SEKTÖRDEN HABERLER
Bakan Dönmez: Türkiye Yenilenebilir Enerjide Merkez Olacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir enerjide merkez olacağını belirterek, "Özellikle yenilenebilir enerji alanında teknoloji geliştirme yatırımları, Türkiye’nin küresel anlamda sürdürülebilirliğe daha fazla katkı sunmasını ve bir teknoloji üssüne dönüşmesini sağlayacak." dedi.

Gebze’de bir güneş enerji paneli üretim tesisini ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan Dönmez, güneşten rüzgâra, hidroelektrikten biyoenerjiye ve jeotermale kadar yenilenebilir enerjinin her alanında yapılan yatırımların vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu söyledi. Dönmez, özellikle yenilenebilir enerji alanında teknoloji geliştirme yatırımlarının Türkiye’nin küresel anlamda sürdürülebilirliğe daha fazla katkı sunmasını ve bir teknoloji üssüne dönüşmesini sağlayacağını kaydederek, "Bu sayede Türkiye yenilenebilir enerjide tam anlamıyla bir merkez olacak." dedi.

Güneşten en yüksek şekilde faydalanmak istediklerini dile getiren Dönmez, "Yerli malı etiketiyle üretim yapan bu fabrikamız gibi tesislerimiz güneş enerjisinden faydalanmamızı sağladığı kadar teknolojide de varız dememize katkı sunuyor. Bu nedenle yatırımcılara her anlamda desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Çünkü bu tip tesislerin artması önemli zira yurt içine üretim yapan bu tesisler artık ihracata da başladı." diye konuştu.

Dönmez, Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında yüzde 65 yerlilik şartıyla yarışmaya açılan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ve mini YEKA modelleriyle güneş enerjisi sektörünün bir cazibe merkezi haline getirdiklerini ifade etti.

Hedeflerinin Anadolu’nun mümkün olan her köşesinde doğudan batıya bir güneş köprüsü kurarak gün doğumundan batımına kadar güneşten her saatte enerji elde etmek olduğunu belirten Dönmez, şunları kaydetti:

"Bu güneş köprüsü, bizim topraklarımız içerisinde üretilen paneller ve ekipmanlarla kurulacak. Anadolu insanının yazın alnını terleten güneş, yine bu toprakların insan gücüyle elektrik enerjisine de dönüşecek. Yaptığımız çalışmalarla elektrik üretimindeki yerli ve yenilenebilir payımızı yılın 10 ayında yüzde 64 seviyelerine çıkarmayı başardık. Elektriği sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretmek değil, bu kaynakları elektriğe dönüştüren teknolojiler de önem arz ediyor. Özellikle lisanssız üretim için yaptığımız düzenlemelerle güneş enerjisinde lisanssız bir devrim gerçekleştirdik.

Yatırımcıların 5 megawatta kadar lisanssız santral kurmasının önünü açtık. Bu sayede bugün itibariyle toplam elektrik üretimimizin yüzde 3,35’ini güneşten elde ediyoruz. Hedefimiz bu oranı daha da yükseltmek ve Türkiye’yi güneş dahil yenilebilir enerjisi üssüne çevirmek."

Kaynak: AA

Güneşte Mini YEKA İhaleleri Aralık’ta İlan Edilecek

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Tancan, mini güneş enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarını aralıkta ilan etmeyi planladıklarını belirterek, "1000 megawattlık bir kapasiteyi 10'ar megawattlık kapasitelere başvurulabilecek ve 100 ayrı yarışma ilanı olacak şekilde kurguluyoruz. Bu şu an için bir taslak. 10 ile 50 megawatt arasında değişebilecek kapasiteleri 39 ilimiz için açmayı planlıyoruz." dedi. 

Tancan, Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneğince (GÜYAD) düzenlenen Yenilenebilir Enerji Finansman Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimine ilişkin kanunda bazı değişiklikler yapılması gerektiğini ve bunların yasalaşmasının ardından 2021 sonrası için yenilenebilir enerji teşvikleriyle ilgili süreci ilan edeceklerini söyledi.  Kanunla ilgili değişiklik çalışmalarının haftaya tamamlanacağını dile getiren Tancan, "Bu çalışmaları tamamladıktan sonra 2020'nin ilk aylarında meclise gideceğini düşünüyoruz. Yasalaştıktan sonra da 2021 ve sonrası için teşvik mekanizmalarıyla ilgili ilanları Cumhurbaşkanlığı kararına bırakıyoruz." diye konuştu. 

Tancan, mini güneş YEKA yarışmalarına ilişkin taslak çalışmayı ise şöyle açıkladı:

"Aralık’ta 1000 megawatt kapasiteli mini güneş YEKA yarışmalarını ilan edeceğiz. 1000 megawattlık bir kapasiteyi 10'ar megawattlık kapasitelere başvurulabilecek ve 100 ayrı yarışma ilanı olacak şekilde kurguluyoruz. Bu şu an için bir taslak. 10 ile 50 megawatt arasında değişebilecek kapasiteleri 39 ilimiz için açmayı planlıyoruz. Kapasiteleri belirlerken, özellikle yıllık güneşlenme oranlarının belli bir seviyenin üzerinde olduğu illerimizi seçtik. İşletme açısından da teknik sorun yaratmayacağını düşündüğümüz illeri seçtik. Sektörden de görüşleri aldıktan sonra teknik hususları da netleştirmiş olacağız. Nisan 2020'de teklifleri alacak şekilde planlama yapıyoruz. Sektörümüzün uzun zamandır beklediği bir gelişmeydi. Bu yarışmalarla sektörde bir canlılık oluşacağını düşünüyoruz." 

"Finansman kültürü değişmeli"

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz Yılmaz da toplantıda, rüzgâr enerjisinde 8 bin, güneş enerjisinde 6 bin megawatt kapasitenin oluşmasında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) önemli bir payının olduğunu söyledi.

Yatırımlara ve projelerin finansmanına kısa vadeli bakılmaması ve yeni finansman modellerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Türkiye'de, enerji piyasasını sağlam bir zemine oturttuk. Yatırımların da küçültülerek tabana yayılmasını arzu ediyoruz. Bu kapsamda, küçük ve orta ölçekli yatırımcıların da piyasaya girmesiyle yatırım kültürünü değiştirdik. Aynı şekilde, finansman kültürünü de değiştirmek lazım. Klasik bankacılığı herkes yapar, bunun dışına çıkmak gerekiyor. YEKDEM'i destekliyoruz ama tek model YEKDEM olmamalı, yeni finansman modellerine ilişkin çalışmalar da yapılmalı."

Kaynak: AA

Güneş ve Rüzgar 8 Yılda 35 Milyar Dolar Sanayi Üretimi Sağlayacak

Türkiye güneş enerjisi sektörünün 2028'e kadar 1,36 milyar dolar, rüzgâr enerjisi sektörünün ise 33,3 milyar dolar değerinde sanayi üretimi sağlayacağı öngörülüyor. 

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), “Yenilenebilir Enerjinin Sosyal ve Ekonomik Faydaları” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı.

Yenilenebilir enerjinin Türkiye'de istihdam, endüstriyel gelişim, hava kalitesi ve enerji arz güvenliğine etkileri ile ilgili yapılan araştırmaların ilk sonuçlarının paylaşıldığı konferansta, Türkiye güneş enerjisi sektörünün 2028'e kadar 1,36 milyar dolar, rüzgâr enerjisi sektörünün ise 33,3 milyar dolar değerinde sanayi üretimi sağlayacağının öngörüldüğü ifade edildi.

İklim Değişikliği Azaltımı Yan Faydalarının Kamu Kurumlarında Kapasite Geliştirme Aracılığıyla Yaygınlaştırılması" (COBENEFITS) projesi kapsamında hazırlanan rapora göre, Türkiye enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payını yükselterek sanayi üretim değerini artırabilecek.

Değer zincirindeki toplam üretim değeri 2016'da 88 milyon dolar olarak hesaplanan güneş enerjisi sektöründe, mevcut yenilenebilir enerji politikalarının izlenmesine devam edilmesi halinde 2028'e kadar 1,36 milyar dolar değerinde sanayi üretimi sağlanması öngörülüyor.

Gelecek 10 yılda güneş enerjisi alanında yapılabilecek 15-25 gigawattlık kurulu güç artışının ise üretimi 6,8-11,3 milyar dolar artırması bekleniyor.

Değer zincirindeki toplam üretim değeri 2016'da 25,3 milyar dolar olarak hesaplanan rüzgâr enerjisi sektöründe ise 2028'e kadar 33,3 milyar dolar değerinde sanayi üretimine ulaşılması öngörülüyor.

Söz konusu dönemde, rüzgâr enerjisinde 13,3-23,3 gigawattlık ek kurulu güç için beklenen değer artışının 47,6-83,5 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.

Kaynak: Enerji Günlüğü

10 Türk'ten 6'sı Elektrikli Araç İstiyor

Mobility Monitor araştırmasının “Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik” bölümünü yayınlayan LeasePlan, Türkiye’deki kullanıcıların elektrikli araçlara yaklaşımıyla ilgili önemli bulguları ortaya koydu.

LeasePlan, dünyanın önde gelen araştırma firmalarından biri olan Ipsos ile birlikte hazırladığı Mobility Monitor araştırmasının “Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik” bölümünü yayınladı. 16 farklı ülkeden 4.000’in üzerinde kişiyle gerçekleştirilen araştırmaya katılanların yüzde 61’i sıfır emisyonlu elektrikli araçların kullanımını tercih edeceklerini belirtti.

Katılımcıların neredeyse yarısı, son 3 yıl içerisinde elektrikli araçlara karşı fikirlerinin olumlu yönde değiştiğini ifade ederken, araştırma genel olarak elektrikli araç kullanımına yönelik giderek artan bir tutum olduğunu ortaya koydu. Ankete katılanların büyük çoğunluğu, elektrikli araçları daha iyi olarak görse de mevcut altyapıya ilişkin endişelerini de dile getirdi. Gelecek 5 yılda araç almayı planlayanların yüzde 51'i, elektrikli araç almalarını engelleyen faktörler olarak yetersiz şarj altyapısını belirtirken, yüzde 45'i sınırlı sürüş mesafesi veya menzil endişesi nedeniyle elektrikli araca geçmeyeceklerini belirtti.

Mobility Monitor araştırmasının elektrikli araçlarla ilgili olan ilk bölümü, Türkiye’deki kullanıcıların elektrikli araçlara yaklaşımıyla ilgili önemli bulgular da ortaya koydu. Buna göre, Türkiye elektrikli araçlara ilgili en olumlu yaklaşımı gösteren ilk 3 ülke arasında yer aldı. Portekizli katılımcıların yüzde 87’si elektrikli araçlara karşı olumlu tutum sergilerken, Türkiye’deki katılımcıların yüzde 84’ü elektrikli araçlara olumlu baktığını ifade etti. Türk katılımcıların yalnızca yüzde 2’si elektrikli araçlar için negatif görüş bildirirken, yüzde 14’ü herhangi bir yaklaşım sergilemeyerek nötr kalmayı tercih etti. Türkiye’yi yüzde 83 ile Yunanistan takip etti. Araştırmaya katılan ülkelere arasında elektrikli araçlara karşı en olumsuz yaklaşımı sergileyen ülke ise yüzde 32 negatif görüş ile Lüksemburg oldu. Türkiye ayrıca, son 3 yılda elektrikli araçlar için en çok olumlu tutum değiştiren ülkeler arasında birinci oldu. Son 3 yılda Türkiye’deki kullanıcıların elektrikli araçlara olan tutumu yüzde 75 oranında pozitif olarak değişim gösterdi. Türkiye’yi yüzde 72’i ile Portekiz, yüzde 64 ile Romanya takip etti.

LeasePlan Mobility Monitor araştırmasının “Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik” bölümünde katılımcılara, “Bir sonraki aracınızı satın alırken bir elektrikli araç satın alma olasılığınız nedir?” sorusu da soruldu.

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bir araç alacağı takdirde bu aracın elektrikli bir araç olacağını en çok belirten ülke Türkiye oldu. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 57’si bu soruya “kesinlikle evet” yanıtını verirken, yüzde 35’i nötr kaldı, yüzde 8’i ise “kesinlikle hayır” yanıtı verdi. Türkiye’yi bu konuda yüzde 53 ile Yunanistan, yüzde 51 ile Portekiz izledi. Elektrikli araç satın almaya en olumsuz bakan ülke ise yüzde 60 oranında hayır yanıtını veren Lüksemburg oldu. Araştırmaya göre ayrıca, yakın gelecekte araç kiralama niyetinde olan her 5 kişiden 2’si elektrikli araç kiralamak istiyor.

Kaynak: CNNTürk

AKEDAŞ ve KSÜ Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı

Müşteri memnuniyetini en üst düzeye çekmek amacıyla AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. ile Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi arasında Ar-Ge ve inovasyon süreçlerinin oluşturulması için işbirliği protokolü imzalandı.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğü Yönetim Kurulu Odası’nda gerçekleştirilen protokol imza törenine Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Taner Okumuş, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ünsal, Dekan Yrd. Öğretim Üyesi Yakup Cuci, AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, Ar-Ge Merkezi Müdürü Sabri Murat Kısakürek katıldı.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Taner Okumuş açıklamalarda bulundu.

AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Yılmaz’da “Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne burada bizi misafir ettikleri için ve böylesine hayırlı bir işe destek oldukları için teşekkür ediyorum.” dedi.

Bu protokol ile birlikte AKEDAŞ ve üniversite arasındaki ilişki somut bir işbirliği haline dönüşmüştür. Protokol sayesinde kamu destekli Ar-Ge projelerinin AKEDAŞ ve üniversite ibirliğinde yapılması hedeflenmektedir. İşbirliği ile karşılıklı eğitim-öğretim desteği verilmesi, teknik personel desteği sağlanması, mühendislik Ar-Ge projelerinde işbirliği, mühendislikle ilgili konularda bilimsel ve teknik inceleme ile araştırma desteği verilmesi sağlanacak.

Enerjinin Yıldızlarına Ambarlı’da Uygulamalı Ders

Elektrik dağıtım sektöründe yetişmiş eleman ihtiyacına çözüm üretmek adına Cengiz ve Koloğlu Holding tarafından 2018 yılında başlatılan Enerjinin Yıldızları Projesi çerçevesinde eğitim alan öğrenciler ‘saha’ dersleri ile geleceğe hazırlanıyor.

Projenin İstanbul Avrupa Yakası’ndaki ayağını üstlenen Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), Yüksek Gerilim Dalı’nın yeniden hayata geçmesine destek verdiği İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde eğitim gören 31 öğrenciye, doğalgazın elektriğe dönüşüm sürecini EÜAŞ’ın İstanbul’da bulunan Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel Oil Santrali’nde anlattı. BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, İK Direktörü Gaye Küçükkaya ve İSG Ekip Lideri Ozan Bozlak’ın katıldığı eğitim amaçlı gezide, öğrencilerin yanı sıra öğretmenler de hazır bulundu.

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümü mezunu olan BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, sahada yapılan derste öğrencilerle yıllara dayanan tecrübesini paylaşırken, termik santralin nasıl çalıştığını detaylı olarak anlattı. Nitelikli ara eleman tedarikinde zorlandıklarını dile getiren Murat Yiğit, “Türkiye’de bütün sektörlerin de ara eleman hususunda sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Biz de bu anlamda meslek liseleri üzerinden kendi ihtiyacımız olan niteliklerde elemanları iş hayatına hazırlamayı öngören bu projeye adım attık.

Bu sene birinci senemiz doldu. Birinci senenin sonunda gördüğümüz kadarıyla bu gelişim hedefler çerçevesinde gidiyor. Arkadaşlarımızın performansı bizim haklılığımızı da hedeflerimizi de gerçekleştirecek diye düşünüyoruz” dedi.

Enerjinin Yıldızları Projesi’nin eğitim camiasına örnek olması gereken bir proje olduğunu vurgulayan Yiğit, “Sınıf ortamındaki teorik bilgileri muhakkak sahada pekiştirmek temel olarak bütün sektörlerin ihtiyacı. Biz özellikle verdiğimiz eğitimin niteliğini, kapsamını bu tip ziyaretlerle arkadaşlarımızı iş hayatına hazırlamayı hedefliyoruz. Öğrencilerimize de eğitimleri süresince burs, staj ve nihayetinde iş imkânı sunuyoruz. Onların gelişimlerine bağlı olarak hem kendi şirket grubumuzda hem de istihdama nitelikli eleman anlamında katkı sunduğumuza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerin büyük bir ilgi gösterdiği EÜAŞ Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim ve Fuel Oil Santrali, 1300 MW kapasiteye sahip. İstanbul’un elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını sağlayan santralden elde edilen elektriğin bir bölümü de Trakya’nın diğer kentlerine dağıtılıyor.

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa Yatırım Bankası, Fosil Finansmanını Durdurdu

Sürdürülebilir enerji projelerine odaklanma kararı alan Avrupa Yatırım Bankası, 2021'den sonra fosil yakıt projelerine finansman sağlamayacak.

Avrupa Yatırım Bankası, (EIB), 2021'den sonra doğalgaz dahil hiçbir fosil yakıt projesini finanse etmeyeceğini bildirdi. EIB'den yapılan açıklamada, banka yönetim kurulunun, enerji finansmanında yeni bir politika benimsemeye ve iklim değişikliğiyle daha fazla mücadele etmek için sürdürülebilir enerji projelerine odaklanmaya karar verdiği belirtildi.

Bu doğrultuda, 2021'den sonra doğalgaz dahil olmak üzere hiçbir fosil yakıt projesine finansman sağlanmayacağı ifade edildi. Bankanın, 2021-2030 yıllarında düşük karbonlu büyümeyi destekleyecek enerji inovasyonu, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projeleri için 1 milyar avro bütçe ayıracağı bildirildi.

Böylece, 2025 ve sonrasında sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliğiyle mücadele projelerine sağlanan finansmanın, bankanın toplam operasyonlarının yüzde 50'sini oluşturacağı belirtildi. Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen EIB Başkanı Werner Hoyer, iklim değişikliğinin bugünün en önemli gündem maddesi olduğunu ifade etti.

Bilim insanlarının yüzyılın sonuna doğru 3-4 derece sıcaklık artışı beklediğine dikkati çeken Hoyer, şunları kaydetti:

"Bu artış gerçekleşirse, dünyanın büyük kısmı yaşanılamaz hale gelecek ve tüm dünyada insanlar için felaket sonuçlar doğuracak. Bu nedenle, EIB olarak iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki hedeflerimizi daha iddialı hale getiriyoruz."

EIB'nin son 5 yılda enerji ve şebeke verimliliğiyle yenilenebilir enerji kaynaklarına sağladığı finansman 65 milyar avro seviyesinde bulunuyor ve bu rakamın 28 milyar avroluk kısmını yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor. 

Kaynak: EIB

Enerji Sektörü, İklim Değişikliğine Karşı Mücadelenin Gerektirdiği Hızda Dönüşemiyor

Dünya genelinde yenilenebilir enerji yatırımları hız kazanmasına rağmen, mevcut enerji sistemi Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşılması için yeterince hızla dönüşemiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan Dünya Enerji Görünümü 2019 (WEO 2019) raporuna göre, yenilenebilir enerji dönüşümü beklentileri ile fosil yakıtlara dayalı mevcut enerji sistemi arasındaki fark açıklığını koruyor.

Çalışmada öne çıkan diğer bir nokta ise raporda “birincil yakıt” olarak nitelenen enerji verimliliği alanında gerçekleşen ilerlemelerin yavaşlamış olması ve elde edilen başarının mevcut potansiyelin çok altında kalması. Raporda küresel ölçekte uygulanmakta olan veya uygulanabilecek enerji politikalarına göre üç ayrı senaryo öngörülüyor.

Mevcut Politikalar, Belirlenmiş Politikalar ve Sürdürülebilir Kalkınma Politikaları başlıklarına sahip bu senaryoların hiçbirinde enerji kaynaklı emisyonların iklim krizi ile mücadele için gerekli hızda gerileyebileceği öngörülmüyor. Mevcut Politikalar Senaryosu‘na göre küresel enerji talebi mevcut eğilimler ile 2040 yılına kadar her yıl %1,3 oranında artacak, ayrıca enerji kaynaklı emisyonlar da sürekli yükselemeye devam edecek bununla birlikte enerji güvenliği baskısı da sürecek.

Politika belirleyicileri tarafından uygulanması planlanan politikaları içeren Belirlenmiş Politikalar Senaryosu ise küresel enerji talebinin gelecek 20 yılda yıllık ortalama %1 oranında artarak yükseleceğini öngörüyor.

Bu senaryoya göre gelecek 20 yıllık bu dönemde başta fotovoltaik alanında olmak üzere düşük karbonlu elektrik üretim yatırımları hızla artmaya devam edecek. Gelişen LNG ticareti de doğalgaz kullanımının yaygınlaşmasını sağlayacak.

Bununla birlikte ekonomik büyüme ve nüfus artışı enerji kaynaklı emisyonlardaki artışın gelecek 20 yıl boyunca sürmesine, dolayısı ile dünyanın sürdürülebilir enerji hedeflerinin gerisinde kalmasına neden olacak.
Çalışmada “birincil yakıt” olan enerji verimliliği alanında da çok geniş kapsamlı ve hızlı adımlar atılması gerektiği de vurgulanıyor.

2018 yılında enerji yoğunluğu değerinde yaşanan %1,2 oranındaki iyileşmeye rağmen bu değerin 2010 yılından beri gerçekleşen iyileşmenin ancak yarısına yakın olduğunun altı çizildiği çalışmada, ekonomik olarak uygulanabilir tüm fırsatların değerlendirmesi ile bu alandaki iyileşmenin yıllık %3 oranına yaklaşabileceği öngörülüyor.

Yeni kömür yatırım kararlarının azalmasına rağmen mevcut santraller ve dünya çapında inşa halinde olan 170 GW’lık kapasite kömürün özellikle ekonomileri hızla büyüyen Asya ülkelerinde önemli bir kaynak olmaya devam ettiğine dikkat çekilen çalışmada, kömürün Çin ve Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerinde yenilenebilir enerji yatırımlarının artması yönünde önemli bir güçlük olacağı belirtiliyor.

Sanayi kullanımında ve Çin’deki konutlarda doğalgaz kullanımın artmasına bağlı talep artışı, yeni LNG yatırımları için küresel bir dalga oluşturacak.

Bununla birlikte küresel petrol talebi de gelecek 10 yıllık dönemde büyümeye devam edecek. Bu dönemdeki artan talepte ABD’nin payı %85 olacak iken, yakıt verimliliği ve elektrikli araçların yaygınlaşması 2025 yılından itibaren talep artışının yavaşlamasında belirgin bir etki gösterecek. Uzak mesafe taşımacılığı, deniz ulaşımı, havacılık ve petrokimya sektörleri uzun dönemde petrol talebinin yüksek kalmasına neden olacak.

Normal araçlara göre %25 oranında daha fazla yakıt tüketen SUV araçların yaygınlaşmaya devam etmesi halinde de 2040 yılında petrol talebin günde 2 milyon varil artacak.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

AB’nin Ortak Çıkar Projelerinin Yüzde 70’ini Elektrik ve Akıllı Şebekeler Oluşturdu

Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Birliği’nde sınır ötesi enerji altyapısını gerçekleştirmek amacıyla kabul ettiği projelerin yüzde 70’ini elektrik ve akıllı şebeke projeleri oluştururken, sürdürülebilirlik ve arz güvenliği projelerin onaylanmasında en önemli kriterler olarak öne çıktı.

Avrupa Komisyonu, dördüncü Ortak Çıkar Projeleri listesini kabul etti.

Onaylanan listedeki projeler, tüketici ve çevre koruma kuruluşları gibi enerji alanında aktif olan paydaşlarla birlikte TEN-E Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak son 18 ay boyunca açık, şeffaf ve kapsayıcı bir süreçte değerlendirildi ve seçildi.

Elektrik ve akıllı şebekeler, projelerin yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor. Öte yandan, çevreci politikaları sürdürme çalışmalarına karşın listede doğalgaz projeleri yer almaya devam etti.

Yeni listede, doğalgaz projelerinin 53’ten 32’ye düştüğü gözlemlendi.

İklim Eylemi ve Enerjiden Sorumlu Komisyon Üyesi Miguel Arias Cañete, projelere ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Avrupa’nın enerji geçişi, yenilenebilir enerji seviyelerinde ve hızla düşen maliyetlerde rekor seviyelerde devam ediyor. Ancak Avrupa’nın enerji altyapısının aynı yönde ve aynı hızda tam olarak desteklenmesi gerekiyor. Bu yüzden yeni projeler listesine kilit elektrik bağlantılarına ve akıllı şebekelere odaklanmayı öneriyoruz. Günümüzün temiz enerji altyapısını artırma adımları, enerji sistemimizi daha sürdürülebilir, daha rekabetçi ve daha güvenli hale getirme yönünde önemli bir adım daha atıyor.”

2013 yılında kabul edilen Trans-Avrupa Şebeke Enerjisi (Trans-European Network-Energy, TEN-E) Yönetmeliği uyarınca, Komisyon AB’deki elektrik, akıllı şebekeler, gaz, petrol ve CO2 şebekelerini birbirine bağlayan en önemli PCI’leri belirliyor.

Kaynak: Avrupa Komisyonu

Sahra Altı Afrika’ya 141 Milyar Dolarlık Elektrik Yatırımı Yapılacak

Sahra Altı Afrika’nın elektrik sektörüne 2019-2028 döneminde yapılacak yatırımlar 141 milyar doları bulacak.

Northeast Group tarafından yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, Afrika’da elektrik erişimi bulunmayan 600 milyon insan bulunuyor. Bu durum, elektrik sektörü pazarının büyümesi için büyük bir potansiyel barındırıyor.

Söz konusu pazar için planlanan yatırımların büyük bir çoğunluğu elektrik üretimine ayrılırken, elektrik iletim ve dağıtım alanı da öne çıkıyor.

Buna göre, 2019-2028 döneminde Sahra Altı Afrika’nın elektrik sektörü için planlanan yatırımların 141 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.

Akıllı altyapı yatırımlarının önemli bir rol oynayacağı yatırımlarla, mikro ve mini şebeke gelişiminin sağlanması, iletim ve dağıtım hatlarının modernizasyonu ve şebeke altyapısının iyileştirilmesi de amaçlanıyor.

Kaynak: Smart Energy International

HAFTANIN RAPORU

Yeni Ekonomi için Politika Yolları

Artan teknolojik gelişmeler, ekonomik ve sosyal dönüşümün faydalarının tam olarak gerçekleştirilmesi ve eşit bir şekilde dağıtılması için önemli bir zorluk oluşturuyor. Mevcut ekonomik politika ve uygulamaların ise bu yeni dönemde yeterli olup olmayacağına ilişkin soru işaretleri artıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK