Tabii Kaynaklar ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Açılıyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın da katıldığı, "Milli Enerji Eğitim Hamlesi" kapsamında düzenlenen "Tabii Kaynaklar ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri" protokol imza töreninde konuştu.

Enerji alanında işleri başarıyla yürütecek, hedeflerin ötesine taşıyacak gençlerin yetiştirileceğini ifade eden Albayrak, "Yerlileşme ve yerli üretim dedik. Enerji teknolojilerinin de yerlileştirilmesi gerekiyor dedik. Dünya yeni bir dönemin eşiğinde. Artık teknoloji kullanan değil, üreten ve ihraç eden ülkelerin altın çağını yaşayacağı yeni bir yüzyıla girdik. Türkiye'ye en büyük sıçramayı yaptıracak olan, teknoloji alanında da üretim ortaya koymasıdır. Tüm stratejileri de teknoloji yerlileştirilmesi üzerine kuruyoruz. Sadece ihtiyaçlarımızı karşılamayı değil, Türkiye'nin bu alanda üretim üssü haline gelmesini amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Albayrak, enerjide başlıca hedefin yerli üretim ve teknolojinin geliştirilmesi olduğunu dile getirerek, "Bunları ne kadar geliştirirsek, dünyanın geleceğinde de o kadar söz sahibi oluruz. Enerjinin her alanında ihtisaslaşmaya giden eğitim kurumlarına ihtiyacımız var. 10-20-50 yıllık planlar yapıyorsak, bu süreci besleyecek insan kaynağı da aynı ölçüde olmak zorunda." diye konuştu.

Bugün gerçekleştirilen yatırımın, insana yatırım olduğunu vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti: "Milli enerji ve maden politikası Türkiye'nin gelecek hedefleriyle uyumlu şekilde hazırlandı. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için kalifiye, yetişmiş ve nitelikli insan kaynağının oluşturulması da gerekiyor. Bizi hedeflerimize ve geleceğe taşıyacak gençlere yatırımın temellerini atıyoruz. Bu hiçbir maddi yatırımla ölçülemeyecek bir yatırım. 16 derslikli 10 okulun yapımı gerçekleşecek. Bunlardan 3'ü yenilenebilir enerji lisesi, diğer 7'si tabii kaynaklar lisesi olacak. Aralarında Hatay, Trabzon, Zonguldak, Balıkesir ve Sivas'ın da yer aldığı illerimizde atölye, laboratuvar, pansiyon ve kapalı spor salonlarıyla tam donanımlı liseler kurulacak. Bu okullarımız hem enerji teknolojilerinin geliştirilmesi hem de rezerv madenciliği anlamında çok önemli bir rol ifa edecek."

"Meslek liselerinin sayısı arttırılmalı"

Meslek liselerinin sayılarının daha da artırılması gerektiğine dikkati çeken Albayrak, gelişmiş ülkelerde mesleki eğitime ciddi önem verildiğini söyledi. Albayrak, sanayi ve akademi iş birliğiyle enerji alanında yeni gelişmeler yaşanacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Meslek lisesi sadece bir okul meselesi değil, bunun ötesinde kalkınma meselesidir. Meslek lisesi bir ülkenin büyümesi, gelişmesi ve üretmesi için önemlidir. Daha yolun başındayız daha büyük başarılara imza atacağız. Amacımız, bilimsel ve teknolojik bilgiyi pratik alana taşıyarak enerjide teknoloji üretiminde Türkiye'nin yetkinliğini artırmak. Türkiye'nin kara ve deniz sondajcılığında kendi hedeflerine, kendi imkanlarıyla ilerleyeceğine inanıyorsak, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesi üzerinde hayal ederek tek tek hedeflerimize bu sağlam adımlarla ilerleyeceğiz. Heyecanımızı, motivasyonumuzu işte bu gençlerimizin üzerine inşa ediyoruz. İşte bu yatırımlarla, büyük ve güçlü Türkiye idealini daha da ileriye taşıyacağız."

Söz konusu eğitim projesi, Nurol Holding, Sabancı Vakfı, TANAP Doğalgaz İletim AŞ ve Doğanlar Holding'in destekleriyle gerçekleştirilecek.

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Siber Saldırılardan En Çok Enerji Sektörü Etkileniyor

Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda, 12. kez düzenlenen “Digital Age Summit 2018”, 8 Mayıs’ta Four Seasons Bosphorus İstanbul’da gerçekleştirildi. Nassim Nicholas Taleb, Jon Stephenson von Tetzchner, Tamara McCleary, Jens Binder, Tomasz Rudolf ve Vlad Trifa gibi dijital dünyaya yön veren, dünyaca ünlü isimleri ağırlayan zirvede, “güven” kavramı her boyutuyla ele alındı.

Dijital iş ve kültür dergisi Digital Age tarafından düzenlenen Digital Age Summit 2018’de; dijitalleşme, teknolojik gelişim ve yeni iş modellerinin etkileri Türkiye ve dünyadan dijital dünyaya yön veren konuşmacılarla beraber işlendi. Etkinlik süresince ana konferansın yanı sıra bir dizi yan etkinlik ve buluşma ile toplam 55 konuşmacı ve 2000 ziyaretçi ağırlandı. Zirvede ele alınan başlıklar arasında, “Güven ve Düzensizlik”, “Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven”, “İnternet Tarayıcıları ve Web’in Geleceği”, “Siber Güvenlik 2030” ve “İnsanlar, Makinenin ve Güvenin Geleceği” yer aldı.

“Büyük Kurumların Hayatta Kalması Daha Riskli”

“Güven ve Düzensizlik” başlıklı oturumda konuşan, Siyah Kuğu kitabının yazarı ve risk mühendisliği profesörü Nassim Nicholas Taleb, “Canlı ve organik olan her şey çevre ve stres unsurlarından etkilenir ve etkileşime geçer. Bu yüzden büyüdükçe daha kırılgan oluruz. Şirketler büyüdükçe daha kırılgan olur ve hayatta kalma olasılıkları azalır. Küçük kuruluşlar olumsuz değişimlerden kendilerini daha iyi koruyabilir.

İnsanları ele aldığımızda, bir çocuk ve yaşlının hayatta kalma olasılıklarına bakıldığında, istatistiki açıdan genç daha avantajlıdır. Ancak teknolojide ise bunun tam tersi söz konusudur. Genç ve yaşlı teknolojileri karşılaştırdığımızda, her ne kadar yeni eskinin yerini alsa da daha kırılgandır” dedi.

“Mobil Cihazlar Bize En Sevdiklerimizden Daha Yakın”

Dijitalleşmeyi, psikolojik açıdan ele alan “Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven” başlıklı oturumun konuşmacısı, Nottingham Trent Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Jens Binder; “Teknoloji günümüzde oldukça karmaşık bir hale gelmiş durumda. 1770’lerde en etkileşimli teknoloji buharlı otomobillerken, günümüzde bunun yerini cep telefonları aldı. Öyle ki, ilişkiler ve güven üzerine yapılan bir araştırmanın çarpıcı sonuçlarına göre; telefonlarımız bize en sevdiğimiz insanlardan bile daha yakın. Bunun yanında dijitalleşmeye sürekli devam eden dünyamızda, güvenin sağlanması için dijital verilerin ve öngörülerin çok daha şeffaf bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Dijital paranoyadan ancak bu şekilde kaçınabiliriz” dedi.

“Dünyada Siber Saldırılardan En Çok Enerji Sektörü Etkileniyor”

Önümüzdeki on yıl içinde gizlilik ve güvenlik kavramının siber tehditleri yeniden tanımlayacağını ifade eden Comodo Group CTO’su Egemen Taş, Siber Güvenlik 2030 adlı oturumda “İnternet 2030 yılında soluduğumuz hava kadar önemli olacak. Hatta siyasi partiler bile kişiye özel propaganda yöntemine yönelecekler ve bunun için de yapay zekadan faydalanmaları gerekecek. Siber saldırı haritasına bakıldığında bugün dünyada en çok saldırı gerçekleştirilen sektör, enerji sektörü. Günümüzde siber dünyada en çok trojan saldırıları gerçekleştiriliyor. Türkiye’de milli ve yerli bir siber güvenlik pazarı inşa edilmesi gerekiyor” dedi.

Blockchain ve Bitcoin’in Geleceği Tartışıldı

Etkinlik kapsamında, Habertürk Gazetesi ekonomi editörü Sefer Yüksel moderatörlüğünde ve Bloomberg HT sunucusu Gizem Yılmaz, Kimlic CEO’su Gökhan Seçkin, IBM Türkiye CTO’su Sevilay Kurt ve İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan’ın katılımıyla “Blockchain Devrimi ve Getireceği Fırsatlar” oturumu gerçekleştirildi.

Blockchaine duyulan ilginin kripto paralarla birlikte arttığı, ikinci devrimin ethereum ile gerçekleştiği, kripto paraların devlet tekelinde olmamasının devletleri rahatsız ettiği ve bitcoinle ilgilenen kitleler gibi konular oturum kapsamında ele alındı.

“İnternet Tarayıcıları ve Webin Geleceği” başlıklı oturumda tarayıcıların sadeleştiğine ve fonksiyonelliğinin arttığına, standartları güzel kılanın da farklı şekilde uygulanmaları olduğuna değinen, Opera ve Vivaldi web tarayıcılarının kurucusu, Vivaldi Technologies Kurucu CEO’su Jon Stephenson Von Tetzchner “Bitcoin sistemlerinin karmaşıklaştırılmasına gerek yok, oldukça sade bir şekilde de yapılabilir. Bitcoin bir kur içine girerek ekonomiyi ciddi anlamda etkiledi. Ancak bu tür kurlar istikrarlı olamaz çünkü her zaman üzerine yeni bir şey inşa edilebilir. Bu sebeple bitcoinin geleceğinin oldukça muğlak olduğunu düşünüyorum” dedi.

Etkinliğin öne çıkan konuşmacılarından biri de Web of Things kurucusu ve Ambrossus’un Üründen Sorumlu Başkanı Vlad Trifa oldu. Trifa “Blockchain Teknolojisinin Marka Bağlılığına Kazandırdığı Yeni Boyutlar” başlıklı konuşmasında insanların son 15 yılda markalara karşı büyük bir güven kaybı yaşadığına işaret etti. Trifa “Günümüz müşterileri geçtiğimiz yıllara oranlar çok daha bilinçliler. İnsanlar markalardan dürüstlük ve şeffaflık bekliyor. Markaların müşterilerine vadettikleri şeyleri kanıtlamaları gerekiyor. Aynı zamanda bu vaatlerin sürdürülebilir olması büyük önem taşıyor. Gelecekte sadece iletişime geçmeyi bilen markalar ayakta kalacak” dedi.

Kaynak: Enerji Ekonomisi

Yapay Zeka ile İlgili Dikkat Çekici 15 İstatistik

Artık yavaş yavaş yapay zekanın iş dünyası üzerindeki etkisini görmeye başladık. Özellikle geçtiğimiz yıldan beridir geliştirilen yapay zeka destekli uygulamalar, fazlasıyla teknoloji ve iş dünyasının gündemini meşgul ediyor. Kesin olan bir şey var ki, yapay zeka önümüzdeki yıllarda iş dünyasının çok önemli bir parçası haline gelerek iş dünyasındaki işleyişi baştan aşağı değiştirecek.

Ancak bu gibi söylemleri bazı istatistiklerle desteklemek, hem mevcut durumu hem de geleceği daha net görmek açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle CMO‘nun derlediği yapay zeka ile ilgili dikkat çekici 15 istatistiği aşağıda sizlerle paylaşıyoruz:

– Adobe’un yaptığı araştırmaya göre, günümüzde şirketlerin sadece %15’i yapay zekadan yararlanıyor. Buna karşın %31’lik bir kesim ise önümüzdeki bir yıl içinde yapay zekadan yararlanmayı planladıklarını belirtiyor.

– Adobe’un yaptığı araştırmaya göre, halihazırda yapay zekayı kullanan şirketler içinde en iyi performans gösteren şirketler, pazarlama için teknolojiyi kullanma oranlarının emsallerine göre iki kattan daha fazla olduğunu ifade ettiler. Belirtilene göre, yapay zekadan yararlanan şirketlerin pazarlama için teknolojiyi kullanma oranları %28 iken diğer şirketler için bu oran %12. Beklenildiği gibi veri analizi, şirketler için önemli bir yapay zeka odak noktası olurken kurum içi kişiselleştirme ise yapay zeka için en sık bahsedilen ikinci kullanım senaryosu olarak dikkat çekti.

– BrightEdge’in yaptığı araştırmaya katılanlara bir sonraki büyük pazarlama trendi sorulduğunda, bu soruya katılımcıların %29’u tüketici kişiselleştirme, %26’sı yapay zeka, %21’i ise ses araması olarak cevap verdi. Tüm yapay zeka uygulamalarının %75’ini oluşturan bu ilk üç cevap, yapay zekanın, katılımcıların fark ettiğinden daha yaygın ve belirgin olduğunu gözler önüne seriyor.

– Adobe’un yaptığı araştırmaya göre, dijital olarak olgunlaşmış ya da gelişmiş dijital uygulamalara sahip olan şirketlerin %47’si, tanımlanmış bir yapay zeka stratejisine sahip olduklarını söyledi.

– PwC’nin yaptığı araştırmaya göre, iş liderleri gelecekte yapay zekanın esas olacağına inandıklarını belirtirken bu kişilerin %72’si yapay zekayı bir “iş avantajı” olarak nitelendirdi.

– Narrative Science’ın yaptığı araştırmaya göre, halihazırda herhangi bir inovasyon stratejisine sahip olan şirketlerin %61’i, aksi takdirde kaçırılacak olan veri fırsatlarını belirlemek için yapay zekayı kullandıklarını söyledi. Bir stratejisi olmayan şirketlerin ise sadece %22’si aynı şeyi söyledi.

– Pega’nın yaptığı araştırmaya göre, tüketiciler sandıklarından çok daha fazla yapay zeka kullanıyorlar. Tüketicilerin sadece %33’ü yapay zeka destekli teknolojiler kullandıklarını düşünürken gerçekte %77’si yapay zeka destekli bir servis ya da cihaz kullanıyor.

– Pega’nın yaptığı araştırmaya göre, tüketicilerin %38’i yapay zekanın müşteri hizmetlerini geliştireceğine inandıklarını söyledi.

– Arm’ın yaptığı araştırmaya katılan 6.000 kişinin %61’i, yapay zekanın dünyayı daha iyi bir yer yapacağına inandıklarını söyledi.

– MeMSQL’in 1.600’den fazla pazarlama profesyoneliyle yaptığı araştırmaya göre, şirket büyüklüğüne bakılmaksızın katılımcıların %61’i, makine öğrenimi ve yapay zekayı gelecek yıl için şirketlerinin en önemli veri girişimi olarak gösterdi.

– Accenture’un yaptığı araştırmaya göre, yapay zeka teknolojilerinin iş üzerindeki etkisinin, iş gücü verimliliğini %40’a kadar artırması ve insanların zamanlarını daha verimli kullanmalarını sağlaması bekleniyor.
– MIT Sloan Management Review’in yaptığı araştırmaya göre, en az 100 bin çalışana sahip olan büyük şirketlerin bir yapay zeka stratejisine sahip olma ihtimali daha yüksek, ancak bunların sadece yarısı bir yapay zeka stratejisine sahip.

– MIT Sloan Management Review’in yaptığı araştırmaya katılan yöneticilerin %80’inden fazlası zirveleri izliyor ve yapay zekayı stratejik bir fırsat olarak görüyor.

– Sesli asistanlar daha şimdiden çok çeşitli tüketici ürünlerine dahil ediliyor. Pew Research Center’ın yaptığı araştırmaya göre, ABD’li yetişkinlerin %46’sı akıllı telefonlarıyla ve diğer cihazlarla etkileşime geçmek için bu uygulamaları kullandıklarını söyledi.

– BrightEdge’in yaptığı araştırma kapsamında, pazarlama teknolojisi sağlayıcılarının doğal yapay zeka yeteneklerine sahip olma beklentileri sorulduğunda, katılımcıların %50’sinden fazlası bunun önemli ya da gerçekten gerekli olduğunu söyledi.

Kaynak: Pazarlamasyon

AEDAŞ ve Akdeniz Üniversitesi, ‘İşini Şansa Bırakma’ Dedi

İş sağlığı ve güvenliği kurallarını çalışma hayatının merkezine koyan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. Akdeniz Üniversitesi ile birlikte 10 Mayıs’ta İSG Farkındalık Sempozyumu düzenledi. ‘İşini Şansa Bırakma’ teması ile düzenlenen sempozyumda iş sağlığı ve güvenliğinin çalışma hayatındaki önemi ele alındı.

Antalya, Burdur ve Isparta’da elektrik dağıtım hizmeti veren Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (AEDAŞ), iş sağlığı ve güvenliği farkındalığını artırmak için 2018 yılı boyunca birçok önemli projeye imza atmaya hazırlanıyor. Özellikle saha personeline yönelik ‘iş sağlığı ve güvenliği’ eğitimlerine ve üniversitelerle ortak çalışmalara ağırlık vermeyi hedefleyen AEDAŞ, bu doğrultuda 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası çerçevesinde 10 Mayıs’ta Akdeniz Üniversitesi ile ortak olarak “İSG Farkındalık Sempozyumu” düzenledi.

‘İşini şansa bırakma’ teması çerçevesinde gerçekleştirilen ve tüm gün devam eden sempozyumda, ‘dünden bugüne Türkiye’de İSG, iş kazası, meslek hastalıkları ve hukuki süreçler, risk analizi uygulama metodları’ gibi konular ele alındı.

İSG Kültürünün Oluşması En Önemli Hedef

AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu, Üniversitelerle iş birliğini şirket olarak çok önemsediklerini, genç nesillerde iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturmakta yardımcı olmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. AEDAŞ olarak iş sağlığı ve güvenliğini çalışma hayatlarının merkezine koyduklarını da dile getiren Müdüroğlu, özellikle güvenlik kültürünün çalışanlarda oluşturulması ve içselleştirilmesi amacıyla çeşitli eğitimler verildiğini dile getirerek, “Bu sayede, henüz çok genç olan sektörümüzde sağlık ve güvenlik kültürü sağlandı” dedi.

İş sağlığı ve güvenliği konularında bugüne kadar yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Müdüroğlu, “İSG Yöneticiliği’nin yanı sıra çalışanlardan temsilcilerin de dahil edildiği İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu, İş Kazası Olay Araştırma ve İnceleme Kurulu, İş Kazası Sonuç Onay Komisyonu birimlerini oluşturduk. Teknik Uygulama ve Eğitim Sahası’nı kurarak çalışanlarımıza, hazırlamış olduğumuz senaryolarla sahip olduğumuz ekipmanların mevcut çalışma alanlarımızda nasıl kullanıldığını göstererek yaşanacak olumsuzluklar konusunda önceden uyarılmalarını ve konu hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlıyoruz. Şirketimizde iş sağlığı ve güvenliği kurallarının faaliyet gösterdiğimiz çalışma alanlarında yapmış olduğumuz işin ayrılmaz parçası olduğu bilinciyle çalışmaktayız ve iş güvenliğini yaşam kültürü olarak görmekteyiz” ifadesini kullandı.

Eğitimlerin Yüzde 54’ü İSG Kapsamında

2017 boyunca şirket içinde eğitimleri 5 farklı başlıkta gruplandırdıklarını anlatan Müdüroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bunlar, zorunlu İSG eğitimleri, işe uyum eğitimleri, teknik ve mesleki gelişim eğitimleri, kişisel gelişim ve sosyal yaşama yönelik eğitimler… 2017 yılı içerisinde planlanan eğitimlerin yüzde 54’ünü İSG eğitimleri oluşturdu. Toplamda 2 bin 506 çalışana 35 bin 405 saat İSG eğitimi verdik. Eğitimlerin yüzde 36’sı ise teknik mesleki eğitimler olup kişisel gelişim eğitimleri, işe uyum eğitimleri ve sosyal yaşama yönelik diğer eğitimler ise 2017 eğitimlerinin yüzde 10’nu oluşturdu. Ayrıca, çalışanlarımızda iş sağlığı ve güvenliği farkındalığını desteklemek amacıyla kişisel gelişim eğitimlerimizin de odak noktasına iş sağlığı ve güvenliğini koyuyoruz.”

Şirketlerimizin 2017 Değerlendirmesi Ve 2018 Öngörüleri

TRAKYA Elektrik Dağıtım A.Ş. Grup Direktörü Reşit Bilgili

Dünyada ve ülkemizdeki teknolojik gelişmelere paralel olarak dağıtım sistemlerinde izlenebilirlik, uzaktan kontrol iş gücü yönetim sistemleri gibi alt yapılar tesis edilmeye başlandı. TREDAŞ olarak dağıtım sistemlerine yaptığımız teknolojik yatırımlar ile kesinti sürelerine %15 oranında iyileştirme sağlanmış, aynı zamanda müşterilerin kesinti bilgilerine erişimlerinde kolaylıklar sağlanmıştır.

Teknolojik yatırımlarımız sayesinde, tüm dağıtım sistemimiz otomasyonla yönetilmesiyle elektrik kesintilerinin azalması ve müşteri memnuniyetinin artmasını sağlıyoruz. Bu sayede enerji kesinti sürelerinin minimalize edilerek, 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet ile bunun yanında kaliteli enerji sunulmaktadır.

Teknolojik gelişmelerin yanında, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için Çağrı Merkezimize de büyük yatırım gerçekleştirdik. Çağrı Merkezi personel sayımızı üç katına çıkardık. Müşterilerimizin bize daha hızlı ulaşabilmeleri adına alternatif kanal sayılarımızı arttırdık.

İç ve dış paydaşlarımızın memnuniyetini ve beklentilerini esas alan hizmet anlayışı sunmak adına teknoloji ve insan kaynağı gelişimini sürekli destekleyen kaliteli yönetim yaklaşımları ile müşterilerimize ulaşıyoruz.

Alternatif kanallarımızın sayısını arttırarak, müşterilerimize kaliteli hizmeti en hızlı şekilde sunma hedefiyle 2017 yılında “Mutlu Müşterim” projesine adım attık. Projenin ilk ayağında, Trakya genelinde 700’ü aşkın muhtarımızla bir araya geldik.

Mutlu Müşterim Projesiyle 20 bin km2 alanda Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinin genelini kapsayan bölgemizde, yerel ve ulusal paydaşlarımızın TREDAŞ ile ilişkisinde hızlı ve etkin çözümler önerdik.

Önümüzdeki zaman zarfında; enerji taleplerinin karşılanması, tedarik sürekliliğinin ve arz güvenilirliğinin sağlanması, ekonomik ömrünü dolduran tesislerin yenilenmesi, teknik kayıpların azaltılması, can ve mal güvenliği tehlikesi taşıyan şebeke unsurlarının ortadan kaldırılması hususlarına yönelik şebeke yatırımlarının yapılması; teknolojik gelişmelere bağlı olarak gerekli modernizasyon ve iyileştirme faaliyetlerinin yürütülmesi ile birlikte ülkemiz dağıtım sektöründe yeni bir vizyon yaratma noktasında faydalı sonuçlar elde edilmesi amacıyla AR-GE çalışmalarına önem verilmesi hedeflenmektedir.

Bunun yanında, elektrik dağıtımı daha heyecanlı hale geliyor. Başarılı Ar-Ge projeleri ve teknolojik yatırımlar, düzenleyici kurumun büyük desteği ile sektöre büyük katkı sağlıyor.

Ülkemizin yenilenebilir enerji hedefleri doğrultusunda, son düzenleme ile yaygınlık kazandırılacak olan küçük ölçekli lisansız üretimler, müşterilerin dağıtım şirketlerine olan tanınırlığını arttıracaktır.

Yine 2018 yılında da müşterilerimiz ile yakın ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Mutlu Müşterim projesinin diğer fazlarını hayata geçirerek paydaş ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacağız.

ULUDAĞ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü

Elektrik dağıtım sektörü elektrik enerjisini tüketiciyle buluşturma noktasında kilit bir görev görüyor. Bu görevin bilinci ve sorumluluğu ile hareket eden sektör, yatırım bütçelerini ve oluşturduğu istihdamı hızla arttırıyor. Böylelikle hizmet kalitesini yükselten elektrik dağıtım sektörü aynı zamanda hızla büyüyen Türkiye ekonomisine de katkı sağlıyor. 2017 yılında UEDAŞ olarak, yatırımlar ve gerçekleştirilen projeler açısından önemli yol kat ettik. 2010 yılında başladığımız yatırım atağına, her yıl artan bütçe ve kapasite ile başarılı müşteri ilişkileri hedefiyle devam ediyoruz. Bunun yanında bölgemize faydalı olacak sosyal sorumluluk projeleri hayata geçiyoruz.

Yatırımlardaki ana hedefimiz kesintisiz ve kaliteli bir enerji arzı sağlamak.  Bunun için 3. Uygulama Dönemi diye adlandırılan 2016 yılından 2020 yılına kadar hizmet bölgemizde yaklaşık 1.3 milyar TL’lik yatırım planladık.  Ciddi verim aldığımız SCADA sistemini önümüzdeki yıllarda daha da genişletmeyi planlıyoruz. İddialı bir şekilde en iyi CRM uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Tüm işlem talepleri her bir noktadan alınabilecek. Bu doğrultuda yeni sistemler kurmaya başladık. Müşterimiz bu konforu hissedecek.

Şirketimizin günümüz ve gelecekteki hedeflerine ulaşmasını sağlayacak niteliklere sahip çalışanların istihdamı, sürekli eğitim, işin sağlığı ve güvenliğini, çalışan bağlılığını sürekli kılmak temel hedeflerimizden. 2018 yılında elektrik dağıtım şirketi ve UEDAŞ özelinde marka bilinirliğinin arttırılması, müşteriler, kamu ve STK’lar yerel ve ulusal medya dahil olmak üzere iletişim kanallarının açık tutulmasına yönelik çalışmaları sürdüreceğiz. Ayrıca Enerji Bakanlığı’nın da üzerinde durduğu müşteri memnuniyeti konusu bugün de gelecekte de önceliğimiz olmaya devam edecek.

AB Enerji Komisyon Üyesi, İran ile Nükleer Anlaşmanın Devam Etmesi için Tahran’a Gitti

Avrupa Birliği İklim Hareketi ve Enerji Komisyon Üyesi Miguel Arias Cañete, 18-20 Mayıs tarihleri arasında, İran ile nükleer anlaşmanın uygulanmasının devamını görüşmek üzere Tahran’daydı. AB ve İran, aralarındaki enerji işbirliğinin güçlenerek devam etmesi üzerine mutabık kaldılar.

Cañete attığı tweet’te, Tahran’da İran Dış İşleri Bakanı Mohammed Javad Zarif ile Iran Nükleer Anlaşmasının tam bir şekilde uygulanması ve savunulmasının yollarını görüştüklerini belirtti. “AB yatırımlarının korunması ve AB-İran arasındaki ticari ilişkilerin arttırılması konularında mutabıkız” diye de ekledi.

“Ziyaretimin amacı, İran ile enerji ilişkilerimizi Başkan Trump’ın yaptığı duyuların bu yeni zorlu zemininde  güçlendirmeye devam etmek” dedi.

“Nükleerle ilgili yaptırımların kaldırılması, nükleer anlaşmamızın esasını oluşturuyor. Avrupa Birliği, yaptırımların kaldırılmasının İran ile olan sadece ticari ve ekonomik ilişkileri üzerinde pozitif etkisi olmakla kalmayıp, İran halkı için de ciddi faydalar sağlayacağını tekrar tekrar ifade etmektedir.  2017’de, İran’ın AB ile ticareti 20 milyar dolara yaklaşarak, bir önceki yıla göre %60 artış kaydetti.”

AB’nin İran’a karşı yükümlülüklerine sadık olduğunun bir kez daha altını çizen Cañete, “AB aynı zamanda kendi güvenlik kaygılarına uygun bir şekilde hareket etme ve kendi ekonomik yatırımlarını koruma konusunda da kararlı olduğunu belirtti.”

Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan basın bültenine göre AB Komisyon Başkanı Juncker döneminin başından beri Cañete’ın İran’a yaptığı bu üçüncü ziyareti. Bu ziyaret 2016’da İran ile imzalanan ortak enerji anlaşmalarını takip ediyor.

Ortak Kapsamlı Aksiyon Planının tamamlanması ve uygulanmasını takiben, AB ve İran ikili ilişkilerini sürdürmektedir ve enerjide yeni işbirlikleri lanse etmişlerdir.

Kaynak: New Europe

Yenilebilir Enerji İstihdam Büyüklüğü 2017’de 10,3 Milyona Ulaştı

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yayınlanan son rakamlara göre, yenilenebilir enerji sektörü, 2017 yılında küresel bazda 500 binden fazla yeni istihdam yarattı. IRENA'nın Abu Dhabi'deki 15. Konseyinde lanse edilen Yenilenebilir Enerji ve İstihdam - Yıllık Raporunun beşinci baskısına göre, sektörde istihdam edilen toplam kişi sayısı (büyük hidroelektrik dahil) şu anda dünya çapında 10,3 milyonu buluyor.

Çin, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Almanya ve Japonya, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji işverenleri olmaya devam ediyor ve yenilenebilir enerji alanında dünya çapındaki tüm istihdamın yüzde 70'ini temsil ediyor. Her ne kadar artan sayıda ülke yenilenebilir enerji kaynaklarının sosyo-ekonomik faydalarına ulaşıyor olsa da, üretim hacmi nispeten az sayıda ülkede gerçekleşiyor ve iç pazarların büyüklüğü inanılmaz bir şekilde çeşitlilik gösteriyor. Tüm yenilenebilir enerji istihdamının yüzde altmışı Asya'da bulunuyor.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Genel Müdürü Adnan Z. Amin, “Yenilenebilir enerji, tüm dünyada hükümetler için düşük karbonlu ekonomik büyümenin en önemli sac ayağı haline geldi. Bu, sektörde yaratılan istihdam sayısındaki artıştan kaynaklanıyor” dedi.

Amin; “Veriler aynı zamanda giderek bölgeselleşen bir resmin altını çizerek, teşvik edici politikaların bulunduğu ülkelerde yenilenebilir enerjinin ekonomik, sosyal ve çevresel faydalarının belirgin olduğunu vurgulamaktadır. Bu veriler, küresel enerji sisteminin karbondan arındırılmasının küresel ekonomiyi büyütebileceğine ve 2050 yılına kadar sektörde 28 milyon kişiye iş sağlayabileceğine dair analizimizi destekliyor” şeklinde konuştu.

Güneş fotovoltaik sektörü, tüm yenilenebilir enerji teknolojilerinin en büyük işvereni olmaya devam ederek, 2017’de yıllık %9'luk bir artışla 3,4 milyon kişiye istihdam sağladı. Çin 2,2 milyon ile bu rakamın üçte ikisini tek başına oluşturdu.

Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde hafif bir düşüşe rağmen, iki ülke de Çin'i dünyanın en büyük güneş fotovoltaik işletmesi olarak takip etti. Hindistan ve Bangladeş, küresel güneş fotovoltaik istihdamının yaklaşık yüzde 90'ını oluşturan ilk beş içerisinde yer aldı.

Rüzgar sektöründeki istihdam, geçen yıl bir miktar küçüldü ve dünya çapında 1,15 milyona ulaştı. Rüzgar istihdamı nispeten az sayıda ülkede bulunurken, yoğunlaşma derecesi güneş fotovoltaik sektöründen daha düşük. Çin, küresel rüzgar istihdamının yüzde 44'ünü oluşturuyor, bunu sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 10 ile Avrupa ve Kuzey Amerika izliyor. Dünyanın en büyük kurulu rüzgar gücüne sahip ilk on ülkenin yarısı Avrupa ülkelerinden oluşuyor.

IRENA'nın Politika Birimi Başkanı ve Başkan Yardımcısı Vekili Dr. Rabia Ferroukhi, “Enerji dönüşümü, ekonomik büyümeyi ve ülkelerin ekonomik kalkınmasını ve sürdürülebilir iş kaynağı sağlanmasını destekleyici politikalar uyguladıkça sosyal refahın artacaktır” dedi.

Ferroukhi, “Politika yapıcılara yenilenebilir enerji istihdamı ve beceri gereksinimlerinin bileşimi hakkında ileri düzeyde ayrıntı sağlayarak, ülkelerin eğitim ve öğretimden sanayi politikalarına ve işgücü piyasası düzenlemelerine kadar birçok önemli ulusal hedef hakkında bilinçli kararlar verebilirler. Bu tür düşünceler yenilenebilir enerjiye dayalı bir enerji sistemine adil bir geçişi destekleyecektir” dedi.

Kaynak: IRENA

Kanada Enerji Sistemi Önemli Miktarda Verimlilik Potansiyeli Barındırıyor

Enerji verimliliği, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre Kanada'daki uzun vadeli enerji talebini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip.

Doğal Kaynaklar Kanada ve diğer Kanadalı paydaşlarla işbirliği içinde geliştirilen “2050'ye kadar Kanada'da Enerji Verimliliği Potansiyeli” isimli rapor; mevcut politikaların ekonomik ve teknik olarak uygun enerji verimliliği yatırımlarıyla birleştirildiğinde, 2050’ye kadar yıllık ortalama %1,9'luk nihai enerji tasarrufu sağlayabileceğini gösteriyor.

Çalışmada ayrıca Kanada'daki enerji verimliliği iyileştirmelerinin enerji talebi, enerji ticareti, yatırım, enerji faturaları ve emisyonlar üzerindeki etkileri de değerlendiriliyor. Enerji verimliliği önlemlerinin, yükselen ekonomik aktiviteye rağmen, hem birincil hem de nihai enerji talebinde 2050 yılına kadar sabit bir düşüş sağlayacağı sonucuna varılıyor. Potansiyel tasarruflar, enerji talebini 2050 yılına kadar 100 Mtoe kadar azaltacaktır – bu da 2016 yılında Kanada'daki toplam birincil enerji talebinin üçte birinden fazladır.

En büyük enerji tasarrufu binalarda %28, ardından %25 ile ulaşım ile petrol, gaz çıkarımında %21 ve sanayide %12 olarak gerçekleşecektir. Enerji sektörünün ek enerji verimliliği iyileştirme potansiyeli nispeten daha sınırlıdır.

Binalarda, alan ısıtma enerji tasarrufunun en büyük kaynağı olacaktır. Enerji verimli alan ısıtması için birincil katalizörler, yeni binalar için “net-sıfır enerji hazır” bina kodları ve mevcut binalar için daha sıkı kodlardır.

Karayolu taşımacılığı sektörü için, yeni otomobil tasarımlarının ve yakıt verimliliğinin artırılmasına yönelik tedbirlerin daha hızlı yayılımı, filonun daha fazla elektrifikasyonu ile birlikte, 2050 yılında binek araçların yakıt tüketimini bugün olduğu değerin üçte birine düşürecektir. Ağır hizmet tipi kamyonların yakıt tüketimi ise yarıya indirilecektir.

Sanayide, artan ekonomik etkinlikten kaynaklanan enerji talebi büyümesi, enerji yoğun ve enerji yoğun olmayan sektörler arasında neredeyse eşit bir şekilde ayrılan ek enerji talebi tasarruflarıyla artan enerji verimliliği ile dengelenecektir.

Gelişmiş enerji verimliliği, daha fazla yerli üretime rağmen, petrol ve gaz çıkarımındaki enerji talebindeki büyümeyi etkili bir şekilde azaltmaktadır. 2050’ye kadar sadece petrol ve gaz çıkarma faaliyetlerinden tasarruf edilen enerji, tüm Kanada konut sektörünün mevcut alan ısıtma gereksinimlerine denk düşecektir.

Genel olarak, enerji verimliliğine harcanan her 1 milyar ABD Doları, 2.3 Mtoe'den fazla enerji tasarrufu sağlayacak ve bu da daha düşük CO₂ emisyonları, artan ticaret değeri, azalan hane halkı enerji harcamaları ve enerjiye daha fazla erişim sağlayacaktır. Örneğin CO₂ emisyonları 2050 yılında bugünkü 540 Mt CO₂ değerinden 380'e düşecektir.

Kaynak: IEA

Hindistan’ın Bihar Eyaletine 200.000 Akıllı Elektrik Sayacı Kuruluyor

Bihar’a kurulacak olan bu elektrik sayaçları, tüketicilerin rahatlığını artırmak ve güç hırsızlığını azaltmak için kullanılacak.

Güney Bihar Elektrik Dağıtım Şirketi Genel Müdürü R. Lakshmanan: “Eyaletin enerji bakanlığı, Enerji Verimliliği Hizmetleri Limited Şirketi ile birlikte eyalet için 200.000 adet akıllı ön ödemeli sayaç alımı için ihale sürecini başlattı. Kurulum çalışmaları Eylül ayında başlayacak. İlk aşamada, eyaletin tüm kentsel bölgelerine yaklaşık 200.000 sayaç kurulacak ”dedi.

Ve şunları ekledi: “Masraflar hem eyalet hem de Merkezi hükümet tarafından karşılanacaktır. İlk aşamada kurulum çalışmalarının tamamlanması hedefi 2020 Şubat'tır. Hükümet kurumlarına ve konutlara yaklaşık 6.000 adet akıllı ön ödemeli elektrik sayacı kurulmuş durumdadır. Ayrıca, pilot proje kapsamında Gaya ve Hajipur'da yaklaşık 10.000 adet akıllı elektrik sayacı kurulmuştur. Ancak, Gaya ve Hajipur’da kurulu akıllı sayaçlar teknoloji açısından eski versiyonlardır.”

Projenin maliyeti yaklaşık 117 milyon $ olacak

Sayaçların işlevleriyle ilgili olarak Lakshmanan şöyle konuştu: “Ön ödemeli sayaçlar Rs 50 ($ 0.70) kadar küçük bir miktarla önceden şarj edilebilir. Tüketici, sayaçlarını herhangi bir zamanda cep telefonlarıyla şarj edebilir. Ancak, akıllı sayaçlarını online yöntemle şarj etmek istemeyenler için, enerji bakanlığının ofislerinde şarj kontuarları bulundurulacaktır.”

Lakshmanan sözlerine şunları ekledi: “Bir akıllı sayaç, 1 saat veya daha kısa aralıklarla elektrik enerjisinin tüketimini kaydeder ve bu verileri enerji şirketine iletiyor. Bu, enerji şirketlerinin mevsime ve günün saatine göre fiyat farklılaşması sağlamasına olanak tanıyor. Bu da, tüketicileri enerji tüketim modellerini değiştirmeye teşvik ediyor.”

Kaynak: Metering

MAKALE

Avrupa’da Elektrikli Araçlar

Avrupa Çevre Ajansı tarafından hazırlanan bu rapor, hibrid teknolojiler de dahil olmak üzere, Avrupa'daki elektrikli kara taşıtları hakkındaki en yeni bilgilerin teknik olmayan bir özetini sunmaktadır. Elektrikli yolcu araçlarına odaklanarak, piyasada şu anda mevcut olan farklı türleri, her bir tipin nasıl çalıştığını ve bunların avantaj ve dezavantajlarını açıklamaktadır. Raporda ayrıca, Avrupa'daki kaç ülkenin halihazırda elektrikli yolcu taşıtlarının alımını teşvik etmek için teşvikler kullandığı ve bunların daha geniş kullanımlarını kısıtlayan ana engelleri belirlediği incelemektedir. Avrupa'da elektrikli otomobil ve minibüs satışları hakkındaki en son bilgiler verilmektedir.

Rapor, bisikletler, kamyonetler, ağır vasıtalar ve otobüsler gibi diğer elektrikli kara taşıtlarının kısa bir açıklamasını içerirken, elektrikli demiryolu lokomotifleri ve gemiler gibi diğer elektrikli ulaşım türleri rapora dahil edilememektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi

  • Petrol fiyatları yükseliyor olsa da 2020 tarihli kağıt petrolün yükselişi yakın vadeliden daha yüksek. 5 yıl ileri gelecek vadeli Brent %11 değer kazanırken hemen teslimler %6.8 kazandı.
  • Elektrik üretim varlıklarının değeri için gaz fiyatları çok önemli. Timera’ya göre düşük fiyat riski daha yüksek. Kömür fiyatları düştükçe tüketilen gaz miktarı düşebilir. Karbon ve kömür fiyatlarına göre 20-30 bcm daha kömürden gaza geçiş-gaz talep artışı olabilir.
  • Demir cevheri piyasasında yüksek tenörlü cevher ve düşük tenörlü cevher piyasası ayrıştı. Son 5 yılda yüksek tenör %9 daha yüksek fiyatlıyken, 2017’de %23 daha yüksek fiyatlanıyor. Düşük tenör de %17 daha düşük. Sebep büyük fırınlar ve Çin’deki üretim düzenlemesi.
  • Romanya’da 1990’dan 2017’ye rafineri kapasitesi 32 milyon ton/yıl’dan 13.7 milyonton/yıl’a düşmüş. Petrokimya kapasitesinin de %12.87’si işletmede.
  • İngiltere’de elektrik ve hibrit arabalar tüm araç stoğunun %1.4’ü. Yeni satışların %4.7si. Geçen sene toplam araba satışı 2.54 milyon araçtı. 2040 elektrikli araba hedefini az görenler var.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/2018/05/21/