Akkuyu Nükleer Santrali En Az 12 Bin İstihdam Sağlayacak

5. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi 6-7 Mart tarihlerinde Güney Kore, Fransa, Almanya, Rusya, Japonya, Çin ve Finlandiya başta olmak üzere nükleer endüstriye yön veren ülkelerden 100’e yakın firmanın katılımıyla Pullman İstanbul Convention Center'da gerçekleştirildi.

Zirve, Nükleer Mühendisler Derneği Başkanı ve Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi ve Fuarı Başkanı Dr. Erol Çubukçu, Dünya Nükleer Derneği (World Nuclear Association) Kıdemli İletişim Müdürü Jonathan Cobb, OECD Nükleer Geliştirme Birimi Başkanı Henri Paillere ve Rönesans Endüstri Tesisleri Nükleer Departmanı Proje Müdürü Aykut Tor’un açılış konuşmalarıyla başladı.

Zirve’nin birinci gününde düzenlenen Rosatom oturumunda, Rosatom ve Akkuyu Nükleer A.Ş yetkilileri, temeli Nisan ayında atılacak olan Akkuyu Nükleer Santrali'ne ilişkin detayları aktardı. Projenin 10 binin üzerinden istihdam sağlayacağına işaret eden Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Konstantin Ryzhak; "Proje, inşa sürecinde 10 bin, operasyonel kısımda ise en az 2 bin kişiye iş sağlayacak" dedi.

Süreçte Türk firmalarıyla önemli bir iş birliği içerisinde olunacağına değinen Ryzhak "Türk şirketlerle yapılacak iş birliği sonucunda, Türk firmalar, inşaat sürecin yüzde 90'ı, montaj sürecinin yüzde 40'ı, ekipman tedarikinin de yüzde 10'unda rol oynayacak" dedi. Türkiye'nin ilk nükleer santrali olacak olan ve 20 milyar dolar yatırım maliyeti öngörülen Akkuyu Nükleer Güç Santrali için ekim ayı sonuna doğru sınırlı çalışma izni alınmıştı.

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Lihaçev ise; "Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin inşasına Nisan ayında başlayacağız" demişti. Santraldeki ilk ünitesiyse 2023 yılında devreye alınacak.

Kaynak: Akkuyu Nükleer

Brezilya Türkiye İle Enerjide 440 Milyon Dolar Yatırım Hedefliyor

Brezilya'nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Riccardo Gradilone Neto, Brezilya ile Türkiye'nin gelecek yıllarda enerji sektöründeki iş birliğinin giderek artacağını belirterek, "Brezilya'da Türkiye ile enerji sektöründe yapılabilecek potansiyel iş birliği miktarı, enerji altyapısına gerçekleştirilecek yatırımlarla 2026'ya kadar 440 milyon dolar olarak öngörülüyor." dedi.

Neto, ve Brezilya'nın 2016'da 1,8 milyar dolar olan ticaret hacminin geçen yıl önemli bir artış göstererek 2,2 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

İki ülkenin sürekli gelişen ekonomik performansının 2018'de de yatırımlara olumlu yansıyacağını ifade eden Neto, "Brezilya Büyükelçiliğinin ekonomi ve ticaret sektörü temsilcileri ile Türkiye-Brezilya Ekonomik İşbirliği Komisyonunun yaptığı periyodik toplantılarla ülkeler arasındaki ticaret ve iş birliği alanları tespit edildi. Son yıllarda dünya ortalamasının üzerinde büyüyen Türk ekonomisinin dinamizmi ve Brezilya'nın düzenleyici ortamı, gelecek dönemde Brezilya'nın enerji sektöründeki büyüme öngörülerine rehberlik edecek." diye konuştu.

Neto, gelecek dönemde Brezilya ve Türkiye'nin enerji alanındaki iş hacminin büyüyeceğini dile getirerek "Brezilya'da Türkiye ile enerji sektöründe yapılabilecek potansiyel iş birliği miktarı, enerji altyapısına gerçekleştirilecek yatırımlarla 2026'ya kadar 440 milyon dolar olarak öngörülüyor. Bu iş birliğinin petrol ve doğalgaz sektörünün yüzde 71,4'ünü, elektrik üretim ve iletim sektörünün yüzde 26,2'sini ve biyoyakıt arzının artırılmasına yönelik çalışmaların da yüzde 2,4'ünü kapsayacağı hesaplanıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Brezilya enerji sektöründe önemli fırsatlar var"

Büyükelçi Neto, Brezilya'daki enerji ihalelerin yabancı şirketlere açık olduğunu ve yapılacak yeni enerji sözleşmeleriyle yatırımlarda verimliliği artırmayı hedeflediklerini söyledi. Brezilya'da petrol, doğalgaz ve elektrik sektöründe önemli fırsatlar olduğunu ifade eden Neto, şunları kaydetti:

"Ulusal Petrol, Doğalgaz ve Biyoyakıtlar Ajansı'na (ANP) göre, petrol ve doğalgaz sektöründe 2017 Eylül'de düzenlenen 14. ihale turunda 3,84 milyar Brezilya Realinin (yaklaşık 1,18 milyar dolar) üzerinde gelir sağlandı. Yedisi yabancı toplam 17 şirket petrol ve doğalgaz araştırması yapmaya hak kazandı. Elektrik sektöründe ise 2017'de yeni projeler üzerinden elektrik satın alınmasına yönelik iki ihale yapıldı. 'Yeni A-4 Enerji İhalesi' olarak adlandırılan ihale ile 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren, 'Yeni A-6 Enerji İhalesi' ile de 1 Ocak 2023'ten itibaren elektrik satın alınacak. Brezilya'da artan enerji tüketimine cevap verebilmek için yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimine öncelik veriyoruz."

Kaynak: AA

Enerjisa Dağıtım Şirketleri Mobil 186 Uygulaması Yenilendi

Sektöre getirdiği yeniliklerle müşterilerine dijital platformlarda da en iyi hizmeti vermeyi hedefleyen Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Toroslar EDAŞ ve AYEDAŞ, Mobil 186 uygulamalarını tümüyle yeniledi. Uygulamanın güncellenen versiyonu ile müşteriler, konum ve fotoğraf paylaşarak arıza kaydı oluşturabiliyor, planlı kesintiler hakkında detaylı bilgi sahibi olabiliyor ve birçok farklı kategoriden talep açabiliyor.

Günlük yaşamın vazgeçilmezi olan elektrik enerjisini insan odaklı hizmet anlayışı ve günümüzün gelişen teknolojisine uyumlu sistemler ile ulaştıran Enerjisa Dağıtım Şirketleri, müşteri iletişim kanallarını da her geçen gün artırarak sektörde ilk defa kullanıma açtığı Mobil 186 uygulamasını güncelledi. Türkiye’de 7 ilin elektrik dağıtımını gerçekleştiren Enerjisa Dağıtım, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaları kapsamında Mobil 186 uygulamasına eklenen yeni özellikler sayesinde müşterilerinin tüm soru ve taleplerine hızlıca çözüm sağlıyor.

Şimdiye dek tüm IOS ve Android işletim sistemli cihazlar üzerinden 20 bin kullanıcıya ulaşan uygulamanın güncellenen versiyonu ile artık kullanıcılara pek çok işlemi bir arada, daha hızlı ve kolaylıkla yapılabilme imkânı sağlanıyor.

Müşterilerin arıza kaydı ve aydınlatma taleplerinde bulunurken konum veya fotoğraf paylaşabilmesi, uygulamanın öne çıkan en önemli yeniliklerinden biri. Taleplere en doğru ve en hızlı şekilde cevap vermenin hedeflendiği uygulama ile kullanıcılar, planlı kesintileri harita üzerinde görebilirken, uygulamaya giriş yapmadıkları zamanlarda da telefon ekranı üzerinden bildirimlerle yaşadıkları bölgelerdeki planlı kesintilerin takibini yapabilecekler.

Kullanıcılara özel haberler, özel kampanyalar, bildirilerden hızlıca haberdar olma özelliği sunan uygulama; müşterilerin arıza, aydınlatma ihbarı, endeks girişi, sayaç işlemleri ve kesme / açma ihbarı yapmasını sağlarken yetkili elektrikçilere de proje ve randevu talebi yapabilme ve işlem takibi seçeneklerini sunuyor.

AEDAŞ Çalışanları Runatolia’da Omurilik Felciyle İlgili Farkındalık Yaratmak İçin Koştu

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Runatolia Maratonu’na katılan AEDAŞ çalışanları omurilik felcine dikkat çekmek için koştu. Omurilik felci ile ilgili toplumsal farkındalık yaratmak adına maratonda yer alan AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu ve şirket çalışanları, TOFD ile birlikte akülü tekerlekli sandalye alımı için de kampanya yürütüyor.

Sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) ile işbirliğine giden ve Akdeniz Bölgesi’nin kapak toplama merkezi haline gelen Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (AEDAŞ) çalışanları; yardım severlik koşusu ile bağış toplayarak akülü tekerlekli sandalye alımına katkı sağlamak üzere bu yıl da ‘Runatolia Maratonu’ndaydı. AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu ve çalışanlarından oluşan 32 kişilik bir ekip, 4 Mart’ta bu yıl 13’üncüsü düzenlen Runatolia Maratonu’na katılarak Adım Adım çatısı altında TOFD ile birlikte omurilik felçlileri için koştu.

Zeynel Murat Batur Anısına

İlk kez 19 Mart 2006 tarihinde Türk turizminde farkındalık yaratmak ve kış turizmine katkı sağlamak amacıyla 850 kişi ile başlayan Runtalya Uluslararası Antalya Maratonu, 2015 yılından itibaren Runatolia Maratonu adını aldı. 4 Mart Pazar günü gerçekleştirilen koşu geçen yıl maratonda hayatını kaybeden Zeynel Murat Batur anısında yapıldı.

‘Bu Tarz Projelerde Yer Almaktan Çok Mutluyuz’

AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu, şirket olarak bu tarz sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, “Çalışanlarımızın desteği ve projeyi sahiplenmesi bizim için çok değerli. 13 yıldır düzenlenen ve Antalya’nın adının dünyaya duyurulmasında önemli bir payı olduğunu düşündüğümüz Runatolia Maratonu’nda omurilik felci olan bireyler için koşan tüm arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Aedaş’tan Akülü Sandalye Bağışına Destek

AEDAŞ, TOFD ile yaptığı işbirliği çerçevesinde, omurilik felçlileri için akülü tekerlekli sandalye alımına katkı sağlamak amacıyla Antalya’da Kepez, Konyaaltı, Muratpaşa, Alanya ile Isparta ve Burdur’daki şubelerine kapak toplama kutuları yerleştirmişti. AEDAŞ çalışanları da bir yandan kapak toplarken diğer yandan da şubelere gelen kapakları getirenler adına alarak, TOFD’ye ücretsiz olarak gönderimini üstleniyor.

Okullarda “Sıfır Enerji”ye Giden Yol

Sıfır Enerjili binalar, “Bina Teknolojileri Ofisi” (BTO) tarafından yıllık tüketim ihtiyaçlarının tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılayan, yüksek derecede enerji verimli binalar olarak tanımlanıyor. Bu binalar yenilikçi tasarım stratejileri, verimli teknolojiler ve enerji ihtiyacını düşük tutmak üzere bina operasyonları yönetiminde yapılacak iyileştirmelerin kombinasyonunu kullanıyor. BTO okullara Teknik kaynaklar ve ultra-verimli okul binalarına ulaşmada kılavuzluk sağlayarak sıfır enerjiye hazır olmalarında yardım etmek için çalışıyor

ABD’de sırf okulöncesi, ilk ve orta öğretim okulları (K-12 okulları) enerji faturalarına yıllık 6 milyar dolar harcıyor. Bu da öğretmen maaşlarından sonra ikinci büyük gider kalemi anlamına geliyor. Eğitim sektöründe enerji kullanımını %20 azaltmak, K-12 okullarının, kolejlerinin ve üniversitelerin öğrencileri eğitmeye daha iyi bir şekilde harcayabilecekleri 3,3 milyar dolardan fazla enerji maliyeti tasarrufuyla sonuçlanacaktır. Sıfır enerji tasarımı ve inşası, operasyonlar ve araçların bakım onarım giderlerini azaltma ve sağlanan tasarrufla dersliklere yatırım yapma fırsatı sunuyor. Enerji performans hedeflerinin yeni inşaat projelerine ve tadilat çalışmalarına dahil edilmesiyle K-12 okullarında “sıfır enerji tasarımı” hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Ülke genelindeki okul bölgelerinde görülen faydalardan biri de öğrencilerin bu gelişmiş binalarda yer alan teknolojilere ve sınıfta enerji verimliliğine ilk elden maruz kalması ve temelde bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dersleri için doğal bir yol oluşturması sayesinde bu dersleri dersi daha çekici kılması.

Ölçülebilir hedefler koyulması, bir okulun “sıfır enerji okulu” olma yolculuğunda bulunacağı ilk taahhüt. Ancak, sıfır enerjiye ulaşmanın karmaşıklığı göz önünde bulundurulduğunda, ABD Enerji Bakanlığı eğitim yöneticilerine kendi okullarında sıfır enerjiye nasıl ulaşılacağı konusunda teknik kaynaklar sağlıyor ve yol gösteriyor.

Sıfır Enerji Okulları Hızlandırma Programı

Enerji Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Sıfır Enerji Okulları Hızlandırma Programı, okul kampüslerinde sıfır enerjiye ulaşma yolundaki engellerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olacak teknik kılavuz kaynakları sunuyor. Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı (NREL) desteğiyle geliştirilen K-12 okullarında Sıfır Enerji için Teknik Fizibilite gibi kaynaklar, K – 12 okullarının bugünün teknolojileriyle geleneksel bir okulun sahip olduğu bütçe içerisinde kalarak sıfır enerjiyi nasıl başarabileceklerini gösteriyor.

 “Sıfır”a Giden Birçok Yoldan Biri

Son günlerde ABD Enerji Bakanlığı ve Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı, sıfır enerji hedefine ulaşmanın izinde olan ilk ve orta dereceli okullar için Sıfır Enerjiye Ulaşma üzerine Gelişmiş Enerji Tasarım Kılavuzu’nun oluşturulmasına destek oldu. Kılavuzdaki dersler, Sıfır Enerji Okulların bütçeler dahilinde ulaşılabilir olduğunu başarılı bir şekilde ortaya koymuş olan okullardan daha önce öğrenilen dersleri yansıtıyor. Kılavuz aynı zamanda okullardaki tasarım, mimarlık, mühendislik ve yapı projeleri takımlarına özel bilgi beceriler, stratejiler ve çözümler sunuyor.

Sıfır enerji tasarım ve inşaat stratejileri tasarruf edilen parayı öğrencilerin, öğretmenlerin ve tüm bölgenin yararına olacak gelişmelere kaydırarak okul kampüsleri için finansal sorumluluğa katkıda bulunma fırsatı işlevi görüyor.

Kaynak: DOE

DNV GL Şehirlerde Enerji Dönüşümü Raporunu Yayınladı

Dünyanın en büyük bağımsız enerji uzmanı kaynağı ve belgelendirme kuruluşu olan DNV GL, geçtiğimiz hafta sürdürülebilir ve karbondan arındırılmış bir enerji geleceğine olan küresel dönüşüme ön ayak olan faaliyetleri konu alan bir rapor yayınladı. “Şehirlerde Enerji Dönüşümü Çerçevesi” başlıklı rapor, gazete manşetlerine daha çok mega kentler konu olurken, asıl inovasyonun sayıları daha çok olan ve dünya nüfusunun daha büyük bir kısmını barındıran orta büyüklükteki şehirlerde olduğu tespitini yapıyor. Küresel çapta geleceğe en çok dönük ve en öncü on şehrin faaliyetlerini araştıran rapor, ekonomik kalkınmayı ve sürdürülebilirliği yakalamak ve enerji dönüşümünü hızlandırmak için işbirliği fırsatları için diğer şehirlerin kullanabileceği örnek uygulamaları tanımlıyor.

Şehirler dünyadaki primer enerjinin %75’ini tüketirken, küresel sera gazı salınımının da %60’ını oluşturuyor. Son döneme kadar birçok belediye, enerji politikasını kendilerinin kanuni güçleri olarak görmüyordu. Ancak günümüzde şehirler enerji piyasalarının önemli oyuncuları haline geliyor ve artan bir şekilde acil olan toplumsal endişelere cevap bulabilmek için aktif bir şekilde daha temiz, daha verimli ve karbondan arındırılmış bir enerji tedarikine geçişi hızlandırıyor.

“Şehirlerde Enerji Dönüşümü Çerçevesi”nde, DNV GL Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Asya ve Avustralya’nın bu dönüşümde öncü olan 10 şehrindeki politikaları ve girişimleri inceliyor ve yedi boyutta değerlendiriyor. Rapora göre şehirler enerji üretimi, tedariki ve kullanımı odaklı yeni programlar, işbirlikleri ve hizmetlerle birlikte personellerini ve kaynaklarını arttırıyorlar. Şehirler agresif iklim ve enerji hedefleri koyma ve kendi faaliyetlerinde uygulama konusunda ciddi anlamda başarı elde ediyorlar. Bununla birlikte finansman ve dirençlilik ile ilgili diğer alanlar şehirler için halen zorlayıcı durumda. Özel stratejiler ve yaklaşımlar değişkenlik göstermesine rağmen, Enerji Dönüşüm Çerçevesi raporda şehirler için kendi planlama süreçlerine adapte etmek üzere en iyi uygulamaları ve tavsiyeleri tanımlıyor.

DNV GL’nin Genel Müdür Yardımcısı ve Kuzey Amerika Bölge Müdürü Richard Barnes: “DNV GL’de güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek için vizyonumuz enerji dönüşümünün çoklu boyutlarına daha geniş bir bakış açısı gerektiriyor. İstikrarsız uluslararası liderlik tarafından yönlendirilen teknoloji, enerji piyasaları ve regülasyonundaki değişiklikler tarafından mümkün kılınarak, şehirler enerji dönüşümünde kilit oyuncu olarak ortaya çıkıyorlar. Ancak şehirlerin tek başlarına yüzleşemeyecekleri birtakım zorluklar bulunuyor. Raporda altı çizildiği üzere, enerji sağlayıcıları ve diğer enerji şirketleri devreye girmek ve şehirlere bu zorlukları aşmalarında yardımcı olmak için büyük bir fırsata sahip. Bununla birlikte daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler yaratarak milyonlarca insanın hayat standardını yükseltebiliriz.”

DNV GL’nin Sürdürülebilir Binalar ve Toplumlar Departmanı Yöneticisi ve raporun başyazarı Betty Seto da şunları ekliyor: “Şehirler için karbondan arındırılmış bir geleceğe giden birden fazla yol olduğu açıktır. Bazı şehirler vatandaşları tarafından yönetilirken diğerleri yukarıdan aşağıya inen inisiyatifler uyguluyor. Örneğin İngiltere’nin Bristol şehrinde belediye başkanının vizyonu tüm toplum tarafından kabul görmüş durumda. Ancak lider şehirlerdeki müştereklikler üzerine yazdığımız bu raporda anlattığımız en iyi uygulamalar, gelecek nesiller için şehirlerimizde yaşam kalitesini yükseltmek üzere enerji dönüşüm yolculuğuna çıkmak isteyen diğer şehirler için bir yol haritası niteliği taşıyor.”

“Şehirlerde Enerji Dönüşümü Çerçevesi”, DNV GL’nin bulunduğu ve sürdürülebilir binalar ve toplumlar alanında tecrübe sahibi lokasyonlardan 20 uzmanın görüşleriyle uyumlu hale getirildi. Sadece Birleşik Devletler’de DNV GL’nin iklim planlaması, enerji verimliliği ve enerji yönetimi, sürdürülebilir binalar ve enerjik şehirler konularında uzmanlaşmış 350’den fazla uzmanı ve veri analisti bulunuyor. Programlarımız sayesinde dünya çapında yüzlerce şehri ve onların enerji partnerlerini destekliyoruz.

Kaynak: DNV GL

Japonya Büyük Çaplı Dekarbonizasyona Gidiyor

Karbondan arındırılmış bir ekonomi olma yönündeki küresel eğilim, Japonya’yı yenilenebilir yarışında öne geçmeye teşvik ediyor. Japon hükümeti kömür ve nükleer gibi temel yük yakıtlarından çok daha ağır basarak 2030’a kadar 160 GW gibi iddialı bir hedef koydu.

Güneş fotovoltaiki çok rekabetçi bir teknoloji olarak tanımlatan hükümet, şebeke ölçeğinde iki aşamalı bir fotovoltaik ihalesi düzenliyor. Her biri 250 MW olan iki ve üç numaralı tekliflerin sırasıyla Ağustos ve Kasım aylarında açılması bekleniyor.

Japonya’da düzenlenen Dünya Akıllı Enerji Haftası’nda konuşan Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığından Takuya Yamazaki, hükümetin Aralık 2017’de yenilenebilir enerjinin temel güç kaynağı olarak ilan edildiği yeni bir strateji belirlediğini söyledi.

Yamazaki, “Bu bir dönüm noktasıydı” şeklinde konuştu.

Bloomberg Yeni Enerji Finansı’na göre, Japonya’da fotovoltaik güneşin 2010’da ¥35kWh olan maliyeti 2017’de ¥10kWh olarak, güneş enerjisini kömür ve nükleer gibi diğer enerji kaynaklarıyla rekabet edebilecek düzeye geldi.

İtici Güç

Japonya’nın toplam enerji çıktısında yenilenebilirin payı için hedefi 2010’da %10’du, 2017’de ise Yamazaki’nin Feed-in-Tariff sistemine bağdaştırdığı bir artışla %15’e ulaştı.

Hükümet 2030’a kadar %22-24 arasında bir artış hedefi belirledi.

Fakat, mevcut %15’lik oranının yakalanmasına imkan veren Feed-in-Tariff (FiT) sistemi, hükümet için yüksek bir maliyet kalemi olarak kalmaya devam ediyor. Bu şema altında, yenilenebilir operatörleri teşvik etmek için senelik 2-3 trilyon Japon Yeni harcanıyor ve hükümetin 2030 hedefini aşması için bu teşvikin bazı bölgelerde 4 trilyon Yen’e çıkarılması gerekiyor, ki bu da hiç sürdürülebilir bir seçenek gibi görünmüyor.

Yamazaki sözlerine “FiT sistemine bağlı olmayı bırakmak zorundayız. Bu sistem sonsuza kadar sürmeyecektir, gelecekte bir zamanda sona erecektir” diyerek son verdi.

Bu, Solar Frontier’in Başkanı ve CEO’su Atsuhiko Hirano tarafından da yinelendi. Hirano, güneş enerjisi konulu panelde daha bağımsız enerji kaynaklarının, FiT sistemine bağımlı kalmamak adına gerekli olduğunun altını çizdi.

Hirano, toplumun dekarbonizasyonunun Japonya’nın en büyük önceliği olduğunu belirtti.

Sözlerine, bu gerçeğin büyük oranda güneş fotovoltaik ve yenilenebilir enerjisi içerdiğini ekledi.

Kaynak: Metering & Smart Energy

Enerji Üreticileri Eski Kömür Sahalarını Güneş Enerjisi İçin Kullanma Fırsatını Kaçırıyorlar mı?

Enerji üreticileri kömür sahalarının başka kullanım amaçları için uygun olmadığında oraya güneş enerjisi sağlayan tertibatlar inşa ederek yükümlülüklerini varlığa çevirebilirler, fakat sadece ileri görüşlü birkaç firma bu ihtimali keşfetmiş durumda.

Atıl durumdaki kömür sahaları, ABD’de yer alan ve genişlemenin, yeniden geliştirmenin ve yeniden kullanımın zararlı maddelerden ve atıklardan dolayı imkansız hale geldiği 450.000’in üzerindeki terkedilmiş endüstri bölgesinin yalnızca küçük bir kısmını oluşturuyor. Ancak kömür sahası bağımsız enerji üreticisi sahibi için bir yükümlülük. Bu sahaların, hissedarlara hiçbir faydası olmadığı gibi bakım ve onarım maliyeti yükü getirdiği de söylenebilir.

Florida ve Massachusetts’teki iki küçük enerji üreticisi, bu mali yükümlülüğü fırsata çevirmiş durumda. Bu eyaletlerde yer alan diğer enerji üreticileri de onların yaptıklarına bakarak örnek alabilirler.

Kömür atık sahaları hiçbir amaca hizmet etmemenin yanında bakım & onarım gerektiriyor ve aynı zamanda ekolojik hayata zarar veren toksik sızıntılarında kaynağı. Güneş enerjisi üretim istasyonu gibi başka bir amaca dönüştürülen bu tarz sahalar, enerji üreticilerine uygun maliyetli kaynak çeşitliliği ve müşteri talebini karşılayacak ve emisyon azalımı ve yenilenebilir hedeflerine katkıda bulunacak yeni bir yol sunuyor.

Rakamlar

Rakamlar, kömürden – güneşe dönüşüm ihtimali üzerinde düşünmek için iyi sebepler sunuyor. İlgili Bilim insanları Birliği’ne göre 2008’den 2016’ya kadar, ABD kömür üretimi kapasitesinin yaklaşık %35’i kapatıldı, farklı bir amaca çevrildi, ya da ikisinden biri için programlandı.

Kapatılan kömür sahalarının en çok görülen kullanım amacı, doğalgaz üretimi. Ancak bunların %95’i çözümü olmayan ve dönüştürülemeyen olarak kalıyor. Birçok kömür sahasının yeniden geliştirilmesine engel olan şey kömür külleri. Sierra Club’a göre 1100 kül göleti, 1424 atık tasfiye sahası bulunuyor.

Tennessee Valley Authority tarafından yayınlanan 2017 raporuna göre 22 akrelik bir atık göletinin kapatılma maliyeti 3,5 milyon dolarken, 350 akrelik bir sahanın kapatılma maliyeti 200 milyon dolara kadar çıkıyor. Raporda atıkların kazılması ve kaldırılmasının da maliyetleri %270 ila %2200 arasında arttıracağı belirtiliyor.

2002 Küçük İşletmeler Yükümlülük Muafiyeti ve Terkedilmiş Sanayi Bölgesi Yeniden Canlandırma Yasası, Çevresel Koruma Ajansı’nın (EPA) en iyi uygulamalarını düzenliyor. EPA’nın web sitesine göre iyileştirilmiş ve yeniden konumlandırılmış sanayi sahaları 97binden fazla istihdam ve yerleşim mülklerinde %5’ten %15.2’ye kadar bir değer artışı yaratıyor.

Ajansın proje takipçisi sadece iki kömürden güneşe proje olduğunu gösteriyor. Ancak Massachusetts'teki Holyoke Gaz ve Elektrik (HG & E) 5,76 MW'lık güneş ve 3 MW / 6MWh pil depolama projesi ve Florida'daki Orlando Utilities Commission (OUC) 13 MW dizisi, iyileştirilemeyen ve dönüştürülemeyen kömür sahalarının sunduğu olanakları değerlendirmek isteyebileceğini ileri sürüyor.

Kaynak: Utility Dive

MAKALE

Avrupa Birliği'nde 2020-2030 Dönemi Yenilenebilir Enerji Paketi Hazırlanırken 2016 Yenilenebilir Enerji Raporunun Gerçekleştirilmesinde Teknik Yardım Çalışması: Task 3

Bu çalışma, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Direktifi’nin 23. Maddesi’ne göre, Avrupa Komisyonu’un Yenilenebilir Enerji Gelişim Raporu’nu desteklemek için hazırlanmıştır. Avrupa Birliği’nde yenilenebilir enerji üretiminde kullanılan biyoyakıt, biyokütle ve biyogaz analizini içermektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • IEA’e göre ABD’nin 2018 bütçe kanununda yer alan karbon yakalama teşvikleri 6 yılda 1 milyar $ yatırıma yol verebilir. Büyük sanayi kaynaklarından 29 milyon ton CO2 yakalanıyor, bunun %87’si gelişmiş petrol üretimi için kullanılıyor. 50-100bin varil/gün üretim artışı da getirebilir.
  • Deniz suyundan tatlı su için m3 başına 3-7 kWh harcanıyor. Kullanılan suyun %35-60’ı mevcut teknolojiler ile tatlı suya dönüşüyor. 1928’de başlayan tuzlu su artıma kapasitesi şimdi 86 milyon m3/gün
  • Elektriğe erişimin arttırılması haneleri yoksulluktan kurtarır mı? Bu araştırmaya göre Kenya’da 18ayda fark olmamış.
  • Çin’in hava kirliliği ve çevresel kirlilikle mücadelesi tüm dünyadan hissediliyor. Elektrikli arabalara geçişinden, yenilenebilire, kışın gaz kullanımına… LNG fiyatları, elektrikli araba miktarları, emtida fiyatları
  • Google’ın otonom araç ünitesi Waymo, Atlanta’da otonom kamyonları denemeye başlıyor.
  • Hindistanda yolcu arabaları 2040’a kadar yıllık %8.9 ortalama ile, ticari araçlarda %6.2 ile büyüyecek. Ulaştırma yakıtlarının petrol talebindeki oranı 2016’da %47’den 2040’da %57’ye çıkacak.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/