SEKTÖRDEN HABERLER
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Hidrojen Yaklaşım Belgesi’ni Yayınladı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan Hidrojen Yaklaşım Belgesi’ne göre, 22 Haziran’a kadar yaklaşım belgesine görüş verilebilecek ve bu yılın son çeyreğinde bir çalıştay gerçekleştirilecek.

Yaklaşım belgesinde 15 Ocak’ta Bakanlık Konferans salonunda “Enerjide Arama: Hidrojen” toplantısının yapıldığı anımsatıldı.

Toplantıda katılımcıların görüşlerinin alındığı bir anket gerçekleştirildiği aktarılırken, ankete katılanların yüzde 74,4’ü yenilenebilir enerjinin yayınlaşmasının hidrojen teknolojilerini pozitif etkilediğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 98,6’sı bir hidrojen stratejisine ihtiyacı olduğunu belirtirken, katılımcılar hidrojenin enerji kalemlerindeki payının yüzde 1’e ulaşmasının 2030’ları bulacağını düşündüğünü dile getirdi.

Bu sebeple stratejinin iki aşamalı olması gerektiği ifade edilirken, Ar - Ge ve kurumsal yapıları güçlendirilmesi ve daha fazla uygulamaya yönelik deneme projeleri gerektiği ortaya çıktı.

Uzun vadede ise altyapı konusunda atılması gereken adımlar olduğunu düşünen anket katılımcılarının yüzde 45’ü hidrojenin gelişimi konusunda en önemli eksikliğin altyapı eksikliği olduğunu söyledi.

Altyapı eksikliğini politika ve mevzuat eksiklikleri takip etti.

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Fırat EDAŞ Elazığ Depreminde Teyakkuz Halinde

Elazığ depremi sonrası teyakkuza geçen Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş., depremin yaşandığı Elazığ ve Malatya illerinde enerji arzı noktasında kontrolü elden bırakmadı.

24 Ocak tarihinde 6.8 şiddetinde depremle sarsılan, sorumluluk alanı içerisindeki Elazığ ve Malatya illerinde harekete geçen Fırat EDAŞ,  yaşanan afete rağmen ekipleri ile enerji arzını en iyi şekilde sağladı.

Deprem sonrası alarma geçen Fırat EDAŞ, oluşturduğu kriz masası ile anlık kesinti takibi ile Elazığ ve Malatya’da deprem kaynaklı elektrik kesintilerine yerinde ve zamanında müdahale ederek olumsuz herhangi bir durumun yaşanmasına yer vermedi.

AFAD ve itfaiye ile koordineli çalışarak depremden kaynaklı yangın ve diğer tehlikeli durumlara karşı kontrollü kesintiler gerçekleştiren Fırat EDAŞ, can ve mal güvenliği açısında tehlikeli durumların önüne geçti. Deprem nedeniyle ağır hasarlı binalarda yapılan yıkım çalışmaları öncesi tedbir amaçlı kontrollü elektrik kesintileri ile yıkım alanın güvenliğine katkı sağladı.

Depremin ardından oluşturulan çadır kentlerde gerekli çalışmaların yapılarak enerjinin kontrollü bir şekilde dağıtıldığını belirten Fırat EDAŞ, yapılan aydınlatma çalışmaları ile ilk geceden itibaren çadır kentleri ışıl ışıl hale getirerek depremzedeleri karanlıkta bırakmadı.

Çadır kentlerde enerji kaynaklı herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmaması adına ekiplerin teyakkuz halinde olduğuna dikkat çekildi. Olası durumlara karşı trafo ve jeneratör desteği ile depremzedelerin yanında olduğu ifade edildi. Çadır kentlerin kurulması ile faaliyete alınan mobil hastaneler, mobil baz istasyonları, Kızılay’ın ve AFAD’ın mobil ekiplerine gerekli enerji ihtiyacını karşılayan Fırat EDAŞ, çadır kentlerin bir yaşam alanı haline gelmesinde enerji kaynağı oldu. 

Deprem kaynaklı enerji kesintisi bulunmadığını ifade eden Fırat EDAŞ, kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmet anlayışı noktasında deprem sonrası 186 çağrı merkezi ve acil ekiplerinin yanı sıra 7/24 müşterilerinin hizmetinde olduklarını hatırlattı.

Meslek Odaları ve Üniversiteler Enerji Verimliliği Yetkisi Verecek

Meslek odaları ve üniversiteler, enerji verimliliği konusunda çalışacak şirketlere, yetki belgesi verebilecek. 

Enerji verimliliği hizmetlerini yetkili şirketler verecek. Meslek odaları ve üniversiteler de eğitim, yetkilendirme ve izleme faaliyetlerini yürütmek için şirketlere yetki belgesi verebilecek. 

Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanarak yürürlüğe girdi. 

Yönetmelikte 3. maddenin “ddd” bendinde tarif edilen yetki belgesi, “Düzenlenen yetkilendirme anlaşmaları çerçevesinde, üniversitelere ve meslek odalarına eğitim, yetkilendirme ve izleme faaliyetlerini yürütmek üzere Bakanlık tarafından; şirketlere ise eğitim, etüt, danışmanlık ve proje hazırlama ve uygulama faaliyetlerini yürütmek üzere Bakanlık, meslek odaları veya üniversiteler tarafından verilen belgeyi ifade eder” şeklinde tanımlandı. 

Aynı maddenin “eee” bendinde tarif edilen yetkilendirilmiş kurumlar ise “Düzenlenen yetkilendirme anlaşması çerçevesinde eğitim, yetkilendirme ve izleme faaliyetlerini yürütmek üzere Bakanlık tarafından yetkilendirilen meslek odalarını ve üniversiteleri ifade eder” şeklinde değiştirildi. 

Buna göre enerji verimliliği konusunda eğitim, etüt, danışmanlık ve proje hazırlama ve uygulama faaliyetlerini yürütmek isteyen şirketler, yetki belgelerini Bakanlıktan yetki almış üniversiteler veya meslek odalarından alabilecekler.

Kaynak: Enerji Günlüğü

AB ile Ticaret "Yeşilleniyor”

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz hafta içinde bu hedefe yönelik 1 trilyon euroluk bir yatırım planı açıkladı. AB mali araçları, kamu ve özel sektör yatırımlarını içeren bu yatırım planı önümüzdeki 10 yıl için ekonominin dönüşümünü finanse etmeyi amaçlıyor. Polonya dışındaki Avrupalı liderler 2050 yılına kadar bütün üye ülkelerin karbon-nötr hale getirilmesi konusunu destekliyor. Bu kapsamda Von der Leyen, Mart 2020'ye kadar "Avrupa İklim Yasasını" açıklayacağını duyurdu.

Avrupa Birliği aynı zamanda yabancı firmalara yönelik "karbon sınır vergisi" uygulamayı planlıyor. 2021 yılında yürürlüğe girmesi beklenen karbon sınır vergisi Dünya Ticaret Kuralları ile uyumlu olacak ve daha önce belirlenen bazı sektörlere uygulanacak.

Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Dolayısıyla bu dönüşüm Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

Avrupa Yeşil Anlaşması’nın Türkiye için ne anlama geldiğini sorduğumuz İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun yorumları ana başlıklarla şöyle:

“ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesinin ardından AB, küresel iklim değişikliği ile mücadele konusunda lider konuma gelmeyi amaçlıyor. Yani, sadece kendi çabalarının Yeşil Anlaşma’nın amacını yerine getirmeye yetmeyeceğini bilen AB, nüfuzunu, uzmanlığını ve finansal kaynaklarını kullanarak yakın çevresini ve ortaklarını da bu sürdürülebilirlik gayesine katmayı amaçlıyor.

“Bu çerçevede, benzer fikirlere sahip ülkelerle ittifak kurmayı planlıyor ve sürdürülebilir çözümleri destekleyen tutarlı bir finansal sistemin kurulmasına ön ayak oluyor. AB, Yeşil Diplomasi ile, ticaret politikaları, kalkınma destekleri ve diğer dışsal politikalar aracılığıyla özellikle BM, G7, G20, DTÖ gibi uluslararası forumlarda etkili bir savunucu rolü oynamayı hedefliyor. İklim değişikliğine yönelik ekonomik teşvikler yaratmak için küresel çaptaki ortaklarla uluslararası karbon piyasasını geliştirecek.”

“Komisyon, yakın bir zamanda ticaret anlaşmalarının uygulanmasından sorumlu bir yetkili atayarak bu anlaşmalardaki taahhütlerin hayata geçirilmesi konusundaki çabaları hızlandıracak. Üçüncü ülkelerin Paris Anlaşması başta olmak üzere başlıca çevre anlaşmalarını onaylaması, STA’ların hayata geçirilebilmesi için bir ön koşul hâline getirilecek. AB pazarında yer alan tüm kimyasalların, materyallerin, gıdaların ve diğer ürünlerin ilgili AB düzenlemeleri ve standartlarına uygun hâle getirilmesi de şart olacak. Üçüncü ülkelerin iklim çabalarının yeterli olmadığı durumlarda karbon kaçağı riskinin azaltılması için Avrupa Komisyonu, henüz açıklanmamış birkaç sektör için karbon sınır düzenlemeleri mekanizmasının oluşturulmasını önerecek. Bu durumda AB’nin ithal ettiği ürünlerin fiyatları, içerdiği karbon miktarıyla orantılı olarak belirlenecek. Yani bu durumda, bir ülke AB’ye ihraç ettiği ürünü üretirken daha fazla karbon salınımına neden oluyorsa büyük ihtimalle daha fazla vergi ödemek durumunda kalacak.”

“Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB’ye yaptığı ihracat genel olarak Gümrük Birliği kapsamındaki sanayi malları ve işlenmiş tarım ürünlerinden oluşuyor. Bu durumda Türkiye’nin de “daha yeşil” bir endüstriyel strateji ortaya koyması gerekirken; işlenmiş tarım ürünlerinin üretimi ve paketlenmesinde daha sürdürülebilir yaklaşımlarda bulunması, döngüsel ekonomi konusunda daha fazla adım atması gerekiyor. Gümrük Birliği’ni hizmetler sektörü, tarım ürünleri ve kamu alımlarını kapsayacak bir şekilde güncellemek isteyen Türkiye’nin bu alanları da “yeşillendirecek” adımlar atması gerekiyor. Zira AB, ticaretinin ve yatırımlarının yeşil ürünler ve hizmetler için kolaylaştırılmasını amaçlarken; iklim dostu kamu alımlarını teşvik ediyor. Hizmetler sektörünün en önemli kalemleri turizm, inşaat, yolcu ve yük taşımacılığı gibi sektörlerde çevre dostu yaklaşımların gözetilmesi gerekiyor. Avrupa Yeşil Anlaşması, özellikle binaların inşa ve restorasyon süreçlerinde enerji ve kaynak verimliliğinin esas alınmasının gerekliliğinin altını çiziyor. Tarım sektöründe de fazla emisyona neden olmayan, daha sürdürülebilir yaklaşımların sergilenmesi bekleniyor.”

“AB, Paris Anlaşması’nı onaylamayan ülkelerle ticaret anlaşması yapmayacağını açıklamıştı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu yeniden gündeme geldiği takdirde Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamış olması gerekiyor. Bununla birlikte, Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı kabul etmesi AB için yeterli olmayabilir. 2017 yılında küresel emisyonların yüzde 1,2’sini oluşturan Türkiye, aynı zamanda G20 ülkeleri arasında salınımını yüksek oranda artıran ülkelerden biri ve yıllar boyunca bu oranın düşüşe geçmesi beklenmiyor. Diğer taraftan Türkiye, zayıf bir ulusal katkı beyanı vererek 2030 yılında sera gazı emisyonlarında yüzde 21’e kadar artıştan azaltım yapabileceği taahhüdünde bulunmuş, yani emisyon artışının daha da hızlanabileceği taahhüdünü vermişti aslında. Bu nedenle Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik daha iddialı hedefler ortaya koyması çok büyük bir önem arz ediyor.”

Yeşil Anlaşma Türkiye için fırsatlar doğurabilir “Yeşil Anlaşma, Türkiye için fırsatlar da doğurabilir. Zira AB, Avrupa Yeşil Anlaşması strateji belgesinde yakın çevresindeki ülkelerin desteklenmesine özellikle önem vereceğini açıklıyor. Batı Balkanlar için yeşil gündem hazırlayan AB, güneyindeki ve doğusundaki ülkelerle de çevre, enerji ve iklim ortaklıkları kurmayı planlıyor. Diğer yandan Avrupa Yatırım Bankası da iklim hedefini yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükselterek Avrupa’nın iklim bankası hâline gelmeyi amaçlıyor. “Yenilenebilir enerji üretimi için gerekli doğal kaynaklara sahip olan Türkiye’nin bu konuda adım atması yararlı olabilir. Temiz yenilenebilir enerji, AB’nin en fazla yatırım yapacağı alanlardan biri olduğu için Türkiye’ye bu konuda fırsat doğabilir.”

Kaynak: Dünya

SEDAŞ, “Stargate” Projesiyle Yıldızlarını Seçiyor

Enerjik, dinamik, yeni bakış açıları kazandıracak yetenekli gençlere, SEDAŞ (Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş.) kültürünü tanıtarak iş imkânı sunan “Stargate” projesinin son aşaması olan yönetici aday mülakatları gerçekleştirildi. Mülakat sonuçlarına göre belirlenen sekiz mühendis adayı ile Stargate programını 20 Ocak’ta başlatıyor.

SEDAŞ’ın hayata geçirdiği, şirkete değer katacak yetenekli katılımcılara iş fırsatı sunan “Stargate” projesinin son ayağı olan yönetici mülakatları yapıldı. Mülakatlara, SEDAŞ İcra Başkanı Dr. Necmi Odyakmaz, SEDAŞ İnsan Kaynakları Direktörü Sinem Yorulmaz, SEDAŞ Finans Direktör Vekili Fırat Soğancık, SEDAŞ Regülasyon Direktörü Mustafa Yılmaz ve SEDAŞ Grup Müdürleri katıldı.

Mülakat sonuçlarına göre belirlenen 12 aday arasından Sakarya, Kocaeli, Bolu ve Düzce’den iki kişi olmak üzere seçilen toplam sekiz mühendis adayı ile Stargate programını 20 Ocak’ta başlatıyor.

Stargate projesi kapsamında Elektrik veya Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümlerinde eğitimlerine devam eden son sınıf ve yüksek lisans öğrencilerine, SEDAŞ şirket süreçleri ve kültürü yakından tanıtılacak.

Proje programı dâhilinde dağıtım süreçlerinde yer alan yetenekli mühendis adayları, ayrıca enerji sektörünü yakından tanıma şansı bulacak.

Dağıtım süreçlerinde verimliliğin artırılmasını hedefleyen SEDAŞ, projeyi değişime açık, enerjik, dinamik, yeni bakış açıları getirecek yetenekli ve şirket kültürüne uygun çalışanlar kazanmak amacıyla hayata geçirdi.

Stargate projesinde toplamda 1.661 başvuru toplandı. Proje kapsamında 129 kişinin katılım gösterdiği zihinsel beceri sınavlarından 63 kişi, 70 ve üzeri puan almayı başardı. İçlerinden 51 adaya İngilizce testi uygulandı ve sonuçlar doğrultusunda 47 aday ile de yetkinlik bazlı mülakat gerçekleştirildi. Son aşama olan yönetici görüşmelerinde 12 kişi arasından sekiz kişi, proje programına devam etmeye hak kazandı.

Program kapsamında sekiz aday mühendis, haftada iki gün dağıtım fonksiyonlarında altı ay süresince çalışacak. Üç dönemden oluşan bu sürede her iki ayın sonunda farklı bir fonksiyonu deneyimlemek üzere diğer bir fonksiyona geçiş yapılacak.

Yedinci ay ise proje hazırlık ayı olacak. Adaylar, program süresince bilgi edinip ilgi alanlarını keşfederken, kendilerine atanan eğitim koçlarının da desteği ile süreçlere katkıda bulunacak projeler geliştirebilecek.

Yedi ayın sonunda, programı tamamlayan ve yapılan değerlendirmelerden olumlu sonuç alan gençler, giriş seviyesi uzman/mühendis kadrolarında iş imkânı bulabilecek.

VEDAŞ, Zorlu Kış Şartlarını Teknolojiyle Aşıyor

Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ), zorlu kış şartlarında oluşan arızalara teknolojiyle müdahale ediyor.

Doğu Anadolu Bölgesi’nin zor şartlarında vatandaşlara daha kaliteli hizmet sunmak için çalışmalarını sürdüren VEDAŞ, kurduğu SCADA Merkezi ve son teknoloji araçlarla arızalara kısa sürede müdahale ediyor.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan VEDAŞ Sistem İşletme Grup Müdürü Beytullah Özbayram, binin üzerinde personel ve 250'nin üzerinde araçla bölgede arıza bakım-onarım hizmetlerini yürüttüklerini ifade etti.

VEDAŞ olarak şebeke yatırımlarının yanı sıra teknolojide de ciddi yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Özbayram, “Günümüz artık akıllı şebekeler çağı. Bizde bu anlamda akıllı şebekelere yatırım yaptık. Kurduğumuz SCADA Merkezimiz, bu akıllı şebeke sistemlerinin bir parçasıdır. Burada 7 gün 24 saat tüm şebekemizi takip etmekteyiz. Bölgede 12 bine yakın trafomuzu anlık izlemekteyiz. Her türlü kesintileri burada takip etmekteyiz. Bir noktada arızamız olduğunda müşterilerimiz gerek çağrı merkezimizi arayarak gerekse sosyal medya hesaplarından bize bildirmektedir. Bundan daha önemlisi biz tüm trafolarımızdaki kesintiyi müşterilerimiz bize bildirmese dahi kendimiz burada izlemekteyiz ve bunu da sahadaki arıza ekiplerine iş emri olarak bildirmekteyiz. Enerjisi kesilen trafomuz hangi bölgede ise o bölgedeki en yakın ekibe iş emri olarak atama yapıyoruz. Çünkü biz aynı zamanda tüm araçlarımızı da uzaktan izleyebildiğimiz için arıza noktasına en yakın aracı da buradan görebiliyoruz. Dolayısıyla arıza olan noktaya en yakın ekibi yönlendiriyoruz. Bu da arızaya müdahale süremizi kısaltmaktadır” dedi.

Bir bölgede yaşanan elektrik arızasının abonelere SMS ile bildirildiğini belirten Özbayram, “Dolayısıyla müşterimiz bizi aramadan, biz kesintinin ne zaman olduğu ve enerjinin ne zaman verileceğini müşterilerimize SMS ile bildiriyoruz. Bunun için tüm müşterilerimizin SMS bilgilerinin sistemimizde güncel olması önemlidir. Bu kapsamda müşterilerimizin arızalardan, kesintilerden ya da yapacağımız bakım çalışmalarından haberdar olmaları için SMS bilgilerini sistemimizde güncellemeleri önem arz etmektedir. Bunu da sosyal medya hesaplarımızdan ya da çağrı merkezi yoluyla bu bilgileri güncelleyebilirler” ifadelerini kullandı.

VEDAŞ'ın akıllı şebekede Türkiye'nin en büyük ve en yaygın ağına sahip bölgelerden biri olduğuna değinen Özbayram, “Önümüzdeki yıllarda bunu daha da geliştireceğiz. Türkiye'de lider şirket olmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Teknolojik cihazlar nedeniyle arızalara daha kısa sürede müdahale ettiklerini dile getiren Ekip Sorumlusu Galip Sardık da “Gerek Snowtruck gerekse kar motoru araçlarımızla arıza bölgesine erken ulaşıyor, drone cihazımız ile de arızaları kısa sürede tespit ediyoruz. Böylece arızaya müdahale süremiz de kısalıyor. Bugün de Çatak ilçesine bağlı Görentaş mevkiinde yollar kapalı olduğundan arıza yerine kar araçlarımızla geldik. Tabletimize düşen iş emrine istinaden arızamıza müdahale ettik. Modern iş araçlarımızla, kar kış, gece gündüz demeden vatandaşlarımıza kaliteli hizmet verebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü bölgemiz coğrafi olarak zorlu bir bölge. Elektrik hatları da dağlardan geçiyor. Dolayısıyla teknoloji araçları bu zor coğrafyada işimizi kolaylaştırıyor. Bugün de drone ile arızaları tespit ettik ve kar araçlarımızla da arıza yerine gelip arızayı giderdik” dedi.

DÜNYADAN HABERLER
Küresel Yeşil Tahvil İhracı 250 Milyar Doları Aştı

Geçen yıl dünya çapında gerçekleştirilen yeşil tahvil ihracı ve borçlanma araçlarının tutarı 254,9 milyar dolar oldu.

Climate Bonds Initiative tarafından yapılan açıklamaya göre, 2019’daki yeşil tahvil ihracı ve borçlanma araçlarının tutarı bir önceki yıla göre yüzde 49 artış gösterdi. 

Elde edilen finansmanda enerji yatırımları finansmanının payı 80,2 milyar dolar, düşük karbonlu bina yatırımlarının payı 74,8 milyar dolar, temiz ulaşım teknolojilerinin ise 51,6 milyar dolar oldu.

ABD 50,6 milyar dolarlık gelir ile bu alanda en büyük pay sahibi ülke olurken, ikinci sıradaki Çin’in payı 30,1 milyar dolar, üçüncü sıradaki Fransa’nın payı ise 29,5 milyar dolar oldu. Avrupa Birliği ülkelerinin toplam payı ise 106,7 milyar dolar oldu.

Climate Bonds Initiative, bu tutarın 2020’de 350-400 milyar dolar seviyesine yükseleceğini öngörüyor.

Kaynak: Renewables Now

İskoçya’da Gelgit Enerjisiyle 4 Bin Eve Elektrik Sağlandı

İskoç sularında kurulan gelgit projesiyle 2019 yılında 13,8 GWh’tan fazla elektrik üretimi yapıldı.

Birleşik Krallık ülkesi İskoçya’nın kuzey kıyılarındaki sularda kurulan gelgit enerjisi türbinleri, 2019 yılında bir önceki yıla oranla iki kat daha fazla elektrik üretimi sağladı.

Konuyla ilgili yapılan açıklamaya göre bu projeyle 2019 yılında 13,8 GWh’tan fazla elektrik üretilirken 2018’de bu rakam 7,4 GWh’tı.

Projenin sahibi Simec Atlantis Energy’den yapılan açıklamada MeyGen gelgit akımı projesi ile 2017 yılının başından bu yana toplam 25,5 GWh’tan fazla elektrik üretimi yapıldı. Projenin 1A fazı, 1,5 MW’lık dört türbinden oluşuyor.

Öte yandan yine şirket açıklamasına göre 2019’da proje sayesinde üretilen elektrik, Birleşik Krallık’taki yaklaşık 4 bin evin elektrik tüketimine karşılık gelirken bu sayede 5,09 milyon dolar tasarruf sağlandı.

Şirket, 2023 yılına kadar toplamda 15 gelgit akımı türbini kurmayı hedeflediklerini de açıkladı.

Kaynak: CNBC

Avrupa’da Yenilenebilir Enerjinin Elektrik Üretimindeki Payı Yüzde 18’e Yükseldi

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2018 yılında brüt nihai enerji tüketiminde yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin payı yüzde 18 seviyesinde gerçekleşti.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 28 üye ülkeden oluşan AB’de yenilenebilir enerjinin brüt nihai tüketilen enerji toplamındaki payına ilişkin 2018 istatistiklerini yayınlandı. Buna göre, 2017’de yüzde 17,5 olan brüt nihai enerji tüketiminde rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin payı yüzde 18’e yükseldi.

21 AB üyesi ülkede yenilenebilir enerjinin brüt tüketilen enerji toplamındaki payı artarken, 6 ülkede azaldı, 1 ülkede ise değişmedi.

İsveç’te tüketilen elektriğin yüzde 54,6’sı yenilenebilir kaynaklardan sağlanırken, bu oran Finlandiya’da 41,2, Letonya’da 40,3, Danimarka’da 36,1 ve Avusturya’da yüzde 33,4 oldu.

2018 yılında tüketilen elektriğin yüzde 10’undan azının yenilenebilir kaynaklardan sağlandığı 4 ülke kayıtlara geçti. Söz konusu ülkeler yüzde 7,4 ile Hollanda, yüzde 8 ile Malta, yüzde 9,1 ile Lüksemburg ve yüzde 9,4’le Belçika şeklinde sıralandı.

Avrupa’nın en yüksek enerji tüketimine sahip ülkesi Almanya’da 2018’de yenilenebilir enerjilerin brüt tüketilen enerji toplamındaki payı da yüzde 15,5’ten 16,5’ye yükseldi.

Eurostat’a göre Türkiye’de yenilenebilir enerjinin brüt tüketilen enerji toplamındaki payı ise yüzde 12,8’den yüzde 13,7’ye ulaştı. AB, yenilenebilir enerjilerin brüt tüketilen enerji toplamındaki payını bu yıl yüzde 20’ye ve 2030’a kadar yüzde 32’ye çıkarmayı hedefliyor.

Kaynak: Avrupa Komisyonu

Birleşik Krallık’ın 2050’de Sıfır Karbon Ekonomiye Geçmesi için 400,000 İstihdam Gerekiyor

Sıfır karbon ekonomiye geçişini 2050’de tamamlamayı hedefleyen Birleşik Krallık’ın, hedefini gerçekleştirebilmesi için bu dönemde 400 bin istihdam yaratması gerekiyor.

Birleşik Krallık ESO Ulusal Şebeke şirketinin yayınladığı bir rapora göre, 2050 sıfır karbon hedefi için temiz enerji kaynaklarından elektrik üretiminin yüzde 50 artması gerekiyor.

Ayrıca, 2,8 milyon evde düşük karbonlu ısıtma sistemlerinin kurulması, 11 milyon elektrikli araca yeterli olacak şekilde 60 binden fazla şarj istasyonunun kurulması ve hidrojenin de enerji sistemlerine entegre edilmesine ihtiyaç duyuluyor.

Rapora göre, Birleşik Krallık ‘ta gençler arasında iklim değişikliğiyle mücadele kapsamındaki mesleklere olan ilgi artarken, hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için 2050’ye kadar 400 bin istihdam yaratılması gerekiyor.

Bu kapsamda, 117 bin kişilik istihdamın 2030’a kadar, 152 bin istihdamın 2040’a kadar ve kalan 131 bin kişilik istihdamın da 2050’ye kadar oluşturulması gerekiyor.

Bu pozisyonların 260 binin düşük karbon altyapısını oluşturmak ve geliştirmek için doldurulmasına ihtiyaç duyuluyor.

Birleşik Krallık’ta hali hazırda 144 bin kişi enerji sektöründe çalışırken, bunun yüzde 20’sinin 2030’a emekli olması bekleniyor.

Kaynak: Smart Energy International

HAFTANIN RAPORU

Enerji Depolamaya Giden 5 Adım

Küresel elektrik sistemleri dağıtık enerji, dijitalizasyon ve karbonsuzlaşma etrafında şekillenirken, Dünya Enerji Konseyi’nin raporu enerji dönüşümünde hızla gelişen depolama teknolojilerine ışık tutuyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK