SEKTÖRDEN HABERLER
“Türkiye Enerji Zirvesi” Enerji Sektörünü 9. Kez Bir Araya Getirdi

9. Türkiye Enerji Zirvesi, bu yıl 17. ERRA Enerji Yatırım ve Düzenleme Konferansı ile eş zamanlı olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in katılımlarıyla 9 - 10 Ekim tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi. Kamu ve özel sektörden enerji aktörlerini buluşturan organizasyon, güncel sektör sorunlarının tartışıldığı; yeni teknolojik gelişmelerin tanıtıldığı; doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere nükleer de dahil olmak üzere muhtelif enerji kaynaklarıyla ilgili sunumların yapıldığı bir etkinlik olarak 9 yıldır düzenleniyor.

Zirve’nin açılış konuşmaları Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Murat Karahan, Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak, Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler, ERRA Yönetim Kurulu Başkanı Mart Ots, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez tarafından yapıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez: “"Küresel enerji denklemi her yüzyılda büyük değişimler geçirdi. Son 25 yılda ise enerji teknolojilerinde ve enerji paradigmasında yaşanan değişimler, beraberinde yeni enerji kaynaklarının ve yeni enerji anlayışının doğmasına zemin hazırladı. Gelişmekte olan ülkelerin artan enerji talebi, yenilenebilir enerji politikaları, enerji verimliliği, iklim değişikliği, çevreci teknolojiler, batarya depolama sistemleri, elektrikli araçlar gibi öncü pek çok yenilik ve değişim yaşadığımız son çeyrek asırdaki enerji politikalarının şekillenmesinde önemli rol oynadı. Özellikle de yeni teknolojilerin ortaya çıkışı ve sürekli artan inovasyon yatırımlarıyla birlikte daha önce ulaşılamayan sahalarda üretime geçilmesi ve yeni enerji kaynaklarının doğuşu gibi faktörler daha önce ithalatçı olan ülkeleri ihracatçı pozisyona getirdi. Medeniyetlerin gelişmişlik seviyelerini teknoloji ve enerji kullanımlarına göre sınıflandıran Kardeshev Skalası günümüz medeniyeti için hala bir ütopya olsa da, enerji ve tabii kaynaklara duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor. Bu artış talebinde başı gelişmekte olan ülkeler geçiyor. Yapılan projeksiyonlara göre, 2040 yılına kadar OECD dışı ülkelerin enerji talebinin küresel enerji talebinin yüzde 70’ine tekabül etmesi tahmin ediliyor. Asya Pasifik ve Hindistan’da elektrik üretiminde fosil yakıtların, Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise yenilenebilir enerjinin ağırlığı artacak. LNG ile doğal gaz ticareti de 2040’lı yıllara geldiğimizde toplam ticaretin yüzde 50'sini geçmiş olacak. Enerji verimliliği çalışmaları enerjinin karbonsuzlaştırılması çalışmalarında önemli bir müttefik olacak. Enerji verimliliği uygulamalarıyla küresel enerji talebindeki artış belli bir seviyede tutulacak. Enerji verimliliği aynı zamanda enerji yoğunluğunun düşmesi için de vazgeçilemeyecek en önemli enstrümanlar arasında.”

“Bugün vesilesiyle yerli ve yabancı yatırımcılarımızı yeni YEKA yarışmaları için bir kere daha davet etmek istiyorum. Gelecek 10 yıl içerisinde hem rüzgar ve hem de güneş enerjisinde 10 bin MW’lık kapasiteyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Yerli kömürden alım garantili elektrik üretimi ihalelerinden birini geçtiğimiz yıl yaptık. Burada hedefimiz 5 bin megavata çıkarak yerli kaynakları ekonomimize azami derecede kazandırmaktır. Bunu yaparken önceliğimiz de çevreye duyarlı, yeni nesil termik santrallerle elektrik üretim teknolojilerini kullanmaktır."

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, "Bölgesel enerjiyi küresel sinerjiye çevirmenin basamağı olarak gördüğüm bu zirvenin başarılı sonuçlar vermesini diliyorum. Biz de bu yıl EPDK olarak 17'nci yaşımızı kutluyoruz. 17'nci yaşımızda 17'nci ERRA konferansına ev sahipliğini yapmak da ayrıca bir mutluluk. Düzenleyici kurumlar olarak paydaşların çıkarlarını ortak bir zeminde örtüştürmek için çok çalışıyoruz. Enerji piyasalarının işleyişi her geçen gün karmaşıklaşıyor. Bu durum, piyasaları izleyen ve yönlendiren düzenleme kurumlarının görev ve sorumluluklarını da artırıyor. Bu çerçevede EPDK olarak biz de kendimizi sürekli gözden geçiriyoruz. Uzmanlığımızı, yetkinliğimizi, tarafsız ve bağımsız karar alabilme yetimizi güçlendirmek için çalışıyoruz. Bu tür çalışmaların beklenen sonuçları üretmesi için paydaşlarla sağlıklı iletişim ve etkileşim önemlidir. Zira bu tür çalışmalar, düzenleyici kurumların bağımsız karar alabilme imkan ve kabiliyetlerinin korunması ve geliştirilmesine bağlı” şeklinde konuştu.

Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler ise, enerji arz güvenliği, arz kalitesi, enerji rekabetçiliği, öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi çok önemli hedeflere sahip olduklarını aktardı. Zaimler, "Biz dinamizmi çok yüksek bir sektörüz. Bu sektörü geliştirmeye ve güçlendirmeye hep birlikte devam ediyoruz. Daha çok çalışarak sektörümüzü daha ileriye taşıyacak bir dönemden geçiyoruz. En önemli konumuz finansal sürdürülebilirliktir. Tüketici memnuniyeti odağımızı bu zorlu dönemde asla kaybetmemeliyiz. Gelecek dönemde ülkemizin enerji alanındaki yüksek büyüme potansiyelini iyi bir şekilde değerlendirmek için enerji sektörünün ve sanayicilerinin yakın işbirliği önemlidir. Zorlukların üstesinden gelmek üzere, doğru adımlarla kamu özel sektör ve tüm paydaşlar olarak el ele vererek başarabileceğimize inanıyorum" temennisinde bulundu.

Açılış konuşmalarını gerçekleştiren isimlerden biri olan Zorlu Holding Enerji Grubu Başkanı Sinan Ak Türkiye'nin zorlu bir süreçten geçtiğini ifade ederek, "Ülke olarak sadece kendi içimizdeki sorunlar değil dünyada da birçok sorunlar var. Onların üzerimizde yapmış olduğu kur ve enflasyon gibi değişik etkiler var. Ama en önemli konu hep birlikte kamu özel sektör ve bankalar olarak bir arada bu sürecin üzerinden gelmeye çalışmaktır. Enerji ailesi olarak buradaki en önemli avantajımız hem bakanlık hem de EPDK'da çok değerli kadroların olması ve önümüzü açacak hamlelerin atılıyor olması. Burada yapılması gereken sabırlı olmak, Türkiye'de bir takım gelişmeler oluyor ama dünyadaki gelişmeleri de kaçırmamak gerekiyor. Önümüzdeki en büyük değişim elektrikli araçlarda olacak, dünyada elektrikli araç satış oranı her geçen yıl artıyor. Bunların olabilmesi için değişik yatırımların yapılması ve kapasitenin artırılması gerekiyor. Mercedes, BMW ve Audi gibi markalar elektrikli araçlarının tanıtımlarını yaptılar" diye konuştu.

Zirvenin ilk açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan ise bu yıl geçmiş yıllara göre bir yenilik olarak sektörden gelen talepler doğrultusunda toplantılar organize edildiğini dile getirdi. Son 10 yılda gerek ekonomide gerekse enerji sektörü üzerine büyük değişimler yaşandığını ifade eden Karahan, bunun hem dünyada hem de Türkiye'de gözle görülür şekilde hissedildiğini söyledi. 10 sene önceki dünyanın en büyük şirketleri ile bugünkü dünyanın en büyük şirketleri arasında büyük farklar olduğunu aktaran Karahan, "Teknoloji ve buna bağlı olarak gelişen sosyal medya şirketleri önemli noktaya geldi. Buna kayıtsız kalmamız düşünülemez. Özellikle dijital gelişime uzakta kalmamız düşünülemez. Karar vericilerden beklentilerimiz var, bunun yanı sıra büyük şirketlerin de üzerine düşeni yapması gerekiyor. Hepimiz aynı gemideyiz" şeklinde konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Fatih Dönmez, Enerji Zirvesi tarafından kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Öne çıkan sorular ve Sayın Dönmez’in bunlara verdikleri cevaplar şu şekilde sıralanıyor:

BOTAŞ’ın doğalgaz santralleri için maliyet bazlı fiyatlandırma uygulaması devam edecek mi?

Bizim için şuanda öngörülebilir olmak çok önemli. Bildiğiniz üzere BOTAŞ doğalgaz fiyatlarını aylık olarak açıklıyor. Fakat sektör bizden maliyet bazlı fiyatlandırmanın mümkün olduğunca uzun vadeli olmasını bekliyor. Biz de bunu 6-7 ayı kapsayacak şekilde açıklayabilir duruma gelmek için çalışıyoruz.

Elektrik tedariğinde büyük tüketicilerin ikili anlaşma sistemi nasıl işlemelidir?

Bununla ilgili EPDK’nın bir tavsiye metni bulunuyor. İkili anlaşmalar tüketici ve tedarikçiyi ilgilendiren sözleşmelerdir. Ancak ben, karşı tarafı tek taraflı fesihlerden koruyacak önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum. Sözleşme yapılırken tek taraflı fesih durumunda uygulanacak prosedürle alakalı maddeler eklenmelidir.

Kademeli fiyatlandırma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kademeli fiyatlandırma tüketicileri enerji verimliliğine itmesi açısından olumlu, ancak satıcı açısından “çok satalım çok kazanalım” gibi bir anlayışın oluşmasını istemeyiz.

Doğalgaz dağıtımda 81 il hedefi var. Buradaki strateji tam olarak nedir?

Geçen sene 1 yıl içerisinde 101 ilçeye doğalgaz götürdük. Bu yılki hedefimiz 80 ilçe, önümüzdeki yıl ise 40 ilçe ile ülkemizdeki tüm ilçeleri tamamlamayı hedefliyoruz. Köyden kente göçün durdurulmasında doğalgazın büyük rolü olduğunu düşünüyoruz. Çevresel sebeplerden dolayı doğalgazın elektrik üretimindeki payını azaltırken, ısınmadaki payını arttıracağız.

Lisanssız güneş yatırımlarındaki durgunluğu gidermek için bu alandaki projelerin desteklenmesi gibi bir plan var mı?

Geçtiğimiz yıl yaklaşık 5000 megavat lisanssız güneş paneli devreye girdi. Yeni uygulamada tarla, bahçe gibi tarım arazilerinin yerine çatı, cephe gibi ölü arazilerin değerlendirilmesini sağlayacağız. Bu yüzden lisanssız üretimde açık arazi uygulamasını kaldırıyoruz.

İki gün boyunca devam eden zirve kapsamında elektrik, doğalgaz, lpg, akaryakıt, yenilenebilir enerji, petrol sondajı, elektrikli araçlar gibi enerjinin birçok alalını kapsayan paneller gerçekleştirildi.  Öğlene kadar süren açılış konuşmalarının ardından zirvenin ilk paneli olan “Elektrik ve Doğalgaz Piyasalarında Dağıtım ve Perakende Paneli” A Plus Enerji Kurucu Ortaklarından Ozan Korkmaz’ın moderatörlüğünde; ELDER Yönetim Kurulu Üyesi Hidayet Atasoy, GAZBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Arslan ve Enerji Ticareti Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Çalışır’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi.

ELDER’den Genç Girişimcilere Destek

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve ODTÜ Teknokent tarafından bu yıl 14'üncüsü düzenlenen Yeni Fikirler Yeni İşler (YFYİ) Hızlandırma Programı'nın finalinde teknoloji odaklı 22 girişim görücüye çıktı. YFYİ'ye bu yıl 55 girişimci ekip kabul edildi ve program kapsamında girişimcilere bin saatin üzerinde eğitim ve mentorluk hizmeti sunuldu. ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen final etkinliğinde, 22 girişimci ekip, kendilerine verilen süre içerisinde projelerini anlattı.

Yapılan değerlendirmeler sonrasında YFYİ’nin 14 yıldır ana sponsorluğunu üstlenen Elginkan Vakfı tarafından verilen "Elginkan Vakfı Büyük Ödülü"nü, meme kanserinde erken teşhise imkan tanıyan mobil aplikasyon entegreli sutyen tasarımıyla Triwi ekibi kazandı. Ekip, 100 bin lirayla ödüllendirildi. Halk Oylaması Ödülü’nü ise otoparkların karlılığını artıran, sürücülerin boş park noktalarına erişip online ödeme yapabilmelerine olanak sağlayan projeyle Ankabeta ekibi kazandı. Söz konusu iki ödülün yanı sıra, girişimciler sponsorlar ve partnerler tarafından da ödüllendirildi.

Yarışmanın stratejik partnerlerinden olan ELDER de finale kalan girişimler arasından Safetech ve Microsolar firmalarına 25.000’er TL olmak üzere toplamda 50.000 TL ödül verdi. Girişimciler ödüllerini EPDK Ar-Ge Komisyon Üyesi Sadık Çakı ve ELDER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Pınar’ın elinden aldı. ELDER tarafından ödüle layık görülen firmalardan Safetech, “Smart Scada Siem” ürünüyle kritik altyapı tesislerinin denetimini sağlayan SCADA sistemlerini operasyonel tehditlere ve siber saldırılara karşı koruyan milli bir SCADA Saldırı Tespit ve Engelleme Sistemi geliştirmiş durumda. Microsolar ise aynı anda elektrik ve sıcak su üreten güneş panellerin tasarlıyor, üretiyor ve satıyor.

ODTÜ Rektörü ve ODTÜ Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, amaçlarının, üniversite öğrencileri ve genç girişimcilerin teknoloji tabanlı fikirlerinin ticarileşmesi olduğunu söyledi. Kök, dünya çapında başarılı teknolojiler ve teknoloji şirketleri oluşturmak istediklerini kaydetti.

Girişimcilerle mentorluk, danışmanlık, şirketlerini büyütmeleri ve doğru iş modelleri kurmaları yönünde bir dizi faaliyet yürüttüklerini anlatan ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Mustafa Kızıltaş, "Bin 500 civarında katılımcı sunumları dinledi. Her biri girişimci adayları. Teknoloji girişimciliğinin öneminin, bu alana ilginin artıyor olması bizlere mutluluk veriyor" dedi.

ODTÜ Teknokent'ten yapılan ihracatın 1.3 milyar doları geçtiğini kaydeden Kızıltaş, "Buna Ar-Ge ihracatı ve Ar-Ge'si teknokentte yapılıp dışarıda üretilerek yapılan ihracatı dahil ettiğimizde 4-5 milyar doları buluyor. Hedefimiz, 1.3 milyar doları 13 milyar dolara çıkarmak, 130 milyar dolar yapmak" diye konuştu.

Rüzgar Enerjisinde 1000 Megavatlık Yeni YEKA İhaleleri Yapılacak

Rüzgar enerjisinde Balıkesir, Çanakkale, Aydın ve Muğla bağlantı bölgelerinde toplam bin megavatlık kapasitenin kurulumu ve işletilmesi amacıyla her biri 250'şer megavat olmak üzere 4 ayrı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesi gerçekleştirilmesi planlanıyor.

AA muhabirinin sektör görüşüne açılan YEKA Rüzgar Enerjisi Santrali (YEKA RES-2) taslak şartnamesinden derlediği bilgilere göre, açık eksiltme usulüyle gerçekleştirilmesi planlanan ihaleler için kilovatsaat başı tavan fiyatı konusunda henüz bir netlik bulunmuyor.

Yüzde 55 yerlilik şartı

Rüzgar türbinlerinin tamamının güncel teknolojiye ve IEC 61400 standartları serisine uygun ve asgari gücünün 3 megavat olması gereken ihalelerde, santralde kullanılacak türbinin toplam yerlilik oranının ise en az yüzde 55 olması şartı aranıyor.

Söz konusu kapsamda Balıkesir, Çanakkale, Aydın ve Muğla bağlantı bölgelerinde 250'şer megavatlık 4 ayrı YEKA ihalesiyle toplamda bin megavatlık rüzgar enerjisi kapasitesi oluşturulması amaçlanıyor.

Her bir bağlantı bölgesinde kurulacak RES'lerin toplam gücünün tahsis edilen 250 megavatlık kapasitenin yüzde 70'inden az olmaması gerekirken, Yerli Malı Kullanım Karşılığı Tahsisi (YMKT) yöntemiyle yapılacak ihaleyi kazanan firmaya, söz konusu kapasitenin yüzde 30 fazlası olan 325 megavata kadar aday YEKA önerebilme hakkı tanınıyor.

Kazanan firma için, elektrik alım süresinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren 15 yıl geçerli olması, lisans süresinin de sözleşmenin imzalanma tarihinden itibaren 49 yıl olması planlanıyor.

Bu yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesi planlanan ve toplam yatırım tutarı yaklaşık 1 milyar dolar olarak hesaplanan ihaleler için, şartnamenin son halinin yayınlanarak kesin tarihlerin ilan edilmesi bekleniyor.

Deniz üstü YEKA'da teklifler 23 Ekim'de

Haziran ayında Resmi Gazete'de yayımlanarak Kırklareli-Tekirdağ-Edirne bağlantı bölgelerinde toplamda 1,200 megavat deniz üstü (offshore) RES kurulacağı ilan edilmişti.

Türkiye'nin ilk offshore rüzgar projesi için son teklifler 23 Ekim'e kadar alınırken, bu projenin yatırımının 3 milyar doları aşacağı hesaplanıyor.

Öte yandan, Türkiye'de ilk YEKA RES-1 ihalesi geçen yıl ağustosta gerçekleştirilmiş ve kilovatsaat başı tavan fiyatın 7 dolar/centten açıldığı ihalede en iyi teklif kilovatsaat başına 3,48 dolar/cent olmuştu.

YEKA RES-1 kapsamındaki bin megavatlık kapasitenin kurulacağı sahalar Sivas, Edirne, Kırklareli ve Eskişehir olarak 29 Eylül'de Resmi Gazete'de yayımlanmıştı. Söz konusu santrallerin yatırımının da 1 milyar dolar seviyesinde olacağı öngörülüyor.

Kaynak: AA

Milyar dolarlık ‘Güneş’ açacak

Güneş enerjisinde toplam 1000 megavatlık 3 yeni ihale açıldı. Şanlıurfa Viranşehir’de 500, Hatay Erzin’de 200 ve Niğde Bor’da 300 megavatlık santraller için 31 Ocak 2019’da teklifler alınacak. Toplam 1 milyar dolarlık yatırım yapılması öngörülüyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “1000 MW’lık güneş enerjisi santrallerini 1 milyar doların üzerinde bir yatırımla gerçekleştireceğiz. Yüksek verimli güneş modüllerinin kullanılacağı santrallerde yıllık 1.9 milyar KWh elektrik üreteceğiz. Bu YEKA ile birlikte 110 milyon dolarlık doğal gaz ithalatının önüne geçerek cari açığın kapanmasına önemli bir katkı sunacağız” dedi. Dönmez, şöyle konuştu:

“İkinci güneş enerjisine dayalı YEKA GES-2 yarışması sürecini başlattık. Fotovoltaik güneş modülleri yüzde 60 yerlilik oranıyla üretilecek. Kazanan firmalar santralleri kuracak ve 30 yıl lisans süresi boyunca da işletecek. YEKA GES ile 700 kişilik istihdam olanağı da sağlanacak. 31 Ocak’ta başvuruları alacağız.”

600 bin evin ihtiyacı

Dönmez, “YEKA GES-2’yi diğer YEKA güneş yarışmasından ayıran en önemli faktör yüksek verimlilik olacak. Ayrıca, bataryalı elektrik depolama stratejimiz doğrultusunda depolama ihalelerine de çıkacağız. Burada yüzde 21 ve daha üzeri yüksek verimlilikte, yerli üretim fotovoltaik paneller ve tesis bileşenleri kullanacağız. Üreteceğimiz enerjiyle 600 binden fazla evin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacağız” diye konuştu.

Avrupa birincisi

Bakan Dönmez, “2017 yılı içerisinde hem rüzgâr, hem de güneşte 1000’er MW’lık YEKA yarışmalarımızı dünya rekoru fiyatlarla tamamladık. Ayrıca rüzgârda kapasite yarışmalarıyla da 2 bin 950 MW tahsis yaparak, toplamda 4 bin 950 MW yenilenebilir enerji bağlantı tahsisiyle Avrupa’da bu alanda birinci sırada yer aldık. Rüzgâr ve güneş santrallarında 10 yıl içinde 10 bin MW kurulu güç ilave edilmesi hedefini ortaya koyduk. Bu politikalar çerçevesinde yerli üretim ve AR-GE’yi temel alan ve Türkiye’yi bu alanda bir üs yapacak çalışmaları titizlikle devam ettiriyoruz” dedi.

Cari açığa çare

Dönmez, “İstihdam ve AR-GE ile yatırımlar sürerken, cari açığın düşürülmesine ve Türkiye’nin enerji teknolojileri ihracatının artırılmasına dair bakanlığımız yoğun bir mesai harcıyor. YEKA yarışmaları kapsamında ortaya koyduğumuz yerli üretim için fabrika ve teknoloji transferi noktasında Ar-Ge Merkezleri kurulumları devam ediyor. Ayrıca Türkiye’nin ilki olacak 1200 MW’lık deniz üstü rüzgâr yarışması çalışmalarımız da devam ediyor” dedi.

Batarya teknolojisi de olacak

İhalelerde güneşle ilgili depolama şartı da olması bekleniyor. Bu kapsamda, 90-100 MW’lık bir batarya teknolojisiyle burada üretilenin depolanması ve akşam saatlerinde şebekeye verilmesiyle alakalı bir çalışmanın da ihale kapsamında yer alması öngörülüyor. Sistemin dünyada en büyük kapasiteli depolama alanlarından da biri olması planlanıyor.

Güneş enerjisine 3 koldan kuşatma

Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, güneş enerjisi santrallerinin kurulması amacıyla Şanlıurfa, Viranşehir’de 500 MW; Hatay, Erzin’de 200 MW ve Niğde, Bor’da 300 MW gücünde olacak şekilde, bağlantı kapasiteleriyle beraber, toplam 1000 MW gücünde YEKA sahasının kullanım hakkını 30 yıl süreyle tahsis etmek üzere üç ayrı ihale düzenleyecek. İhalelere, ancak tüzel kişiler veya birden fazla tüzel kişi tarafından kurulan iş ortaklıkları veya konsorsiyumlar başvurabilecek. İstekliler, tekliflerini 31 Ocak 2019 günü, saat 12.00’ye kadar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na teslim edecek. Teklifler, aynı gün saat 14.00’te incelemeye alınacak.

Dolar üzerinden ihale

İhale kapsamında devletin elektrik alım fiyatları ile başvuranların teminatları Amerikan doları üzerinden olacak. İhalelerin başlangıç tavan fiyatı kilovatsaat başına 6.5 dolar/cent, elektrik enerjisi alım süresi ise YEKA kullanım hakkı sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren 15 yıl olacak. Başvuru aşamasında kesin, 1 yıl süreli, tamamen ve kısmen nakde çevrilebilir, limit dışı ve Şanlıurfa-Viranşehir için 3 milyon dolar, Hatay-Erzin için 1 milyon 500 bin dolar, Niğde-Bor için 2 milyon dolar tutarında  teminat mektubu sunulacak. İhalenin kazanılması halinde ise sözleşmenin imzalanacağı tarihten en geç bir gün öncesine kadar şartnamede verilen teminat mektubu formatında başkaca bir değişiklik yapılmadan sadece ilgili bölümler doldurulmak suretiyle, kesin, 10 yıl süreli, tamamen ve kısmen nakde çevrilebilir, limit dışı ve Şanlıurfa-Viranşehir için 15 milyon dolar, Hatay-Erzin için 8 milyon dolar ve Niğde-Bor için 12 milyon dolar tutarında teminat mektubu sunulacak. Bu durumda başvuru aşamasında sunulmuş olan teminat mektubu iade edilecek.

Kaynak: Milliyet

Türkiye'nin ilk elektrikli itfaiye aracı 2020'de görücüye çıkacak

Tanık olduğu bir yangında bölgede itfaiye aracı bulunmaması nedeniyle yaşananlardan etkilenerek itfaiye aracı üretmeye karar veren İsa Tecim, küçük çaplı araçlarla başladığı bu işte 41 yılda dünyanın en büyük 4 grubu arasına girmeyi başardı. Havaalanlarından rafinerilere kadar çok farklı alanlarda hizmet verecek özelliklere sahip itfaiye araçlarını üreterek 40 ülkeye satan Volkan İtfaiye'nin Yönetim Kurulu Başkanı Tecim, bugünlerde ülkenin ilk elektrikli itfaiye aracını geliştirmenin heyecanını yaşıyor.

Dünyanın önde gelen üreticileri arasında bulunan Volkan İtfaiye, ilk yerli elektrikli itfaiye aracını görücüye çıkarmaya hazırlanıyor.

İlkokul mezunu olan İsa Tecim, 1972'de askerlik görevi sırasında Kastamonu'da bir ev yangınına tanık oldu. Engelli bir kadınla torununun can verdiği yangında bölgede itfaiye bulunmaması nedeniyle yaşananlardan etkilenen Tecim, itfaiye aracı üretmeye karar verdi.

Askerlik dönüşü bu işe yönelen Tecim, Volkan İtfaiye Sanayi adıyla 1974'te kurduğu şirkette önce küçük çaplı araçlar üretti, zamanla büyükşehir belediyelerinin taleplerini karşılar hale geldi. Firma, geçen sürede uçak yangınlarına müdahale etmek üzere sınıfının en üstün kapasiteli itfaiye araçlarını geliştirdi.

Havaalanları, büyük sanayi tesisleri ve rafinerilerdeki yangınlar için de özel tasarımlar yapan şirket, iç pazar liderliğinin ardından ilk ihracatını 2002'de Dubai ve Pakistan'a yaptı.

Halen 40 ülkeye itfaiye aracı ihraç eden, üretim çeşitliliği ve kapasitesiyle sektöründe dünyanın en büyük 4 üreticisi arasında gösterilen Volkan İtfaiye, 2,5 milyon avroluk devlet desteğiyle 60 metrelik kurtarma ve söndürme merdiveni geliştirdi.

Son olarak havaalanları için yerli şasiyle 8x8 çift motorlu itfaiye aracı geliştiren şirket, Türkiye'nin yanı sıra Endonezya ve Arnavutluk'daki havaalanlarına satış yaptı. Firma, Hindistan, Malezya, Fas ve Tayland'daki havaalanları için ise satış görüşmelerine başladı.

Şirketin İzmir'in Torbalı ilçesindeki fabrikasında bir yandan İstanbul Yeni Havaalanı için uçak söndürme araçları yetiştirilmeye çalışılırken diğer yandan tamamen yerli elektrikli itfaiye aracıyla ilgili Ar-Ge çalışmaları devam ediyor.

Katma değeri 10'a katladı

Volkan İtfaiye Yönetim Kurulu Başkanı Tecim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, canların itfaiye aracı olmaması nedeniyle yitirilmemesi için girdiği sektörde ticari kaygılardan çok insanlara faydalı olma inancıyla çalıştığını söyledi.

Yaklaşık 44 yıldır itfaiye aracı ürettiğini belirten Tecim, bugün gelinen noktada Türkiye'yi bu alanda dünya çapında bir noktaya ulaştırdığına inandığını dile getirdi.

Bu alanda bir dünya markası yarattıklarını, üretimde yerlilik oranını yüzde 60'a kadar çıkardıklarını bildiren Tecim, "Şu anda 100 bin liraya bir kamyon alıyoruz, üzerine koyduğumuz 60 metre merdiven ve söndürme sistemleriyle satış fiyatı 1 milyon lira oluyor. 900 bin avroluk değer katıyoruz. Bu pek çok sektörde yoktur." diye konuştu.

Aselsan motorunu kullanacak

Devletin de projelerine inandığını ve kendilerine verdiği destekle bu alanda milli ve yerli teknolojiler geliştirdiklerini anlatan Tecim, şöyle devam etti:

"Eskiden havaalanları için yaptığımız araçların sadece üst ekipmanlarını biz yapıyorduk. Şimdi şasiyi de biz yapar hale geldik. İthalat oranımızı yüzde 40'a düşürdük. 410 bin avroya aldığımız kabini olmayan kamyonu bugün kendimiz üreterek 250 bin avroya mal ediyoruz. Bu bize yetmiyor. Şimdi tamamı yerli elektrikli itfaiye aracı için çalışıyoruz. Avrupa'da emisyonu düşük araç tercihi var. Bu pazar için motoruyla, merdiveniyle, pompasıyla tamamı yerli, elektrikli bir itfaiye aracı geliştiriyoruz. Bu uzak bir hedef değil. 2020 yılında Almanya'daki sektör buluşması olan Interschutz Fuarı'nda bu elektrikli aracı sergileyeceğiz. Aselsan'ın ürettiği elektrikli motoru kullanacağız. Onlarla ön mutabakatımız var. Bu alanda dünyadaki rakiplerimiz de çalışıyor. Şu anda bir firma var onunla yarış halindeyiz."

Geleceğin söndürme teknolojileri

Şirketin gelecek yıllar için yeni nesil itfaiye araçlarına odaklandığını ifade eden Tecim, havadan söndürme araçları üzerine de çalıştıklarını söyledi.

Tecim, şunları kaydetti:

"Yangınlara artık karadan değil havadan müdahale etmemiz lazım. Ar-Ge merkezinin üzerinde çalıştığı projeyle 7-8 yıl içinde drone benzeri insansız hava araçlarıyla daha az su ve köpük kullanarak 100 metre yüksekteki yangınlara müdahale edebileceğiz. Çalışmalar yüzde 80 oranında tamamlandı. İlk prototipleri inşallah kısa sürede görebileceğiz. Bunu biraz daha geliştirip 80-90 metre yükseklikteki insanları bu araçlarla kurtarabileceğiz. Daha ilerisi için ise susuz söndürmeye odaklandık. Elektromanyetik dalga kılavuzlarını kullanarak yangını oksijensiz bırakmaya yönelik 10-15 yıl odaklı projelerimiz var. Ticaretle, parayla işim olmaz, ben gelecekle ilgili ne yapabilirim, buna bakarım."

Kaynak: Milliyet

“Şehrin Işıkları” Yarışmasına Beş Kıtadan Başvuru

UEDAŞ’ın geleneksel hale getirdiği “Gece ve Işık” temalı “Şehrin Işıkları Fotoğraf Yarışması” sonuçlandı. Bu yıl ilk kez uluslararası katılıma açılan ve beş kıtadan başvurunun yapıldığı yarışmada, dereceye giren ilk 50 fotoğraf belirlendi. 

Dünyanın İlgisini Çekti

UEDAŞ’ın sektörde bir ilke imza attığı projesi olan ve gelenekselleşen, “Şehrin Işıkları Fotoğraf Yarışması” bu yıl ilk kez uluslararası katılıma açıldı. Avustralya, Tayland, Kıbrıs, Amerika, İran, Slovenya, Hindistan, Suudi Arabistan, İspanya, Azerbaycan, İtalya, Portekiz gibi ülkelerden gelen fotoğraflar seçici kurul tarafından titizlikle değerlendirildi. İlk üçün Türkiye’den çıktığı yarışmada, çeşitli ülkelerden gelen fotoğraflar da dereceye girerek ilk 50 fotoğraf arasında sergilenmeye hak kazandı.            

Başvuru Rekoru Kırıldı

“Gece ve Işık” temasıyla düzenlenen “Şehrin Işıkları Fotoğraf Yarışması” her yıl amatör veya profesyonel binlerce fotoğraf tutkununu bir araya getiriyor. Yarışmaya bu yıl 15 Ağustos – 30 Eylül tarihleri arasında 5 bin 204 başvuru geldi. Geçtiğimiz yıl 3 bin 821 başvuruya sahne olan yarışmada başvuru sayısında yüzde 36’lık bir artış gerçekleşerek, yarışma tarihinin başvuru rekoru kırıldı.  En fazla 5 fotoğrafla katılan yarışmacılar dereceye girebilmek için mücadele etti. Yarışmada birincilik ödülü son model bir akıllı telefon olurken, ikincilik ödülü tablet bilgisayar, üçüncülük ödülü ise dijital fotoğraf makinesi oldu.

Sokak ve Belgesel Fotoğrafçısı Engin Güneysu, Fotoğrafçı ve Gezgin Hasan Kasapoğlu, Fotoğraf Öğretmeni Mustafa İpek ve Limak Enerji Kurumsal İletişim Müdürü Yusuf Ziya Yüce’den oluşan seçici kurul, dereceye giren 50 fotoğrafı belirledi.  Şehrin ışığını en iyi yansıtan fotoğrafın sahibi Kocaeli’nden Onur Kuter Seka olurken, Ankara’dan Ahmet Harmancı ikinci, Adana’dan Ayhan Maraşlı ise üçüncü oldu.

Yarışmada dereceye girme başarısı gösteren 50 fotoğraf ise kasım ayından itibaren Ankara ve İstanbul’un yanı sıra, UEDAŞ’ın hizmet illeri olan Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova gibi çeşitli illerde sergilenecek. 

DÜNYADAN HABERLER
Honda, otonom araçların üretimi için GM Cruise’e 2,75 milyar dolar yatırım yapıyor

Sürücüsüz otomobiller yeni geliştirilen teknolojilerle otomotiv pazarında büyük bir önem arz etmeye başladı. Honda ve General Motors’un yeni atılımı bu araçların seri üretime geçmesi için en önemli adımlardan biri oldu. Japon üreticinin 750 milyon dolarlık yatırımıyla General Motors’un yan kuruluşu Cruise’un değeri 14.6 milyar dolara çıktı.

General Motors, Honda ile kurdukları ortaklığı resmi bir açıklamayla duyurdu. İki şirket sürücüsüz otomobil teknolojisini geliştirmek ve özgün bir araç üretmek için çalışmalara başlıyor. Otomotiv devleri daha öncesinde de beraber projeler üretmişti.

GM CEO’su Mary Barra tarafından yapılan açıklamaya göre bu ortaklık Honda, GM ve Cruise şirketleri için en mantıklı adım olarak belirtiliyor. Barra, Japon üreticiyle birlikte geliştirilecek projelerin Cruise’u dünyanın önde gelen sürücüsüz otomobil şirketlerinden birisi haline getirebileceğini söyledi.

Geliştirilen teknoloji için en önemli hedef otonom araçlarda 'sıfır kaza, sıfır emisyon ve sıfır sıkışıklık' projesini hayata geçirebilmek. GM ve Cruise bir süredir hem donanım hem de yazılım anlamında gelişmiş sürücüsüz araçlar üzerinde zaten çalışıyordu ve Honda'nın yatırımıyla bu süreçler hız kazanacak. Cruise'un ilk olarak SoftBank, ardından da Honda'dan aldığı yatırımlarla bu alanda hayli büyümesi umut ediliyor.

Kaynak: Financial Times

Enerji Sektöründe Robot Devri Başlıyor

Navigant Araştırma, enerji sektöründeki robotlu süreç otomasyonunun 2018 ile 2027 yılları arasında %25,8 büyüyeceğini tahmin ediyor. Araştırma şirketi, 2027 yılına kadar sektör içerisindeki gelir üretiminin 470,9 milyon dolara ulaşacağını öngörüyor.

Enerji sektörü, işlerin otomasyonu yoluyla operasyonel verimliliğin arttırılması amacıyla robotlu süreç otomasyonuna olan yatırımlarını arttıracak. İşlerin otomasyonunun kontak merkezi, arka ofis ve saha operasyonlarında yüksek olması bekleniyor.

Bu da görevli personelin daha kritik süreçlere odaklanmasa, kendini yeni alanlarda geliştirmesine ya da kötü senaryo olarak işten çıkarılmasına sebep olacak. Ancak genel itibariyle bakıldığında iş otomasyonunun enerji sektöründeki operasyonel maliyetleri düşürdüğü söylenebilir.

Navigant Araştırma baş analistlerinden Stuart Ravens: “Robotlu süreç otomasyonu yüksek hacimli, tekrar eden ve manuel işleri otomatikleştirerek enerji sektörüne ciddi fırsatlar sunuyor. Şuan birçok enerji şirketi bunu uygulamaya almış durumda, ve enerji değer zincirinin bir çok aşamasında kullanıyor. Bu uygulamanın meyveleri öncelikli olarak arka ofislerde görülürken, kontak merkezleri ve hatta şebeke operasyonlarının da uygulamadan fayda sağlamaya başladığı söylenebilir.” Bununla birlikte, raporda belirtildiğine göre doğru uygulanmadığında robotlu süreç otomasyonu birtakım sorunlar doğurabiliyor.

Örneğin, robotlu süreç otomasyonuna taktiksel yaklaşım, işletmenin tüm hatları için değer yaratmada başarısız olan otomasyon silolarına sebep olabilir. Şirketler, otomasyonun maliyet uygunluğuna çok fazla odaklanırlarsa, ortaya konulan katma değerin çoğu kaybedilebilir.

Kaynak: Smart Energy

İNFOGRAFİK / GRAFİK