Akkuyu Nükleer Santrali’nin Temeli Atıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Mersin'deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) temel atma törenine video konferans yöntemiyle katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resmi karşılama töreninin ardından Erdoğan ve Putin, video konferans yöntemiyle Akkuyu Nükleer Güç Santrali Temel Atma Töreni'ne katıldı.

İki liderin konuşmalarının ardından Erdoğan, tören alanındaki Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'dan butona basmasını istedi. Elvan'ın butona basmasıyla Türkiye ve Rusya hükümetleri arasında 2010 yılında imzalanan anlaşma kapsamında hayata geçirilecek Mersin'deki Akkuyu NGS projesinin temeli atıldı.

Törende, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Başbakan yardımcıları Bekir Bozdağ ile Hakan Çavuşoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yer aldı.

Rus heyetinden de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov başta olmak üzere birçok bakan ve enerji sektöründen temsilciler hazır bulundu.

Türkiye'deki elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak

Akkuyu NGS, bin 200 megavatlık 4 üniteden oluşacak ve toplamda 4 bin 800 megavatlık kurulu güce sahip olacak. Ülkede kaynak çeşitliliği sağlayarak enerji arz güvenliğine katkı verecek Akkuyu NGS, işletmeye alındığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacak.

Akkuyu NGS'de, inşaatın en yoğun olduğu dönemde yaklaşık 10 bin kişi, 60 yıllık işletme döneminde ise 3 bin 500 kişi çalışacak. Halen, dünya genelinde 31 ülkede 450 nükleer santral işletme halindeyken 55 nükleer santral inşa halinde bulunuyor.

"Tarihi bir ana şahitlik ediyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, "Bugün gerek ülkemizin kalkınması gerekse Rusya Federasyonu ile enerji işbirliğimiz adına tarihi bir ana şahitlik ediyoruz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında şunları söyledi:

"Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ilk reaktörünün 2023 yılında devreye alınmasıyla Türkiye de nükleer enerji kullanan ülkeler ailesine dahil olmuş olacaktır. Böylece Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılını enerji alanında da tarihi bir eserle taçlandırmış olacağız. Akkuyu tüm üniteleriyle devreye girdiğinde, tek başına ülkemizin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabilecektir. Böylece, halen ağırlıklı olarak petrol, doğalgaz ve kömüre dayanan enerji sepetimizi daha sağlıklı hale getirmiş olacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rusya ile bölgesel meseleler hususundaki işbirliğimizi her geçen gün daha da artırarak sürdürmekte kararlıyız." ifadelerini kullandı.

"Çevre dostu olacak"

Rusya Devlet Başkanı Putin, Akkuyu Nükleer Santralinin güvenli ve çevre dostu olacağını söyledi. Putin, "(Akkuyu Nükleer Santrali) 2023 senesinde ilk enerji bloğunun devreye girmesini sağlamak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

9. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı 29 – 30 Mart’ta İstanbul’da Gerçekleştirildi

9. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı, 29-30 Mart 2018 tarihlerinde, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda kamu ve özel sektör ile akademinin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından yapılan Forum’da “Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı” masaya yatırıldı.

Bakan Berat Albayrak konuşmasında söz konusu plan kapsamındaki hedefleri ve bunların nasıl uygulanacağını anlatırken, enerji verimliliğinin Milli Enerji ve Maden Politikası'nın önemli bir yapı taşı olduğunu ve bu konuda yeni bir süreci başlattıklarını söyledi.

Albayrak, Türkiye'nin enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığını ve büyümekte olan ülkeler arasından sıyrılarak birinci ligdeki ülkelerin arasına girmek için stratejik bir vizyona ihtiyaç duyduğunu bunun için de enerji verimliliğinin büyük önem arz ettiğini vurguladı.

Katma değerli üründe daha az enerji tüketip daha yüksek verimlilik sağlayabilmek için Türkiye'nin kat etmesi gereken ciddi bir mesafe olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Enerji tüketiminin artması tek başına bir anlam ifade etmiyor. Aynı anda enerji yoğunluğunuzun da artması lazım ki birinci lige çıkabilesiniz. Gerek dünya gerek Avrupa Birliği gerekse gelişmiş ülkelere baktığımızda, enerji yoğunluğunu ciddi bir noktaya taşımamız gerektiğini görüyoruz." diye konuştu.

Albayrak, daha müreffeh bir topluma ulaşmak için açıkladıkları Milli Enerji ve Maden Politikası'nın arz güvenliği, yerlileşme ve öngörülebilir piyasalar olmak üzere üç ana sacayağından oluştuğunu hatırlattı.

Bu noktada hem sürdürülebilir kalkınma hem de rekabetçi ve yeşil büyümenin ortaya konması gerektiğini vurgulayan Albayrak, eylem planı kapsamındaki kazanımları şu şekilde açıkladı:

"2023'e kadar 10,9 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu. Kaynaklarımızı olabildiğince az kullanıp daha rekabetçi bir özel sektöre kavuşmak bizim için çok önemli ki, bu süreç kazan-kazan olsun. Bu, 23 milyon ton petrol eş değeri enerji tasarrufu ve birincil enerji tüketiminin yüzde 14'üne varan tasarruf ile 66,6 milyon ton karbon salımı azaltımı anlamına geliyor. Burada 2023'e kadar 20 bin istihdam yaratılacak ve 4,2 milyar dolarlık bir enerji santrali yatırımı yapma zorunluluğundan da kurtulacağız. Böylece Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 2033'e kadar toplamda 30,2 milyar dolarlık bir tasarruf miktarı ortaya çıkacak."

Albayrak, eylem planı kapsamındaki hedeflerde konut ve sanayinin önemli bir yer tuttuğuna işaret etti. Bu alanlarda her kesime iş düştüğünü dile getiren Albayrak, eylem planı kapsamındaki hedeflerin "düşük maliyet, yüksek rekabet gücü" fikriyle konulduğunu belirterek, bu hedeflerle konuttan sonra enerji tüketiminde yüzde 32 ile en büyük paya sahip sanayide de tasarrufun 10 milyar dolar seviyesine ulaşacağını anlattı.

Öte yandan Kredi Garanti Fonu ile de sanayiciye 10 milyar lirayı bulan bir destek sağlanacağına dikkati çeken Albayrak, sanayicinin yaptığı verimlilik yatırımlarının geri dönüşüm süresinin 3-4 yıl olarak hesaplandığını söyledi. Albayrak tarım, ulaşım, kamu binalarının yalıtımı gibi farklı alanlarda da önemli verimlilik çalışmalarının yapılacağını belirterek, enerji verimliliğinde ciddi potansiyel bulunduran sokak aydınlatmalarıyla ilgili yeni bir süreci başlatacaklarını açıkladı.

Kaynak: Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı

Enerjide Dijitalleşme Masaya Yatırıldı

MÜSİAD Enerji Sektör Kurulu tarafından 30 Mart Cuma günü MÜSİAD Genel Merkezi’nde “Enerjide Dijitalleşme” paneli organize edildi. Moderatörlüğünü MÜSİAD Enerji Sektör Kurulu Başkanı İzzet Alagöz’ün yaptığı panele Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar, ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, GAZBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan ve GÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli panelist olarak katıldılar.

ETKB Müsteşar Yardımcısı Alparslan Bayraktar; kaya petrolü ve kaya gazı başta olmak üzere dünya enerji paradigmasını değiştiren birçok yıkıcı dönüşümün yaşanmakta olduğunu Türkiye’nin de bu değişimleri de dikkate alarak milli politikalarını şekillendirdiğini aktardı. Yenilenebilir enerji konusundaki atılımların artarak devam etmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin kendi kaynakları ile üretim yapmasının esas olduğunu, ileri teknoloji kullanımı ile çevresel etkileri minimuma indirerek ve karbon ayak izini düşürerek de bu hedefin gerçekleştirilebileceğini belirtti.

Özellikle yenilenebilir enerji teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda maliyetlerin düştüğüne dikkat çeken Bayraktar, "İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında fosil kaynaklardan üretimi düşürmemiz gerekiyor. Dünyada enerji dönüşümü beklenenden daha yoğun ve hızlı bir şekilde yaşanacak. Amerika ile Çin bu anlamda başrolde olacak” dedi.

Türkiye'de de yerli kömürün yanı sıra yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin giderek artığına işaret eden Bayraktar, torba yasa ile vergi muafiyeti getirilen çatı tipi güneş panellerinin gelecek dönemin önemli konularından olacağını belirtti. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği ve dağıtım şirketlerini kara kara düşündürecek günlerin beklediğini ifade eden Bayraktar, “Bundan sonra dağıtık bir enerji üretim sistemi devreye alınmaya başlanacak. Bildiğimiz tüm iş modeli değişecek. Buna hazırlananlar ayakta kalabilir, hazırlanamayanlar sıkıntı yaşayabilir. Bugün artık üreticilerin de rolü değişecek. Elektrikli araçların da sisteme entegrasyonu yapılacak. Dijitalleşme burada önemli araçlardan biri ama dijitalleşme de kendi içinde siber güvenlik gibi bir takım riskler barındırıyor. O yüzden dijitalleşmede doğru teknolojiyi seçip, doğru regülasyon ve zamanlamayı yakalamak gerekiyor."

Türkiye'de artık enerji verimliliğinde de "seferberlik" ilan edildiğini dile getiren Bayraktar, "Türkiye'nin enerjide atması gereken en büyük adım enerji verimliliği. Bu alanda da önemli fırsatlar var" dedi. Bayraktar, enerji verimliliği kapsamında sokak aydınlatmalarında Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) modeliyle bir dönüşüm yaşanacağını belirterek, Türkiye’nin bu alanda pazar olarak çok büyük olduğunu, dolayısıyla kurulacak olan modelle ekipman üretiminin mutlaka Türkiye'de yapılarak, istihdam ve Ar-Ge'ye katkıda bulunulmasının sağlanacağını ifade etti.

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen konuşmasında elektrik dağıtım sektörü olarak dijitalleşmeye verdikleri önemden ve teknolojiye olan yatırımlarından bahsetti. Çeçen, “Elektrik dağıtım sektörü olarak son iki yıldaki teknoloji yatırımlarımız 500 milyon TL civarında. Bu alandaki yatırımlarımız ağırlıklı olarak SCADA, Coğrafi Bilgi Sistemi, Bakım ve Kesinti Yönetim Sistemi, Varlık Yönetimi ve Müşteri Yönetim Sistemi gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Teknoloji yatırımlarımızın tamamlanması ile dağıtım hizmetinin tüm süreçleri dijitalleşmiş olacak. Dağıtım hizmetinin özelleştirilmesi neticesinde yatırım bütçelerinde 10 kata ulaşan artışlar oldu. Teknoloji yatırımları kadar insan kaynağına da yatırımı önemsiyoruz. İnsan kaynağı profilimizin teknolojiyi kullanacak şekilde gelişmesi için çalışıyoruz” dedi.

Panelde “Enerji Sektöründe Dijitalleşme” başlıklı bir sunum yapan GAZBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan, enerji sektöründe üretimden başlayarak ürün ve hizmetin sunumuna kadar olan tüm süreç zincirinde dijital sistemlerin hızlı ve güvenilir olmasının ana gereksinim olduğunu vurguladı. Dijitalleşmenin dağıtım sektörüne getireceği faydalardan bahseden Arslan, müşteri süreçlerinde dijitalleşme ile sağlanan faydaları örneklerle anlattı. Yakın gelecekte sektörün Nesnelerin İnterneti (IoT) ve Blockchain gibi teknolojilerden de faydalanmaya başlayacağını ifade eden Arslan, “Nesnelerin interneti ile örneğin konut iç ısısı ölçülüp bilgisi akıllı sayaç sistemleri üzerinden analiz edilerek verimlilik artışı sağlanırken, blockchain teknolojisinin gelişimi ile güvenli ve kanıtlanabilir ortamlarda akıllı sözleşmeler ve aracılara ihtiyaç duyulmadan işlemler yapılıp arşivlenebilecek” dedi.

GÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli de dijital yatırımların öncelikle dağıtım şebekelerinde ortaya çıkacağını, elektrik depolama sistemlerinin dijitalleşmedeki süreci destekleyeceğini vurguladı. Kaleli, " Bana göre dağıtım şebekelerinin en önemli enstrümanlarından birisi depolama kısmı. Bunun mutlaka dağıtım sektörüne entegre edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. Kaleli, Türkiye'nin güneş enerjisinde 2014 yılında 40 megavat seviyesinde bulunan kurulu gücünün geçen yılsonu itibarıyla 3 bin 400 megavatın üzerine çıktığını, hedeflerininse 2023'e kadar 10 bin megavatlık kapasiteye ulaşmak olduğunu ifade etti.

Katar'dan ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketlerine Proje Desteği

ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri, Katar Ulusal Araştırma Fonu (QNRF) ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) arasında imzalanan yatırım anlaşması sonucunda siber güvenlik projesi ile ilgili destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında ADM ve GDZ sistemlerinin bir simülasyonu oluşturularak bu simülasyon üzerinden güvenlik zafiyeti testleri yapılacak. Testler sonucunda sistemdeki açıklar bulunarak siber saldırı riskleri en aza indirilecek.

ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketinden bir ilk daha

ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri, AB Horizon 2020 kapsamında Smarter EMC2 ile yurt dışından aldığı ilk desteğin sonrasında Katar Ulusal Araştırma Fonu ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu arasında imzalanan yatırım anlaşması sonucunda siber güvenlik projesi ile bir destek daha almaya hak kazandı. Katar ve Türkiye arasında elektrik şebekesinin siber güvenlik dayanıklılığının güçlendirilmesi ve gelişen siber saldırılara karşı şebekeleri korumak amacıyla 2015 yılında imzalanan anlaşmanın sonuçları ortaya çıkmaya başladı. Ekim 2017’de başlayan çalışmalar sonrasında 13 proje arasından iki projeye destek verilmesi kararlaştırıldı. Enerji sistemlerinin siber güvenliğine odaklanan 2016-2019 Siber Güvenlik Stratejik Eylem Planı’na uyması nedeniyle ödüle layık görülen ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri, enerji sektöründe öncü kuruluş olma yolunda bir projeye daha imza attı. Katar Ulusal Araştırma Fonu Başkanı Dr. Abdül Sattar Al-Taie ve TÜBİTAK Başkanı ve İcra Direktörü Prof. Dr. Hasan Mandal tarafından duyurusu yapılan ve Akıllı Dağıtım Şebekesi Altyapısının Siber Güvenliği projesiyle dikkat çeken ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri, AB Horizon 2020 kapsamında yurt dışından aldığı ilk hibenin ardından ikinci bir hibe almaya hak kazanarak çıtayı yükseltti.

Sistemin simülasyonu üzerinden analiz yapılacak

ADM Elektrik Dağıtım Şirketi Bilişim Teknolojileri Müdürü Mehmet Karadeniz, proje ile ilgili "Proje, endüstriyel kontrol sistemlerindeki siber güvenlikle ilgili bir modelleme yazılımına ait bir proje olacak. Mevcut endüstriyel kontrol sistemlerinde, canlı çalışan bir sistem üzerinde zafiyet analizi yapamıyorsunuz. Bu yazılımla, çalışan uygulamanın bir simülasyonunu yapacağız. Bu simülasyon üzerinden zafiyet çalışmalarını analiz ederek sistemimiz üzerindeki açıkları bulacak ve canlı sistemimizde bu açıkları kapatacağız. Bu çalışma dünyada ilk kez olacak" diye konuştu.

"Riski en aza indirmek için çalışıyoruz"

ADM - GDZ Elektrik Dağıtım Şirketleri Teknoloji Yatırımları Müdürü Gökhan Batar da, ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım Şirketi olarak Ar-Ge projelerine oldukça önem verdiklerini belirterek şunları söyledi: "Katar’da imzalanan proje ile yeni nesil güvenlik sistemlerini dikkate alarak şebekede olabilecek siber saldırıların önlenmesini amaçlıyoruz. Teknolojinin gelişmesi her ne kadar işimizi kolaylaştırıyor olsa da bazı tehlikeleri de meydana getiriyor. Bu proje, şebekede uzaktan kontrol ettiğimiz ekipmanların siber güvenlik açısından maksimum güvenliğe eriştirilmesi ve dışa açıklığın azaltılmasını amaçlayan bir proje olacak. Türkiye’de geniş kapsamlı elektrik kesintileri olduğu zaman bir siber saldırı ihtimali üzerinde duruluyor. Biz iki dağıtım şirketi olarak, buradaki riski en aza indirmek için çalışıyoruz. Yapacağımız çalışma, Türkiye’deki tüm elektrik dağıtım firmalarına önderlik etmesi açısından önemli. Biz mümkün olduğu kadar kendi sistemimizde olan açıkları bulmaya çalışacağız. Bu proje kapsamında Türkiye ve Katar’dan üniversiteler de bu çalışmaya dahil olacak." Batar, projenin 36 ay süreceğini ifade etti.

Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Politikalarının Etkilerinin Artırılması

Küresel iklim hedeflerine ulaşmak için önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyulacak emisyon azaltımının dörtte üçünden fazlasının enerji verimliliği ile yenilenebilir enerji sayesinde elde edilmesi bekleniyor. Bu hedefe ulaşmak için, bu teknolojilerin şuanda olduğundan daha hızlı bir şekilde yayılması gerekiyor. Bu da enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji arasında daha entegre bir yaklaşım gerektiriyor.

Bu konu başlıkları 27 Mart’ta Ulusal Enerji Ajansı tarafından düzenlenen ve gelişen politik ve ticari girişimleri değerlendiren 200 üst düzey karar verici, yetkili ve yöneticiyi bir araya getiren  “Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Politikalarının Etkilerinin Artırılması” çalıştayında masaya yatırıldı.

Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol: “Enerji verimliliğinin geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji yayılımının artırılmasına yönelik çabalar bugüne kadar büyük ölçüde tecrit edilmiş durumdadır. Bu, özellikle her iki tarafta acilen ihtiyaç duyulan çok daha büyük ilerlemeler göz önüne alındığında, değişmek zorundadır. Başarı, yenilenebilir ve verimlilik politikalarının arasındaki sinerjilerden faydalanılması ve istenmeyen sonuçların önüne geçilmesi için bu iki politikanın entegre edilmesiyle elde edilebilecektir.”

Geleceğin enerji sistemleri daha yüksek oranda enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji gerektirecek, ancak ikisiyle alakalı politika genellikle ayrı ayrı geliştiriliyor ve uygulanıyor. Bu durum, hem hükümet, hem de tüketiciler ve kurumlar için olumlu etkileri hafifletiyor.

Çalıştayda Almanya, Japonya, Çin ve Meksika’nın da olduğu çeşitli ülkelerden, daha iyi politika entegrasyonu, yeni iş modelleri ve teknolojisiyle yeni yaklaşımları gösteren vaka analizleri dinlendi. Hükümetlerin, mevcut politikalarını nasıl entegre etmeye başladıklarını ve potansiyel etkileşim alanları incelendi. Çalıştayda özellikle, birçok yenilikçi yaklaşımın görülmeye başlandığı binalar sektörüne odaklanıldı.

Daha fazla entegre edilmiş yenilenebilir ve enerji verimliliği politikalarının sonuçları enerji güvenliği ve enerjiye erişimin gelişmesine katkı sağlayacak ve beraberinde başka ekonomik faydalar da getirecektir.

Kaynak: IEA

İngiltere’de Kullanıcılar Akıllı Sayaçlardan Memnun

Büyük Britanya’da akıllı sayaç kurulumunun sesi olan Smart Energy GB, enerji ve akıllı sayaçlar konusunda yapılan en büyük bağımsız ulusal kamu görüşü anketi olan “Akıllı Enerji Görünümü” raporunu yayınladı.

İki yılda bir yapılan ve ülke çapında yaklaşık 10.000 kişinin görüşüne Populus tarafından yapılan anket, evlerinde akıllı sayaç kurulumu olan müşterilerin baskın çoğunluğunun durumlarından memnun olduklarına dair açık bir kanıt sunuyor.

Hükümet tarafından yayınlanan yeni resmi rakamlar, Büyük Britanya'da evlerde 11 milyondan fazla akıllı sayacın kurulu olduğunu gösteriyor.

Akıllı sayaçlar, şu anda evimizde bulunan geleneksel analog sayaçların yerini alıyor. Enerji kullanımıyla ilgili gerçek zamanlı bilgilerin yanı sıra, enerji satın alma ve kullanma şeklimiz üzerindeki doğru kontrollerin yanında doğru faturalar sağlıyor.

Görünüm Anketinin bulguları:

  • Akıllı sayaç kullananların %73'ü bunu arkadaşına, ailesine veya komşusuna tavsiye etmektedir. Bu oran, akıllı sayacı öneren 6,3 milyon insana eşdeğerdir. Akıllı sayaç kullanıcılarının %82'si enerji harcamaları hakkında daha iyi bir fikre sahip olduklarını söylüyor.
  • Akıllı sayaç kullanıcılarının %81’i, analog sayaç kullanıcıların ise yalnızca %67’si, enerji faturalarının doğru olduğunu düşünmektedir. Akıllı sayaç kullanıcılarının %82’si, enerji tüketimlerini azaltmak için adımlar atmıştır. Bu kullanıcıların %33’ü şuan evlerindeki diğer insanları daha az enerji kullanmaları için teşvik etmek üzere tartışmalara başlamış durumda.

Akıllı sayaçların pozitif etkisi de zamanla sabit kalıyor. Bir yıldan uzun bir süredir akıllı sayaca sahip olan kişilerin, enerji faturalarının doğru olduğunu ve bu konuda endişe duymadıklarını hissetmeleri daha olasıdır.

Akıllı enerji görünüm raporu, akıllı sayaçların popüler olmasının ötesinde, insanların doğalgaz ve elektrik kullanım şekillerini, hatta hane enerjileri konusunda nasıl hissettiklerini pozitif olarak etkilediğini gösteriyor.

Smart Energy GB İcra Başkanı Sacha Deshmukh: “Hangi hikayeleri duymuş olursanız olun, bu araştırma, evinizde akıllı bir ölçüm cihazınız olduğunda doğalgaz ve elektrik faturalarınızı yönetme deneyiminizin büyük ölçüde arttığını gösteriyor.”

“Akıllı sayaç kullanıcıları, enerji için ne harcadıklarını biliyor, faturalarının doğruluğu konusunda daha emin oluyor ve enerji konusunda karar vermek söz konusu olduğunda daha iyi bilgilendiriliyorlar. Akıllı sayaçlar aynı zamanda Büyük Britanya'daki insanların evlerindeki enerji israfını azaltmalarına da yardımcı oluyor.”
“Akıllı sayaçlara geçiş konusu, herkesin ev enerjisini yönetmenin daha etkili ve pozitif bir yolunu deneyimleme fırsatı olması açısından son derece önemlidir.”

Akıllı enerji görünümü çalışması Smart Energy GB için bağımsız araştırma ajansı Populus tarafından yılda iki kez yapılmaktadır. Anket, 21 yaş ve üzerindeki 10.000 kişiyle online olarak yapılmaktadır.

Kaynak: Metering & Smart Energy

Camsı Polimer Elektriğin Açık Bir İletkeni

Purdue Üniversitesi'ndeki araştırmacılar şeffaf, cam gibi görünen ve elektriği ileten yeni bir polimer filmi geliştirdiler. Malzemenin büyük miktarlarda üretilmesi kolay, yaygın olarak kullanılan inorganik indiyum kalay oksitten daha ucuz ve diğer polimerlere göre daha iletkendir.

Materyallerde şeffaflığı ve iletkenliği dengelemek zordur. Cam saydamdır ama bir yalıtıcıdır, bu yüzden akıllı telefon dokunmatik ekranı gibi şeyler yapmak için, genellikle indiyum kalay oksit ile kaplanır. Polimerlerin üretimi daha ucuzdur, fakat iletken hale getirmek için, maliyet tasarruflarını yok eden pahalı bir işlem olan kimyasal işlem gerektirir. Bu yüzden Purdue ekibi şeffaf, iletken olmayan bir polimer ile başlayarak bu polimeri iletken hale getirmek için modifiye etti.

Çalışmanın yazarı Bryan Boudouris: "Bizim fikrimiz, polimerleri büyük miktarlarda daha kolay üretmek için kullanabilir ve aynı zamanda elektronik olarak aktif olmalarını sağlayabilir miyizdi. Bu yeni polimerin öncüleri ton ölçeğinde üretildi. Karbon bazlı malzemelerden iletken bir şeffaf malzemeye sahip olmak önem taşıyor."

Şeffaf iletkenliğin anahtarları bazı reaktif atom grupları idi. Ekip, zaten şeffaf olan ancak özellikle iletken olmayan radikal gruplarla başladı, sonra polimer bir iletken yapmak için bunlardan kaç taneye ihtiyaç duyulacağını simüle etti.

Bu simülasyonlara dayanarak, ekip önceki çalışmalardan daha yüksek bir radikal alan yoğunluğuna sahip bir malzeme sentezlemiştir. Malzemenin, bu grupların içinde iletişim kurabilecek kadar yumuşak olması gerektiğinden dolayı ekip, malzemeyi oda sıcaklığının hemen üstüne akışkan olması için geliştirdi.

Son çıktı, cam kadar saydam olan, ancak saydam olmayan iletken polimerler ile aynı seviyede elektrik ileten bir polimer oldu. Yeni materyal indiyum kalay oksit gibi iletken olmamasına rağmen, araştırmacılar şu anda uçurumu kapatmak için iletkenliği geliştirme üzerine çalıştıklarını söylüyorlar.

Kaynak: Newatlas

3D Yazıcıdan İlk Seri Üretim Otomobil

Dünyanın ilk üç boyutlu yazıcıda üretilmiş elektrikli otomobili LSEV’nin 2019’da satışa sunulması bekleniyor. İki koltuklu LSEV’nin fiyatı 7 bin 500 dolardan başlıyor.

Otomotiv sanayisinde geleneksel üretim yöntemlerini kökten değiştirecek 3D (üç boyutlu) yazıcıyla üretilen otomobiller yollara çıkmak için gün sayıyor. Çinli Polymaker ve İtalyan XEV firmasının ortaklığıyla geliştirilen LSEV ilk kez 25 Nisan'da kapılarını açacak Pekin Otomobil Fuarı'nda sergilenecek. Dünyanın ilk 3D yazıcıda üretilmiş elektrikli otomobili LSEV'nin 2019 sonunda satışa sunulması bekleniyor. İlk etapta Çin'de satılmaya başlanacak yüzde 100 elektrikli LSEV'nin fiyatı 7 bin 500 dolardan başlıyor. Çin dışında Asya ülkeleri ve Avrupa'da da büyük talep görmesi beklenen otomobilin yıllık üretim kapasitesi ise 500 adet.

Parça Sayısı 57'ye İndi

Tek şarjda 100 kilometre yol yapabilen aracın maksimum hızı 70 km. Şehir içi kullanımı için tasarlanan iki koltuklu aracın ağırlığı ise 450 kg. Şase, ön cam, lastik, koltuklar gibi parçalar geleneksel yöntemler kullanılarak üretilirken, kalan diğer parçaların tamamı 3D yazıcıda üretildi. Normal bir otomobilde 2 bin adet olan plastik parça sayısı LSEV'de 57 adede indirildi. Böylece binlerce parçanın tek tek üretilmesiyle oluşan çevresel etki de bir şekilde azaltıldı. Üç boyutlu yazıcı firması Polymaker patronu Xiaofan Luo, LSEV'nin başka firmalara da ilham vereceğini söyledi. Luo, üç boyutlu baskı teknolojisinin otomotiv sanayisi için kaçınılmaz bir trend olduğunu sözlerine ekledi.

Otomotiv Dördüncü Sırada

Otomotiv, dünyada en fazla 3D yazıcı teknolojisini kullanan sektörler arasında yüzde 12 ile dördüncü sırada yer alıyor. Firmalar bazı parçaların üretiminde geleneksel yöntemlere göre daha düşük maliyetli, üç boyutlu yazıcıyı kullanıyor. Lüks otomobil markası Bugatti de bu firmalardan biri. Marka, kısa süre önce üç boyutlu yazıcıda daha hafif ve daha dayanıklı bir fren kaliperi üretti. Mercedes-Benz ise Unimog kamyonlarda kullanılan alüminyum termostatın bir parçasını üç boyutlu yazıcıda üretmeyi başardı.

Stratı ve Blade Konsept Kaldı

ABD'li Local Motors adlı mühendislik firması, üç boyutlu yazıcıda üretilen otomobili Strati'nın dünya prömiyerini 2015'de Detroit Otomobil Fuarı'nda yaptı. Aracın motoru, elektrik aksamı, kablo ve tekerleri dışındaki tüm ara parçaları ve kaportasının üç boyutlu yazıcıda üretimi 44 saatte tamamlandı. Strati'nin seri üretimine geçilmedi. ABD'li Divengent Microfactories ise üç boyutlu yazıcıda üretilen ilk süper spor otomobili Blade'i 2016'da Los Angeles Otomobil Fuarı'nda sergiledi. Seri üretimi planlayan şirketten şu ana kadar bir ses yok.

Kaynak: Ufuk Sandık/Hürriyet

MAKALE

Akıllı Enerji Görünüm Raporu

Büyük Britanya’da akıllı sayaç kurulumunun sesi olan Smart Energy GB, enerji ve akıllı sayaçlar konusunda yapılan en büyük bağımsız ulusal kamu görüşü anketi olan “Akıllı Enerji Görünümü” raporunu yayınladı. İki yılda bir yapılan ve ülke çapında yaklaşık 10.000 kişinin görüşüne Populus tarafından yapılan anket, evlerinde akıllı sayaç kurulumu olan müşterilerin baskın çoğunluğunun durumlarından memnun olduklarına dair açık bir kanıt sunuyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Petrol %2’nin üzerinde düştü. Sebep Rus üretimindeki artış ve Suudilerin Asya’ya satış fiyatını düşüreceği beklentisi. Çin’de 128 ABD menşeli üründe ithalat vergilerini %25 arttırdı. Samir Madani ise üretimi sürekli olarak daha yüksek beyan ettiklerini söylüyor.
  • Asya’da, Rusya Şubattaki 10.85 mv/g’e göre Mart’ta 10.97 mv/g üretim yaptı. Irak ise 4.4 mv/g’e karşı 5 mv/g üretim yaptı. Japon Softbank Hindistan’da güneş yatırımı için 930 milyon $ ayırdı. Japonya’da bir reaktör durduruldu.
  • ABD’nin enerji bilgi dairesi EIA, 2018 enerji görünümünde kömür talebini 2020 sonrasına kadar azcık düşürse de uzun vadede sabit olarak gösterdi.
  • Çin, Hindistan ve ABD dünya kömür tüketimin %70’i, üretiminin de %64’ü. ABD’de elektrikte %30 kömür kullanılıyor. Tüm enerjinin %15’i. Çin ise 2020’ye 200 GW kömür kapasitesi ekleyecek.
  • Greenpeace’e göre VW’nin ABD’deki dizel emisyon yamaları Avrupa’ya göre daha etkili. ABD’de büyük fark (%80-95) yaparken, AB’deki minimum %19-37 düşüş oluyor.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/2018/04/