E-Bülten
 
Sayı:20 - Haziran 2015
 
 
 

Edison Elektrik Enstitüsü tarafından 2015 yılı Haziran’ın ikinci haftasında New Orleans’da düzenlenen yıllık konferansta, kamu hizmeti veren öncü şirketler buluştu. 3 gün süren konferansta dünyanın birçok yerinden gelen enerji yöneticilerinin odak noktaları, kamu hizmeti veren şirketlerin dinamik rolü, gelişen elektrik şebekesi ve buna bağlı olarak enerji depolama ve yenilenebilir enerjinin büyüyerek şebeke işlemlerinin artması oldu.

Konferansta ve ayrıca Katrina kasırgasının 10. yıldönümünde, artan kuvvetli kasırgaların yaşlanan altyapıyı zorladığı için kamu hizmeti veren şirketlerin dayanıklılık ve güvenilirlik sağlamaları konusu ön plandaydı.

Enerji depolamanın da ön planda olduğu konferans, Enerji Departmanı’nın Dört Yıllık Enerji Değerlendirme Raporu’nun açıklanması ile başladı.  Enerji sekreteri Moniz tarafından değerlendirilen raporda, ABD Çevre Koruma Ajansı’nın önerdiği Temiz Elektrik Planı kapsamında şebekelerin geçirdiği devasa değişimlerin kritik yatırımlar gerektirdiği belirtiliyor. Raporda, enerji altyapısıyla ilgili olarak ön plana çıkan konular arasında enerji depolama da bulunuyor.

Raporun açıklanmasının ardından, Güney Kaliforniya Edison Genel Müdürü Ted Craver ve Tesla’dan Elon Musk ile JB Straubel, 2015 yılının başında enerji depolama pazarına girişleri ve enerji depolama ile elektrikli araçların etkisi hakkındaki vizyonlarını paylaştılar. Musk, yeni pil depolama sistemlerinin tanıtımıyla birlikte eşsiz bir talep ile karşılaştıklarını belirtti. Piller ayrıca basit tasarımı ve mali açıdan alınabilirliğinden dolayı medyada da çok ilgi gördü.

Etkinliğin ev sahipleri de enerji depolama konusunu kritik olarak belirlediler. Enerji ve teknoloji sektörlerinin öncü şirketleri, düzenlenen panelde enerji depolamanın güçlendirici faktörleri ve değer önermelerini konuştular. Panel katılımcılarının arasında, kamu hizmeti veren şirket yatırımcısı, sektörün önde gelen enerji depolama proje geliştiricisi ve üç enerji depolama teknoloji şirketi vardı. Konuşmalarda, uzmanların gözünden piyasalar hakkında önemli içgörüler, politikalar ve teknolojiler ile enerji depolamanın enerji ekonomisinde birçok farklı uygulamalarına yer verildi.

Dayanıklılık ve güvenilirlik başlıklarında ise Teksas’ın en büyük elektrik dağıtım şirketi Oncor Electric Delivery’den Don Clevenger deneyimlerini paylaştı. Teksas’ın elektrik şebekesinde 5 GW’dan fazla enerji depolama kapasitesinin kurulmasını desteklediklerini aktaran Clevenger, böylece frekans yanıtı sıklık tepkisi gibi yan hizmetlerden ve dağıtım ile iletimde yatırımların ertelenmesi gibi konularda değer sağlanabileceğini söyledi.

Clevenger özellikle dayanıklılık ve güvenilirlik konularında sağlanan faydaları anlatırken, elektrik kesintisinde azalma ve elektrik faturalarında da düşüş yaşandığını söyledi. Bu nedenlerden dolayı dağıtık enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşmasını desteklediklerini dile getirdi.

Bütün panelist katılımcılar, enerji depolama pazarının hızlı büyümesinin devam etmesini öngördüler. Ayrıca pazarda düzenleyici yapı ve piyasa tasarımından kaynaklanan zorluklara da değindiler.

Dünyanın birçok yerinde kamu hizmeti veren şirketlerle çalışan EOS Energy Storage Başkanı Steve Hellman, küresel enerji piyasasında yaşanan ortak sorunun, şirketlerin belirtilen faydalardan değer yakalamak ve bunlar üzerinden para kazanmak olduğunun altını çizdi. Enerji depolamanın şebekeye önemli değer kattığını söyleyen Hellman, düzenleyici yapı ve piyasa tasarımından dolayı bunlar üzerinden para kazanmanın nerdeyse imkansız olduğunu belirtti.

Kapanıştan önce katılımcılar, enerji depolamanın gelecekteki görünümü ve bir sonraki konferansta neler konuşulacağı hakkındaki öngörüşlerini aktardılar. Katılımcılar, 2016 konferansında faydalanılabileceği deneyimlerin çoğalacağı, analiz yapmak için verilerin çoğalacağı ve rekabetçi piyasaların ilerleyeceğini söylediler. Son olarak da sektörde yaşanan zorlukların eylemsizlik karşısında daha ağır bastığına dikkat çekildi.

Kaynak: theenergycollective.com

 

Manyetik raylı tren yaklaşık 603 km/saat hız yaparak varış noktasına ulaştı. Ancak yolcu taşıdığında azami hızı daha düşük olacak.

2015 yılı Nisan ayında iki kere test sürüşü gerçekleştirilen Japon hızlı treni, ilk test sürüşünde 590 km/ saat ikincisinde ise 603 km/saat hız yaptı.

Japonya’nın demiryolu şirketi Central Japan Railway Company (JR Central)’ye ait olan trenin diğer bir özelliği “maglev” olarak adlandırılan manyetik raylı olmasıdır. Tren vagonları bu özellik sayesinde elektromanyetikler aracılığıyla rayların yüzünde ilerliyor. Test sürüşleri daha büyük bir proje olan ve 2027 yılında Tokyo ile Nagoya’yı, 2045 yılında ise Tokyo ile Osaka’yı birbirine bağlayacak yüksek hızlı demiryolu hat inşaatının bir parçası olarak gerçekleştirildi. Altyapısı çok pahalı olan proje inşaatının ilk bölümünün yaklaşık 100 milyar dolara mal olacağı öngörülüyor.

İki bacağı da tamamlanınca, her gün işe trenle gidip gelen insanlar bahsedilen mesafeyi bir saatin içinde seyahat etmiş olacak ve seyahat süresi yarıya inmiş olacak. Ancak işe giderken kimse dünya rekoru kıramayacak çünkü yolcularla birlikte trenin azami hızı 505 km/saati geçmeyecek.

Japonya uzun zamandır yüksek hızlı tren seyahatleri konusunda öncülük ediyor. 1950 ve 1960’ların sonunda dünyanın ilk hızlı tren sistemini geliştirdi ve ülkenin Shinkansen demiryolu sistemi yılda yaklaşık 150 milyon yolcu taşıyor.

Yüksek hızlı trenler birçok yerde olduğu gibi özellikle Çin’de de yükselişte. Çin 16 bin km’lik demiryolu ile dünyanın en büyük yüksek hızlı tren demiryolu ağına sahip.
Kıyas yapacak olursak, ABD’nin demiryolu sistemi taş devrinden kalmış sayılır. 2015 yılının başlangıcında inşaatına başlanılan ve San Fransisco’dan Los Angeles’a uzanacak bir demiryolu ülkenin ilk yüksek hızlı tren demiryolu hattı olacak.

Kaynak: citylab.com

 


 

 

 

 

LG Corporation’un şubesi, ticaretini ABD’de büyütmeyi planlıyor. Şirket enerji depolama sistemlerini entegre etme konusunda gücünü gösterecek.

2015 Mayıs ayında ABD’li araştırma şirketi Navigant Research, Enerji Depolama Sistem (ESS) Entegratörleri hakkında hazırladığı Lider Tahtası Raporu’nu yayımladı. Bu raporda LG CNS Asya’da birinci, dünya genelinde ise dördüncü olarak sıralandı. LG CNS’nin enerji depolama pazarında rekabet üstünlüğü, Bilişim Teknolojileri (IT) Entegrasyonu odaklı bilişim teknolojileri hizmetleri sağlamasından kaynaklanıyor. Bu rapor ayrıca ESS Entegratörleri’ni değerlendiren ve derecelendiren ilk rapordur.

Yakın zamana kadar enerji depolama ticareti normalde pil ticareti olarak anılıyordu. Ancak pazarın büyümesiyle birlikte sistem entegratörlerinin proje yönetme ve ticari girişimlere önderlik etme konularındaki rolü, enerji depolama sanayisinde önem kazandı. Şimdi enerji depolama, tasarım, uygulama ve yürütme açısından hem isteğe/ihtiyaca göre hazırlanmış hizmetler hem de geleneksel hizmetler sunuyor ve aynı zamanda kendi nüve yapısını koruyor. Sanayi bu yüzden IT hizmeti sunan ve aynı zamanda enerji konusunda yeteneği olan IT geçmişi güçlü ve teknolojilerle farklı ihtiyaçları karşılayabilecek şirketlere yöneldi.

Kore’nin IT hizmetleri pazarında faaliyet gösteren LG CNS, bu eğilimlere ayak uydurmak için küresel bazda enerji depolama sistem entegrasyonu pazarında yeni bir güç olarak ortaya çıktı. IT entegrasyonu alanında sürdürdüğü 28 yıllık deneyimini enerji alanına yönelterek, planlama, tasarım, uygulama ve yönetme gibi süreçleri yürüterek enerji depolama sistemleri alanında anahtar teslim projeleri geliştiriyor.

2014 yılında şirket azami yönetime yönelik dünyanın en büyük enerji deposunu (23 MW) LG Chem santrali için Iksan, Güney Kore’de kurdu. Ayrıca başka bir projede Güney Kore’nin enerji tedarikçisi Korea Electric Power Corporation (KEPCO) için enerji depolama kullanarak frekans regülasyonu yaptı.

Şuanda başka bir iddialı proje için KEPCO ile çalışan şirket, diğer işbirlikçileri ile birlikte Kore’de bulunan Ulleung adasını 2020 yılına kadar dünyanın en büyük yüzde yüz kendi kendine yeten yeşil enerji adasına dönüştürmek için çalışacak. Bu iddialı hedefi yakalamak için LG CNS, yeni ve yenilenebilir enerji sistemlerini kullanarak, ESS ve Enerji Yönetim Sistemi dahil, birleşmiş, bağımsız Akıllı Mikro Şebeke Çözümünü geliştirecek.

Şirketin yetkililerinden konuya ilişkin yapılan açıklamada “Küresel enerji pazarı geleneksel tedarikçi odaklı sistemden, müşterilerin ihtiyaçları ve koşulları doğrultusunda kişiselleştiriliş bir sisteme dönüşüyor. LG CNS’in orta ve uzun vadeli vizyonunda, ABD’nin enerji pazarında en büyük enerji hizmeti aktörlerinden biri olmaktır. Bu vizyonu gerçekleştirmek için dünya standartlarında enerji çözümleri entegre etmek ve ABD’de bulunan en büyük çözüm sağlayıcıları ile işbirliği yapmak hedeflerimiz arasındadır. Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılayacak başarılı bir iş modeli oluşturacağız” denildi.

Kaynak: businesswire.com
 
 

Tesla’nın evlerde kullanılmak üzere güneş enerjisinin depolanabileceği üniteler geliştirmesinin hemen ardından, Daimler de Mercedes-Benz imzasını taşıyan enerji depolama çözümünü duyurdu. Evlerde ve ticarethanelerde kullanılmak üzere tasarlanan enerji depolama çözümü, enerji tüketimini daha verimli şekilde karşılamaya olanak sunuyor. Almanya’da ön satışları başlayan ev tipi pillerin teslimatı 2015 Eylül ayında başlayacak. Almanya dışı satışların ne zaman başlayacağı ise henüz kesinleşmedi.

Mercedes’in tanıttığı teknoloji, şirketin ana şirketi Daimler’in alt kuruluşu, Deutsche ACCUmotive tarafından geliştirildi. Daimler, şirket grubunun hibrid ve elektrikli araçlarına pil üretmekle sorumlu. Tesla gibi Mercedes de pillerin farklı versiyonlarını üreterek, hem meskenlere hem de ticarethanelere çözümler sunacak.

Otomobillerdeki benzer bir sisteme sahip olan depolama çözümündeki piller, enerjisini güneş panellerinden alıyor. Güneş enerjisini gece boyunca depolayabileceği belirtilen pillerin toplamda 20 kWh’lık enerjiyi elde edilebileceği söyleniyor. Bu enerjinin ortaya çıkması için her biri 2,5 kWh olmak üzere sekiz adet pil paketinin bir araya gelmesinden sonra oluşuyor.

Daha çok güneş panelleri bulunan evlerde kullanılmaya yönelik geliştirilen piller güneş enerjisiyle doluyor. Ancak güneş panelleri bulunmayan evlerde de kullanılabilen piller, elektriğin ucuz olduğu vakitlerde şebekeden sağlanan enerji ile doldurulup, pahalı olduğu zamanlarda kullanılabilir. Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, pillerin en büyük avantajlarından biri, enerji kaybının sıfıra yakın olması.

Ticari amaçlarda kullanılacak olan enerji depolama modüllerinin 5.9 kW saat kategorisinde başlayacak. Şirket, bunları kombine yaparak Saxony Kamenz’de (Almanya’nın doğusunda bulunan bir şehir) şebeke dengesini sağlayan 500 kW saatlik depolama kapasitesi oluşturdu. Bunun 3 bin kW saate kadar büyütülmesi bekleniyor. Piller, önceden kömür ve nükleer güç istasyonlarının yaptığı görevleri, yani şebekeyi dengelemek ve azami yükü hafifletmek için kullanılıyor.

Mercedes’in konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ev tipi pillerine yönelmelerinin arkasında ki düşüncenin sadece şirketi büyütme hedefi değil aynı zamanda sürdürülebilir enerji üretiminin dönüşümünü desteklemek olduğu aktarıldı. Ayrıca elektrikli araçlara artan ilginin, evlerde kurulan güneş panellerine yöneleceği ihtimali çok yüksek olduğu için bunun akıllı bir karar olduğu da söylenebilir.

Tesla’nın evler için geliştirdiği piller, 7 kWh ve 10 kWh olmak üzere iki enerji depolama kapasitesi seçeneğiyle birlikte geliyor. Satış fiyatları ise sırasıyla 3 bin 500 ve 3 bin dolar. Mercedes-Benz’in pillerinin satış fiyatları henüz belli olmasa da bu fiyatlara yakın olacağı düşünülüyor.

Kaynak: motorauthority.com