SEKTÖRDEN HABERLER
2.4 Milyar TL’lik Tasarruf Paketi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Kamu binalarında yıllık enerji gideri 6 milyar lira. Yaptığımız çalışmalar sonucu 2.4 milyar liralık tasarruf potansiyeli var” dedi.

Dönmez, enerji verimliliği çalışmalarının henüz toplumun geniş kesimleri tarafından yüksek düzeyde benimsenmediğine dikkat çekerken, artık dünyada ‘kullan at’ tüketiminin yerini; kaynak verimliliğini odağa alan döngüsel ekonomi, hatta paylaşım ekonomisine bıraktığını ifade etti.

Dönmez, Enerji Verimliliği Derneği İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı yaklaşık 1.5 yıl önce uygulamaya başladığını; 2017-2018 döneminde enerji verimliliğine 1.35 milyar dolar yatırım yapıldığını söyledi.

Dönmez, bu yatırımın karşılığında 308 milyon dolarlık tasarruf elde edildiğini belirterek, “Bu konuda kamunun örnek olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında 2023 sonuna kadar kamu binaları için en az yüzde 15 enerji tasarrufu elde edilmesi gerekiyor. Kamu binalarındaki dönüşüm için Dünya Bankası’ndan yaklaşık 4 milyon doları hibe olmak üzere 200 milyon dolarlık kredi temin ettik. Kamunun yıllık enerji gideri yaklaşık 6 milyar lira. Yaptığımız çalışmalar sonucu burada yüzde 40’a varan, yani 2.4 milyar liralık enerji tasarruf potansiyeli söz konusu” dedi. Enerji Performans Sözleşmelerini (EPS) devreye alacaklarını dile getiren Dönmez, şunları söyledi:

“EPS ile kamu idarelerinin maliyetlerini, sağladıkları tasarruflar karşılayacak. 15 yıla kadar uzun dönemli sözleşme yapabilme imkânı getirildi. Enerji verimliliği danışmanlık şirketleri kurumlarda etütlerini yapacak ve uygulanacak verimlilik önlemlerini belirleyecek. Uygulama aşamasından sonra, referans tüketimle yeni tüketim arasındaki farkı tahsil edecek ve sistemi süreç sonunda kurumlara devredecek.”

Bakan Fatih Dönmez, enerji verimliliğini çeşitli uygulamalarla toplumun tüm kesimlerine yaymak hedefiyle yeni bir iletişim kampanyasına başladıklarını duyurdu. ‘Aklınla Verimli Yaşa’ sloganıyla duyurulan kampanya, Avrupa Birliği (AB) hibesi ve Dünya Bankası ile yürütülüyor.

Dönmez, “Kampanyayla enerji verimliliğini teşvik ederken, çevreyi koruma ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması gibi konularda da farkındalık artırıcı içerikleri zamanla paylaşacağız” dedi.

Enerji verimliliğinin ticari bir ürün haline gelerek piyasa karşılığının oluşturulduğu yeni nesil modeller üzerinde çalıştıklarını belirten Dönmez, “Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinatörlüğünde, Dünya Bankası ile 200 milyon dolar, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile 50 milyon Avroluk bir çalışma yürütüyoruz. Dünya Bankası ile ayrıca 300 milyon dolarlık daha kapsamlı bir finansmanı çalışıyoruz” dedi.

Kaynak: Milliyet

Sektörün Hızlı Dönüşümü İçin Şebekenin Dijitalleşmesi Gerekiyor

Özelleştirme sürecinin ardından ülke genelinde elektrik dağıtım faaliyeti ile iştigal eden 21 elektrik dağıtım şirketinin çatı örgütü olarak faaliyet gösteriyoruz. Türkiye'de dünya standartlarında elektrik dağıtım hizmeti sunulması için 2016-2020 döneminde 18 milyar lirası özel sektör, 12 milyar lirası kamu olmak üzere 30 milyar liralık yatırım bütçesi belirlendi. Yaklaşık 43.5 milyon aboneye ulaşmak için elektrik dağıtım sektörü bugün itibarıyla 80 bin personel ile hizmet veriyor. Yaklaşık 1.5 milyon kilometrelik gelişmiş bir şebeke ağına sahibiz. Elektrik sektöründeki dönüşümün öngörüldüğü şekilde gerçekleştirilebilmesi için, elektrik dağıtım şebekesinin akıllı şebekeye dönüşmesi gerekiyor. Akıllı şebeke ile kastedilen, temelde bir dijital dönüşüm; yani şebeke unsurlarında ve yönetiminde bilişim ve iletişim teknolojilerini yaygınlaştırmaktır. Tüm bunları ve ötesini gerçekleştirebilmek için şebekemizin bugünden itibaren bilişim ve iletişim teknolojileri ile donatılması bir başka ifade ile dijitalleşmesi gerekiyor. Elektrik dağıtım sektöründe dijitalleşme süreçlerinde önceliklerimizi belirledik.

Elektrik dağıtım şirketleri tarafından EPDK koordinatörlüğünde başlatılan ve çıktıları geçtiğimiz yıllarda kamuoyuna duyuruları Türkiye Akıllı Şebekeler 2023 Yol Haritası projesi ile tüketicilerin elektrik piyasasına aktif katılımın sağlanması planlanıyor. Bunun yanı sıra proje ile yenilenebilir enerjinin üretimdeki payını artırmaya yardıma olunması ve enerji kalitesinin iyileştirilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede Türkiye elektrik dağıtım sektöründe dijitalleşme süreçlerinde önceliklerimizi belirledik.

Üçüncü uygulama dönemini kapsayan 28.5 milyar liralık yatırımın 20 milyar lirasını gerçekleştirdik. Ayrıca 250 milyon TL teknoloji yatırımları ve 316 milyon TL Ar-Ge yatırımlarımızı da bu yıl içinde tamamlayacağız. Bunların gerçekleştirilmesi, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir finansal yapının oluşturulabilmesi, sağlam temeller üzerinde yükselebilmesi için çabalıyoruz. ELDER olarak, üyelerimizle birlikte biz de elektrik dağıtım sektörünü temsilen vatandaşlarımızın sürdürülebilir memnuniyetinden emin olmak adına teknolojinin sunduğu imkanlardan en üst düzeyde faydalanmak için Ar-Ge'ye büyük önem veriyoruz.

İçinde bulunduğumuz tarife dönemi için teknoloji yatırımlarına ayırdığımız 20 milyar liralık yatırımın 316 milyon lirasını Ar-Ge yatırımları oluşturuyor. Şu anda bu yatırımların yüzde 50'sini gerçekleştirdiğimizi vurgulamak istiyorum. Tüm bu teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarının, tüketici memnuniyetinin ön koşulu olan her an ulaşılabilir olma ve hızlı çözüm üretme konusunda elimizi güçlendireceğine inanıyoruz. Yatırımın 316 milyon lirası Ar-Ge'ye Yeni dönemde, sektör olarak önceliğimizin yaşı 30'u aşkın şebeke altyapımızı yenilemek olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Zaten son üç yılda gerçekleştirdiğimiz toplam 20 milyar lira yatırımın yüzde 80'i doğrudan şebeke yatınım. Elektrik dağıtım sektörü özelleştirme sonrasında her yıl en fazla yeni yatırım yapılan sektörlerin başında geliyor. Dernek olarak dağıtım şirketleri için, finansal sürdürülebilirliği sağlayacak, etkinliği ve performansı teşvik edecek, maliyetler ve getiriler açısından piyasa koşullan ile genel ekonomik şartlara uygun şekilde kalıcı çözümler getirilmesi için tüm taraflarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

2017 yılı sonu itibarıyla dağıtım sistemini kullanan 42.5 milyon tüketiciye hizmet sunan 21 elektrik dağıtım şirketinin tamamını temsil eden ELDER, tüm paydaşları için elektrik dağıtım faaliyetlerindeki katma değeri artırmak, hizmet kalitesini yükseltmek ve ekonomik faydayı büyütmek için çalışıyor. Ülke enerji politikası ve dünyadaki yenilikçi akımları takip ederek sektörün gelişimi için birçok ulusal ve uluslararası Ar-Ge projesinin ortağı olan ELDER, kurulduğu günden beri elektrik dağıtım sektöründe rekabet bazlı serbest bir piyasanın oluşumuna katkı sağlamayı hedefliyor.

Kaynak: Dünya Gazetesi Enerji Eki

Bankalar, 390 Milyar Liralık Kredinin “Sürdürülebilirlik Fotoğrafını” Çekecek

Türkiye'den 6 banka, farklı sektörlere sağladıkları ve ödemeleri devam eden 390 milyar liralık kredi portföyünü sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde yeniden değerlendirerek risk ve fırsat analizi yapacak.

Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık Prensiplerini uygulamayı taahhüt eden bankalar arasında Türkiye'den Garanti BBVA, ING, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB), Şekerbank, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve Yapı Kredi yer aldı. Bankalar, bu kapsamda, sosyal ve çevresel konulardan kaynaklanan belirsizliklerin önüne geçmek adına temel ilkelerini gözden geçirecek.

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kredi portföylerini sadece bugünün değil geleceğin riskleri açısından da ele alacaklarını ifade etti.

Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre, söz konusu 6 bankanın aktif büyüklüğünün mevduat ve kalkınma bankaları toplamının yüzde 22'sini oluşturduğunu belirten Edin, "Prensipler çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmayan bireysel kredileri kapsam dışında düşündüğümüzde, Garanti BBVA'nın verdiği her dört krediden üçünün yeniden değerlendirileceğini söyleyebiliriz. İmzacı 6 bankanın yeniden değerlendireceği kredi büyüklüğü toplamı ise 390 milyar lirayı aşıyor." dedi.

Edin, söz konusu portföyün risk ve fırsat açısından ele alınacağına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu değerlendirme, bugüne kadar sağladığımız kredileri geri çağıracağımız anlamına gelmiyor ama bu kredileri daha yakın takip edeceğiz, müşterilerimizin risklerine göre bazı tavsiyelerde de bulunacağız. İş planlarımızı yeniden oluşturacağız ve sürdürülebilirlik kriterlerine uymadığını düşündüğümüz sektörlere ilişkin kredilerimizi de azaltma yoluna gideceğiz. Özellikle finans sektörü açısından farkındalık da yaratmış olacağız. Bu farkındalık, önümüzdeki dönemde hangi sektörlerde ne tip projelere ağırlık vereceğimizi belirlememize yardımcı olacak."

Ekonomik sürdürülebilirliğin önemine değinen Edin, "Devlet politikasında yerli kaynaklardan elektrik üretilerek dışa bağımlılığın azaltılması hedefleniyor. Bu kapsamda, kömür öncelikli gibi görünse de kömür projeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına göre işletme giderleri açısından daha maliyetli. Yenilenebilir enerji ihalelerindeki fiyatlar da maliyetlerdeki düşüşü gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Edin, bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, yenilenebilir enerjinin bankaların gelecek dönemde yöneleceği sektörlerin başında geleceğine işaret ederek, "Bu iştahımızı sadece kurumsal veya ticari şirketlere yönelik değil, perakende tarafının da yenilenebilir enerjide daha fazla yer alması için kullanabiliriz." ifadesini kulandı.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) tarafından hayata geçirilen, toplam aktif büyüklükleri 47 trilyon doları aşan 130 bankanın kurucu imzacı olduğu Sorumlu Bankacılık Prensipleri (Principles for Responsible Banking), 22 Eylül'de New York'ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında tanıtıldı.

Sürdürülebilir kalkınma ve daha iyi bir gelecek için tüm dünyada küresel finansın üçte ikisini oluşturan bankacılık için yol haritası oluşturan prensipler, aynı zamanda geleceğin sürdürülebilir bankacılık sisteminin temel çerçevesini oluşturuyor.

Sorumlu Bankacılık Prensipleri, toplumların sürdürülebilir, eşit ve refah dolu bir gelecek hedefine ulaşmasında bankacılık sektörünün etkisini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor.

Kaynak: AA

Dağıtık Güneş Enerjisi Sistemleri 2019-2024 Dönemine Damgasını Vuracak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Kıdemli Analisti Heymi Bahar, dünyada güneş enerjisinden elektrik üretiminin giderek artacağını belirterek, "5 yılda dünya elektrik kapasitesine ABD'nin kurulu gücü kadar yani 1200 gigawatt seviyesinde yenilenebilir enerji kapasitesi eklenecek. Bu kapasitenin yüzde 60'ını tek başına güneş enerjisi oluşturacak. Güneşte dağıtık enerji sistemlerinin bu döneme damgasını vuracağını söyleyebiliriz." dedi.

Bahar, IEA Yenilenebilir Enerji 2019 Raporu'nun Türkiye Lansmanı Toplantısı'nda, dünyadaki yenilenebilir enerji ihalelerinin rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı kontrat fiyatlarını giderek aşağı çektiğini ve fiyatlardaki düşüşün gelecek 5 yılda da devam edeceğini dile getirdi.

Dağıtık enerji sistemine yönelik politikaların 5 yılda ciddi bir değişim göstereceğine işaret eden Bahar, Türkiye'nin de dünya yenilenebilir enerji kapasitesi sıralamasında 2024'te 12'nci sırada yer alacağını, yenilenebilirde kurulu gücünün 60 gigawattın üzerine çıkacağını kaydetti.

Bahar, güneş enerjisindeki maliyet düşüşleri ve ülkelerin değişen politikalarının, sektöre ilişkin öngörüleri de değiştirdiğini ifade ederek, "5 yılda dünya elektrik kapasitesine ABD'nin kurulu gücü kadar yani 1200 gigawatt seviyesinde yenilenebilir enerji kapasitesi eklenecek. Bu kapasitenin yüzde 60'ını tek başına güneş enerjisi oluşturacak.

Güneşte dağıtık enerji sistemlerinin bu döneme damgasını vuracağını söyleyebiliriz." diye konuştu.

Toplantının ardından güneş enerjisi platformu Solarbaba'nın Kurucusu Ateş Uğurel'in moderatörlüğünde "Dünya ve Türkiye'de Güneş Enerjisinin Geleceği" başlıklı bir oturum gerçekleştirildi.

Uluslararası Güneş Enerji Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kutay Kaleli, oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye'de dağıtık güneş enerjisi uygulamalarında 2020'nin "patlama yılı" olacağını belirtti.

Çatı uygulamaları için özellikle organize sanayi bölgeleri ve sanayi kuruluşlarının hazırlandığını ifade eden Kaleli, "2020'nin ikinci çeyreği itibarıyla dağıtık güneş enerji sistemlerinde kurulum çok hızlı bir şekilde artacak. Bu alanda 2020'de yaklaşık 1000 megawatt kurulum bekliyoruz." dedi.

Limak Enerji Grubu Üst Yöneticisi Birol Ergüven de Türkiye'de yenilenebilir enerji dönüşümü gerçekleştirilirken, mevcut yatırımların nasıl ayakta tutulacağına ilişkin de bir yol haritası oluşturulması gerektiğini söyledi.

Şu ana kadar sistemi ayakta tutan yatırımların geçiş döneminde de göz ardı edilmemesinin önemine değinen Ergüven, "Mevcut yatırımlar ve piyasa nasıl dönüşecek? Buna ciddi kafa yormak gerekiyor. Yatırımcıların biraz paradigma değişimine gitmesi gerekiyor. Bu yüzden bizim bundan sonra geçmiş alışkanlarımızı nasıl değiştireceğimize bakmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Oturumda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Danışmanı Barış Sanlı, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, ve Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdür Yardımcısı Kürşat Tezkan da konuşmacı olarak yer aldı.

Kaynak: AA

UEDAŞ 2020 için 390 Milyon Liralık Yatırıma Hazırlanıyor

Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova olmak üzere 4 ilde 57 ilçede 3 milyon 100 bin aboneye hizmet veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş. (UEDAŞ), 2020 yılı için 390 milyon TL’lik yatırıma hazırlandığını açıkladı.

Limak Enerji bünyesinde elektrik dağıtım hizmeti veren UEDAŞ, gerek yatırım çalışmaları gerekse AR GE ve inovasyon çalışmaları ile saha faaliyetlerine hız kazandırırken müşteri memnuniyetini de üst noktalara taşımayı hedefliyor. Güney Marmara’da yıllık ortalama 12 milyar KW/saat enerji dağıtımı sağladıklarını açıklayan UEDAŞ Genel Müdür Gökay Fatih Danacı, 2020 yılı için planladıkları 390 milyon TL’lik yatırımla müşteri memnuniyetini artırmaya ve teknolojik altyapıyı güçlendirmeye odaklanacaklarını söyledi.

Toplam abone sayısının 3 milyon 100 bine ulaştığını belirten Gökay Fatih Danacı bu noktada yatırım istikrarına dikkati çekerek, “2019 yılı için planlanan yatırım başta olmak üzere diğer çalışmalarımızı tamamlayarak verimli bir yılı geride bıraktık. 2020 yılında da yatırımlarımızda hız kesmeyeceğiz. Güney Marmara’nın sürekli gelişen ve büyüyen bir bölge olarak sanayi, tarım ve turizmin bir modeli olduğunu görüyoruz.  Ekonomisinin yanı sıra nüfusuyla da büyüme gösteriyor. Bizler de müşteri memnuniyeti odaklı çalışan bir şirket olarak 2020 yılında da teknolojik ve altyapıya yönelik yatırım çalışmalarımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Eksim Grubu, Elektrik Dağıtımında Yatırımını 3.2 Milyar Liraya Çıkaracak

Enerji sektöründe yenilenebilir enerji üretimi, elektrik dağıtımı, elektrik ticareti ve doğalgaz ticareti alanlarında faaliyet gösteren Eksim Grubu, rüzgâr ve hidroelektrikten oluşan toplam 623 MW'lik yenilenebilir enerji porftöyüne sahip. Şirket, elektrik dağıtımında ise Güneydoğu'da altyapı ve iyileştirme yatırımlarını 2020 yılı sonu itibarıyla 3.2 milyar liraya çıkarmayı hedefliyor.

Temiz ve yenilenebilir enerji üretimine yatırım yapan Eksim Grubu şirketlerinden İltek Enerji bünyesinde 6'sı aktif 2'si yapım aşamasında toplam 8 adet rüzgâr enerjisi üretim santrali bulunuyor. Bu RES'lerin toplam kurulu gücü ise 461MW. Yılda 1 milyon MWh elektrik üreten rüzgâr santralleri yıllık yaklaşık 350 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşılıyor. Grubun ayrıca biri Rize Uzundere üzerinde, ikisi Gürcistan sınırları içinde olmak üzere 3 adet hidroelektrik santralinde elektrik üretimi yapılıyor. Bu üç HES'in toplam üretim kapasitesi ise 162 MW. Eksim'in rüzgâr ve hidroelektrik santrallerinden oluşan yenilenebilir enerji portföyünün büyüklüğü ise toplam 623 MW'yi buluyor.

Eksim Yatırım Holding Enerji Grubu Başkanı Ekrem Yıldırım, 2013 yılında özelleştirme ihalesiyle devralınan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş'nin, hizmet bölgesini oluşturan Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerinde özelleştirmeden bu yana altyapı ve iyileştirme yatırımlarım sürdürdüğünü kaydetti. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerinde yaklaşık 2 milyon aboneye dağıtım hizmeti veren Dicle Elektrik’in bölgesindeki yatırımları, devir öncesi döneme oranla üç kattan fazla artırdığını belirten Yıldırım, devir öncesi 119 milyon lira olan yıllık ortalama yatırım miktarının 375 milyon liraya çıkardıklarını ifade etti.

Yıldırım, Dicle Elektrik’in 2020'de de 600 milyon lira yatırım gerçekleştirerek toplam yatırımını 3.2 milyar liraya yükseltmeyi planladıklarını hatırlattı. İşsizlik oranının en yüksek olduğu bölgeler arasında yer alan Güneydoğu'da elektrik dağıtım hizmeti verdiklerini dile getiren Ekrem Yıldırım, "Dicle Elektrik, 2013 yılında gerçekleştirilen özelleştirme öncesinde 2 bin 809 olan personel sayısını yaklaşık 2.5 kat artırarak 6 bin 417'ye çıkardı. Şirketteki çalışan sayısı güvenlik ve temizlik hizmetleri birlikte 7 binin üzerine çıkıyor"

DÜNYADAN HABERLER
AB, Batarya Üretimine 3,2 Milyar Avro Ar-Ge Teşviki Verecek

Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği ülkelerinin lityum-iyon teknolojisine dayalı batarya üretimi için toplamda 3,2 milyar Avroluk Ar-Ge teşviki sağlamasını onayladı.

Komisyon tarafından yapılan açıklamaya göre, batarya üretimi iklim değişikliğiyle mücadelede sıfır karbon hedefine ulaşılması ve düşük emisyonlu ulaşımın sağlanması için stratejik önem taşıyor.

Bu kapsamda, batarya üretiminin tüm değer zincirlerini içerecek teşvik programlarında 17 AB’li şirket doğrudan, aralarında küçük ve orta ölçekli şirket ve araştırma kuruluşlarının bulunduğu 70 kurum da dolaylı olarak yer alacak.

2031 yılına kadar tamamlanması öngörülen projeler için 5 milyar avroluk da özel sektör yatırımının gerçekleşmesi öngörülüyor.

Projelerin odak noktalarını hammadde üretimi, saflaştırılması ve yoğunlaştırılmasından, yenilikçi hücre ve modüller geliştirmek, batarya yönetim yazılımları, bataryaların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı gibi alanlar oluşturuyor.

Kaynak: Avrupa Komisyonu

Yunanistan 10 Yılda 5 Bin MW Güneş Kapasitesi Hedefliyor

Yunanistan, gelecek 10 yıl içinde 5 bin megawatt (MW) güneş enerjisi kapasitesi oluşturmayı hedefliyor.

Yenilenebilir enerji kapasitesini artırmayı amaçlayan Yunanistan, gelecek 10 yıl için ulusal enerji ve iklim değişikliğiyle mücadele planlarını içeren bir yol haritası hazırladı.

Buna göre, Yunanistan 2030’a kadar enerji ihtiyacının yüzde 35’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hedefliyor.

Bu kapsamda, 5 bin MW güneş enerjisi kapasitesine ulaşmayı amaçlayan ülkenin bu kapasiteyi devreye alması durumunda 2030 yılındaki güneş enerjisine dayalı kurulu gücü 7.700 MW kapasitesine ulaşmış olacak.

Ayrıca, Yunanistan’ın gelecek 10 yıldaki ısıtma ve soğutma ihtiyacının yüzde 43’ünü ve ulaşım ihtiyacının da yüzde 19’unu yenilenebilir enerji kaynakları karşılayacak.

Güneş enerjisinin yanı sıra, 2030’da Yunanistan’ın rüzgâr enerjisi kapasitesini 7 bin, hidroelektrik kapasitesini 3 bin 700, biyokütle kapasitesini 300 ve jeotermal kapasitesini de 100 MW’a çıkarması hedefleniyor.

Kaynak: pv magazine

General Motors ve LG Chem Firmaları Ohio’da Batarya Fabrikası Kuruyor

General Motors ve LG Chem firmaları yaptıkları açıklamada, ABD’nin Ohio eyaletinde ortak girişim yöntemiyle bir elektrikli araç batarya fabrikası kurmak üzere anlaşmaya vardıklarını duyurdular. 2.3 milyar dolar yatırım yapılacağı belirtilen fabrikanın, dünyanın en büyük ölçekli batarya üretim tesislerinden biri olması bekleniyor.

Ohio’nun Kuzeydoğusundaki Lordstown köyünde GM’ye ait olan ve şu anda faaliyete kapalı durumda olan montaj tesisinin yakınında kurulması planlanan yeni fabrikada 1.100 kişinin istihdam edileceği belirtildi. 2020 yılının ortasında inşaatına başlanması planlanan fabrikanın, artırılabilir esnekliğe sahip yıllık 30 gigawatt/saat üretim kapasitesi olacağı ifade edildi.

Basına yapılan ortak açıklamada söz alan GM’nin İcra Kurulu Başkanı Mary Barra, LG firması ile birlikte yapacakları girişimin 50-50 ortaklık şeklinde olacağını ve batarya üretiminin yerli olması nedeniyle elektrikli araçların hem fiyatlarının daha uygun, hem de karlılık oranlarının daha yüksek olacağını söyledi.

2023 yılında dünya çapında yirmi farklı elektrikli araç modelini piyasaya tanıtmayı planladıklarını söyleyen Barra, kurulacak yeni batarya fabrikası sayesinde bu hedefe daha hızlı bir şekilde ulaşmayı umduklarını belirtti. Barra ayrıca GM’nin şirket politikası olarak küresel ısınma sorununa karşı duyarlı olduğunu ve elektrikli otomobillerin geleceği temsil ettiğine inandıklarını da sözlerine ekledi.

Kaynak: Reuters

İklim Krizi, Ülkeleri En Fazla Etkileyen Sorunların Başında Geliyor

Germanwatch tarafından yayımlanan İklim Risk Endeksi 2020 Raporu’na göre, iklim krizi tüm ülkeleri en fazla etkileyen sorunların başında geliyor.

Rapor, aşırı hava olaylarının sadece Myanmar ve Haiti gibi yoksul ülkeleri değil, dünyanın en zengin ülkelerini de etkilediğini gösteriyor.

Özellikle sıcak hava dalgaları ve kuraklık gibi aşırı hava olayları yüksek gelire sahip ülkelerin iklim krizinden hiç olmadıkları kadar etkilenmesine neden oldu.

Japonya, 2018 yılında aşırı hava olaylarından en çok etkilenen ülke olurken, Almanya ve Kanada da en çok etkilenen ilk 10 ülke arasındaydı.

Rapor sonuçları, bilim insanlarının iklim kriziyle giderek kötüleştiğini ortaya koyduğu sıcak hava dalgalarının neden olduğu hasarı gösteriyor. Hindistan 2018’de en kötü etkilenen 5., ABD 12., Vietnam ise son 20 yıl içerisinde 6.; Bangladeş son 20 yıl içerisinde 7. ve Fransa da son 20 yıl içerisinde aşırı hava olaylarından en çok etkilenen 15. ülke.

Rapor aynı zamanda Madrid’de 2-13 Aralık tarihleri arasında düzenlenen uluslararası iklim zirvesi COP25’in önemine de atıfta bulunuyor. İklimin etkileri tüm dünyada kalıcı kayıp ve zarara neden olmaya başlamışken, halen daha arazi, kültür ve can kayıplarını telafi edecek özel bir BM iklim finansman mekanizması bulunmuyor. Bu zamana kadar endüstriyelleşmiş ülkeler bunu müzakere etmeyi dahi reddettiler.

Ancak ilk defa COP25’te, iklim bağlantılı kayıp ve zararlar için finansal destek konusu zirvenin gündemine oturmuş durumda. COP25, en yoksul ve en savunmasız ülkeler için bu nedenle büyük önem taşıyor. Devletlerin, iklim krizinden en çok etkilenenlere destek verecek bir anlaşmaya varmaları, en azından bunun gerekliliğini kabul etmeleri, talep ediliyor.

Aksi takdirde, en yoksul ülkeler, iklim değişikliğinin sonuçları ile başa çıkmak için kredi kullanmaya devam edecek. Bu da aşırı borçlanma tehdidi ve zaten hassas olan ekonomilerinin baltalanacağı anlamına geliyor.

Kaynak: Germanwatch

HAFTANIN RAPORU

Türkiye’de İklim Hareketini Hızlandırmak

Türkiye üzerine ilk kez bir analiz yapan Climate Action Tracker’ın çalışmasına göre, Türkiye’de elektrik, konut ve yolcu taşımacılığı sektörlerinin Paris Anlaşması ile uyumlu bir patikaya oturtulması, emisyonların 2030 yılına kadar 2017 seviyelerine kıyasla %14 oranında azaltılmasını sağlayarak mevcut yükseliş eğilimini tersine çevirecek.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK