E-Bülten
 
Sayı:24 - Temmuz 2015
 
 
 

ABD Enerji Bakanlığı tarafından doğrulanan bilgiye göre Azura isimli prototip dalga üreticisi tarafından Hawai’nin şebekesine elektrik verildi. Böylece ilk kez bir dalga üreticisinden ABD’nin şebekesine elektrik sağlanmış oldu.

Azura şuanda sadece bir prototip olarak 20 KW elektrik üretse de, ileriki zamanda buna benzer bir cihazla daha fazla elektrik üretilerek, kıyıya yakın bulunan şehirlere elektrik sağlanabileceği düşünülüyor. ABD Deniz Kuvvetleri’nin ortak sponsorluğu ile yürütülen proje, Northwest Energy Innovations (NWEI) şirketi tarafından geliştirildi. Dalga üreticisi Azura, ABD Deniz Kuvvetleri’nin Oahu, Kaneohe Bay’da bulunan Dalga Enerjisi Test Alanı’nda, 30 metre derinlikte kurulu.

Prototip dalga üreticisi 45 ton ağırlığında ve dalga enerjisi dönüştürücüsü sayesinde kabarma (yukarı/aşağı) ve dalgalanma (ön/arka) hareketleri ile elektrik üretiyor. Kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürme işlemini üzerinde bulanan jeneratör yardımıyla yapan Azura daha sonra denizin altından bağlanan bir kablo ile ürettiği elektriği şebekeye iletiyor.

2015 yılının Haziran ayında devreye alınan Azura’nın şebekeye ne kadar elektrik sağladığı ise bilinmiyor.

Mevcut sistemi geliştirme planları bulunan NWEI ve ABD Enerji Bakanlığı, yeni sistemi, 60-80 metre derinlikte ve daha büyük dalgalarda işletmeyi hedefliyor. 1 MW’lık elektrik üretilmesi planlanan yeni sistemle yüzlerce eve elektrik sağlanacak. Yeni sistem 2017’de devreye alınacak ancak Azura üzerinde deneme çalışmaları devam edecek.

Kaynak: engadget.com
 

Birleşik Krallık’ın Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun ara raporuna göre, kurum büyük şirketlerin gizli anlaşmalar yaparak fiyatları yükselttiklerini ret edecek ancak daha ucuz tedarikçilere geçilmesini sağlayacak yeni girişimler sunacak ve hatta tekliflerde tarifeleri kısıtlayan yeni bir politikayı iptal etmek için öneride bulunacak. Rekabet ve Piyasa Kurumu ayrıca geleneksel piyasa oyuncuları için önemli kar elde etmenin fazla kolay olduğunu tartışacak ve piyasaya daha inovatif ve tüketicilerin daha ucuz tedarikçilere geçmelerini cesaretlendirecek girişimlerin başlatılmasını tavsiye edecek.

Dikey entegrasyon yoluyla hem elektrik üretim alanında hem de tedarikçi olarak faaliyet gösteren büyük şirketlerin bölünmesine gerek olmadığı tavsiyesi, EDF Energy, RWE npower, E.ON ve Scottish Power şirketlerinin de aralarında bulunduğu altı büyük şirket için rahatlatıcı oldu. Ancak bu tavsiye Birleşik Krallık’ın İşçi Partisi (Labour Party) gibi bazı kesimleri rahatsız edecek. İşçi Partisi’nin eski lideri Ed Miliband, söz konusu altı büyük şirketin perakende piyasasında yüzde 90’lık pazar payının bölünmesine yönelik politikayı desteklemişti.

Ara raporun tavsiyelerine ilişkin açıklamalarda bulunan Fuel Poverty Action Group (Yakıt Yoksulluğu Eylem Grubu) sözcüsü Laura Hill, söz konusu şirketlerin bölünmesinden ziyade tüketicilerin daha ucuz tedarikçilere geçmelerini ön plana alarak şuan yaşanan problemlerin sorumluluğunu şirketlerden kaldırıp tüketicilere yansıtmanın gülünç olduğunu ifade etti.

Rekabet ve Piyasa Kurumu, tüketicilerin kafasını karıştırdığı gerekçesiyle şirketlere sadece 4 anahtar tarife üzerine yoğunlaşmalarını ve çoklu tarifelerden uzaklaşmalarını sağlayacak sistem konusunda ‘u dönüşü’ yaparsa ki bu beklenen bir durum, bu da alarm etkisi yaratacak.

Reklam

Raporda Rekabet ve Piyasa Kurumu, söz konusu altı şirketin yüksek pazar payları ve yüksek kar oranlarını bölmenin anahtar yolunun, “yapışkan” tüketicilere tedarikçi değiştirmelerini kolaylaştıracak girişimleri desteklemek olduğunu tartışacak.

12 senedir enerji piyasasının çalışma şeklini takip eden Rekabet ve Piyasa Kurumu, 10 bin 500 sayfalık sanayi kodlarının bürokrasi ve maliyet oluşturduğu ile küçük rakiplerin pazara girmelerini zorlaştırdığı gerekçesiyle kaldırılması konusunda çağrıda bulunacak.

Ayrıca kurumun, ön ödemeli sistemlerin daha yüksek maliyet yaratmaması için önlemler alınmasını tavsiye etmesi bekleniyor. Bu konuda kaygıları olan yakıt yoksulluğuna karşı mücadele eden gruplar ile İngiltere’nin enerji düzenleme kurumu Ofgem bu sorunu çözmek için daha önceden anlaşma yapmıştı.

Ara raporda yer alan tavsiyeler uzmanların görüşlerine sunulacak ve raporun son hali 2015 yılının sonunda açıklanacak.

Son 5 yıldır enerji tedariki ile ilgili kaygılar gitgide büyümeye başladı. Bu kaygılar fiyat artışlarının koordineli ve kızıştırılmış olarak görülmesi ile yakıt yoksulluğunun daha da belirgin olmasıyla birlikte arttı.

İşçi Partisi’nin 2013 yılı sonbaharında düzenlenen konferansında piyasa karlılığı ile ilgili Miliband’ın ortaya sürdüğü iddialar siyasi konu oldu. Ardından Ofgem soruşturma başlattı ve hemen ardından soruşturmanın daha kapsamlı yapılabilmesi için Rekabet ve Piyasa Kurumu’na ihtiyaç duyulduğu sonucuna varıldı. İddialar arasında, sektörde perakende karının 2009 yılında 233 milyon Sterlin’den 2012 yılında 1.1 milyar Sterlin’e yükseldiği ve bu zaman içerisinde şirketlerin maliyetlerini düşürme konusunda iyileştirme sağlayamadıkları bulunuyor.

Enerji fiyatlarını karşılaştıran energyhelpline.com internet sitesi direktörü Mark Todd, perakende tüketicilerin hak ettikleri teklifleri almadıklarına dair bir sürü kanıtların olduğunu söyledi. Toptan fiyatların aylardır düşüşte olduğunu dile getiren Todd, “Son 5 yılın en düşük fiyatına ulaştık. Şirketlerin tüketicilere hak ettikleri tasarrufu yansıtmaları gerekiyor. 2015 yılının başlangıcında mesken tarifelerine yapılan indirim yüzde 2.5 gibi kıymetiz bir orandaydı ve haklı olarak sinirlenen tüketiciler kendilerini kandırılmış hisseti” ifadelerini kullandı.

Birleşik Krallık’ta vatandaşların her türlü problemleriyle ilgilenen hizmet sağlayıcısı Citizens Advice baş yöneticisi Gillian Guy ise enerji sektöründe güvenin çok düşük olduğu konusunda uyarıda bulundu. Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun sağlıklı bir çalışma yürüterek tüketicilere aldatılmadıkları konusunda güven sağlaması gerektiğini vurgulayan Guy, “Tüketicilerin büyük bir bölümü enerji şirketlerinin maliyeti ile tüketicilere yansıtılan fiyat ve kar marjı bağlantısını anlamıyor” dedi.

theguardian.com

 


 

 

 

 

Birleşik Krallık’ta gitgide gelişen enerji manzarasında değişik bir gelişme yaşanıyor. Cornwall’ın güneybatısında, Smart Cornwall olarak adlandırılan projeyle, mesken, ticarethane ve ortak kullanım alanlarında, şirketlerin de katılımıyla akıllı enerji teknolojileri uygulanıyor. Böylece ülkenin ilk bütün olarak entegre olan akıllı enerji sistemi kuruluyor.

Akıllı Cornwall projesiyle 2020 yılına kadar ulaşılması planlanan hedeflerin arasında, Cornwall Kontluğu ve yakınında bulunan Scilly adalarının akıllı enerji uzmanlığı ve inovasyon merkezine dönüşmesi ve küresel pazarda lider olarak konumlanması bulunuyor. 2030 yılında sistemin 100 milyon Sterlin değerinde kombine enerji harcamalarını yerelleştirebileceği düşünülüyor.

Eğer sistem başarılı olursa enerji bağımsızlığını güvenceye almaya çalışan ülkenin diğer kontlukları için kılavuz olabileceği ve Birleşik Krallık’ın yenilenebilir enerji stratejisinde önemli taktik oluşturabileceği düşünülüyor.

Projede kurulan sistem sektörün gelişmesine yönelik Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu, İşletme ve Yatırım programından yararlanıyor.

Akıllı  Cornwall’da gelişmeler

Projenin başlangıç aşamasında yaşanan gelişmeleri aktaran proje yürütücüsü Smart Cornwall Development Company sözcüsü Matthew Vowels, projenin uluslararası ilgi gördüğünü bildirdi. Hitachi, Tayvanlı Institute of Economic Research (Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü) ve Koreli Smart Grid Institute (Akıllı Şebeke Enstitüsü) ile işbirlikleri yapıldığını aktaran Vowels, Kore’nin Jeollanam-do ilçesiyle de mutabakat anlaşması imzalandığını söyledi.

Akıllı Cornwall Projesi’ni değerlendiren Cornwall Development Company sözcüsü, projenin birçok kurum ve kuruluşları bir araya getirdiğini, bu şekilde stratejik bir ağ kurulduğunu ve gelecekte gerçekçi, hedeflenmiş proje teslimatı yapılması için gerekli temelin atıldığını belirtti. Projenin devamlılığını ve gelişimini sağlamak için ayrıca yeni yatırım başlıkları tanımlandığını da belirtti.

Yerel işletmeciler destekleniyor

Yerel düzeyde ise küçük işletmecilerle işbirlikleri kurularak bunların projeden nasıl faydalanabilecekleri konusunda bilgi verildi. Şimdiye kadar 30 şirkete, pazarlama ve akıllı sistemlerin tanıtımı, Avrupa şirketleri arasında bilgi aktarımı ve geleceğe yönelik akıllı enerji yatırım fırsatları konularında destek sağlandı.

Enerji optimizasyonu ve depolama çözümleri sunan Green Acorn Energy Solutions, 2014 yılında projeden faydalanmak için Guernsey adasından Cornwall’e yerleşti. Enerji depolama alanında çalışan diğer bir şirket REDT ile işbirliği yaparak, Somerset bölgesinde bir çiftliğe sıvı enerji depolama sistemi ile fotovoltaik sistemi kurdu. 2015 yılının sonbaharında ise kontluğun ilk ticari elektrikli araç şarj istasyonunu kuracak.

Yerinde işletimin talebi ile üretim arasındaki potansiyeli yakalamak için bir eylem planı hazırlanıyor. Ayrıca yerel bir enerji yönetim sistemi ve biyogaz ile jeotermal gibi gelişmekte olan yenilenebilir kaynaklar için merkez kurulacak. Falmouth Üniversitesi, Tayvan Akıllı Şebeke Sanayi Derneği ve Tayvanlı şirket Tatung işbirliğiyle, sanal santral ile mikro şebeke projelerinin uygulanması için pilot bölgeler de araştırılıyor.

Akıllı Cornwall teslimat planında en büyük etki sağlayacağı düşünülen yatırım başlıkları şöyle tanımlandı:

  • Dağıtık üretim, enerji depolama ve bunların elektrik şebekesine entegrasyonu.

  • Ağ odaklı akıllı şebeke projeleri ve elektrik şebekesinin kısıtlılığını azaltacak yeni teknolojiler.

  • Alternatif yakıtlı araçlar, özellikle elektrikli araç ve şarj istasyonlarının kullanımı ile bunların elektrik şebekesine bağlanması.

  • Tüketici odaklı akıllı enerji projeleri, bunların mesken, ticari ve sanayi ortamlarda uygulanması.

  • Yerel enerji piyasalarında yerel elektrik üretici ve tüketicilerin aktif bir şekilde satış yapabilmeleri, üretim ve talep dengesini kurabilmeleri.

Bunların dışında politika ve regülasyon, araştırma ve geliştirme, topluluk, işletmecilerin ve tedarik zincirinin desteklenmesi, ICT ve veri altyapısı, anahtar imkan sağlayıcı unsurlar olarak belirlendi.

Kaynak: engerati.com
 
 

Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Taşdemir, güneş enerjisi proje sayısının her geçen gün artış gösterdiğini belirterek, elektrik üretimi için yaklaşık 3 bin proje başvurusu olduğunu ve 211 güneş santrali devreye girdiğini söyledi.

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu - Türkiye Bölümü (GÜNDER) tarafından organize edilen, TEDAŞ ile güneş enerjisi firma temsilcilerinin buluştuğu Proje Koordinasyon Toplantısı ilk kez yapıldı. 

Güneş enerji projeleri üzerine yatırımcıların sorunlarının dile getirildiği toplantıda konuşan Taşdemir, “Türkiye'nin en önemli enerji kaynaklarından biri olan güneşin enerji üretiminde 2 yıllık bir geçmişi var, İngiltere ve Almanya’daki düzenleyici kurumlar mevzuatlarını 5 ile 7 yılda oluşturdu. Türkiye ise 2 yıldan bu yana sorunları gözlemleyip çözüm önerisi sunmaya gayret ediyor” diye konuştu. 

Taşdemir, Türkiye’de yatırımcının karşısına sürekli engeller çıktığını belirterek, engellerin kaldırılması için bu toplantının ilk kez yapıldığını ve böylelikle güneş enerjisi yatırımcılarının sorunlarını dinleyip ona göre çözüm önerileri üzerinde çalışacaklarını söyledi. TEDAŞ’ta 850 projenin değerlendirildiğini belirten Taşdemir, bunun hızla gerçekleşmesi için ilgili birimlerin hafta sonu da çalıştığını söyledi. 

“Ne kadar hızla güneş enerjisinden elektrik üretimini yaygınlaştırırsak Türkiye’nin dış açığını kapatmamız o kadar kolay olur” diyen Taşdemir, 1 megavatlık bir santrali devreye alınmasının o miktara denk gelen petrol ve doğalgazın satın alınmayacağını ve kullanılmayacağını belirtti. 

TEDAŞ Güneş Enerjisi Sistemleri (GES) Proje Müdürü Bilal Şimşek ise lisanslı ya da lisanssız güneş enerjisi sistemlerinde her kapasite için ayrı bir mevzuat gerektiğinin altını çizdi. Şimşek, “Proje başvurularında 1 kilovat da olsa, 1 megavat da olsa yatırımcı aynı işlemi görüyor, bu da yatırımcı için zorluk teşkil ediyor, bir standardın yakalanması gerekli” diye konuştu. TEDAŞ olarak bu sorunlara da çözüm bulacaklarını dile getirdi. 

GÜNDER Genel Sekreteri Faruk Telemcioğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda, Telemcioğlu sorunların çözümü için TEDAŞ yetkilileri ile proje yetkilileri arasında yazılı bir mutabakat olması gerektiğine işaret etti. 

Güneş enerjisi ile ilgili başvurularda ön kontrol ve incelemenin başlamış olmasının sevindirici olduğunu dile getiren Telemcioğlu, “Güneş enerji projelerinde başvuruların şeffaf olması gerekir, bunun yanında başvuru takibinin kolay olması ve dijital ortamlarda erişim mümkün olmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Yaklaşık 4 saat süren koordinasyon toplantısında yatırımcılarının sorunları dört başlık altında toplandı.
Buna göre, güneş enerjisinde en çok proje teknik değerlendirme sorunların yaşandığı gözlenirken, bunu proje onay süresinin uzunluğu, proje tadilat sürecinde yaşanan sorunlar, projelerin onay bedelleri ve maliyet sorunları takip etti.

Kaynak: AA