SEKTÖRDEN HABERLER
Kömür Üretiminde Hedef 5 Yılda 10 Milyon Ton

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Zonguldak’ta bulunan Madenci Şehitliği ile Maden Müzesi'ni gezdi. Müzede yer alan maden işçilerinin kullandığı araç ve gereçler hakkında bilgi alan Dönmez, maden şehitleri için dua etti.

Dönmez, burada yaptığı konuşmada, bu coğrafyanın bir avuç kömür için ömrünü verenlerin coğrafyası olduğunu söyledi. Geldikleri andan itibaren dokundukları her şeyde, baktıkları her ağaçta, taşta, kentin havasında, suyunda madencilik şehrini hissettiklerini belirten Dönmez, kente birçok kez geldiğini dile getirdi.

Dönmez, geçen yıl milli enerji maden politikası kapsamında yerli kaynakların ekonomiye kazandırılmasıyla alakalı birtakım projeler ve hedefler açıkladıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bunların bir kısmı Zonguldak havzamızla alakalıydı. Zonguldak son derece kaliteli taş kömürü madenine sahip ancak yeterince üretim yapamıyorduk. Bunun çeşitli nedenleri var, bunları burada tartışacak değiliz. Biz kendi içimizde tartıştık, sektörle tartıştık, Zonguldak'taki yöneticilerimizle tartıştık sonunda karar verdik. Bu konuda hemfikir olduk. İşçilerimiz de hem fikir oldu, destek oldu. 'Yeter ki Zonguldak'ta üretim, istihdam artsın, başka bir şey istemiyoruz." dediler. Biz de üretimin ve istihdamın artması için 'eyvallah' dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız seçimlerden önce buradaydı. Cumhurbaşkanımız dedi ki, "Bin 500 işçiyi, çalışanımızı taş kömürüne alacağız ve istihdam edeceğiz.' Sayın Cumhurbaşkanımızın sözü bizim için talimattır, gereği yapılacaktır. Bu konuda taş kömürü kurumumuz, Çalışma Bakanlığı ve İŞKUR ile istişare halinde. Gerekli prosedürler tamamlandıktan sonra süratle işçi alımlarını yapmış olacağız inşallah."

Burada 1,5 milyar ton kömür rezervi bulunduğunu belirten Dönmez, "Üretim miktarımız 1 milyon ton civarında, bunu arttırmamız lazım. Biz yıllık yaklaşık 30 milyon ton civarında taş kömürü ithal ediyoruz. Bunun için de 3 ila 4 milyar dolar civarında bir kaynak ayırıyoruz. Bugünlerde, ekonomik sorunları çokça konuştuğumuz şu ortamda cari açığı azaltmak için ithal ürünleri mümkün olduğu kadar yerli kaynaklardan temin etme zorunluluğu aşikar ortaya çıkmış oldu. Bunun da en kolay yöntemlerden birisi tabii ki burada yatırım yapmak, hazırlık yapmak ve istihdam ederek önce bölgenin sonra da ülkenin kalkınması için gerekenleri yapmak." ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez, TKK'nın kendi işletmelerinde üretimine devam edeceğini dile getirerek, "Hedefimiz 5 yıl içerisinde üretimi özel sektör ve kamu ile 7 ila 10 milyon tona çıkartmak, istihdamı da bugün iki katına çıkartmaktır. Bunun için hep birlikte çalışacağız, biz bize düşeni yapacağız siz de inşallah size düşeni yaparsanız mutlu oluruz." diye konuştu.

Maden ocağına ziyaret

Bakan Dönmez, Kilimli ilçesindeki TTK Karadon Müessese Müdürlüğü Gelik İşletme Müessesine ait kömür ocağına girmek için işçi kıyafetlerini giydi, gaz maskesi, baret ve madenci feneri gibi ekipmanları da yanına aldı.  Dönmez, kişisel koruyucuların nasıl ve hangi durumlarda kullanıldığına yönelik kurum yetkililerince de bilgilendirildi. Dönmez'e ayrıca çocuklar tarafından çiçek takdim edildi.

Bakan Dönmez, gazetecilere yaptığı açıklamada, ocağa girmeden evvel bakan, müdür ayrımı yapmaksızın iş güvenliği teçhizatını taktıklarını ve gerekli kullanım eğitimlerini aldıklarını belirtti. Maden ocağına inmenin kendisi için ilk olmadığını, üniversite yıllarında da teknik bir inceleme için girdiğinin anlatan Dönmez, şöyle konuştu:

"Şimdi hep birlikte gireceğiz. Aşağıda işçi kardeşlerimizle birlikte onların sofralarına ortak olacağız. Bizim için önce güvenlik. Son dönemde güvenlikle alakalı kuralları gittikçe mevzuat bazında arttırdık, denetlemeleri de arttırdık. Geçtiğimiz yıllara göre iş kaza oranlarımız düştü. Sayısal rakamlar vermiyoruz nazar değmesin diye. Gönül ister ki, tabii sıfır iş kazasıyla bu işleri yapabilmek. Bu vesileyle biz madenlerimizde iş kazası dolayısıyla hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize rahmet, yakınlarına da sabırlar diliyoruz."

Kaynak: ETKB

İzmir'in Elektrikli Otobüs Dönüşümü Örnek Olacak

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Güneş Cansız, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ulaşım şirketi ESHOT'un toplu taşımada elektrikli ulaşıma geçmek amacıyla ilk etapta 20 elektrikli otobüs satın aldığını belirterek, "ESHOT, 400 otobüslük filosunu tamamen elektrikliye dönüştürmek için ilgili bakanlığa başvurdu. İzmir'in bu dönüşümünü, Washington'daki global ofisimiz tarafından yayınlanacak ve bu alanda dünyadaki en iyi 16 çalışmanın yer aldığı raporda örnek olarak dünyaya duyuracağız." dedi.

Türkiye'deki sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği alanındaki çalışmaları değerlendiren Cansız, Türkiye'nin bisiklet yolları, elektrikli toplu ulaşım ve enerji verimliliği gibi alanlarda önemli adımlar atmaya başladığını söyledi.

Cansız, ocak ayında yürürlüğe giren Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı'nın hayata geçmesiyle birçok alanda tasarruf sağlanabileceğini ve eylem planındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi için gerekli finansmanın sağlanmasının da büyük önem taşıdığını kaydetti.

Böylece enerji verimliliği alanındaki çalışmaların hızlanacağını ifade eden Cansız, eylem planındaki önemli alanlardan birinin de ulaşım olduğuna işaret etti.

Cansız, enstitü olarak toplu taşıma, bisiklet ve yaya yollarının genişletilmesi çalışmalarına ağırlık verdiklerini ve bu alandaki çalışmalara destek olduklarını vurguladı.

Son dönemde dünyada toplu taşıma alanında özellikle elektrikli araçların daha fazla yaygınlaşmaya başladığına dikkati çeken Cansız, şunları söyledi:

"ESHOT, bir Türk şirketten 20 elektrikli otobüs alarak filosuna kattı. Bu otobüslerin elektrik ihtiyacı güneş enerjisiyle karşılanıyor. ESHOT, 400 otobüslük filosunu tamamen elektrikliye dönüştürmek için ilgili bakanlığa başvurdu. İzmir'in bu dönüşümünü, Washington'daki global ofisimiz tarafından yayınlanacak ve bu alanda dünyadaki en iyi 16 çalışmanın yer aldığı raporda örnek olarak dünyaya duyuracağız. 20 elektrikli otobüsün aylık elektrik tüketiminin tamamı güneş panelleriyle üretilen elektrikten sağlanıyor. Elektrikli otobüslerin herhangi bir akaryakıt maliyeti olmayacak ve kendi kendine yeten bir sistem oluşturulacak. Otobüs üreticisi Türk şirketin çalışmaları ve elektrikli otobüslerin enerji ihtiyacının karşılanması gibi tüm süreçler detaylı bir şekilde raporda yer alacak. Söz konusu rapor, elektrikli otobüslerle ilgili farklı kıtalardan şehir örnekleri ile bu alandaki fırsat ve engelleri ortaya koymayı amaçlıyor. Bu şekilde büyükten küçüğe farklı ölçeklerde şehirler için örnek teşkil edecek. Şu anda Amerika'da elektrikli toplu ulaşım alanında bir örnek yok. 2019 Şubat'ta yayınlanacak raporda, İzmir'in yanı sıra Hollanda, İspanya, Çin, Hindistan, Meksika, Güney Afrika, Brezilya'nın şehirlerinden örnekler olacak."

Akaryakıt tasarrufu

ESHOT'un internet sitesinde elektrikli otobüs kullanımından elde edilen kazanımların yayınlandığını aktaran Cansız, son verilere göre yaklaşık bir yıl içinde 20 elektrikli otobüsle 4 milyon 341 bin yolcu taşındığını ve bu sürede 680 bin litre akaryakıt tasarrufu sağlandığı belirtti.

Cansız, İzmir'in yanı sıra Elazığ'da 6 adet körüklü elektrikli otobüsün işletmeye girdiğini, Konya, Eskişehir, Manisa ve Gaziantep’te de pilot uygulama ve testlerin devam ettiğini söyledi.

Elektrikli otobüslerin İstanbul gibi toplu taşımanın çok fazla kullanıldığı şehirlerde hem hava kirliliğini hem de gürültüyü azaltmak için önemli bir çözüm olabileceğinin altını çizen Cansız, toplu taşıma rehberi Moovit'in yaptığı son araştırmaya göre, İstanbul'un toplu taşımada yolculuk ve durakta bekleme süresinin en fazla olduğu şehirlerin başında geldiğini sözlerine ekledi.

İstanbul'da günlük yolculuk süresi 91 dakika

Moovit'in raporuna göre, İstanbul'da toplu taşıma araçlarını kullanan bir yolcu günlük ortalama 91 dakikasını trafikte geçiriyor. Bu süre Toronto'da 96, Rio de Janeiro'da 95, Sao Paulo'da 93, Manchester'da 89, Paris ve Milano'da 64, Madrid ve Berlin'de ise 62 dakika civarında bulunuyor.

İstanbul'da toplu taşıma araçlarını kullanan yolcuların yüzde 66'sı bir saatten, yüzde 30'u ise iki saatten fazla yolculuk yapıyor.

Aynı şekilde, İstanbul'da bir günde durakta bekleyerek geçirilen ortalama süre 19 dakika iken, yolcuların yüzde 23'ü 6-10 dakika, yüzde 30'u 11-20 dakika ve yüzde 22'si 21-30 dakika durakta bekliyor.

Öte yandan, durakta bekleme süresi en fazla olan şehirler arasında 20 dakika ile Los Angeles ve Roma, 19 dakika ile Sao Paulo ve Rio de Janeiro, 18 dakika ile Atina ve 15 dakika ile New York yer alıyor.

Kaynak: AA

Tarım Alanlarında "Kaçak Elektrik" Uydudan Tespit Edilecek

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ile Çukurova Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Arş. Gör. Dr. Ali İhsan Şekertekin, kaçak elektrik kullanılan tarım alanlarının uydu görüntülerinden tespitine yönelik çalışma gerçekleştirdi.

Çalışmada farklı zamanlarda alınan uydu görüntüleri, görüntü işleme teknikleri kullanılarak değerlendiriliyor. Farklı zamanlara ait görüntülerdeki renk ayrışmaları, kaçak elektrikle sulanan alanlar ile sulanmayan alanların tespitine imkan tanıyor. Bu veri trafolarda elektrik kullanımı verisiyle birlikte değerlendirildiğinde, kaçak elektrik kullanılan potansiyel alanları nokta atışı olarak tespit etmek mümkün olabiliyor.

"Kayıp kaçakta en önemli paylardan biri tarım alanları"

Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, elektrik dağıtım şirketlerinin en önemli sorunlarından birinin kayıp kaçak elektrik olduğunu söyledi.

Kayıp kaçak elektrik konusunda elektrik dağıtım şirketlerinin büyük ekonomik kayıplar yaşadığını, bunun faturasının da topluma çıktığını belirten Kutoğlu, "Bu kayıp kaçakta da en önemli payı tutan durumlardan biri de bazı bölgelerimizdeki tarım alanlarında kaçak elektrik kullanımları." dedi.

Kutoğlu, bu potansiyel alanların ortaya konulabilmesi için çalışma gerçekleştirdiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu çalışmanın esası; zemindeki bitkilerin gelişimi ve su içeriklerinin izlenmesine bağlı olarak sulanmış alanların tespitine dayalı. Burada kaçak elektriği nasıl gözlemleyebilirsiniz? Şüphelendiğiniz alanların uydu görüntülerini kullanarak su içeriği yüksek bölgeleri tespit edebiliyorsunuz. Dolayısıyla bunları enerji dağıtım şirketlerimizin trafolarındaki yoğun elektrik kullanımı ve faturalandırılmış bedel ile karşılaştırdığımız zaman yoğun elektrik kullanımı ve faturalama bedeli arasında büyük açıklar varsa bir de uydu görüntüsünde aynı bölgede sulanmış alan çıkıyorsa o zaman burası potansiyel kaçak elektrik kullanımıyla sulama yapılan aday alan düşünülebilir. Yerinde gidip tespit yapıp gerçekten de burada açılmış bir kuyudan ya da başka şekilde pompalar kullanılarak kaçak elektrik olup olmadığını doğrudan nokta atışıyla tespit etmek mümkün olabiliyor."

"Geniş alanları hızlı bir şekilde incelemek mümkün"

Uydu görüntülerini istasyonlardan alıp birtakım yazılımlar yardımıyla görüntü işlemeye tabi tuttuklarını ifade eden Kutoğlu, bunları "geometrik", "radyometrik" düzeltme adını verdikleri düzeltmeler yoluyla amaca uygun şekilde değerlendirdiklerini dile getirdi.

Prof. Dr. Kutoğlu, bunun sonucunda su içeriği birbirinden farklı olan alanları farklı renk tonlarıyla gösterebildiklerini aktararak, şunları kaydetti:

"Su içeriği farklı olan arsalar farklı renkle gözüküyor. Örneğin siyah ve kahverengi olan alanlar su içeriği düşük veya sulanmamış alanlar olarak ifade edilebilir. Dolayısıyla burada kaçak elektrik kullanma potansiyeli olmayacaktır ama mavi renge doğru gidildikçe su içeriğinin daha fazla olduğu karşımıza çıkıyor. Bunlar sulanan alanlar, buradaki trafolarımızda elektrik kullanımı ile faturalar arasında büyük bir dengesizlik varsa bu yoğun elektrikli su pompası kullanımından kaynaklanıyor olabilir. Bunların koordinatları belli olduğu için denetim görevlilerinin buralara gidip kaçak elektrik kullanım yapılan tarım alanlarını tespit etmeleri mümkün."

Kutoğlu, bu şekilde geniş alanları hızlı bir şekilde incelemenin ve gözden geçirmenin mümkün olduğuna dikkati çekerek, "Enerji dağıtım şirketlerimiz bu yönde çalışma içerisinde olurlarsa kayıp kaçak bedellerinin daha düşük meblağlara indirilmesi mümkün olur. Bu da toplumumuz üzerindeki elektrik faturası yükünün daha az olmasını sağlar." dedi.

9. Türkiye Enerji Zirvesi 9-10 Ekim’de Antalya’da

Türkiye Enerji Zirvesi 2010 yılından itibaren her yıl Türkiye’nin başka bir şehrinde düzenlenmektedir. Tüm enerji sektörlerini bir araya getiren, tarafların güncel konuları tartışmasına ortam yaratan, kendine özgü sergi alanıyla firmaların ürün ve yeni teknolojileri tanıttığı, başta elektrik ve doğal gaz sektörleri olmak üzere yenilenebilir enerji ve nükleer enerji alanlarında birbirinden önemli konu ve konukların katılımlarıyla gerçekleştirilmekte olan Türkiye Enerji Zirvesi, her sene daha da büyüyerek yoluna devam etmektedir.

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) destekleriyle bu yıl 9. su düzenlenecek olan “Türkiye Enerji Zirvesi”, 1.500'e yakın ulusal ve uluslararası katılımcıyı, Türkiye ve bölge ülkelerinin kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey isimleriyle buluşturacak ve yeni iş birliği imkanlarına kapı aralayacak.

Dünya enerji piyasalarında yaşanan hızlı dönüşüm, ülkeler ve şirketler için bütünsel ve gelecek trendleri ile uyumlu stratejilere ihtiyacı beraberinde getiriyor. Yeni döneme uyum sağlayan şirketler büyük avantaj elde ederken bunun dışında kalanlar ise önemli bir risklerle karşı karşıya kalabilecektir. Bu durum ise enerji piyasalarında yaşanan gelişmelerin ve trendlerin yakından analiz ve takip edilmesini zorunlu kılıyor. 9. Türkiye Enerji Zirvesi'nde, son 15 yılda yaşadığı hızlı gelişim süreci ile önemli mesafe kat eden Türkiye enerji piyasaları, global piyasalarda yaşanan gelişmeler ve gelecek trendleri farklı açılardan sektör profesyonelleri, uzmanlar ve üst düzey bürokratlar tarafından ele alınacak.

9. Türkiye Enerji Zirvesi'nde ele alınacak konulardan bazıları:

  • Enerji piyasalarında dönüşüm
  • Enerjide gelecek trendleri
  • Türkiye enerji piyasalarında gelecek beklentileri
  • Dijitalleşme
  • Enerji yatırımlarının finansmanı
  • Türkiye'de yenilenebilir enerji ve YEKA'lar
  • Doğu Akdeniz enerji jeopolitiği
  • Akaryakıt ve LPG piyasaları
  • Ham petrol piyasaları
  • Doğal gaz ve LNG piyasaları

37 düzenleyici kurumun üye olduğu Enerji Düzenleyicileri Bölgesel Birliği (ERRA), Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı'nın 17'ncisi, 9. Türkiye Enerji Zirvesi ile birlikte eş zamanlı olarak düzenlenecektir. Konferans, Türkiye ve diğer ERRA üyesi ülkelerin bulunduğu Avrupa, Asya, Afrika, Orta Doğu ve Amerika'dan düzenleyici kurumları, hükümet yetkililerini, enerji şirketlerini, profesyonelleri, yatırımcıları ve sektör derneklerini bir araya getirecektir. Yeni işbirliği ve pazarlara kapı aralayacak olan bu iki prestijli etkinliğin eş zamanlı olarak birlikte düzenlenmesi, örnek bir bölgeler arası işbirliği olmasının yanı sıra katılımcılara ve sponsorlara da önemli fırsatlar sunacak.

Kaynak: Turkey Energy Summit

Bir Ayda Sürücüsüz Elektrikli Oto Ürettiler

İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik ile Mimarlık ve Tasarım Fakülteleri öğrencilerinden kurulu Çağlar Elektromobil Takımı, TÜBİTAK ve sponsorlardan sağlanan kaynakla tamamen el yapımı elektrikli otomobil üretmeyi başardı. Bir ay gibi kısa bir sürede üretilen, yüzde 80’i yerli olan ve kendi kendine gidebilen (sürücüsüz) elektrikli otomobil testlerden de başarıyla geçti.

21 Öğrenci Çalıştı

Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Muhammet Ceylan’ın yürüttüğü proje, Mekatronik Mühendisliği ve Endüstriyel Tasarım bölümlerindeki öğrencilerden oluşan 21 kişilik bir ekip ile tamamlandı. Otonom sürüş yeteneğine de sahip aracın dış kabuğu, karbondan tamamen el işçiliği ile üretildi. Şase olarak hafiflik ön planda tutuldu ve 6060 serisi alüminyum kare profil kullanıldı. Araçta elektrikli araçlar için özel olarak üretilen ve tekerlek içine gömülü elektrikli motorlar (HUB Motor) kullanıldı. Bu özellik, aracın ağırlığının önemli ölçüde azalmasını ve verimliliğin artmasını sağladı.

Tek Şarjla 300 Km

Yaklaşık 90 bin liraya mal olan otomobil, 3 kilowatt kapasitesindeki batarya ile 5 saatte şarj oluyor. Otomobil 80 km hıza ulaşabiliyor. Sürüş menzili ise 280 km. Yol durumu ve eğim, bu mesafeyi etkileyebiliyor. Otomobil bir şarjla 300 kilometreyi de geçebiliyor.

Otonom Özelliği Var

Otonom olarak tasarlanan araç daha prototip aşamasında… Ancak şimdiden 30 km hız sınırında kendi kendine gidebiliyor ve görüntü işleme sayesinde yönünü kolaylıkla bulabiliyor. Bu bağlamda sürücüsüz bir sürüş güvenle gerçekleştirilebiliyor. Otonom için araçta direksiyon dişli kutusuna sabitlenmiş bir motor ile dönüş gerçekleştiriliyor. Frene bağlı lineer bir servo motor ile frenleme yapılıyor. Araç tamamen verimlilik ve şehir içi kullanımı göz önünde bulundurularak tasarlandı.

Kaynak: İstanbul Ticaret Odası

ÇEDAŞ’ın yeni Genel Müdürü Niyazi Kıvılcım oldu

Sivas, Tokat ve Yozgat’ta 950 bin aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş.’de (ÇEDAŞ) Genel Müdürlük koltuğuna Niyazi Kıvılcım atandı. 38 yıldan bu yana enerji sektöründe farklı kademelerde çalışan Niyazi Kıvılcım, 10 Eylül 2018 itibarıyla görevine başladı.

ÇEDAŞ Genel Müdürü Ahmet Sait Akboğa’nın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Elektrik Dairesi’nin Grup Başkanlığı’na getirilmesinin ardından ÇEDAŞ’ta yeni görevlendirme yapıldı. ÇEDAŞ'ta Genel Müdürlük görevini üstlenen Niyazi Kıvılcım, 1980 yılından bu yana enerji sektörünün içinde yer alıyor. 1979 yılında Gazi Üniversitesi Ankara Devlet Mühendisliği ve Mimarlık Akademisi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun olan Kıvılcım, 1980-2001 yılları arasında TEDAŞ'ta mühendis, mesul mühendis, başmühendis, il müdürü, müessese müdürü ve yönetim komitesi başkanı olarak görev yaptı.

2001-2004 arasında TEDAŞ'ta Proje ve Tesis Daire Başkanı ve Genel Müdür Müşaviri olarak çalışan Kıvılcım, 2004-2013 yıları arasında TEDAŞ'ta Isparta Müessese Müdürü ve Yönetim Komitesi Başkanı ve İl Müdürü olarak görev aldı. 2013 yılındaki özelleşme sürecinin ardından yine Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’de (AEDAŞ) Isparta İl Müdürü olarak çalışmaya devam eden Kıvılcım, evli ve 2 kız çocuğu babası.

DÜNYADAN HABERLER
“IRENA İnovasyon Haftası” Geleceğin Enerji Sistemlerine Yön Veren Liderleri Bir Araya Getirdi

Küresel enerji dönüşümüne öncülük eden çığır açıcı inovasyonları keşfetmek için önde gelen şirketler, start-uplar ve politika yapıcılar, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından düzenlenen İnovasyon Haftası kapsamında 5-7 Eylül tarihlerinde Almanya’nın Bonn şehrinde bir araya geldi.

Teknolojik inovasyon ve gittikçe artan destekleyici politika ortamıyla gelen dikkat çekici maliyet azaltımları, dünyanın birçok yerinde yenilenebilir enerjiyi konvansiyonel yakıtlarla gittikçe daha fazla rekabet edebilir seviyeye getiriyor. Buna paralel olarak, Nesnelerin İnterneti, yapay zeka, elektrikli araçların akıllı şarjı, hidrojen gücü ve depolama gibi inovasyonlar, enerji sistemlerini gittikçe daha entegre ve esnek hale getirirken, yenilenebilir enerjinin hakim olduğu bir geleceğe geçişe de destek oluyor.

Dünya olarak Paris Anlaşmasının şartlarını yerine getirmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için inovasyon, yenilenebilir enerji dağıtımının önemli ölçüde hızlandırılmasının gerektiği bir dönemde tüm ülkelerin düşük maliyetli yenilenebilir enerjiden faydalanması ve bunu eksiksiz bir şekilde elektrik sistemlerine entegre etmesinde kilit bir öneme sahip.

IRENA Genel Direktörü Adnan Z. Amin: “Yenilenebilir enerji teknolojik inovasyonla birlikte kullanıldığında enerjinin üretim, dağıtım ve tüketim şeklini değiştiriyor. Oluşmakta olan yeni küresel enerji yaklaşımı daha sürdürülebilir ve çok sayıda kişi için daha büyük sosyo-ekonomik faydalar getiriyor. İnovasyon Haftası enerji sektörünün geleceğine yönelik vizyonların paylaşılması amacıyla çeşitli alanlardan liderleri bir araya getiriyor ve aynı zamanda enerji dönüşümünün devamının getirilmesi için gereken inovatif fikirlere ev sahipliği yapması açısından kritik öneme sahip.” dedi.

Enerji sisteminin ön sıralarında yer alan 400’den fazla kurumsal yönetici, hükümet yetkilisi ve uzmanın bu alandaki çığır açan teknolojileri, iş uygulamalarını ve politikaları tartıştığı etkinlik, enerji devrimine de öncülük ediyor.

Çin Şebeke Kurumu, Engie, GE, NREL, IBM Masdar, Alman Enerji Ajansı, Statnett, Toyota, Schneider Elektrik, ENEL’in yanısıra kamu ve regülatörlerden düşünce liderleri; dijitalleşmenin, merkezsizleşmenin ve son kullanıcının elektrifikasyonunun enerjiyi üretme, ticaretini yapma ve tüketmemizde yol açtığı değişiklikleri tartıştı. Üst düzey bir kamu-özel sektör yuvarlak masa toplantısında enerji sistemindeki inovasyonların dönüştürücü etkileri tartışırken, yeni gelişmekte olan start-uplar da bu alandaki çalışmalarını sunma fırsatı yakaladı.

Kaynak: IRENA

Hindistan 5 Yıl İçinde Elektrikli Araç Oranını %15’e Çıkaracak

Hindistan beş yıl içinde trafiğe kayıtlı araçların en az %15’inin elektrikli olmasını hedefliyor. Bu da hükümetin dünyada fosil yakıt tüketimini ciddi oranda azaltmaya çalışan ülkeler arasına katılma konusunda ne kadar istekli olduğunu ortaya koyuyor.

Konuyla ilgili olarak New Delhi’de düzenlenen bir otomobil konferansında konuşan Ulaştırma Bakanı Nitin Gadkari: “Önümüzdeki beş yılda %15 hedefini tutturmamız, ülkenin geneli için faydalı olacak. Ülkemiz için hava kirliliği konusunu ciddi ciddi düşünüp aksiyon alma vakti olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hindistan, otomobillerin elektrifikasyonu konusunda Çin’in aksine net bir yönlendirici politikası olmayan ve küresel yarışta geri kalan bir ülkeydi. Bilindiği üzere Çin, petrol ithalatına olan bağlılığı azaltmaya yönelik çabaları kapsamında akülü arabaları teşvik edecek kuvvetli teşvik mekanizmaları geliştiriyor. Başbakan Narendra Modi’nin yönetimi, Çin’de 2030 yılına kadar %30’luk elektrikli araç hedefi olduğunu daha önceden belirtmişti.

Yolcu elektrikli araçların kümülatif küresel satışları geçen hafta itibariyle 4 milyonu geçerken, bunun üçte birini Çin oluşturdu. Hindistan’da ise geçen yıl 2000 adet elektrikli araç satışı yapıldı. Bloomberg’e göre elektrikli araçlar 2030 yılına kadar Hindistan’da tüm araç satışlarının ancak %7’sini oluşturacak.

Buna karşın, Çin 2025 yılına kadar 7 milyon yeni-enerjili araç satışı yapmayı hedefliyor, ki bu da tüm pazarın %15’ine tekabül ediyor. Asyalı dev 400 km menzil ve üzerindeki elektrikli araç başına 7000 dolarlık teşvik veriyor, bu da elektrikli otomobilleri tüketiciler için oldukça makul yapıyor.

Hyundai ve Suzuki gibi bazı otomobil üreticileri önümüzdeki yılın başında elektrikli araç modellerini Güney Asya ülkelerinde piyasaya süreceklerini duyurdu. Pazar lideri olan Suzuki, %50 Pazar payını koruması için 2030 yılına kadar Çin’de 1,5 milyon elektrikli araca ihtiyaç duyacağını söyledi. Ford ise Çin’deki yerel ortağı olan Mahindra & Mahindra ile ortak olarak elektrikli araç üretimi yapmak üzere bir anlaşma imzaladığını belirtti.

Kaynak: Bloomberg

New York Eyalet Yönetiminden Temiz Enerji İşgücüne 15 Milyon Dolarlık Fon

New York Eyalet Hükümeti temiz enerji işgücü gelişimini teşvik etmek için 15 milyon dolarlık fonlama sağlıyor. Fon, New York Eyalet Üniversitesinin kampüslerinin ev sahipliğinde düzenlenecek olan iki programı destekleyecek. Duyurulan fonun 6 milyon dolarlık kısmı daha fazla sayıda temiz enerji uzmanı yetiştirilmesi için ilk girişim tarafından kullanılacak.

Kalan 9 milyon dolarlık kısım ise çıraklık eğitimi, stajyerlik ve eğitici programlara destek için hibe olarak kullanılacak. SUNY kampüsleri Çalışma Bakanlığı, NYSERDA, Empire State Kalkınma ve Endüstriyel Kalkınma Ajansları gibi kamu ajansları ve yerel ajanslarla işbirliği içinde hibe sağlayacak. Kamu ajanslarıyla işbirliği yapılması, kamuya bölgesel ekonomik kalkınmayı güçlendirmesi adına işgücü ihtiyacı olan alanları belirleme imkanı vermiş olacak.

Program kapsamındaki üniversiteler:

  • Binghamton Üniversitesi bünyesindeki 1. Sınıflar için Yoğunlaştırılmış Araştırma Programı içerisinde Temiz Enerji Lisans Programı kuracak
  • Buffalo Devlet Üniversitesi New York Elektrik İdaresi ile işbirliği içinde temiz enerji sertifika programları geliştirecek. Bu sertifikalar öğrencilere lisans derecelerinde kredi kazandırıyor olacak.

New York Valisi Cuomo konuyla ilgili olarak: “New York iklim değişikliği ile mücadele ve çevremizin korunması konusunda kararlıdır. Bu bağlamda eyalet çağında temiz enerjisinin teşvik edilmesi için aksiyon almaya ve yenilebilir endüstrilerdeki istihdam gelişimini desteklemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

SUNY Şansölyesi Kristina M. Johnson: “İklim değişikliği, fosil yakıtlara olan aşırı bağımlılık ve artan enerji kullanımı ve maliyetlerinin getirdiği sonuçlar tekrar alarm vermeye başladı.”

Çalışma Bakanlığı Delegesi Roberta Reardon: “Federal seviyede temiz enerji liderliğinin olmayışı New York’lular için fırsatları tehdit ediyor, bu yüzden Vali Cuomo’nun yeşil endüstrilerdeki işgücü gelişimini bir öncelik görmesini takdir ediyorum.”

Kaynak: Smart Energy

Dünya Nükleer Enerji Üretimi 5 Yıl Üst Üste Artış Gösterdi

Dünya Nükleer Derneği tarafından yayınlanan rapora göre nükleer enerji üretimi 2017’de küresel çapta üst üste beşinci kez artış gösterdi. Nükleer santrallerden üretim 2017’de küresel elektrik talebinin %10’una tekabül eden 2506 TWh seviyesine ulaştı.

Dünyadaki nükleer enerji santralleri için ortalama kapasite faktörü yıllık bazda %81’e çıkararak son 20 yıldır %80’ler civarında gerçekleşmekte olan yüksek performansını devam ettirdi. “Dünya Nükleer Performans Raporu”nun yayınlandığını duyuran 15 Ağustos tarihli basın bülteninde Dünya Nükleer Derneği tarafından reaktör performansının, reaktörün ne kadar süredir faaliyette olduğundan bağımsız olarak devam ettiği belirtildi. Bültende, yıllanmaya bağlı hiçbir düşüşün gözlenmediği kaydedildi.

Bültende yer alan bilgilere göre 2017 sonu itibariyle 59 nükleer santral yapım aşamasında. Yıl boyunca ortalama yapım süresi 58 ay olan dört reaktör şebekeye bağlandı. Yıl içinde dört projenin daha yapımına başlanırken ABD’de yer alan iki tanesinin yapımı durduruldu.

2017 sonu itibariyle faaliyette olan 448 nükleer reaktörün yarısından fazla ABD ve Avrupa’da yer alıyor. Bununla birlikte her iki bölgede de reaktörlerin emekliye ayrılma hızı, yeni reaktör kapasitelerinin eklenme hızından daha fazla. 2017’de inşasına başlayan reaktörlere baktığımızda; 30 Kasım 2017’de Banglade’te Başbakan Rooppur’daki nükleer santralin ana inşaatının açılışını yaptı. Aralık 2017’de ise Türkiye Akkuyu’daki ilk nükleer ünitesinin inşasını resmi olarak başlattı.

Öte yandan Çin, yeni inşa edilen pazarını domine etmeye devam ediyor. (2017’de yapılan 4 şebeke bağlantısının 3 ile 2018’in başı itibariyle yapım aşamasında bulunan 59 reaktörün 18’i) Ülke aynı zamanda türünün ilk örnekleri olan AP1000 ve EPR tasarımlarına da liderlik ediyor. Bir AP1000 tasarımı olan Sanmen 1 santrali ile bir EPR tasarımı olan Taishan 1 santralinin ikisi de Haziran 2018’de ilk başarı testlerini geçtiler.

Kaynak: Powermag

HAFTANIN RAPORU

PwC’nin “Otomotiv Sektörünü Dönüştüren Beş Trend” Raporu

20. yüzyılın yaşam alışkanlıklarına damgasını vuran en önemli teknik buluşlardan biri olan otomobilin, gelişen teknolojiler ve toplumsal taleplere bağlı olarak radikal bir dönüşümden geçtiğini ortaya koyuyor. Rapora göre, 2030’a kadar gerçekleşecek olan otomotiv devrimi ile sektörün yıllar boyu alıştığı pek çok kural tersine dönecek. Pazardaki değişimi tetikleyecek kavramlar ise; elektrikli, otonom, paylaşımlı, bağlantılı ve sürekli güncellenen olarak karşımıza çıkıyor.

Raporda öne çıkarılan noktalar:

  • Yeni satılan araçların yüzde 55’i elektrikli olacak
  • Kat edilen mesafenin yüzde 40’ı sürücüsüz araçlardan olacak
  • Kat edilen her üç kilometrenin biri “paylaşımlı” araçlara ait olacak
  • Avrupa’da 18 milyon olan yıllık yeni araç satışları yüzde 34 artarak 24 milyona ulaşacak
  • Her bir araç çok daha fazla yol katettiği için araçların yenilenme hızı artacak

Teknolojik gelişmeler pazarı her yıl model yenilemeye zorlayacak

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK