SEKTÖRDEN HABERLER
3. Nükleer Santrali Trakya’da Düşünüyoruz, Çinlilerle İlerleyeceğiz

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, nükleer enerjide üçüncü santral için yer tespit çalışmalarında sona yaklaşıldığını belirterek, "Tabii bu konuda çok sayıda kriter söz konusu, hepsini tek tek inceliyoruz. Ancak elektrik ihtiyacının fazla olduğu sanayi bölgelerine yakınlığı dikkate alındığında, üçüncü nükleer santrali Trakya'da düşünüyoruz, burada Çinlilerle ilerleyeceğiz." diye konuştu.

Bakan Dönmez, A Haber Televizyonunda katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.  Yaklaşık 5 yıldır Türkiye'nin sismik gemisinin Akdeniz'de çalışma yaptığını aktaran Bakan Dönmez, buradan alınan verilerin son derece değerli olduğunu, bölgede ilk derin deniz ve sığ deniz sondajının bu yıl başlayacağını tekrarladı.

Bu amaçla bir sondaj gemisi temin edildiğini ve geminin bakımlarının yapıldığını belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "(Sondaj gemimiz) Şu anda Antalya'da. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde ilk sondaja başlayacak. Adını Fatih koymuştuk. Biz bu gemimizle Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon rezervlerimizin fetihlerini bekliyoruz açıkçası, ümitliyiz. Doğu Akdeniz'deki komşu ülkelerin birçoğu doğalgaza eriştiler. Bizim verilerimiz de son derece iyi ve olumlu. Arkadaşlar değerlendirmelerini yaptılar. İlk sondajımızı Türk ekonomik bölgesi içerisinde, Antalya açıklarında yapacağız. Diğeri de Mersin açıklarında olacak. O daha sığ denizde bir arama şeklinde gerçekleşecek. Türkiye maalesef petrol ve gazda dışa bağımlı. Oyunun kaderini değiştirecek hamle, eğer bulabilirsek, bütün milletimizden de bu arada dualarını bekliyoruz, bu doğalgaz veya petrolü karada veya denizde nerede varsa arayıp bulmak istiyoruz."

İzmir Aliağa’da Fabrika Kurulacak

Bakan Dönmez, yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihaleleri ile bir taraftan yerli kaynaklara yönelirken, bir taraftan da yerli teknolojileri artırmayı amaçladıklarını belirterek, "Daha önce rüzgarda kule ve kanat gibi bazı yerli ekipmanları yaparken asıl jeneratörün üretildiği aksamı Türkiye’de yapabilir hale geldik. Dünya markası bir üretici İzmir Aliağa’da fabrikayı kuracak. Ancak bunlar yetmez. Yenilenebilir enerjide yeni yatırımlarımız ve ihaleler sürecek." dedi.

Dönmez, geçen iki yılda hem güneş enerjisinde hem rüzgarda iki büyük YEKA ihalesi gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, güneş enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğu Konya’nın Karapınar ilçesinde 1,4 milyar dolar yatırım yapılacağını aktardı.

Söz konusu ihaleyi bin megavat için yaptıklarını ve yüzde 65 oranında yerlilik şartı ile bir taraftan yerli kaynaklara yönelirken, bir taraftan da yerli teknolojileri artırmayı amaçladıklarını vurgulayan Bakan Dönmez, Türkiye’de enerji alanında büyük bir pazarın bulunduğunu ve  sanayicilerin bu durumun farkında olduğunu kaydetti.Bakan Dönmez, şöyle devam etti:

"Biz büyük yatırımcılara şöyle dedik: Türkiye’ye yatırım yapın, zarar etmeyeceksiniz, kar edeceksiniz. Sadece Türkiye’deki fırsatları düşünerek de gelmeyin, komşu ülkelerde ve bölge ülkelerinde ciddi bir pazara hitap edeceksiniz, nitekim onlar da hakikaten dünya çapında en iyi üreticiler, bu YEKA yarışmalarına girdi. Çok iyi fiyatlarla bu ihaleleri güneşte yapmış olduk. Benzer bir bin megavatı da rüzgar santralleri için gerçekleştirdik. Orada da benzer rekabet yaşandı. Daha önce rüzgarda kule ve kanat gibi bazı yerli ekipmanları yaparken asıl jeneratörün üretildiği aksamı Türkiye’de yapabilir hale geldik. Dünya markası bir üretici de bir yatırım yapıyor onlar da İzmir Aliağa’da fabrikayı kuracaklar. Ancak bunlar yetmez. Yenilenebilir enerjide yeni yatırımlar ve ihaleler sürecek."

"3. Nükleer Santral Trakya'da"

Rüzgarda 1,200 megavatlık deniz üstü (off-shore) santrali için de sürecin başladığını hatırlatan Dönmez, "Deniz üstünde rüzgarın kapasitesi çok daha yüksek. Burada Ekim ayında teklifleri alacağız. Yer konusunda ise Marmara ve Ege'nin kuzeyi en verimli bölgeler olarak öne çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez, nükleer enerjide de üçüncü santral için yer tespit çalışmalarında sona yaklaşıldığını belirterek, "Tabii bu konuda çok sayıda kriter söz konusu, hepsini tek tek inceliyoruz. Ancak elektrik ihtiyacının fazla olduğu sanayi bölgelerine yakınlığı dikkate alındığında, üçüncü nükleer santrali Trakya'da düşünüyoruz, burda Çinlilerle ilerleyeceğiz." diye konuştu.

Enerji verimliliğinin önemine de değinen Bakan Dönmez, "Verimlilik konusunda 2023 yılına kadar 10 milyar dolar yatırım yapabilirsek, bunun 2033 yılına kadar sağlayacağı tasarruf 30 milyar doları bulur. Yani bu alanda bir koyarak üç almak mümkün" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Dönmez, maden sektörünün istenilen düzeyde olmadığını, özellikle bor madenini işleyip başta savunma sanayi olmak üzere tüm ekonomiye kazandırmak için çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: ETKB

9. Türkiye Enerji Forumu 1-2 Ekim’de İstanbul’da Düzenleniyor

EEL Events tarafından her yıl düzenlenen Türkiye Enerji Forumu bu yıl 1-2 Ekim’de İstanbul Shangri La Bosphorus Otel’de düzenlenecek. Enerji, finans ve akademi dünyasından uzman isimlerin bir araya geleceği forumda ele alınacak konular arasında; enerji projelerinin finansmanı, Türkiye’de yenilebilir enerji regülasyonuna dair gelecek planları, enerji şirketlerinin volatiliteye yaklaşımı, şirketlerin YEKA ihale süreçlerindeki tecrübeleri, nükleerin Türkiye enerji sektörüne olası etkileri ve uluslar arası doğalgaz boru hatlarındaki ilerleme yer alıyor.

İki gün sürecek olan etkinlikte panellerin yanısıra B2B toplantılar için de fırsat yaratılacak. Panellerde konuşmacı olacak isimlerden bazıları; Hakan Aras (Borusan Enerji), Taylan Önerci (Gama Enerji), Sinan Öktem (Limak Enerji), Bahar Güneş (Engie), İbrahim Erden (Enerjisa), Erkan İlhantekin (Turcas Petrol) ve Dr. Kürşat Tosun (Akkuyu Nükleer).

Forum hakkında detaylı bilgi ve katılım başvurusuna http://www.eelevents.co.uk/upcoming-events/turkey-energy-forum-2018 linkinden ulaşılabiliyor.

İsveç’teki Bir Enerji Santrali, Yakıt Olarak H&M Kıyafetlerini Kullanıyor

İsveç’in başkenti Stockholm’un kuzeybatısında yer alan bir ısı ve enerji santrali, yakıt olarak petrol ve kömür kullanıyordu ve yakıldığında çevre kirliliğine yol açan bu fosil yakıtlardan kurtulmak istiyordu. Ve enerji santrali, bu amaçla bir süre önce yakıt olarak geri dönüştürülmüş ahşap ve çöp kullanmaya başladı. Bloomberg’in yaptığı habere göre ise bu geri dönüştürülmüş malzemelerin arasında H&M’in merkez deposundan sağlanan 15 ton kıyafet de yer alıyor.

2010 yılında The New York Times’ın yaptığı bir haberde, New York şehrinin en bilinen bölgesi olan Manhattan’da yer alan bir H&M mağazasının çöpleri arasında daha önce hiç kullanılmamış, yeni kıyafetlerin bulunduğunu iddia etmişti. Buna karşılık olaraksa H&M, Bloomberg’e yaptığı açıklamada kullanım açısından herhangi bir sorun teşkil etmeyen kıyafetleri hiçbir şekilde imha etmediğini ifade etmişti. Bununla birlikte H&M, yine de kıyafetlerin küf içerip içermediklerinden ya da şirketin katı kurallarına uyup uymadıklarından emin olmanın, kendilerinin yasal yükümlülüğü olduğunu belirtmişti.

2010 yılında yaşanan ortaya atılan bu iddiayla bir alakası var mıdır bilinmez, şirket bir şekilde satışı ve kullanımı mümkün olmayan kıyafetleri güzel bir şekilde değerlendirmeye karar vermiş gibi görünüyor. Dünyanın fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere geçiş yapmaya çalıştığı şu dönemde, kullanılmayan kıyafetlerin de bir enerji kaynağı olarak kullanılması ve H&M’in de bir şekilde bu girişime katkıda bulunması takdire şayan bir olay.

Edinilen bilgilere göre bu enerji santrali, 2017 yılı içerisinde bu zamana kadar yaklaşık olarak 400.000 ton çöp yaktı ve bu çöplerin bir kısmı, Birleşik Krallık’tan ithal edildi. Yakılan bu yüksek miktardaki çöpün karşılığında yaklaşık olarak 150.000 haneye enerji sağlandı.

Kaynak: Pazarlamasyon

Aygaz'dan Yılda 700 Hanelik Enerji Tasarrufu

Aygaz'ın 2017 Sürdürülebilirlik Raporu'na ilişkin şirketten yapılan açıklamada ifadelerine yer verilen Aygaz Genel Müdürü Gökhan Tezel, Türkiye'yi ilk kez temiz enerjiyle tanıştıran Aygaz'ın 1961 yılından bu yana hem ekonomiye hem de çevreye değer katma hedefiyle çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.

Enerji yönetimi ve çevresel performans konusunda somut iyileşmeler kaydettiklerini aktaran Tezel, Aygaz'ın İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı'yla sera gazı yoğunluğu değerini düşürmeye devam ettiklerini belirtti.

Enerji verimliliği projeleriyle tüketimlerini her geçen yıl daha da azalttıklarını belirten Tezel, "Verimlilik çalışmalarımız sonucunda, geçen yıl yaklaşık 1,9 milyon kilovatsaat enerji tüketiminin önüne geçmiş olduk. Türkiye'de hanelerin yıllık ortalama asgari elektrik tüketiminin 2 bin 760 kilovatsaat civarında olduğu dikkate alındığında bu oran yaklaşık 700 hanenin bir yıllık elektrik tüketimine denk geliyor" ifadelerini kullandı.

Ar-Ge çalışmalarına 7 milyon lira

Verimlilik çalışmalarına ek olarak geçen yıl Ar-Ge çalışmalarına 7 milyon lira, 2016-2017 döneminde ise çevresel yatırım ve harcamalara 12 milyon lira ayırdıklarını belirten Tezel, şunları kaydetti:

"Aygaz Otogaz'ın geliştirilen özel formülüyle yılda 20 bin ton karbon salımının önüne geçmiş olduk. Bu da her biri ortalama yılda 2 bin 750 kg karbon salımı yapan yaklaşık 7 bin 300 aracın karbon salımının sıfırlanması anlamına geliyor. İş modellerimizi şekillendirmek amacıyla dijitalleşme ve inovasyon kültürünü çalışmalarımızın merkezine konumlandırdık. Süreçlerimizde dijitalleşmenin artmasını sağlayan dijital dönüşüm programımız ve çalışanlarımızın şirket stratejisine uygun fikirlerini paylaşmaları için hayat geçirdiğimiz 'Aythink Fikir Toplama Platformu' bu amaçla gerçekleştirdiğimiz çalışmalar."

Tezel ayrıca 2017 yılında fikri hakları Aygaz'da bulunan 48 patentle bu alanda da sektör lideri olduklarına işaret ederek, "Tüpgaz ürünümüzün her aşamasında takip imkanı sağlayan tüp izlenebilirliği ve kükürt içermeyen doğa dostu kokulandırıcı olan Greenodor, bu alandaki en önemli projelerimizden ikisi. Greenodor'un hem dünya LPG sektörü için bir ilk olması hem de LPG kükürt içeriği limitini büyük ölçüde azaltması nedeniyle LPG firmalarının ilgisini çekeceğine inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Koç Topluluğu'nun enerji sektöründe faaliyet gösteren ilk şirketi ve Türkiye'nin 14'üncü büyük sanayi kuruluşu Aygaz, LPG'nin tüpgaz, otogaz ve dökmegaz olarak dağıtımının yanı sıra LPG basınçlı kap ile aksesuarları üretimi ve satışını da gerçekleştiriyor.

Kaynak: Time Türk

UEDAŞ, EUROGIA2020’de Onaylanan İlk Türk Projesinin Ortağı Oldu

Uludağ Elektrik Dağıtım Şirketi’nin (UEDAŞ) destek verdiği Energy Shared projesiyle tüketiciler mevsimsel tahminleme ile güneşten daha fazla enerji üretebilecek. Uluslararası Ar-Ge destek programlarından EUROGIA başlığı altında Türkiye’nin konsorsiyum başkanlığında yürütülen ilk enerji projesi olması nedeniyle dikkat çeken proje ile temiz enerji üretiminin desteklenmesi hedefleniyor.

UEDAŞ’ın ortak olduğu Energy Shared isimli Ar-Ge projesiyle tüketiciler, gelecekte yaygınlaşacak çatı tipi güneş panelleri ile temiz enerji üreterek depolayacak, ürettikleri ve tükettikleri enerjiyi mobil uygulama ile izleyecek ve serbest piyasa içerisinde alım satım yapabilecekler.

Enerji sektörünün öncü şirketlerinden Limak Holding bünyesinde faaliyet gösteren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş (UEDAŞ), İTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren Cardtek firmasının öncülüğünde kurulan konsorsiyumda yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge projesine imza atmaya hazırlanıyor.  Energy Shared (Paylaşılan Enerji) ismini taşıyan projede evlere çatı tipi güneş panellerinin kurulması ile enerji üretimi, depolama, etkin enerji kullanımı veya satışı imkanı, talep yönetimi ve enerji paylaşımı için kontrol ve izleme sistemi gibi akıllı altyapı gereksinimleri tek bir sistemde ortaya konacak. Projenin ana ortakları arasında UEDAŞ, Cardtek ve EMT Kontrol yer alırken, Kanadalı Green Power Labs ve Avusturyalı AIT de projeye katkı sunacak. TÜBİTAK tarafından da onay verilen projeye, Enerji Piyasaları İşletme A.Ş (EPİAŞ) yerel piyasa mevzuatı konusunda destek veriyor. EUREKA İnovasyon Günü 2018 etkinliğinde sergilenerek büyük ilgi toplayan proje, İstanbul Teknik Üniversitesi Teknokent’te yapılan Kick-off toplantısı ile resmi olarak başladı.  Energy Shared projesi, Ar-Ge destek programlarından biri olan EUROGIA başlığı altında yer alıyor ve Türkiye’nin konsorsiyum başkanlığında yürütülen ilk enerji projesi olma özelliğini taşıyor.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Piyasaya Entegre Edilecek

Proje ile 4 farklı platformun ortak olarak çalışması hedefleniyor. Buna göre; Konut Platformu, Mikro Market Yönetimi, Finans Platformu ve Dağıtım Yönetim Platformu bir araya getirilerek akıllı bir enerji yönetimi ortaya konulacak. Oluşturulacak uygulamayla birlikte tüketiciler anlık enerji tüketimlerini takip edebilecek, sunulan tüketim tahminleme özelliği ile ay sonunda dağıtım şirketi tarafından kesilecek fatura bilgisini görebilecek ve böylece enerji kaynaklarının daha etkin ve verimli kullanılması konusunda yönlendirilmiş olacak. Ayrıca Güneş enerjisi üretim ve depolama kabiliyetleri sayesinde temiz enerji üretimi desteklenecek.

Ar-Ge Projeleri Hız Kesmiyor

UEDAŞ sosyal sorumluluk projeleriyle vatandaşların hayatına dokunurken müşteri memnuniyetini artırmak için Ar-Ge yatırımlarını da ihmal etmiyor. Ar-Ge kapasitesini her geçen gün geliştiren UEDAŞ, vatandaşa kesintisiz enerji sunmak için bugüne kadar 5 Ar-Ge projesine imza attı. Bozcaada ve Gökçeada gibi yaz aylarında enerji tüketimi artan adalar için Denizaltı Robotu tasarlayan şirket, Havai enerji hatları için Buz Kırıcı projesinin geliştirilmesine katkı sağladı. UEDAŞ’ın dikkat çeken diğer Ar-Ge projeleri arasında; “İndüksiyon Armatür Projesi, Kompozit İletken Projesi ve Ark Sönümleme Sistemi” bulunuyor.

YEDAŞ Şebekesi Gücünü Bakımlardan Alıyor

Özelleştirmeyle birlikte Samsun, Ordu, Çorum, Amasya, Sinop il ve ilçelerinde faaliyet göstermeye başlayan YEDAŞ, devraldığı şebekenin yaşını ve ihtiyaçlarını değerlendirerek geliştirmeye yönelik aksiyon alıyor. Engebeli, dağınık yerleşime sahip bir coğrafyada şebeke işletim süreçlerini yöneten YEDAŞ, işletme ömrü tamamlanmak üzere olan varlıkları bakım onarım çalışmalarıyla yeniliyor.

Zamanla Verimi Azalan Şebeke Elemanlarını YEDAŞ Bakım Onarımla Verimli Hale Getiriyor

Elektrik enerjisi, teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların en temel ihtiyaçlarından biri haline geldi. Elektrik enerjisi dağıtım süreçlerini yönetmek amacıyla 2011 yılında 30-40 yaşında bir şebeke devralan YEDAŞ, zamanla yıpranan şebeke varlıklarını tespit ederek yenilenmesine özen gösteriyor. Çeşitli nedenlerle ekonomik ömrü tükenmek üzere olduğu için tedarik sürekliliği ve kalitesini etkileyen şebeke elemanlarına bakım onarım yapıyor. Kaynak noktasından başlayarak kırsala doğru, şebekenin merkeze olan uzaklığı ve coğrafi koşullarını analiz ederek bu çalışmaları planlıyor. 2016 yılı Nisan ayından bu yana dağıtım bölgesinde özellikle kırsal şebekede 6.500 adet dağıtım trafosu, 2 bin adet dağıtım merkezi, 13.000 km enerji nakil hattı bakımı gerçekleştirdi.

Havai Hat Tekrar Kapamalı Kesicilerle Arızaları Otomatik Temizliyor

Şebeke elemanlarının daha verimli hale getirilmesi amacıyla bakım onarım çalışmalarına büyük bir hızla devam eden YEDAŞ, bu kapsamda; trafo, pano ölçüm ve bakımı, kesici ölçü kabinlerinin tadilatlarını yapıyor. Direk, iletken, izolatör, parafudr ve ayırıcı varlıkların yenilenmesini sağlıyor. Kuş koruma aparatı kullanarak ve izolasyon çalışmaları yaparak kuş ölümlerinin ve kuş konmalarından kaynaklı kesintilerin önüne geçiyor. 1970’li yıllardan bu güne kadar kullanılan dağıtım transformatörlerini değiştirerek hem tedarik sürekliliğini hem de güvenliği en üst seviyeye çıkarıyor. 2016 yılında, 26 farklı bölgede Havai Hat Tekrar Kapamalı Kesici montajı yaparak arızaların otomatik olarak anında temizlenmesini ve kesinti sürelerinin kısaltılmasını sağladı. 2017 yılında Orta Gerilim (OG) havai hat dağıtım şebekesinde meydana gelen arızaların yerini daha hızlı tespit edebilmek amacıyla uzun veya çok kollu hatlarda ihtiyaç duyulan noktalara 170 adet havai hat gösterge cihazı tesis etti.

Bakım Onarım Çalışmalarıyla Arıza Sayıları %70 Azaldı

YEDAŞ, bakım planlamalarını hazırlarken arıza sayısı ve süresini dikkate alıyor. Akıllı şebeke sistemleri ve teknoloji uygulamaları üzerinden aldığı veriler doğrultusunda periyodik, acil ve kapsamlı olmak üzere şebekenin ihtiyacına göre verimlilik odaklı aksiyon alıyor. Son iki yıl içerisinde yapılan bakım onarım çalışmaları sonucunda arıza sayıları %70 oranında azaldı. Arıza bakım onarım ekipleri tarafından yapılan müdahaleler sonucu kesinti sayılarında %15; kesinti sürelerinde ise %50 oranında iyileşme sağlandı. Hizmet verdiği bölgede 3 milyondan fazla tüketicinin hayatını aydınlatmak için 7 gün 24 saat 256 ekip ve 176 araç ile bakım onarım faaliyetleri gerçekleştiriyor.

DÜNYADAN HABERLER
Amerika’da Yenilenebilir Enerji Nükleeri Geçti

2018’in ilk beş ayında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi nükleeri geride bıraktı.

Nükleer enerjinin sıfır karbonlu elektrik alanındaki lider rolü sona eriyor olabilir.

On yıllardır duraklamış durumda olan nükleer santral gelişimi ve ucuz rüzgar ve güneş santrali kurulumlarının gittikçe artan yükselişinden sonra, yeni enerji kaynakları mesafe kat ediyor. Enerji Bilgi Yöneti Dairesi (EIA) verilerine göre 2018’in ilk beş ayında yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki oranı %20,17 olurken nükleer enerjinin oranı %20,14 olarak gerçekleşti.

Benzer bir rekor 2017’nin ilk üç ayında da kırılmıştı. Sonraki iki ay olan Nisan ve Myıs da eklendiğinde yenilenebilirin payı nükleere göre %10 daha fazlaydı.

Aslında yenilenebilir kategorisi rüzgar, hidro, büyük ve küçük ölçekli güneş, jeotermal ve biyokütleyi içeriyor. Elektrik üretiminde en yüksek paya sahip olan nükleer, ikinci en büyük paya sahip olan hidronun halen iki katı büyüklüğünde.

Veriler temiz enerji karmasının nasıl değiştiğine dair anlık bir görüntü ortaya koyuyor. Sun Day tarafından EIA verileriyle yapılan analize göre yenilenebilir enerji eyaletlerin yarısından fazlasında nükleeri geride bırakmış durumda.

Sun Day bu yarışta çok açık bir paya sahip: Misyonu sürdürülebilir enerjiyi teşvik etmek ve nükleer enerji kullanımını aşamalı olarak sona erdirmek.

Sun Day, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği teknolojilerinin gelişimine destek olmak amacıyla kurulmuş olan ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon. Sun Day temiz enerji isteyen savunucular arasında yalnız değil, ancak sıfır-karbonlu enerjinin başında gelen kaynağı bitirmek istiyor. Çevreci gruplar uzun zamandan beri radyoaktif atıkları ve nükleer enerji santrallerinin risklerini hedef alıyorlar ve santrallerin kapatılmasını düzenleyen anlaşmaları yürütmede kilit rol oynuyorlar.

Nükleer santrallerin ana yük olma özelliği, rüzgar ve güneş enerjisinden gelen kesintili üretimle tezat oluşturuyor. Nükleer aynı zamanda rüzgar ve güneşe göre daha kolay dağıtılabilme özelliği taşıyor.

Buradaki asıl soru ise dekarbonizasyon için nükleerin pazar payını hangi enerji kaynaklarının alacağı.

ve çevreyi kirleten enerji kaynakları olarak nitelendiriyor. Kömür santralleri kapatıldığında, yerini daha az kirleten kaynaklar alıyor. Kömürün aksine, nükleer santraller kapatıldığında yerini doğalgaz alıyor ve sera gazı salınımı artmış oluyor.

Doğal gaz şebeke için esnek bir kapasite kaynağı, büyük bataryalar ise bu rolü şimdiye kadar birkaç lokasyonda oynadı.

Yenilenebilir enerji sektörü artan şöhretini daha da artırabilir, ancak nükleeri bitirmek rüzgar ve güneş ile dekarbonizasyonu daha da zorlaştıracaktır.

Kaynak: Greentech Media

Japon Teknolojisi Filipinler’deki Şebeke Dayanıklılığını Güçlendirecek

Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA), Filipinler’de akıllı şebeke teknolojisinin pilot kurulumu için Tokyo Elektrik Holding (TEPCO) ile işbirliği yapıyor. Bu işbirliği ile kurulacak olan sistem enerji emniyetini geliştirecek, kesintileri önleyecek ve yenilenebilir enerjinin özümsenmesini arttıracak.

Pilot proje, geçtiğimiz günlerde Ulusal Elektrifikasyon Yönetimi (NEA) seminerinde lanse edilen “Filipinler’de Elektrik Dağıtım Sistemi ve Yönetiminde Japon Teknolojisinin Yayılması için İşbirliği Programı”nın kapsamı içerisinde bulunuyor.

Proje, Filipinler’de sıklıkla görülen doğal afetlere karşı şebekenin emniyetini ve dayanıklılığını arttıran Japon teknolojisinin elektrik şirketleri arasında benimsenmesini sağlayacak. Bahsi geçen Japon teknolojisi pilot uygulaması Batangas II Elektrik Kooperatifi’nde test edilecek. Japon teknolojilerinin kullanılması aynı zamanda elektrik şirketlerine ülkedeki yenilenebilir enerji kaynaklarının şebeke entegrasyonunun geliştirilmesinde de yardımcı olacak.

92 elektrik şirketinden temsilciler, JICA’nın teknik yardımını memnuniyetle karşıladılar. Konuyla ilgili olarak JICA Kıdemli Temsilcisi Tetsuya Yamada: “Filipin’in kalkınma ortaklarından biri olarak Filipin yatırımlarının gelişmesinde ve ülkenin kırılganlığı ile mücadele edilmesinde güvenilir enerji arzının desteklenmesinin hayati rolünün farkındayız. JICA’nın kalkınma işbirliği faaliyetleri, Filipin’in küresel alandaki rekabetçiliğini ve uzun vadeli gelişimini etkileyen sorunlara çözüm sağlanmasında Japon bilgi birikimini paylaşmaya devam edecektir” dedi.

NEA tarafından sağlanan veriler, 2015 için sistem ortalama kesinti sıklığı endeksi olan SAIFI değerinin Filipinler’de yılda 13,71 adet iken sistem ortalama kesinti süresi olan SAIDI değerinin 18 saat olduğunu gösteriyor. Bu yüzden, ortalama elektrik müşterisinin yılda toplamda 18 saat süren 13,71 elektrik kesintisi yaşadığı anlamına geliyor.

Diğer yandan Japonya’da TEPCO elektrik şebekesinin SAIFI ve SAIDI değerleri sırasıyla 0,06 adet ve 6 dakika olarak ölçümlenmiş durumda. Açıklamasında JICA; “Elektrik kesintileri ekonomik faaliyetleri sekteye uğratırken ekipman ve tertibata da zarar veriyor” diye de not düştü.

Kaynak: Smart Energy

İngiltere’de Akıllı Sayaçların Enerji Faturalarını Yılda Sadece 11 Pound Azaltacağı Söyleniyor

Akllı sayacı olan kişilerin enerji faturalarından yıllık ortalama 11 pound tasarruf etmekleri bekleniyor, ki bu aslında ümit edilenin çok daha altında.

Mecliste bir grup parlemento üyesi tarafından paylaşılan rapora göre akıllı sayaçlara geçilmesiyle birlikte doğalgaz ve elektrik faturalarından yıllık 26 poundluk bir tasarruf öngörülüyor. 2020 sonuna kadar 30 milyon ev ve işyerinde yaklaşık 53 milyon akıllı sayacın takılması hedefleniyor.

Akıllı sayaç, geleneksel doğalgaz ve elektrik sayaçlarının yerini almak üzere tasarlanan bir araç. Akıllı sayaç kullanım verisini mobil şebeke üzerinden otomatik olarak tedarikçilere gönderiyor ve kullanıcılara ne kadar enerji kullanıklarını ve bunun parasal değerini ekranda gösteriyor.

Muhafazakar meclis grubu ve İngiliz Altyapı Grubu (BIG) Başkanı Grant Shapps’e göre akıllı sayaç programı sürekli tekrar eden gecikmeler ve maliyet artışlarıyla sekteye uğradı, tedarikçiler ise 2020 hedefinin tutturulamayacağından artık eminler. İlaveten programın faydaları daha da kesintiye uğramaya devam edecek.

Mr Shapps, karışıklığın sebeplerinden birinin, müşteriler tedarikçi değişikliği yaptıklarında her zaman çalışmayan birinci nesil akıllı sayaçların önümüzdeki yıla kadar kurulumunun devam etmesi olduğu görüşünde. “Güvenilir bir zaman planına geçiş yapılması, modası geçmiş eski sayaçların kurulumuna hemen son verilmesi ve düzenleyici kurumun daha sıkı olması gerekiyor” diye de ekledi.

Hükümet, akıllı sayaçların müşterilere enerji kullanımlarını kontrol etme kolaylığı sağladığını ifade etti. Enerji sektörünü temsil eden dernek olan Energy UK ise tedarikçilerin 2020’de tüm ev ve iş yerilerinin akıllı sayaçlarla donatılmış olması hedefine bağlı oladuklarını belirtti.

Kaynak: BBC

Elektrikli Araçların Gelişimi Batarya Kıtlığına Sebep Oluyor, Otomobil Üreticileri Talebi Karşılayamıyor

Başarılı, uygun fiyatlı ve uzun menzilli elektrikli araçlara olan öngörülenden daha erken talep, batarya üreticileri ve otomobil şirketleri için sürpriz oldu. (hatta en kendinden emin otomobil şirketleri için bile)

GM, Renault, Hyundai, Daimler, BMW, ve VW gibi otomobil üreticilerinin tamamı, talebin beklentileri ve kapasiteyi aştığını görürken, batarya kıtlığı olduğu artık aşikar.

Örneğin 2017’de Hyundai, IONIQ modeli için öngörmediği bir taleple karşılaştı ve bu talebi karşılamada yetersiz kaldı. Ancak üretim kapasitesinin olmayışı sadece Hyundai ile ilgili değil, küresel boyutta bir meseleydi. Problem, LG’nin ve dolayısıyla Hyundai’nin yeterli bataryasının olmayışıydı.

Asıl sebep ise şirketin bir bildirisinde itiraf ediliyor. Bülten aslen ioniqforum.com websitesinde Ottawa’dan “LlcoolB” isimli bir kullanıcı tarafından yayınlanıyor:

“Geçen yılın mart ayında Ioniq elektrikli modelin ABD’de satışının başlamasından bu yana geçen 12 ayda Hyundai birikmiş görünen ön siparişlere rağmen sadece 544 adet satış yapabildi. Şuanda, erken siparişlerdeki aksama satış bülteninde bayilere duyruldu. Aksaklığın, Hyundai’nin batarya tedarikçisi LG’de yaşanan geçici batarya arzı kısıtlılığından kaynaklandığı belirtildi. Şuanda görünen o ki IONIQ Elektrikli modele olan talep, öngörülenden çok daha yüksek. Sonuç olarak Hyundai kendi tarafında üretimi arttırmak için girişimde bulunuyor, ancak LG bunu batarya üretimi artışıyla karşılayabilecek durumda değil, en azından hemen değil.”

Batarya üretim hacimleri zamanla artarken, Norveçli müşterilerin hızlı popülaritesiyle Kona modelinde tecrübe ettiği üzere yükselen talep teslimat gecikmelerine yol açıyor.

Kaynak: Cleantechnica

HAFTANIN RAPORU

DÜNYA ENERJİ DENGELERİ 2018 RAPORU

Uluslarası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan rapor, 150 ülke ve bölge için 2016 yılına dair bütün arz talep verileri baz alınarak enerji alanındaki gelişmelere ve 2017 yılına dair nihai olmayan resmi arz veya üretim verisine detaylı bir bakış sağlıyor. 2016’da küresel enerji talrbi 2015’e %0,7 oranında artarak 13800 milyon ton eşdeğer petrol olarak gerçekleşmiştir. Bu tarz bir sabitlik farklı trendlerden kaynaklanmıştır: OECD ülkesi olmayan ülkelerde enerji talebi %0,9 artarken, OECD ülkelerinde %0,1 artmıştır. Fakat, 2017’de OECD ülkelerindeki enerji talebi büyümesi hızlanarak %0,5’e yükselmiştir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK