SEKTÖRDEN HABERLER
3. DEK Konuşmaları Ankara’da Gerçekleştirildi

Dünya Enerji Konseyi’nin 3’üncüsü BP ile ortaklaşa organize ettiği DEK Konuşmaları’nda, “BP Enerji Görünümü 2018” raporu ve geleceğin enerji trendleri değerlendirildi. Ankara’da düzenlenen konferansta, 2040 yılına kadar küresel enerji tüketimine yönelik çarpıcı bilgiler paylaşıldı. Rapora göre; yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı büyümesine karşılık, 2040 yılında küresel enerjinin yarısından fazlasını petrol ve gaz karşılayacak.

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi tarafından düzenlenen DEK Konuşmalarının 3.sü 18 Eylül Salı günü Ankara’da gerçekleştirildi. BP ile ortaklaşa organize edilen 3. DEK Konuşmaları, Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Alparslan Bayraktar’ın konuşmasıyla başladı. Yaptığı konuşmada Bayraktar: “Dünya Enerji Konseyi’nin 3’üncüsü BP ile ortaklaşa organize ettiği DEK Konuşmaları’nda, “BP Enerji Görünümü 2018” raporu ve geleceğin enerji trendleri değerlendirildi. Ankara’da düzenlenen konferansta, 2040 yılına kadar küresel enerji tüketimine yönelik çarpıcı bilgiler paylaşıldı. Rapora göre; yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı büyümesine karşılık, 2040 yılında küresel enerjinin yarısından fazlasını petrol ve gaz karşılayacak” dedi.

EPDK Başkanı Sn. Mustafa Yılmaz da konuşmasında akaryakıt piyasasında piyasa faaliyetlerini bozucu davranışlarda bulunan şirketlere izin vermeyeceklerini vurguladı.

BP Türkiye Ülke Başkanı Mick Stump “Küresel enerji talebi büyümeye devam edecek. Enerji tüketimi 2040 yılına kadar yaklaşık 1/3 oranında artacak. Türkiye'nin uzun dönem potansiyelinin farkındayız. Türkiye stratejik açıdan BP için çok önemli bir ülke. Türkiye'deki yatırımlarımıza devam etmek istiyoruz."

BP Global makroekonomi birimi başkanı Sayın William Zimmern ise konuşmasında “BP Enerji Görünümü 2018” raporundan öne çıkan bazı noktaları da paylaştı:

  • Enerji talebindeki artışın yaklaşık % 70’i elektrik kaynaklı olacak.
  • Ulaşım talebindeki artış geçmişe göre keskin bir şekilde yavaşlayacak.
  • Küresel otomobil stokunda elektrikli araçların payı 2040 yılına kadar yaklaşık %15’e ulaşacak.
  • Her ne kadar en önemli artış elektrik sektöründe olsa da petrol ve doğal gazın dünya enerjisinin yarısından fazlasını oluşturmaya devam edecek.
  • Enerji talebindeki büyüme sebebiyle karbon emisyonları 2040 yılına kadar % 10 artacak.
Türkiye, Sudan’ın Güney Sınırında Petrol Arayacak

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Sudan Petrol Bakanlığı ile anlaşmaya imza attıktan sonra petrol arayacağı sahayı teslim almıştı. Çıkarılacak petrolün Port-Sudan üzerinden Türkiye'ye gönderilmesi bekleniyor. Anlaşma Türkiye'ye petrol geliri yanında jeopolitik açıdan da önemli avantaj sağlayacak.

Afrika'daki stratejik önemini giderek artıran Türkiye'nin Sudan'da petrol araması yapacağı alanlar netleşiyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Sudan Petrol Bakanlığı arasında imzalanan anlaşmaya göre, TPAO, ülkenin Güney Sudan'la olan sınırda bulunan ve şu anda petrol çıkarılan yerlere yakın iki alanda petrol araması yapacak.

Türkiye'nin Sudan'da petrol araması yapacağı alanlar netleşiyor. TPAO, söz konusu ülkenin Güney Sudan ile olan sınırda bulunan ve şu anda petrol çıkarılan yerlere yakın iki alanda petrol araması yapacak. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Sudan Petrol Bakanlığı arasında bir sahanın geliştirilmesi için çalışma anlaşması imzalandı.

Şirket Kuruldu

Türkiye'nin bölgesinde stratejik önemini arttıracak ve Ortadoğu güç dengesini etkileyebilecek petrol hamlesi uzun vadede petrol geliri yanında jeopolitik açıdan da önemli bir avantaj getirecek.

Anlaşma uyarınca Maden Tetkik ve Arama Kurumu Sudan'da şirket kurarak ilk adımı attı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) da şirketinin petrol aramayla ilgili saha teslimlerini aldı. Buna göre TPAO, Sudan'ın Güney Sudan sınırında zengin petrol yatakları bulunan Abyei'de iki noktada sondaj yapacak. Son dönemde enerji alanında atılan adımları güçlendirecek bir proje olan Sudan'da petrol arama faaliyetleri neticelendiğinde çıkarılacak petrol Port-Sudan üzerinden Türkiye'ye gönderilecek. Sudan'daki arama tarama faaliyetleri yerli petrol konusunda devrim olarak kabul ediliyor. Söz konusu projenin, Türkiye'nin enerji harcamalarını düşürücü bir etki de yapması öngörülüyor.

Kaynak: Star

Yenilenebilir Enerji Ekonomiyi de Yenileyecek

Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni olan enerjide dışa bağımlılığa karşı çalışmalar yürüten İzmir Ticaret Odası (İZTO), 3'üncü Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Konferansı'na ev sahipliği yaptı. Dünyadan örneklerin incelendiği uluslararası katılımlı toplantıda İzmir'deki yenilenebilir enerji potansiyelinin daha verimli kullanılması gerektiği üzerinde duruldu.

Troya Çevre Derneği tarafından düzenlenen, Almanya, Gürcistan, Ermenistan, Belçika ve Danimarka'dan konuşmacıların yer aldığı 3'üncü Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Konferansı'na, Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Aslanoğlu ile aynı zamanda İzmir Enerji Kooperatifi Başkanı olan İZTO Meclis Üyesi Çağlar Kalkan da katıldı. Bu yılın ana teması Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerindeki enerji kooperatifleri ve girişimleri olan toplantının açılışında konuşan Şenol Aslanoğlu, İzmir açısından oldukça stratejik durumda olan sektörlerin başında yenilenebilir enerji sektörü geldiğini vurgulayarak, "Rüzgarımız ve güneşimiz pek çok dünya ülkesine göre bir hazine değeri taşıyor. Bu tür enerji kaynaklarını etkin kullanmak ekonomimize de yeni bir soluk getirecek; enerji bağımlılığını düşünürsek, tabiri caizse ekonomiyi de yenileyecektir" dedi.

Gelişmiş Ülkeler De Bu Alana Yönelecek

Yakın gelecekte çevresel sorunlara bağlı olarak kaynakların tükenecek olmasının, sürdürülebilir kalkınmanın öneminin anlaşılmasını sağladığını belirten Aslanoğlu, "Gelinen noktada yenilenebilir enerji üretimi, dünya çapında bir öncelik haline geldi. Dünyada enerji sektörü iklim değişikliğinin yarattığı sorunlar nedeniyle radikal bir dönüşüm sürecinden geçiyor" diye konuştu. Konuşmasında Kyoto Protokolüne de işaret eden Aslanoğlu, gelecek süreçte dünyanın önde gelen ülkelerinin enerji ihtiyaçlarının büyük bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacağını söyledi.

"Yeni Çözüm Bulunmalı"

Türkiye'nin enerji kaynak tercihinde görülen değişikliklerin nedenini de sadece çevresel faktörlerle açıklamanın yetersiz olacağının altını çizen Aslanoğlu, "Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığın en büyük nedeni, ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasıdır. Türkiye'de petrol ve doğalgazın neredeyse tamamı, kömürün ise beşte biri ithal ediliyor. Ülkemizde elektrik üretimi her yıl yüzde 7-8 oranında artıyor. Ham petrol ve doğalgazda yetersiz üretim miktarına rağmen, Türkiye'de elektrik üretimi konusunda yerli kaynaklara dayalı imkanlar olduğu biliniyor. Bu nedenle Türkiye'nin elektrik üretimi için yeni çözüm yolları bulması gerekiyor" değerlendirmesi yaptı.

"Örnekler Çoğalmalı"

Aslanoğlu, İzmir'de de büyük bir potansiyel bulunduğunu ancak daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri modelinin önemli bir yatırım türü olduğunu, enerji ihtiyaçlarını bu şekilde karşılamak isteyen girişimcilerin, bir araya gelerek tüketimlerini ortak karşılamak için kurdukları bu oluşumların gün geçtikçe önem kazandığını dile getirdi. Bu girişimlere avantajlar da sunulduğunu belirten Aslanoğlu, "Örneklerin çoğalmasını umuyoruz. İzmir'in yenilenebilir enerji potansiyelinin etkin bir şekilde kullanılması şart. Biz de Oda olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız" diye konuştu.

Kalkan'dan Teşekkür

İZTO Meclis Üyesi ve İzmir Enerji Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Kalkan, yenilenebilir enerji konusundaki dünyadaki deneyimlerin aktarılması ve bilgi birikiminin oluşturulması için toplantının büyük katkı sağlayacağını dile getirdi. Kooperatifçiliğin gelişmesi için Bakanlık ve İl Müdürlüğü düzeyinde destek aldıklarını belirten Kalkan, "Bir teşekkürüm de Meclis Üyesi olarak bulunduğum İZTO'ya. Bize kapılarını açtığı için çok teşekkür ederim" dedi.

Ersü: Tekelleşme De Önlenecek

İzmir İl Ticaret Müdürü Şahin Ersü, "Geç kalmış olduğumuz bu alana biraz daha hızlı, hatta nefes almadan, var gücümüzle ulaşmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Rüzgarımız memleketimizde çok, güneşimiz bol, biyokütle enerji kaynaklarımız adeta namütenahi. Bunları kullanmakta geç kaldık. Bunları demokratik yapılanmanın en önemli ifadelerinden biri olan kooperatifleşmekle de aşacağımıza inanıyoruz. Bununla güzel ülkemizin çevresini de koruyacağız. Bunun bilincindeyiz. Bu sayede enerjide tekelleşmeyi de önlemiş olacağız" diye konuştu.

Kaya: Yeni Bir Kavram

Troya Çevre Derneği Başkanı Oral Kaya, ilk iki konferansı Çanakkale'de yaptıklarını hatırlatarak, "Yenilenebilir enerji kooperatifleri kavramı ülkemizde çok yeni olan bir kavram. Bütün dünyada da kökeni en fazla 30 yıla dayanıyor. Bu alana girdiğimizde bir baktık ki büyük bir eksiklik ve sıkıntı yaşanıyordu. Deneyimler ve nasıl bir yol haritası çizmemiz gerektiği bilinmiyordu. Bu nedenle yurtdışı örneklerini görmek istedik" dedi.

Kaynak: Hürriyet
Kanalizasyondan 5 Bin Konutluk Elektrik Üretildi

Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü, Atık Su Arıtma Tesisi’nden çıkan çamurdan yılda 9,5 milyon kWh (kilovat/saat) elektrik enerjisi üretimi gerçekleştiriyor.

Arıtma çamurlarından elektrik enerjisi üreten Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü Konya Kentsel Atık Su Arıtma Tesisi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan Üretim Lisansı ve Enerji Bakanlığından onay alarak, yenilenebilir enerji üreticisi olarak bu alanda faaliyet gösteren ilk lisanslı atık su arıtma tesisi olma özelliğini sürdürüyor.

Yüksek Maliyetlerin Önüne Geçiliyor

Toplam 200 bin metreküp/gün kapasiteli Kentsel Atık Su Arıtma Tesisi’ne gelen atık sular, ön arıtım ve biyolojik arıtım ünitelerinden arıtılarak, ilgili yönetmeliklerde belirtilen standartlar dâhilinde deşarj ediliyor. Arıtım esnasında oluşan çamurlar, çamur yoğunlaştırma havuzları ve çamur çürütücülere gönderilerek biyogaz elde ediliyor, aynı zamanda da arıtma çamurları stabil hale getiriliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan biyogaz, içerisinde bulunan metan gazını gaz motorları vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüştürerek şebekeye iletiyor. Böylece hem arıtma çamurunun bertaraftı için harcanacak yüksek maliyetlerin önüne geçilmiş oluyor hem de enerji üretimine katkı sağlanıyor.

5 Bin 276 Konutun Enerji İhtiyacına Denk

KOSKİ, Konya Kentsel Atık Su Arıtma Tesisi’nden çıkarılan arıtma çamurlarını, enerji değeri yüksek bir madde olma özelliği dolayısıyla elektrik enerjisine dönüştürerek ulusal enerji üretimine katkı sağlıyor.

Atıksu arıtımından kaynaklanan arıtma çamurlarının stabilizasyonu amacıyla KOSKİ Genel Müdürlüğü tarafından uygulanan anaerobik çamur çürütme prosesi sonrası ortaya çıkan biyogazın kojenerasyon ünitesinde işleme tabi tutulması sonucunda, yılda 9,5 milyon kilovat/saat elektrik enerjisi üretiliyor. Bu miktar, yaklaşık 5 bin 276 hanenin tüm elektrik ihtiyaçlarına denk geliyor.

Kaynak: Saray Medya

Güneş Sektöründe Maliyetler Düştükçe Türkiye Güçleniyor

Türkiye, güneş enerjisinde, üretimde ve işçilik maliyetlerinde yaşanan düşüşle birlikte Avrupa’ya karşı güçlenmeye başladı. Sektör temsilcileri Çin’e karşı tek rakip olabilecek ülkenin Türkiye olarak ön plana çıktığını belirtiyor.

Son dönemde panel ve diğer araçların üretiminde yaşanan düşüş ve artan verimlilik, güneş enerjisi piyasasında taşları yerinden oynatıyor. Buna Türkiye’de maliyetlerin Avrupa’ya göre daha az olması ve sektörün gelişimini de ekleyince Çin’e karşı tek rakip olabilecek ülke Türkiye olarak ön plana çıkıyor. Avrupa’nın Çin ile rekabet edemediğini ve birçok firmanın zor durumda olduğunu dile getiren Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, Türkiye’nin bu nedenle bölgesinde çok avantajlı hale geldiğini ve Avrupa’dan büyük işler almaya başladığını söyledi.

İkinci Yıl Artıya Geçiyor

Demirdağ, “Bir güneş santrali yatırımı, bir yılda yapılan bütün ithalatı geri ödüyor, doğalgaz ithalatını da azaltarak. Örneğin; 100 MW’lık güneş santrali kurulumu için maalesef 10 milyon dolarlık hammadde ithal etmemiz gerekiyor. İlk yıl ürettiğimiz elektrikle bu ithalat tutarını karşılayabiliyoruz. Böyle bir yatırım ikinci yılından itibaren de cari artıya geçiyor. Smart Energy olarak ürettiğimiz panellerle 10 yılda 5 milyar dolarlık elektrik üretecek yakıt ithalatını biz engellemiş olacağız” şeklinde konuştu. Türkiye’nin güneş enerjisine sıfırdan başladığını ve beş yılda 4 bin 500 MW’ın üzerinde kapasiteye ulaştığını hatırlatan Smart Energy Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, “Bu devletimizin ve özel sektörümüzün gerçek bir başarısıdır. Bunu görmek ve bu sektöre ona göre destek vermek lazım. Güneş sektörü büyürse Türkiye büyür. Cari açıktan istihdama, lokal üretimden ihracata kadar güneş enerjisi sektörünün büyük bir potansiyeli var. Düşünün sadece Afrika’da 1.9 milyar insanın elektriği yok. Güneş panelini üretelim, gidelim biz yapalım bu işi. Bunu yapabilecek kapasitemiz ve potansiyelimiz var” dedi.

Sektör Hızlı Yerlileşti
Güneş enerjisi sektörünün çok hızlı bir şekilde yerlileştiğini de belirten Demirağ, güneş enerjisi santrallerinde yerlilik oranını artırmak için şu anda yapılması gereken tek hamlenin panelin hücresini üretmek olduğunu vurguladı. Demirağ, “Şu anda panel yerli, trafo yerli, kesici yerli, çelik yapılar yerli, kablo yerli. Devletimiz sektöre güvence verirse sektör hücreyi de yerlileştirecektir” şeklinde konuştu.

Kaynak: Solarist
Sedaş'tan Drone ile Bakım Çalışması

SEDAŞ (Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.) Sakarya, Kocaeli, Bolu ve Düzce de kış gelmeden bakım çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Özellikle hatların altında enerji nakil hatlarına temas edecek ve fırtına da kesintilere yol açacak ağaçlık bölgelerde ekipler, bakım çalışmalarını yoğunlaştırdı. Trafolardan çekilen güçlerin kapasiteleri kontrol altında tutulurken, termal kameralarla tespit edilen noktalara müdahale ediliyor, direk, izolatör, dağıtım trafoları bakımları da gerçekleştiriliyor.

SEDAŞ şebeke operasyon ekipleri, günümüz teknolojisi kapsamında bakım programında drone ile tespitler yapıyor. Özellikle orman içi enerji hattı geçişlerinde bitki örtüsü nedeniyle kısa sürede müdahale edilemeyecek elektrik şebekesindeki direklerden, droneların üzerinde yer alan kameralarla çok yakından görsel ve video çekimleri yapılarak, arıza kaynağı olabilecek noktalar tespit ediliyor.

SEDAŞ Şebeke Operasyon ekiplerinin en kapsamlı bakım çalışmalarından birisi de Sakarya'nın Karadeniz'e açılan güzergahında yapıldı. Sakarya Ovası üzerinde yer alan ve son dönemde hızla büyüyen, Sakarya ilinin ilçelerinden olan Söğütlü ve Ferizli'de, enerji dağıtım ana hatlarında drone ile ön tespiti yapılan bakım çalışmaları gerçekleştirildi. Söğütlü ve Ferizli'de enerjinin kalitesi sürekliliği ve müşteri memnuniyeti için kapsamlı bakım çalışmalarına ağırlık verildi. Söğütlü-Ferizli Şebeke Operasyon Ekipleri Vardiya Amiri Fatih Demirel'de, "Vatandaşlarımızın güvenli, kaliteli, güvenilir elektrik enerjisine sürdürülebilir erişimini sağlamak, önümüzdeki dönemde arızaların oluşmaması ve elektriğin kesilmemesi için ekiplerimizle 25 metrelik direklerde meşakkatli çalışmalar yaptık" derken, SEDAŞ Şebeke Operasyon Bölge Sorumlusu Can Ilgaz yapılan çalışmalarla ilgili yaptığı açıklamada, "Daha önce bakım planımızda yer alan Şebekeyi, drone ile kamera ile yakından taradık. Meşakkatli bir bakım çalışması yaptık. Drone işimizi kolaylaştırıyor. Bu teknoloji sayesinde, kilometrelerce uzunluğundaki enerji hattını kısa sürede dolaşmış ve drone'un kamerasıyla yakından incelemiş oluyoruz. Bakım yapılacak noktaları ortaya çıkarıyoruz" dedi.

DÜNYADAN HABERLER
Florence Kasırgası Yarım Milyon Evi Elektriksiz Bıraktı

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletini etkisi altın alan Florence Kasırgası, kasırga statüsünden tropikal fırtınaya dönüşerek en tehlikeli seviyeye ulaştı. Geçtiğimiz Perşembe gününden bu yana bölgede etkili olan fırtına 800 kilometreden fazla bir alanda hayatı etkiliyor.

Kasırga nedeniyle Kuzey ve Güney Carolina'da birçok evi su bastı. Yetkililer, sel sularının bir metreye ulaşabileceği uyarısında bulunurken, 2 eyalette bir milyondan fazla kişi elektriksiz kaldı.

Kuzey Carolina Kamu Güvenliği Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre geçtiğimiz Cuma gününden bu yana 615.849’dan fazla kişi elektriksiz kaldı. Kasırga, Cuma erken saatlerde 1. Kategori fırtına olarak saatte 90 mil hıza ulaştı ve elektriklerin kesilmesine sebep oldu.

Kuzey ve Güney Carolina’nın en büyük elektrik sağlayıcısı olan Duke Energy’e göre bölgede yaşayan 3 milyon kişiye kasırga bitene kadar elektrik verilemeyebilir.

Şirket sözcüsü Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada “Florence Kasırgasının tüm müşterilerimizi etkileyecek olan tarihi şiddette bir fırtına olacağını önceden tahmin ediyorduk” şeklinde konuştu. Hazırda 20.000 çalışanı olmasına rağmen Duke Energy, kasırganın yol açtığı hasarın giderilmesinin haftalar alabileceğini belirtti.

Yaşanan elektrik kesintilerinin yanı sıra şu ana kadar 17 kişinin hayatını kaybettiği kasırgada ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Kaynak: Fortune

İspanya’da Elektrik Şirketleri Derneği’nin Adı Artık AELEC

İspanyol Elektrik Endüstrisi Birliği (UNESA) misyonunu, hedeflerini, imajını ve ismini toplumun değişen enerji ihtiyaçlarına paralel olarak yeniliyor.

Elektrik Şirketleri Derneği (AELEC) bu temelde ortaya çıktı. AELEC elektrik değer zincirini kapsamlı bir şekilde temsil ediyor ve EDP, Endesa, Iberdrola, Naturgy ve Viesgo şirketlerinden oluşuyor.

Dernek, özellikle dağıtım elektrikle ilgili faaliyetlerin teknik ve regülatif kısımlarının yayılımı ve tanıtımına odaklanacak. Benzer şekilde, kendini İspanya’daki enerji dönüşümünün yeterli düzeyde gelişmesi için pazardaki kilit oyuncu olarak konumlandırmak için çalışacak.

AELEC üye şirketleri İspanya’nın gayrisafi yurtiçi hasılasının %8’ini oluştururken, doğrudan veya dolaylı olarak 180.000 kişiye istihdam sağlıyor. Ayrıca 28 milyon tedarik noktasında hizmet sunuyor. Buna ek olarak, devlete olan vergi getirileri 3.7 milyar Euro’yu buluyor.

Bu yeni kurumsal kimlik toplumda ve enerji panoramasında gerçekleşmekte olan değişimleri yansıtabilmeyi hedefliyor. Derneğin kendisi zaman içerisinde elde ettiği bilgi ve deneyimlerden öğrenme yoluyla son birkaç yıldır bir değişim sürecine girmişti.

Bu sürecin bir parçası olarak, dernek aynı zamanda web sitesini ve Twitter profilini yeni imajına, adına ve hedeflerine uygun bir şekilde yeniledi.

Başkanlığını Marina Serrano’nun yaptığı AELEC, İspanya’daki elektrik tedarikinin yüksek kalitesine katkıda bulunan tecrübe ve başarılara sahip olan üyelerinin faaliyetlerini görünür kılmaya çalışacak.

Dernek, şu prensipler üzerine çalışıyor olacak:

  • Kilit unsur olarak elektrik ve yenilenebilir kaynakların entegre edilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve dekarbonizasyon hedeflerine katkıda bulunulmasındaki rolü
  • Dağıtım şebekelerinin kilit rolü: dekarbonizasyonun gerçekleştirilmesinde kritik önem taşıyor ve daha fazla sayıda yenilenebilir kaynak kullanımı sağlıyor, çok sayıda dağıtık kaynağı birbirine bağlıyor ve müşterilere enerjileri üzerinde daha fazla yönetim imkanı tanıyor
  • Arz güvenliği ve kalitesi: enerji sisteminin dönüşümü, toplum tarafından talep edilen güvenlik ve kalite seviyelerini sürdürebilmeli
  • Ekonomik ve regülatif istikrar: enerji dönüşümü yeni yatırımların ve arz güvenliğinin garanti altına alınması için yeterli seviyede ekonomik ve yasal güvenlik gerekiyor
  • Dijitalleşmenin müşterilerin güçlendirilmesi yoluyla dekarbonizasyon için kullanılması

Bugün, ekonomik dekarbonizasyona doğru yol almak için güçleri birleştirmek her zamankinden daha çok önem taşıyor. AELEC de kendini İspanya’nın sosyal ve ekonomik kalkınmasında olmazsa olmaz bir sektörün güçlendirilmesinde kilit aktör olarak konumlandırıyor.

Kaynak: Eurelectric

Elektrikli Uçaklar Hayatımızı Düşündüğümüzden Daha Erken Değiştirecek

Bugünlerde gökyüzünde bir devrim yaşanıyor. Kanatlı cihazlar ve etraflarındaki gerekli ekosistem, 100 yıl önce ilk insanlı uçuşun başladığı günden bu yana en büyük transformasyona giriyor.

Teknoloji uzmanları yıllardır uçan arabaları vadetmiş, ancak hava taşıtı endüstrisi bunu ortaya koymakta başarısız olmuştu. Fakat bu sefer işler farklı. Kanatlı arabalar yerine küçük, çevik, hızlı, tamamen elektrikli ve emisyonsuz yeni bir hava taşımacılığı çeşidi ortaya çıkıyor. Bunların çoğu Evtol (elektrikli dikey kalkış ve iniş) uçağı, yani helikopter gibi dikey bir şekilde iniş ve kalkışın yanı sıra, uçak gibi yatay alçalma yapabiliyor.

Bu teknik gelişimler isteğe bağlı elektrikli hava taksileri için yeni bir vizyon sağlarken, kentsel ulaşımda araba kiralama ya da tren bileti alma kadar uygun fiyatlı olan eşi görülmemiş bir türe olanak sağlıyor.

Yakın gelecekte, bu sektör hepimizin yaşayış şeklini değiştirecek. Doğrusunu söylemek gerekirse bu teknolojinin bazı tehditleri ve zorlukları da bulunuyor, ancak tekerlek çoktan dönmeye başladı ve elektrikli uçakların olduğu gelecek çoğumuzun düşündüğünden daha yakın.

Kaynak: Greeentech Media

Volkswagen Yılda 100 bin Elektrikli Araç Üretecek

Otomobil üreticileri elektrikli araç üretimleriyle ilgili gelecek dönem planlarını bir biri ardına duyurmaya başladılar. Şimdi de Volkswagen, elektrikli araç üretimine geçecek olan ilk üretim tesisi için yıllık 100.000 adet araç üretim kapasitesi planladığı söyleniyordu.

Haberi Volkswagen E-Mobility yönetim kurulu üyesi Thomas Ulbrich teyit etti ve Volkswagen I.D. elektrikli modelinin üretiminin Zwickau fabrikasında bağlayacağını, hedeflerinin 2020 yılına kadar 100.000 üretim kapasitesine ulaşmak olduğunu belirtti.

Ulbrich sözlerine şöyle devam etti: “2020’nin ortalarına doğru Zwickau’daki mevcut fabrikanın tamamı elektrikli araç üretiyor olacak. Zwickau fabrikası ise sadece bir başlangıç ve buz dağının görünen kısmı. Misyonumuz grup çapındaki üretim ağının e-mobiliteye yüzde yüz transformasyonunu sağlamak. Burada dünyanın farklı ülkelerine yayılmış durumda olan 16 lokasyonun sadece 3 yılda tamamen dönüştürülmesinden bahsediyoruz.”

Planlara göre her bir tesis, Volkswagen'in I.D. concept ailesinin belli bir bölümünü üretmekten sorumlu olacak. Kompakt hatchback'ten büyük bir crossover'a kadar uzanan otomobillerin tamamı markanın elektrikli araçlar için tasarladığı yeni MEB platformundan çıkacak.

Kaynak: Elektrek

HAFTANIN RAPORU

BP Enerji Görünümü 2018

BP Enerji Görünümü 2018 raporu yayınlandı. Raporda, küresel enerji dönüşümünü 2040 yılına kadar biçimlendiren güçler ele alınıyor. Raporda, küresel çapta doğal gaza gösterilen büyük talep artışına değinilirken, doğal gazın kömürü geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci enerji kaynağı olacağı öngörülüyor.

Raporda dikkat çeken diğer noktalar ise:

  • Enerji talebindeki artışın yaklaşık % 70’i elektrik kaynaklı olacak.
  • Ulaşım talebindeki artış geçmişe göre keskin bir şekilde yavaşlayacak.
  • Küresel otomobil stokunda elektrikli araçların payı 2040 yılına kadar yaklaşık %15’e ulaşacak.
  • Her ne kadar en önemli artış elektrik sektöründe olsa da petrol ve doğal gazın dünya enerjisinin yarısından fazlasını oluşturmaya devam edecek.
  • Enerji talebindeki büyüme sebebiyle karbon emisyonları 2040 yılına kadar % 10 artacak.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK