SEKTÖRDEN HABERLER
Enerjide 1 Milyon Ton Eş Değer Petrol Tasarruf Sağlandı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 2023'e kadar 10,9 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğini belirterek, "2017 ve 2018 yıllarında tüm sektörlerde yaklaşık 1,2 milyar dolar yatırımla yaklaşık 1 milyon ton eş değer petrol (TEP) enerji tasarrufu sağladık. 2023'e kadar birincil enerji tüketimimizdeki yaklaşık yüzde 14 azalma ile sera gazı salımında da 66 milyon ton karbondioksit azalımı sağlamış olacağız." dedi.

Dönmez, 10. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı'nın açılışında yaptığı konuşmada, enerji verimliliği ve kaynakları etkin kullanmanın ulusal ekonomiler üzerindeki baskıyı azaltan en önemli faktörlerden biri olduğunu söyledi.

Türkiye ekonomisinin son 16 yılda yıllık ortalama yüzde 5 büyüdüğünü dile getiren Dönmez, enerji talebinin de benzer şekilde arttığını aktardı.

Dönmez, Türkiye'nin son 2 yıldır enerjideki ithal girdi oranını azaltmak ve öz yeterliliğini sağlamak için dev bütçeli yatırımları hayata geçirdiğini belirterek, "Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamındaki çalışmalar sonucunda geçen yıl sonu itibarıyla yerli kaynaklardan elektrik üretiminde yüzde 50 bandını yakaladık. Bu yılın ilk çeyreğinde ise bu rakam yüzde 60 seviyesine ulaştı." bilgisini paylaştı.

- "Kaynaklarımızı heba edecek kadar zengin miyiz?"

Türkiye'nin enerjide kaynak zengini olmadığını anımsatan Dönmez, ekonomik büyümeyi sağlıklı bir şekilde devam ettirmek için artan enerji talebinin maliyet etkin bir şekilde karşılanması gerektiğini vurguladı.

Dönmez, enerji kaynaklarının verimli kullanımının oldukça önemli olduğuna dikkati çekerek, "Ülkemizin enerji yoğunluğu, yani bir birim gayri safi milli hasıla için tüketilen enerji miktarı, 0,12. OECD ülkelerinde bu rakam 0,11. Avrupa Birliğinde ise bu rakam 0,09. Kaynaklarımızı bu kadar heba edecek kadar zengin miyiz?" diye sordu.

Enerji verimliliğinin en temiz yerli ve milli kaynak olduğunun altını çizen Dönmez, şöyle devam etti:

"Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 2023'e kadar 10,9 milyar dolarlık yatırım yapacağız ve 2033'e gelindiğinde 30 milyar dolar tasarruf edeceğiz. 2023'e kadar birincil enerji tüketimimizdeki yaklaşık yüzde 14 azalma ile sera gazı salımında 66 milyon ton karbondioksit azalımı sağlamış olacağız. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 2017 ve 2018’de hayata geçirdiğimiz pek çok konuda somut ilerlemeler kaydettik. Planımızın uygulamaya geçmesiyle 2017 ve 2018 yıllarında tüm sektörlerde yaklaşık 1,2 milyar dolar yatırımla yaklaşık 1 milyon TEP enerji tasarrufu sağladık. Kamu binaları için 2023 sonuna kadar yüzde 15 verimlilik sağlama hedefini belirliyoruz. Çalışmamızda nihai aşamaya geldik. Diğer yandan kamuda enerji performans sözleşmelerinin yapılmasını sağlayan kanun geçtiğimiz yıl yürürlüğe girdi. İnşallah ikincil mevzuatı da haziran ayında yayımlamak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kamu binalarımızın verimlilik dönüşümü için Dünya Bankası ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile birlikte 200 milyon dolar bütçeli projemizin ilk fazına bu yıl başlıyoruz. Proje kapsamında 30 milyon dolar tutarında Enerji Performans Sözleşmeleri ve yaklaşık sıfır enerjili binalar, ısı pompası gibi maliyet etkin yeni teknoloji uygulamalarımız da olacak. Ayrıca, yıllık asgari 500 TEP enerji tüketimi olan sanayi tesislerinde en az yüzde 20 oranında enerji tasarrufu sağlayacak projeler beşinci bölge teşviklerinden ve verimlilik yatırımlarına ilişkin makine ve teçhizat alımlarında vergi muafiyetlerinden yararlanmaya devam edecek."

Enerji verimliliğinin sadece yatırımlardan oluşmadığına işaret eden Dönmez, "Sanayide verimlilik dönüşümüne ayrı bir önem veriyoruz ve bu değişimi sanayicimize ek bir külfet getirmeden yapmaya gayret ediyoruz." dedi.

-"Isı piyasası mevzuatı hazırlanıyor"

Dönmez, binalarda enerji verimliliğinin sağlanması için Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bankalar ve sektör çatı kuruluşu olan İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği ile bir çalışma yürüttüklerini de kaydetti.

Bu çalışma ile maliyetlerin asgariye indirildiği, süreçlerin kolaylaştırıldığı ve uygulama kalitesinin denetim altına alındığı bir kampanyayı gelecek haftalarda kamuoyuyla paylaşacaklarını açıklayan Dönmez, "Binalarımızın A ve B sınıfı enerji kimlik belgesine sahip olmaları için bu yönde teşvikler uyguluyoruz. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yapılan düzenlemeyle bu kimlik belgesine sahip binalar için kullandırılacak kredi miktarlarında artış sağlandı. Kentsel dönüşüm kapsamında bankalarda kullanılacak kredilerde de ilave faiz desteği getirildi." diye konuştu.

Bakan Dönmez, Türkiye'nin ayrıca ısı piyasası mevzuatı konusundaki teknik çalışmaların bu yıl içerisinde tamamlanacağını bildirdi.

Danimarka ile bu yönde bir iş birliği çalışması yürütüldüğünü aktaran Dönmez, "İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum için bölgesel ısıtma fayda-maliyet analizlerini gerçekleştirdik ve gördük ki yatırımlar her bölgede ekonomik olarak uygulanabilir. Diğer taraftan, ilk defa ülkemizin 2030'a kadar ısıtma ve soğutma talebini belirleyeceğiz. Çalışmalarımız bittiğinde bir kilometre kare çözünürlükte ülkemiz ısı talebi haritasını kamuyla paylaşacağız. 2019 ve 2020 yıllarında daha da hızlanarak tüm hedefleri ayrı ayrı takip ediyor ve gerçekleştiriyor olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

Türkiye, Enerji Piyasasında İlk Aşamayı Tamamladı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin, enerji piyasası dönüşümündeki ilk aşamayı tamamladığını belirterek, "Enerji altyapımıza büyük önem veriyoruz. Hem gaz hem de elektrik sektöründe iletim ve dağıtım tarafında şebekemizi daha dirençli ve güvenli yapabilmek için kayda değer yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Özellikle doğal gaz alanında piyasa reformlarımıza devam edeceğiz." dedi.

Bayraktar, Berlin Enerji Dönüşüm Konferansı'nda yaptığı konuşmada, enerji dönüşümünün iki döneme ayrılabileceğini ve piyasa dönüşümü olarak adlandırılan ilk kısmının 17 yıl önce başladığını söyledi.

Bu süreçte dikey bütünleşik ve kamu odaklı modeli daha rekabetçi piyasa modeline dönüştürmeye çalıştıklarını ifade eden Bayraktar, tüm piyasa faaliyetlerini ayrıştırdıklarını ve ilgili sektör şirketlerini özelleştirdiklerini ifade etti. Bayraktar, piyasa serbestleşme sürecinde tüm gerekli araçların kullanıldığını ancak bu sürecin kolay bir süreç olmadığını kaydederek, "İlk olarak bu süreçte elektrik piyasasında önce fiyat artışlarına daha sonra da fiyatların düştüğüne şahit olduk. Bu birinci enerji dönüşümü için ana zorluklardan birisiydi. Dolayısıyla buradan alınan ilk ders piyasa için doğru fiyat sinyallerinin verilmesiydi." dedi.

Yenilenebilir kaynaklarını en üst seviyede ve dengeli bir şekilde teşvik etmeye çalıştıklarını anımsatan Bayraktar, şöyle devam etti:

"10 yıl önce yenilenebilir destek mekanizmamız ve düşük tarife garantisi nedeniyle eleştiriliyorduk. Bugün hala aynı konularda eleştiriliyoruz ancak bu sefer insanlar bu rakamların çok yüksek olmasından şikayet ediyorlar. Dolayısıyla ikinci önemli tecrübemiz, yeni teknolojiler için makul seviyede teşvik ve desteklerin verilmesi. İlk dönüşüm sürecinin sonunda tüm gerekli piyasa reformlarını başarılı bir şekilde uygulayabildik ve bu süreçte enerji piyasamız, sadece elektrik piyasası için 60 milyar dolarlık bir yatırım çekti. Rüzgar ve güneşteki kurulu gücümüz, toplamdaki kurulu güç içinde sıfırdan, yüzde 15,2’ye yükseldi. Özel sektör enerji üreticilerinin piyasa payı yüzde 25’ten, yüzde 80’e ulaştı ve son olarak 1 Nisan 2018’de saat 11 ile 14 arası Türkiye’nin enerji arzının yüzde 63’ü sadece yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı.” -"Türk ekonomisine güveniliyor"

Bayraktar, bu süreçte hem yerli hem yabancı yatırımcıların hem de finansal kuruluşların Türkiye’deki enerji piyasasının geleceğine inandığına işaret ederek, böylece piyasa reformlarının desteklendiğini ve genel olarak Türk ekonomisine güvenildiğini aktardı.

Enerji politikalarında siyasi irade ve uzun dönemli vizyonun başarılı bir enerji dönüşümünde anahtar bir yeri olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Türkiye, enerji piyasası dönüşümündeki, benim Dönüşüm 1.0 olarak adlandırdığım, ilk aşamayı tamamladı. 2 yıl önce açıkladığımız Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında önümüzdeki 10 yıllık süreçte Türkiye’nin çok büyük yenilenebilir enerji hedefleri bulunuyor. Ayrıca önümüzdeki 5 yılda enerji verimliliği için yaklaşık 11 milyar dolar yatırım yapılması, birincil enerji tüketimimizin yüzde 14 azaltılması ve 66 milyon tonluk bir karbon salımının önlenmesi amaçlanıyor. Nükleer enerjinin entegre edilmesi de Dönüşüm 2.0 sürecinin önemli bir parçası. Enerji altyapımıza büyük önem veriyoruz. Hem gaz hem de elektrik sektöründe iletim ve dağıtım tarafında şebekemizi daha dirençli ve güvenli yapabilmek için kayda değer yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Özellikle doğal gaz alanında piyasa reformlarımıza devam edeceğiz. Avrupa’daki en büyük 4’üncü doğal gaz piyasasına sahip bir ülke olarak, doğal gaz anlaşmalarımızda daha esnek koşullar ve rekabetçi fiyatlar görmek istiyoruz."

Bayraktar, konferans kapsamında Irak Elektrik Bakanı Luay el-Hatip ile bir araya gelerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra enerji konularını görüştü. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Genel Direktörü Francesco La Camera ile de bir araya gelen Bayraktar, daha sonra Almanya Ekonomi ve Enerji Bakan Yardımcısı Thomas Bareiss ile yaptığı görüşmede Türkiye ve Almanya arasında enerji işbirliğinin geliştirilmesine yönelik değerlendirmeler yaptı.

Kaynak: Haber. Com

YEKDEM'den Yararlanma Süreleri Uzatıldı

1 Kasım 2010 ile 21 Ağustos 2011 arasında işletmeye giren ve "2011 Yılı Nihai YEK Listesi"nde yer almayan tesisler, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'ndan (YEKDEM) son yararlanma yılını takip eden ilk takvim yılında yararlanabilecek.

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'a dair, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kararları Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, söz konusu kanunun uygulama esaslarını içeren 6. maddesi kapsamında, 1 Kasım 2010 ile 21 Ağustos 2011 arasında işletmeye giren ve "2011 Yılı Nihai YEK Listesi"nde yer almayan tesisler, YEKDEM'den son yararlanma yılını takip eden ilk takvim yılında yararlanabilecek.

Ayrıca, 2011 YEKDEM uygulamasına ilişkin, aynı tarihler arasında işletmeye giren ve "2011 Yılı Nihai YEK Listesi"nde yer alan tesislerin YEKDEM'den son yararlanma yılını takip eden ilk takvim yılının 11 ayında YEKDEM'den yararlanabileceğine karar verildi.

Kaynak: Habertürk

Elektrikte Yerli Yatırım Atağı

Türkiye'de yılın ilk çeyreğinde devreye alınan 445 megavatlık elektrik üretim tesisinin tamamı yerli kaynaklardan oluştu.

AA muhabirinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, ocak-mart döneminde 24 elektrik tesisi üretime başladı.

Yılın ilk çeyreğinde devreye alınan 445 megavatın 255 megavatını yerli kömür tesisleri oluşturdu. Bu dönemde devreye alınan kurulu kapasitede yerli kömürün payı yüzde 57,3 olarak hesaplandı.

Söz konusu dönemde, 100 megavat hidroelektrik santrali, 70 megavat rüzgar santrali ve 20 megavat da biyokütle, atık ısı ve jeotermal enerji santrali işletmeye alındı.

Devreye alınan 255 megavatlık yerli kömür santrali ve 20 megavatlık yenilenebilir enerji tesisleri Manisa'da faaliyete geçti. Böylece Türkiye'de yılın ilk üç ayında en fazla kapasitenin işletmeye alındığı il Manisa oldu. Onu, 33 megavatla Tokat ve 26 megavatla Çanakkale izledi.

Öte yandan, Türkiye'nin elektrikteki toplam kurulu gücü ise mart sonu itibarıyla 89 bin megavatın üzerine çıktı.

Kaynak: AA

Enerjisa Dağıtım Şirketlerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinde Sanal Gerçeklik Uygulaması Hayata Geçti

Enerjisa Dağıtım Şirketleri, büyük önem verdiği İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yaptığı çalışmalara bir yenisini ekleyerek Sanal Gerçeklik Tabanlı İş Sağlığı ve Güvenliği Simülasyonlarının Geliştirilmesi (EDSİS) Projesi’ne başladı.

Enerjisa Dağıtım Şirketleri, Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ, çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda Simülasyon Eğitim Programını hayata geçirdi. Sanal Gerçeklik Tabanlı İş Sağlığı ve Güvenliği Simülasyonlarının Geliştirilmesi (EDSİS) Projesi ile çalışanlara sanal ve artırılmış gerçeklik yoluyla güvenli çalışma yöntemlerinin aktarılması amaçlanıyor.

Enerjisa Dağıtım Şirketleri ve Simbt Ltd. Şti. ortaklığında yürütülen ve 36 ay süren EDSİS Projesi TÜBİTAK ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) fonlarıyla destekleniyor. Projede belirlenmiş senaryolara uygun hazırlanan ekipman ve yazılımlar, saha personelleri tarafından test ediliyor. Geliştirilen İSG simülasyonlarının testlerden sonra çoğaltılıp daha fazla bölgede eğitim amaçlı kullanıma sunulması planlanıyor.

Proje dahilinde elektrik dağıtım sektöründe yaşanan iş kazaları incelenerek risk ve etki oranlarına göre belirlenen senaryolar sanal/artırılmış gerçeklik gözlüklerine uyarlanıyor. Gerçekliğin sadece bu gözlüklerle sınırlı kalmaması için gerekli ekipmanlar tasarlanıp yazılımla entegre çalışacak şekilde üretiliyor. Örneğin, platformlu araç ile yüksekte çalışma senaryosu için gereken platform, sahada kullanılan araçların platformuna uygun şekilde tasarlanarak yazılımla eş zamanlı çalışacak duruma getiriliyor. Söz konusu eğitimlerle Enerjisa Dağıtım Şirketleri çalışanlarında İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yapılan tüm çalışmalara ek olarak her türlü riske karşı sanal ortamda da farkındalık yaratılması hedefleniyor.

Çocuklar 2. Kez Enerji Tasarrufunu Resmedecek

Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ) ilkokul çağındaki çocuklara yönelik olarak düzenlediği “Aydınlık Bir Şehir” temalı resim yarışmasıyla gelecek nesillerde enerji tasarrufu bilincine katkı sağlıyor.

Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ) çocukların enerji tasarrufu kültürüyle yetişebilmesi için geçtiğimiz yıl ilk adımını attığı projeyi geleneksel hale getirdi.

Bu yıl 2.’si düzenlenen ve Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli genelindeki resmi/özel tüm ilkokul öğrencilerine yönelik “Aydınlık Bir Şehir” temalı resim yarışması çocukları enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

TREDAŞ, projeyle gelecek nesillerin büyüdüklerinde yaşadıkları alanın ve ülkemizin enerji tasarruflarına yön verebilmesi için farkındalık oluşturmayı hedefliyor. 25 Mart-25 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan yarışmaya katılan öğrenciler, enerji tasarrufunu anlattıkları eserlerini kendi okul müdürlüklerine teslim edecek. Okul müdürlükleri de eserleri posta ile TREDAŞ’a ulaştıracak.

Yarışmaya başvuran eserler, TREDAŞ sorumluluğunda belirlenen jüri ve konunun uzmanları tarafından değerlendirilecek. Kazanan yarışmacılar, 7 Mayıs 2018 tarihinde www.tredas.com.tr adresinden duyurulacak. Dereceye giren çocuklara bisiklet, scooter ve tablet hediye edilecek.

Ayrıca sergilenmeye değer eserlerden oluşan bir resim sergisi de açılacak.

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa Yatırım Bankası, Akıllı Enerji Finansmanında 4 Milyar Euro’yu Onayladı

Avrupa Yatırım Bankası (AYB), 18 ülkede gerçekleştirilecek temiz enerji üretimi, yeşil ulaşım ve temiz su projeleri için 4 milyar euroluk finansman paketine yeşil ışık yaktı.

Söz konusu finansman Marsilya ve Rotterdam’daki toplu taşımada elektrikli otobüs, tramvay gibi yeşil ulaşım projeleri ile Danimarka’nın enerji verimliliği projelerine aktarılacak. Ayrıca, Fransa kurulacak toplam 1 GW kapasiteli offshore rüzgar enerjisi santralleri ile Belarus’taki enerji verimliliği ve bölgesel ısıtma projeleri de bu finansmandan yararlanacak.

AYB Başkanı Werner Hoyer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, AYB’nin Avrupa’nın iklim bankası ve dünyada iklim hareketine en büyük yatırımı yapan yatırımcı olduğunu ifade etti.

“Değişen ve daha da belirsizleşen iklim hayatlarımızı, yaşadığımız yerleri ve dünyadaki önemli hizmetleri tehdit ediyor” diyen Hoyer, söz konusu finansmanın onaylanmasından dolayı memnuniyetini de dile getirdi.

Kaynak: Smart Energy International

Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Hem Mümkün Hem de Daha Ucuz

Küresel ölçekte yüzde yüz yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin mevcut enerji sisteminden daha ucuz ve teknik açıdan mümkün olduğu öngörüldü.

Enerji İzleme Grubu (Energy Watch Group, EWG) ve LUT Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışma kapsamında, ilk defa negatif emisyon teknolojileri üzerine inşa edilmemiş, uygun maliyetli, tüm sektörleri kapsayan, teknoloji yönünden zengin ve yüzde 100 yenilenebilir enerjiye dayalı bir 1,5°C senaryosu ana hatlarıyla ortaya çıkarıldı.

Elektrik, ısınma, ulaşım ve desalinizasyon sektörlerinde 2050 yılına kadar toplam küresel enerji dönüşümünün simüle edildiği çalışmada, 14 bilim insanından oluşan ekibin teknik ve finansal modellemeleri, dört buçuk yıl süren araştırma ve veri toplama sürecine dayanıyor.

Söz konusu çalışma kapsamında, yüzde 100 yenilenebilir enerjiye dayanan enerji dönüşümünün, mevcut fosil yakıt ve nükleer enerjiye dayalı sisteme kıyasla daha uygun maliyetli olduğunu ve enerji sektörünün sera gazı emisyonlarının 2050'den önce bile sıfırlanabileceği öngörülüyor

Analize göre, güçlü bir politika çerçevesinin uygulamaya konması halinde, 2050‘den önce yüzde 100 yenilenebilir enerjiye dayalı küresel enerji sistemine dönüşüm mümkün.

Yapılan çalışmanın önemli sonuçları şu şekilde sıralanabilir;

- Yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçiş, tüm sektörlerin elektrifikasyonunu gerektiriyor. 2050’ye gelindiğinde toplam elektrik üretimi, 2015 yılındaki üretimden dört ila beş kat daha yüksek olacak. Buna göre, 2050'deki elektrik tüketimi, birincil enerji tüketiminin yüzde 90'ından fazlasına denk gelecek. Aynı zamanda, tüm sektörlerdeki fosil yakıtlar ve nükleer enerji kaynaklarının tüketimi tamamen sona erecek.

- Yüzde 100 yenilenebilir enerji sistemindeki küresel birincil enerji üretimi, şu enerji kaynaklarından karşılanacak: Güneş enerjisinin payı yüzde 69, rüzgâr enerjisinin payı yüzde 18, hidroelektrik kaynakların payı yüzde 3, biyoyakıtların payı yüzde 6 ve jeotermal enerjinin payı da yüzde 2 olarak öngörüldü.

- 2050 itibarıyla, rüzgâr ve güneş enerjisi, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam güç arzının %96'sını karşılayacak. Yenilenebilir enerji üretimi; dağıtık, yerel ve bölgesel üretime dayanacak.

- Yüzde 100 yenilenebilir enerji sistemi daha uygun maliyetli: Sürdürülebilir bir enerji sisteminde enerji maliyetleri, 2015 yılında 54 €/MWh iken, 2050 yılında 53 €/MWh'a düşüyor.

- Tüm sektörlerdeki dönüşüm, enerji sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarını her yıl yaklaşık 30 GtCO2-eq (Gigaton karbondioksit eşdeğeri) azaltacak ve 2050 yılına gelindiğinde enerji sektörü kaynaklı emisyonlar sıfırlanacak.

- Yüzde 100 yenilenebilir elektriğe dayalı enerji sistemi, küresel ölçekte 35 milyon kişiyi istihdam edecek. 2015 yılında yaklaşık dokuz milyonluk istihdam sağlayan kömür madenciliği, 2050 yılında tamamen sonlanacak ve yenilenebilir enerji sektörü tarafından yaratılacak 15 milyon yeni işle dengelenecek.

Kaynak:Energy İzleme Grubu

Çin’de 18 Milyar Dolarlık Elektrikli Araç Balonu Patlama Riskiyle Karşı Karşıya

Çin’de bulunan 486 elektrikli araç üreticisi bu yıl için planlanan 1,6 milyon adet satışın yetersiz kalması sebebiyle varlıklarını sürdüremeyerek kapanma riski ile karşı karşıya kalabilir.

Çin’de şu anda bulunan elektrik üretici sayısı iki yıl önceki rakama göre üç kat daha fazla. Bu yıl yolcu elektrikli araçların satışının 1,6 milyon olması öngörülürken, bu rakamın söz konusu üreticilerin seri üretim hatlarını çalıştırmaya yeterli olması düşük ihtimal. Bu durum da Çin’deki elektrikli araç balonunun patlama riskiyle karşı karşıya kalmasına ve bu üreticilerden sadece birkaçının varlığını sürdürülebileceğine yönelik uyarıları beraberinde getiriyor.

Şangay’daki Roland Berger’de strateji danışmanı olan Thomas Fang, “Elektrikli araç endüstrisinde büyük dalgalanma göreceğiz. Elektrikli araç start-up çalışmaları yaşayacak mı yoksa bitecek mi, buna karar vermek için kritik bir zaman” değerlendirmesinde bulundu.

Diğer yandan, Çin hükümeti hava kirliliğiyle mücadele, petrol ithalatını sıfırlama ve yüksek teknoloji üretimini geliştirmek için elektrikli araçların gelişimini de desteklemeye başladı. Çin liderleri, yeni enerjili araçların yıllık satışlarının 2025 itibarıyla 7 milyon adete ulaşmasını istiyor. Bu rakam da Çin’in toplam otomotiv piyasasının yüzde 20’sine karşılık geliyor.

Söz konusu hedef bile sadece 40-50 şirketi ayakta tutabilir, yüzlercesini yaşatamayabilir çünkü tipik bir elektrikli araç fabrikasının kar edebilmesi için en azından yılda on binlerce araç üretmesi gerekiyor.

Kaynak: Bloomberg

İngiltere, Yüzde 100 Düşük Karbon Hedefinden Hala Çok Uzakta

İngiltere’nin enerji dönüşümü her zaman bir başarı hikayesi olarak anılsa da, büyüyen elektrik talebi sebebiyle fosil kaynaklardan elektrik üretimi artıyor ve bu da yüzde 100 düşük karbon hedefinin tutturulmasını zorlaştırıyor. İngiltere’de kömürün elektrik üretimine katkısı yüzde 40 seviyesinden yüzde 6’ya düştü. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik kaynaklar nükleerden daha fazla elektrik üretirken, elektrik talebi de düşüş sergiledi.

İngiltere’nin karbon yoğunluğu neredeyse yarı yarıya düşerken, Ulusal Şebeke kurumu 2025 itibarıyla sıfır karbon bir elektrik sistemi işletmeyi planlıyor.

Fakat, İngiltere’nin toplam enerji tedariğinin yüzde 80’den fazlası hala fosil yakıtlardan geliyor.

Şimdi, enerji talebi yeniden yükselirken, yüzde 100 elektrikli ulaşıma geçiş de ülkenin mevcut elektrik kapasitesinin iki katı artmasını gerektirecek.

Ayrıca, kışın ısınmadan dolayı elektrik üretiminin de neredeyse üç kat artması gerekiyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında, İngiltere’nin sıfır karbon hedefini bir anlık yakalayabilse de yıl boyunca yüzde 100 düşük karbonlu bir elektrik sektörünü sürdürmesi oldukça zor olabilir.

Kaynak: Energy Post EU

HAFTANIN RAPORU

Temiz Enerji Dönüşümü İçin Perspektifler

Küresel enerji dönüşümünün hızı ve ölçeği, iklim değişikliği hedefleriyle aynı seviyede gitmiyor. Enerji sektörü kaynaklı CO2 emisyonları 2018’de yüzde 1,7 yükseldi. Konut sektörü bu emisyonların yüzde 28’ine sebep olurken, üçte ikisi de hızla büyüyen elektrik kullanımından kaynaklandı.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK