SEKTÖRDEN HABERLER
Serhat Çeçen: “Şebeke Sorunu Yaşamamak İçin Arz Kaynaklı Büyüme Yolu Seçilmeli”

Elektrikli araçlar çok uzun zamandır gündemde ve önümüzdeki yıllarda sadece gündemde olmayıp yollarda da hızla yayılacağı konusunda birçok öngörü mevcut. 2016 rakamlarına göre dünyada elektrikli araç sayısı 2 milyonun üzerinde. Bunun ülkelere dağılımına baktığımızda ise Çin’in yaklaşık 800 bin araç (%40) ile ilk sırada yer aldığını görüyoruz. Çin’i Amerika Birleşik Devletleri ve İskandinav ülkeleri takip ediyor. Çin'de sadece 2015 yılında 200 bin elektrikli araç satıldı. Aynı yıl ABD'de ise 110 bin elektrikli araç satışı gerçekleştirildi. Türkiye'de ise şimdiye kadar satılan toplam elektrikli araç sayısı yaklaşık 1000 civarında. Çin’deki hızlı büyümede yerli üretim ve teşvikler belirleyici oluyor.

Mutlak rakamlar tek başına fazla bir bilgi vermediğinden, elektrikli araçların toplam araç sayısı içindeki oranları ve yıllara göre artış hızına da bakmak gerekiyor. Elektrikli araç sayılarının ülkedeki toplam araç sayılarına oranına bakıldığında ise kullanım yaygınlığı %29 olan Norveç, elektrikli araç penetrasyonunda en başarılı ülke durumunda. Norveç’i %6,4 ile Hollanda, %3,4 ile İsveç takip ediyor.

Biliyorsunuz bizde de Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla geçtiğimiz yıl kasım ayında yerli otomobil üretimi için düğmeye basıldı. Bu proje kapsamında üretilecek otomobillerin elektrikli ya da hibrid olması kuvvetle muhtemel. Pazara uygun fiyatlama ve elektrikli araç teşvik mekanizmaları ile kısa dönemde araç sayılarında hızlı bir artışla karşılaşabiliriz.

TÜİK’in Nisan ayı başında açıkladığı sonuçlara göre Şubat ayı sonu itibariyle trafiğe kayıtlı 12 milyon 141 bin 248 adet otomobilin %38,2'si LPG, %35,6’sı dizel, %25,8’i benzinli. Araştırmada ‘yakıt türü bilinmeyen otomobiller’ olarak yer verilen otomobiller ise ruhsat işlemlerinde yakıt türü boş bırakılan, sehven hatalı veri girişi yapılan otomobilleri ve elektrikli otomobilleri kapsıyor ve yalnızca %0,3’lük bir payı oluşturuyor. Bu durum, ülkemizdeki elektrikli araçların çok az olduğunu ifade etmekle birlikte bu alanda özellikle de yerli üretimimiz söz konusu olduğunda büyük bir fırsatı olduğunu da gösteriyor.

Gelişmenin önünde üç engel var

Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ise tüm faydalarına ve öngörülere karşın, elektrikli araçların hayatımıza beklediğimiz kadar hızlı girmediğini görüyoruz. Bu duruma üç temel etkenin neden olduğunu söyleyebiliriz. Birincisi, hızlı ve kolay şarj edilebilirlik. İkincisi bir tam şarj ile gidilebilecek azami mesafe. Üçüncüsü ise elektrik araç satış fiyatları.

Tam şarj ile alınabilecek azami mesafe ise hem depolama teknolojilerini hem de malzeme teknolojilerini ilgilendiren bir konu, ki burada da son beş yılda oldukça hızlı bir gelişim yaşandı. Kısa bir süre önceye kadar elektrikli bir araçla tek şarj ile gidilebilecek ortalama mesafe 150 km iken, geliştirilmiş batarya teknolojileri ile bu mesafenin neredeyse dört katına çıkabildiğini görüyoruz. Halen dünyada üretilmiş en uzun menzile sahip elektrikli araç 540 kilometre menzil ile Tesla’nın S100D modeli.

Araçların satış fiyatı konusu ise maliyetten ziyade ülkelerin elektrikli araçları ne kadar yaygınlaştırmak istediğiyle ilgili bir husus. Bu da araçlar üzerindeki doğrudan vergi ve bazı hallerde ise ek teşvik konularını gündeme getirmektedir. Ayrıca çevresel etkileri dikkate alındığında elektrikli araçların sunduğu ekonomik fayda, hızla yaygınlaştırmasını teşvik edecek politikaları rasyonel kılıyor.

Şebeke planlaması ve yönetimi zorlaşabilir

Elektrikli araçlardaki büyüme beklentilerine ve bunun şebeke etkisine iki yönden yaklaşabiliriz. Birincisi elektrikli araç satışlarındaki artışa bağlı olarak şarj istasyon sayısının artması, yani talep kaynaklı büyüme. Şarj istasyonlarına yönelik mevcut düzenleme talep kaynaklı büyümeyi öngörüyor. Dileyen girişimciler talep oluştukça şarj istasyonu yatırımlarını yapacak. Bu durum, dağıtım şirketleri açısından şebeke planlamasını ve yönetmesini nispeten zorlaştırıyor. Büyük şehirlerde özellikle talebin yoğun olacağı bölgelerde şarj istasyonu sayısının çok hızlı ve ani olarak artması, şebeke açısından risklerin de artması anlamına gelecek. Eğer yeni şarj istasyonu taleplerini aynı hızda karşılamazsanız bu kez hem girişimciler hem de araç sahipleri ile karşı karşıya geleceksiniz.

İkincisi ise şebeke yönetimi açısından daha planlı bir yöntem. Şebeke ihtiyaçlarını ve kısıtlarını da dikkate alarak şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması; ki bu durum yeterli düzeyde şarj imkanı gören bireylerin elektrikli araçlara yönelmesini sağlayacaktır. Buna da arz kaynaklı büyüme diyebiliriz. Biz elektrik dağıtım sektörü olarak, şebekedeki etkileri ve kesinti ihtimalini en aza indireceğinden dolayı arz kaynaklı büyümenin daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Elektrikli araç şarjından kaynaklanacak ilave şebeke yükünün yönetilebilir olması için, şarj istasyonu kurulumlarının elektrik dağıtım şirketlerinin kontrolü altında yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Kaynak: Enerji Panorama

Enerjisa Enerji, Eşarj ile Türkiye’yi Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarıyla Kaplayacak

Enerjisa Enerji, şarj istasyonları satışı ve şarj istasyonu ağı kurulumu alanında faaliyet gösteren ve bu alanda Türkiye’de pazar lideri konumunda bulunan Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri A.Ş. hisselerinin büyük çoğunluğunu satın aldı.

Otomotiv endüstrisinde devrim yaratan elektrikli otomobil satışları dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla artıyor. Elektrikli araçların gelişimine paralel olarak şarj istasyonlarına olan ihtiyaç da artıyor. Artan “şarj” ihtiyacını gören Türkiye’nin lider Enerji şirketi olan Enerjisa Enerji, Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri A.Ş.’nin (Eşarj) hisselerinin büyük çoğunluğunu satın alarak şirketin hakim hissedarı oldu. Bu satın almayla Enerjisa Enerji, elektrik sektöründe dağıtım ve satıştaki liderliğinin yanı sıra bu alanda da yenilikçi ve öncü rol üstlenerek endüstrinin dönüşümünde aktif rol oynamayı hedefliyor.

Türkiye’de 2008 yılında faaliyete geçen Eşarj, şarj istasyonları satışı ve şarj istasyonu ağı kurulumu alanında faaliyet gösteriyor. Eşarj’ın bugün itibariyle Türkiye’de 80 şarj istasyonu ve 1.000 müşterisi bulunuyor. Büyük bir hızla gelişen elektrikli araçlar sektörüne yönelik ulusal istasyon ağı ve işletim sistemlerinde lider konuma sahip olan Eşarj, şarj ünitelerinden oluşan ulusal istasyon ağı ve hizmet modelini güçlendirerek Türkiye’nin her noktasında şarj çözümleri sunmayı hedefliyor.

“Satın alma elektrik enerjisi sektörüne 360 derece bakış açımızın göstergesi”

Eşarj’ın hisselerinin satın alınmasıyla ilgili açıklama yapan Enerjisa Enerji CEO’su Kıvanç Zaimler, bu satın almanın Enerjisa Enerji’nin elektrik enerjisi sektörüne 360 derece bakış açısının çok önemli somut bir göstergesi olduğunu söyledi. Eşarj’ın yeni gelişen bir alanda müşterilerine sunduğu inovatif iş modeli ile Enerjisa’nın enerji sektöründeki bilgi, deneyim ve gücünü birleştirdiklerine dikkat çeken Zaimler, “Çevre dostu elektrikli araçların yaygınlaşması Türkiye açısından çok önemli. Elektrikli araçların yaygınlaşması ve bu sektörün gelişimi için de ülke genelinde yaygın şarj istasyonu ağına büyük ihtiyaç var. Enerjisa olarak büyüme politikalarımızı her zaman sürdürülebilir ve çevre dostu ürün ve hizmetlerle güçlendirmeyi hedefledik. Bununla birlikte elektrik endüstrisinin her alanında müşterilerimize hizmet sunmak ve onlara böyle yenilikçi çözümler üretmeyi de hedeflerimiz arasına ekledik. Eşarj’ın satın alınması da enerji sektörüne bakışımızın somut bir göstergesidir. Eşarj’ın inovatif iş modeli ile Enerjisa’nın bilgi ve deneyimini birleştirerek Türkiye’nin çevik ve yenilikçi enerji şirketi olarak insanımızın hayatına dokunan çözümler üreterek yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Cigre Çalışma Komiteleri ve Cigre Türkiye Ulusal Komite Faaliyetleri

CIGRE tarafsız, objektif ve kar amacı gütmeyen yapısı ile güç sistemleri konusunda uzmanları aynı masada toplayabilme yeteneğine sahip en eski, teknik sivil toplum kuruluşudur. CIGRE, teknik komiteleri ve çalışma grupları vasıtasıyla dünya genelindeki uzmanları bir araya getirerek, bilgi ve tecrübe paylaşımı gerçekleştirebilme, akademisyen-üretici-işletmeci işbirliği içinde sahada karşılaşılan sorunlara etkin çözümler oluşturulabilmektedir. CIGRE üyeleri, on yılların saha deneyimi ve akademik çalışmaları ile oluşturulan rapor, kitap, makale vb. teknik dokümanlardan oluşan zengin e-cigre kütüphanesine ücretsiz olarak erişim imkânına sahip olabilmektedir.

CIGRE, teknik faaliyetlerini Çalışma Komiteleri (Study Committees-SC) ve bunların bir araya gelmesiyle oluşan Teknik Konsey (Technical Council-TC) vasıtasıyla sürdürmektedir.

Ülkemizin 4 Çalışma Komitesinde (A2: Trafolar, A3: Yüksek Gerilim Teçhizatları, C4: Sistem Teknik Performansı ve D1: Malzemeler ve Yeni Test Teknikleri) asil ve gözlemci üyeliği bulunmaktadır. Bu komitelere ilave olarak B5 Koruma ve Otomasyon, B2 İletim Hatları, C6 Dağıtım Sistemleri ve Dağıtık Üretim Komitelerine 2018-2020 dönemi içi aday üye bildirimleri Ulusal komite tarafından yapılmıştır. 16 Çalışma Komitesinin isimleri ve kapsamları şu şekildedir.

CIGRE Türkiye Ulusal Komite Faaliyetleri:

2014 yılında kurulan CIGRE Türkiye Ulusal Komitesi, gün geçtikçe büyümekte ve daha etkin bir organizasyona dönüşmektedir. 2015 ve 2016 yıllarında geniş katılımlı uluslararası ve ulusal konferanslar gerçekleştirilmiş, Mayıs 2017’de Fırat Üniversitesinde, Mart 2018’de Kocaeli Üniversitesinde “CIGRE Üniversiteler ile Buluşuyor” etkinlikleri düzenleyerek, farklı üniversitelerden birçok akademisyenin CIGRE faaliyetlerine katılımı sağlanmıştır.

Bu yıl ikincisi gerçekleştirilmesi planlanan “Güç Sistemleri Konferansı (GSK)” 15-16 Kasım 2018 tarihinde Ankara’da düzenlenecektir.

CIGRE merkezi yapılanmasını model alan Türkiye Ulusal Komitesi, ülkemiz elektrik sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda 4 Çalışma Komitesinin (Ayna Komiteler) kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Bunlar: A2-Transformatörler, B2-İletim Hatları, B5-Koruma ve Otomasyon, C6-Dağıtım Sistemleri ve Dağıtık Üretim’dir. 2018 yılı içerisinde A3 Yüksek Gerilim Teçhizatı, C2 Sistem İşletimi ve Kontrolü,C4 Sistem Teknik Performansı, C5 Elektrik Piyasaları ve Yasal Düzenlemeler, D1 Malzemeler ve Yeni Test Teknikleri ayna komitelerinin kurulması planlanmaktadır.

Ayna Komitelerin temel çalışma alanları ve komite dahilinde faaliyet gösteren çalışma grupları aşağıda sıralanmıştır:

A2 TRANSFORMATÖRLER

Öncelikli Çalışma Alanları:
1. Transformatör arızalarının incelenmesi ve konuya ilişkin mevcut çalışmaların derlenmesi
2 Trafo yangınların önlenmesi ve söndürülmesi konusundaki sistemlerinin tespiti
3 Phase Shifting transformatörlerin ülkemizdeki gereksiniminin ve şartname ilkelerinin belirlenmesi

B2 İLETİM HATLARI

Öncelikli Çalışma Alanları:
1. Yük Şartnamesinin ve Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin ilgili bölümlerinin değerlendirilmesi,
2. Direk Test Merkezi konusundaki çalışmalara önerilerde bulunulması,
3. İletim hatlarıyla ilgili yeni teçhizat (iletken, direk…) ve teknolojilerin (tasarım ve işletme) ülkemiz koşullarına uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi,

Çalışma Grupları

B2.1 Hat Tasarımında uygulanan temel yapısal faktörlerin diğer ülke sistemlerinde kullanılan kriterlerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi.
B2.2 İnovatif direk temel yapılarının değerlendirilmesi
B2.3 Yeni nesil iletkenlerin ülkemizde pilot uygulama alanlarının belirlenmesi

B5 KORUMA VE OTOMASYON

Öncelikli Çalışma Alanları:
1. İletim şebekesi koruma performans analizi ve değerlendirme uygulamaları,
2. İletişim ve sekonder ekipman şartnamelerinin değerlendirilmesi,
3. Geniş alan izleme uygulamaları

C6 DAĞITIM SİSTEMLERİ VE DAĞITIK ÜRETİM

Öncelikli Çalışma Alanları:
1. Dağıtık üretimin bağlantı ve işletmedeki teknik kriterlerinin değerlendirilmesi ve gerekli mevzuat önerilerinin yapılması
a. Diğer ülkelerde uygulanan mevzuatın gözden geçirilmesi,
b. Reaktif limitlerin ve frekans kriterinin değerlendirilmesi
2. Depolama sistemlerinin gerekli teknik değerlendirmelerinin yapılması
3. Elektrikli araçların dağıtım sistemine etkileri

Çalışma Grupları
ÇG C6.01 Dağıtık üretimin bağlantı ve işletmedeki teknik kriterlerinin değerlendirilmesi ve gerekli mevzuat önerilerinin yapılması
ÇG C6.02 Dağıtım Sistemlerinde Depolama Sistemlerinin Kullanımı
ÇG C6.03 Elektrikli araçların dağıtım sistemine etkileri

UEDAŞ Kütüphanesi Oyunlarla Açıldı

UEDAŞ, Termik Santral İlkokulu için oluşturduğu kütüphaneyi eğlenceli aktivitelerle açtı. Şenlik havasında geçen açılışta çocukların yüzleri boyandı, kurulan oyun parkurlarında gönüllerince eğlendi.

Enerji sektörünün öncü şirketlerinden Limak Holding bünyesinde faaliyet gösteren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş (UEDAŞ), 2014 yılından bu yana sürdürdüğü “Bi Kitap, Daha Aydınlık Bi Hayat” sosyal sorumluluk projesiyle okumaya hevesli çocukların hayatlarına dokunuyor.

Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nden de gönüllü öğrencilerin destek verdiği proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen Bursa’nın Orhaneli ilçesindeki Orhaneli Termik Santrali İlkokuluna toplamda 2 bin kitabın yer aldığı kütüphane kuruldu. 140 öğrencinin eğitim gördüğü okulda, UEDAŞ gönüllü üniversite öğrencilerinden oluşan proje ekibiyle boya, badana gibi işlemleri de gerçekleştirerek, okulun fiziki imkânlarının gelişimine de katkı sundu. Üniversite öğrencileri çocukların yüzlerini sevdikleri çizgi karakterlere boyadı. Patlamış mısır ve pamuk şekeri ikram edilen minik öğrenciler,  gönüllerince hoş vakit geçirdi. Eğlenceli oyun aktivitelerinin ardından, UEDAŞ yöneticileri oluşturulan kütüphaneyi ziyaret ederek incelemelerde bulundu.

14 Köy Okulu Kütüphaneye Kavuştu

UEDAŞ’ın 2014 yılında başlayan 'Bi Kitap Daha Aydınlık Bi Hayat' projesi kapsamında, bugüne kadar 14 köy okulu kütüphaneye kavuşurken, toplamda 30 binin üzerinde kitap çeşitli okullardaki kütüphanelerde öğrencilerin eğitimlerine katkı sağlaması için raflardaki yerini aldı. Başta eğitim olmak üzere, kültür, sanat ve spor alanında önemli sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiren UEDAŞ, sosyal sorumluluk projelerinde üniversite işbirliklerine önümüzdeki dönemde de devam etmeyi planlıyor.

Şirketlerimizin 2017 Değerlendirmesi Ve 2018 Öngörüleri

YEŞİLIRMAK Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Akın Şahin

2017 yılsonu itibarı ile özelleştirme sonrasında şebeke güçlendirme ve teknoloji sistemleri için toplam 1.16 Milyar TL yatırım gerçekleştirdik. Şebekemizde toplam kapasite büyümemiz %35’e ulaştı. 2011-2017 döneminde toplam 4.583 MVA mevcut trafo kapasitesi ile 20.847 adet trafo ve 82.486,16 km hat yatırımı gerçekleştirdik.

Şirketimizin yönetim anlayışının odağında insan, sürekli yerini korur. Dolayısı ile 2017 yılı bizim için müşterilerimizin ve çalışanlarımızın hayatını kolaylaştıracak, onların hayatına olumlu katkı sağlayacak her türlü teknolojiyi daha etkin kullandığımız bir yıl oldu. Bu amaçla çalışanların eğitimine büyük önem verdik. Bunun yanında, dijitalleşme yolunda önemli adımlar attık. Uluslararası standartlarda teknoloji uygulamalarını sistemimize kazandırmakla birlikte dünyada ve Türkiye’de bir ilk olan AGİS’i (Alçak Gerilim Şebeke İzleme Sistemi) ürettik ve devreye aldık.

Saha arıza ekipleri arasından şebekeyi tanıyan, liderlik ve yönetim yeteneği gelişmiş olan 50 çalışan ile Şebeke Yönetim Merkezleri oluşturduk. Bu merkezlerde; 7/24 şebekemizi izliyoruz. Aynı zamanda, (SCADA, AGİS, SAP/PM, GIS ve Smart Feeder gibi)  sistemlerden gelen veriler, değerlendirilerek planlama ve aksiyon almak için en yakın ekibin yönlendirmesi yapılıyor. Bu sayede arıza ve kesintilere müdahale süresinin kısaltılmasını sağlıyoruz.

Geçen yıl başlamış olduğumuz AGİS Projesinin devamı olarak 2018’de Mobil İş Gücü Yönetim Projesini oluşturduk. Bu kapsamda saha çalışanlarımız tabletler ile hizmet vermeye başladı.

Tüm stratejimizi, operasyonel ve yatırım sorumluluklarımızı, hizmetlerimizi ileriye taşımak üzerine geliştiriyoruz. Elektrik dağıtımı ile ilgili yasal sorumluluklarımızı da gözeterek gerekli teknik ve idari katkıyı veriyoruz. Enerji sektöründe hızlı ve kararlı bir şekilde tüm bu değişimler yaşanırken bu değişime uygun yasal, mevzuatsal ve teknolojik ihtiyaç analizlerinin yüksek bir çözünürlükte yapılması; kısa bir süre sonra tedarikçilerin de dahil olacağı yeni sektör modelinde paydaş sorumluluklarının net olarak tanımlandığı, mevzuatların oluşturulması önem taşıyor.

Bunlara ilave olarak, 2018 yılında çevre üzerine biraz daha fazla durmak istiyoruz. Çevre konusundaki hassasiyetimiz sonucu sıfır atık projesine yoğunlaşıyoruz. İnsanımızın bugününü aydınlatmaya çalışırken, gelecek nesillere de güzel ve aydınlık bir çevre bırakmak istiyoruz.

VANGÖLÜ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Koordinatörü Osman Akyol

Şirketimizin özelleşmesinin üzerinden dört yılı aşkın bir süre geçti. Her yıl bir önceki döneme kıyasla her alanda ilerleme kaydettiğimizi ve sürdürülebilir bir başarı ivmesi yakaladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca, özelleştirme sonrası tüm Dağıtım Şirketleri tarafından Bilişim çağının gereği olan yatırımlar ağırlıklı olmak üzere yatırım bütçeleri en az 2 katına çıkarılmış durumdadır. Arıza süre ve sayılarının azaltılması için ekip sayılarının arttırılmış olması ve çağrı merkezlerinde nicelik ve nitelik açısından hizmet kalitesinin arttırılması sağlanarak Müşteri Memnuniyeti odaklı bir çalışma yılı olmuştur.

2017 yılı Şirketimiz için de bahsedilen çalışmaların yanı sıra Özelleştirmeden bu yana en önemli problemimiz olan Kayıp Kaçak ile mücadelede ciddi oranda başarı sağladığımız bir yıl olmuştur. Özelleştirme ile %70’lerde devraldığımız Kayıp Kaçak oranı, Ar-Ge projemizin bölge geneline yayılması, kaçak ekiplerimizin çalışmaları ve bunların yanı sıra gerçekleştirmiş olduğumuz yatırımlarla 2017 yılsonu itibari ile %53,3 olarak gerçekleşmiştir. Kaçakla mücadelemizdeki bu başarı, bölgemizde arıza sayılarının ve sürelerinin azalmasını, enerji kalitesinin artmasını ve nihayetinde Müşteri Memnuniyetine olumlu şekilde yansımıştır.

2016-2020 tarife dönemini, Şirketimiz için bir geçiş dönemi olarak değerlendirmekteyiz. Şirketimizi 2021 ve sonrası tarife dönemlerine hazırlamayı amaçlamakla birlikte, 2018 ve sonraki tüm yıllar için en büyük hedefimiz; Kayıp Kaçak oranlarını minimum seviyelere çekerek kaçak sorununu ülkemiz ve bölgemiz gündeminden çıkartmak ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlamaktır. Dağıtım bölgemizin kaliteli enerji düzeyini arttırarak müşteri memnuniyetini maksimum düzeye çıkarmak ve bölgede diğer sektör yatırımlarının da artmasına vesile olarak bölgemiz için uygulanan teşviklerle birlikte bölgemizi ülkemizin cazibe merkezi haline getirilmesi için katkıda bulunmaktır.

DÜNYADAN HABERLER
Elektrikli araç piyasası hızlı şarj istasyonlarına hazır mı?

Alman otomobil üreticisi Audi, yenilikçi temiz enerji projelerine yabancı değil.

Bu yılın ocak ayında şirket, sabit depolama pilleri olan fotovoltaik (PV) sistemleri içeren ve bunları bir elektrik santrali ile şebekeye denge sağlamak için birbirine bağlayan Audi Smart Energy Network pilot projesinin lansmanını duyurdu.

Mart ayında, şu anda dünya çapında sıra dışı koşullarda test aşamasında olan ilk tam elektrikle çalışan SUV modeli için prototipini açıkladı. Prototipin üretim versiyonu, hızlı şarj istasyonlarında 150 kW'a kadar şarj kapasitesiyle şarj edebiliyor. Bu da günlük kullanım ve uzun yolculuklar için uygun.

Araba, 30 dakikalık bir şarjın ardından uzun mesafeli bir yolculuğa hazır olabiliyor ve Audi elektrikli aracın (EV) üretim versiyonu, 2018 yılı sonuna kadar Avrupa pazarında piyasaya sürülecek. Şirket, bu ivmeyi devam ettirerek önümüzdeki yıllarda daha fazla araç modeli çıkarmayı planlıyor. Audi AG Yönetim Kurulu Başkanı Rupert Stadler: “2020'de ürün yelpazemizde üç adet tamamen elektrikli aracımız olacak. 2025 yılına kadar 20'den fazla elektrikli otomobil ve plug-in hibrit piyasaya sürülerek tüm segmentlere ve konseptlere yayılacak” dedi.

Elektrikli Araç (EV) şarj altyapısı

Audi'nin EV modelindeki fark, daha yüksek bir şarj kapasitesine sahip olması ve tasarımla hızlı şarj edilebilmesidir. Bu, yakın gelecekte EV pazarının evriminin hızını potansiyel olarak belirleyebilir, çünkü müşteriler sadece daha yaygın bir şarj altyapısı talep etmekle kalmaz, aynı zamanda yaşam tarzlarının gerektirdiği kadar hızlı bir şekilde şarj etme olanağını da talep edebilir.

EV şarj altyapısı ağı dünya çapında hızla gelişiyor ve şimdi şarj sağlayıcıları hızla şarj istasyonlarına yatırım yapıyor. Birçok hızlı şarj istasyonu daha önce açıldı - örneğin, BMW, Mercedes, Ford ve Volkswagen üreticileri, Kasım 2017'de piyasaya sürülen, IONITY adı verilen ultra hızlı bir EV şarj ağı oluşturdu.

Daha sonra, bu sene Mart ayında IONITY, Almanya'daki ilk hızlı şarj istasyonunu devreye aldı, bunu da nisan ayı sonlarına doğru İsviçre'de açtığı hızlı şarj istasyonu izledi. Ancak, IONITY'nin planları, 2020 yılına kadar Avrupa genelinde 350 kW'a kadar kapasiteye sahip 400 istasyonla çok daha iddialı. Şirket, sadece bu yıl 100 istasyona ulaşmayı planlıyor. 350 kW'lık şarj kapasitesi, Audi'nin EV modelinin yanı sıra piyasadaki ortalama EV modeli için de fazlasıyla yeterli olacaktır. IONITY hızlı şarj istasyonları, normal sistemlere kıyasla ortalama 50 kW'lık kapasiteye sahip bir EV'yi oldukça azaltılmış bir sürede şarj edebiliyor.

Diğer bir örnek de, Ultra-E, Avusturyalı hidroelektrik üreticisi VERBUND gibi araç üreticileri ve enerji şirketleri de dahil olmak üzere birçok şirket arasında ortaklaşa hazırlanan bir proje. Avrupa çapında 350 kW kapasiteye kadar düzinelerce hızlı şarj istasyonu sunmak için yolda.

Amerikan pazarı da altyapısına hızlı şarj istasyonları ekledi. Bu ayın başlarında, Volkswagen’in iştiraki olan Electrify America, ABD genelinde planlanan hızlı şarj istasyonlarının birincisini devreye aldı. Massachusetts eyaletinde bulunan istasyon, 150 kW ile 350 kW arasında kapasitelerde şarj noktaları içeriyor. Electrify America, aynı zamanda 2.800 ev ve işyerine de hızlı şarj sunulmasını planlıyor.

Buna ek olarak, petrol şirketleri, Avrupa'da hızlı EV şarj cihazlarının kurulumuna yatırım yapıyorlar. Petrol ve gaz şirketi Shell, 10 Avrupa ülkesinde ön istasyonlarında şarj istasyonlarını kurmak için IONITY ile ortaklık kuruyor.

Şebeke Entegrasyonu

Bu tür tahminler, dünya çapında EV’lerin benimsenmesindeki gelişme ve artan şarj etme hızının; elektrik talebi için şebekeye baskı yapmaya devam edeceğine işaret ediyor gibi görünüyor.

Bununla birlikte, pazarda e-mobilite sağlamak ve şebeke kısıtlamalarını yönetmek için halihazırda yenilikçi teknolojiler bulunuyor. En uygun seçeneklerden biri, akıllı EV şarj çözümlerine yatırım yapmak; bu sayede şarj altyapısı operatörü veya dağıtım şirketi, taşıttaki şarj sürelerini ve modellerini kontrol edebiliyor.

Araçtan her şeye (V2X) çift yönlü şarjı sağlamak, özellikle evler ve işyerleri için de uygun bir çözümdür - park halindeki bir EV, şebekeye enerji sağlamak için geçici bir depolama istasyonu olarak hizmet verebilir. Aslında, hızlı şarj, EV sahibinin ve enerji şirketi için araçlarını daha hızlı ve daha güvenilir bir şekilde yolculuğa hazır hale getireceğinden, bu çözümü daha cazip hale getirebilir.

Daha yüksek kapasiteye sahip öngörülen şarj altyapısı, şu anda pazardaki çoğu EV'nin şarj kapasitelerinden önce geliyor. Bununla birlikte, bu tür pazar trendlerini tahmin edebilmek ve iş modellerine entegre edebilmek için çok sayıda çözüm aracı vardır.

Kaynak: Engerati

AB Doğalgaz Bağlantılarına Yatırım Yapıyor

24-25 Mayıs'ta Kopenhag'da gerçekleşen Enerji Altyapı Forumu'nun oturum aralarında, İklim Eylem ve Enerji Komisyon Üyesi Miguel Arias Cañete, iki büyük altyapı projesi için iki anlaşmanın imzalanmasına tanıklık etti. Bu anlaşmalar, Danimarka ile Polonya arasında Gaz Ara Bağlayıcısı için yapılan çalışmalara yönelik hibe anlaşması ve Polonya (Baltık Boru) ile Litvanya (GIPL) arasındaki Gaz Ara Bağlantısı için bağlantı anlaşması (Nihai Yatırım Kararı). Bu iki gaz ara bağlantıları, AB Ortak İlgi Projeleri (PCIs) statüsündedir ve Bağlantılı Avrupa Tesisi programı kapsamında sırasıyla 33 milyon € ve 276 milyon Euro'luk finansal destek almıştır.

Her iki girişim de AB'nin amiral gemisi projeleridir ve Doğu Baltık Denizi Bölgesi ile Orta Doğu Avrupa'sının karşılaştığı enerji sorunlarının ele alınmasında anahtar rol oynamaktadır. Baltık Boru Hattı, gaz kaynaklarının çeşitliliğini ve rekabeti artıracak, GIPL ise Baltık Denizi bölgesinin gaz sisteminin izolasyonuna son vermesine yardımcı olacak ve bunu iç enerji piyasasına entegre edecektir.

İki imza töreni, 24 Mayıs günü saat 16: 00'da Komisyon Üyesi Arias Cañete, Danimarka Enerji ve İklim Bakanı Lars Egemenjus Purlys, Litvanya Cumhuriyeti Enerji Bakan Yardımcısı Piotr Naimski, Stratejik Enerji Altyapısı için Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Temsilcisi ve Polonya Cumhuriyeti Enerji Bakan Yardımcısı Michał Kurtyka’nın huzurunda gerçekleşti.

Törenlerden sonra Komisyon Üyesi Cañete şunları söyledi: “Güçlü, modern ve stratejik bir enerji altyapısı, Enerji Birliğimizin önemli bir parçasıdır ve Komisyon, görev süresi boyunca bunu güçlendirmeyi taahhüt etmektedir. Polonya ve Litvanya arasında ve Danimarka ve Polonya arasındaki gaz bağlantılarını destekleyerek, AB Ortak İlgi Projeleri (PCI) listesinde yer alan iki proje, Baltık Denizi enerji yalıtımını sona erdirirken, bölgeler için kaynakların ve enerji güvenliğinin çeşitlendirilmesini artırıyoruz. Bu, enerjinin Avrupa'daki dayanışmasının, vatandaşlarımıza gerçek faydalar ve katma değer sağlayan bir bütünü olduğunun bir göstergesidir.”

Kaynak: European Commission

HAFTANIN MAKALESİ

Wind Europe - Finansman ve Yatırım Trendleri

2017 yılında rüzgar enerjisi sektörü Avrupa'da 51,2 milyar avro yatırım yaptı. Buna, yeni varlıklara yapılan yatırımlar, refinansman işlemleri, proje ve şirket düzeyinde birleşme ve devralmalar, kamu piyasası işlemleri ve yükselen özel sermaye dahildir. Rüzgar enerjisi, enerji sektöründeki en büyük yatırım fırsatını temsil etti ve 2017 yılında tüm yatırımların yarısına tekabül etti. Teknoloji, fosil yakıtların ve konvansiyonel güç varlıklarının ötesine geçmek için büyük bir itici güç olarak görülmekte. Maliyet rekabetçiliği ve azalan risk algıları, portföylerini çeşitlendirmek ve/veya sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirmek isteyen yerel ve uluslararası piyasa oyuncularını getirmekte.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Enerji Gündemi
  • Petrolde düşüş aynen devam ediyor. Rusya ve Suudi Arabistan üretimi arttıracak, gerçi ABD üretimi 10.7 mv/g, Rusya 11 mv/g yakın. Lukoil’in ilk çeyrek karı da %75 artmış. ABD petrolü Brent’e göre farkı açtı (negatif), yani ABD petrolünün satışı -tabi altyapı imkan verirse- artabilir.
  • Bu hafta Asya’da; artan Dubai ve Suudi OSP petrol fiyatları sonrası Çin’in daha çok ABD petrolü alması bekleniyor. Unipec Haziran için 16 milyon varil ABD petrolü aldı. Asya spot LNG fiyatları da 9$/mmbtu. Koreliler kömür ithalatında kükürt oranını %0.4e sınırlandırdı ve etkisi bekleniyor.
  • Çin’in elektrik üretimi Nisan’da %6.9 arttı. 510 TWh’lik aylık üretimin 378 TWh’i termal. Rüzgar ve güneş üretimleri yıldan yıla %22.6 ve %26.4 artarak sırasıyla 32.8 TWh ve 7.7 TWh oldu.
  • Almanya’da 20 yılını dolduran rüzgar türbinlerinin sökülmesi çevresel problem olabilir. Siemens İsveç’teki Avrupa’nın en büyük lityum ion pil fabrikasına 10 milyon euro yatıracak. Northvolt fabrikası 2023 yılından itibaren 32 GWh pil üretecek.

Kaynak: http://barissanli.com/eak/2018/05/28/