SEKTÖRDEN HABERLER
Ilısu Barajı Enerji Santrali 1’inci Türbini Devreye Alındı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplam yıllık enerji üretim kapasitesinin 4,1 milyar kilowattsaat olan hidroelektrik santralin ilk etapta 200 megawatt gücündeki birinci ünitesinin hizmete alındığını belirterek, “Bu tesisin ekonomimize yıllık katkısının ise 2,8 milyar lira olmasını bekliyoruz. Temelde yüksekliği 135 metre, toplam su depolama hacmi 10,6 milyar metreküp olan Dicle Nehri'ne taktığımız bu nadide gerdanlık, GAP'ın da en önemli unsurlarından biridir.” dedi.

Erdoğan, Ilısu Barajı Enerji Santrali 1’inci Türbini Devreye Alma Töreni’ne video konferans ile bağlandı. Törende Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez  ile Tarım ve  Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise Mardin’de gerçekleştirilen törende hazır bulundu.

Erdoğan,  Türkiye’nin 2002’de 276 baraja sahip olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz 18 yılda toplam 8 bin 362 tesisi ülkemize kazandırdık. Türkiye, 2002 yılında 276 baraja sahipti. Biz buna 585 baraj daha ekledik. 17 baraj açılışını daha yapacağız ve bunları belki bir ay arayla belki daha kısa zamanda süratle tamamlayacağız. Bu yaz inşallah enerjide ve suda zenginlik dönemi olacak. "

Erdoğan, Türkiye'nin 2002 yılında 97 hidroelektrik santraline sahip olduğunu, buna 584 hidroelektrik santrali daha eklediklerini belirtti.

Erdoğan, "Bu ne demektir biliyor musunuz? Yenilenebilir enerjide Türkiye, dünyada devrim gerçekleştiren ülkelerin başında gelen ülkelerden bir tanesidir." diye konuştu.

Türkiye'nin 2002 yılında 228 sulama göletine sahip olduğunu, buna 385 gölet daha eklediklerini aktaran Erdoğan, Türkiye'nin 2002 yılında 84 içme suyu tesisine sahip olduğunu, buna 247 tesis daha ekleyerek ülkeye 4,5 milyar metreküpe yakın sağlıklı içme suyu kazandırdıklarını söyledi.

Türkiye'nin 18 yılda, 18 milyon dekar araziyi daha sulamaya açarak, üretimini katladığını, bereketlendirdiğini, aynı başarılı fotoğrafı tüm hizmet ve yatırım alanlarına teşmil etmenin mümkün olduğunu anlatan Erdoğan, bitenlerin yanı sıra halen inşası süren, tamamlanmak üzerinde olan ve proje aşamasında olan pek çok yatırımın bulunduğunu belirtti.

Sadece 2020 yılında inşası tamamlanan 403 tesisi hizmete sunmayı planladıklarını ifade eden Erdoğan, hizmete alacakları bu yatırımların ülkeye katkısının zirai gelirde 14 milyar lira, enerjide 28,5 megavat kurulu güç, taşkın korumada 4,5 milyon dekar, içme suyunda 4,5 milyon metreküp, toplulaştırmada 4,2 milyon hektar olduğunu, hepsinin resmi açılışlarını önümüzdeki haftalar ve aylar içinde peyder pey gerçekleştireceklerini kaydetti.

Bakan Dönmez ise santralin her ünitesinin 200’er megawatt kurulu gücü bulunduğunu dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

“Ilısu Barajı’nın her biri 200 MW gücündeki 6 türbininden ilkini bugün devreye alarak enerji üretimine başlıyoruz. Diğer türbinler de inşallah birer ay arayla faaliyete geçecek ve yıl sonunda tesisimiz tam kapasiteye ulaşacak. Ilısu Barajı ve HES tam kapasite devreye girdiğinde yıllık 4 milyar 120 milyon kilovatsaat enerji üretecek. Ülke ekonomisine yılda yaklaşık 2,5 milyar TL katkı sağlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda ortaya koyduğu azim ve kararlılık sayesinde Türkiye hidroelektrik kurulu gücü ve elektrik üretimi bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdi.”

Kaynak: AA

Fatih Temmuzdan İtibaren Karadeniz'de Derin Sondaj Yapacak

Türkiye Enerji Zirvesi'nde yaklaşık 600 katılımcıyla video konferans sistemi üzerinden bir araya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, zirvenin ardından değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Dönmez, zirvede elektrik, doğal gaz, petrol ve akaryakıt sektöründen katılımcılar ile sivil toplum kuruluşu yöneticileriyle bir araya geldiklerini ve salgın döneminde alınan tedbirleri anlattıklarını söyledi. Dönmez, şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz, yeni normale doğru gidiyoruz. Burada atılması gereken adımlar var. Onları değerlendirme imkânına kavuştuk. Bu dönemde bizim için çok kritik iki konu vardı. Biri enerji hizmetlerinin kesintisiz aksamadan müşteriye ulaştırılması ki burada herhangi bir sorun yaşamadan bu süreci atlattık, atlatıyoruz. Diğeri de çalışanlarımızın güvenliği. Bu hizmetleri biz çalışanlarımız vasıtasıyla yapıyoruz. Bu vesileyle enerji sektöründe çalışan herkese teşekkür etmek istiyorum. Şüphesiz ön saflarda mücadeleyi sağlık çalışanlarımız göğüslüyor. Onlara minnettarız ama evine kapanan insanlarımıza enerji alanındaki hizmetin aksamadan götürülmesi de yine önemli işlerden birisi."

Bakan Dönmez, salgın döneminde enerji tüketiminde talep değişimlerini olduğuna işaret ederek, elektrik ve doğal gazda evlerde talep artışının yüzde 15'lere vardığını ancak ulusal anlamda bu talebin yüzde 10-15 azaldığını bildirdi.

Akaryakıt sektöründe de ciddi bir daralmanın söz konusu olduğuna dikkati çeken Dönmez, talep yönünde bazı ürünlerde yüzde 30, bazı ürünlerde yüzde 50'ye varan daralmanın görüldüğünü dile getirdi.

Mini Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarının bu yılın ilk yarısı için planladığını belirten Dönmez, "İçinde bulunduğumuz süreçte gerekli katılım sağlanamaz, gerekli hazırlık yapılamaz, dolayısıyla beklenen faydayı zamanında temin edemeyiz diye ertelemiştik. Şimdi tekrar görüştük, sektör de bu konuda istekli. Üçüncü çeyrekte bu yarışmaları tamamlamış oluruz." diye konuştu.

Bakan Dönmez, Doğu Akdeniz'de birçok aktörün Türkiye'yi başından beri denklemin dışında tutmaya çalıştığını ifade ederek, "Şimdi asıl bizi dışarda tutmak isteyenler oyun dışında kaldı. Bu krizi belki bahane ettiler, oradan çekildiler. Bizim çok daha önceden yaptığımız hazırlıklar vardı. İş planımıza sadığız. Mümkün mertebe iş programına bağlı kalarak ilerleyeceğiz. Hem doğu Akdeniz'de hem de önümüzdeki temmuzdan itibaren Karadeniz'de ilk defa kendi milli sondaj gemimiz Fatih ile derin sondajımızı yapmayı planlıyoruz." dedi.
Libya ile yapılan mutabakat zaptına değinen Dönmez, sürecin başladığını ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının bu bölge için ilk arama başvurusunu yaptığını söyledi.

Dönmez, süreç tamamlanır tamamlanmaz ilk sismik araştırma faaliyetlerine başlanacağını da sözlerine ekledi.

Türkiye, 2011'de KKTC ile Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması ve 2019'da Libya ile Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası imzaladı. Türkiye, bu kapsamda Doğu Akdeniz'de KKTC'den alınan ruhsat bölgelerinde sondaj ve sismik arama faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor.

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Türk Bilim İnsanları Doğa Dostu Nanoteknolojik Güneş Pili Üretecek

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (İTÜnano) bünyesinde geliştirilen "NanoGeliştirilmiş Ölçeklenebilir Kuantum Güneş Pili Tasarımı Üretimi ve Karakterizasyonu" başlıklı projeyle nanoteknolojik malzemeden güneş pili üretilecek. 

İTÜnano Müdürü ve Makina Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Trabzon'un yürütücülüğünde hazırlanan projede, İTÜ Fizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ramazanoğlu ve Kimya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Caner Ünlü ile İstinye Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şener Özönder araştırmacı olarak görev alıyor.

İTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından Öncelikli Alan Araştırma Projeleri (ÖNAP) kapsamında desteklenerek, 1 milyon liraya varan bütçe sağlanan proje kapsamında, kurşun kalemin ucunda bulunan grafitin iki boyutlu tabakaları olarak adlandırılan, altıgen bal peteği örgüsü şeklinde konumlanmış karbon atomlarından oluşan ve nanoteknolojik bir malzeme olan grafen kullanılarak güneş pili üretilmesi hedefleniyor.

Güneş pili üretiminde, kuantum noktalarının ışığı yüksek kapasitede soğurma özelliğinin kullanılacağı proje, zehirli olmayan ve canlılara zarar vermeyen doğa dostu malzemelerin kullanılması açısından önem taşıyor. 

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Trabzon, projenin nanoteknolojinin etkin üretimi ve kullanımı açısından İTÜ ve Türkiye için büyük bir önem arz ettiğini belirtti. Projede kuantum noktalarının ışığı yüksek kapasitede soğurma özelliklerini kullanarak güneş pilleri yapacaklarını aktaran Trabzon, şu bilgileri verdi:

"Bu projenin yeniliği indiyum veya kadmiyum gibi canlılar için zehirli atomların yerine canlılığın temelini oluşturan karbon atomlarını kullanılmasıdır. Aslında kullandığımız malzeme kurşun kalemin ucu olan grafitin iki boyutlu tabakaları; buna grafen deniyor ve altıgen bal peteği örgüsü şeklinde konumlanmış karbon atomlarından oluşuyor. Grafen kuantum noktalar ise en basit tabirle çok çok küçük grafen nanoyapılar. O kadar küçük ki normal mikroskopla görmek imkânsız, elektron mikroskobu ile gözlemlenebiliyorlar. Projenin kapsamı iki boyutlu bal peteği örgüdeki karbon atomlarından güneş pilleri geliştirilmesidir. Zehirli olmayan, canlılık ve doğa ile uyumlu olan, ışığı soğurma kapasitesi güçlü olan ve aynı zamanda da kolay sentezlenebilen bir malzeme arıyorduk, bunun için en uygun olan malzeme grafen olduğu için projemizin merkezine onu koyduk."

Grafenin canlılar için zehirli olmadığını vurgulayan Trabzon, "Bu sadece tabiatın korunması noktasında fayda sağlamıyor. Mesela bir bakterinin hareketlerini takip etmek için onu ışık soğuran ve salan kuantum noktasıyla etiketleyebiliyorsunuz veya insan gözü içine ışığı soğuran bir çip yerleştirmek istiyorsunuz ve bunun için canlı yapısıyla uyumlu olan grafen kuantum nokta kullanıyorsunuz. Karbon atomlarından oluşan grafenin burada avantajı büyük, zira vücudumuzun yüzde 18'i zaten karbondan oluşuyor." ifadelerini kullandı.

Grafen temelli kuantum noktalarının laboratuvarda kolay sentezlenebildiklerini aktaran Trabzon, güneş pilleri bağlamında ise grafen kuantum noktalarının avantajının, güneşten gelen sadece görünür ışığın değil, aynı zamanda morötesi frekanslardaki ışığı soğurabilmesi ve bunu elektrik enerjisine dönüştürebilme kapasitesi olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Trabzon, projeye 2020 Ocak'ta başladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Hem kuantum simülasyonları hem de deneysel çalışmaların ilk aşaması kuantum noktalarının üretimi başarıyla devam etmektedir. Projenin tamamlanma süresi iki yıldır. Bu yıl içerisinde güneş pili üretimlerine başlayacağız. Proje tamamlandığında özgün ve nitelikli yeni bir teknoloji, nanoteknolojik güneş pili üretilecektir. Yüksek kapasiteli ucuz, seri üretimi yapılabilir, çevreye zararlı olmayan ve yüksek verimle çalışabilen yeni nesil güneş pili teknolojisi geliştirilecektir. Bu projeyle geliştirilecek güneş pili teknolojisi, grafen kuantum noktasının farklı alanlarda kullanımına da imkân verecektir."

2010 yılı Nobel Fizik Ödülü'nün grafenle ilgili çalışmaya verildiğini ve o günden beri grafenin ilginç elektrik ve ısı transferi özelliklerinin araştırıldığını belirten Trabzon, "Projemiz grafenin ışık soğurma özellikleriyle alakalı ve güneş pilleri uygulaması da bilim dünyası için heyecan verici. Grafenin nanoteknoloji ile birleşerek grafen kuantum nokta olarak daha işlevsel hale gelmesi ve hemen hemen her türlü araştırma alanında kullanılmaya başlanması ise projeyi önemli hale getiren başka bir boyut." ifadelerini kullandı.

Trabzon, "Nanoteknolojiyi kullanan bir ülke olmanın yanı sıra nanoteknolojiyi üreten bir ülke haline gelmek için bu ve bu tarz projelere daha çok önem vermeliyiz. Diğer taraftan projemizin temiz ve ucuz enerji ve tabiat dostu zehirli olmayan malzemeler kullanılması açısından da toplumsal faydası var." dedi.

Levent Trabzon, enerjinin ülkelerin harcamalarındaki en büyük kalemlerden biri olduğunu ve güneş enerjisinin etkin bir biçimde kullanılması yönünde tüm dünyada bir inisiyatif olduğunu belirterek, güneş pillerinin hem Türkiye'de kullanımı ve hem de yurt dışına ihraç edilmesi konusunda adımlar attıklarını dile getirdi.

Trabzon, sözlerini, "Ayrıca üretilen kuantum noktalarının ara ürün olarak satılması da mümkün. Bu konuda Avrupa'da ve Kuzey Amerika'da halihazırda zaten bir talep var. Kuantum noktaların televizyon üretiminden yapay retina üretimine kadar çok geniş uygulama alanları var." diye tamamladı.

Kaynak: AA

Ufuk2020 Enerji Alanında 11 Yeni Çağrı

Ufuk2020 Enerji Alanı Çalışma Programı altında 11 yeni çağrı başlığının başvurulara açıldığı bildirildi.

TÜBİTAK Uluslararası İş birliği Dairesi Başkanlığı tarafından yayınlanan açıklamaya göre açılan çağrıların toplam bütçesi 107 milyon avro olarak belirlendi.

Açılan çağrılar batarya, temiz enerji dönüşümü, iklim modellemesi, inovatif ve sürdürülebilir hidroelektrik çözümleri, uluslararası iş birliği ve düşük karbonlu üretim alanlarına odaklanıyor.

Avrupa Birliği tarafından çok uluslu araştırma ve geliştirme projelerinin desteklenmesi amacı ile oluşturulan ve 2014-2020 yıllarında gerçekleştirilecek çalışmaları kapsayan Ufuk2020 programının toplam bütçesi 80 milyar euro düzeyinde bulunuyor.

Programdan sanayi Kuruluşları, KOBİ’ler, KOBİ Birlikleri üniversiteler, araştırma enstitüleri, araştırma merkezleri, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, uluslararası organizasyonlar ve bireysel araştırmacılar yararlanabiliyor.

Kaynak: Yeşil Ekonomi

ADM ve GDZ Elektrik Dağıtım’dan Duayenlerle Sohbet Webinarları

ADM ve GDZ Elektrik, şirket çalışanları için düzenlediği Webinarlar ile sektörün duayen isimlerini bir araya getirdi.

ADM ve GDZ Elektrik; çalışanlarının eğitimine ve gelişimine duyduğu hassasiyeti pandemi sürecinde de göstermeye devam ediyor.

Pandemi sürecinde “Duayenlerle Sohbet Webinar”larını hayata geçiren dağıtım grubu; şirket çalışanları ile sektörün duayenlerini bir araya getiriyor.

30 Nisan tarihinde Dünya Enerji Konseyi Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Barış Şanlı’nın “Elektrikte Gelecek Senaryoları Nasıl Yapılır” başlıklı sohbeti ile başlayan seriye katılan çalışanlar dünyadaki elektrik trendleri ve elektrikte gelecek senaryoları üzerine fikir alışverişinde bulundu.

TEİAŞ Bölge Müdürü Levent Köylü ve Müdür Yardımcıları Gökçe Bilgi, Uğur Şeker ve Mehmet Çelik ile bir araya gelen katılımcılar, TEİAŞ’ın Faaliyetleri konusunda webinarda yönelttikleri birçok soruya yanıt aldı.

TREDAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Necati Ergin Yönetici İletişimi konulu sohbetinde kuşaklar arası iletişimin sağlanması ile yönetici iletişiminin nasıl kuvvetli hale geleceğini anlattı.

Enerjisa CEO’su Murat Pınar ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Genel Sekreteri Mete Çakmakçı önümüzdeki günlerde webinar dizisinin konuğu olacak.

ÇEDAŞ, Bu Yıl Çalışanlarına 17 Bin Saat İSG Eğitimi Verecek

Elektrik dağıtım hizmeti gibi zorlu ve uzmanlık isteyen bir alanda faaliyetlerini sürdüren ÇEDAŞ, 2020 yılında çalışanlarına 17 bin saat İSG eğitimi verecek. Kovid-19 salgınına karşı çalışanlarını korumak için her türlü tedbiri alan şirket, düzenli olarak bilgilendirme de yapıyor.

Kesintisiz enerjinin öneminin giderek anlaşıldığı bugünlerde, elektrik dağıtım hizmeti şirketleri büyük bir özveri ile faaliyetlerini sürdürürken en büyük gücünü çalışanlardan alan Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ) için iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri en büyük öncelikleri arasında yer alıyor. Bu yıl 1.067 çalışanına 17 bin 72 saat İSG eğitimi verecek olan ÇEDAŞ’ın eğitimleri arasında Kovid-19 gibi salgın hastalık durumlarında yapılması gerekenler ve alınacak önlemler de yer alıyor.

Sivas, Tokat ve Yozgat’ta 1 milyondan fazla abonesi bulunan ÇEDAŞ, çalışanlarının tamamını yılda en az 16 saat iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitime tabi tutuyor. ÇEDAŞ, temel iş güvenliği, iş güvenliği ve çalışma mevzuatı, sağlık gibi konuları içeren zorunlu eğitimlerle personelini destekliyor. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında da iş sağlığı ve güvenliği faaliyetleri bulunan ÇEDAŞ, ilk ve orta dereceli okullarda, teknik meslek liseleri elektrik bölümleri ve üniversitelerde iş güvenliği uygulamalarına yönelik eğitim programları ve konferanslar da düzenliyor.

Elektrik dağıtımının çok tehlikeli iş kolu sınıfında yer aldığını anımsatan ÇEDAŞ Genel Müdürü Niyazi Kıvılcım, “Şirket olarak sıfır iş kazası hedefi ile yol almakta, bunun için de çalışanlarımıza düzenli olarak eğitimler vermekteyiz. Teorik olarak verilen zorunlu iş güvenliği eğitimlerini, sahaya yönelik teknik eğitimlerle destekliyoruz. Özellikle yüksekte çalışma gibi sahada yüksek risk faktörü taşıyan alanlarda uyulması gereken iş güvenliği kurallarını uygulamalı olarak gösteriyor ve eğitim sonrasında sınav yapıyoruz. Bu sınavda geçerli not almayan sahaya çıkamıyor” dedi.

Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Kovid-19 salgınına karşı ÇEDAŞ çalışanlarını korumak için tüm önlemleri aldıklarını da ifade eden Kıvılcım şunları söyledi:

“Kovid-19 pandemisi ile ilgili henüz ülkemizde vaka görülmemişken yapılan iş güvenliği kurul toplantılarında hastalık ile ilgili geniş kapsamlı bilgiler, hastalıktan korunma yöntemleri ve risk gruplarının neler olduğu konusunda iş yeri hekimlerimiz tarafından bilgilendirme yapıldı. Saha çalışanlarımız, her hafta düzenli olarak yapılan iş başı eğitimlerinde hastalık konusu hakkında detaylı bilgilendirildi. Ayrıca tüm çalışanlarımıza iç iletişim kanalları ile bilgilendirme yapıldı ve maske, eldiven, dezenfektan verildi.”

DÜNYADAN HABERLER
Küresel Elektrikli Araç Satışları 2020’de Rekor Kıracak

Bu yıl dünya çapında elektrikli araç satışlarının 2,3 milyon adet ile satış rekoru kıracağı öngörülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın analizine göre, otomotiv endüstrisi yeni tip korona virüsten (Kovid-19) etkilendi fakat elektrikli araçlara sağlanan devlet teşvikleri bu sektörü desteklemeye devam etti.

Bu kapsamda, 2020 elektrikli araç satışlarının 2,3 milyona ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesinin gerçekleşmesi beklenirken, normal araç satışı ise yüzde 15 azalarak 75 milyon âdetin altında kalacak.

Elektrikli araç satışları geçen yıl hız keserek 2,2 milyon adet gerçekleşmişti. Bu rakam, küresel araç pazarının yüzde 2,6’sını oluşturdu.  Elektrikli araçların küresel araç pazarındaki payının bu yıl ise yüzde 3’ün üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.

Böylece, bu yıl satılması beklenen 2,3 milyon elektrikli araçla birlikte dünya genelinde kullanılan toplam elektrikli araç sayısının 10 milyona ulaşacağı ve küresel otomobil stokunun yaklaşık yüzde 1’ini oluşturacağı öngörülüyor. 

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

ABD’nin Enerji Emisyonları Bu Yıl Yüzde 11 Gerileyecek

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) enerji sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının bu yıl yüzde 11 azalarak rekor bir düşüş kaydedeceği öngörülüyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) güncel Kısa Dönemli Enerji Görünümü raporuna göre, yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yaşanan ekonomik yavaşlama ve seyahat ısıtılması gibi etkenler emisyonların seyrinde belirleyici olacak.

EIA’ya göre, ABD’nin enerji sektöründen kaynaklanan emisyonları bu yıl yüzde 11 azalacak. Bu rakam 572 milyon tona denk geliyor.

Emisyonların salgın sonrası ekonomideki gelişmelere bağlı olarak 2021’de ise yüzde 5 artması bekleniyor.

Bu yıl emisyonlardaki yaşanacak gerilemenin ise 1949’dan beri kaydedilen en yüksek seviye olacağı öngörülüyor.

Emisyon düşüşünde bu yıl yüzde 5 azalması beklenen elektrik üretimi etkili olacak.

ABD’de kömür kaynaklı elektrik üretimi yüzde 25 azalırken, doğal gazdan elektrik üretimi sabit kalacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacak üretim ise yüzde 11 artacak.

Kömürün elektrik üretimindeki payının azalmasına bağlı olarak, kömür kaynaklı emisyonlar yüzde 23 gerilerken, petrol kaynaklı emisyonlar yüzde 11 düşecek.

ABD’nin enerji kaynaklı emisyonları 2019’da ise, bir önceki yıla göre yüzde 2,8 oranında gerileyerek 5,130 milyon ton olarak gerçekleşmişti.

Kaynak: Forbes

Küresel Kömür Sektörü Salgından Sonra Asla Toparlanamayabilir

Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha ucuz hale gelmesi ve yatırımcılar için güvenli liman olması sebebiyle, küresel kömür sektörünün yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınından sonra bir daha asla toparlanamayacağı öngörülüyor.

Kovid-19 salgınının yayılımını önlemek için uygulanan karantina sürecinde, fosil yakıtlara olan talep de azalmaya başladı. Bu trend, insanlığın 200 yıldan fazladır yoğun bir şekilde kullandığı kömür kullanımının da sonunu getirebilir.

Kovid-19 salgınından önce de iklim değişikliği krizi sebebiyle kömür endüstrisinin üzerine ciddi bir baskı bulunuyordu fakat karantina döneminde gerileyen elektrik talebinin en büyük etkisi kömürde görülüyor.

Diğer kaynaklara göre daha pahalı olan kömürden elektrik üretiminin salgın sonrası dönemde artması beklenmiyor.

Global Carbon Project Yönetim Kurulu Başkanı Rob Jackson, kömürün 2013’te yakaladığı zirveyi bir daha yakalamasının mümkün olmadığını belirterek, “Kovid-19 bu yıl kömür kaynaklı emisyonları o kadar düşürecek ki sektör bir daha toparlanamayacak. Doğal gaz fiyatlarındaki gerileme, güneş ve rüzgâr enerjisinde rekor düşük fiyatlar, iklim ve sağlık endişeleri sektörün önünü tamamen kapatmış durumda.” diye konuştu.

Kaynak: Euractiv

Kovid-19, ABD Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdamı Düşürecek

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güneş enerjisi sektöründe Haziran 2020 itibarıyla sağlanacak istihdam beklenenden 114 bin kişi daha az olacak.

Yeni tip korona virüs (Kovid-19) sebebiyle yavaşlayan ekonomik aktivite, azalan talep ve yatırım iştahı birçok sektörü etkiliyor.

ABD güneş enerjisi sektöründe istihdam rakamlarına yansıyan bu etkiye bağlı olarak, virüs öncesi döneme göre istihdamda ciddi düşüş yaşanıyor.

Buna göre, Haziran 2020 itibarıyla ülkenin güneş enerjisi sektöründe sağlanacak istihdam beklenenden yüzde 38 daha düşük olacak.

ABD Güneş Enerjisi Endüstrisi Derneği’nin rakamlarına göre virüs öncesinde Haziran 2020 için öngörülen istihdam rakamı 302 bin seviyesinde bulunuyordu.

ABD’nin eyaletlerinde güneş enerjisi sektöründeki ortalama istihdam kaybı yüzde 30 olarak hesaplanırken, Kovid-19’un en fazla etkilediği New York, Washington DC, New Jersey’in de içinde bulunduğu 7 eyalette bu istihdam kaybının yüzde 60’ı bulacağı öngörülüyor.

Kaynak: Renewable Energy Magazine

HAFTANIN RAPORU

Enerji Dönüşüm Endeksi 2020: Krizden Büyümeye

Dünyanın enerji dönüşümü son yıllarda yavaş ve yatay bir seyirde ilerliyor ama Kovid-19 krizi bu uzun dönemli gelişmenin önünü kesebilir. Kalkınma ve değişen küresel enerji düzenindeki fırsatlar, bunu hızlandırabilir mi?

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK