E-Bülten
 
Sayı:2 / Şubat 2015
 
 
 

Güney Bavaria’da bulunan Wildpoldsried şehri, gelecekte enerjinin yüksek oranda yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasını kanıtlayacak enteresan bir deneyin katılımcısı oldu. Nüfusu 2 bin 600 olan Wildpoldsried şehri yenilenebilir enerji sistemlerinden, ihtiyacından yaklaşık % 500 daha fazla enerji üreterek, arta kalan enerjiyi tekrardan şebekelere satıyor.

1997’de Belediye Başkanı Arno Zengerle ile başlayan yenilenebilir enerji üretim serüveni ile 17 yıl içinde 5 biyoyakıt tesisi, 5 MW güneş fotovoltaik, toplamı 12 MW kapasiteli 11 rüzgar türbini, biyokütle merkezi ısıtma ağı, 3 küçük hidroelektrik santrali ve 2 bin 100 m² güneş termal sistemi kuruldu. Şehirde bulunan kamu binaları, okullar ve evler bu kaynaklara bağlı olarak enerji tüketimlerini karşılıyorlar. Güneş, rüzgâr ve biyokütleden üretilen enerjiyi, enerji tedarik şirketi Allgäuer Überlandwerk (AÜW) yapılan 20 yıllık anlaşmaya göre belirlenmiş sabit fiyatla satın alıyor ve bu anlaşma şehre yaklaşık 7 milyon dolar gelir sağlıyor.

AÜW’nin satın aldığı enerji sebebiyle şebekenin dengesini korumak daha zor hale geldiği için bazı teknik sıkıntılar yaşandı. Bu sırada Siemens akıllı şebeke alanındaki yeni geliştirdikleri teknolojileri test etmek için şebeke operatörü arayışına giriyor. Bu kapsamda AÜW ve Siemens işbirliğine girerek, 6 milyon dolarlık Yenileyici Enerji ve Elektrik Hareketi Entegresi (Regenerative Energy and Electric Mobility – IRENE) projesini hayata geçiriyorlar. Akıllı Şebeke ise özörgütlü (self-organizing) otomatik bir sistem ile çalışıyor. SOEASY olarak adlandırılan bu sistem, enerji talep ve arzı otomatik bir şekilde dengede tutarak şebekeyi destekliyor.

Kaynak: globalpossibilities.org

 

Ne üretirlerse üretsinler, bütün kurum ve markaların varlık amaçları müşteri içindir. Dolayısıyla müşteri bir marka için en önemli kavramdır. Markanın sürekliliği ve kârı için esas olan müşterinin memnuniyeti, hatta sınırsız memnuniyetidir.

İhtiyaçları doğru olarak tespit edilmiş ve samimi bir biçimde etkileşim kurulmuş müşteri memnuniyetinde artış olacaktır. Bir kurumun hayatta kalmasını sağlayacak en önemli aksiyon sınırsız müşteri memnuniyeti sağlamaktır. Memnuniyet durumuna göre hem o müşteri korunur hem de yenileri kazanılır ya da kaybedilir. Marka ya da kurum ne kadar büyük olursa olsun memnuniyetsizlik nedeni ile müşteri kaybetmemelidir.

Fark yaratmak, rakiplerin önüne geçmek ve büyümek için en temel yatırım müşteri memnuniyetine yapılandır. Müşteri memnuniyeti hizmet verildikten sonra da devam ettirilmelidir. Bu bağlamda bütün müşteriler kaliteli hizmet alma hakkına sahiptir.  Bütün bunların bilincinde ve elektrik gibi en hayati sektörlerden birinde hizmet vermekte olan Uludağ Elektrik Dağıtım olarak biz idari kadromuzdan, saha ekiplerimize kadar her çalışanımızla, müşterilerimize hakkı olan kesintisiz elektriği sağlamak ve onların memnuniyeti için çalışıyoruz.

Müşteri artık edilgen değildir. İletişim kanallarının güçlenmesi ile her müşteri markanın ürün ve hizmetleri üzerinde eleştiri ve öneri hakkına sahiptir. Dolayısıyla müşteri ile doğru bir etkileşim için, doğru müşteri memnuniyeti stratejilerinin uygulanması gerekir. Birçok sektörün önemini yeni yeni keşfettiği sosyal medyaya verdiğimiz önemin en büyük nedeni burada gizli.

Müşteri dilediğince eleştiri ve öneri yapıyorken bize bu fikirleri en iyi şekilde değerlendirmek düşüyor. Her türden insanın özgürce fikir belirttiği bir mecrada, yaşanan olumsuz durumların neredeyse sıfır olması ise bizim açımızdan müşteri memnuniyetinin yüksekliğini gösteriyor. 

Müşteri memnuniyeti, onu anlamak ve ihtiyaçlarına karşılık vermekle başlar. Müşteriye dürüst olmak, zamanında bilgilendirmek ve markanın onun için çalıştığını hissettirmek memnuniyet derecisini artıracaktır.

Yusuf Ziya YÜCE
Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.
Kurumsal İletişim Müdürü

 

 

 

 

2014 yılı Kasım ayında Münih’te gerçekleştirilen Eurocities Konferansı’nda BMW, enerji verimli sokak lambasını ve aynı zamanda elektrikli araçları şarj etmek için geliştirilmiş şarj sistemini görücüye çıkardı. “Light and Charge” (Işık ve Şarj) olarak adlandırılan ünite en son LED teknolojisini ve standart elektrikli araç şarj bağlayıcısını birleştiriyor.

“BMW i” serisine yerleştirilen ChargeNow ağı, sürücülere tek tuşla şarja bağlanmalarını mümkün kılıyor. LED modülü diğer ışıklandırmalarla kıyaslandığında enerji verimi ve parlaklık verimi daha yüksek. Üstelik üniteler evrensel amaçla ve farklı lokasyonlara göre ayarlanabilir şekilde geliştirildi.

BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi Peter Black Bauer konuya ilişkin “Şehirlerde güvenilir bir elektrikli araç şarj ağı oluşturmak adına “Light and Charge” sade ve inovatif bir çözüm olarak görülüyor. “BMW i” serisinin ChargeNow haritasına baktığımızda, dünyanın en zengin elektrikli araba şarj ağını geliştiğimizi görüyoruz. Bu proje ile ortaklarımızla şehirlerin elektrikli araç şarj altyapısını genişletmek adına yaptığımız çalışmalardan onur duyuyoruz, bu şekilde elektrikli araçların yaygınlaşmasına vesile olacağız” açıklamasını yaptı.

Kaynak: greencarcongress.com

 
 

ABD Enerji Kurumu, Güneş Enerjisi Teknoloji Ofisi’nin SunShot girişimi ile desteklenen ve Rocky Mountain Enstitüsü tarafından hazırlanan  “Güneş Üzerine Yeni İş modelleri” raporu yayımlandı.

Bugün güneş enerjisi üzerine en çok paylaşılan bilgiler arasında ABD’de her dört dakikada bir ev veya iş yerinde güneş enerjisine geçildiği haberi bulunuyor. ABD´de 2006 yılında her 80 dakikada bir ev veya işyerine “Yerinde Fotovoltaik” (Distributed Photovoltaic - DPV) kuruluyordu.  Piyasa analistlerine göre 2016 yılında ev veya işyerine fotovoltaik kurulumunun 80 saniyede bir gerçekleşeceği öngörülüyor.

Raporda, bu büyüme ile “Yerinde Fotovoltaik” piyasasının ekonomi ve işletimini değiştirerek değer zincirinde dalgalanmalar yarattığı ve bu gelişmeler piyasanın büyümesinde önemli rol sahibi olan paydaşlar arasında fikir uyuşmazlığı yarattığı belirtiliyor.

Raporda şimdiye kadar yanlış uygulamalar ve piyasa başarısızlıkları, buna fiyat belirleme yapıları ve performansa dayalı teşvikler dahil, elektrik sistemi paydaşlarının “Yerinde Fotovoltaik” kurulması konusunda daha kapsamlı düşünmelerini engellediği söyleniyor. Raporda, güneş enerjisi üreticileri ve tedarikçileri, özellikle düşük maliyetli şebeke uygulamarını ön plana aldıklarını ve şebekeye entegre olmuş bir bütün olarak, operasyonel anlamda faydalarını ve maliyetlerini değerlendirmediklerini dile getiriyorlar. Buna bağlı olarak ise  ciddi anlamda piyasaya değer kazandırma imkanının kaybolduğu anlatılıyor.

Güneş enerjisi politika ve çerçevelerinin “Yerinde Fotovoltaik” kurulması yönünde başarı sağlanmış olmasına rağmen, mevcut iş modelleri ile tedarikçileri bu sistemi, işlem maliyetleri, şebeke operasyon zorlukları ve gelir kaybı gibi negatif düşüncelerle bağdaştırdıkları için bu uygulamada yer almaktan kaçındıkları belirtiliyor.

Raporda, uzun ömürlü, sürdürülebilir bir “Yerinde Fotovoltaik” piyasası oluşturulması için, tedarikçilerin, güneş enerjisi alanında çalışan şirketlerin, teknoloji tedarikçilerinin ve tüketicilerin beklentilerinin karşılanması gerektiği belirtiliyor. Bu amaçla hazırlanan söz konusu raporda, güneş enerjisi üzerine yeni ve bütün paydaşlara kazanç sağlayan iş modelleri geliştirilerek, “Yerinde Fotovoltaik” piyasasının yarattığı değerleri yükseltmek ve bütün paydaşlara yönelik fırsatları değerlendirmek için piyasanın nasıl organize edileceği konusunda tavsiyelerde bulunuluyor.

Uzun soluklu olan bu süreçte paydaşların belirlenen stratejilerin tamamlayıcı parçalarını uygulamaları halinde, ileriye dönük kazanç sağlayabilmeleri ve en iyi uygulama örnekleri oluşturabilmeleri için raporda çalışmalara en kısa sürede başlanması tavsiye ediliyor.

Kaynak: blog.rmi.org