SEKTÖRDEN HABERLER
Bakan Dönmez: Türkiye’de 2030’da 1 Milyonun Üzerinde Elektrikli Araç Olacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yerli elektrikli otomobillerle birlikte 2030'da Türkiye'de 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngördüklerini bildirdi.

Dönmez, AA Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bugüne kadar klasik içten yanmalı motorların enerji ihtiyacının petrolden karşılandığını ama artık elektrikli otomobillerin yaygınlaştığını söyleyen Dönmez, Türkiye'nin de yerli elektrikli otomobilinin 2022-2023'te yollarda olmaya başlayacağını ifade etti. 

Dönmez hem elektrikli araç kullanımı hem de elektrikli şarj istasyonlarına ilişkin planlamaların yapıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapılan planlamalarda Türkiye'de 2030 yıllarında 1 milyonun üzerinde elektrikli otomobil olacağını öngörüyoruz. Buna göre de şebekede hazırlıklarını planladık. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) yönetimi bize planlarını aktardı ve bizim arkadaşlarla birlikte çalışıyorlar. Burada yavaş şarj dediğimiz istasyonlarda şebekeye çok büyük bir etki olmasını beklemiyoruz ama hızlı şarj istasyonlarının lokasyonu asıl konu. Bu istasyonlarla arabanının hızı ve kapasitesine göre 15-20 dakikada hızlı şarj etme imkânı olacak. Burada da şebekeyi saatlik olarak 50-100 kilowatt yüklemeniz gerekiyor. Bu kapasiteler üretim tarafında arz güvenliği için problem değil. Problem, şarj istasyonu kurulmak istenen noktadaki şebekenin altyapısında olabilir ki bu da bir planlama gerektiriyor. İnşallah bizim hedefimiz bu tarihe kadar 1 milyon adet şarjı yavaş, orta ve hızlı olmak üzere dağıtım şebekesine etkilerini değerlendirdikten sonra bir planlamayla yapmayı arzu ediyoruz. TOGG sadece büyük şehirlerden değil Anadolu ve kırsaldan da fazla talep aldığı için, şarj istasyonlarının en ücra beldelere kadar olmasında fayda var. Bu anlamda yaygınlık, bu araçların kullanımını da kolaylaştıracak. Evde şarj olabilir ama uzun süreli olacağı için pek cazip olmaz." 

Akaryakıt istasyonlarının da elektrikli şarj istasyonu kurmak için hazır olduğunu dile getiren Dönmez, "Biz istasyonlara bunlar için izin verdik. Hatta bazı ilçelerde akaryakıt istasyonlarının şarj istasyonu bulundurmasını belki de zorunlu tutacağız. Serbest girişimci gelip, 'şarj istasyonu kuracağım' demediyse o bölgede, biz de akaryakıt istasyonlarına bunu kamu hizmeti olarak görmelerini söyleyeceğiz ama bu hizmetin tabii bir karşılığı olacak. Bir kar merkezi olarak da değerlendirilebilir. Bunun dışında alışveriş merkezlerinde, dinlenme tesislerinde araçlar şarj edilebilecek." diye konuştu. 

Dönmez, şarj istasyonlarının bir standardı olması gerektiğine de işaret ederek, şarj istasyonlarına araç plakalarının tanımlı olabileceğini ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde bu hizmet alındığında faturanın düzenli olarak plakaya bağlı bir hesaba gönderileceği sistemlerin hayata geçirilebileceğini anlattı. 

Kaynak: AA

Sanayici İkili Anlaşmalarla Elektriğe 450 Milyon Lira Daha Az Ödedi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, geçen yıl sabit tarifede kalmak yerine elektriğini ikili anlaşmalarla satın alan sanayicilerin yaklaşık 450 milyon lira daha az fatura ödediğini açıkladı.

Dönmez, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen Enerji Verimliliği Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin birincil enerji tüketiminin yüzde 75'inin ithal kaynaklardan karşılandığını anımsattı.

Yurt dışı kaynaklı her bir ilave kaynağın ekonomiye yük getirdiğini kaydeden Dönmez, Türkiye'nin sürekli artan enerji talebinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılanması için ciddi bir atılım içinde olduklarını dile getirdi.

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında 10 yılda 10 milyar dolar yatırım yapılacağını ve bunun 3 katı geri kazanım sağlanacağını ifade eden Dönmez, "Bu kadar geri dönüşü hızlı olan başka bir alan olmadığını düşünüyorum. 2017-2018'de enerji verimliliğine 1,3 milyar dolarlık yatırım yaptık. Karşılığında 900 bin petrol eşdeğeri, yani 309 milyon dolara karşılık gelen tasarruf sağladık." dedi.

Dönmez, Türkiye'de tüketilen enerjinin üçte birinin sanayide gerçekleştiğini ve bu kapsamda sanayide yapılacak verimlilik çalışmalarının çok önemli olduğunu söyledi.

Bu kapsamda sanayideki enerji verimliliği artırıcı projelere destek sağladıklarını kaydeden Dönmez, "Verimlilik Artırıcı Proje destekleri toplam bedeli en fazla 5 milyon lira olan projeleri kapsıyor. Bu maliyetin yüzde 30'unu yani 1,5 milyon lirasını sanayicimize hibe olarak veriyoruz. 2009'dan bu yana yatırım tutarı 104 milyon lira olan 229 projeye 25 milyon liralık destek sağlanmış. Sağlanan tasarruf da 89 milyon lira olarak gerçekleşmiş. Bu tasarruf olmasaydı 600 milyon metreküp daha fazla gaz ithal edecektik." diye konuştu.

Dönmez, sanayicilerin elektrik ve gazda piyasadaki gelişmeleri takip ederek daha uygun maliyetlerle enerji alabileceklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Geçen yıl tarifede kalmak yerine piyasadan ikili anlaşmalarla elektrik alan sanayicilerimiz yaklaşık 400-450 milyon lira daha az ödedi. Elektrikte serbest piyasa koşulları işliyor ve piyasada 100'ün üzerinde elektrik tedarikçisi var. Bu açıdan, sanayicimizin elektrik ve gaz piyasalarını yakından gözleyerek enerji kaynaklarına erişimi söz konusu."

Sanayicilerin nükleer enerji santrali yapımında da yer almasını hedeflediklerini aktaran Dönmez, nükleer reaktör dışında kalan alanlarda kullanılacak malzemelerin azami seviyede yerli olması için çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: Hürriyet

GÜNDER: Elektrik Tarifeleri FV ve Depolama Yatırımlarını Desteklemeli

GÜNDER, elektrik tarifelerinin güneş enerjisi ve depolama uygulamalarının bir arada yapılmasını destekleyecek seviyede belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü GÜNDER, 4. SOLARENA etkinliği ile “Güneş Çatı Sistemleri ve Depolama Uygulamalarının Ekonomik Analizi” raporunu kamuoyuyla paylaştı.

Rapor, finansal ve çevresel maliyetlerin azaltılması için güneş enerjisi yatırımlarına güç alım anlaşmaları, uygun kredi imkânları ve vergi indirimleri gibi teşvikler getirilerek depolama yatırımı düşünenler için ek destekler sağlanabileceğini belirledi. Yerel yönetimlere yönelik yenilenebilir enerji stratejilerine ve kanun tasarılarına da değinen çalışmada, elektrik tarifelerinin güneş enerjisi ve depolama uygulamalarının bir arada yapılmasını destekleyecek seviyede belirlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

Sayaç-arkası kurulumların payının yenilenebilir enerjinin geleceğinde önemli bir rol oynayacağı düşünüldüğünde, batarya kurulumları ile birlikte ele alınan güneş sektörü, yakın gelecekte kritik bir önem taşıyacak.

Rapora göre, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin getirdiği maliyet düşüşleri bu alandaki yatırımları hızlandırırken sektördeki ilerlemeyi desteklemek için uygun finansman imkânlarının yanında tamamlayıcı teknolojiler ile iş birliğini destekleyecek mekanizmalar ön plana çıkıyor. Artık güneş enerjisi yatırımları odağındaki gelişmeler, FV (Fotovoltaik) + Depolama teknolojileri ile ele alınıyor.

Söz konusu sistem yatırımlarına ilişkin olarak, Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde, benzer karakteristiklere sahip hanelerdeki ölçümlerin temel alındığı fizibilite hesapları yapıldı. Temiz ve dağıtık küçük ölçekli enerji yatırımları için solar teşvik mekanizmaları uygulanarak düşük faiz-uzun vade imkânları ile bireysel ve kurumsal yatırımcıların desteklenebileceği belirlendi. Dünyada da gittikçe artan oranda talep gören FV + Depolama yatırımları, farklı teşvik mekanizmaları ile destekleniyor. Türkiye için önerilen teşvik paketleri ile hem bireysel hem de kurumsal yatırımcıların FV ve batarya birleşik uygulamalarında desteklenmesi hedefleniyor.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Garanti BBVA'dan Enerjisa'ya 400 Milyon Liralık TLREF'li Kredi

Garanti BBVA, Enerjisa Enerji'ye, altyapı ve şebeke yatırımlarının finansmanı kapsamında 400 milyon TL'lik Türk Lirası Referans Faiz (TLREF) endeksli kredi sağladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, bir yıl geri ödemesiz olmak üzere toplam 5 yıl vadeli olarak kullandırılan kredi, TLREF'e endeksli yapısıyla piyasada bu modelle sağlanan büyük montanlı ilk kredilerden biri olma özelliğini taşıyor. 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti BBVA Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, TLREF'e endeksli kredilerin kullanımının giderek yaygınlaşacağını tahmin ettiklerini belirterek, bu mekanizmanın uzun vadeli TL kredi piyasasının gelişimi için önemli bir imkân sunduğuna işaret etti.

 Edin, şunları kaydetti:

"Özellikle gelirleri TL cinsinden olan müşterilerimizin uzun vadeli finansman ihtiyaçlarını aynı para birimiyle (TL) sağlarken sunabileceğimiz yeni seçeneklerden biri TLREF endeksli krediler. Hem finansmanı sağlayan hem de finansmana erişen taraf için avantajlar sunan bu mekanizmanın kurulmasının, yerel finansal piyasaların şeffaf ve güvenilirliğine yönelik önemli bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Garanti BBVA olarak da bu ürünün yaygınlaştırılmasına, bir başka ifadeyle TLREF endeksli kredi piyasanın gelişimine destek olmayı sürdüreceğiz."

Enerjisa Enerji CFO'su Michael Moser ise bu kredi ile 2020 yılında yapacakları şebeke ve teknoloji yatırımlarının finansmanını tamamlamış bulunduklarını aktardı.

Moser, "Kredinin hem TLREF endeksli hem de uzun vadeli olmasının olası kur risklerinin önüne geçtiği gibi finansal sürdürülebilirlik noktasında da çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Enerjisa Enerji olarak bu mekanizmanın yaygınlaşmasına öncülük etmekten de ayrıca mutluyuz. Anlaşmanın tüm paydaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Dünya

ÇEDAŞ’ın ‘Enerji Timleri’ Kesintisiz Enerji için Sahada

Sivas, Tokat ve Yozgat illerinde 40 ilçe ve 55 beldede elektrik dağıtım hizmeti veren Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ), kış mevsiminde vatandaşlara kaliteli ve kesintisiz elektrik sağlamak için bakım ve onarım çalışmalarına devam ediyor.

Yoğun kar yağışı ve fırtına nedeniyle oluşan elektrik arızalarına anında müdahale eden ÇEDAŞ’ın Arıza Giderim Bakım personelinden oluşan ‘enerji timleri’, olumsuz hava şartları altında çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Zorlu arazi koşulları nedeniyle ulaşımın güç olduğu bölgelere kimi zaman yaya kimi zaman ise paletli kar araçları ile ulaşan ‘enerji timleri’ metrelerce yükseklikte direklerdeki arızaları onarıyor.

Vatandaşların karanlıkta kalmaması için arızaların yanı sıra enerji nakil hatlarında bakım ve onarım faaliyetlerini de sürdüren ‘enerji timleri’, Doğanşar ilçesine bağlı İçdere Köyü mevkiindeki Akkaya enerji nakil hattında buz yükü nedeniyle çelik cıvataları kopan direğin devrilme tehlikesine karşın ve tüketicilerin elektriksiz kalmaması için paletli kar araçlarını kullanarak olaya müdahale etti.

Kar ve tipinin etkili olduğu bölgede 13 metrelik direkteki riske müdahale eden enerji timlerinin çalışması yaklaşık 2 saat sürdü. 18 köyün elektrik aldığı enerji nakil hattında yapılan çalışma sonrası köylerin karanlıkta kalması engellendi.

Bir Abone için İmkanlar Seferber Edildi

Bayburt’a bağlı Günbuldu köyünde elektrik kesintisi ihbarı üzerine harekete geçen Aras EDAŞ arıza bakım onarım ekipleri, dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen uçurumlarda saatler süren zorlu bir yolculuğun ardından köye ulaşabildi. Bayburt tarafı kar ve fırtına nedeni ile geçit vermeyince ekipler, yalnızca bir kişinin yaşadığı köye Trabzon üzerinden 12.5 saatte ulaştı.

Geçtiğimiz yıl bir gazeteci ile iki askerin düşerek şehit olduğu dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen bölgede bulunan Bayburt’a bağlı 50 haneli Günbuldu köyünde, kış aylarından yalnızca bir aile yaşıyor. Hayvancılıkla uğraşan Fahrettin Bayraktar, eşi Havva ve 5 yaşındaki kızı ile birlikle yaklaşık 5 ay boyunca köyde tek başına ikamet ediyor.

Kar ve fırtına nedeni ile yılın 5 ayı irtibatın kesildiği bölgede sık sık elektrik arızaları yaşanıyor. Gelen ihbarları değerlendiren Aras Elektrik Bayburt İl Koordinatörlüğü, adeta zamana ve doğa şartlarına karşı mücadele vererek enerji arızalarını gideriyor.

Bayburt ile Trabzon sınırları arasında 2162 rakımda yer alan Günbuldu köyüne ulaşım kış aylarında sağlanamıyor. Elektrik kesinti ihbarı üzerine kar motorları ile harekete geçen Aras EDAŞ Bayburt İl Koordinatörlüğüne bağlı arıza bakım onarım ekipleri, Bayburt tarafının geçit vermemesi üzerine köye Trabzon’un üzerinden ulaşmak istedi.  Çaykara Belediyesi ile irtibata geçen Aras EDAŞ ekipleri, 17 km uzunluğundaki kapalı yolun açılması için amansız bir mücadele sergiledi.

Dünya’nın en tehlikesi yolu olarak bilenen soğanlı dağındaki yolda Çaykara Belediyesine bağlı karla mücadele ekipleri ile Aras EDAŞ personeli zaman zaman çıkan fırtınada bir süre beklemek zorunda kaldı. Çığ riskinin bulunduğu bölgede ekipler sessiz çalışma yürüttü. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen elektrik arıza ekipleri geri dönmek istemedi.

Bayburt ile Trabzon’u birbirine bağlayan soğanlı dağının zirvesinde uçsuz bucaksız uçurumların bulunduğu yolda inanılmaz bir mücadele verildi. Yer yer 2 metreye yaklaşan kar ve fırtınada, 17 kilometrelik yol yaklaşık 8 saatte açılabildi.

Sabaha karşı Bayburt’tan hareket eden Aras-EDAŞ ekipleri ise zorlu mücadelenin ardından ancak 12,5 saatte köye varabildi. Kepçenin ulaşamadığı bölümlerde devreye Aras EDAŞ’ın kar üstü araçları girdi. Akşam saatlerinde köye ulaşmayı başaran ekipler kısa sürede elektrik arızasını gidererek günlerdir karanlıkta kalan aileye ışık oldular. 

Aras EDAŞ Bayburt İl Koordinatörü Kubilay Atan, kış aylarında arızaya giden ekiplerin sık sık ciddi tehlikeler atlattığını ancak bölgede en zorlu yolun soğanlı dağı olduğunu söyledi. Ölüm yolu olarak da bilenen bu yolun sadece kışın değil yazın da tehlikeli olduğunu anlatan Atan, “Bizim işimiz vatandaşı enerjiye kavuşturmak, o köyde kaç kişinin yaşadığının önemi yok. Gelen ihbarları değerlendirmek bizim görevimiz. 50 hanelik köyde kış aylarında yalnızca bir aile kalıyor. Devletimiz bir ailede olsa tüm imkânlarını seferber ediyor” dedi.

Zor şartlara rağmen köye ulaşarak arızayı gideren Aras EDAŞ ekipleri ise “Aldığımız eğitimler ve teknik donanımımız bizlere bu zorlu doğa şartlarında yardımcı oluyor. İşimiz zor ama bizim görevimiz her türlü şart ve koşulda kaliteli kesintisiz enerjiyi vatandaşa sunmak. Bu köyde bir kişi yaşıyor ama bizim için önemli değil. Önemli olan buraya ulaşıp sorunu çözmek” diye konuştular. 

Bu köyde yaşamaktan başka şansının olmadığını söyleyen Fahrettin Bayraktar ise “Üç erkek çocuğum üniversitede okuyor. Ben burada hayvancılık yapıyorum. Bu köyden başka gidecek yerim yok. Yardıma ihtiyacım olduğunda 2 km yol yürüyüp telefonun çekmesini bekliyorum. Tek sorunum kar ve fırtına nedeni ile oluşan elektrik arızaları. Sağ olsunlar Aras EDAŞ ekipleri adım boyu kara rağmen köye ulaşarak sıkıntımı giderdi. Köyümüzün yolu çok tehlikeli, her yıl bir iki kişi düşüp hayatını kaybediyor. Bu nedenle kışın kolay kolay bu yolu kimse açmak istemiyor” ifadelerini kullandı.

DÜNYADAN HABERLER
Avusturya, 10 Yılda 1 Milyon Çatıya Güneş Santrali Kuracak

Avusturya, 2030’da tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılama hedefi kapsamında, 1 milyon evin çatısına güneş enerjisi kuracak.

Avusturya’nın yeni hükümeti, 2040’a kadar sıfır emisyon bir ekonomi hedefliyor.

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında bu hedefleri koyan yeni hükümet, 2030’a kadar 1 milyon evin çatısına güneş enerjisi santrali kurmak için tasarlanan programı imzaladı.

Avusturya, bu hedefle 2030’a kadar tüm elektrik ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı planlarken, çatı santralleriyle her yıl 7 milyon ton karbondioksit salımı engellenecek ve en az 680 terawattsaat yenilenebilir elektriği üretilmiş olacak.

Avusturya’nın mevcut enerji talebinin yüzde 2,5’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.

Kaynak: Forbes

Dünyanın En Büyük Offshore Rüzgâr Enerjisi Çiftliğinin İnşaatı Başladı

Kuzey Denizinde inşaatı başlayan offshore Dogger Bank rüzgâr çiftliği 4,5 milyon haneye sağlayacağı enerjiyle dünyanın en büyük rüzgâr çiftliği olacak.

İskoçya merkezli enerji şirketi SSE, Kuzey Denizi üzerine kurulacak ve toplamda 3,6 gigawatt (GW) enerji üretme kapasitesine sahip olacak Dogger Bank rüzgâr çiftliğinin karada yürütülecek faaliyetlerinin başladığını duyurdu.

Söz konusu santral, deniz üzerinde üç noktada kurulacak.

Her bir 1,2 GW kapasiteye sahip olacak Creyke Beck A, Creyke Beck B ve Teesside A üç santralin toplam elektrik üretimi 4,5 milyon hanenin ihtiyacını karşılayabilecek.

Santralde General Electric’e (GE) ait 260 metre uzunluğuna ulaşan ve 12 megawatt kapasiteli Haliade – X türbinler kullanılacak.

Santral, Norveçli enerji şirketi Equinor ile yapılan iş birliği kapsamında kurulacak.

Kaynak: Power Technology

Almanya, 45 Milyar Dolarlık Kömürden Çıkış Planında Uzlaştı

Almanya, kömürden çıkış planından en fazla etkilenen bölgelere yaklaşık 40 milyar avro tutarında tazminat ödenmesi konusunda anlaştı.

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında attığı adım ile Almanya, 2038 itibarıyla gerçekleştireceği kömürden çıkış planı için gerekli kanunu bu ay tasarı olarak sunacak.

Kanunun bu yılın ortalarına doğru yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bu kapsamda, bölgelere ve şirketlere ödenecek tazminatlarla ilgili anlaşmaya varılırken, kömürden çıkış planından en fazla etkilenen kesimlere yaklaşık 40 milyar avro ödeme yapılacak.

Almanya plana göre, Brandenburg, Kuzey Rhine Vestfalya, Saksonya bölgelerine 2038’e kadar 14 milyar avro civarında tazminat ödeyecek.

Linyit bölgelerine yardımcı olmak için ayrıca 26 milyar avroluk başka bir önlem paketi de devreye alınacak.

Kaynak: BBC

İklim Değişikliği Gelecek 10 Yılın En Büyük Küresel Riski

Dünyanın geleceğine damgasını vuracak en büyük küresel risk, iklim değişikliği olacak.

İsviçre'nin Davos kasabasında 21-24 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen 50. Dünya Ekonomik Forumu'nun gündemini iklim değişikliği oluşturuyor.

Toplantı öncesinde, dünyadaki kısa ve uzun vadeli riskleri tespit etmek üzere WEF’in Marsh&McLennan ve Zürih Sigorta Grubu'nun katkısıyla hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2020'de, 750'den fazla küresel uzman ve karar alıcıdan, 2020'ye ilişkin endişelerini olasılık ve etki açısından sıralandırmaları istendi.

Rapora göre, katılımcılar, kısa vadeli en büyük riskler olarak, "ekonomik çatışma" ve "ülke içi siyasi kutuplaşmayı” gösterdi.

Diğer yandan, raporun 10 yıllık geçmişinde ilk kez en önemli 5 uzun vadeli küresel risk "çevre" başlığı altında toplandı.

Bu sonuçlara göre, "aşırı hava olayları", "iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumdaki başarısızlık", "doğal afetler", "biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem tahribatı" ve "insan kaynaklı çevresel zarar ve afetler" gelecek 10 yılda gerçekleşme olasılığı en yüksek 5 risk olarak öne çıktı.

Gelecek 10 yılda etkisi en yüksek olacağı düşünülen temel riskleri ise "iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumdaki başarısızlık", "kitle imha silahları", "biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem tahribatı", "aşırı hava olayları" ve "su krizi" oluşturdu.

Kaynak: Climate Change News

HAFTANIN RAPORU

Dünya Ekonomi Forumu Küresel Riskler 2020 Raporu

Dünya Ekonomi Forumu tarafından hazırlanan rapor, dünyanın geleceğini en fazla etkileyebilecek ve gerçekleşmesi en muhtemelen küresel risklere odaklanıyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK