orion/meeting/meetingInfo?MeetingKey=995692956&siteurl=meeting

Webinar’da aşağıdaki konular ele alınıyor olacak:
- Kaynak Sistemler Üzerinden Veri Aktarılması
- Veri Ambarı Ve İş Zekası
- Şirketlerde Ortak Yapılabilecek İşler
- Sonraki Adımlar: Veri Ambarının Yaygınlaştırılması,
Büyük Veri Ve İleri Analitik
- Öneriler
- Soru & Cevap
WEBINAR TARİHİ VE SAATİ:  09.03.2018     10:00 – 12:00
Konuşmacılar:
Hakan Ekşioğlu - Pazarlama Segment Yöneticisi
Orhan Kınçak - İş Analitikleri Yöneticisi
Orkun Kılıçlıoğlu - Pazarlama Ürün Yöneticisi

Konu ile ilgili olarak;
Segment Pazarlama Yöneticisi

Hakan Ekşioğlu hakan.eksiogu@kocsistem.com.tr

05423876858

BEDAŞ, Yaşam Destek Ünitesine Bağlı Abonelerini ‘Kalbi’ ile Takip Ediyor

Elektrikle çalışan cihazlara bağlı olan abonelerini takibe alan BEDAŞ, kesinti ve arıza anında ‘kalp ikonu’ ile alarm veren bir sistem geliştirdi. Abonenin tesisat numarası ve adresini de gösteren uygulamada kalp ikonu yanıp sönmeye başlayınca BEDAŞ ekipleri anında devreye giriyor.

Elektriğin temel yaşam gereksinimi olduğu yaklaşımıyla hizmet veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (BEDAŞ) ‘kalbi’, yaşam destek cihazına bağlı aboneler için atıyor. BEDAŞ, elektrikle çalışan solunum, diyaliz destek ünitesi gibi cihazlara bağlı kullanıcılarını, modem takarak Otomatik Sayaç Okuma Sistemi’ne (OSOS) dahil etti ve Trafo Arıza Bildirim Sistemi (TABSİS) üzerinden takibe aldı.

Söz konusu sistem, abonenin şebekede meydana gelen arızalardan veya bildirimli kesintilerden etkilenmesi durumunda ‘kalp ikonu’ şeklinde uyarı veriyor. Yazılı başvuruda bulunan aktif aboneleri sisteme ekleyen BEDAŞ’ın yeni uygulamasında kalp ikonunun altında tüketicinin ‘tesisat numarası’ da görünüyor. Abonenin ikamet ettiği yeri anında tespit eden ve alarma geçen BEDAŞ, kesinti ve arızalara hızla müdahale ederek herhangi bir mağduriyet yaşanmasının önüne geçiyor.

Hastaların Evleri Ziyaret Edildi, Ups Güçleri Belirlendi

Uygulamanın hazırlık sürecinde kayıtlarında bulunan 70 cihaza bağlı kullanıcıya ulaşmak üzere ekiplerini görevlendiren BEDAŞ, kayıtlı abonelerden 32’sine ulaşabildi. Bu abonelerin evine ziyaret gerçekleştirilerek kullandıkları cihazlarla ilgili fizibilite yapıldı, UPS (kesintisiz güç kaynağı) güçleri belirlendi. Ardından da 32 adet UPS alımı için düğmeye basıldı, teklifler toplandı.

Bu sırada İstanbul Avrupa Yakası’ndaki trafo merkezlerine monte edilen modemler sayesinde arıza ve kesintileri anlık olarak takip etmeye yarayan Trafo Arıza Bildirim Sistemi’ne (TABSİS) makineye bağlı hastaları bulunan aboneler dâhil edildi. Kurulan sistem sayesinde BEDAŞ ekipleri, herhangi bir ihbar gelmeden cihaza bağlı kullanıcılardaki kesinti bilgisine anında ulaşıp öncelikli olarak müdahale etmeye başladı.

Çağrı Merkezinde Vıp Hatta Tanımlandılar

Sektörün lider şirketi olarak sosyal sorumluluk alanında da örnek çalışmalar yaptıklarını dile getiren BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, “Elektrikle çalışan cihazlara bağlı hastalarımızın hiçbir şekilde mağdur olmamasını arzu ediyoruz. Bu yönde geliştirdiğimiz proje sayesinde duruma hızla müdahale ediyoruz. Bir yandan UPS ile enerjisiz kalmamalarını sağlarken diğer yandan olası arıza ve kesintileri TABSİS sayesinde anlık olarak görüp devreye girebiliyoruz. Bu arada planlı kesintilerde de en az 48 saat öncesinde cihaza bağlı hastaların bilgilendirilmesi ve çağrı merkezine çok daha hızlı ulaşmaları için VIP hatta tanımlamalarını yaparak her alanda işlerini kolaylaştırdık” diye konuştu.

‘Abone Bilgilerinizi Güncelleyin’

BEDAŞ Genel Müdürü Yiğit, yaşam destek cihazına bağlı olan abonelerin adres ve kimlik bilgilerinin güncel olup olmadığını kontrol etmeleri gerektiğine de işaret ederek, “Biz bu çağrıyı tüm abonelerimiz için yapıyoruz. Düzenlemelerle kendilerine tanınan haklardan yararlanmaları, mağduriyet yaşamamaları ve bizim duyurularımızdan haberdar olmaları için kurumumuzdaki bilgilerinin güncel olması gerekiyor. Tabii en önemlisi ‘abonelikleri kendi üzerine’ olmalı. Biz tüm abonelerimize olduğu gibi cihaza bağlı hayatlarını sürdüren hastalarımıza ve ailelerine yardımcı olmak için hazırız. Yeter ki bize ulaşsınlar, gerekli başvuruları yapsınlar” dedi.

Enerjide Blokzincir (Blockchain) Uygulamaları

“Blokzincir ve Dağıtık Hesap Defteri” (Blockchain & Distributed Ledger) yakın zamanda, bilgi ve veri teknolojilerinin yönetilmesi için öne çıkan en önemli teknolojik gelişmedir’dir. Bu teknolojinin yakından incelenmesi ve uygulamaların yasal düzenlemelerle uyumluluğunu incelemek için Avrupa Birliği Komisyonu, “Blokzincir İzleme Komitesi ve Forumu” adında bir çalışma grubu oluşturmuştur.

ELDER olarak teknolojiyi yakından takip etmek ve ar-ge çalışmalarımızda bu teknolojileri uygulamak için biz de “Blokzincir İzleme Komitesi” kurmayı planlıyoruz. Bu konuyla ilgilenen herkesi de katkı vermeye davet ediyoruz. Bu çerçevede e-bültenlerimizde belli aralıklarla “Enerji alanında Blokzincir Uygulamaları” başlığı altında Aksa Enerji’den Can Arslan kaleminden bilgilendirmeler yapıyor olacağız.

Blokzincir Teknolojisi Nedir?

Blokzincir Teknolojisi, iki taraf arasında yapılan alışverişin, bu alışveriş doğrudan maddi de olabilir veya bir sözleşme de olabilir, doğruluğunun onaylanmasını; alışverişin kaydının güvenli ve değiştirilemez şekilde kaydedilmesini sağlıyor. Peki bu iki ana görevini -onaylama ve kaydetme- nasıl gerçekleştiriyor?

Blokzincir gerçekleşen alışveriş kayıtlarını bloklarda saklıyor. Her yeni blok bir önceki bloğun özetini içinde koruyor. Herhangi bir bloktaki kayıtta değişiklik yapılmak istendiğinde diğer bloklardaki kayıtlarla uyuşmayacağı için bu değişiklik girişimi redediliyor. Bu kolay kısmıydı; peki bu blokların hepsinde değişiklik yapılamayacağını bize nasıl garanti ediyor?

Blokzincir burada kriptolojisini kullanıyor; her bir blok kriptografik bir fonksiyon ile şifrelenmiş durumda, sistemdeki tüm blokları değiştirmek için bir saldırı düzenlenirse sistemdeki tüm sunuculara saldırı yapılması lazım veya sistemin %50’sinden daha fazlasının ele geçirilmesi lazım. %50’sinden daha fazlasının ele geçirilmediğinden nasıl emin olabiliriz?

Blokzincir Sisteminin en önemli tasarım sorusu bu: Mutabakat. Blokların sahipliğine nasıl karar vereceğiz? Blokzincir sistemimiz ne kadar dağıtık olursa, bloklarımızın içindeki kayıtlar o kadar güvenli. Bu konuyla ilgili şu ana kadar iki model öne çıkıyor: İşin Kanıtı (Proof of Work) ve Payın Kanıtı (Proof of Stake). İşin Kanıtı Modeli, blokzincir sistemindeki her yeni bloğun oluşturulması ve sahibinin belirlenmesi için bir kriptografik fonksiyonun çözülmesini ister; bu fonksiyonu ilk çözen bu bloğun sahibi olur; bu fonksiyonun çözülmesinin zorluk derecesi arttıkça her yeni bloğu aynı katılımcının çözemeyeceği ön görülmüştür. Payın Kanıtı Modeli, blokzincir sistemindeki her yeni blok için paydaşların payları oranında kazanma ihtimaliyle sahip olmalarını ön görür; böylece sistemdeki blokların sahipliği ortaklar arasında pay edilir. Bu iki model dışında pek çok farklı mutabakat modeli önerilmiş, konu üzerinde halen tartışmalar ve çalışmalar devam etmektedir.

İki taraf arasında yapılan alışverişin doğruluğunu onaylama, kayıtları güvenli ve değiştirilemez şekilde kaydedebilme kabiliyeti bize nasıl bir avantaj sağlıyor? İki taraf arasında yapılan alışverişin onaylanması için bir üçüncü tarafa ihtiyacımız var. Blokzincir teknolojisinde onaylama tüm katılımcı taraflar tarafından gerçekleştiği için artık aracılık hizmeti veren üçüncü taraflara ihtiyacımız kalmıyor ve bu durum onaylama süreçlerimizi hızlandırıyor.

Bir diğer önemli avantajı da iki taraf arasında yapılan alışverişin kaydının güvenliği. Şu anda alışveriş kayıtlarını tutabilmek için sözleşme, senet veya siber güvenlik önlemleri alınmış veri merkezlerine ihtiyacımız var. Blokzinciri teknolojisi sözleşmeleri, senetleri ve yapılmış tüm işlemleri sistemi ayakta tutan paydaşlarının her birini veri merkezi haline getirerek, dağıtık bir veri merkezi oluşturarak siber saldırılara karşı da korumuş oluyor.

Bu avantajları göz önüne alınarak blokzinciri ile lojistik, finans, sağlık ve enerji pek çok alanda proje yapıldı; fakat bu projelerin önemli eksikleri olduğu için tam anlamıyla henüz yaşamımızın bir parçası haline gelmediler. Bu önemli eksikler şunlardır:

  1. Bir blokzincir sisteminin güvenli olduğunu söylemeden önce yukarıda bahsettiğimiz kriptografik fonksiyon ve mutabakat mekanizmasını test etmemiz gerekir. Vatandaşların mal ve veri güvenliğinin sağlanması için blokzincir uygulamalarının uyması gereken düzenlemeler gelmesi gerekmektedir.
  2. Ticaret, gümrük ve banka transferleri gibi bazı işlemlerin ve uygulamaların resmi olarak onaylanabilmesi için bu işlemlerin ayrıca devlet kurumları tarafından gözetimden geçirilebilir veya raporlanabilir olması gerekir.
  3. Alışveriş sonucunda doğacak anlaşmazlıkların daha sonradan hukuki süreçlerde incelenebilmesi için ayrıca mevzuatsal düzenlemelerin sağlanması gerekir.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun, “Blokzincir İzleme Komitesi ve Forumu” adında bir çalışma grubu oluşturmasının temel sebebi de yukarıda saydığımız eksikliklerin giderilmesi için bir tartışma platformu oluşturmaktır. Buna benzer çalışmaları Dünya’nın diğer ülkelerinde Merkez Bankaları düzeyinde görüyoruz.

Bundan sonraki makalelerimizde Dünya’daki enerji sektöründe uygulanmış blokzincir projelerini inceleyeceğiz. Bu projelerin hangi ihtiyaçlardan doğduğunu, hangi problemleri çözmeye çalıştıklarını, blokzincir dışında alternatif çözümlerin neler olabileceğini ve yasal altyapılarını sizlerle paylaşacağız.

CAN ARSLAN: 1985 yılında İstanbul’da doğdu. Liseyi İstanbul Robert Lisesi’nde tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Enerji Anabilim Dalında lisans; Twente Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Finans Mühendisliği Anabilim Dalında yüksek lisans öğrenimini tamamladı. “Gerçek Zamanlı Elektrik Fiyatlandırılması Uygulanan Ev Kullanıcıları için Oyun Kuramsal Elektrik Tüketimi Planlaması” başlıklı yüksek lisans tezini tamamladı. Hollanda’da Kredi Riski, Risk Yönetimi ve İç Kontrol Departmanlarında görev yaptı. Aksa Enerji Ticareti şirketinde ticari iş geliştirmeden sorumlu ticaret yönetmeni olarak çalışıyor.

Elektrik ve Gaz Dernekleri Enerji Dönüşümü’nde Esneklik için Biraraya Geldi

Dağıtım şirketlerini (DSO) temsil eden Avrupa elektrik ve gaz dernekleri - CEDEC, EDSO, eurelectric, Eurogas ve GEODE - enerji dönüşümünde esneklik meselesini ele almak üzere Brüksel'deki bir etkinlikte bir araya geldiler. "Enerji Dönüşümünde Esneklik: Elektrik Dağıtım Şirketlerine Kılavuz" ve "Enerji Geçişinde Esneklik: Gaz Dağıtım Şirketlerine Kılavuz" başlıklı iki rapor sundular. Bu raporlar, karbondan arındırılmış, merkezi olmayan ve dijitalleştirilmiş bir enerji sistemine geçişte dağıtım şirketlerine katkıda bulunmak için esnekliğin kullanımı konusunda bütünsel bir yaklaşım ortaya koyuyor.

Dağıtım şirketleri enerji dönüşümüne, piyasa işlemlerine ve taraflar arasında daha geniş ticaret hacmine imkan vermek için daha akıllı ve esnek olan dağıtım şebekelerini savunuyorlar. Bu bağlamda AB politikacılarını gelecekteki elektrik ve gaz regülasyonlarında dağıtım şirketlerinin esneklikle ilgili rollerini entegre etmeye çağırıyorlar. Raporlar, dağıtım şirketlerinin şebekelerini daha düşük maliyetle verimli bir şekilde çalıştırmak için esnekliğin bir araç olarak kullanılmasına olanak tanıyan pratik çözümler sunuyor.

Lansman etkinliğinin açılışı, GEODE Genel Sekreteri Carmen Gimeno ve Eurogas Genel Sekreteri Beate Raabe tarafından yapıldı. Konuşmalarında enerji dönüşümünün; enerjinin üretilmesi, kullanılması, depolanması ve tüketilmesinde köklü değişiklikler yaratacağını vurguladılar. Bu, esnekliğin önemli bir rol oynayacağı dağıtım şebekeleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak.

Eurelectric Genel Sekreteri Kristian Ruby, "Bu ortak çaba, Avrupa enerji sisteminde esnekliğin geliştirilmesini ve kullanılmasını iyileştirmek için tutarlı bir regülatif çerçevenin geliştirilmesine katkıda bulunacak. Geliştirilmiş regülatif çerçeve, dağıtım şriketleri de dahil olmak üzere esneklik kullanımını ödüllendirmeli ve dağıtım şirketlerinin aktif sistem operatörü ve tarafsız piyasa kolaylaştırıcısı olarak gittikçe artan rolünü göz önüne almalı” dedi.

Marcus Merkel ve Luis Cunha ise elektrik raporunun önemli bulgularını sundular. Sunumlarında dağıtım şirketlerinin aktif sistem yönetimi sorumluluklarının bir parçası olarak şebekelerinde esnekliği gözetmesi, kullanması ve koordine etmesi gerekliliğini vurguladılar. Eurelectric’ten Markus Merkel, iletim ve dağıtım şirketleri arasındaki pazar temelli çözümlerin, ortak teknoloji kullanımının, koordinasyonun ve bilgi alışverişinin, geleceğin esnek pazarlarını geliştirmenin temelini oluşturduğunu vurguladı. Luis Cunha ise; “Dağıtım şirketleri piyasa ve müşteri arasındaki etkileşimi kolaylaştırmak için şebekelerini proaktif olarak yönetecek ve işletecek. Bunun için dağıtım şirketlerinin gerekli araçlara sahip olmaları ve şebekelerindeki tüm esneklik operasyonlarını denetlemeleri çok önemli” diye konuştu.

Guillaume Virmaux ve Isabel Orland ise doğalgaz şebekelerinin doğal olarak zaten esnek olduğunu ve enerji talebindeki dalgalanmaların ve karbon sistemli enerji sisteminin yönetilmesine büyük oranda katkıda bulunduğunu iddia eden gaz raporunun ana noktalarını sundular. Onların rolü, gaz teknolojilerindeki yeniliklerin ve biyometan gibi yenilenebilir gazların geliştirilmesi sonucunda artacak.

EDSO Genel Sekreteri Roberto Zangrandi: "Dağıtım şirketlerinin bu ortak çabasının sonuçlarını görmek çok güzel. Bu, esneklik konusunda en iyi uygulamaların ve çözümlerin alışverişinde bulunmak için birlikte çalışmaya dağıtım şirketlerinin duyduğu ilgiyi açıkça gösteriyor" şeklinde konuştu.

CEDEC Genel Sekreteri Gert De Block, etkinliği net bir mesajla sonlandırdı: "Hem elektrik hem de gaz enerji sistemlerinin kendine has özellikleri tamamlayıcı nitelikte olup entegre ve düşük maliyetli teknolojik çözümler geliştirmeye katkıda bulunabilir. Böylece gaz, elektrik için önemli esneklik çözümleri sunabilir. Bu iki rapor, tüm dağıtım şirketleri dernekleri arasında daha başarılı bir işbirliği sergilendiğini gösteriyor."

Kaynak: Eurelectric

Enerji Şirketleri ve Çevreciler Elektrikli Araçlar Konusunda Birleşti

Politikacılar daha önce çatı güneşi için yaşanan regülatif kargaşayı, 2017’de elektrikli araçlar için yaşadılar.

Şuan ABD’de bulunan tahmini 765.000 elektrikli araç, kullanımdaki 250 milyonun üzerindeki aracın çok küçük bir kısmı olarak kalıyor. Geçtiğimiz yıl ABD'de satılan yaklaşık 200.000 yeni elektrikli araç da, geçen yıl ABD’de trafiğe çıkan 17 milyon üzerindeki yeni otomobilin çok küçük bir bölümünü temsil ediyor.

Ancak PlugInCars’a göre hemen hemen tüm otomobil üreticilerinin 2020 yılına kadar elektrikli bir araç modeli üzerine planları bulunuyor. Bloomberg’ün 2016 Yeni Enerji Finansı raporu, elektrikli araçların 2022 ile 2026 yılları arasında geleneksel araçlar ile maliyet eşitliğine ulaştığını gösteriyor.

Tıpkı çatı güneşinin 2012-2014 yıllarında patladığı gibi, eyalet meclis üyeleri ve düzenleyiciler tüketicilerin artan elektrikli araç talebine politika oluşturma faaliyetleriyle cevap veriyorlar. Ancak o konu çatı güneşi enerji şirketleriyle çevre örgütlerini çoğunlukla karşı karşıya getirirken, ulaşımın elektrifikasyonu konusunda iki taraf ortak paydada buluşuyor.

Elektrikli Araç Politikasının Yükselişi

Kuzey Carolina Temiz Enerji Teknolojileri Merkezi'nden (CETC) yapılan yeni bir ulusal politika gözden geçirmesine göre, elektrikli araçlarla ilgili 2017 yılı boyunca bekleyen veya kararlaştırılan devlet ve kamu hizmetleri seviyesinde önerilen 227 eylem vardı. İncelemenin kapsadığı yasal ve politika eylemleri, elektrikli araçların etki ve teşvikleriyle ilgili geniş kapsamlı çalışmalar, şarj istasyonlarının kurulması ve elektrikli araçlara özgü ücret tasarımlarını içeriyor.

Çatıdaki güneş enerjisinde olduğu gibi, önerilen bazı devlet politikaları elektrikli araçların büyümesini yavaşlatmak için harekete geçecektir. CETC raporuna göre, elektrikli araç sahipliğini toplam maliyetine ekleyerek caydırıcı rol oynayan özel ücretler, 2017'de elektrikli araç ile ilgili en yaygın kanun teklifi oldu.

Bu, özellikle çevre savunucuları için problemli bir durum, çünkü elektrikli araçların değer önerisi ilk uygulayıcıların ötesinde bir pazar kazanmaya başlıyor. Pek çok kişi, benzin fiyatının 2,50 $ / galon olması halinde, elektrikli araçların yaklaşık 1 $ / galon eşdeğer inde olan yakıt maliyetinin, otomobilin ömrü boyunca 3.500 $ tasarruf anlamına geldiğini ortaya koyuyor. 3,50 $ / galonluk bir akaryakıt fiyatıyla ise tasarruflar 9.000 dolara çıkıyor.

CETC raporuna göre 2017’de elektrikli taşıtlar lehine olan politika eğilimleri vardı. Elektrikli araç indirimleri ve elektrikli araçlardaki büyümenin elektrik yükü üzerindeki etkileri ile ilgili araştırmacı çabalar geçtiğimiz yıl ikinci ve üçüncü en sık rastlanan politika eylemleri oldu. Enerji şirketleri tarafından kurulan şarj istasyonu altyapısına yönelik bariyerlerin ortadan kaldırılması ve hem elektrikli araç sahipleri hem de enerji şirketleri için fayda oranlarının test edilmesine yönelik çabalar ilk beş eğilim listesini tamamladı.

CETC raporu, gelişmekte olan elektrikli araç politikasının çatı güneşi tartışmalarından farklılaştığı önemli bir noktayı da ortaya koyuyor. Her ikisi de dağıtılmış bir enerji kaynağının gelişmesi ile uğraşırken, çatı güneşindeki durumun aksine enerji şirketleri ve çevre savunucuları ulaşım elektrifikasyonu ile ilgili konularda çoğunlukla aynı fikirdeler.

Elektrikli Araçlar için Politik Tablo

CETC incelemesi, tamamen elektrikle çalışan araçlar ve geleneksel ve elektrikli araşların arasında yer alan fişli hibrid elektrikli araçlar için politikalar da içeriyor. Aynı zamanda elektrikli araç şarj istasyonları ve diğer ekipman politikalarını da kapsıyor.

2017’de 43 eyaletteki ve Columbia Bölgesi'ndeki 227 yasama ve düzenleyici eylemin 70'i, elektrikli araç regülasyonunda yapılan değişikliklerden oluşuyordu. Kayıt ücretlerini, satış kurallarını ve şarj altyapısının konumlandırılmasını da kapsıyordu. Nakit para iadeleri de dahil olmak üzere maddi teşvikler, D.C. ve 19 eyalette 53 eyleme konu oldu.

Pazar geliştirme politikaları ise 17 eyalette 36 eyleme konu oldu. D.C. ve 20 eyalette 27 ulaştırma elektrifikasyonu çalışması veya incelemesi yapıldı. D.C. ve 17 eyalette bulunan enerji şirketleri ya da yasama organları, araç ya da şarj altyapısı kurulumu için 24 eylem gerçekleştirdi. Elektrikli araç odaklı ücret tasarımı, D.C.'de ve 13 eyalette 17 enerji veya yasama eyleminin konusu oldu.

Şarj İstasyonları

Elektrikli araçlarla ilgili önemli bir politika konusu da, enerji şirketlerinin şarj istasyonlarının yatırımında ve mülkiyetinde oynaması gereken roldür. Bu soru geçen yıl, D.C.'de ve dokuz eyalette gündeme getirilmiştir.

Elektrikli araç şarjı için 2017'de 13 enerji şirketi tarafından yaklaşık 137 milyon dolar talep edildi. Düzenleyiciler yaklaşık 88 milyon dolar tutarındaki 4 talebi onayladı. 7 şirketten gelen yakalaşık 35,5 milyon dolarlık talep ise hala beklemede. 15,5 milyon doların üzerinde olan 2 talep ise reddedildi.

Şarj istasyonu sahipliği tartışmalı bir konu çünkü bazı özel sektör şarj sağlayıcıları, regülasyonlara tabi olan enerji şirketlerinin şarj konusundaki rekabet avantajları konusunda endişe duyuyor. Bunun yanısıra pek çok elektrikli araç savunucusu, enerji şirketlerinin yayılıma öncülük etmek ve ulaşım elektrifikasyonunun gelişiminin önündeki engelleri kaldırmak için eşsiz bir konumda olduğunu iddia ediyor.

Bir şarj istasyonu yazılım sağlayıcısı olan Greenlots CEO'su Brett Hauser yakın zamanda Utility Dive'a, “Şarj istasyonu kurulumu konusunda enerji şirketleri çok önemli olabilir çünkü şarj altyapısı güncellemelerini yapabilir ve toplum için en iyi olanı düşünebilirler” şeklinde konuştu.

Plug In America'dan Stainken ise; “Enerji şirketlerinin 2017 yılında şarj konusuna dahiliyetinin 29 özel sektör sağlayıcısı ve savunma grubu tarafından Ulaştırma Elektrifikasyon Anlaşması'nda onaylanması bir kılavuzdu. Kılavuzun 11 ilkesi, elektrik taşımacılığının araç sektörünün ötesinde nasıl ekonomik faydalar barındırabileceğini ve daha güvenilir ve uygun fiyatlı bir şebekeyi destekleyebileceğini açıklıyor” dedi.

Anlaşmaya göre, uygun kurallar altında, özel sektöre ya da kamuya ait enerji hizmeti sağlayıcıların elektrikli araç şarj istasyonu altyapısı inşaasına dahil olmasına izin verilmesi kamunun elinde.

Enerji  şirketlerinin politika teklifleri binlerce yeni kamu şarj istasyonu kurulumu anlamına geliyor.

Eversource Energy'nin 45 milyon dolarlık şarj altyapısı teklifi Massachusetts Department of Public Utilities tarafından onaylandı ancak beraberinde sıkı sınırlamalar getirildi. Yetersiz hizmet verilen alanlar haricinde, enerji sağlayıcı şirket, altyapıyı yalnızca istasyona kadar konumlandırıp ücrete tabi tutabilir. Şarj cihazının kurulumu ise özel sağlayıcılara bırakılmıştır.

Kaynak: Utility Dive

MAKALE

Avrupa Birliği'nde 2020-2030 Dönemi Yenilenebilir Enerji Paketi Hazırlanırken 2016 Yenilenebilir Enerji Raporunun Gerçekleştirilmesinde Teknik Yardım Çalışması: Task 1 & 2

Bu çalışma, diğerlerinin yanı sıra, yenilenebilir enerji kaynaklarının ulusal ve AB düzeyinde yayılımındaki ilerlemenin veri toplama ve değerlendirilmesini ile yenilenebilir kaynakların yayılımındaki ekonomik olmayan engeller ve teşvikleri analiz etmektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Avrupa’da gaz fiyatları sıçradı, Shell LNG görünümünde yeni yatırıma ihtiyaç var dedi, LNG arzı 289 mt’a ulaşarak 2017’de rekor kırdı. Naftogaz Gazprom’a karşı tahkim’i kazandı. Japon Jera, Avustralya’ya gaz arzı için ekip kurdu. Papua’da deprem oldu.
  • 2018’de kayıtzincirine (blockchain), daha çok elektrik şirketi girecek, ABD’de 2018’de bu şirketlerin pilotlarını göreceğiz.
  • Çin hava kalitesi için (v.d.) çelik kapasitesini 30 milyon ton, kömür üretimini de 150 milyon ton daha kısacak.
  • Avrupa’da soğuklar gaz fiyatlarında 10 yılın en büyük oynaklığına sebep oldu. İngiltere’de, 11 GW kömür ve rüzgar sisteme destek oldu. Avrupa bağlantısından TTF’te artan fiyatlar sebebiyle tam kapasite gaz gelmedi. Bunlar tekrarlanmaya devam edecek.
  • İngiliz düzenleyici Ofgem, elektrik ve gaz şirketlerinin 12 aydan daha eski fatura düzeltmelerini yapamayacağını bildirdi.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/