SEKTÖRDEN HABERLER
Elektrik Dağıtım Sektöründen Sağlık Çalışanları için “Acil Hat”

Elektrik dağıtım sektörü sağlık çalışanları için anında çözüm sunabilen “Acil Hat” uygulamasını devreye aldı. ALO 186 çağrı merkezini arayarak sağlıkçı olduğunu bildiren tüm sağlık çalışanlarının talepleri, öncelikli olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’ye kesintisiz elektrik hizmeti sunmak için 7/24 çalışma prensibine göre faaliyetlerini sürdüren Elektrik Dağıtım Şirketleri, yeni tip korona virüs salgınıyla mücadele eden sağlık çalışanlarının taleplerini öncelikli olarak değerlendirmek için bir çalışma başlattı.

Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (AEDAŞ), Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ), Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. (Fırat EDAŞ), Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş. (OEDAŞ), Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ), ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından başlatılan uygulama kapsamında, ALO 186 Çağrı Merkezi sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının taleplerini öncelikli olarak değerlendirecek. Böylelikle olası bir arızaya anında müdahale edilerek, korona virüsle etkin bir mücadele için hayati öneme sahip olan elektrik hizmetinin aksamaması sağlanacak.

ALO 186 Çağrı Merkezi’nde, AEDAŞ, BEDAŞ ve ÇEDAŞ hizmet bölgelerinde bulunan özel hastaneler, devlet hastaneleri, aile sağlığı ve diyaliz merkezleri de dâhil olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarının hızla ulaşabilmesi için tanımlanan Hızlı Hat bulunuyor. Bu hat sayesinde sağlık kuruluşlarından arayanlar tek tuşla müşteri temsilcisine bağlanarak talep ve şikâyetlerini iletebiliyor.

Bingöl, Elâzığ, Malatya ve Tunceli illerinde müşterilerine kaliteli ve kesintisiz elektrik dağıtım hizmetini en iyi şekilde vermek için çalışan Fırat EDAŞ, sağlık kurumları için VIP hizmeti hayata geçirdi. Fırat EDAŞ, elektrikle ilgili her türlü şikâyet ve talebi aldığı 186 Arıza İhbar ve Çözüm Merkezi’nde gerçekleştirdiği VIP uygulama ile tüm kamu ve özel sağlık kurumlarının taleplerini önceliklendirdi.

Osmangazi EDAŞ da hizmet verdiği bölgede yer alan sağlık kurumlarının ve sağlık çalışanlarının, ALO 186 numaralı çağrı merkezini arayarak taleplerini bildirmesi hâlinde VIP kategorisinde öncelikli olarak değerlendirecek. Numaralar bir kez tanımladıktan sonra, sistem telefon numaralarını kaydedecek ve farklı aramalarda öncelikli olarak müşteri temsilcisine direkt bağlayacak.

SEDAŞ’ın faaliyet alanı olan Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce illerindeki tüm özel ve kamu sağlık kurumları için Alo 186 Çağrı Merkezi’nde devreye aldığı VIP hattı ile bu kurum ve kuruluşların en kısa sürede müşteri temsilcileri ile görüşmesi sağlanacak. Uygulama kapsamında özel ve kamuya ait sağlık kurumlarının tüm telefon numaraları, VIP hatta tanımlandı. Bu kurumlar, 186 numaralı SEDAŞ Çağrı Merkezi’ni aradıklarında beklemeden müşteri hizmetlerine bağlanarak en kısa sürede tüm taleplerini iletebilecekler.

ADM ve GDZ EDAŞ’ın hizmet bölgesinde yer alan 5 ilde hizmet veren devlet hastaneleri, özel hastaneler, aile sağlığı merkezleri ve diyaliz merkezlerinin numaraları çağrı merkezine yapacakları aramalarda önceliklendirildi. Öncelikli Hat Uygulaması ile sağlık çalışanları da çağrı merkezini arayarak şahsi numaralarının da sistem eklenmesi için talepte bulunabilecekler. 

EPDK Lisanssız Elektrik Başvuru Değerlendirmelerine Virüs Molası Verdi

Korona virüs salgını nedeniyle lisanssız üretim başvurularını teknik ve evrak incelemelerini gerçekleştiren komisyon toplantıları yeni bir bildirime kadar yapılmayacak. 

Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı, 14 Nisan 2020 tarih ve E.19655 sayılı Lisanssız Elektrik üretimi hakkında Kovid-19 sebebiyle ek süre verilmesi konusunda bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamaya göre, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da pandemi olarak kabul edilen KOVİD-19 nedeniyle lisanssız üretim başvuruları alınacak ancak EPDK tarafından yeni bir bildirim yapılıncaya kadar komisyon toplantıları yapılmayacak.

EPDK’nın bildirimi sonrasında projelerin evrak ve teknik yönden aylık periyodlarla değerlendirildiği komisyon toplantıları ilk aydan başlamak üzere sırayla değerlendirme yapılarak başvurular sonuçlandırılacak.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Türkiye'nin 'Çatıları' Yılda 300 Milyon Dolarlık Gaz İthalatını Önleyebilir

Türkiye'de çatı tipi güneş enerjisi santrali kurulumunda 4 bin 500 megawattlık ekonomik potansiyel bulunurken, bunun yatırıma dönüşmesi halinde yılda 300 milyon dolarlık gaz ithalatının önüne geçilebileceği hesaplanıyor.

AA muhabirinin, SHURA Enerji Dönüşümü Merkezinin "Binalarda Çatı Üstü Güneş Enerjisi Potansiyeli-Türkiye'de Çatı Üstü Güneş Enerjisi Sistemlerinin Hayata Geçmesi İçin Finansman Modelleri ve Politikalar" başlıklı raporundan derlediği bilgilere göre, Türkiye'de 2018 sonu verileriyle 9,1 milyon bina stoku bulunuyor. 

Binalar, enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada yer alırken, her yıl çatı tipi güneş enerjisi sistemlerini taşıyabilecek yaklaşık 100 bin yeni bina stoku oluşuyor.

Ülkedeki binalarda çatı tipi güneş santrali kurulumu için 14 bin 900 megawattlık teknik potansiyel mevcut. Bu potansiyel, Türkiye'nin 6 bin megawatt seviyesindeki güneş enerjisi kurulu gücünün 2 katından fazlasını oluşturuyor.

Söz konusu potansiyelin en büyük kısmı çok haneli konutlarda yer alırken, ticari, kamu ve sanayi binaları bunu takip ediyor.

Teknik potansiyel içinde ise 4 bin 500 megawattlık kapasitenin yüksek yatırım değeri bulunuyor. Ekonomik potansiyelin yatırıma dönüşmesi halinde Türkiye'nin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 17'si bu kapasiteden karşılanabiliyor. Bunun hayata geçmesi için 6,2 milyar dolar yatırım bütçesi gerekiyor.

Ekonomik potansiyelin yatırıma dönüşmesiyle yılda 300 milyon dolarlık doğal gaz ithalatının önlenebileceği hesaplanıyor.

Çatı tipi güneş enerjisi santrali yatırımlarının maliyetinin konut binalarında bu yıl için kilowattsaat başına 1500-2000 dolar seviyesinde olacağı öngörülürken, diğer bina tiplerindeki daha büyük sistemler için yatırım maliyetleri kilowattsaat başına 600-1200 dolar arasında değişiklik gösteriyor.

Mevcut durumda tek veya çok haneli konutlarda çatı tipi güneş enerjisi santrali yatırımlarının geri dönüş süreleri 14-16 yıl olarak öngörülüyor. Ticari, kamu veya sanayi binalarında 4-5 yıl olması beklenen bu sürelerin, ekipman ve finansman maliyetlerindeki düşüşle ilerleyen yıllarda azalacağı öngörülüyor.

Çatılarda bulunan 4 bin 500 megawattlık ekonomik potansiyelin yatırıma dönüştürülerek elektrik ihtiyacının kömür yerine güneş santrallerinden karşılanması durumunda, yılda 5,6 milyon ton karbon salımının da önlenebileceği hesaplanıyor.

Kaynak: AA

Korona Virüs 700 Milyon Dolarlık Güneş Yatırımını Riske Soktu

Türkiye güneş enerjisi sektöründe yeni tip korona virüs (Kovid -19) salgını nedeniyle ekipman ve termin sorunu yaşanan yaklaşık 700 milyon dolar değerinde lisanslı ve lisanssız güneş enerjisi projesinin tamamlanma riski ortaya çıktı. Sektör temsilcileri Enerji Bakanlığı ve EPDK’ya başvurarak ön lisansı alınmış inşaatı devam eden söz konusu güneş projeleri için 2020 yılı sonunda sona ermesi beklenen YEKDEM süresinin 8-12 ay arasında uzatılmasını talep etti.

Türkiye güneş enerjisi sektörünü temsil eden Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu-Türkiye Bölümü (GÜNDER) ve Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanları ortak bir online basın toplantısı düzenleyerek sektöre ilişkin yaşanan gelişmeleri değerlendirdiler. Ortak açıklamalarda salgın nedeniyle sektörün tedarikten üretime zincirleme bir olumsuz etki ile karşı karşıya olduğu belirtildi. Sektör temsilcileri 31 Aralık 2020’de sona erecek Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması’nın (YEKDEM) 8 ila 12 ay aralığında uzatılmasını talep ettiler.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ Türkiye’de güneş enerjisi sektöründe 60 bin kişilik istihdam olduğuna dikkat çekerek, mevcut projelerin korona virüs krizinden kaynaklanan panel ve termin sorunu nedeniyle devam etmeme riski yaşadığını söyledi. 3 ay süreyle işten çıkarma yasağına uyulacağını ancak 3-4 ay sonra sektöre can suyu sağlanamazsa istihdam kaybı olabileceğini belirtti. Halil Demirdağ şunları söyledi:

“Güneş enerjisi sektöründe kablosundan trafosuna, şaltından çelik konstrüksiyonuna ve paneline kadar hepsini şu anda dünya standartlarında hatta daha da kaliteli olarak Türkiye’de üretebiliyoruz. Bugün baktığımızda 700-750 milyon dolar arasında bir santral yatırımının riskte olduğunu söyleyebiliriz. Bunun 300 MW’si lisanslı, 400 MW civarında olanı ise lisanssız güneş enerjisi projelerinden oluşuyor. Elimizdeki bu projeler altında değerinde. Çünkü güneş enerjisinde şu ana kadar gerçekleştirilebilen sadece YEKA -1 var. YEKA -2 ertelendi. YEKA -3 ihalesinin ise TL olarak yapılacağı açıklandı ve halen bekliyoruz. İhale 2 yıldan önce yapılmaz. Bu yüzden şu anda elimizde lisanslı ve lisanssız olan bu projelerle sektöre can suyu sağlamamız lazım. Bu projeleri öldürmememiz lazım.”

GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli de yaptığı değerlendirmede, Türkiye’de üretim yapan fabrikaların hammaddelerin bir kısmını ithal ettiklerini ve yaşanan son tecrit dönemiyle birlikte bunların tedariklerinde gecikmeler yaşanabildiğini veya fiyatların arttığına dikkati çekerek şöyle konuştu:

“Silsile halinde giden bir teminat ve tedarik zinciri var. Bugün sahada imalatlar düşmüş durumda. Beyaz yakalı işçi sahaya gitmek istemiyor. Bu silsilede açılabilecek davaların büyüklüğünü hayal etmenizi istiyoruz. Davalar silsilesiyle karşı karşıya kalma riskimiz var. Arz ve talep krizinde ortaya çıkan tablonun bertaraf edilmesinde YEKDEM’in uzatılması tek çözümdür. Bu konuda taleplerimizi dile getirdik. Talep ettiğimiz süreler 8 ila 12 ay aralığında. EPDK 3 ay mücbir sebep kabul etti. Bu 3 ay daha uzatılmayacağı anlamına gelmiyor. EPDK süreci izliyor. Küresel resesyon ihtimali oldukça yüksek görünüyor. Orta senaryoyu dikkate alacak olursak dünya ekonomisinin temmuz ortalarına doğru toparlanması bekleniyor. Bizim talep ettiğimiz süre de zaten bu kadar.”

Kaleli, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin YEKDEM süresinin uzatılması için yeterli olduğunu ve bir kanun değişikliğine gerek olmadığını kaydetti.

GÜYAD Başkanı Cem Özkök ise ön lisans almış ve inşaatı devam eden santrallerin YEKDEM süresinin uzatılmasının ek bir yük getirmeyeceğine dikkati çekti. Özkök, “Süre uzatımı beklediğimiz projelerin hepsinin finansmanı sağlanmış durumda. Şu durumda şirketler olarak bankacılar bizi çok anlamıyor. Faiz süresi geldiğinde ödeme bekliyor. Bizim bu konuları bankalara anlatacak duruma gelmemiz lazım. GÜYAD olarak geçen hafta bankalarla bir toplantı yaptık.” dedi.

Özkök ayrıca 2016 başından beri Türkiye’de güneş enerjisi santrali kapasitesi açılmadığını hatırlatarak, “Bu salgın bize gösteriyor ki bizim daha çok yeşil enerji santrali yapmamız lazım. İnsanlar olarak çevreyi çok hor kullandık. Bu bize ciddi şekilde ders olmak zorunda” diye konuştu.

Kaynak: Yeşil Haber

DÜNYADAN HABERLER
Yenilenebilir Enerji, Ekonominin Dayanıklı ve Adil şekilde Toparlanmasını Sağlayabilir

IRENA’nın Küresel Ölçekte Yenilenebilir Enerjinin Görünümü Raporu, enerji sisteminin karbondan arındırılmasının, dayanıklı ve kapsayıcı ekonomiler ve toplumlar yaratırken, kısa vadeli ekonomik iyileşmeyi desteklediğini gösteriyor.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (International Renewable Energy Agency, IRENA) tarafından yayımlanan Küresel Ölçekte Yenilenebilir Enerjinin Görünümü Raporu, yenilenebilir enerjiye dayalı enerji dönüşümünü desteklemenin, uluslararası iklim hedeflerine ulaşmak için önemli bir fırsat yarattığını ortaya koyuyor.

Rapor aynı zamanda, enerji dönüşümünün, 2050 yılına kadar ekonomik büyüme sağlayacağını, milyonlarca yeni istihdam yaratacağını ve insan refahını yükselteceğini bildiriyor.

Ekonomilerin kapsamlı şekilde karbondan arındırılması stratejilerinin, yaklaşık 130 trilyon dolarlık enerji yatırımı gerektirdiği belirtilen raporda, ancak bu büyük ölçekli yatırımın önemli sosyo-ekonomik kazanımlar yaratacağı da gösteriliyor.

Rapora göre, enerji sistemlerinde yaşanacak dönüşümle, 2050 yılı itibariyle toplam küresel GSYİH kazanımlarında, işlerin olağan seyrettiği senaryoya kıyasla 98 trilyon ABD doları artış yaşanabilir. Yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılması sonucu mevcut seviyesinin dört katına çıkan istihdama; enerji verimliliğinde 21 milyon ve sistem esnekliği kapsamında 15 milyon yeni iş eklenebilir.

IRENA’nın Genel Direktörü Francesco La Camera konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Hükümetler, sağlık konusunda yaşanan acil durumu kontrol altına alırken, temel teşvik ve ekonomik iyileştirme programlarını hayata geçirme gibi zorlu bir görevle karşı karşıya bulunuyor. Kriz, mevcut sistemin temelindeki kırılganlıkları ortaya çıkardı. IRENA’nın bu raporu, kısa vadeli ekonomik iyileştirme programlarını, Paris Anlaşması ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin orta ve uzun vadeli hedefleriyle uyumlu hale getirerek, daha sürdürülebilir, adil ve dayanıklı ekonomiler inşa etmenin yollarını gösteriyor.

Hükümetler, yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırarak ve enerji dönüşümünü kapsamlı ekonomik iyileştirme stratejilerinin ayrılmaz parçası haline getirerek, toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve dayanıklı bir gelecek inşa edebilir. Dolayısıyla hükümetler, birden fazla ekonomik ve sosyal hedefe eş zamanlı ulaşabilirler.”

Küresel Ölçekte Yenilenebilir Enerjinin Görünümü Raporu, enerji dönüşümünü yönetmek için gerekli yatırım stratejileri ve yasal çerçeveler gibi enerji sisteminin yapı taşlarını inceliyor. Analizde, küresel ölçekteki karbondioksit emisyonlarının, 2050 yılına kadar en az yüzde 70 oranında azaltmanın yolları araştırılıyor. Bununla birlikte, ekonomilerin kapsamlı şekilde karbondan arındırılmasına yeni bir bakış açısı getirerek, net sıfır emisyon hedefine yönelik bir yol haritası sunuluyor. Başta yeşil hidrojen ve son kullanıcı ürünlerinin elektrifikasyonu olmak üzere belirlenen beş adet teknoloji önceliğine yatırım yapılarak, ağır sanayi ve yüksek karbonlu sektörlerde fosil yakıtların yenilenebilir enerjiyle ikame edilebileceği, dolayısıyla emisyon azaltımı sağlanacağı ortaya konuluyor.

Rapor, düşük karbonlu yatırımların, yatırım maliyetlerinin hızla üzerine çıkan finansal performans sağlayacağını gösteriyor. Özellikle sağlık ve çevresel etmenler gibi dışsallıklarda oluşacak düşüş, yatırım maliyetlerinden sekiz kat daha fazla tasarruf sağlayabilir. İklim riskleri açısından güvenli bir senaryo, 2050 yılına kadar toplam 110 trilyon dolarlık enerji yatırımı gerektiriyor. Kapsamlı ve net sıfır emisyon hedefleyen senaryo ise bu yatırıma 20 trilyon dolar ek yatırım ihtiyacı ekliyor.

Rapor aynı zamanda, dünyadaki on farklı bölgede, enerji ve sosyo-ekonomik dönüşüm senaryolarını inceliyor. Senaryolar farklılaşsa da tüm bölgelerde yenilenebilir enerji kullanımının artması bekleniyor. Yenilebilir enerjinin Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Avrupa Birliği ve Sahra Altı Afrika’da 2050 yılına kadar toplam enerjinin yüzde 70 ila 80’ini karşılaması öngörülüyor. Benzer şekilde, ısı ve ulaşım gibi son kullanıcı nezdindeki elektrifikasyonun tüm bölgelerde artması, Doğu Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa'nın büyük bölümünde yüzde 50'yi aşması bekleniyor. Fosil yakıt sektöründeki istihdam kayıplarına rağmen, tüm bölgelerde insan refahında önemli artış ve yenilenebilir enerji sektöründeki istihdamda net artış yaşanacağı öngörülüyor. Ancak, ekonomi genelinde istihdamda oluşacak artışın eşit şekilde dağılmayacağı belirtiliyor. GSYİH artışı bölgesel farklılıklar gösterse de birçok bölgenin kazanım yaşayacağı öngörülüyor.

Birbiriyle ilişkili enerji ve iklim hedeflerine ulaşmak ve sosyo-ekonomik refahı artırmak için bölgesel ölçekte ve ülke düzeyinde hedeflerin güçlendirilmesi önem taşıyor. Rapora göre uluslararası, bölgesel ve yerel ölçeklerde daha güçlü koordinasyon önem arz ediyor. Rapor, finansal destek mekanizmalarının, kırılganlık seviyesi yüksek ülkeler ve toplumların da dâhil edildiği öncelikli alanlara yönlendirilmesinin önemine dikkati çekiyor.

Kaynak: IRENA

Karantinadaki Avrupa Ülkelerinde Elektrik Talebi Azaldı

Yeni tip korona virüsün yayılmasını engellemek amacıyla karantina ilan eden birçok Avrupa ülkesinde elektrik talebi giderek azalırken, talep İtalya'da yüzde 26, Hollanda'da yüzde 22 ve İspanya'da yüzde 19 geriledi.

Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan yeni tip korona virüs (Kovid-19) engellemek amacıyla birçok Avrupa ülkesi önlem almaya devam ediyor. Virüsten en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen İtalya'nın karantina ilan etmesinin ardından İspanya, Fransa ve Belçika gibi ülkeler de sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı. Alınan önlemler sonrasında Avrupa ülkelerindeki ekonomik faaliyetler daralıyor.

Günlük hayatın durma noktasına geldiği bu dönemde elektrik talebinde de ciddi gerileme yaşanıyor.

AA muhabirinin, Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği (ENTSO-E) verilerinden derlediği bilgilere göre, martın ikinci haftası itibarıyla ilk olarak İtalya'da düşmeye başlayan elektrik talebinde, ay sonunda tüm kıtada azalma görüldü.

Buna göre, 30 Mart – 5 Nisan haftasını kapsayan dönemde, İtalya'nın elektrik talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 azalarak Avrupa kıtasındaki en büyük talep düşüşü olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde İtalya'da saatlik ortalama elektrik talebi 24 gigawatt seviyesinde gerçekleşti.

İtalya'yı elektrik talebi yüzde 22 azalan Hollanda takip ederken, aynı dönemde Hollanda'da saatlik ortalama elektrik talebi 9,1 gigawatt oldu.

Kovid-19 vaka sayısının çok hızlı bir şekilde arttığı İspanya'da ise söz konusu haftadaki elektrik talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19 azalarak saatte ortalama 23 gigawatta geriledi.

Belçika'nın elektrik talebi ise saatlik ortalama 9,7 gigawatta düşerek yüzde 14 azalırken, İngiltere'de bu oran yüzde 13 olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde İngiltere'nin saatlik ortalama talebi 32,6 gigawatt seviyesinde gerçekleşti.

Ayrıca, 17 Mart itibarıyla serbest dolaşımın zorunlu haller dışında kısıtlandığı Fransa'da elektrik talebi bu dönemde yüzde 10 azalarak saatlik ortalama 50 gigawatta geriledi.

Kovid-19 önlemlerini gevşetme kararı alan Almanya'da ise elektrik talebi yüzde 5 düşüşle saatlik ortalama 53,5 gigawatt seviyesine geriledi.

Bulgaristan ise Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri arasında elektrik talebi artan tek ülke oldu. Bulgaristan'ın elektrik talebi bu dönemde yüzde 8 arttı ve saatlik ortalama talep 45 gigawatta çıktı.

Öte yandan, Avrupa'da birçok ülkede Kovid-19 önlemleri sebebiyle elektrik talebinde gerileme görülmesine rağmen Kuzey Avrupa ülkelerinde elektrik talebi artmaya devam ediyor.

Söz konusu dönemde Danimarka'daki elektrik talebi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 artarak saatlik ortalama 39 gigawatta yükseldi. Norveç'in elektrik talebi ise yüzde 7 artışla 16,9 gigawatt seviyesine çıktı. Finlandiya'da da elektrik talebinde yüzde 3 artış görüldü.

Londra merkezli bağımsız düşünce kuruluşu EMBER Elektrik Analisti Dave Jones, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İtalya'nın elektrik talebinin giderek daha fazla azaldığını kaydetti.

Buna rağmen Kovid-19 önlemlerinin elektrik talebindeki asıl etkisinin nisanda görüleceğini belirten Jones, "Talepteki düşüş kömür ve doğal gazdan elektrik üretimini ciddi oranda azaltacak çünkü azalan elektrik talebinin karşılanmasında maliyetsiz oldukları için öncelikli olarak rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve nükleer santraller kullanılıyor. Bu yüzden, elektrik talebinde yüzde 10-20 düşüş, fosil kaynaklardan üretilen elektrikte çok daha büyük bir azalma anlamına gelebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

ABD Yenilenebilir Enerji Sektöründe 500 Bin Kişi İşsiz Kalabilir

ABD'de 500 binden fazla yenilenebilir enerji sektörü çalışanının korona virüs (Kovid-19) salgını sebebiyle işsiz kalabileceği öngörülüyor.

Amerikan Yenilenebilir Enerji Konseyi (ACORE) verilerine göre geçen ay Kovid-19 sebebiyle 106 bin yenilenebilir enerji sektör çalışanı işten çıkarıldı.

Bu rakamın salgın kontrol alınana kadar 500 bini geçebileceği öngörülüyor.

ACORE ve diğer çevre grupları Trump yönetiminin acil ve destekleyici bir aksiyon almaması halinde önümüzdeki aylarda ABD yenilenebilir enerji çalışanlarının yüzde 15’inden fazlasının işsiz kalacağı uyarısında bulundu.

ABD’de yenilenebilir enerji sektörü son beş yılda yüzde 10'dan fazla istihdam artışı göstermişti. Rüzgâr enerjisi endüstrisi 2018'de ülke genelinde 114 binden fazla istihdam yarattı.

Güneş enerjisinde ise 250 bin çalışan istihdam etti. 2019 itibarıyla rüzgâr teknisyenliği ve güneş paneli tesisatçılığı ABD'de istihdamı en hızlı artan iki meslekti. Enerji verimliliği sektöründe ise 2,4 milyon ABD vatandaşı istihdam ediliyor. Gelişmiş Enerji Ekonomisi'ne (AEE) göre sektör, ABD'de 3,5 milyon işi doğrudan veya dolaylı olarak destekliyor.

Kaynak: pv-tech

Petrol Devi Shell, 2050’ye Kadar Sıfır –Karbon Şirket Olmayı Hedefliyor

Royal Dutch Shell yöneticisi Ben van Beurden, 2050 itibarıyla veya daha erken bir tarihte net sıfır emisyona sahip bir enerji şirketi olmayı hedeflediklerini söyledi.

Royal Dutch Shell, 2050 itibarıyla veya daha erken bir tarihte net sıfır emisyona sahip bir enerji şirketi olmayı hedeflediklerini açıkladı. Ancak sıfırlama planının müşterilerine de bağlı olduğunu açıkladı.

Petrol ve doğal gaz üreticileri, petrol fiyatlarının 18 yılın en düşük seviyelerine ulaşması ve yeni korona virüsün yayılımını yavaşlatmaya yönelik sert kısıtlamaların talebi azaltması nedeniyle harcamalarda derin düşüşler olduğunu ifade etti.

Yönetici Ben van Beurden, yatırımcılara, mevcut krizin şirketi düşük karbonlu enerjiye geçişten vazgeçirmeyeceğini söyledi. Van Beurden, “2050 itibarıyla veya daha erken bir tarihte net sıfır emisyona sahip bir enerji şirketi olmayı hedefliyoruz” dedi. Şirket perşembe günü, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonları olarak da bilinen, mevcut petrol ve doğal gaz üretimlerindeki karbon emisyonunu 2050 itibarıyla sıfırlayacaklarını dile getirdi.

Ancak bu emisyonlar, jet yakıtı ve benzin gibi müşterilere sunulan ürünleri içeren Kapsam 3’teki kadar büyük miktarlardaki sera gazı emisyonlarını kapsamıyor. Şirket ise, “2050 yılı itibarıyla net sıfır emisyon olan işletmelere ve sektörlere hizmet etmeye devam edeceğini” ve bunun da Kapsam 3’ünde tamamen sıfırlanacağı anlamına geldiğini söyledi.

Kapsam 3 de dâhil olmak üzere net sıfır emisyona ulaşmak için van Beurden, bir konferans görüşmesine “Müşterilerimiz, enerji ürünlerimizi kullanmaları sonucu oluşan emisyonlar üzerinde kendileri harekete geçebilirler” dedi.

Geçen yıl Shell, 24 milyar dolarlık bütçesinin yaklaşık yüzde 8’ini düşük karbonlu enerjiye harcadı. Barclays analistleri, petrol ve doğal gaz arama harcamalarının düşmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

Kaynak: Guardian

HAFTANIN RAPORU

2008 Ekonomik Krizi Bugünkü Kalkınma Paketleri Hakkında Bize Neler Öğretebilir

Birçok hükümet, Kovid-19 salgınının sebep olduğu ekonomik etkileri azaltmak için ekonomik kalkınma paketleri hazırlıyor. Bu büyük programlar, gelecek 10 yıllar boyunca dünyanın elektrik üretim ve altyapısını şekillendirecek.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK