Türkiye Akıllı Şebekeler 2023 Vizyon ve Strateji Belirleme Projesi - TAŞ 2023’ün Çıktıları Açıklandı

T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) başkanlığında, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) koordinasyonluğunda yürütülen ve ülkemizde akıllı şebeke sistemlerine geçişin alt yapısını oluşturacak olan “Türkiye Akıllı Şebekeler 2023 Vizyon ve Strateji Belirleme Projesi - TAŞ 2023’ün çıktıları ICSG İstanbul 2018’in ilk gününde yapılan toplantıda açıklandı.

Projenin çıktılarını paylaşmak üzere düzenlenen toplantıda EPDK Eski Başkan Yardımcısı / ICSG İstanbul 2018 Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Ertürk,AF Consulting Türkiye Ülke Müdürü Serhat Can, EPDK Elektrik Dairesi Başkanı Hacı Ali Ulutaş, ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen ve ELDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yaşar Arslan yer aldı. Toplantı sonrasında düzenlenen ‘Akıllı Şehirler’ oturumunda ise ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, proje ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

EPDK Eski Başkan Yardımcısı / ICSG İstanbul 2018 Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Ertürk proje sonuçlarına göre akıllı sayaç teknolojilerinin kullanılması ile elde edilecek kazanımlara dikkat çekerek şöyle konuştu: “Akıllı sayaç teknolojilerinin kullanılması ile elde edilecek kazanımlar ve bu kazanımlar için harcanması gereken maliyetleri gözlemleyebilmek adına birçok güzel sonuç ortaya çıkardık. Mevcutta ‘Akıllı sistemler adına ne durumdayız?’ ‘Nereye gitmek istiyoruz?’ gibi konular tespit edildi ve bir boşluk analizi yaparak bizim kapatmamız gereken mesafe ve bu mesafeyi nasıl kapatabileceğimize dair tespitlerde bulunuldu. Akıllı şebekeler ve sistemlerin şebekeye engtregresyonu hizmet kalitesinin arttırılması, verimliliğin artması, elektriğin daha az kesinti ile vatandaşa sunulması adına kullanılması gereken teknikler önerildi. Bundan sonra beklentimiz bu çıktıların dikkate alınarak önümüzdeki 5-10 yılın yol haritasının ortaya konulması yönünde.”

EPDK Elektrik Piyasası Daire Başkanı Hacı Ali Ulutaş: “Çalışma tamamlandı ama önemli olan bundan sonraki kısım. Bu çalışma sadece dağıtım şirketlerine özgü bir çalışma değil. Tüm enerji piyasasında en önemli şey dağıtım sektörü. Dağıtım sektörünü ne kadar iyi işletebilirseniz piyasa da o kadar iyi işler. Bunların işleyebilmesi için dağıtım şebekesine hükmedebilmeniz lazım, şebekeyi yönetebilmeniz, ölçebilmeniz lazım. Bunun için dağıtım sistemini aynı seviyeye getirmeniz gerekecek. Bu yüzden asıl çalışma bundan sonrası için önemli.”

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen: “Yaklaşık 2 senedir üzerinde detaylı çalışılan, başta EPDK olmak üzere ELDER ve Gaz Dağıtım gruplarıyla birlikte yapılan ve sektörümüz için büyük önem arz eden projemiz, ülkemizde akıllı şebekeler vizyonunu ve temelini oturtmak açısından çok önemli. Bundan sonraki süreçte hem dağıtım şirketleri olarak hem politika belirleyici ve düzenleyici kurum olarak pek çok yükümlülük ve sorumluluklar üstleneceğiz. Tüm bu çalışmalarımızdaki en önemli amaçlarımızdan biri nihai kullanıcı olan vatandaşlarımızın maksimum memnuniyetini sağlayabilmek. Bu tür rasyonel verilerin doğru kullanımı ve bunun sahaya indirgenmesi ile birlikte vatandaşın mümkün olan en üst seviyede memnuniyetini sağlayabileceğiz. Umarım bundan sonraki çalışmaları da en son noktaya kadar başarıyla götürüp sonlandırırız” dedi.

ELDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve GAZBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan: “EPDK’nın geçtiğimiz 10 yıllık süreci çok iyi değerlendirdiğini düşünüyorum. Teknoloji çok hızlı tüketilen ve kenara atılan bir konu… Bu durumu yaşadığınız zaman çöpe attığınız paralarla birlikte hiç kullanamadığınız teknolojiler de söz konusu oluyor. Türkiye’de yıllarca SCADA projeleri yapıldı ve tamamlanamadan yeni teknolojiler çıktığı için eskiler çöpe atıldı. Bu yaptığımız çalışma ve devamı bu nedenle çok büyük önem arz ediyor. Bizim gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler açısından yapacağımız katkılar çok önemli… Bir de biz şu anda sert kışlar yaşamıyoruz; yaşadığımızda bu enerjiyi bulamayacağız. Bu nedenle kuracağımız akıllı sistemlerle, akıllı sayaçlarla bu sorunu çözmemiz gerekecek. Buna uygun teknoloji seçimi ve geliştirilmesi yönünde çalışmalar yürütülüyor.”

Toplantı sonrası ICSG 2018 kapsamında düzenlenen Akıllı Şebekelerin Geleceği oturumunda TAŞ 2023 ile ilgili değerlendirmelerde bulunan ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel: “Bir defa akıllı şebekeler göründüğü gibi korkulacak bir şey değil. Şebeke yönetimi ile ilgili çözümler 1970’ten bu yana hayatta. Varlık Yönetimi, Coğrafi Bilgi Sistemleri Yönetimi, Kesinti Sistemleri Yönetimlerinde gecikmeler yaşandı ancak bu gecikmeler bize daha düşük maliyetli entegre çözümler sunabilme fırsatını verdi. Dağıtım sektörü olarak bizim dünyamız bilişim dünyasına göre biraz farklı.

İş yapış süreçleri ve insan kaynakları açısından katlandığımız ilave maliyetler, ABD ve Almanya’nın katlandığı maliyetlerden daha düşük seviyelerde kalıyor. Depolama ve dağıtık üretimde yakalayabileceğimiz bir tren var. Hem dağıtım şirketleri, hem de regülatör olarak bu fırsatı yakalayabiliriz. Çatı tipi ile ilgili düzenlemeler, elektrikli araç rakamları ve yenilebilir sistemlerin bunlara entegrasyonundaki fırsat ve zorluklar bizi çözümleri hayata geçirmek için ileriye doğru itiyor.”

Yüksel sözlerine şöyle devam etti: “Sayaç odaklı çözümler kadar piyasa odaklı çözümlerdeki faydalar da maliyet analizlerini çok ciddi şekilde etkiliyor. Son 5 yılda başta sayaç birim maliyetleri olmak üzere sayacın yaratacağı faydalardan ziyade düşen maliyetlerden dolayı akıllı şebekelere teşvik eden hususlar var. Maliyetler çok hızlı düştüğü için bize fırsat açıyor. Aynı çatı tipi güneşte olduğu gibi. Biz enerjinin yüzde 30’unu ulaşım, yüzde 30’unu ısıtmada kullanıyoruz. Binalarda ve araçlarda kullandığımız bu enerjinin tamamı fosil kaynaklı. Ulaşım ve binaların ısıtma ve soğutmasında yenilenebilir sistemlerden üretilecek elektriği kullanmak birden fazla faydaya yol açabilir. Bunları yaygınlaştırma konusunda adım atmalıyız. Akıllı şebekeler yol haritasının bize çizeceği hedef ülkenin kullandığı enerjinin dışa bağımlılığını ve karbon salınımını azaltmak olmalı.”

Yüksel: “Dijitalleşmede 3 husus var. Veri, sayısal veri: bunu olabildiğince çok hızlı üretiyoruz. Sayısal veriden bahsettiğimizde ve bunu elektrik şebekelerine indirgediğimizde karşımıza SCADA sistemi gibi birçok sistem çıkıyor. İkincisi verinin analizi ve üçüncüsü karar vericiler arası aktarımı sağlamaktır. Biz, bu üçü arasında analitiğe odaklanmalıyız. Dağıtım şirketleri özelinde değil, tüm şirketler bazında veri analitiğini birinci öncelik haline getirmeliyiz. Kaynakların önemli kısmını bu analitiği yapmaya ve katma değer yaratmaya ayırmalıyız. Bunun yanında siber güvenlik de geleceğin dünyasında yer alacak en önemli konulardan biri. Siber güvenlik açıklarını ortadan kaldırmak için yerli çözümlerle çalışmalıyız. Adım atmamız gereken konu başlıklarına doğru öncelikler vermeli, kaynakları buralara tahsis etmeliyiz. İçeride üretme yetkinliği kazandığımızda bunu geliştirmenin çok daha kolay olacağına inanıyorum.”

AF Consulting Türkiye Ülke Müdürü Serhat Can: “Şu anda bütün dünya ve bizler bir paradigma değişimle karşı karşıyayız. Çatı tipi güneş enerjisi, tüketicinin piyasaya katılımı gibi bundan 5-10 yıl önce gündemimizde olmayan konuların işin içine gireceği bir sistemin nasıl kurulabileceğini gözlemlemeye çalışıyoruz. Dağıtım şirketlerinin bu durumunu tespit ettik, bir olgunluk modeli oluşturduk. Dağıtım şirketlerine 2020 sonuna kadar da şirketlerin kendi şartlarına uygun özgün birer yol haritası çıkarmalarını öneriyoruz.”

Güçlü Türkiye İçin Milli ve Bağımsız Enerji

26- 29 Nisan tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi kapsamında düzenlenen ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Zorlu Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler ve Limak Enerji CEO’su Birol Ergüven’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Güçlü Türkiye İçin Milli ve Bağımsız Enerji’ oturumu TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın oturum başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumda konuşan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, milli enerjinin önemine dikkat çekerek, “Rüzgarı arkamıza alıp, yüzümüzü güneşe döneceğiz” dedi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye'nin 2000'li yıllar itibarıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık vermeye başladığını belirterek, "Bizim, rüzgarı arkamıza alıp yüzümüzü güneşe dönmemiz lazım. Bugün güneşte 5 bin megavata yaklaşan bir kurulu gücümüz oluştu. Bu 5 milyar dolarlık yatırım demek." dedi.

Türkiye'yi hidrokarbonlar açısından enerji fakiri bir ülke şeklinde tanımlayan Yılmaz, cari açığın karşılığının petrol ithalatı olduğunu, endüstriyel alandaki ihracatın arttırılması için sanayinin gelişmesi ve bunun için de stabil ve verimli bir enerji olması gerektiğini dile getirdi.

Yılmaz, bu noktada milli enerjinin çok önemli hale geldiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Milli enerji için kendi öz kaynaklarımızı iyi değerlendirmemiz lazım. Biz 2000'li yıllar itibarıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık vermeye başladık. Petrolümüz yoksa kendi öz kaynağımız rüzgardır. Bizim, rüzgarı arkamıza alıp yüzümüzü güneşe dönmemiz lazım. Bugün güneşte 5 bin megavata yaklaşan bir kurulu gücümüz oluştu. Bu 5 milyar dolarlık yatırım demek. Rüzgarda 10 bin megavat lisans var, 6 bin megavat civarında bir kapasite sisteme enerji üretiyor. 20 sene önce rüzgardan, 10 sene önce güneşten veya çöpten enerji üretemiyorduk. Şimdi, tavuğun kendisini yiyoruz, pisliğinden lambamızı yakıyoruz. Artık çatılarda güneşten enerji üretilmesi sürecine girdik. İsteyen herkes kendi çatısında kendi evinin elektriğini üretsin istedik.

Bu aynı zamanda, üretmenin dışında vatandaşın kendine güven duygusunu da geliştirir. Bu belki de tahayyül edemeyeceğimiz derecede zihniyet değişimine yol açacaktır. Yerli olunca siyaseten de bağımsız olabiliyorsunuz. Biz bugün buralarda mesafe katettiğimiz için 'Dünya 5'ten büyüktür' diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Terörle mücadele kapsamındaki araçlarımızı kendimiz üretiyoruz. Biz ileri gitmediğimiz taktirde birilerinin müsaade ettiği kadarıyla ilerleyebiliriz. Birkaç sene sonra kendi elektrikli aracımızı da üreteceğiz inşallah. Eskiden 'bir damla petrol, bir damla kandan daha değerli' anlayışı ile Ortadoğu ne hale geldi. Belki enerjideki bu teknolojik dönüşümle bu savaşların da bir sonu olur. Petrol, barıştan ziyade bir katliamın sebebi oldu. Biz bu dönüşümle kendi enerjimizi üretip de petrol ithal etmediğimiz sürece cari açık problemimiz de kalmayacak."

500 bin kişilik istihdam

Zorlu Enerji Grup Başkanı Sinan Ak da konuşmasında, elektrikli araçların giderek daha fazla yaygınlaşacağını, Türkiye'de bu araçlar için şarj istasyonları ve hızlı şarj üniteleriyle ilgili çalışmaların hızlandığını dile getirdi.

Zorlu Enerji olarak bu yıl sonuna kadar Türkiye'nin her yerine hızlı şarj istasyonu kuracaklarını ve bu şarj istasyonlarının tanesinin 100 bin dolar maliyeti olduğunu söyleyen Ak, "Elektrikli araç alırken 'İstanbul'dan Ankara'ya nasıl gideceğim?' sorusu ortadan kalkacak." dedi.

Ak, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi ile yaptıkları iş birliği kapsamında elektrikli araç paylaşım işine de girdiklerini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu üniversitelere anlaştığımız markaların araçlarından 20-30'ar tane koyacağız ve öğrenciler günlük, haftalık, aylık kiralayabilecek bu araçları. Bu bir nevi sosyal sorumluluk projesi de. Bu kapsamdaki aplikasyonumuzu da bitirdik. Bahsettiğim üniversitelerden ve bazı alışveriş merkezlerinden bu araçlar aplikasyon üzerinden direkt olarak kiralanabilecek. Bunlar da giderek daha fazla akıllı sistemler, şebeke uygulamaları getiriyor. O yüzden, Türkiye için elektrikli araca geçiş, kendi elektriğini üretme ve depolama alanlarında inanılmaz fırsat var. Bu bizim sanayimize de inanılmaz destek sağlayacak. Bu alanlar istihdam açısından da önem arz ediyor. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde güneş paneli üretim fabrikaları, madencilik, kimya ve internet teknolojileri (IT) alanlarında 500 bin kişilik istihdam yaratılacak."

Verimlilik en önemli kaynak

Enerjisa Enerji Üst Yöneticisi Kıvanç Zaimler ise Türkiye'nin genç ve büyüyen nüfusuna bağlı enerji tüketiminin arttığını ve yeni trendleri yakalayabilenlerin her zaman bir adım önde olacağını ifade etti.

Bugün enerji sektöründe Türkiye için en önemli kaynağın enerji verimliliği olduğunun altını çizen Zaimler, "Hangi mesleği okuduğunuzun hiçbir önemi yok. Biz bu enerjiyi kullanıyoruz. Enerjinin verimlilik ayağı her zaman en önemli konulardan olacak." şeklinde konuştu.

Limak Enerji Üst Yöneticisi Birol Ergüven, "Taşıma su ile değirmen döndürmek istemiyorsak milli enerjiye ihtiyacımız var" diyerek, yerli üretimin önemine dikkati çekti.

Yerli üretimin sadece enerjide değil birçok alanda öne çıkması gerektiğini vurgulayan Ergüven, gençlere, "Yeni küçük girişimleri destekleyecek birçok mekanizma var, bunları araştırın. İşin başındayken risk alarak bu girişimleri deneyin. Ben kendi adıma üniversitede derslere verdiğim önemin yarısından fazlasını dışarıdaki bu tür girişimlere vermeliydim." önerisinde bulundu.

Kaynak: AA

V. İstanbul Karbon Zirvesi İstanbul’da Düzenlendi

V. İstanbul Karbon Zirvesi, 26 Nisan 2018 tarihinde Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ev sahipliğinde düzenlendi.

“İklim Finansmanı” temel konusu ile enerji verimliliğine odaklanarak sanayinin iklim değişimi ile mücadelesinin masaya yatırıldığı zirvede kamu kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, akademi ve gençler bir araya gelerek iklim değişimi ile mücadelede en önemli gerekliliklerden biri olan karbon yönetimini konuştular.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ESCARUS Genel Müdürü Hülya Kurt’un başkanlığındaki “İklim Finansmanı Küresel Gelişmeleri ve Türkiye” adlı oturumda banka ve finans kurumları temsilcileri yer alırken,”Türkiye’nin Sanayide İklim Değişimi ile Mücadelesi” oturumunda ise Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye Direktörü Rifat Ünal Sayman başkanlığında mevzuat ve ülkemizin karbon azaltım yolu görüşüldü.

Açılış konuşmasını yapan SÜT-D Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, konuşmasında zirveyi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, İklim Dairesi Başkanlığı, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, Verimlilik Genel Müdürlüğü ve Kalkınma Bakanlığı ile eş güdümlü gerçekleştirdiklerini anlattı.

Kendilerini ilk günden bu yana yalnız bırakmayan sektör firmalarına, sivil toplum örgütlerine ve gazetecilere teşekkür eden Karaosmanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"SÜT-D olarak ve akademisyen bir aktivist olarak benim de hedefim evde, işte, okulda, yolda, tarımda ve her yerde karbon ayak izinin farkında olmaktır. Biz dernek olarak da bu amaçla düşük ve küçük karbon kahramanlarımızla, yıl boyu süren etkinliklerimizle farkındalık ve yaygın bir kapasite oluşturmak istiyoruz. Bu sene diyoruz ki 'Hepimiz, iklim dostu bir dünyanın parçaları olmalıyız...' İşte bugün buraya gün boyu adeta maraton gibi gerçekleştireceğimiz konuşmacılarımızı dinleyerek, bir iklim İmece'sine geldik. Hep birlikte iklim dostu dünyamızı güçlendirmek, katkı yapmak ve çalışmak üzere önce bugün ve sonrasında da bizimle paydaş olmaya, devam etmeye her birinizi davet ediyorum ve en kalbi sevgilerimi sunuyorum."

V. Karbon Zirvesi'ni gerçekleştirdikleri için onur duyduğunu belirten Karaosmanoğlu, "Bu hafta çok önemli bir hafta çünkü 22 Nisan Dünya Günü idi aynı zamanda Cumhuriyetimiz için de çok önemliydi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Haftası idi. Bizim zirvemiz de bu güzel ve bereketli haftaya denk geldi." dedi.

Zirveyi destekleyenler arasında Zorlu Enerji, Enerjisa, Aksa Doğalgaz, Bereket Enerji, EPİAŞ, GAZBİR yer alıyor.

Türk Halkı Elektrikli Araçlara Hazır

Boğaziçi Üniversitesi tarafından Türkiye’de elektrikli araçlar konusunda ulusal ölçekte yapılan araştırma, Türk halkının elektrikli araç satın almak istediğini ortaya koydu. Araştırmaya göre ülkemizde elektrikli araç sayısı 4 yıl içinde 56 kat artarak 140 bine, şarj istasyonu sayısı da 5 yılda 35 kat artışla 14 bine ulaşacak. Araştırma, elektrikli araçların ülkemizde yaygınlaşması için teşvik mekanizması geliştirilmesi gerekliliğini de ortaya koydu.

Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’deki elektrikli araçların geleceğini ve enerji altyapısına olası etkilerini incelemek amacıyla Türkiye’nin ulusal ölçekte en güncel araştırmasını gerçekleştirdi. Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Başkanı ve Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve Araştırmacı Dr. Zafer Öztürk tarafından yürütülen ‘’Türkiye Ulaştırma Sektöründeki Elektrikli Araçların İklim Değişikliği ve Elektrik Talebi Etkileri Projeksiyonu’’ başlıklı araştırmaya göre, elektrikli araç hakkında bilgi sahibi olsun veya olmasın, Türk halkının büyük bölümü elektrikli araç satın almayı istiyor. Araç sahibi olan veya önümüzdeki 2 yıl içinde araç satın almayı planlayan 600 kişi ile gerçekleştirilen araştırma, ülkemizde her 10 kişiden 8’inin elektrik aracı bildiğini, bilenlerin yüzde 80’inin, bilmeyenlerin ise yüzde 65’inin elektrikli araç satın almayı düşünebileceğini ortaya koydu. Elektrikli araç satın alma tercih sebepleri arasında; bu araçların düşük maliyetli, tasarruflu ve çevre dostu olması gibi nedenler ön plana çıkıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) Başkanı ve Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, “Boğaziçi Üniversitesi olarak yaptığımız araştırma Türk halkının elektrikli araçlara büyük ilgi duyduğunu ve bu konuda oldukça istekli olduğunu gösterdi. Yeterli bilgiye sahibi olmamaları ve elektrikli araçların şarjına yönelik yeterli altyapı bulunmaması, elektrikli araçlarının yaygınlaşmasının önündeki temel engeller olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla şarj istasyonlarının yaygınlaşması, bu altyapının gelişmesinde kritik önem taşıyor” diye konuştu.

Elektrikli araç sayısında 56, şarj ünitesi sayısında 35 kat artış bekleniyor

Türkiye’de hibrit araçları saymazsak 2017 yılı sonu itibariyle kullanımda olan yaklaşık 2 bin 500 elektrikli araç bulunuyor. Araştırmaya göre 2022 yılında ülkemizdeki elektrikli araç sayısının 56 kat artarak 140 bine ulaşması bekleniyor. EPDK’nın meclis komisyonuna sunduğu verilere göre 2017 sonu itibariyle Türkiye’de halka açık ve aktif kullanımda olan 400 adet şarj istasyonu bulunurken, 2022 yılında bu rakamın 14 bine çıkması öngörülüyor. Bu da 5 yıl gibi kısa bir sürede 35 kat artış anlamına geliyor.

Araştırma elektrikli araçların şarjının tamamen yenilenebilir enerjiden sağlanması halinde 2022 yılına gelindiğinde yıllık 1,3 milyon ton CO2 kazanımı elde edileceğini de gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu da elektrikli araç pazarının gerçek anlamda sürdürülebilir büyüme trendine girmesi için elektrikli araçların kaynağı yenilenebilir enerjiden sağlanmasının önemli olduğunu hatırlatıyor. Kumbaroğlu, “Elektrikli otomobil devriminin öncülüğünü üstlenen Norveç’te elektriğin yüzde 94’ü yenilenebilir kaynaklardan ve yaklaşık 17 g/kWh sera gazı salımı ile üretiliyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 29 ve elektrikle birlikte yaklaşık 520 g/kWh sera gazı salımı üretiliyor. Yani Türkiye’de şebekeden elektrik alan araç, Norveç’te şebekeden şarj olan bir elektrikli araca göre yaklaşık 30 kat daha fazla sera gazı salınımına neden oluyor. Bu nedenle sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından şarj sistemi kuran şirketlerin yenilenebilir enerji kullanmalarının sağlanması gerekiyor. Elektrikli araç kullanımına geçişi güneş enerjisiyle birlikte düşünmek gerekiyor” dedi.

Araştırmada görev alan Dr. Zafer Öztürk de elektrik altyapısına neredeyse hiç yatırım yapmaksızın elektrikli ve temiz araç kullanımına geçilebileceğini, yan şarj istasyonu yatırımı yapılırsa 2022 yılında öngörülen 140 bin elektrikli aracın çok daha ötesine çıkılabileceğini kaydetti. Dr. Öztürk araç almayı düşünenlerin istasyon yokluğundan, istasyon yatırımı yapmayı düşünen yatırımcıların da elektrikli araca talep olmamasından ve bu alanda teşvik mekanizmasının bulunmamasından yakındığını söyledi. Öztürk, bu nedenle elektrikli araçların yaygınlaşması için kamu ve özel sektörün bu alanda bir araya gelmesinin ve hem tüketiciyi hem de yatırımcıyı memnun edecek bir teşvik mekanizması oluşturmanın önemine vurgu yaptı

Türkiye’de ilk defa temiz enerji ile çalışan şarj noktaları için ideal lokasyonlar belirlendi

Araştırma kapsamında coğrafi bilgi sistemi üzerinde çalışılarak güneş destekli şarj istasyonlarının ve otoparkların kurulumu için de bir analiz yapıldı. Türkiye için güneş sahaları ve güneş potansiyeli de araştırmaya dahil edilerek şebeke ile bağlantıya sahip ve güneş potansiyeli yüksek noktalar belirlendi. Karayolları haritasının da dahil edildiği ve elektrikli araçların ortalama menzilleri hesaplanarak çıkarılan optimum lokasyonlar sayesinde, elektrikli araçların Türkiye çapında mesafe kat ederken şarjları bitmeden nerelerde şarj istasyonu kurulabileceğinin haritası çıkarıldı. Hazırlanan coğrafi bilgi sistemi haritası, elektrik şarj istasyonlarının ve otoparkların güneş enerjisi kullanarak nerelerde kurulabileceği konusunda tüm sektör için rehber görevi görecek.

Kaynak: Marketing Türkiye
Şirketlerimizin 2017 Değerlendirmesi Ve 2018 Öngörüleri

ÇORUH Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Aydın

Şirketimiz açısından başarılı ve hareketli bir yıl olan 2017’de hizmet kalitesi yönünden en iyi gelişim gösterdiğimiz alan çağrı merkezi memnuniyeti oldu. Çağrı merkezime ulaşan çağrıların cevaplanma oranındaki %99’luk başarımız müşteri memnuniyetimize artı değer kattı. Arıza, bakım - onarım personel sayısında sağladığımız artış ile kesinti sürelerinin azaltılması hedeflenmiştir. Tüm bölgemizde 2017 yılı içerisinde planlanan tutarlarının üzerinde yatırım gerçekleştirmekle birlikte teknik ve teknik olmayan kayıp için belirlenen % 9,06’lık hedefi % 8.1’e düşürerek sektör değerlerinin üzerinde bir başarıya imza attık.

2018 yılı içerisinde gerçekleştirecek olduğumuz teknolojik yatırımlarımızın;  CBS, AG ve OG şebeke bağlantı modelleri kullanılarak kesinti yönetim sisteminin devreye alınması hedeflenmektedir. Tüm bu süreçlerde saha iş gücü yönetim sistemleri kullanılacak olup teknolojik alt yapılarla entegrasyonu sağlanarak saha içi kolay yönetilebilir hale gelecektir. Söz konusu entegrasyon süreçlerinin tamamlanması neticesinde müşteri memnuniyetini daha üst seviyelere çıkarmayı hedeflemekteyiz.

DİCLE Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Murat Karagüzel

2017 yılında elektrik dağıtım sektörü için yatırım yılı oldu diyebilirim. Tüm dağıtım şirketleri 2017’de adeta yatırım seferberliği başlattılar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın koyduğu kaliteli enerji ve müşteri memnuniyeti hedefine ulaşmak için tüm dağıtım şirketleri yatırıma daha çok kaynak ve iş gücü ayırmaya başladılar.

Dicle Elektrik Dağıtım açısından da 2017 yılı tam bir yatırım yılı oldu. 2017’de 400 milyon liralık yatırım yaparak, EPDK’nın bizim için öngördüğü 200 milyon liralık yatırımı 2 katına çıkarmayı başardık.

Yatırımlar sayesinde saha hakimiyetimiz arttı.

2016’da 21.6 milyar kWH olan elektrik tüketimi 22.5 milyar kWH’ye yükselirken, kayıp kaçak oranı ise %68’den %65’e düşürüldü.

Yatırımlar, müşterileri memnuniyetini de artırdı. 2017 yılında kesintisiz enerji verme hedefimize de ulaştık.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2018 yılında da müşterilerimize kaliteli ve kesintisiz elektrik sunmak adına, şirketimizin kaçak elektrik kullanımına kesinlikle müsaade etmeyeceğinin bilinmesini istiyoruz. Herkesin artık şirketimizin bu konudaki kararlılığını görmeleri gerekiyor.

Hedefimiz, 2017’de %65’lere düşürdüğümüz olan kayıp kaçak oranını %60’lara kadar çekmek ve tüketim artışını Türkiye ortalamasının altında kalacak şekilde sınırlamaktır.

Geçen yıldaki gibi 2018’de de EPDK’nın Dicle için öngördüğü 200 milyonluk yatırımı 2 katına çıkarmayı, böylece özelleştirme sonrasındaki yatırımlarımızı toplamda 1.6 milyar liraya yükseltmeyi hedeflemekteyiz.

ENERJİSA Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Murat Pınar

Türkiye’nin en büyük Elektrik Dağıtım Şirketi olarak 2009 yılında başladığımız çalışmalarımıza, bugün Başkent, Ayedaş ve Toroslar dağıtım bölgelerimizdeki 14 ilde toplam 20 milyondan fazla müşteriye hizmet sağlayarak devam ediyoruz. Bu da ülkemizdeki her dört kişiden birinin elektriğe erişimini sağladığımız anlamına geliyor. Yılda 120 milyon sayaç okuyor ve binlerce çalışanımızla müşteri memnuniyetini işimizin odak noktasına alıyoruz. Kesintisiz ve sürdürülebilir elektrik dağıtım hizmeti sağlamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz.

2017 yılında da sektöre öncülük edecek birçok uygulamayı hayata geçirdik. Önceliğimizi oluşturan müşterilerimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde olarak hizmet kalitemizi en yüksek seviyede tutmak için devamlı olarak yeniliklere yatırım yaptık. Bu anlamda AR-GE çalışmalarımızla ulusal ve uluslararası ölçekte ciddi adımlar attık, başarılar kazandık, böylece sektörümüz ve Türkiye için değer ürettik.

Geçtiğimiz yıl Türkiye elektrik piyasasının ekonomik perspektifte yüksek büyüme hızıyla büyük bir gelişim gösterdiğini gördük. Bu gelişimi sağlamak ve desteklemek için izlenen özelleşme ve serbestleşme süreci, 2000’li yılların başından bugüne kadar başarıyla uygulanıyor. Geçtiğimiz dönemde elektrik dağıtımı ve tüketimi açısından rekor kırarak yılı kapattık. Bu anlamda regülasyonun desteğini, tüm sektör olarak hissettiğimizi düşünüyorum.

Kesintisiz ve sürdürülebilir elektrik dağıtım hizmeti sağlama hedefimiz ile yatırımlarımıza bu yıl da hız kesmeden devam edeceğiz. 2018 yılında yaklaşık 1,5 milyar TL'lik yatırım hedefliyoruz. Sektörümüzün verimliliği için kritik öneme sahip olan kayıp kaçak oranlarının azaltılması hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Dağıtım işimizde en yüksek değeri yaratmak amacıyla ileri teknoloji, operasyonel mükemmelliği, verimliliği ve müşteri odaklılığı süreçlerimizin en önemli yerine yerleştiriyoruz. Dijitalleşen dünyayı yakından takip ederek; dijital kanallar, teknoloji ve ürün geliştirmeyi içeren geniş bir yelpazede müşterilerimize değer yaratacak çözümleri geliştirmek üzere yatırımlarımızı sürdüreceğiz.

Enerjisa Dağıtım Şirketleri olarak dağıtım hizmetlerinin sürdürülebilirliği için “yeni enerji geleceği” çerçevesinde çalışmalarımızı ve yatırımlarımız planlıyoruz. Biz planlamalarımızı yalnızca bugünün operasyonu için değil, geleceğin enerjisi için yapıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da olduğu gibi 2018’de de insan odaklılık çalışmalarımızın temelini oluşturacaktır. Çünkü biz yatırımlarımızı anlamlandıran en önemli şeyin insan olduğuna inanıyoruz. Binlerce çalışanımız, 20 milyon müşterimiz için en iyisi için çalışıyoruz.

Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) Elektriğin Geleceği Üzerine Üst-Düzey Çalıştay Düzenledi

Uluslararası Enerji Ajansı’nın en önemli yayını olan Dünya Enerji Görünümü’nün Kasım ortasında yayınlanacak olan sayısının odağında elektriğin geleceği olacak.

Bu kapsamda ajans çapındaki çabaların bir parçası olarak UEA, Salı günü Paris'te üst düzey bir çalıştaya ev sahipliği yaparak karar vericileri ve dünyanın dört bir yanından gelen uzmanları, birbirlerine stratejik rehberlik sağlamak ve birbirleri ile deneyimlerini paylaşmak üzere bir araya getirdi. Çalıştay, elektrik sektörünün dönüşümünü çeşitli yönlerini inceleyerek UEA’nın “Elektrik Yılı” ilan ettiği bu yıl için önemli bir ivme yakalanmasını sağladı.

Çalıştaya kamu, endüstri, enerji, üretim, satış, danışmanlık, endüstri birlikleri, araştırma ve akademi camiasından 75 kuruluştan temsilciler katıldı. Çalıştay, 40’tan fazla ülkeyi temsil eden katılımcılarla birlikte geniş bir coğrafyayı kapsadı.

Gelecek, 2040'a kadar toplam enerji talebinden iki kat daha hızlı artması beklenen elektrik için parlak görünüyor. 2016 yılında güneş ve rüzgâr olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklara olan yatırımlarla birlikte toplam elektrik sektörü yatırımı ilk kez petrol ve doğal gazı aştı. Bu arada dünyada halen 1,1 milyar insan elektriğe erişemezken; elektrik mobilitesi, dijitalleşme, soğutma ve ısıtmadan yeni talep gelmektedir.

Elektrik arzının doğası, yapım aşamasında olan ilgili piyasa reformları ile yüzyıllık fosil yakıt temelinden, daha ucuz ve değişken yenilenebilir kaynaklara doğru temel bir dönüşümden geçiyor. Elektrik sektörü enerji ile alakalı sera gazı emisyonlarının %40’ını, kömür kullanımının %60’ını, doğalgaz kullanımının ise %36’sını oluşturuyor. Elektrik sektöründeki değişimlerin doğru bir şekilde anlaşılması bu yüzden çevresel hedeflere yönelik ilerlemenin analiz edilmesi ve küresel enerji trendlerinin anlaşılması için olmazsa olmaz.

Dünya Enerji Görünümü’nün elektrik odağının hedefleri arasında şunlar yer alıyor:

  • Elektrik talebinin uzun vadeli görünümünü değerlendirmek, gelişmekte olan ülkelerde elektrikli araçlar, dijitalleşme, soğutma ve enerji erişimi gibi geleneksel ve yeni talep artışlarına dair öngörüleri ve artan talep ihtiyacını ortaya koymak
  • Elektrik arzında yapım aşamasında olan dönüşümün hızının en güncel pazar verilerine, teknolojik gelişmeler ve hükümet politikaları dayanarak, küresel meseleleri ve bölgesel perspektifleri vurgulayarak detaylı analizini sunmak
  • Piyasa tasarımları üzerine iç görülerle birlikte elektrik güvenliği, çevresel koruma ve ekonomik kalkınma üzerine çıkarımları araştırmak
  • Yeni teknolojiler, piyasa ve politik gelişmeler ve tüketici tercihlerinin yayılım hızından kaynaklanan kilit belirsizlikleri keşfetmek

Ek olarak, bu senenin “Dünya Enerji Görünüm”ünün, petrol ve doğal gaz  üreticisi olan ekonomiler üzerine odağı olacak.

Kaynak: IEA

Küresel Elektrikli Araç Batarya Piyasası Analizi

Bu hafta küresel elektrikli araç batarya piyasasını inceliyoruz.

Küresel bir Pazar araştırması ve danışmanlık şirketi olan BIS Research tarafından yapılan Pazar analizi çalışmasının bulguları üzerinden konuyu ele alıyoruz.

Elektrikli araç bataryası pazarı son on yılda enerji ve ulaşımda yaşanan teknolojik inovasyon ile hükümetlerin ve hissedarların finansal ve regülatif destekleri sayesinde ciddi bir büyüme kaydetti.

BIS Research’e göre, Küresel Elektrikli Araç Bataryası Pazarının 2017 ile 2026 yılları arasında %20,1 büyüyerek 2026 yılına kadar 93,94 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

Son on yılda yaşanan teknolojik gelişmeler otomotive sektörünü canlandırdı, bu da sektörün fosil yakıtlardan akıllı enerjiye dönüşümüne yardım etti.

Üstelik, elektrikli araçların benimsenmesi, özellikle gelişmiş ekonomilerde hızlanmış durumda. Bu da elektrikli araç bataryalarına olan talebi arttırmış durumda.

Dünya çapında kayıtlı elektrikli araçların sayısı 2015 yılında 1 milyonu, 2016 yılında 2 milyonu geçti. 2019 yılından önce ise 5 milyonu geçmesi bekleniyor.

Hükümet ve paydaşların çabaları

Hükümetlerden, karbon emisyonunu azaltma çalışmaları kapsamında elektrikli araç satışlarını desteklemeleri bekleniyor.

Uluslararası bir program olan “Elektrikli Araç Girişimi”, küresel pazarda 2030 yılına kadar bataryalı yolcu ve ticari taşıtların %30 Pazar payı elde etmesini amaçlıyor.

Hindistan hükümeti, enerji verimliliği hizmetleri kapsamında gelecek yılın Mart ayına kadar 20.000 adet elektrikli araç satın alımı için 3,7 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.

İlaveten, enerji sektöründeki paydaşlar, Elektrikli Araç bataryalarının getireceği, yeni iş modelleri ve gelir kaynakları belirlediler. Örneğin, elektrikli araç kullanan tüketiciler evlerinde ürettikleri fazla enerjiyi depolayarak ve bunu ana şebekeye satarak ekstra gelir elde edebilecekler.

Elektrikli araç bataryalarının kullanımı aynı zamanda bazı enerji şirketlerine ve inovasyon liderlerine işletme maliyetlerini azaltmalarında yardımcı oluyor. Elektrikli araçların enerji depolama için kullanılması, enerji şirketlerinin artan talebi karşılayabilmek için gereken yatırımları ertelemelerine yardımcı olur.

Son günlerde, entegre enerji şirketi Engie, inovasyon firması Hitachi ve otomotiv şirketi Mitsubishi Motors, elektrikli araçların bina ve şebeke arasındaki enerji yönetiminin optimizasyonunda nasıl kullanılabileceği konusunda bir pilot gösterim yapmak üzere bir araya geldiler.

Elektrikli Araç Bataryalarının Maliyeti

Verimli ve daha ucuz batarya teknolojilerine yönelik Ar-Ge yatırımları arttıkça, elektrikli araç bataryalarının maliyetlerinin de düşmesi bekleniyor.

Kanada’da Bilim Teknoloji ve Araştırma Ajansı ile yenilenebilir enerji şirketi Hydro-Quebec, daha güvenli ve verimli bataryaların geliştirilebilmesi için bir laboratuvar kurmak üzere 20 milyon dolarlık bir anlaşmaya imza attılar.

Laboratuvar Biopolis’te konumlanacak ve güvenli, verimli ve uygun maliyetli enerji depolama ve elektrikli araçlar için nanomateryal ve nanoteknolojilerin geliştirilmesine odaklanacak.

BIS Research, elektrikli araç pazarındaki bataryaların Plug-in Hibrid Elektrikli Araç (PHEV) ile karşılaştırıldığında batarya elektrikli araç sektöründe (BEV) daha yüksek olmasını öngörüyor. BEV, küresel batarya pazarı 2016'da %71,3 paya sahipti ve önümüzdeki dönemde de PHEV ile karşılaştırıldığında daha hızlı bir oranda büyümesi bekleniyor. Ticari araçların batarya piyasası en yüksek paya sahip olup, ticari araçlarda kullanılan bataryaların yüksek enerji yoğunluğundan dolayı %53,3 pay almış durumda.

Öte yandan, lityum kaynaklarının tükenmesi ve üretim sürecindeki karmaşıklık gibi faktörler, elektrikli araç batarya pazarının büyümesine yönelik ana engeller olarak belirlenmiştir.

BIS Research, lityum kıtlığının uzun vadede etkilerinin elektrikli araç batarya pazarında çok önemli olacağından emin.

Kaynak: Metering & Smart Energy

MAKALE

“Türkiye Akıllı Şebekeler 2023” Yönetici Özeti

Türkiye’nin akıllı şebekelere geçişteki yol haritasının belirlenmesi amacıyla EPDK başkanlığında, ELDER koordinatörlüğünde ve EDAŞ’ların katkılarıyla hazırlanan “Türkiye Akıllı Şebekeler 2023 Vizyon ve Strateji Belirleme Projesi” raporunun yönetici özeti, geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen ICSG 2018’de kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Türkiye’de tüketicilerin elektrik piyasasına aktif katılımını sağlayacak, yenilenebilir enerjinin üretimdeki payını arttırmaya yardımcı olacak, sistem verimliliğini ve enerji kalitesini iyileştirecek maliyet etkin bir akıllı şebekeye geçişte ihtiyaç duyulan metodolojiyi, süreçleri ve takvimi detaylarıyla tanımlayan bu projenin Yönetici Özeti’ni bilgilerinize sunarız.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Kolombiya 3 Mayıs’ta petrol-gaz için ülkenin kuzeyinde15 blokta kara ruhsatı ihalesi yapacak. Şirketler bölgesel halktan çekiniyor. Ayrıca ilgili Sinu-San Jacinto bölgesi büyük ihtimalle doğalgaz rezervi. Ülkenin düşen petrol üretimini düzeltmez.
  • Brezilyalı Raizen, Arjantin’deki Shell alt akış (downstream) varlıklarını 950 milyon$’alıyor. Shell’in Bueonos Aires’de rafineri, 645 benzin istasyonu vardı. Fakat Shell’in petrol arama ve üretim kısımları yok. Raizen 25 milyar litre yakıt satıyor. Shell 1914’ten beri Arjantinde
  • Iberdrola, İspanyol BBVA ve 9 diğer bankadan 400 milyon $ Meksika’da yatırım için yeşil kredi aldı. Para ile 3 yeni rüzgar tesisi yapılacak. Yeşil krediler, bazı sürdürülebilirlik kriterlerinin sağlanması koşulu ile veriliyor.
  • AB’nin 20 tedarikçiden et ithalatını yasaklama kararı Brezilyalı et ihracatçılarının 3’te 1’ini etkileyecek. Olay Mart 2017’de Brezilyalı et üreticilerinin devletin sağlık görevlilerine ödeme yapması ile başladı.
  • Almanya rüzgar-güneş ortak ihale yapmaya devam edecek. Hükümet ilave rüzgar ve güneş ihalelerinde devam edeceğini “şebekenin taşıma kapasitesi müsaade ettiği sürece” devam edeceğini duyurdu. Demiryolu sektörü 2024 sonundan itibaren yeni dizel tren istemiyor.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/