SEKTÖRDEN HABERLER
Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası Açıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez "Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası (OTSP) Açılış Töreni”nde yaptığı konuşmada, bugün doğalgaz piyasasının geldiği noktayı göstermesi adına çok önemli bir faaliyete tanıklık edildiğini belirtti.

1990’lı yıllarda sadece 5 büyük şehirde doğalgaz kullanıldığını anımsatan Bakan Dönmez, “Bugün sadece 3 şehrimizde doğalgaz yok. 78 şehrimizde, yaklaşık 55 milyon vatandaşımızın doğalgaz kullanımına eriştiği bir ülkeyiz. Önümüzdeki aylarda, yıl sonuna kadar Artvin, Şırnak ve Hakkari’ye doğalgazı götürdükten sonra bu ülkede doğalgazın konforuyla tanıştırmadığımız hiçbir vatandaşımız olmayacak.” diye konuştu.

Dönmez, özel sektörün doğalgaz altyapısına olan katkısının yadsınamayacağını vurgulayarak, “Gururla ifade ediyorum ki doğalgaz dağıtım sektöründeki oyuncularımızın büyük bir kısmı da milli sermayeyi temsil eden oyuncularımız. Elektrik sektöründe zaman zaman yabancı sermaye temsilcilerine rastlıyoruz, ama doğalgaz herkese açık platform olmasına rağmen genelde milli sermayeyi temsil eden yatırımcılarımız bu işe ilgi duyuyor.” şeklinde konuştu.

Daha önce soğuk kış günlerinde zaman zaman zorunlu olarak bazı tesislere kısıntı, kesinti programları uyguladıklarını anımsatan Dönmez, geçen yıl ilk defa tüm talebi fazlasıyla karşıladıklarını söyledi. Dönmez, Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası’nın (OTSP) bugün açılışının gerçekleştirildiğini hatırlatarak, şunları dile getirdi:

“Bu adımla Türkiye’de enerji ticaretinin gelişmesi, enerji piyasalarının serbestleşmesi ve bölgesel enerji ticareti merkezi olma yönündeki hedeflerimize ulaşmak için önemli bir adımı kurguladık ve gerçekleştiriyoruz. EPİAŞ’ın kurulmasıyla birlikte, küresel enerji piyasalarıyla bütünleşmiş, rekabetçi, serbest, sürdürülebilir, güvenilir ve şeffaf bir enerji piyasasının temellerini attık.

EPİAŞ kurulduğundan beri kolaylık, derinlik ve yenilik ilkelerini faaliyetlerinin her zaman merkezine koymuştur. İnşallah bundan sonra da EPİAŞ bu 3 ana temayı göz ardı etmeden piyasanın isteklerini karşılar hale gelecek. Bu süreçte birçok şey öğrendik, doğru ve yanlışlarımızdan dersler çıkardık. Kendimizi sürekli yeniledik. Gelişim ve değişim odaklı bir anlayışla daha iyisini ortaya koymak için elimizden gelen bütün gayreti gösterdik. Bu yolculuk bugün bambaşka bir yöne doğru evriliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın 100 Günlük İcraat Programı’nda ifade ettikleri üzere elektrik piyasalarının ardından bugün spot doğalgaz piyasasını da hayata geçiriyoruz.”

“Bölgesel enerji ticaret merkezi olma yönünde önemli adım”

Bakan Dönmez, Türkiye’nin doğalgaz piyasasında, yıllık bazda alım satımların ikili anlaşmalar vasıtasıyla yapıldığını anımsatarak, “Buna alternatif olarak, bugün itibarıyla yıl içinde daha kısa süreli alım satımların yapılabileceği ve günlük fiyatların oluşacağı organize toptan satış piyasasını devreye alıyoruz. Spot doğalgaz piyasasının kurulmasıyla birlikte Türkiye bölgesinde serbest piyasada doğalgaz fiyatının oluştuğu ilk ülke olma mutluluğunu yaşamış olacak. İlerleyen dönemlerde hem piyasa hacminin artması hem de diğer ülkelerin bu pazara dahil olmasıyla, bölgesel enerji ticaret merkezi olma yönünde çok önemli bir adım atmış olacağız.” diye konuştu.

Yeni yatırımlarla arz sıkıntısını teknik olarak aşmış durumda olduklarını vurgulayan Dönmez, bugün ulaşılan 300 milyon metreküplük hedefin, 2023 yılında 400 milyon metreküpe ulaştırmış olacaklarını söyledi.

Dönmez, Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası’nın oluşturulmasıyla Türkiye’de doğalgaz referans fiyatlarının oluşumunun sağlanacağını aktararak, “365 gün 24 saat ticarete açık olan doğal gaz borsasında Sürekli Ticaret Platformunu kullanarak doğalgaz tedarikçileri, ihracatçıları ve iletim sisteminin dengelenmesi için doğal gaz tedarik edecek BOTAŞ da işlem yapabilecek. EPİAŞ’ın işleteceği bu piyasada işlemlerde gizlilik, piyasaya dair bilgilerde ise şeffaflık ön planda olacaktır.” dedi.

Yazılım sürecini de yerli ve milli altyapı imkanları ve EPİAŞ’ın kendi insan kaynağıyla hayata geçirdiklerini belirten Dönmez, “Böylece Avrupa’da kendi yazılımını geliştirebilen birkaç enerji borsasından biri olarak bölgemizde ayrıcalıklı bir yer edindik. Bundan sonra sadece Türkiye’de kendi işlerimizle ilgili değil, bölge ülkelerde, değişik iş fırsatlarını kovalayarak, bilgi, tecrübe ve deneyimimizi ihraç etmek istiyoruz.” yorumunu yaptı.

Hem elektrik hem de doğalgaz da fiziksel teslimli uzun vadeli kontratlara ihtiyacın bulunduğunu, bununla ilgili çalışıldığını aktaran Dönmez, “Belki ilk önce gelecek hafta kontratı ile başlanır, sonra gelecek ay kontratı devreye girer. Uzun dönem fiziksel teslimli kontratları devreye alırsak likiditeyi, piyasada öngörülebilirliği temin etmiş olacağız.” ifadelerini kullandı.

“Rekabetçi bir fiyat daima günün sonunda tüketiciye de yansıyor”

Dönmez, Avrupa gaz piyasalarına bakıldığında onlarca elektrik ve doğalgaz kontratının ve tüm ticaretin fiziksel ticarete oranını oluşturan ağırlığın gün öncesi ve dengeleme değil, daha ileri vadeli kontratlar olduğunun görüldüğünü belirterek, “Bizim bu yönde eksikliğimiz var bunu da en kısa sürede tamamlayacağız. İşin tabi bir de tüketici tarafı var. Bu kontratlar, piyasalar, bugün başlattığımız Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası nihai tüketiciye ne sağlayacak? Bakanlık sadece bir serbest piyasa heyecanı ile bu işlere girmiyor. Rekabetçi bir fiyat daima günün sonunda tüketiciye de yansıyor.” diye konuştu.

Türkiye’de elektrik piyasası kurulurken çok haksız eleştirilerin yapıldığına işaret eden Dönmez, şunları kaydetti:

“Malum bir takım çevreler 'Piyasalar serbestleşiyor, biz bundan sonra elektriği ve doğal gazı pahalıya alacağız' şeklinde eleştiriler yapmıştı. O günlerde fiyatlar kilovatsaati 12 cent iken, bugün 5 centler civarına düşmüş durumda. Demek biraz sabretmiş olsak, orta ve uzun dönemde rekabete açık serbest piyasaların tüketiciye de daha uygun koşullarda elektrik ve doğalgaz temini sağladığını görmüş olacağız. Bugün itibarıyla baktığımızda, o günlerde Avrupa’nın en yüksek fiyatlı elektrik ve doğalgazını tüketirken bugün Avrupa’nın en düşük elektrik ve doğalgaz fiyatını tükettiğimizi, kullandığımızı görmüş olacağız.

Özellikle son 10 yıl içerisinde ekonomideki serbestleşme hareketlerinin doğrudan etkilediği sektörlerin başında enerji geliyor. Enerji piyasalarının mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir şekilde tesis edilmesi, sağlıklı işleyen bir piyasa ekonomisinin de olmazsa olmazları arasındadır. Bu nedenle Milli Enerji ve Maden Politikası Strateji Belgemizin sac ayaklarından birini öngörülebilir piyasalar olarak belirledik. Açıkça ifade etmek isterim ki bölgemizdeki tüm jeopolitik gerilimlere ve zorluklara rağmen Türkiye, açık, şeffaf ve rekabetçi piyasa yapısıyla öngörülebilir düzenleyici çerçeveyi oluşturmayı başarmış, uluslararası enerji yatırımlarını harekete geçirecek adımlar atmıştır.”

“Türkiye enerji alanında çekim merkezi haline geldi”

Bakan Dönmez, siyasi istikrar ve iyi yönetişim sayesinde dünyadaki küresel krizlere rağmen ortaya koydukları uzun vadeli, şeffaf ve piyasa dostu stratejilerle, Türkiye’nin enerji alanında adeta göz alıcı bir çekim merkezi haline geldiğine dikkati çekerek, “Türkiye giderek serbestleşen enerji piyasası ve kamu-özel iş birliği sayesinde özel sektörün yatırım iştahını sürdürdüğü, altyapıda standartların sürekli yükseldiği ve müşterilerin dünya standartlarında hizmet aldığı bir yapıya kavuştu.” dedi.

Uzun vadeli, kişilerden bağımsız, hedef bazlı enerji politikalarıyla sadece bugünün değil, geleceğin Türkiye’sinin de temellerini attıklarını vurgulan Dönmez, Organize Toptan Doğal Gaz Satış Piyasası’nın açılmasında emeği geçen EPİAŞ, EPDK, kamu ve özel sektördeki paydaşları tebrik etti.

Kaynak: ETKB

Elektrikli Ve Hibrit Araçlarla Yüzde 30'a Varan Tasarruf Hedefleniyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji politikalarının temiz yakıt kullanım ve teknolojilerini özendirici nitelikte olması gerektiğini belirterek, "Bakanlık olarak bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda uygun yerlilik oranına sahip elektrikli ve hibrit araçların satın alınması ve kiralanması ile akaryakıt ve benzeri giderlerde yüzde 30'a varan tasarruf hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Dönmez, yaptığı açıklamada, 2021'den itibaren kiralama ve satın alma yoluyla yapılacak yeni araçların temini konusunda yerlilik oranına haiz elektrikli ve hibrit araçların tercih edilmesi gerektiğini değerlendirdiklerini bildirdi.

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'na ilişkin atılan adımlarla yenilenebilir enerji teknolojilerinde üretimin artırıldığını belirten Dönmez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Diğer sektör politikalarıyla birlikte yenilenebilirin kardeşi sayılabilecek depolama ve temiz enerji teknolojilerinin Türkiye'de üretimine dair pazarın oluşmasını da bekliyoruz. Orta ve uzun vadede, Türkiye'de ulaştırma emisyonları elektrik emisyonlarını geçebilir. Yani enerji politikası sadece elektrik değil, diğer sektörlerdeki temiz yakıt kullanımını ve teknolojilerini de özendirici bir sinyal taşımalıdır. Bakanlık olarak bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarımızda uygun yerlilik oranına sahip elektrikli ve hibrit araçların satın alınması ve kiralanması ile akaryakıt ve benzeri giderlerde yüzde 30'a varan bir tasarruf hedefliyoruz. Konuyla ilgili olarak çalışmalarımız sürüyor."

Kaynak: ETKB

Yılda 250 bin ton Atıktan 200 milyon kW/saat Elektrik Üretilecek

Afyon’da kurulan 27 MWe kapasiteli EBER Biyokütle Yakma Tesisi için Siemens SST-600 Buhar Türbini tercih edildi. Tamamlandığında Türkiye’nin ikinci en büyük biyokütle tesisi olacak proje ile yılda 250 bin tona yakın atık bertaraf edilirken, yaklaşık 200 milyon kW/saat elektrik üretilecek.

SİEMENS’İN yenilikçi ‘Gelişmiş Platform’ teknolojisine dayanan yüksek verimli ve güvenilir SST-600 Buhar Türbini, Türkiye’nin atık bertarafına ve temiz enerji üretimine katkıda bulunacak. Yapılan şirket açıklamasına göre Afyon’da inşaatı devam eden ve tamamlandığında 27 MWe kurulu güçle hizmet verecek EBER Biyokütle Yakma Tesisi’nde kullanılan Siemens SST-600 Buhar Türbini, sağladığı yüksek verimlilik, uygun fiyat ve hızlı teslimat süreleri nedeniyle tercih edildi. Zirai ve ormansal atıkların enerjiye dönüştürüleceği akışkan yataklı EBER Biyokütle Yakma Tesisi’nin Ekim 2019’da devreye alınması planlanıyor. Siemens, santral devreye alındıktan sonra türbinin kesintisiz çalışması için bakım ve servis hizmetlerini de üstlenecek.

Çevre Dostu Enerji Üretimi

27 MWe kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük ikinci biyokütle tesisi olacak EBER, yalnızca enerji üretiminde baz yük santrali olarak faaliyet göstermeyecek. Proje geliştirme ve Yatırımcılığını Oltan Köleoğlu’nun, MIMSAN Grup’un ise tüm mühendislik, üretim, teslim ve montaj işlemlerini üstlendiği tesis, aynı zamanda çevre, orman ve tarım alanlarında da bir bertaraf tesisi olarak hizmet vermesi nedeniyle yenilenebilir enerji üretimi sağlayacak. Yılda 250 bin tona yakın atığın bertaraf edileceği tesiste yaklaşık 200 milyon kW/saat elektrik üretilecek. Santralde, kömür veya doğalgaz gibi diğer fosil yakıtlara kıyasla çok daha düşük oranda emisyon salımına neden olan zirai ve orman atıklarının kullanılması, çevreyle daha uyumlu bir enerji üretimi sağlayacak.

Çok Yönlü Ve Güvenilir

EBER Biyokütle Yakma Tesisi’nde kullanılacak SST-600 Buhar Türbini, Siemens’in yenilikçi ‘Gelişmiş Platform’ teknolojisine dayanıyor. Endüstriyel buhar türbinlerinde global pazar lideri olan Siemens’in hızlı devreye girme ve ekonomik bir şekilde çalışma üzerine tasarladığı 250 MW’a kadar olan endüstriyel buhar türbinleri, yüksek performans ve verimlilik sunuyor. Proje Geliştirme ve Yatırımcılığını Oltan Köleoğlu’nun üstlendiği EBER Biyokütle Yakma Tesisi’nde yer alan tek gövdeli buhar türbini SST-600, kompakt tasarımı sayesinde kurulum için minimum alan gereksinimine ihtiyaç duyarken mekanik bileşenlere erişimin kolay olması bakım işlemlerini, uzaktan kontrol imkanı ise operasyonları kayda değer ölçüde kolaylaştırıyor.

Performans Odaklı Buhar Türbini

SST-600’ün DIN ve API standartlarıyla uyumlu, projeye özel buhar akış yolu dizaynına sahip, eksensel ve radyal çıkışlı esnek ve modüler tasarımı, başarısı kanıtlanmış bir çözüm sunuyor. Yüksek güvenilirlik ve erişilebilirlik sağlayan Siemens SST-600 Buhar Türbini, hem kondenserli hem de karşı-basınçlı uygulamalarda kullanılabiliyor. Kimya-petrokimya, madencilik, kağıt ve çelik sektörlerinin yanı sıra enerji santrallerinde, atıktan enerji üretiminde ve deniz suyu arıtma tesislerinde de yüksek performanslı ve güçlü bir çözüm sunuyor.

Kaynak: Hürriyet

Elektrik Üreten Okul, 4 Yılda 240 Bin Lira Kazandı

Muş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 4 yıl önce okulun çatısına kurulan 60 kilovatlık güneş panelleri sayesinde 240 bin lira tasarruf elde etti.

Okulun elektrik ihtiyacını güneş enerjisinden üretmeyi planlayan okul idaresi, 4 yıl önce "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanılması Programı" kapsamında proje hazırlayarak Doğu Anadolu Kalkınma Ajansına (DAKA) sundu.

Projenin kabul edilmesiyle çatıya kurulan 260 güneş paneli ve rüzgar gülü sayesinde aylık 10 bin lira olan elektrik faturası 5 bin liraya düşürüldü. Böylelikle öğrencilerin kullandığı sanayi makinelerinin elektrik ihtiyacının yarısı karşılanmış oldu.

DAKA desteğiyle 145 bin liraya kurdukları güneş enerjisi sistemiyle yılda 60 bin lira tasarruf eden okul 4 yılda 240 bin lira kar sağladı.

"25 yıl boyunca bu elektrikten faydalanacağız"

Okul Müdürü Ekrem Erliğ, "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanılması Programı" kapsamında 2012 yılında DAKA'ya sundukları projenin 2013 yılında kabul edildiğini hatırlattı.

Okul çatısına 2014 yılında 60 kilovatlık güneş enerjisi sistemini kurduklarını ifade eden Erliğ, şöyle dedi:

"Bu kapsamda öğrencilerin eğitimi için atölyelerimizde 2 laboratuvar kurduk. Okulumuzun enerji ihtiyacından arta kalan fazla üretim varsa VEDAŞ ile mahsuplaşarak bu ücret okulumuzun açılan bir hesabına aktarılmaktadır. Projemizde öncelikle bölgemizde bir farkındalık oluşturup, öğrenci eğitimlerini ön plana çıkardık. Projeyi hayata geçirdikten sonra Türkiye'nin her yerinden her gün okul müdürleri arayarak hem tebrik ediyor hem de böyle bir projeyi yapmak istediklerini söylüyorlar."

Okul bünyesinde 6 atölyenin bulunduğunu kaydeden Erliğ, şöyle devam etti:

"Projeyi hayata geçirmeden önce aylık 10 bin lira elektrik faturası ödüyorduk. Proje gerçekleştikten sonra elektrik faturamız 5 bin liraya düştü. Böylelikle yıllık 60 bin lira kara geçtik. 4 yıl boyunca okulumuz bu projeden 240 bin lira kar etti. DAKA destekli projemizin maliyeti 145 bin liradır. 25 yıl boyunca bu elektrikten faydalanacağız."

"Bölgemizde kurulması hayal gibi geliyordu"

"Erasmus projesi kapsamında 2005 yılında İsveç'e gittim, orada güneş enerji panellerini görünce bizim bölgemizde kurulması hayal gibi geliyordu. 8 yıl sonra kendi okulumuza kurduk." diyen Erliğ, şunları kaydetti:
"Yenilenebilir enerji ile ilgili amacım farkındalık oluşturmak. Biz bunu kurduktan sonra Doğu ve Güneydoğu'da özel firmalar da artık bu işe el attılar. Artık bunun ticaretini yapmaya başladılar. Vatandaşlar, projenin nasıl yapıldığını öğrenmek, bizden bilgi alarak kendileri de böyle bir sistem kurarak devlete elektrik satmak istiyorlar. Hem özel sektörün hem de okulların bu konuda çok talepleri var. Mesleki eğitim kapsamında okulumuz her yıl en az 1 veya 2 projeyle öğrenci ve öğretmenlerimizi yurt dışında eğitime ve staja göndermektedir."

Kaynak: AA

Plastik Atıklar Otomobil Yakıtına Dönüşecek

Son yılların belki de en önemli konusu insanoğlunun gittikçe artan nüfusu ve artan ihtiyaçları doğrultusunda gelişen çevre kirliliği. Webtekno'da yer alan habere göre, günden güne teknolojinin gelişimiyle birlikte paralel olarak hızını artıran söz konusu çevre kirliliği, İngiliz araştırmacıların yeni projesi ile bir nebze olsun hafifletilebilir.

Günümüzde hızla yaygınlaşmaya başlayan elektrikli araçlar, planlar doğru işlerse yakıt olarak plastik atıkları kullanabilecek. Doğaya salındıktan sonra kaybolması ortalama 450 yıl süren plastik atıkların bu denli efektif bir şekilde kullanılabilmesi halinde dünya nüfusunun petrol ihtiyacı biraz olsun hafifleyebilecek.

Swansea Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen proje; plastik atıkları hidrojen kaynağına çevirerek, söz konusu hidrojeni oksijen ile sentezliyor ve bu sayede otomobil ve diğer araçlar için yakıta dönüştürebiliyor. Öte yandan bu sistem herhangi bir plastik atığa doğrudan uygulanabilir olduğu için söz konusu yaklaşımı bir tür çöp öğütücüye benzetebiliriz.

Plastik atığı yakıta çevirmek konusunda seçici olmayan proje hakkında konuşan kimyacı Dr. Moritz Kuehnel, “Bu projenin en güzel yanı, kullandığınız maddenin özel bir işlemden geçmesi gerekmiyor. Bir sıvı yağ kabını mı kullanmak istiyorsunuz; kabın içinde kalan yağ sizin için bir sorun olmayacak, aksine süreci güçlendireceğini bile söylemek mümkün.” açıklamasında bulundu.

Henüz emekleme aşamasında olan bu projenin orta ölçekli bir gelecekte elektrikli otomobillere rakip olabileceği kuvvetli bir ihtimal. Pek tabii petrol devlerinin bu tür bir teknolojiye karşı nasıl bir tutum izleyeceği henüz bilinemiyor. Bilinen tek bir şey varsa o da insanlığın artık yaşam ve çevre şartlarını daha iyi hale getirecek teknolojik altyapıya sahip olduğu.

Kaynak: CNN Türk

Dicle Elektrik’ten Yeni ve Hızlı Müşteri Merkezi

Tüketicilere kaliteli ve en iyi hizmeti sunmak amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdüren Dicle Elektrik, tüketicilerin işlemlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde tamamlamasını sağlayacak, tek bir noktadan tüm işlemlerin yapılabildiği yeni Müşteri Memnuniyeti Merkezi’ni hizmete açtı.

Dicle Elektrik, elektrik tedarikinde değer yaratmak, tüketici odaklı yaklaşımı geliştirmek ve tüketici ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak amacıyla yeni projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Dicle Elektrik Dağıtım Diyarbakır İl Müdürlüğü’nde hizmete giren Müşteri Memnuniyeti Merkezi’nin açılışı, Dicle Elektrik Dağıtım Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, Dicle Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Murat Karagüzel, Müşteri ve Saha Yönetimi Başkanı Yaşar Arvas tarafından yapıldı.

Açılışta konuşma yapan Dicle Elektrik Dağıtım Yönetim Kurulu Başkanı Memet Atalay, tüketiciye en iyi hizmeti sunmak ve her konuda daha iyi olanı yapmak için çalışmayı sürdürmenin kendileri için büyük önem taşıdığını belirtti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tüketici hizmetleri ve hizmet kalitesi yönetmelikleri çerçevesinde, bölgedeki yatırımları artırmak ve hizmet kalitesini daha üst seviyeye çıkarmak için çalışan Dicle Elektrik’in sorumlu olduğu 6 ilin tamamında Müşteri Memnuniyeti merkezlerinin faaliyete geçeceğini belirten Atalay şunları söyledi:

“Birinci amacımız insanlara elektrik götürmek ve hizmetlerimizi kaliteli sunmak. İsmine memnuniyet merkezi dediğimiz bir yerden de insanların memnun ayrılması lazım. Bizim her zaman insanlara güler yüzle davranmamız lazım. Elektrik götürdüğümüz müşterilerin de bir görevi var. Kullandıkları elektriğin bedelini ödemeleri lazım. Faturalarını zamanında ödemeleri lazım. Bazen çeşitli problemler yaşanabiliyor. Bize geldiklerinde burası müşterinin eviymiş gibi davranmamız, kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacak şekilde davranmamız gerek. Buraya her gelenin mutlu ayrılmasını sağlamalıyız” dedi.

Her Zaman Daha İyisini Yapmalıyız

“Tüketici Odaklılık” anlayışıyla, tüketicilerin taleplerini en kısa sürede çözmek için hizmet verecek merkezlerde hizmet kalitesinin üst düzeye çıkacağını ifade eden Atalay, “Bölgedeki yatırımlarımızı, hizmet kalitemizi daha üst seviyeye çıkarabilmek için tüketicilerimizi dinlemeye devam edeceğiz. Çünkü bizim insanımız her zaman, her şeyin daha iyisini hak ediyor. Bizim görevimiz bu. Allah daha güzel hizmet etmeyi bizlere nasip etsin” diye konuştu.

Tüm Hizmetler Tek Noktadan 

Diyarbakır’da hizmete giren Müşteri Memnuniyeti Merkezi’nde, 8 müşteri temsilcisi, 8 müşteri yetkilisi, 1 sorumlu, 1 yönetici olmak üzere 18 personel ile hizmet verecek. Daha önce birkaç birim tarafından yürütülen işlemler Müşteri Memnuniyeti Merkezi’nde tek noktadan gerçekleştirilecek. Böylece tüketicinin, kaliteli hizmetten yararlanırken zamandan da tasarruf etmesi sağlanacak.

Müşteri Memnuniyeti Merkezi’ne gelen hamile, yaşlı ve engelli tüketiciler için talep edilmesi halinde servis hizmeti de verilecek. Elektrik Dağıtım’a ait ödemelerin de yapıldığı merkezde, uzlaşma, hukuk, itirazlar, enerji verme/kesme, sayaç operasyonları, ilgili birimlerden talep ve şikâyetlere yönelik işlemler yapılabilecek.

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa’daki Elektrikli Araç Sayısı 1 Milyonu Geçti

Son yayınlanan rakamlara göre Avrupa’daki elektrikli araç sayısı, satışların yılın ilk yarısında %40’ın üzerinde artmasıyla birlikte şuan 1 milyonu aşmış durumda. Avrupa bu aşamaya çok daha büyük bir araba pazarına sahip olan Çin’den yaklaşık 1 yıl sonra gelmiş oldu, ancak 1 milyon seviyesine Tesla’nın son modelinin yarattığı iştah ile bu yılın sonlarına doğru ulaşması beklenen ABD’nin önünde yer alıyor.

Ocak – Haziran döneminde AB, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre’de 195.000 plug-in araba satıldı, bu da bir önceki yılın aynı dönemine göre %42’lik artışa tekabül ediyor. Sektör Analist Grubu EV-Volumes’e göre büyümenin hızlanmasıyla, kümülatif toplamın yıl sonuna kadar 1,35 milyona ulaşması bekleniyor.

Grubun pazar analistlerinden biri olan Viktor Irle’a: “Elektrifikasyona ve emisyon hedeflerinin yakalanmasına giden yolda 1 milyon elektrikli araç stoğuna ulaşılmış olması önemli bir kilometretaşı ancak bu tabi ki yeterli değil.”

Rakamlar tamamen elektrikli arabalar ve kamyonetler ile bataryasıyla kısa mesafe alabilen ve sonrasında konvansiyonel motora geçiş yapan plug-in hibrit modellerin satışını içeriyor. Avrupa’da yılın ilk yarısında plug-in satışları artış gösterirken, tüm yeni araba ve kamyonet satışlarının yalnızca %2’sini oluşturdu. Yıl sonuna kadar bu oranın %2,35’e yükselmesi bekleniyor.

Norveç, tüm araç satışlarının %37’sine tekabül eden 36.500 adet yeni satış ile liderlik bayrağını elinde tutmaya devam etti. Ülke, hükümetin cömert politikaları sayesinde akülü araçlarda uzun süredir önde yer alıyor.

Bununla birlikte Almanya’daki hızlı büyüme, Avrupa’nın en büyük araba pazarının toplam elektrikli araç satışında yıl sonuna kadar Norveç’i sollayacağı anlamına geliyor. Hollanda ve Danimarka da güzel gelişme kaydetti ancak İngiltere sadece hafif bir gelişme gösterdi. Bunun sebebi ise yerli üreticiler Ford ve Vauxhall’dan etkili ve güçlü modellerin çıkmayışı olarak gösteriliyor.

Yılın ilk yarısında İngiltere’de 30.040 plug-in araba ve kamyonet satışı yapıldı. Tamamen elektrikli araba satışları %6 azalırken plug-in hibritlerin satışları %50 artış gösterdi.

İngiltere genelinde hızlı elektrikli araç şarj ediciler oluşturmayı bekleyen bir firma olan Pivot Power, İngiltere’nin Nordik akranlarını yakalama konusunda iyi pozisyonlandığını söylüyor. Firma’nın CEO’su Matt Allen: “Bu yıl 1 milyonuncu satışı yapmış olmak tüketici eğiliminin çok açık bir işareti. Düşük maliyete erişim ve iyi konumlanmış şarj, bu momentumu yakalamak için çok mühim.”

Kaynak: The Guardian

Enerji Sektörü Yüksek Sıcaklıklardan Etkileniyor

Japonya’dan İspanya’ya, Umman’dan Kanada’ya kadar kuzey yarım kürede rekor sıcaklıkların görüldüğü bir yaz yaşanıyor. Manşetler, aşırı sıcaklığın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin altını çizerken, uzun süreli yüksek sıcaklıklar da kuraklık ve orman yangınlarını körüklüyor. Bunun yanı sıra sıcaklıkların artan enerji de dahil olmak üzere hepimizin bağlı olduğu temel sistemler ve hizmetler üzerindeki etkilerini tanımlamak da oldukça önemli.

Bu yazın olağandışı yüksek ve devamlı sıcaklıklarının enerji sektörü üzerindeki etkilerini tespit etmek için fazla uzağa bakmamıza gerek yok. Fransa’da dört nükleer reaktör, su boşaltımı için belirlenen maksimum sıcaklık regülasyonlarına uymak üzere kapatıldı. Ren Nehri’nde su seviyesinin düşmesi, rafine yağ ürünlerinin Almanya ve İsviçre'deki pazarlara girmesine engel oldu. Klima satışları patlarken, klimaların aşırı kullanımı puant elektrik yükünü artırdı. Bu durum Los Angeles’ta elektrik kesintilerine sebep olurken Tahran ve Karaçi’de yetkililerin yük azaltımına başvurmalarına neden oldu. Pakistan’daki kurak hava koşullarından dolayı ülkedeki iki büyük barajdaki su seviyesi, tarihinin en düşük değerine düştü. Son olarak Kaliforniya’daki sıcaklık ve kuraklığa bağlı orman yangınları enerji altyapısına zarar verdi ve kesintilere sebep oldu.

Bu durumların hepsinin de yönetilebilir olmasına rağmen iklim değişikliği sebebiyle “normal”in değişmesi; aşırı sıcaklık olaylarının, su kıtlığının ve artan soğutma talebinin zaman içerisinde ciddi boyutlara ulaşması anlamına geliyor. Yeterli hazırlık olmadan bu değişiklikler er ya da geç enerji sistemlerimiz üzerinde artan şekilde baskı oluşturacak ve daha geniş çaplı aksaklıkları da beraberinde getirecek.

Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), enerji sektörü üzerindeki iklimsel etkiler üzerine bir dizi analiz hazırladı. Örneğin, artan hava sıcaklarının soğutma talebi üzerindeki etkileri değerlendirildi ve soğutma talebinin ölçülmesinde kullanılan standart sıcaklıklardan sapma derecesinin 2050 yılına kadar %25 artacağı tespit edildi. İklim değişikliği sebebiyle su modellerinin değişmesi sorunu konusunda, enerji sektörünün su ihtiyaçlarının farklı enerji dönüşüm senaryolarına göre nasıl değiştiği ve farklı teknolojiler ile farklı yakıt seçimlerinin su stresini nasıl etkilediği incelendi. Bunun yanı sıra artan su kıtlığının Çin ve Hindistan’da yer alan termik santraller üzerindeki etkileri de değerlendirildi. Yapılan değerlendirme sonucunda artan su kıtlığı senaryosunda Çin’de kuru soğutma teknolojisine sahip termik santrallerin kapasitesi 2040 yılına kadar 2,5 katına çıkıyor.

Kaynak: IEA

Hong Kong’a Çok Amaçlı Sokak Lambaları Kuruluyor

Hong Kong’da enerji verimli aydınlatma ve akıllı şehir pilot uygulamasında partner olarak ST Mühendislik seçildi.

Firma, Kowloon’da çok amaçlı sokak lambalarının kurulumunu da içeren altyapıyı sağlıyor olacak.

Sokak lambaları hava durumu, hava kalitesi, sıcaklık, insan ve araç trafiği gibi gerçek zamanlı şehir verisi toplayabilmek ve aktarabilmek için IoT iletişim ağları ve sensörleri ile bağlantıda olacak.

Toplanan veri şehir yönetimi ve akıllı şehir inisiyatiflerinin çeşitli uygulamalarının desteklenmesi için kullanılacak.

Sokak lambaları aynı zamanda Wi-Fi erişim noktası, elektrikli araç şarj noktası, harita ve yönlendirmeler için bilgilendirici gösterge paneli, gerçek zamanlı trafik güncellemeleri ve mukimler için araba park yeri boşluğu bilgisi gibi hizmetler de sağlıyor olacak.

Sokak lambalarının ihtiyaç duyduğu enerji Hong Kong’un karbon ayakizinin azaltılmasına yardımcı olması için yenilenebilir kaynaklardan karşılanacak.

ST Mühendislik’te elektronik birimi başkanı olan Ravinder Singh: “Dünya genelinde sokak aydınlatması, su ve enerji yönetimi için 15 milyon sensörün başarılı bir şekilde kurulumunu yapmış bir firma olarak, teknoloji ve uzmanlığımızı bir adım öteye taşıyarak Hong Kong’un akıllı şehir olma yolculuğunda destekçisi olmak bizi fazlasıyla heyecanlandırıyor” dedi.

Kaynak: Smart Energy

Avrupa’da Ampullere Yönelik Yapılan Yeni Düzenleme, Meskenlerde Enerji Tasarrufuna ve Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına İmkan Sağlayacak

1 Eylül 2018 itibariyle enerji yoğunluklu ve verimsiz halojen ampullerin Avrupa Birliği genelinde satışı yasaklandı. Bu düzenlemeyle birlikte Avrupalı tüketiciler, AB genelinde ciddi miktardaki enerji tasarrufları (Portekiz’in 5 yıllık enerji tüketimine eşdeğer) sonucunda mesken faturalarında tasarruf sağlayabilecek.

Yürürlüğe giren kanun değişiklikleri standart halojen ampulleri kapsıyor (masa lambaları ve projektörler gibi özel tipleri kapsamıyor). Değişiklikler kapsamında halojen ampuller daha güvenli, uygun fiyatlı ve verimli olan LED ampullerle değiştirilecek. Yeni tedbirler hali hazırda mağazaların raflarında bulunan ürünler için geçerli olmayacak, sadece üretilecek ya da ithal edilecek ürünlerde geçerli olacak. İlk kez 2009 yılında Üye Devletler ve Avrupa Parlamentosu tarafından kararlaştırılan yeni düzenleme, 2015 yılında yeniden teyit edilmişti ancak uygulamaya alınması yeterli alternatifin bulunduğundan emin olununcaya kadar yani 2018’in Eylül’üne kadar ertelenmişti.

Kaynak: European Commission

HAFTANIN RAPORU

Elektrik Depolama ve Yenilenebilir Enerji: Maliyetler ve Pazarlar 2030

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), hesap çizelgesi tabanlı bir “Elektrik Depolama Maliyet Aracı” geliştirdi. Bu araç ile farklı uygulamalarda farklı teknolojiler için yıllık elektrik depolama hizmeti maliyeti hızlı bir şekilde analiz edilebiliyor. Yatırım kararları için ayrıntılı bir simülasyon olmayan araç, ancak belirli uygulamalarla ilgilenenler için mevcut olan daha düşük maliyetli seçeneklerin tanımlamasına imkan sağlıyor. Bu seçenekler daha sonra, spesifik uygulama için uygunluğunun daha ayrıntılı bir analizine, uygulamanın gerçek dünya işletim koşullarına ve bunların göreceli ekonomilerine göre performanslarına tabi olabiliyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK