Milli Enerji Kaynağı 300 Bin Kişiye İstihdam Sağlayacak

Elektrik ve elektronik şirketi Tunçmatik'in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, bir araya geldiği basın mensuplarına şirket yatırımları ve güneş enerjisi sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yatırımcıların karşılaştıkları engellere rağmen, geçen yıl güneş enerjisi alanında önemli ilerleme kaydedildiğini dile getiren Özer, Tunçmatik olarak Uşak, Afyon, Elazığ, Milas, Ankara ve Mersin'de lisanssız güneş enerjisi alanına 73 milyon dolar tutarında yatırım yaptıklarını söyledi.

"Türkiye çok zaman kaybetti"

Özer, Türkiye'de lisanssız güneş enerjisi kapasitesinin 3 bin megavatın üzerine çıktığını belirtti. Lisanslı güneş enerjisi kapasitesinde şu an kurulu gücün 23 megavat olduğunu aktaran Özer, "Türkiye'de lisanssız güneş yatırımları olmasaydı, güneş enerjisi 23 megavatta kalacaktı. Türkiye çok zaman kaybetti. Oyunun ortasında kurallar değişti, bu yatırımcı açısından çok yıpratıcı oluyor. Kurallar en başta neyse öyle devam etmeli." diye konuştu.

Özer, lisanssız güneş enerjisi santralleriyle birlikte bu alandaki bilgi birikiminin üst seviyelere ulaştığına işaret ederek, "İlk yaptığımız güneş santralinde komponentlerin yüzde 90'ını ithal ederken, bu oran geçen sene yüzde 40'a kadar düştü. Bu da yan sanayilerin bu işi öğrendiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Şu anda 40 bin kişilik istihdam var"

Bu süreçte sektörde uzmanlaşmış ekiplerin oluştuğunu vurgulayan Özer, şunları söyledi:

"Burada ciddi bir istihdam da ortaya çıktı. Şu anda 40 bin kişilik bir istihdam var güneş enerjisinde. Planlananlar yapılırsa, 2030'da sadece güneşte 300 bin kişilik istihdam sağlanacağını düşünüyoruz. O zaman milli enerji kaynağımız güneş en büyük işveren sektör olacak fakat lisanssız güneş enerjisi devlet politikası olarak desteklenmediği için şu an sektörde bir daralma başladı, yüzde 90 daralma görülüyor. Planlayamazsak, bu sektör bir yerden sonra dağılacak."

Kapasitenin 20 katı talep var

Özer, Türkiye'de şu anda 30 güneş paneli üreticisi olduğunu fakat sektördeki daralmaya bağlı olarak gelecek yıl bu üreticilerin büyük bir kısmının sektörden çıkabileceğini belirtti.

Bu üreticilerin kapasitesinin Türkiye'deki panel talebinin 20 katı olduğu ifade eden Özer, şöyle konuştu:

"Bu üreticiler hücreleri yurt dışından getirip montaj yapıyorlar ama bu şekilde ayakta kalma şansları yok. Yani, şu anda panelde plansız bir kapasite oldu. Bu montaj işini çok ciddi ve kaliteli bir şekilde yapanlar da var. ABD Başkanı Donald Trump ithal güneş panelleri için ek gelir vergisi uygulaması başlattı ama Türkiye bu uygulamada istisna ülkeler arasında. Güney Koreli Hanwha da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) kapsamında bir yatırım yapıyor ama Türkiye üzerinden Amerika'ya mal da verilebilir, bu yatırımı büyütebilir. Çinliler için de aynı şekilde. Avrupa'nın anti-damping uygulamaları da avantaj sağlıyor. O yüzden bu panel üreticileri Amerika'ya panel göndermek için Türkiye'yi bir ihracat üssü olarak kullanabilirler çünkü Türkiye'den gidecek paneller Türkiye menşeli oluyor."

Kaynak: Anadolu Ajansı

Çağrı Merkezleri Hizmet Kalitesi Standartlarında Değişiklik

EPDK’nın 08/03/2018 tarihli toplansıtısında; linkteki “Elektrik Dağıtım Şirketleri ile Görevli Tedarik Şirketleri Çağrı Merkezleri Hizmet Kalitesi  Standartlarına  İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar”ın kabul edilerek Resmi Gazete’de yayımlanmasına karar verilmiştir.

Karara göre 22 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan elektrik dağıtım şirketleri ile görevli görevli tedarik şirketleri çağrı merkezizleri hizmet kalitesi standartlarına ilişkin usül ve esasların 5.maddesinde bazı değişikliklere gidilmiştir. Yapılan değişikliğe göre bundan böyle çağrı merkezi sisteminde kayıt altına alınan işlemlere ve raporlamalara esas veriler TÜBİTAK Kamu Sertifikasyon Merkezi tarafından sağlanan zaman damgası ile saklanacaktır. İlaveten, Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri çağrı merkezi hizmetini TS EN 15838 ve/veya TS EN ISO 9001, TS ISO 10002 ve TS EN ISO/IEC 27001 standartlarına uygun olarak verildiğini belgelemelidir. Bu belgeler TÜRKAK’ın hizmet kapsamında olması halinde TÜRKAK veya uluslararası akreditasyon sisteminde karşılıklı tanıma anlaşmasına  sahip akreditasyon kurumlarınca akredite edilmiş belgelendirme kuruluşları tarafından verilmiş olmalıdır.

Aynı usül ve esasların bir diğer maddesinde yapılan değişikliğe göreyse bahsi geçen şirketler tarafından çağrı merkeznin gerekli niteliklere sahip olduğu, ilgili standartlara uygun şekilde işletildiği ve üretilen raporların doğruluğu, belirtilen standartlara sahip belgelendirme kurumuna yıl içinde incelettirir ve belgelendirilen sonuç raporu yıllık olarak takip eden yılın Mart ayı sonuna kadar Kurum’a sunulacaktır. Rapor, ilgili hizmet standartlarına uyum, verilerin güvenliğinin ne şekilde sağlandığı ve üretilen raporların doğruluğunun inceleme yöntemlerini de içerecektir.

Aynı usül ve esasların bir diğer maddesinde yer alan “kalite faktörünün hesaplanma” ibaresi ise çıkarılmış olup bu usül ve esaslar 17 Mart 2018 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Kaynak: Resmi Gazete

İstanbul’a Yüzen Elektrik Santrali

İstanbul’da kış aylarında doğalgaz tüketiminin artmasına bağlı olarak meydana gelen elektrik kesintilerinin önüne geçmek için Yenikapı açıklarına kamu tarafından yüzer elektrik santrali yapılacak. Projenin bedeli 249 milyon lira.
Elektrik Üretim A.Ş (EÜAŞ) tarafından kurulacak 240 megawattlık mobil/yüzer elektrik santrali projesi için Çevre ve Şehircilik Başkanlığı'na Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) başvurusu yapıldı. Başvuru dosyasında yüksek enerji ihtiyacı nedeniyle meydana gelen kesintiler sonucunda Yenikapı açıklarında demirlemesi öngörülen santralin sadece bu bölgenin enerji ihtiyacı için konumlandırılacağı belirtildi.
Dosyadaki bilgilere göre proje kapsamında kullanılacak yüzer santral gemi Yenikapı mevkiinde, deniz üzerinde konumlandırılacak. Santralde üretilecek enerji, TEİAŞ 1. Bölge Müdürlüğü Yenikapı Trafo Merkezi aracılığıyla ulusal şebekeye verilecek.

Gemiye Monte Edilecek

Başvuru dosyasında ısınma amaçlı doğalgaz kullanımının yaygınlaşması ve soğuk geçen kış aylarında tüketimin had safhaya ulaşması nedeniyle elektrik üretimine ayrılan doğalgaz arzının kesintiye uğrayabildiğine dikkat çekilerek “Bu durumun elektrik arz güvenliğini tehlikeye sokmaması için zaman zaman EÜAŞ'a ait çift yakıtlı kombine çevrim santralleri motorin ile çalıştırılmaktadır.
Buna rağmen Marmara Bölgesi ve özellikle İstanbul iletim ve dağıtım sisteminin mevcut durumu itibarıyla bu riskle daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Arz güvenliğinin önemine binaen EÜAŞ tarafından Yüzer Elektrik Santrali'nin yapımı söz konusu olmuştur” denildi. Bu amaçla 4 adet gaz türbini-generatör seti ve yardımcı sistemlerinin uygun büyüklükteki ambarlı kuru yük gemisine veya kargo gemisine monte edilerek 240 megawatt mobil/yüzer elektrik santrali kurulmasına karar verildiği açıklandı.

Yılda 1500 Saat

Gaz türbinleri kullanılarak projelendirilecek yüzer santralin, yılda 1500 saat çalıştırılarak özellikle kış aylarında doğalgaz arzında sıkıntı yaşanması durumunda bölgesel yük ihtiyacının karşılanmasına ve sistem kısıtlarının kaldırılmasına katkı sağlayacağı ifade edildi. Bu şekilde ulusal sisteme 360 milyon kilowatt saat katkı sağlanmasının planlandığı belirtildi.

En Yakın Tersanede Yapılacak

Projenin demontaj ve montaj aşamalarının Türkiye sınırları içerisinde ve kullanılacak türbinlerin konumları itibariyle en yakın tersanede gerçekleştirileceği kaydedildi. Dosyada yer alan bilgileri göre yüzer santral, doğalgaz temininde sıkıntı yaşanması durumunda motorin ile işletilecek. Gemi tankeri veya karadan bağlantı yoluyla motorin ikmali yapılacak. Doğalgaz bulunan noktalarda ise karadan doğalgaz boru bağlantısı gerçekleştirilecek. Projenin ekonomik işletim süresi 20 yıl olarak belirlendi.

Kaynak: Haberler

SEDAŞ Tek Yürek Tek Ses “Çanakkale Geçilmez”

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (SEDAŞ), sosyal sorumluluk kapsamında Sakarya İlinde yapılan, “Paralimpik (Bedensel Engelliler) Spor Kulübü ile Özel Şirketler Masa Tenisi Turnuvası” organizasyonuna katılan SEDAŞ masa tenisi takım oyuncuları, açılış töreni sırasında açtıkları büyük pankart ile  18 Mart Çanakkale Zaferi için anlamlı bir kutlama mesajı verdiler. SEDAŞ oyuncuları açıklamalarında; “SEDAŞ çalışanları "Çanakkale Geçilmez" sözünü yedi düvele ezberleten Kahraman Türk Ordusu’nun muhteşem zaferinin 103. yıldönümü kutlu olsun. Bu topraklarda 250 bin şehidin kanı vardır, bu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Gelecek nesillere anlatılarak destanımızın yaşatılması ve bizim için canından vazgeçenler için bu vatanın korunması boynumuzun borcudur. 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, bir milletin birlik ve beraberlik içinde verdiği şanlı mücadelenin unutulmaz hatırasıdır. ‘Çanakkale geçilmez’ sözünü şanlı tarihimize altın harflerle yazan Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere, bu vatan için gözünü kırpmadan şehit düşen tüm asker, polis ve sivillerimiz ile gazilerimizi minnetle anıyoruz.”dediler. 

Enerji, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nın Kalbinde

Bundan üç yıl önce dünyadaki tüm ülkeler, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde yoksulluğa son vermek, gezegeni korumak, cinsiyet eşitliğini ve refahı sağlamak amacıyla 17 sürdürülebilir kalkınma hedefini benimsediler ve bu spesifik hedeflere 2030 yılına kadar ulaşacaklarını taahhüt ettiler.

Enerji, elektriğe erişimin yaygınlaştırılmasından her yıl  milyonlarca insanın erken yaşta ölümüne sebep olan ölümcül hava kirliliğinin kontrol altına alınmasına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin birçoğunun kalbinde yer alıyor. Bu hedeflerden biri – 7 numaralı hedef olarak da bilinir – önümüzdeki 10 yılın sonuna kadar herkes için erişilebilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye erişimi amaç ediniyor.

Bu başlıkların tamamı, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın çalışmaları için de büyük önem taşıyor. Dünyanın enerji konusunda lider yetkili kurulu olarak IEA veri toplama, teknolojik altyapı, araştırma ve politika önerilerine istinaden emsalsiz analitik yetkinliklere sahip. Sık sık dile getirdiğim üzere, enerji dünyasında veri her zaman kazanacaktır.

Enerji özelinde sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin benimsenmesi, dünyanın daha sürdürülebilir ve eşit bir sisteme doğru taşınmasında kilometre taşı niteliğinde. IEA bu kritik hedefi tarafsız verileri ve tahminleri ile desteklemeye devam ediyor. Bu benim için uzun süredir kişisel ve profesyonel bir öncelikti. Bu temel gerçeği, on beş yıl önce ilk kez elektrik erişimi verilerini derlediğimizde ve IEA'nın referans noktası olan Dünya Enerji Görünümü'nde 2030'a kadar evrensel elektrik erişiminin sağlanması için bir senaryo taslağı çizdiğimizde fark ettik.

Sonuç olarak IEA enerji erişiminde elde edilen ilerlemeyi 2002 yılından beri yıllık bazda takip ediyor. Dünyanın en güvenilir enerji istatistiği kaynağı olarak IEA aynı zamanda yenilenebilir kaynakların enerji portföyündeki payının arttırılması ve enerji verimliliği konusundaki gelişim oranının ikiye katlanması için çalışan öncü ajans rolünde.

Birleşmiş Milletler bu yıl Temmuz ayında New York’ta Sürdürülebilir Kalkınma üzerine düzenlenen Üst-düzey Siyasi Forum’da 7. Hedefinin ilk detaylı incelemesini sunuyor olacak. Bu, küresel enerji hedeflerinde nerede durduğumuzun, ulusal politikaların bizi nereye götürdüğünün, ve küresel enerji sisteminin daha sürdürülebilir bir yola nasıl koyulacağının değerlendirmesi için güzel bir fırsat olacak. Bu kritik sürece yardım etmek için, IEA 2030 Ajandasının desteklenmesi için verilerin ve senaryo tahminlemelerinin tamamını merkezileştirmek üzere yeni bir online kaynak yaratılmasına karar verdi.

Kaynak: IEA

Güney Doğu Avrupa’da Dönüşüm ve Entegrasyon Yatırımlarının Kolaylaştırılması

9 Mart’ta, Güney Doğu Avrupa Enerji Enstitüsü (IENE), eurelectric ev sahipliğinde üst-düzey bir Konferans düzenledi. “Güney Doğu Avrupa’da Enerji Piyasası Entegrasyonu ve Dönüşümü” konferansında politika yapıcılar ve enerji uzmanları, Güney Doğu Avrupa ülkelerindeki enerji sektörünün önündeki fırsatları ve zorlukları tetkik ederek yatırım, piyasa dönüşümü, tutarsızlıklar, enerji güvenliği ve dekarbonizasyon gibi konuları tartıştılar. IENE Yönetici Müdürü Costis Stambolis ve Yönetim Kurulu Başkanı John Chadjivassiliades, katılımcılara titiz ve güvenilir bir piyasa analizi sundular.

Son yıllarda enerji piyasası entegrasyonu ve serbestleşmesi konusunda ciddi mesafe kaydedilmiş olmasına rağmen, enerji sistemlerinin ve piyasalarının AB hedeflerini karşılayacak şekilde adapte edilmesine dair zorluklar sürüyor.  IENE’ye göre, AB kuralları ile pratikteki uygulamalar arasındaki fark gittikçe daha çok önem teşkil ediyor. Mr Stambolis konuyu şu şekilde açıklıyor: “AB Üye Devletler piyasa entegrasyonunu büyük ölçüde tamamladılar. Batı Balkan Ülkeleri, düzenleyici kurullarının liderliğinde bu eğilimi takip ediyorlar.” Buna ek olarak, bölgedeki farklı ülke grupları arasındaki adaptasyon seviyesi konusundaki fark, entegrasyon açısından problemlere yol açıyor. IENE’nin mevcut durum üzerindeki detaylı analizi, bu gibi belirsizlikler yüzünden kritik yatırım kararlarının nasıl ertelendiğini ortaya koyuyor.

Panel münazaraları ve sunumları, bölgenin dekarbonizasyonuna olanak sağlamak adına yenilenebilir enerji kaynaklarının penetrasyonuna daha fazla yatırım yapılması için politika önlemlerinin nasıl uygulanması gerektiğini tetkik etti. Güney Doğu Avrupa’nın rekabetçi yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli ciddi boyutta, ancak gelişimi duraklamış vaziyette. Çözüm, bölgenin enerji tedariğini tehlikeye sokmadan karbondan arındırılmış enerji tedariğine “yumuşak geçiş” yapmak olmalı. IENE’nin analizine göre bölge elektrik ve gaz şebekesinin limitli arabağlantısından dolayı .Avrupa’nın geri kalanına göre çok daha kırılgan. Bu sebeple, altyapı yatırımları kilit önem taşıyor. İlave bir kilit faktör ise Güney Doğu Avrupa’nın büyük potansiyeline rağmen şuan yeterli öncelik verilmeyen enerji verimliliği konusu.

Konferans, elektrik ve gaz piyasalarının özelleştirme ve serbestleştirme düzeyinin, özellikle elektrik üretimi, gaz tedariği ve karşılık gelen perakende sektörlerindeki piyasa oyuncuları için ümit veren fırsatlar yaratarak Güney Doğu Avrupa’daki yeni iş ortamlarının şekillendirilmesine yardımcı olacağına vurgu yapılarak tamamlandı.

Kaynak: Eurelectric

Biyokütle, AB’de Kirliliğin En Yüksek Olduğu Ülkelerden Birinin Temizlenmesine Yardım Ediyor

Yeni kurulan bir iş ortaklığı, Avrupa'daki en kirletici kömür ülkelerinden birinin temizlenmesine yardımcı olmak için “süper yakıt” harmanında eski kömür atıklarıyla biyokütle kullanmanın bir yolunu bulmak için çalışıyor.

Biyokütle firması Aktif Enerji, Polonyalı araştırma şirketi Cobant ile birlikte, Aktif Enerji’nin CoalSwitch’ini Polonya'nın Yukarı Silezya'daki sulu çamur çökeltilerinden geri kazanılan kömür ile harmanlanmasının ticarileştirme fırsatlarını incelemek için bir ortak girişim anlaşması imzaladı.

BP'nin Dünya Enerji  İstatistiki İncelemesi 2017’ye göre, Polonya Avrupa'nın ikinci büyük kömür üreticisi durumunda.

Aktif Enerji CEO’su Richard Spinks, “Son günlerde, Polonya'nın kömür enerji kirliliğinin Avrupa Birliği'ndeki komşularını olumsuz yönde etkilediğine dair iddialar ortaya atıldı.Grup’un Cobant ile yaptığı ortak girişim anlaşmasının amacı, “Süper Yakıt” karışımında ortaya çıkan kömür atıkları için bir kullanım alanı bulurken bu önemli sektörü ve bölgesel işvereni, emisyon hedeflerine ve temiz hava koşullarına ulaşma konusunda desteklemek” şeklinde konuştu.

Kaynak: Renewable Energy World

Elektrikli Araçlar Dağıtım Şebekesi Üzerinde Baskı Yaratabilir

Elektrikli araçların yayılımındaki artışın, elektrik şebekesinin aşırı yüklenmesine neden olmasından korkuluyor. Elektrikli araçlar, kullanımdaki araçların tamamının yüzde 1’inden daha azını oluşturuyor, ancak 2050'ye kadar bu oranın yüzde 70’lere çıkacağı tahmin ediliyor.

"Bizim görüşümüze göre, elektriği çoğunlukla akşamları - özellikle kış akşamlarında - kullanıyorsanız, tedarik maliyetini arttırıyor olursunuz. Diğer yandan elektriği çoğunlukla geceleri kullanıyorsanız, size sağlanan elektrik oldukça ucuza tedarik edilmiş olacak.

Mr Coates, Almanya'da elektrikli araç üreticilerinin araçtan şebekeye doğru akan yüksek elektrik kapasitesi sattığını söyledi.

"Bu yüzden Nissan aracınızı şarj etmek için elektriği düşük talep zamanlarında alıyor ancak bunu tıpkı bir mini güç istasyonu gibi aracınıza geri enjekte etmek için kullanıyor." Yeni Zelanda'da bunun gibi daha dinamik bir sistemin tamamen mümkün olduğunu söyledi.

Merkür Enerji sözcüsü Fraser Whineray, burada kurulabilecek iki yönlü bir sistemden önce aşılması gereken bazı teknik engellerin olduğunu söyledi. Şu anda çoğu insan sabit bir oranı tercih etti, dedi. Elektrikli araçların mevcut oranlarına bağlı olarak, şebekenin elektrikli araçlar yüzünden aşırı yüklenmesine daha uzun bir zaman olduğunu söyledi.

Charge Net, haftada 1 elektrikli şarj istasyonu kurarak ülke çapında 100 elektrikli araç şarj istasyonuna ulaşmaya doğru yaklaşıyordu. Steve West, şebekenin 2050'ye kadar aşırı yükleneceğine dair tahminlerin, elektrikli araçları daha hızlı şarj edilmesine yönelik yurtdışında yaşanan gelişmeleri hesaba katmadığını söyledi.
"Önümüzdeki birkaç yıl içinde, kamu şarj alanlarında 350 kilovatlık şarj oranları göreceğiz. Bu, arabanızın şarjını 15 dakikada doldurabilmeniz anlamına geliyor. Bu, evde garajlara sahip olmayan ve araçlarını geceleri şarj edemeyen sürücülerin, araçlarını haftada bir kez15 dakikada şarj edebilecekleri uygun bir alternatif olmasını sağlıyor."

Elektrikli araçların şebekeyi aşırı yüklemesine yönelik tahminler için henüz erken olduğunu söyledi. "Bir rapora, önümüzdeki 30 yıl içinde hiçbir şeyin değişmeyeceği varsayımıyla başlamak, kötü bir başlangıç yapmak demektir."

Kaynak: Radionz

MAKALE

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), rüzgar enerjisi ile ilgili bilimsel, teknik ve uygulamalı araştırmaları takip etmek, rüzgar enerji kaynağının kullanımını yaygınlaştırmak için faaliyetlerde bulunmak amacıyla, 10 Şubat 1992 tarih ve 92/2752 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kurulmuştur. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (Wind Europe)’nin ve Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC)’nin  resmi üyesi olan TÜREB, Türkiye Rüzgar Enerjisi potansiyelinin ülke ekonomisine kazandırılması doğrultusunda önemli çalışmalarda bulunmaktadır ve rüzgar enerjisi konusunda Türkiye’deki en güçlü sivil toplum kuruluşudur.

TÜREB, yurt içinde ve yurt dışında rüzgar enerjisine ilgi duyan herkesin bilgi almalarını sağlamak ve en önemlisi ülkemizdeki rüzgar potansiyelinin ekonomiye kazandırılması konusunda yapılacak yatırımlara katkıda bulunmak amacıyla önemli çalışmalar gerçekleştirmektedir. Her yıl düzenli olarak yayınladığımız, hem yurtiçi hem yurtdışı kurum, kuruluş ve üniversitelerinden oldukça ilgi gören “Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu” ve “Türkiye Rüzgar Enerjisi Santralleri Atlası” çalışmaları, Ocak 2017 tarihiyle güncellenmiştir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Avrupa’da bu hafta, soğuk hava dalgası geldi, biraz daha etkileyecek, Kuzeybatı Avrupa gaz stokları 7 yılın dibi olan 7 bcm altında. Rus tedariği günde 230 mcm’e çıktı. Çelikte ise ABD tarifeleri Avrupa çeliğini vurabilir. EUROFER, minimum ithalat fiyatı istiyor.
  • Çin, petrol kontratlarında spekülasyon olmasın diye teslim depolama maliyetlerini dünyanın 2 misli olarak belirledi. 25-50 cent/varil/ay olan depolama maliyeti, 95 cent. Daha önce elma konttratları ilk işleme açıldığında 4 saatte 11 milyar $lık kontrat ticareti yapılmış.
  • Economist’in yazısında ilginç bir anekdot : “Enerjinin değerinin kaynağında olduğu bir dünyadan, teknolojinin kaynak olduğu bir dünyaya geçiyoruz”, MIT’den Francis O’Sullivan demiş.
  • Otonom arabalar güneş fırtınalarından da etkilenebilir, GPS’e çok bağımlı olmamalılar. 11 yıllık döngüleri var, en son Nisan 2014’te zirve yapmış.
  • İngiltere’de Centrica’nın işletmesi zor diye Rough gaz depolama tesisini kapatması sonrasında, 15 gün olan depolama kapasitesi 4-5 güne düştü. Yaz-kış fiyat farkı düşük. Bu seneki soğuklarda gaz fiyat sıçraması yüzünden bu kış fiyatlar ortalama %20 yukarıda.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/