SEKTÖRDEN HABERLER
Bakanımız Fatih Dönmez, Bulgaristan’da Boru Hattı Açılışına Katıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ve Enerji Bakanı Temenujka Petkova ile Lozenets-Nedyalsko Boru Hattı'nın açılış törenine katıldı.

Bulgaristan’ın güneyinde Yambol şehrine bağlı Lozenets köyü yakınlarındaki Bulgartransgaz Holding'in tesislerinde düzenlenen törende konuşan Dönmez, bugünün Türkiye için önemli bir gün olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin ilk 100 günlük icraat hedeflerini açıkladığını hatırlattı. Bakan Dönmez, buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bulgaristan’daki programının önemine işaret ederek, kendisini Türkiye’yi törende temsil etmek üzere görevlendirdiğini söyledi.

Bugünkü programın daha önce planlandığı ancak Türkiye’deki seçim süreci ve Bulgaristan’daki hava muhalefeti nedeniyle birkaç kez ertelendiğini anımsatan Dönmez, "30 yılı aşkın bir süredir Trans-Balkan Boru Hattı ile Türkiye ilk doğalgazı Bulgaristan’ın üzerinden almıştık ve bu ilişki sorunsuz bir şekilde 30 yıldır devam ediyor. Bugün daha ileri bir seviyeye taşımış olacağız." diye konuştu.

Yeni projeyle Bulgaristan’ın Lozenets köyü ile Türkiye sınırı arasındaki doğalgaz kapasitesinin artırılmış olacağını, ihtiyaç durumunda iki yönde gaz aktarılabileceğini belirten Dönmez, ilerde de Avrupa’ya gaz taşıma imkanının sağlanmış olacağını kaydetti.

Bakan Dönmez, "Yeni boru hattı ülkelerimiz arasındaki karşılıklı güven ve güçlü ilişkinin bir sonucudur. Ortak geleceğin inşası adına Türkiye ve Bulgaristan’ın bölgesel huzur ve istikrara en büyük katkılarından birisidir." dedi.

Boru hattının yeni bölümünün daha büyük projeler için vesile olacağına inandığını dile getiren Dönmez, "Yürüttüğümüz enerji diplomasinin özünü karşılıklı kazan-kazana dayanan, küresel barış, huzur, istikrar ve refahı önceleyen, enerji arz güvenliğine katkı sağlayan bir yaklaşım oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

Dönmez, Türkiye’nin 15 bin kilometreyi aşan güçlü boru hattı sistemine sahip, bölgesel enerji ihtiyaçlarını da karşılayabilecek bir ülke olduğunu bildirdi.

Bulgaristan Başbakanı Boriso

Açılış törenine katılan Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov da Bulgaristan’ın Türkiye ile en zor zamanlarda bile iyi birer dost ve ortak olduğuna dikkati çekti.

"Türkiye ile dengeli, ılımlı, iyi niyetli diplomasi yürütüldüğünü anlatan Borisov, "Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sohbet ettiğimizde, kendisi bana şöyle söyledi: Artık düzensiz göç hariç, her türlü proje Bulgaristan üzerinden geçebilir." dedi.

Borisov, Bulgaristan’ın sıkı şekilde altyapı projelerini geliştirmeye çalıştığını, Lozenets-Nedyalsko projesinde en yeni yapım teknolojilerin kullanıldığını ifade etti.

Borisov, bu bölümün 150 kilometrelik çift yönde daha büyük bir projenin parçası olduğunu kaydetti.

Bulgaristan Enerji Bakanı Temenujka Petkova da projenin tüm Avrupa’nın yararına olduğunu, Bulgaristan ile Türkiye’nin doğalgaz aktarım sistemlerin arasında tam bir senkron sağlandığını söyledi.

Kaynak: ETKB

EPDK’dan Tüketiciler İçin Enerji Rehberi
  • Elektrik abonesi olmak için ne yapmak gerekir?
  • Evinde diyaliz makinesine bağımlı yaşayan tüketicilerin borçlarından ötürü elektriği kesilebilir mi?
  • Akaryakıt istasyonu görevlisi arabanıza mazot yerine benzin koyarak aracınızın zarar görmesine sebep olduysa ne yapacaksınız?

Artık bu ve bunun gibi enerji alanında merak edilen sorulara yanıt bulmak daha kolay. EPDK tüketicilerin enerji alanında sahip olduğu hakları ve sorumlulukları daha iyi öğrenebilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Enerjide en temel hakları içeren ve EPDK uzmanlarının açıklamaları ile hazırlanan kısa videolara Kurumun resmi internet sitesinde sağ üst köşede bulunan “Enerji Rehberi”ne tıklayarak ulaşmak mümkün.

Videolar izleyiciyi sıkmayacak biçimde, en kısa ve temel sorulara cevap veren bir içerikte hazırlandı. Bu içerikler mevzuatta değişiklik yapılması halinde güncellenerek yeniden kurum internet sayfasına yüklenecek. EPDK ve Enerji Uzmanları Derneği işbirliği ile hazırlanan videolara EPDK’nın resmi web sayfasının yanı sıra sosyal medya üzerinden ulaşmak da mümkün olacak.

Konuyu değerlendiren EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz:

“EPDK olarak 4 piyasaya yönelik (elektrik, doğal gaz, akaryakıt ve LPG) tüketici haklarının en iyi düzeyde bilinmesini istiyoruz. Vatandaşlarımız sahip oldukları hakları ve sorumlulukları layıkıyla bilirse mağduriyetlerin de önüne geçmiş oluruz. Bu amaçla enerjide vatandaşlarımızın en çok merak ettiği konuları içeren kısa videolar hazırladık. Elektriğin hangi hallerde kesileceğinden, doğal gaz faturasını indirmenin yollarına, LPG’li araç alırken dikkat edilmesi gerekenlerden, akaryakıt bayinden alınan ürünlerin araçlarda arızaya sebep olması halinde yapılması gerekenlere kadar pek çok konuda uzmanlarımız gerekli açıklamaları yaptı. Amacımız 1-2 dakikalık bu videolarla mümkün olduğunca çok vatandaşımıza ulaşmak ve onları sıkmadan en temel enerji haklarını anlatabilmek… Malum sektörümüz dinamik bir sektör önümüzdeki dönemde ihtiyaç oldukça sitemize yenileri de eklenecek” dedi.

Aşağıdaki içeriklerle hazırlanan Tüketicinin Enerji Rehberi’ne ulaşmak için tıklayınız.

https://www.epdk.org.tr/Detay/EnergyGuidList

  • Doğal gaz aboneliği nasıl yapılır? Abonelik sürecinde nelere dikkat edilmesi gerekir? Abone bağlantı bedeli ve güvence bedeli neden alınır?
  • Doğal gaz abonesinin temek hak ve sorumlulukları nedir?
  • Doğal gazı tasarruflu kullanmanın ve doğal gaz faturasını düşürebilmenin yolları nelerdir?
  • Halen doğal gazın ulaşmadığı bölgelerdeki vatandaşlarımıza doğal gaz sağlamak için hangi çalışmalar yapılmaktadır?
  • Doğal gazın (cng) taşıtlarda yakıt olarak kullanımının yöntemi nedir ve CNG’nin diğer yakıtlara göre avantajları nedir?
  • Elektrik aboneliği nasıl yapılır? Nelere dikkat edilmesi gerekir?
  • Serbest tüketici nedir? Serbest tüketici sözleşmesi imzalarken nelere dikkat edilmesi gerekir?
  • Bir abonenin elektriği hangi hallerde kesilir? Geri açma süresi ne kadardır?
  • Diyaliz ve solunum cihazına bağlı olarak yaşamını sürdüren elektrik abonelerinin hakları nelerdir?
  • Elekrik hizmetlerinde tüketicilerin temel hakları ve sorumlulukları nelerdir? Yaşanan sorunlarda nereye başvurmak gerekir?
  • Binamızın çatısını ve cephesini kullanarak nasıl güneş enerjisi elde edebiliriz?
  • Elektrik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle sorun yaşayan tüketiciler hangi hukuki haklara sahiptir?
  • Doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle sorun yaşayan tüketiciler hangi hukuki haklara sahiptir?
  • Bir tüketici EPDK’ya hangi konularda ve nasıl başvurabilir?
  • Türkiye enerji sektöründeki iş imkanları ve bu alanda uzmanlaşmak için yapılması gerekenler
  • Otogaz LPG’li araç alırken ve kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
  • LPG yakıtlı cihazları kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
  • Araçlara otogaz lpg dönüşümü yaptırırken dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
  • Lpg tüpü kullanırken neler dikkat edilmelidir?
  • Akaryakıt bayileri arasında fiyat farkı neden kaynaklanır? Ucuz akaryakıt kullanmak sakıncalı mıdır?
  • Türkiye’deki akaryakıt kalitesi diğer ülkelerle kıyaslandığında hangi düzeydedir? Akaryakıt kalitesi şehirlerimize göre değişir mi?
  • Bir akaryakıt bayiinden aldığım ürün sebebiyle aracım arızalanırsa ne yapmam gerekir?
  • Biyodizel nedir? Tüketiciye sağladığı avantajlar nelerdir?
  • Akaryakıt fiyatları nasıl belirlenir? EPDK fiyatlara zam ya da indirim yapar mı?
  • Elektrik faturamız hangi kalemlerden oluşur? Bu bedeller nasıl belirlenir?
  • Faturada görünen aktif enerji bedeli ile toplam fatura neden farklılık gösterir?
  • Tek zamanlı ve 3 zamanlı tarife nedir? Elektriği verimli kullanmanın yolları nelerdir?
  • Doğal gaz fiyatları nasıl belirlenir?
  • LPG fiyatları nasıl belirlenir? Bayiiler arası fiyat farkı neden oluşur?

Kaynak: EPDK

Türkiye'nin 15 Dakikada Şarj Olan İlk Elektrikli Otobüsü Yollarda

ASELSAN ile TEMSA tarafından geliştirilen ve 15 dakikada "hızlı şarj" olma özelliği ile Türkiye'de ilk olan elektrikli otobüs, yeni dönemde Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'ndeki öğrencilere hizmet verecek. Üniversitenin tanıtım günleri kapsamında Beytepe Kampüsü'ne getirilen Türk mühendislerinin eseri elektrikli otobüs, öğrencilere tanıtıldı.

Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Çağlar Başlamışlı yaptığı açıklamada, topografik yapısının uygun olması nedeniyle üniversitenin Beytepe yerleşkesinin testler için pilot bölge seçildiğini söyledi.

Türk mühendislerin eseri olan elektrikli otobüsün özellikle elektronik kısmında yüzde 100 yerli ürünlerin kullanıldığını vurgulayan Başlamışlı, "12 metrelik bir otobüsten söz ediyoruz. Toplamda 87 kişiye kadar yolcu kapasitesi var ve normalde içten yanmalı olan motordan farklı olarak elektrikli motora sahip olma özelliğini taşıyor." dedi.

Şehirlerin toplu ulaşımında elektrikli otobüslerin ön plana çıkmaya başladığına işaret eden Çağlar Başlamışlı, "Üretilen bu otobüsün bataryası daha küçük kapasiteli. Bir sefer yaptıktan sonra 15 dakikada çok hızlı şarj edilerek bir daha sefer yapıyor. ASELSAN'da bu hızlı şarj sistemini kendi üretmiştir." ifadelerini kullandı.

Beytepe-Metro arasında ring seferleri yapacak araçla ilgili yetkililerden bilgi alan Hacettepe Üniversitesi öğrenciler ise uygulamadan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Kaynak: CNN Türk

Enerji Kimlik Belgesi Alan Bina Sayısı 742 Bine Ulaştı

Enerji Kimlik Belgesi alan bina sayısı her geçen gün artıyor. Buna göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2011’den sonra yapı ruhsatı alan yeni binalar için zorunlu hale getirilen Enerji Kimlik Belgesi alan bina sayısı 2018’in ilk yarısında 68 bin 940 oldu. Zorunluluk tarihinden itibaren belge alan bina sayısı ise 742 bin 940’a ulaştı.

Bakanlık tarafından güncellenen ve 1 Kasım 2017’de uygulamaya alınan “BEP-TR II” yazılımı üzerinden hazırlanan Enerji Kimlik Belgesi’ni vermeye yetkilendirilen firma sayısı 4 bin 173, uzman sayısı ise 5 bin 68’e çıktı.

Bakanlığın, Enerji Kimlik Belgesi çalışmalarının yanı sıra personel eğitimleri de devam ediyor. 2018’in ilk yarısında 274 olmak üzere toplamda bin 659 personele eğitim verildi. Mevcut binalarda alım, satım ve kiraya verme işlemlerinde Enerji Kimlik Belgesi aranması şartı 1 Ocak 2020’den itibaren zorunlu hale gelecek.

Türkiye Uzay Ajansı Bu Yıl Kuruluyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Uzay Ajansının bu yıl içinde kurulacağını, teşkilatlanma çalışmalarının da en kısa sürede tamamlanacağını belirterek, "Ajans, uzay teknolojileri alanında ulusal boyutta yapılan çalışmaları koordine edecek ve uluslararası ilişkileri yürütecek." ifadesini kullandı.

Varank, bakanlığının uzay ile uydu çalışmalarına ilişkin açıklama yaptı.

Türkiye Uzay Ajansının, Türkiye'nin milli çıkarlarını gözeterek, uzay alanında koordinasyon sağlayacak ve denetleyecek bir sistem oluşturacağına işaret eden Varank, öncelikli hedefin sektörü yönlendirmek, koordine etmek ve uluslararası ilişkileri tek elden yönetmek olduğunu bildirdi. Varank, "Türkiye Uzay Ajansı, 100 Günlük İcraat Programı'nda belirttiğimiz gibi bu yıl içinde kurulacak. Teşkilatlanma çalışmaları da en kısa sürede tamamlanacak." değerlendirmesinde bulundu.

Uzay sanayinin gelişmesi, yürütülen projeler ile programa alınan yeni projelerin çoğalması sebebiyle uzay ve havacılık alanında koordinasyon sağlayacak ve ülkenin milli çıkarlarını gözetecek bir yapı ihtiyacının ortaya çıktığına dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

"Uzay sanayinin güçlendirilmesi, uzay teknolojileri alanında bilimsel altyapıların ve insan kaynağının geliştirilmesi, kapasite ve yeteneklerin daha da artırılması için Türkiye Uzay Ajansını kuruyoruz. Bu kurum, uzay teknolojileri alanında belirlenen temel politika ve stratejilerinin uygulanmasını sağlayacak. Dışa bağımlı olmayan rekabetçi bir sanayinin geliştirilmesine zemin hazırlayacak. Kapasite ve yeteneklerin artırılması için çalışacak. Bu alanlarda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları koordine edecek. Ulusal ve uluslararası ilişkileri yürütecek bir yapıda olacak. Aynı zamanda fırlatılan uyduların kayıtlarını da tutacak. Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Türkiye'nin haklarını takip ederek diğer uzay ajansları ile ikili ve çoklu iş birliklerini geliştirecek."  

"Yerli ve millilik oranları arttı"

Varank, yerli ve milli uydularda yapılan çalışmalar ve gelinen son durum hakkında da bilgi vererek, Türkiye'nin, 2000'li yıllardan itibaren uydu teknolojilerinde Ar-Ge çalışmalarına başladığını, ilk olarak gözlem uyduları üzerine yoğunlaşıldığını bildirdi. Bu süreçte de  BİLSAT, RASAT ve GÖKTÜRK-2 gözlem uydularının tasarlanıp ve üretildiğini anımsatan Varank, 17 Ağustos itibarıyla RASAT'ın yörüngede 7. yılını, GÖKTÜRK-2'nin ise 18 Aralık itibariyle  6. yılını tamamlamış olacağına işaret etti.

Bu uydularla geliştirip üretilen yerli ve milli ekipmanların uzay ortamında ilk defa başarıyla kullanıldığına dikkati çeken Varank, "Ülkemiz, 2014 yılı itibarıyla kazandığı özgüven ve tecrübelerle TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi daha büyük ölçekli yerli ve milli uydu projelerine başlamış ve bu alanda uluslararası anlamda bir üst lige çıkmıştır. Türkiye'nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A ise geosenkron yörüngede 42 derece doğu boylamında hizmet verecek. Uydu, Avrupa'dan Hindistan'a çok geniş bir coğrafyada haberleşme hizmetleri verebilecek. Şu an bu uydunun yapısal modeli test edilmiş olup, önümüzdeki aylarda mühendislik modeli çalışılacak. Uçuş modeli, 2020 sonunda fırlatma için hazır olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Varank, İMECE'nin ise metre altı çözünürlüğe sahip ülkenin ilk milli ve yerli gözlem uydusu olacağını aktararak, tasarım aşaması devam eden uydunun prototip üretimlerine başlandığını bildirdi.

Bu uydularla yerli ve millilik oranlarının daha da artırıldığının ve 2021 yılı itibarıyla söz konusu uyduların hizmete alınmasının planlandığını aktaran Varank, "TÜBİTAK Uzay'a bağlı Optik Sistemler Araştırma Merkezi (OPMER) ise açılışa hazır. Burada uzay kalifiye optiklerle ilgili araştırmalar ve üretimler yapılacak. Yüksek çözünürlüklü gözlem uyduları için aynalar ve lensler imal edilecek. Hatta alanında ilk kez 800 milimetre çapında büyük çaplı optik bileşenler, lensler ve aynalar yerli imkanlar ile üretilebilecek." ifadesini kullandı.

Kaynak: Teknoloji Gündem

Dicle Elektrik Kaçakla Mücadelede Drone Dönemini Başlattı

Dicle Elektrik, sorumluluk bölgesindeki müşteri memnuniyetini artırmak ve kaçak elektrik kullanımını azaltmak için hayata geçirdiği teknolojik yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Enerji şirketi, tarımsal alandaki kayıt dışı trafoları belirlemek ve kaçak elektrik tüketimini önlemek amacıyla drone ile keşif ve takip dönemini başlattı. Diyarbakır’da gerçekleştirilen ilk uygulamada, bir köyde biri kayıt dışı olmak üzere 5 adet tarımsal sulama amaçlı kaçak trafo tespit edildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti yönetmeliklerine uygun yatırımlar gerçekleştiren Dicle Elektrik, kaçak elektrikle mücadelede de son teknolojiden yararlanarak drone kullanımını başlattı. Kaçak elektrik tüketiminin belirlenmesinin yanı sıra sahadaki arızaların tespitinde de kullanılacak olan drone’lar, ilk olarak Diyarbakır’da kullanıldı. Çalışanların gerekli eğitimleri almasının ardından uçuşlarla ilgili yasal girişimlerin de tamamlanması üzerine, deneme uçuşları gerçekleştirildi. Dicle Elektrik uzman ekibi, drone ile ilk kaçak kontrolünü Bismil ilçesinde gerçekleştirdi. Yapılan kontroller sonunda bir mahallede, tarımsal sulama için kaçak elektrik kullanarak, nehirden çekilen suyu yaklaşık 3 kilometre uzaktaki tarlalara taşımada kullanılan 5 ayrı trafo tespit edildi. Toplam güçleri 3.500 KVA olan trafolardan birinin tamamen kaçak olduğu belirlenirken, diğer 4’ünün ise kayıtlı olmasına rağmen üzerinden kullanılan elektriğin kaçak olduğu, görüntüler eşliğinde koordinatlarıyla birlikte tespit edilerek, Cumhuriyet Savcılığına iletilmek üzere kaydedildi.

Kayıt Dışı Tüketmeyin Uyarısı

Konuyla ilgili bilgi veren Dicle Elektrik Dağıtım Diyarbakır İl Müdürü Uğur Yaka, sahada drone ile yapacakları denetim ve kontrollerin artarak devam edeceğini söyledi. Yaka şunları kaydetti:

“Elimizdeki drone’lar ile 5 kilometre çapındaki bir alanda 100 metre yükseklikten tespit yapabiliyoruz. Koordinatları da tespit edebildiğimiz için drone ile çekilen görüntüler hukuki anlamda delil niteliği de taşıyor. Bismil’deki ilk uygulamamızda kaçak tüketim yapan 5 trafo belirledik. Tespitlerimize göre kaçak elektrik kullanan bu trafoların gücü 3.500 KVA’dır. Bu güç ile küçük bir ilçenin elektrik ihtiyacı dahi rahatlıkla karşılanabilir. Biz, hem haksız kaçak elektrik kullanımını, hem de kullandığı elektriğin bedelini düzenli ödeyen vatandaşlarımızın mağduriyetini engellemek için çok çalışıyoruz. Drone kullanan uzman ekiplerimiz, bu konuda gerekli her türlü teknik eğitimi aldılar. Yasal mevzuatlar içerisinde gerekli izinleri de aldık. Gerek tarımsal sulamada, gerekse diğer alanlarda kayıt dışı kullanımını çok hızlı ve güvenli bir şekilde tespit edebiliyoruz. Vatandaşlarımızın idari ve cezai yükümlülük altına girmemeleri için  kayıt dışı elektrik kullanımından tamamen vazgeçmelerini bekliyoruz.”

Uydu Destekli Ar-Ge Projesi Yolda

Bu arada, Dicle Elektrik tarafından tasarlanan ve ‘Resim İşleme’ tekniğiyle sorumluluk bölgesindeki tarımsal sulamada kullanılan kaçak elektriği önleyecek Ar-Ge projesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından kabul edilmişti. Drone’ların da kullanılacağı teknoloji ağırlıklı proje, Dicle Elektrik’in 61 bin kilometrekareyi aşan dağıtım bölgesindeki ekili ürün cinsi, topraktaki nem ve arazi yapısı gibi özelliklere bakılarak ne kadar elektrik tüketildiğini uydu destekli olarak belirleyecek.

Kaynak: DEDAŞ

DÜNYADAN HABERLER
İngiltere’nin Düzenleyici Kurumu Ofgem Tavan Fiyatları Arttırdı

Enerji regülatörü Ofgem 5 milyon haneyi fazla faturalandırılmaktan koruyan tavan fiyatın seviyesini yükseltti. Böylelikle 1 Ekim’den itibaren fiyat seviyesi çift yakıtlı müşteriler için en güncel enerji tedarik fiyatları bazında 47 pound artarak 1136 pound’a yükselmiş oldu.

Ofgem, toptan elektrik ve doğalgaz fiyatlarının, petrol fiyatlarındaki artışın sonucu olarak fiyatların en son güncellendiği tarih olan Şubat ayından bu yana artmakta olduğunu belirtti. “Tavan fiyat” geçen yıl Nisan ayında uygulanmaya başlanan ve kırılgan müşterilerin fazla faturalandırılmasını engelleyen bir uygulama olmakla birlikte, Ofgem fiyat artışını savunuyor.

Ofgem Baş Yöneticisi Dermot Nolan: “En kırılgan müşterilerden bazılarının da aralarında olduğu 5 milyon civarında hane, hala daha avantajlı durumda, ve tavan fiyat sayesinde artık fazla faturalandırılmıyorlar” dedi.

“Müşteriler için her türlü fiyat artışı talihsiz bir durum. Fakat fiyat seviyesi Ekim ayında artarken, bu müşteriler faturalarının doğal gaz ve elektrik tedariğinin gerçek maliyetini yansıttığından emin olabilirler. Switch yoluyla daha da fazla para tasarruf etmek isteyenler için piyasada daha iyi teklifler de bulunuyor.”

“Ofgem, 11 milyondan fazla haneyi kötü fiyat anlaşmalarından korumak için fiyat korumasını devreye sokmaya çalışıyor, böylece herkes enerjileri için daha adil bir fiyat ödüyor.”

Bu hamlenin İngiltere’deki yoksul aileleri sarsabileceğine dair endişeler bulunuyor.

Compare the Market enerji başkanı Peter Earl: “Hiçbir fiyat artışı memnuniyetle karşılanamaz ancak Ofgem’in tavan fiyat artışı enerji piyasasındaki daha kapsamlı bir soruna işaret ediliyor.”

“Fiyat artışından toptan enerji maliyetlerindeki %4,3’lük artış sorumlu, halbuki İngiltere’nin 6 büyük tedarikçisinin (Big Six) tamamı kısa bir süre önce aynı sebebi gerekçe göstererek fiyatlarını ortalamada %5,6 olacak şekilde arttırdı.”

“Piyasa işleyişi görüntüsü altındaki zamlar müşteri cezalandırırken büyük enerji şirketlerine fayda sağlamaya devam ediyor. Geçerli bir tarifedeki ortalama müşterinin tedarikçi değişimi ile 350 pound’a kadar tasarruf edebileceği gerçeği, enerji piyasasının bozulduğunun ve burada bir reforma ihtiyaç duyulduğunun bir göstergesi durumunda.”

Kaynak: Energy Voice

Japonya’nın Jeotermal Potansiyelinin Küçük Ölçekli Üretimle Ortaya Çıkarılması

Japonya’daki binlerce doğal kaplıca, milyonlarca insan için rahatlama ve düşünmek için bir sığınak sağlıyor. Binlerce yıldır, ülkenin tarihi ve sosyal yapısının önemli bir dokusu haline gelmiş durumda. 

Fakat günümüzde, Japonya’nın enerji sektörünün dönüşümünün önemli bir parçası olma potansiyeline sahip. Bu da yer altında jeotermal enerji şeklinde bulunan 23 gigawatt eşdeğerindeki enerji gücüne tekabül eden bir kaynak anlamına geliyor. Dünyadaki jeotermal kurulu gücü 2017 12,9 gigawatt olarak gerçekleşti. (seviyelendirilmiş elektrik maliyeti kilowatt saati 0,04 dolar ile 0,13 dolar arasında değişmekte olan projeler için)

Jeotermal enerji santralleri Japonya için yeni değil. Ülkedeki ilk jeotermal santral 1924’te Bepphu’da açıldı, buradaki buhar aynı zamanda evelerin ısıtılması ve restoranlarda yemeklerin pişirilmesi için de kullanıldı. Japomya’nın ilk ticari jeotermal enerji santrali ise 1952 yılında kuzey Japonya’daki Hachimantai şehrinde açıldı. Toshiba türbinleri kullanılarak Japan Metal & Chemicals tarafından inşa edildi, santral aslen bugünki üretimin %40’ına tekabül eden 9,5 MW güç sağlıyordu, üretim sırasında açığa çıkan atık sıcak su ise tarımsal uygulamalarda kullanılıyordu.

Bugün, Toshiba dünyanın en büyük jeotermal türbin sağlayıcısı, onu Mitsubishi, Fuji ve diğer Japon firmalar takip ediyor. Japonya aynı zamanda dünyada ülke dışındaki jeotermal projelerin en büyük geliştiricisi konumunda. Örneğin Endonezya’da Japon firmalar şuanda, tamamlandığı zaman dünyanın en büyük jeotermal kapasitesine (320 MW) sahip olacak olan Sarulla santralini finanse ve inşa ediyor. Japon firmaları aynı zamanda Kenya’nın jeotermal odaklı enerji dönüşümünü türbin ve teçhizat sağlamanın yanı sıra Naivasha’daki 158 MW’lık Olkaria V buhar gücü santrali gibi mega projeler inşa ederek destekliyor.

Ancak Japonya’nın teknik ve yapısal üstünlüğü ile ciddi seviyedeki enerji potansiyeline rağmen, Japonya’da toplam üretim kapasitesi 535 MW olan ve ülkenin toplam elektrik üretiminin sadece %0,3’ünü oluşturan yirmi civarında jeotermal santral bulunuyor. Yüksek başlangıç maliyetleri ve sıkı regülatif süreçler, Akita bölgesinde hali hazırda yapım aşamasında olan Wasabizawa santralinin 20 yıl içindeki ilk büyük ölçekli jeotermal proje olmasının sebeplerinden bazıları.

Bunun yanında, Fukushima nükleer felaketinin ardından Japon hükümeti jeotermal enerji santrali kurulumlarını hızlandırmak için yeni politikalar ortaya koydu. Bunlar arasında milli parklardaki projelerin onayları ve küçük santrallerin büyüklere göre en az bir buçuk kat daha yüksek bir şebekeye satış tarifesi için modernleştirilmiş prosedürler bulunuyor. Bu, üretimi 7,5 MW’ın altında olan, çevresel etki değerlendirmesi gerektirmeyen ve büyük santrallere göre yarı sürede inşa edilebilen küçük santralleri karlı hale getiriyor.

Bu politikalar karşı çıkılamaz değil. Jeotermal kaynakların yarısından fazlası ulusal parkların yakınında yer alıyor. Eleştirenler jeotermal projelerin su kaynaklarını ve kalitesini kötü yönde etkileyeceğine ya da santrallerin milli parklar ya da kaplıca otelleri üzerinde zararlı etkisinin olacağına inanıyor.

Sonuç olarak, küçük ölçekli jeotermal santrallerin 2012’den bu yana önemli rollerinden bir tanesi, küçük ölçekli jeotermal enerji üretiminin Japonya’nın doğal güzelliğini etkilemeksizin turizm tesisleriyle aynı anda var olabileceğini ispatlamak için oteller ve kaplıca işletmeleriyle yakın olarak çalışmaları.

Kaynak: IRENA

İngiltere’deki 5500 Kilise Yenilenebilir Enerjiye Geçiyor

İngiltere’de en ünlü katedrallerin de aralarında bulunduğu 5500 kilise, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yenilenebilir enerjiye geçiş yaptı. Katolik, Vaftizci, Metodist, Quaker ve Kurtuluş Ordusu cemaatleriyle birlikte İngiltere kilisesi ibadet yerleri, %100 yenilenebilir elektriğe geçiş yaptıktan sonra diğer inanç liderleri de bu akımı takip etmeye başladı.

Salisbury, Southwark, St Albans, Liverpool, Coventry ve York Minster’ın da aralarında bulunduğu on beş Anglikan katedrali, yeşil elektrik tarifelerine kayıt yaptıran binalar arasında yer alıyor. Kilise liderleri iklim değişikliğinin ilk ve en kötü şekilde yoksul kesimi etkileyecek olan, çağımızın en büyük sorunlarından biri olduğunu belirtti.

Tahminlere göre kiliselerin elektrik fatura tutarı senelik ortalama 1000 Pound civarında olduğu varsayılırsa, İngiltere’deki kiliseler bugüne kadar fosil yakıtlardan temiz enerji sağlayıcılarına 5 milyon Pound’un üzerinde dönüşüm yaptı.

%100 yenilenebilir elektrik kullanan katedrallerin sayısı İngiltere Kilisesi’nin tedarik grubu olan Parish Buying’e düşüyor. Diğer kiliseler ise Hıristiyan yardım kuruluşları olan Christian Aid ve Tearfund ile İngiltere’nin çevre programı tarafından yürütülen Big Church Switch kampanyası üzerinden hareket ediyorlar.
Salisbury ve İngiltere Kilisesi’nin baş psikopos’u Nicholas Holtam: “Kiliselerin çevreye olan etkilerini azaltmalarını sağlamak için birşeyler yaptıklarını görmek harika bir şey. Aynı zamanda zararlı karbon emisyonlarını azaltmak için gerekli olan temiz enerjiye de destek veriyorlar.

“İklim değişikliği büyük bir adaletsizlik ve yoksul kesimi ilk ve en kötü şekilde etkilemekte. Sorumlu elektrik kaynaklarına geçmek kendi başına küçük bir şey gibi görünebilir, ama bir araya geldiğinde gerçek bir fark yaratacaktır.”  

Kaynak: The Guardian

Yeni Zelanda Hükümetinden Elektrikli Araç Projelerine 3,9 Milyon Dolarlık Bir Fon Daha

Yeni Zelanda hükümeti 2021 yılına kadar 64.000 elektrikli aracın trafikte olması hedefi doğrultusunda elektrikli araçların menzillerinin iyileştirilmesinden şarj istasyonlarının kurulumuna kadar çeşitli konulardaki 19 projeye 3,9 milyon dolarlık bir ortak fon sağlıyor.

Sözü geçen fon, daha önceki yönetim tarafından elektrikli araçların yaygınlığının arttırılması amacıyla daha kapsamlı bir plan olarak 2016’da oluşturulan Düşük Emisyonlu Araçlar Fonu tarafından sağlanıyor. Bakiye ise Fonun ticari ve kar amacı gütmeyen ortaklarından geliyor.

Hükümetin bugüne kadar sağlamış olduğu 14 milyon dolarlık fona üçüncü şahıs fonlamalarından da 23 milyon dolarlık ek kaynak yapıldı. Bu teşvikler sayesinde 31 Mart itibariyle trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısı 7232’ye yükseldi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Megan Woods konuyla ilgili açıklamasında; “Bu, elektrikli araçların giderek artan sayıda işletme için pratik bir seçenek olmasını sağlayan hızla gelişen teknolojiyi göstermekle ilgili” dedi.

Wood aynı zamanda Yeni Zelanda’nın elektrikli araç kamu şarj ağının inşa edilmesi hususundaki son dönemeçte olduklarını ifade ederek, bu dönemeç 22 adet hızlı şarj istasyonunun daha kurulmasını içerdiğini belirtti.

Projeler aynı zamanda NZ Bus için ayrılmış olan 763.668 dolarlık fonu da içeriyor. NZ Bus, 50’den fazla akülü elektrikli otobüsü desteklemek için iki otobüs ikmal deposuna şarj altyapısı kuracak.

Elektrikli otobüsler eski Wellington troleybüslerinin yerini alacak. Proje, gece vakti şarjı sayesinde puant elektrik fiyatları ve dağıtım şebekesindeki sıkışıkığı önlerken, daha düşük karbon salınımına imkan sağlayacak.

Kaynak: NZ Herald

HAFTANIN RAPORU

CEER – Elektriğin Devamlılığı Raporu

Raporda yer alan göstergelerin değerleri; sadece kesinti süreleri ya da kesinti sayılarının değil, voltaj seviyelerinin de ülkeden ülkeden değişiklik göstermesinden dolayı farklılaşmaktadır. Burada amaç tüm voltaj seviyelerindeki kesintileri dahil etmek, ancak Avrupa çapında dataların bu seviye toplanması ve raporlanması zor olabilmektedir.

Ankete dahil edilen ülkelerdeki göstergelerin ayırt edici özelliklerine bazı örnekler:

Çek Cumhuriyeti: Tüm değerler İletim Şirketi ve ülkenin çoğunluğunu temsil eden 3 Dağıtım Şirketine tekabül etmektedir

Danimarka: Düşük voltaj, orta voltaj ve yüksek voltajın tanımı SAIDI/SAIFI değerleri ile farklı voltaj aralıklarında raporlanan devre uzunlukları arasında değişiklik göstermektedir.

Bulgaristan, Hırvatistan, Almanya, Yunanistan ve Letonya, SAIDI ve SAIFI değerlerine sadece düşük ve orta voltaj seviyelerini dahil etmektedir.

Finlandiya, plansız SAIDI ve SAIFI’ye sadece orta voltajı dahil etmektedir.

2016 itibariyle Fransa plansız SAIFI hesaplamasına medium ve düşük voltajı dahil etmemektedir.

Irlanda, Romanya ve İsveç, datalarına ekstra yüksek voltajı dahil etmemektedir.

Malta: Planlı ve plansız SAIDI değerleri 11 Kv veya üzerindeki kesintileri göstermektedir. Aynı durum planlı ve plansız SAIFI değerleri için de geçerlidir.

Hollanda: SAIDI/SAIFI için temin edilen data, 5 saniyeden uzun süren tüm kesintileri hesaba katmaktadır.

Norveç: Düşük voltajlı kesintiler sadece 2014’ten beri kayıt altına alınmıştır.

Polonya: Düşük voltaj SAIDI hesaplamasına dahil edilmemektedir.

Portekiz: SAIDI ve SAIFI’nin tamamı sadece düşük voltajı içermektedir.

Slovenya: Plansız SAIDI ve SAIFI sadece ekstra yüksek voltaj ve yüksek voltaj seviyelerini içermektedir. Tüm kesintileri içeren planlı / plansız SAIDI ve SAIFI gibi göstergeler sadece orta voltaja işaret etmektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK