SEKTÖRDEN HABERLER
Elektrikte 175 Megavatlık Mobil Santral Atağı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, devreye alınan 175 megavatlık 7 adet mobil elektrik üretim santralinin anlık ihtiyacın karşılanmasında en hızlı çözümü sunacağını belirterek, "Mobil santrallerin ilk etapta İstanbul Avrupa ve Anadolu Yakası, Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır ve İzmir’deki trafo merkezleri olmak üzere 7 noktada bağlantısını gerçekleştireceğiz." dedi.

Dönmez, Elektrik Üretim AŞ'nin (EÜAŞ) envanterine katılan Mobil Elektrik Santrallerinin açılış töreninde, enerji sektörüne son 17 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığını ve elektrik üretim kaynaklarının çeşitlendirildiğini söyledi.

Elektrikte dengeli bir enerji sepetinin oluşturulması için yerli kaynakları maksimum oranda kullandıklarını dile getiren Dönmez, "Artık, 'Türkiye'nin enerji arz güvenliği sorunu yoktur' cümlesini gönül rahatlığıyla kurabiliriz." ifadesini kullandı.

Dönmez, hem özel sektör hem de kamunun iş birliği ve sinerjisiyle enerjide son yıllara rekorlar ve büyük başarılar sığdırdıklarını, kurulu gücün 30 bin megavat seviyesinden 90 bin megavata ulaştığını aktardı.

Yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarında büyük bir atılım gerçekleştirerek bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekorlarına imza attıklarını anımsatan Dönmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçen yıl elektriğimizin yaklaşık yüzde 50’sini yerli kaynaklardan karşıladık. 2019’un ilk 5 ayında ise bu rakam yüzde 67’ye yükseldi. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz her biri 25 megavat gücünde toplam 175 megavatlık 7 mobil elektrik santralle kısa dönemli enerji arz güvenliğimizi sağlamak adına da önemli bir adım atıyoruz. Santrallerimiz anlık ihtiyacın karşılanmasında en hızlı çözümü sunacak. Neden en hızlı çözüm diyoruz? Çünkü bir elektrik santralinin yapımı ve işletmeye alınması yaklaşık 36 ay ancak bu santraller 48 saat gibi kısa bir sürede montaj ve demontaj yapılabiliyor. Santrallerimizin taşınması da oldukça pratik. Lojistiği ve transferi son derece kolay ve esnek. Böylece ihtiyaç olması halinde tek bir mobil santralle 50 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacağız. Elektrik enerjisi aciliyeti arz eden bir nokta mı var? Bu santralleri kolay bağlantı özelliği sayesinde bölgedeki uygun trafo merkezine intikal ettirerek enerji ihtiyacına en pratik cevabı vereceğiz. Santrallerimiz çok kısa sürede tam yüke çıkabilme kapasitesine sahip. Yani alanda ihtiyaç duyulan enerjiyi santrallerimiz maksimum kapasiteyle sağlayacak güce ve yetkinliğe sahip."

Dönmez, mobil santrallerin ihtiyaca göre farklı şekillerde devreye alınabileceğini söyledi.

Söz konusu santrallerin "pik enerji tüketimi" anlarında veya bölgesel yük ihtiyaçlarına destek olarak hızlı bir şekilde devreye gireceğini belirten Dönmez, şunları kaydetti:

"Elektrik kesintileri, arızalar, iletim ya da dağıtımdan kaynaklanan sorunlar, afet ve acil durumlar ya da diğer olağandışı durumlarda santraller elektrik enerjisi üreterek olası krizlere karşı hızlı ve etkin reaksiyon almamızı sağlayacak. Mobil santrallerimiz bu alandaki hareket kabiliyetimizi ve esnekliğimizi büyük oranda geliştirecek. Mobil santrallerin ilk etapta İstanbul Avrupa ve Anadolu Yakası ile Adana, Ankara, Antalya, Diyarbakır ve İzmir’deki trafo merkezleri olmak üzere 7 noktada bağlantısını gerçekleştireceğiz."

Öte yandan, "Büyük ve Güçlü Türkiye" yolunda ortaya koydukları hedeflere doğru kararlılıkla ilerleyeceklerini dile getiren Dönmez, "Türkiye'nin son 17 yıllık siyasi ve ekonomik serüveni içeride ve dışarıda, bilinçli veya bilinçsiz, maksatlı ya da değil, bütün olumsuz senaryo ve tahminleri boşa çıkararak ilerledi." dedi.

Dönmez, bu performansın tesadüfle açıklanamayacağına işaret ederek, "İnanıyoruz ki önümüzdeki süreç bu olumsuz öngörülerin de temelsiz kalacağı ve haksız çıkacağı bir dönem olacak. Bu noktada, bizler de enerji sektörü olarak durmadan, ara vermeden çalışmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Türk ekonomisine sınıf atlatacak en önemli meselenin sağlam bir enerji altyapısından geçtiğini vurgulayan Dönmez, Türkiye'nin yatırımcı dostu, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf enerji piyasasıyla yerli ve yabancı yatırımcılar için cazip bir ülke olduğunu söyledi.

Dönmez, bu durumun en güzel örneklerinin Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihalelerinde görüldüğüne işaret ederek, "Ayrıca küresel olarak doğrudan yatırımların azaldığı 2018 yılında Türkiye yüzde 13 doğrudan yatırım artışıyla ne kadar büyük ve güçlü bir ekonomi olduğunu bir kere daha kanıtladı. Enerji de yabancı yatırımcının en fazla rağbet gösterdiği alanların başında geldi." ifadelerini kullandı.

Törene Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, EÜAŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz ve birçok sektör temsilcisi katıldı.

Kaynak: AA

Enerji Tasarrufuna 1 Milyar Lira Kredi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kamu binalarının tasarruf sağlaması amacıyla ‘enerji verimliliği projesi’ için Dünya Bankası ile 1 milyar liralık kredi konusunda anlaştı.

Bakanlık, söz konusu projeyle kamu binalarında yüksek enerji tüketiminin önüne geçmeyi ve yıllık 230 milyon lira tasarruf sağlamayı hedefliyor. Projenin hazırlık aşamasında ilk olarak okul, hastane, idari binalar gibi kamu binalarının enerji etütleri yapılacak. Bu binalara yönelik enerji kimlik belgeleri düzenlenerek, enerji verimlilik düzeyleri ve elde edilecek tasarruf seviyeleri tespit edilip yatırım maliyetleri ortaya çıkacak. Bu doğrultuda uygun bulunan kamu binalarının projeleri hazırlanarak, iyileştirmeler yapılacak.

5 yıllık dönemi kapsayan dönüşüm projesinde, bina büyüklüğü ve alınan önlemlere bağlı olarak 300-500 bina yenilenecek. İlk etapta farklı iklim bölgelerinde yer alan 5-10 yüksek enerji maliyeti olan kamu binası seçilerek, sıfır enerji binaları konseptiyle yeniden yapılandırılacak. Bu binalarda yeşil çatı, su geri dönüşümü, güneş enerjisi gibi birtakım iyileştirmeler yapılacak. Pilot çalışmadan elde edilecek sonuçlar, dönüşüme uğrayacak kamu binalarında değerlendirilecek.

Öte yandan, diğer kamu kurumlarından gelecek bilgiler de projeyi şekillendirecek. Kurumlar, son 3 yıla ait enerji tüketimlerini ve bedellerini bakanlığa iletecek. Ayrıca 2014’ten bu yana binalarda iyileştirilme yapılıp yapılmadığı ve enerji tüketimleri fazla olan ile enerji verimliliği tasarruf potansiyeli yüksek olan binalar da bildirilecek.

Kaynak: Türkiye

Haziranda Elektrik Üretimi Arttı

Türkiye’de Haziran ayı elektrik üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0.1 artışla 23 milyar 31 milyon 852 bin kilovatsaat (kWh) oldu. 

TEİAŞ verilerinden derlenen bilgilere göre Haziran ayında Türkiye toplam elektrik üretimi 23 milyar 31 milyon 852 bin kWh olarak gerçekleşti. 2018 yılı Haziran ayında 23 milyar 10 milyon 675 bin kWh olan elektrik üretim miktarı, bu yıl 21 milyon 177 bin kWh, yani yüzde 0.1 oranında artmış oldu. 

Bu yılın ilk 6 aylık döneminde ise toplam 141 milyar 645 milyon 448 bin kWh elektrik üretimi gerçekleştirildi. Bu rakam, geçtiğimiz yılın ilk 6 aylık dönemine göre yüzde 0.14 (199 milyon 168 bin kWh) üretim gerilemesi anlamına geliyor. 

Üretimin kaynaklar bazındaki dağılımına göre Haziran ayı elektrik üretiminde en büyük pay yüzde 41.71 (9 milyar 590 milyon 495 bin kWh) ile HES’lere ait. Haziran ayı elektrik üretiminde barajlı santraller yüzde 31,21, ithal kömür santralleri yüzde 16,22, linyit santralleri yüzde 15,47, geçen yılın aynı döneminde yüzde 26.8 paya sahip doğalgaz santralleri yüzde 12,95 paya sahip oldu. 

Geride bıraktığımız ay içinde elektrik üretiminde akarsu santralleri yüzde 10,49, rüzgâr santralleri yüzde 7,39, jeotermal santraller yüzde 2,65, biyokütle santralleri yüzde 1,10, taş kömürü santralleri yüzde 0,97, asfaltit kömür yüzde 0,69, fuel oil yüzde 0,55, atık ısı santralleri yüzde 0,22 ve güneş enerji santralleri yüzde 0,07 paya sahip oldu. 

Yılın ilk altı aylık dönemini kaynaklar bazında incelersek, üretimde en yüksek pay yüzde 26 ile yine barajlı santrallere ait. Ardından sırasıyla yüzde 17,4 ile ithal kömür, yüzde 15,7 ile doğalgaz, yüzde 15,1 ile linyit, yüzde 11,9 ile akarsu, yüzde 7,4 ile rüzgâr, yüzde 2,9 ile jeotermal, yüzde 1,1 ile biyokütle, yüzde 1 ile taş kömürü, yüzde 0,7 ile asfaltit, yüzde 0,5 ile fuel oil, yüzde 0,2 ile atık ısı ve yüzde 0,1 ile güneş santralleri yer aldı. Elektrik üretiminin kaynaklar bazında dağılımı, yılın ilk altı ayında da geçen yılın aynı dönemine göre oldukça ciddi farklar gösterdi. Burada yine en dikkat çekici gelişme doğalgaz santralleri geçen yıl yüzde 30’a yakın paya sahipken, bu payın yarıya inmesi dikkat çekti. 

Kaynak: Enerji Günlüğü

Sayaç Okurken İki Kişinin Hayatını Kurtardı

Sayaç okumaya gittiği evde çıkan dumanı fark ederek içeride uyuyan baba

ve oğlunun hayatını kurtaran GDZ Elektrik Dağıtım çalışanı Ali Akyıldız’a ödül.

İzmir’in Tire ilçesinde, GDZ Elektrik Dağıtım şirketinde sayaç okuma personeli olarak görev yapan Ali Akyıldız, görevini yerine getirirken iki katlı müstakil evden çıkan dumanı fark etti. İçeride uyuyan Açıkgöz ailesinin fertlerinden 4 yaşındaki Mert’in imdat çığlıklarını duyan Ali Akyıldız kapıyı açmaya çalıştı ancak kapı yanmaya başladığı için müdahale edemedi. Camlardaki demir parmaklıkları ve camı kıran Ali Akyıldız, baba ve küçük oğlunu kurtardı.

İki İnsanın Hayatını Kurtarmak En büyük Ödül

Gösterdiği büyük kahramanlığı şirketi tarafından da ödüllendirilen Ali Akyıldız için GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, çalışana plaketini takdim etti ve gerçekleştirdiği kahramanlık için tebrik edip teşekkürlerini iletti. Ali Akyıldız duygularını “Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı. Şirketim tarafından ödüllendirilmek çok güzel bir duygu ancak hiçbir ödül iki insanın hayatını kurtarmaktan daha değerli olamaz.” sözleri ile ifade etti.

Osmangazi EDAŞ'tan Kütahya'ya Yatırım Hamlesi

Osmangazi EDAŞ'ın, Kütahya’ya 2019 yılında 208 milyon TL tutarında alt ve üst yapı yatırımı yapacağı bildirildi.

EDAŞ Kütahya İl İşletme Müdürü Kamil Uğur Mumcu, söz konusu rakamın, elektrik dağıtımı alanında bir yılda bölgeye yapılan en büyük yatırımlardan biri olacağını ifade etti.

Mumcu, "Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (OEDAŞ), elektrik dağıtımı alanında bir yılda yapılan en büyük yatırımlardan birini hayata geçiriyor. Hizmet verdiği Kütahya'mıza 208 milyon liraya ulaşan alt ve üst yapı yatırımı yapacak olan Osmangazi EDAŞ, bölgeyi hak ettiği yeni, çağdaş, modern bir altyapı kavuşturmayı hedefliyor. Tarihi yatırımı sayesinde Osmangazi EDAŞ, gelecek yıllarda elektrik tüketiminde yaşanacak artışların günlük hayatı olumsuz etkilemesini de önlemiş olacak" diye konuştu.

Yatırım çalışmaları hakkında değerlendirmede bulunan Kamil Uğur Mumcu, "Dağıtım hizmetleri konusunda, en yeni teknolojik gelişmeleri izliyor ve sistemimize uyarlayıp tüketicilerimize sunarak elektrik akışında sürekliliği sağlıyoruz. Dağıtım sistemlerini sürekli gözetim altında tutuyor enerji arzının son kullanıcıya kesintisiz ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz. Bilimsel gelişmeler ışığında yenilikçi yöntemlerle yalnızca bugünü değil geleceği de öngörerek tüm sistemlerimizi sürekli çağın gereksinimleri doğrultusunda güncelleyip çalışanlarımıza verdiğimiz eğitimlerle kaliteli hizmet noktasında en iyiyi yakalamayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda hizmet verdiğimiz beş şehirden biri olan Kütahya'mıza tarihinin en büyük yatırımlarından birini yapıyor ve şehre büyük değer katacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Yatırımlarla plansız kesintilerin yüzde 25 azalacağını dile getiren Müdür Mumcu, "Rakamlarla Osmangazi EDAŞ'ın Kütahya yatırımı 700 kişilik dolaylı istihdam sağlanacak.93 bin abonenin enerji temini iyileşecek. Söz konusu yatırımlarla plansız kesintiler yüzde 25 azalacaktır. 4 bin 677 adet yeni aydınlatma direği tesis edilecek ve 236,12 kilometre kazı çalışması yapılacak.86,7 kilometre enerji nakil hattı yer altına alınıp, 197 adet yeni trafo tesis edilecektir. Ayrıca 3 bin 937 adet enerji nakil hattı direği de tesis edilecek" diye konuştu.

Fırat EDAŞ, ISG’de Uzmanlığını Artırdı

Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş., Gebze’de İSG yöneticileri için “Yüksekte Çalışma ve Yüksekte Kurtarma” eğitimleri düzenledi.

Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerinde kaliteli, kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti için çalışmalarını sürdüren Fırat EDAŞ, verdiği hizmeti en iyi şekilde sunmak adına yöneticilerine ve çalışanlarına verdiği eğitimlerle uzmanlıklarını artırmaya özen gösteriyor. Fırat EDAŞ, uluslararası eğitim lisansına sahip profesyoneller ile Gebze’de “Yüksekte Çalışma ve Yüksekte Kurtarma” konularında İSG çalışanları için eğitim düzenledi.   Eğitimlere Fırat EDAŞ’ın İSG yöneticilerinin yanı sıra Bingöl, Elazığ, Malatya ve Tunceli illerinin İSG uzmanları da katıldı. Dünyanın birçok ülkesinden İSG alanında çalışanlara verdikleri eğitimlerle tanınan IRATA sertifikasına sahip eğitmenler, İSG çalışanlarına Yüksekte Çalışma ve Yüksekte Kurtarma eğitimini hem teorik hem uygulamalı olarak aktardı.

Yüksekte çalışma öncesi, işin yapılma anı ve sonrası hakkında geliştirilen senaryolarla bilgilendirmelerin yapıldığı eğitimde eğitmenler; yüksekte çalışmada kullanılan KKD ve teknik ekipmanlar, kullanım şekilleri, güvenli çalışma, yüksekte çalışmada en güvenli yöntemi belirleyebilme gibi konularında deneyimlerini paylaştı. Eğitime katılan Fırat EDAŞ İSG çalışanlarının eğitimlerden edindikleri bilgileri çalışma sahalarındaki personellere aktararak, olası iş kazalarının önüne geçilmesi hedefleniyor.

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa Birliği, Elektrikli Otomobillere Ses Zorunluluğu Getirdi

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde, bugünden itibaren satılan bütün yeni elektrikli ve hibrit otomobillerde düşük hızlarda giderken ses çıkartan sistem bulunması zorunlu oldu.

Avrupa Parlamentosunun (AP) 2014 yılında onayladığı yol ve yaya güvenliğini artırmaya yönelik yeni düzenleme, 5 yıllık geçiş sürecinin ardından bugün yürürlüğe girdi.

Buna göre, AB'de satılan bütün yeni elektrikli ve hibrit otomobillerin saatte 20 kilometrenin altındaki hızlarda seyrederken en az 56 desibellik gürültü çıkartmasını sağlayacak sistemlere sahip olmaları gerekecek.

Söz konusu sistemden çıkan ses, elektrikli otomobillerin hızı artarken yükselecek ve hızı yavaşlarken azalacak.

Halen kullanılan elektrikli otomobillere ise 2021 yılına kadar ses çıkaran sistemler kurulacak.

Kaynak: BBC

Küresel Offshore Rüzgar Enerjisi Kapasitesi 200 Bin Megavata Çıkabilir

Global denizüstü (offshore) rüzgâr enerjisi kapasitesinin 2030'a kadar 200 bin megavata ulaşabileceği öngörüldü.

Global Rüzgâr Enerjisi Konseyi (GWEC) tarafından ilki yayınlanan Global Offshore Rüzgâr Raporu'na göre, küresel offshore rüzgar enerjisi kapasitesinin gelecek 10 yıl içerisinde (2030) 200 bin megavat seviyesine yükselebileceği öngörülüyor.

Bu kapsamda, 2030’da Avrupa’da offshore rüzgâr enerjisi kapasitesinin 78 bin megavata ulaşması beklenirken, Çin ve diğer Asya ülkelerinde bu rakam 100 bin seviyesini bulabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 10 bin megavatlık offshore D enerjisi kapasitesinin ortaya çıkması bekleniyor.

Kaynak:GWEC

Almanya, Yenilenebilirden Elektrik Üretiminde Yeni Bir Rekor Kırdı

Almanya, bu yılın ilk yarısında elektrik ihtiyacının yüzde 44’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayarak yeni bir rekora imza attı.

Alman Baden-Württemberg Güneş ve Hidrojen Enerjisi Araştırma Merkezi (ZSW) ile Almanya Enerji ve Su Endüstrileri Birliği (BDEW) verilerine göre, Almanya 2019 yılının ilk altı ayında elektriğinin yüzde 44’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından üreterek bir rekor kırdı.

Geçen yılın ilk yarısında Almanya elektriğini yüzde 38’inin yenilenebilir kaynaklardan elde etmişti.

Yenilenebilir enerji kaynakların elektrik üretimindeki payının bu artışında yüzde 19 payla karasal rüzgâr enerjisinin önemli payı olduğu kaydedildi. Denizüstü (offshore) rüzgâr santrallerinin payı yüzde 4 olurken, güneşin payı da yüzde 8 olarak gerçekleşti. 

Öte yandan biyokütle ve hidroelektrik santrallerden elektrik üretimi yılın ilk yarısında geçen yıla göre az da olsa düştü. Biyokütlenin payı yüzde 8, hidroelektriğin payı ise yüzde 4 olarak kaydedildi. 

Kaynak: Xinhuanet

İklim Değişikliği 10 Yılda 120 Milyon Kişinin Yoksullaşmasına Neden Olabilir

BM’nin hazırladığı rapora göre, iklim değişikliği sebebiyle 2030 yılına kadar dünya genelinde 120 milyon kişi yoksullaşacak.

Birleşmiş Milletler’in (BM) iklim değişikliği ile yoksulluk ve insan hakları arasındaki ilişkiyi ele alan raporu, 2030 ile 2050 yılları arasında iklim değişikliği yüzünden yılda 100 milyon kişinin ekonomik açıdan olumsuz etkileneceğini, 250 bin kişinin de hastalıklar sebebiyle hayatını kaybedeceğini ortaya koyuyor.

Raporda muhtemel yoksulluğun başlıca nedenleri arasında iklim değişikliğine bağlı olarak bazı bölgelerde besin yetersizliği, kuraklık, açlık, okyanus sıcaklığının yükselmesi ve gıda üretiminin azalması yer alıyor.  Rapora göre, iklim değişikliği mevcut yoksulluğu ve eşitsizliği artıracak. En çok yoksul ülkeler etkilenecek.

İklim değişikliğine bağlı hava olayları ekonomiye zarar veriyor. Yalnızca ABD’de 1980’den bu yana gerçekleşen 241 aşırı hava olayı 1.6 trilyon dolar zarara yola açtı.

En zengin %1’lik kesimde yer alan bir kişi, en yoksul %10’da yer alan bir kişiden 175 kat daha fazla karbon salımına sebep oluyor. Hükümetlerin Paris İklim Anlaşması’na sadık kalmaması iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini artıracak. İklim değişikliği sebebiyle insanlar yaşama, beslenme, barınma ve su gibi temel insan haklarından mahrum kalacak.

BM’ye göre, hükümetler sorumluluk alarak iklim değişikliği ve ekonomiyi bir arada düşünmeli. Temiz enerjiye geçmek için gösterilen çabalara öncelik verilmeli. Temiz enerji tek başına 18 milyon kişiye iş imkanı sağlama potansiyeline sahip.

Bir yandan iklim değişikliğinin ekonomi ve insan haklarına etkilerine yönelik politika geliştirilirken, diğer yandan sivil toplum, aktivistler ve diğer paydaşların da sürece katkı koyması sağlanmalı.

Greenpeace İklim Adaleti Projesi Dava Danışmanı Louise Fournier rapor hakkında: “İklim değişikliği bir insan hakları meselesi. Bu rapor iklim değişikliğiyle acilen mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.” dedi. Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Duygu Kutluay ise, “Bilim insanlarının ortaya koyduğu gerçeklere artık kulak tıkayamayacak durumdayız. Küresel iklim değişikliği, etkilerine her an tanıklık ettiğimiz bir iklim krizine dönüştü. Bu kriz o kadar büyük ölçekli ki, ekonomiyi ve toplumu da olumsuz yönde etkiliyor. Bu yüzden acilen harekete geçilmeli.” diye konuştu.

Kaynak: Birleşmiş Milletler

HAFTANIN RAPORU

İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji

Küresel enerji sisteminin karbondioksit emisyonlarını azaltmak için yaşayacağı dönüşüm, toplumun bütün paydaşlarının katılımını gerektiriyor. Rapor, G20 ülkelerinin enerji sektörünün karbonsuzlaştırılmasını sağlayacak yolları analiz ediyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK