SEKTÖRDEN HABERLER
Dijital Enerji Forumu ‘20 Gerçekleştirildi

Türkiye’nin ilk dijital enerji forumu olma özelliği taşıyan Enerjide Dijitalleşme Forumu kamu, özel sektör ve akademiden 32 konuşmacı ve binin üzerinde katılımcıyla online düzenlendi. Programın açılış konuşmalarını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanı Dr. Oğuz Can, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Elektrik Piyasası Daire Başkanı Dr. Refik Tiryaki ve EDİDER Başkanı, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kâmil Çağatay Bayındır gerçekleştirdi.

Tiryaki, Türkiye'nin internet ortamında gerçekleştirilen ilk forumu olan "Dijital Enerji Forumu'20" etkinliğinde yaptığı konuşmada, çatı tipi güneş paneli gibi dağıtık elektrik üretiminin artmasıyla, şebekede enerji kısıtlarının olabileceğini, bunun da piyasadaki elektrik üretici ve tüketicilerinin rollerinin değişmesine sebep olduğunu söyledi. 

Dağıtık üretim santrallerinin elektrik sistemine katılmasıyla birlikte, gelecekte elektrik depolama teknolojilerinin de sisteme katılmasıyla, elektrik sistemlerinin geleneksel yapısının değişeceğinin altını çizen Tiryaki, "Yenilenebilir elektrik üretiminde kesikli üretimler gerçekleşecek. Gerilim kontrolü, dağıtım şirketlerini ciddi anlamda zorlayacak. Bu sebeple de elektrik dağıtım şirketleriyle Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'nin iş birliğinin güçlendirilmesi önem kazanacak." değerlendirmesinde bulundu. 

Tiryaki, mevzuat değişikliği yapılması halinde dağıtım şirketlerinde şebekede esneklik sağlanacağını ve şebeke yatırımlarının azaltılarak birtakım fırsatların ortaya çıkacağını anlattı.

Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Prof. Dr. Kâmil Çağatay Bayındır, yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınının tüm dünyada ekonomileri ciddi şekilde etkilediğini belirterek, "Bu durum enerjiye olan talebi de azalttı, kısa vadede yatırımlarda doğal olarak yavaşlama bekleniyor. Bununla birlikte korona virüs salgını yenilenebilir enerjiye geçişi daha da hızlandırabilir." dedi.

ÖZDEN: “DİJİTALLEŞME OPERASYONLARIMIZIN ÖNEMLİ BİR PARÇASI OLACAK”

Etkinlikte, EDİDER Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Dr. Alper Terciyanlı moderatörlüğünde düzenlenen panele, MRC Türkiye Genel Müdürü Serhat Can, ELDER Genel Direktörü Mustafa Özge Özden, GDZ Elektrik Dağıtım Şirketi Genel Müdürü Uğur Yüksel ve Oracle Hizmet Satış Müdürü Müge Gökçek katıldı. Panelde “Dijitalleşen Enerji” konusu tartışılarak görüş alışverişinde bulunuldu.

ELDER Genel Direktörü Mustafa Özge Özden, dijitalleşmenin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini belirterek, “Dijitalleşme süreçlerinin tüketicilere fayda sağlamasının yanı sıra şirketlere maliyet anlamında fayda sağlaması gerekiyor.” diye konuştu.

Enerji sektöründe dijitalleşmenin tam anlamıyla gerçekleşme imkânı bulamadığını ifade eden Özden, şöyle devam etti:

“Rekabet çok önemli bir unsur. 2010’lu yıllarda piyasada liberalleşme başladı. Daha önce rekabet olmadığı için dijitalleşme gibi adımların atılması pek mümkün değildi. Regülasyonumuz artık kalite, verimlilik ve dolayısıyla tüketici odaklı hâle geliyor. Dijitalleşmeyi bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki dönemde daha çok hayatımızda hissedeceğiz. Önümüzdeki dönemde tüm teknolojiler piyasada ticarileşecek düzeylere gelecek. 2021-2025 döneminde, tam dijitalleşmeyi hayata geçirmeyi vadeden diğer teknolojiler operasyonlarımızın önemli bir parçası olacak. EPDK’nın taslak yatırım usul ve esaslarında tanımlanan Ar-Ge Projesi Yaygınlaştırma Yatırımlarının şebeke yatırımlarına oranının binde 2 yerine yüzde 5 olmasını önerdik. Bununla ilgili bütçelerin artırılması gerektiğini düşüyoruz.”

“DİJİTALLEŞME MALİYET AVANTAJI SAĞLIYOR”

GDZ Elektrik Dağıtım Şirketi Genel Müdürü Uğur Yüksel ise diğer sektörlerin aksine dijitalleşmenin dağıtım sektörlerinin işini kolaylaştıracak bir platform olduğunu söyledi.

Dijitalleşmenin daha düşük maliyetle, saha operasyonlarını azaltmada fayda sağladığını dile getiren Yüksel, şu değerlendirmede bulundu:

“Aldığımız kararlarda öğrenme eğrisinden geçiyoruz. Uzun yıllardır kamu eliyle yapılan bir işi özel sektör eliyle yapıyoruz. Temel amacımız işimizi en hızlı şekilde yapmak. Dijital sistemler işimizi daha hızlı yapmak için bize yetkinlik kazandırıyor. İnsan kaynağının büyük veriyle, veri analitiğiyle olan ilişkisini geliştirmemiz gerekiyor. Bölgelerimizdeki kuluçka merkezleriyle, kümelenmelerle görüşüyoruz ve sorunu çözecek veri setini paylaşmaya çalışıyoruz. Amacımız bölgemizde teknoloji üretebilen mikro ölçekli yapıların bizimle iletişimini artırması.”

“DAĞITIM ŞİRKETLERİ DEĞİŞİMİ YAKALAMALI”

MRC Türkiye Genel Müdürü Serhat Can, şirket olarak TAŞ 2023 projesini yaptıklarını ifade ederek projelerinde dağıtım şirketlerinin teknoloji olgunluk seviyeleri açısından heterojen bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. 

Dördüncü uygulama döneminden başlayarak paradigma değişikliğinin oluştuğunu söyleyen Can, şunları kaydetti:

“EPDK’nin bu konuda ileri adım atacağını görebiliyoruz. Dijitalleşmenin hedefinin müşteriye daha fazla hizmet verme üzerine kurulması gerektiğini düşünüyorum. Dağıtım şirketlerinin bu değişimi yakalaması önem taşıyor. Zaman içerisinde elektrik araçların sayısı arttıkça, ülkemizde benzin ve motorindeki ÖTV kaybı doğacak. Ülkeler böyle bir sorunla karşı karşıya. Türkiye’nin elektrikli araçlar konusunda en önemli avantajı fiyat eşitleme sistemi. 21 EDAŞ, Türkiye’nin her yerinde elektrikli araç şarj istasyonlarını kurabilecek kabiliyete sahip.”

“DİJİTALLEŞME VERİMLİLİK ESASINA DAYANMALI”

Oracle Hizmet Satış Müdürü Müge Gökçek ise, her şirketin kendine özgü bir dijital süreci olduğunu kaydetti.

Sahip olunan sistemlerin, müşterilere anlık ulaşıp, anlık ödeme planı yapabildiği takdirde verimli olarak görüldüğünü bildiren Gökçek, “Enerji şirketlerinin satın alma maliyetleri görünen kısım. Yapılan yatırımlarda hangi kurum olursa olsun firma olarak maliyet kazanma fırsatı sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yerli ve Yenilenebilir Enerjiden Elektrik Üretiminde Yeni Rekor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 90’a ulaştığını ve yeni bir rekor kırıldığını açıkladı.

Bakan Dönmez, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı:

“24 Mayıs günü elektrik üretimimizin yüzde 90'ını yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elde ederek günlük üretimde yeni bir rekora daha imza attık. Milli Enerjimiz yenilenmeye, yatırımlarımız meyvelerini vermeye devam ediyor.”

Dönmez’in paylaştığı verilere göre, 24 Mayıs günü elektrik üretiminin kaynaklar bazında dağılımı şu şekilde:

Hidrolik (su): 43.7

Yerli kömür: 16.5 

Rüzgâr: 14.5

Güneş: 7.2

Jeotermal: 5.3

Biyokütle: 2.6

Diğer: 0.2

Kalan yüzde 10’luk kısım ise doğal gaz ve ithal kömürün de aralarında bulunduğu ithal kaynaklardan karşılandı.

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez

Elektrik Santrali Sahalarının Belirlenmesinde 'Yeni Metodoloji' Devreye Girecek

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) hayata geçirilecek yeni metodoloji çerçevesinde elektrik santrali sahaları, enerji kaynağı ve teknoloji tipine göre belirlenecek, yatırımcının ihtiyacından fazla alanın kamulaştırılmasının önüne geçilecek.

EPDK, "Elektrik Piyasasında Önlisans veya Lisanslara Konu Üretim Tesislerinin Santral Sahalarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar"a ilişkin taslağı kamuoyunun görüşüne açtı.

AA muhabirinin taslaktan derlediği bilgilere göre, hali hazırda rüzgâr ve güneş enerjisi tesisleri hariç santral sahalarının belirlenmesine ilişkin bir metodoloji bulunmadığı ve her yatırımcının ihtiyacına özgü çözümler üretildiği için, uygulamadaki zorluk ve farklılıkları en aza indirmek amacıyla yatırıma uygun santral sahasının belirlenmesine ilişkin yeni bir düzenleme ihtiyacı ortaya çıktı.

Düzenlemeyle, önlisans ve üretim lisanslarına derç edilecek santral sahaları rüzgâr, güneş, hidroelektrik, termik, biyokütle, jeotermal, nükleer enerji kaynakları ayrı ayrı değerlendirilebilecek.

Buna göre, tesis tipinin faaliyeti için gerekli unsurlar ile enerji kaynağı ve santralin kapasitesine göre saha büyüklüğünün nasıl belirleneceğine ilişkin yeni bir metodoloji oluşturuldu. Kurulacak tesisin arazisinin büyüklüğü kaynak ve teknoloji tipine göre değişiklik gösterebilecek. EPDK, belirlediği kriterlere göre yapacağı incelemenin ardından, yatırımcı sahasının metodolojiye uygun hale getirilmesini sağlayacak.

Böylece, yatırımcının ihtiyacından fazla alanın kamulaştırılmasının, satın alma veya kiralama yoluyla mülkiyet ya da kullanım hakkı elde edilmesinin önüne geçilecek. Ayrıca tarım alanları bakımından ortaya çıkan ihtilaflar da ortadan kaldırılmış olacak.

EPDK söz konusu düzenlemeyle santral sahalarının belirlenmesinde bir kontrol mekanizması oluşturacak. Böylece ihtiyaca göre belirlenecek sahalarda yatırımcının fazla maliyete katlanmasının da önüne geçilecek.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, yeni tip korona virüs salgınıyla mücadele sürecinde yeni yatırım ve istihdam olanaklarının önünü açmayı hedeflediklerini belirterek, "Bu düzenlemeye, atıl görülen alanların özellikle yenilenebilir enerji üretimiyle sisteme dâhil olmasını sağlayacağız" dedi.

Yılmaz, daha fazla yerli güneş paneli ve rüzgâr türbini üretimiyle, bu alanda da sektörel canlanmanın artmasını beklediklerini ifade ederek, "Elbette bu durum yeni iş olanaklarını da beraberinde getirecektir. Şimdi top yerli ve yabancı yatırımcılarımızda. Biz onların daha fazla maliyete katlanmasını engelliyoruz. Onlardan da daha fazla yatırım ve istihdam bekliyoruz" diye konuştu.

Kaynak: AA

Türkiye’nin İlk Jeotermal Ar-Ge Merkezi Faaliyete Başladı

Jeotermal sektöründe yerli makine ve teçhizat üretimi ve verimlilik arttırma çalışmaları yapılacak olan Türkiye’nin ilk Jeotermal Ar-Ge Merkezi Alaşehir'de faaliyetine başladı.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği - JESDER, Türkiye’nin ilk Jeotermal Ar-Ge Merkezi’nin Manisa’nın Alaşehir ilçesinde faaliyetine başladığını açıkladı.

Açıklamada, “Yerlileştirme ve verim arttırma projelerine ağırlık verilen merkezde santrallerde kullanılan ithal makine ve teçhizatın yerli olanaklarla üretimi konusundaki çalışmalar yapılıyor” ifadesi kullanıldı.

Kaynak: Enerji Günlüğü

DÜNYADAN HABERLER
Yenilenebilir Enerji Kapasite Kurulumunda 20 Yıl Sonra İlk Kez Düşüş Yaşanacak

Yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle bu yıl devreye girecek ilave yenilenebilir enerji kapasitesi 20 yılın ardından ilk kez düşüş gösterecek. İlave küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 13 gerileyerek 167 gigawatt (GW) olması öngörülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Yenilenebilir Enerji Piyasası Güncellemesi Raporu'na göre, dünya çapında yenilenebilir enerji kaynakları Kovid-19 salgınına karşı direnç gösterse de tedarik zincirindeki aksamalar, karantina önlemleri ve sosyal mesafe kuralları yenilenebilir enerji yatırımlarını da etkiliyor. 

Bu kapsamda, Kovid-19 salgınının etkisiyle bu yıl devreye girecek ilave yenilenebilir enerji kapasitesinin geçen yıla göre yüzde 13 azalarak 167 GW olması bekleniyor. Söz konusu düşüş, yenilenebilir enerji kapasitesi kurulumunda 20 yıl sonra ilk kez görülecek.

Buna rağmen, dünyadaki toplam yenilenebilir enerji kapasitesi bu yıl yüzde 6 büyüyerek 2 bin 860 GW’a ulaşacak.

Öte yandan, hükümetlerin yenilenebilir enerji politikaları bu kaynaklardaki kapasite artışında önemli rol oynayacak.

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, küresel salgına rağmen ülkelerin yeni rüzgâr ve güneş santralleri inşa ettiğini belirterek, "Yatırımlar yavaş da olsa devam ediyor. Yenilenebilir enerji sektörünün salgına direnç gösterip büyümeye devam etmesi iyi bir haber ancak bu gelişmeyi kanıksamamalıyız. Salgından önce de temiz enerji dönüşümü için temel adımları atmak önemliydi, olağanüstü bir sağlık sorunu ve ekonomik zorlukta da hükümetlerin sürdürülebilir enerji için temiz kaynakları kullanmaya devam etmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir enerjide son 20 yılda gerçekleştirilen başarılara dikkati çeken Birol, şunları kaydetti:

"Başarı hikâyeleri teknolojinin gelişmesiyle gelen yenilikler ve hükümetlerin uyguladığı doğru politikalarla gerçekleşti. Böylelikle yenilenebilir enerjinin maliyetlerinde düşüş ve kurulumlarda artış oldu. Ancak salgın dolayısıyla meydana gelen belirsizliklerin giderilmesinde temiz enerjideki maliyet düşüşleri tek başına yeterli olmayacaktır. Bu bağlamda, hükümetlerin teşvik paketleri ve salgın dolayısıyla geliştirecekleri akıllı politikalar sayesinde yatırımcıların bu sektöre güveni artacaktır."

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

Avrupa Yatırım Bankası’ndan İspanya ve İtalya’daki Yeni Yatırımlara Finansman

Avrupa Yatırım Bankası (EIB) İspanya’da kurulacak 487 megawattlık (MW) rüzgâr enerjisi santrali ve İtalya’daki elektrikli araç şarj istasyonu ağı için iki yeni finansman onayladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, İspanya’da inşa edilecek rüzgâr enerjisi santralinin kapasitesi 487 MW olacak.

İtalya’da ise elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması amacıyla, şarj istasyonu altyapısı için 200 milyon avro finansman sağlanacak.

Söz konusu finansman, bankanın 3,4 milyar avroluk “yeşil” paketinden aktarılacak.

Finansmanla, yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınından en fazla etkilenen ülkelerin başında gelen İspanya ve İtalya’daki şirketlere destek olunması amaçlanıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen EIB Başkanı Werner Hoyer, Kovid-19 salgınının yarattığı ekonomik hasarın her geçen gün daha fazla hissedildiğini söyledi.

İspanya ve İtalya’daki projelerin halk sağlığı ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması açısından çok önemli olduğunu kaydeden Hoyer, böylece istihdama da katkı sunulacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: Renewables Now

Dünyada Offshore Rüzgârda Teknik Potansiyel 15 Terawatt’ın Üzerinde

Dünya Bankası’nın analiz ettiği 48 ülkede açık deniz rüzgâr kapasitesi için 5,5 terawatt (TW) ve yüzer rüzgâr kapasitesi için 10,1 TW olmak üzere toplam 15,6 TW’lık teknik potansiyel bulunuyor.

Bankanın son raporuna göre, yüzer rüzgâr türbini potansiyeli, sabit açık deniz rüzgâr teknolojisi potansiyelinin iki katı olarak gösteriliyor.

Analiz edilen 48 ülkede, deniz dibine sabitlenmiş rüzgâr türbinleri için 5,5 TW ve yüzer rüzgâr türbinleri için 10,1 TW olmak üzere, toplam 15,6 TW’lık teknik potansiyel bulunuyor.

50 metreden daha az su derinliğine sahip bölgeler sabit açık deniz rüzgâr teknolojisine uygun olarak değerlendirilirken, yüzer rüzgâr türbini potansiyeline sahip bölgelerin su derinliği ise 50-1000 metre olarak belirlendi.

Sadece kıyıdan 200 kilometreye kadar olan bölgelerin dâhil edildiği araştırmada tüm derinlikler, Okyanusların Genel Batimetrik Haritalarından (GEBCO) elde edildi.

Dünya Bankası’na göre, bir ülkenin veya bölgenin açık deniz rüzgâr potansiyelini analiz etmede izlenen; çevresel, sosyal, teknik ve ekonomik kısıtlamalar gibi konular değerlendirmeyi daha da detaylı hale getiriyor.

Teknik potansiyelin gerçek kullanımını etkileyen tüm parametreler göz önüne alındığında, bu potansiyelin sadece bir kısmının hayata geçirilebileceğini ifade eden Yetkililere göre, “Yatırımcıların kurulum onayı alabilecekleri fiziksel alanlar; biyolojik çeşitlilik, koruma altındaki habitatlar ve insan da dâhil olmak üzere çevresel ve sosyal kısıtlamalar gibi çok sayıda faktöre tabi.”

Kaynak: Offshore Wind

Dünyanın İlk Yüzer Nükleer Güç Santrali Ticari Faaliyete Başladı

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, dünyanın ilk yüzer nükleer güç santrali "Akademik Lomonosov"un ticari faaliyete başladığını bildirdi.

Rosatom'a bağlı Rosenergoatom’dan yapılan açıklamada, Rusya'nın doğusundaki Çukotka bölgesinde bulunan Akademik Lomonosov yüzer santralinin faaliyetlerine başlanması için gerekli izinlerin alındığı belirtildi.

İzinlerin alınmasının ardından, yüzer santralin bugün ticari olarak faaliyete geçtiği bilgisine yer verilen açıklamada, "Akademik Lomonosov, dünyanın en kuzeyinde yer alan nükleer güç santrali olarak faaliyete geçmiş bulunmaktadır." ifadesi kullanıldı.

Dünyanın tek yüzer nükleer santrali olan Akademik Lomonosov, toplam 70 megawatt kurulu güce sahip 2 reaktörden oluşuyor.

Kaynak: Power Technology

HAFTANIN RAPORU

Enerji Sübvansiyonu: 2050 Küresel Enerji Dönüşümünde Gelişim

Enerji sektöründe sübvansiyonlar yaygın bir şekilde kullanılsa da sektörde sübvansiyonların standart ve sistematik olarak nasıl uygulandığına dair bir tanım bulunmuyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın çalışması, sübvansiyonların nasıl hesaplandığına ve uygulandığına ilişkin bir analiz ortaya koyuyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK