Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji sektöründe faaliyet gösteren şirket ve sivil toplum kuruluşlarına (STK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası'na gösterdikleri yoğun ilgi dolayısıyla teşekkür etti.
Bakan Dönmez, yaptığı yazılı açıklamada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak geniş bir alanda faaliyet gösterdiklerini hatırlattı.
Enerji sektörünün elini taşın altına koymaya hazır olduğuna dikkati çeken Dönmez, sektörün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından baştılan kampanyaya ilk günden beri yoğun ilgi gösterdiğini ve bunun mutluluk verici olduğunu ifade etti.
Dönmez, "Elektrik, doğal gaz, maden, petrol, yenilenebilir enerji, nükleer enerji alanlarında faaliyet gösteren şirket ve STK’larımız kampanyaya en hızlı şekilde dahil olarak güzel bir dayanışma örneği gösterdi. Sektörümüzün tüm paydaşlarına bu süreçte göstermiş oldukları ilgi ve hassasiyetten ötürü teşekkür ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Başta sağlık çalışanları olmak üzere hayat akışının sekteye uğramaması için sahada görevli herkese enerjileriyle destek olmaya devam edeceklerini vurgulayan Bakan Dönmez, şunları kaydetti:
"Gün birlik günüdür. Gün beraberlik günüdür. Gün millet olarak hep birlikte dayanışma günüdür. İnanıyorum ki bu günler gelip geçtiğinde bu dayanışma ruhu bizi birbirimize daha fazla bağlayacak. Dünden daha güçlü olacağız. Yarınlarımızı da bu güç ve ruhla inşa edeceğiz."
Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında elektrik ve doğal gazda kıyasen fatura düzelmesinin sadece karantinaya alınan ve idari karar sebebiyle sayaç okumalarının durdurulduğu bölgeler ile sosyal mesafenin korunmasının mümkün olmadığı yerlerde uygulanacağı, bu bölgeler dışında ülke genelinde rutin sayaç okuma işlemlerinin devam edeceği bildirildi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) kıyasen fatura düzenlemesine ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, kurum tarafından yapılan kıyasen fatura düzenlemesinde önceliğinin sektör çalışanları ve tüketicilerin sağlığının korunması olduğu kaydedildi.
Böylece saha çalışanlarının azami düzeyde izolasyonunun sağlanacağı belirtilen açıklamada, alınan kararla vatandaşların faturalarına hiçbir şekilde ilave bedel çıkartılmasının söz konusu olmadığı vurgulandı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Sayaçlarda yer alan değerlerin okunması esas olmakla birlikte okuma esnasında yaşanabilecek yakınlaşma ve sosyal mesafenin uygulanamayacağı durumları ortadan kaldırarak hem vatandaşların hem de çalışanların korunması sağlanacaktır. Kovid-19 ile mücadele kapsamında elektrik ve doğal gaz faturalarında kıyasen fatura düzenlemesi ülkemizin tamamında uygulanmayacaktır. Karantinaya alınan ve idari kararlar sebebiyle sayaç okumalarının durdurulduğu bölgeler ile sosyal mesafenin korunmasının mümkün olmadığı yerler dışında ülke genelinde rutin sayaç okuma işlemleri devam edecektir. İdari kararlar nedeniyle faaliyetleri geçici süreyle durdurulan iş yerlerinde kıyasen fatura düzenlenmeyecektir. Hata ile fatura düzenlenmesi durumunda yapılacak olan başvurular neticesinde gerekli düzeltmeler ivedilikle yapılacaktır."
Düzenlemede son 2 yılın aynı ay ortalamaları baz alınacak
Açıklamada, tüketimin olmadığı tespit edilen öğrenci evi, karantina veya sağlık sebepleriyle boşaltılan evlerde kıyasen fatura uygulamasının söz konusu olamayacağı vurgulandı.
Tüketimi olmayan ve kapalı olan yerlere fatura düzenlenmeyeceğinin altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Özellikle doğal gaz tüketicilerimizin dönemsel değişen tüketimlerimiz nedeniyle geçmiş tüketimlerinin kış aylarında olanların dikkate alınmasının fatura tutarını artıracağı endişesi yersizdir. Kıyasen fatura düzenlemesi son 3 ayın değil, son 2 yılın aynı ay ortalamaları baz alınarak yapılacaktır. Geçmiş dönem tüketimlerinin olmaması halinde emsal tüketim veya tüketici beyanı ile kıyas yapılacaktır. Hiçbir vatandaşımıza ocak veya şubat tüketimleri baz alınarak haziran ayında doğal gaz faturası çıkartılamaz."
Açıklamada, mahsuplaşma sonucu fazla alınan tutar olması veya itiraz edilmesi durumunda tüketicilere iade yapılacağı belirtildi.
Uzaktan sayaç okuma sistemi kurulmuş olan özellikle sanayi ve ticarethane ağırlıklı tüketiciler için sayaç değerleri üzerinden işlem yapılmaya devam edileceği kaydedilen açıklamada, bu yerlerin tüketimini düşürmesi veya artırması halinde bile gerçek fiili tüketim değeri üzerinden fatura çıkarılacağı bildirildi.
Kaynak: AA
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), ön lisans ve üretim lisansı sahiplerinin süreli yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için 3 ay ek süre tanıdı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), mücbir sebep olarak kabul edilen salgın hastalık nedeniyle, ön lisans ve üretim lisansı sahibi tüzel kişiliklerin süreli yükümlülüklerinin sürelerini 3 ay sonraya öteledi.
Bu kapsamda 10 Mart 2020 tarihinde veya sonrasında günü gelen veya gelecek olan ancak ötelenen yükümlülük süreleri aşağıdaki gibi sıralandı.
- Ön lisans süreleri ile üretim lisansı kapsamında inşaat öncesi dönem ile inşaat dönemi ya da Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin Geçici 15. maddesi kapsamındaki yükümlülük erteleme süreleri,
- Ön lisans ve üretim lisansı tadil işlemleri kapsamında belirlenen yükümlülüklere ilişkin süreler,
- Birleşme veya bölünme işlemleri kapsamında belirlenen yükümlülüklere ilişkin süreler,
- Eskisinin devamı mahiyetinde üretim lisansı verilmesi kapsamında belirlenen yükümlülüklere ilişkin süreler,
- Ön lisans veya lisans başvuruları kapsamında gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanması için verilen süreler,
- Yönetmeliğin 18 maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yapılması öngörülen başvurulara ilişkin süreler.
Ayrıca Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında kurulması öngörülen üretim tesislerinden, bağlantı anlaşması süresi 10 Mart 2020 tarihinde veya sonrasında sona eren veya sona erecek olan gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu süreleri; sona erme tarihinden itibaren geçerli olmak ve bir defaya mahsus olmak üzere, herhangi bir işleme gerek olmaksızın 3 ay süreyle uzatıldı.
Kaynak: Enerji Günlüğü
Vatandaşlar, koronavirüs salgınına karşı kişisel düzeyde önlem almaya devam ediyor. Bunun son ve çarpıcı örneği elektrik sektöründe yaşandı. Elektrikte, dağıtım şirketleri bünyesinde faaliyet gösteren müşteri işlem merkezlerinde fatura ödeme amacıyla oluşan ¬abone yoğunluğu azaldı.
Sektör temsilcileri, Habertürk’e yaptıkları açıklamada, mart ayının başlarında banka kanalıyla fatura tahsilat oranının yüzde 60, (bölgesel bazda küçük oranlı farklar söz konusu olabilir), gişeden tahsilatın da (müşteri işlem merkezleri, yetkili işlem merkezleri ve PTT gişeleri) yüzde 40 olduğunu kaydetti.
Sektör temsilcileri, salgın sonrasında banka üzerinden tahsilat oranının hızlı bir artış gösterdiğini kaydederek, “Salgın önlemleri bu süreci hızlandırdı. Son 10 gün içinde yüzde 80’leri aştı ve yüzde 90 sınırına dayandı” dedi.
PTT üzerinden tahsilat işlemlerinin kapandığını kaydeden sektör temsilcileri, “Bu durum banka üzerinden tahsilatları artıracaktır. Yeni veriler de bu doğrultuda” dedi.
Bu gelişme, müşteri işlem merkezlerinde fatura ödemeye yönelik işlem yoğunluğunu ve buna bağlı olarak insan hareketi ve temasını da belli bir ölçüde azalttı.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK),2020 yılı ocak ayı elektrik piyasası raporuna göre Türkiye’de 45 milyon dolayında abone bulunuyor. Bunun 37 milyonu konut, 7 milyonu ticarethane, 79 bini sanayi abonesi. Tarımsal sulamada 668 bin 613 abone bulunuyor.
Kaynak: Habertürk
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Kıdemli Analisti Heymi Bahar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yenilenebilir enerjinin gelişimini yavaşlatabileceğini ve bu noktada hükümetlerin atacağı adımların büyük önem ifade ettiğini belirtti.
Bahar, kaleme aldığı makalesinde, yenilenebilir enerjinin son 20 yılda büyük bir gelişme gösterdiğini kaydetti.
Devletlerin Paris İklim Anlaşması hedeflerini yakalayabilmeleri için bu gelişmenin hızlanması gerektiğini kaydeden Bahar, “Dünya benzeri görülmemiş bir küresel sağlık kriziyle uğraşırken, ekonomik şok dalgaları yenilenebilir enerji sektörünü de etkiledi ve salgın bu alandaki büyümeyi tehdit ediyor.” dedi.
Bahar, yenilenebilir enerjideki gelişimin sürdürülebilmesi için ülkelerin hazırladığı ekonomik teşvik paketlerinin kapsam ve zamanlamasının kritik önem taşıdığını vurguladı.
Birçok ekonomide ucuz ve rekabetçi fiyatların yenilenebilir enerji sektörünü cazip hale getirdiğini anımsatan Bahar, şu anda sektörde karşılaşılan zorlukları şu şekilde sıraladı:
“Projelerin tamamlanmasında gecikmeye sebep olabilecek tedarik zinciri aksaklığı, bu yıl sona eren devlet teşviklerinden yararlanamama riski, elektrik talebindeki belirsizlik ve yatırımlardaki olası düşüş. Hükümetlerin bu zorlukların üstesinden gelebilmek için ekonomik teşvik paketleri çok önemli olacaktır. Bu paketleri tasarlarken, hükümetlerin yenilenebilir enerji kaynaklarının ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma açısından getirebileceği yapısal faydaların yanı sıra emisyonların azaltılması ve teknolojik yeniliklere de odaklanmasında fayda var.”
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı
Küresel rüzgâr enerjisi kapasitesi 2020-2024 yılları arasında 355 bin megawatt (MW) büyüme gösterecek.
Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi’nin yıllık raporuna göre, dünyadaki rüzgâr kurulu gücü geçen yıl sonu itibarıyla 650 bin 557 megawatt seviyesine yükseldi.
Dünyanın rüzgâr enerjisindeki kurulu gücüne 2020-2024 döneminde yıllık bazda 71 bin MW kapasite eklenecek. Bu kapasite, 5 yılda 355 bin MW’yi bulacak.
Küresel kapasite artışında Çin ve ABD başı çekerken, Avrupa, Latin Amerika ve Afrika bu bölgeleri takip edecek.
Bu kapasitenin 50 bin MW’lık kısmı offshore rüzgâr santrallerinden gelecek.
Kaynak: Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi
Küresel enerji ihtiyacının yüzde 24’ü 2050’de yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen hidrojenden sağlanabilir.
BloombergNEF tarafından yapılan bir çalışmaya göre, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen hidrojen, 2050 yılına kadar dünyanın enerji ihtiyacının dörtte birini karşılayabilir.
Bunun için, 11 trilyon dolar değerinde altyapı yatırımı yapılması ve 150 milyar dolar değerinde bir devlet teşvik gerekiyor.
Çalışmaya göre, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki maliyet düşüşü yeşil hidrojenin maliyetini azaltacak.
Buna göre fiyatlar yüzyılın ortasına kadar kilogram başına 2,50 dolardan 0,80 ila 1,60 dolar aralığına kadar gerileyecek ve bu da hidrojenin bir çok piyasada rekabetçi bir konuma gelmesini sağlayacak.
Çalışmaya göre, bu maliyet düşüşleri, yatırım ve politik destek koşullarının yerine getirilmesi şartıyla hidrojenin 2050 yılına kadar dünya enerji ihtiyacının yüzde 24'ünü karşılamasını sağlayabilir.
Kaynak: Bloomberg NEF
Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasını engellemek için alınan tedbirlerin devam etmesi ve mobiliteyi azaltmasıyla, enerji depolama sektöründeki büyüme de yavaşlayabilir.
Wood Mackenzie’nin konuya ilişkin raporuna göre, 2020’de küresel enerji depolama kurulumları yüzde 19 azalabilir. Bu rakam yaklaşık 3 gigawatt saatlik bir kapasiteye denk gelirken, özellikle lityum batarya kapasitesinde Çin’deki çalışma koşullarına bağlı olarak yüzde 10’u bulan gerileme yaşanabilir.
Wood Mackenzie Kıdemli Analisti Le Xu, Çin, Japonya ve Güney Kore’deki tesislerin faaliyetlerinde düşüş olduğunu dile getirdi.
Mart itibarıyla kısıtlamaların yavaş yavaş kalktığını ve virüs öncesi dönemlere göre Çin’deki tesislerin çalışma kapasitelerinin yüzde 70’i bulduğunu kaydeden Xu, talepteki azalma sebebiyle de kurulumların aksayabileceğini sözlerine ekledi.Kaynak: Smart Energy International
Avrupa Elektrik Sektörü Raporu 2019
Avrupa Birliği’nde geçen yıl ilk kez rüzgâr ve güneşten sağlanan elektrik üretimi kömürü geride bıraktı. Geçen yıl Avrupa Birliği ülkelerinde 17 gigawatt güneş ve 14 gigawatt rüzgâr kapasitesi devreye alındı.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
