SEKTÖRDEN HABERLER
Elektrik Faturasındaki Erteleme Salgın Sürecini Kapsamıyor

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Çeçen, olası bir afet durumunda elektrik ve doğal gaz faturalarının tahakkuk ve tahsilatlarının ertelenmesi uygulamasının KOVİD-19 salgını dönemini kapsamadığını söyledi.

Çeçen, geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Elektrik ve Doğal Gaz Tüketim Bedellerinin Tahakkuk ve/veya Tahsilatlarının Ertelenmesi Hakkında Yönetmelik” ile ilgili açıklamada bulundu.

Çeçen fatura erteleme ve tahsil edilmeyen bedellere ilişkin finansman maliyeti uygulamasının afet durumunda genel hayata etkili olacak şekilde zarar gören ve oturulamaz hâle gelen yerlerde geçerli olacağını belirterek, “Yönetmelikte görüleceği üzere afetten doğacak zararın doğrudan binaları, tesisleri ve altyapıları etkilemesi gerekmektedir. Bundan dolayı salgın hastalık halinin gerek ilgili Yönetmelik ve gerekse Kanun kapsamında belirtilen afet hallerinden sayılamayacağı belirtilmiştir. Bu durum ülkemizin ve tüm d ünyanın içinde bulunduğu KOVİD-19 sürecini kapsamamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Çeçen, Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 1’inci maddesinde ilgili afetlerin açıkça belirtildiğine değinirken, ertelemenin hayata geçirilebilmesi için deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman ve benzeri afetlerin söz konusu olması gerektiğini hatırlattı. Çeçen, “Gerek Kanun gerekse ilgili Yönetmelik kapsamına giren afet olgusunun enstrümanları fiziksel yapılara hasar verici nitelikte jeolojik, meteorolojik ve toprak altı faaliyetlerden kaynaklanan afet türleridir. Oysa salgın hastalık fiziksel yapılara değil halk sağlığına zarar veren bir mücbir sebep halidir.” ifadelerini kullandı.

Çeçen, ilgili Yönetmelik kapsamında olası afet durumlarında tedarik şirketlerinin faturadan kaynaklı finansman maliyetinin gecikme zammını geçmemek üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinden karşılanmasına Cumhurbaşkanlığı tarafından karar verilebileceğini anımsattı. Çeçen “1 Temmuz’dan itibaren normalleşme sürecine geçilerek, mevzuatta yer alan ve geçici olarak durdurulan düzenlemelerin uygulamasına kalınan yerden devam edileceğini; bu sebeple tüketicilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları adına tüketime ilişkin bildirimlerini takip etmelerinin son derece önemli olduğu" hatırlatmasında bulundu.

Elektrik Dağıtım Sektörü olarak, KOVİD-19 döneminde planlı kesintileri askıya alarak, vatandaşın temel ihtiyacı olan elektrik hizmetine ulaşması için var gücüyle çalıştıklarını kaydeden Çeçen, yatırımların ve planlı bakım çalışmalarının kaldığı yerden devam edeceği mesajını verdi. Çeçen şöyle konuştu: “Kaliteli ve kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti için yatırımlarımız kaldığı yerden devam edecek. KOVİD-19 salgınının hayatımızı etkilediği süreçte, hayati önem taşıyan sektörümüz tüm önlemlerini alarak 7/24 çalışma esasına dayanarak hizmet verdi. Bu süreçte sağlık kuruluşlarımıza öncelik vererek elektrik ihtiyaçlarının olası arızalardan etkilenmeksizin ivedilikle karşılanması için çalışma arkadaşlarımızla birlikte emek verdik. Bundan sonraki süreçte de vatandaşlarımızın kaliteli ve kesintisiz elektrik erişimi için özellikle şebekelerimizi yenileyerek hizmet kalitemizi daha da yukarı taşıyacağız.” 

Bakan Dönmez: Kamuoyunun Yüzde 87,4’ü Enerjiyi Verimli Kullanmanın Önemini Biliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, kamuoyunun yüzde 87,4'ünün enerjiyi verimli kullanmanın önemini bildiğini belirterek, "Enerji verimliliği moda ya da trend bir kavram değil süreklilik arz eden bir eylem biçimidir." dedi.

Dönmez, video konferans yöntemiyle katıldığı Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son zamanlarda enerji verimliliği konusunda toplumsal algının arttığını ve bilinç endeksi için 21 şehirde 3 bin kişiyle salgın öncesinde yüz yüze araştırma yapıldığını ifade etti.

Enerji verimliliğine ilişkin tutum ve davranışların söz konusu araştırmada ele alındığını dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:

"Enerji verimliliği bilinç endeksini 200 üzerinden 157,7 olarak tespit ettik. Bu değer, kamuoyunun konuda orta-üst seviye bilinç düzeyinde olduğunu gösteriyor. Bilgi endeksi ise 177,9 çıktı. Bu değer de bize kamuoyunun bilgi düzeyinin yüksek-alt seviyede olduğunu gösteriyor. Davranış endeksi ise 137,5 çıktı. Bilgi ve bilincin davranışa evrilmesi konusunda diğer 2 sonuca göre biraz gerideyiz. Enerji verimliliğini biliyoruz, farkındayız ancak uygulamaya geçişte istenen seviyenin yakalanmadığını görüyoruz. Enerji verimliliği, gelişim gösterebileceğimiz, paydaşlarla daha fazla iş birliğine gidebileceğimiz, kendimizi daha fazla anlatabileceğimiz bir alan olarak öne çıkıyor."

Bakan Dönmez, enerji verimliliğinin hanelerden sanayiye, ulaştırmadan tarıma kadar pek çok alanı kapsadığına işaret ederek, "Enerji verimliliği moda ya da trend bir kavram değil süreklilik arz eden bir eylem biçimidir. Bunu, hayatımızın her alanına sirayet eden bir iş yapış kültürü haline getirmek mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

Yerli ve yenilenebilir enerji kullanımında her 1 puanlık artışın yaklaşık 100 milyon dolarlık enerji ithalatına engel olduğunu vurgulayan Dönmez, "Bu işin üretim boyutu. Verimlilik boyutunun getirisi daha fazla. Yatırımları, projeleri hayata geçirmek kolay, icraat noktasında sıkıntımız yok. Önemli olan verimlilik eylemlerini günlük pratiklerimizin parçası haline getirmek." değerlendirmesinde bulundu.

Dönmez, kamuoyunun yüzde 87,4'ünün enerjiyi verimli kullanmanın önemini bildiğini belirterek, bunun toplumsal kültür haline gelmesi ve günlük rutini kuşatan bir eylem biçimi olması gerektiğini söyledi.

Enerji verimliliğinin gelecek kuşaklara da aktarılabilen bir niteliğe kavuşmasının önemine değinen Dönmez, "Bu konuda 35-44 yaş grubunda bilgi düzeyi daha yüksek. Kadınların enerji tasarrufu bilgi düzeyleri erkeklerden daha fazla. Enerji verimliliği konusu ailede başlıyor. Özellikle annelerimiz hem ilk öğretmen hem de rol model olması hasebiyle bu bilincin aşılanmasında en önemli figürlerin başında geliyor." ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez, enerji verimliliğinin oluşturacağı ekonomik değerlerin de iyi anlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

Akkuyu'da İkinci Ünitenin Temeli Atıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olacak Akkuyu NGS’de incelemelerde bulundu. Hedeflerinin, birinci üniteyi 2023’te Cumhuriyetin 100. yılında devreye almak olduğunu belirten Dönmez, “Ayrıca 2. ünitenin de temeli atıldı. Birinci ünite devreye girer girmez inşallah bir yıl içerisinde de ikinci üniteyi devreye almayı planlıyoruz” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Mersin'in Gülnar ilçesi Büyükeceli Mahallesi'nde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santralinde incelemelerde bulundu. Akkuyu inşaat sahasına helikopterle gelen Bakan Dönmez, nükleer santral çalışmalarını önce havadan inceledi. Daha sonra sahaya iniş yapan Bakan Dönmez'e, Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Nükleer Denetleme Kurulu Başkanı Zafer Demircan ve Nükleer Enerji ve Uluslararası Proje Uygulama Genel Müdürü İbrahim Halil Dere de eşlik etti. Bakan Dönmez, Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva ile birlikte inşaat sahasını gezerek, yetkililerden bilgi aldı.

Daha sonra gazetecilere açıklama yapan Bakan Dönmez, 2018 Nisan ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyon Başkanı Vladimir Putin'in katılımlarıyla Türkiye'nin 50 yıllık hayallerini gerçekleştirmek için nükleer santral güç projesinin temelinin atıldığını anımsattı. İnşaatta bu yıl 2'nci yıla girildiğini belirten Dönmez, “Bizzat gelerek sahadaki gelişmeleri yerinde incelemek istedik. Zaman zaman buraya gelerek sürekli inceleme yapıyoruz. Bugün önemli aşamalardan bir tanesini daha birlikte görme imkânı bulduk.

Büyük bir vinç yardımıyla ekstra güvenlik kabini olarak adlandırdığımız kabinin zarfını yerleştirme işlemi başlayacak. Yaklaşık 300 tonluk son derece kritik bir malzeme. Başından beri söylüyoruz; Türkiye'de yapılan bu nükleer güç santrali, şu anda dünyadaki en güçlü, güvenlik tarafı en kuvvetli nükleer güç projelerinden birisidir” diye konuştu.

Santralin inşaat sürecine ilişkin de bilgi veren Dönmez, ikinci ünitenin temelinin atıldığını da ilk kez Mersin'de açıkladı. Dönmez, “İnşallah hedefimiz birinci üniteyi 2023 yılında, Cumhuriyetimizin 100. yılında devreye almak. Ayrıca ikinci ünitenin de temeli atıldı. Birinci ünite devreye girer girmez inşallah 1 yıl içerisinde de ikinci üniteyi devreye almayı planlıyoruz. Şu anda sahada yaklaşık 6 bin 700 kişi çalışıyor. Bunların yüzde 90'ı Türk vatandaşı, Türk mühendisi ama bazı uzmanlık gerektiren kritik işleri yapan uzmanlar Rusya'dan ve dünyanın muhtelif yerlerinden burada bulunuyorlar. 4 ünitenin de inşaatına başladığımızda burada sahada yaklaşık 15-16 bin civarında insanımız çalışıyor olacak. İşletme döneminde ise yaklaşık 3 bin kişiyle işletiyor olacağız” ifadelerini kullandı.

Nükleer Düzenleme Kurumu ile diğer bağımsız denetim kurumlarının anbean gerek proje safhasında gerek malzemelerin imalatı aşamasında gerekse sahadaki inşaat faaliyetleri aşamasında sürekli denetim ve kontrol yaptıkları bilgisini veren Bakan Dönmez, Rusya'ya eğitim için 4-5 yıl önce gönderdikleri öğrencilerden 143'ünün mezun olup, diplomalarını aldıklarını ve şu anda Akkuyu NGS sahasında çalışmaya başladıklarını söyledi.

Dönmez, “102 öğrencimizin de önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde mezun olup bu ekibe dâhil olmasını bekliyoruz. Öte yandan, 22 öğrencimiz yüksek lisans için Rusya'da eğitimlerine devam ediyor. Bu sene de yine 25 öğrencimizi de yüksek lisans almak üzere Rusya'ya göndermeyi planlıyoruz. Bunları, yüksek düzeyli personelimizin niteliğini artırmak için. Ama burada sadece mühendis çalışmayacak, ara teknik eleman dediğimiz teknisyen ve teknikerler de çalışacak. O elemanlarımızın buradaki meslek liselerinde eğitim almaları için uzun bir süredir yürüttüğümüz bir hazırlığımız vardı; sonunda Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yaptık, özellikle Mersin'de ve içinde bulunduğumuz Gülnar ilçesi dâhil olmak üzere, buradaki meslek liselerinde nükleer eğitimi ilave edecek bir müfredat değişikliğine gidiyoruz. Bu eğitimi alan genç kardeşlerimiz, mezun olduklarında memleketlerinde bu büyük projede çalışma imkânına kavuşmuş olacak” şeklinde konuştu.

Bakan Dönmez, inşaat aşamasında yerli malının kullanılması konusunda da proje firmasıyla bir mutabakatları olduğunu belirterek, malzemelerin mümkün mertebe Türkiye'den temin edilmesi için anlaşma yaptıklarını dile getirdi.

Kaynak: İHA

Enerji Borsasının Yeni Enstrümanı Yeşil Kaynaklardan Üretilen Elektrik Olacak

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yılmaz, Yenilenebilir enerjiden üretilen elektriği kullanmak isteyen tüketiciler için fırsatlar olacak. Bu konuda yeni bir vizyon açacağız ve enerji borsamızın yeni enstrümanı yeşil kaynaklardan üretilen elektrik olacak." dedi.

Yılmaz, Cihannüma Derneği tarafından düzenlenen "Enerjinin Ekopolitiği ve Türkiye Enerji Piyasalarının Gelecek Vizyonu" konulu online panelde yaptığı konuşmada, yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgınının doğayla barışık olmanın gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu ve bu süreçten bir ders çıkarılması gerektiğini söyledi.

Bu kapsamda hidrokarbon kaynaklar yerine yenilenebilir enerjiye yönelinmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, karbondioksit salınımlarının son 10 yılda yıllık bazda yüzde 1 arttığını anımsattı. Yılmaz, bu oranın iklim değişikliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek, "Salgın döneminde atmosferdeki ozon delikleri kendini tamir etti. Bu aslında doğanın içerisinde hayatımızı dengeli bir şekilde kurabileceğimizi gösteriyor." diye konuştu.

Türkiye'nin enerjide bağımsızlığının sağlanabilmesi için yenilenebilir enerjinin kritik bir önemi olduğunu anlatan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çevre sorunları yaşamayan ve enerjide bağımsızlığını sağlamış bir Türkiye, yenilenebilir kaynaklardan azami şekilde yararlanmakla mümkün. Türkiye son 20 yılda kendi kaynaklarından yararlanma noktasında çok yol katetti, yenilenebilir enerji kurulu gücünü büyük ölçüde artırdı. Nisan ayında üretilen elektriğin yüzde 66'sı yenilenebilir kaynaklardan sağlandı ve son 20 yılın rekoru kırıldı. Türkiye'nin emre amade kapasitesinin yenilenebilir enerjiden sağlanması için atacağımız adımlar bitmeyecek. Bu adımlar sadece elektrik üretimini değil, teknoloji yatırımlar, ekipman üretimi ve Ar-Ge faaliyetleri gibi birçok alanı kapsıyor."

Yılmaz, söz konusu adımlarla yeni iş imkânlarının da doğacağını belirterek, "Ayrıca, yenilenebilir enerjiden üretilen elektriği kullanmak isteyen tüketiciler için fırsatlar olacak. Bu konuda yeni bir vizyon açacağız ve enerji borsamızın yeni enstrümanı yeşil kaynaklardan üretilen elektrik olacak. Bu konu üzerinde çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

Her vatandaşın kendi tükettiği elektriği üretebileceği bir piyasa yapısının oluşturulduğunu aktaran Yılmaz, bu anlamda özellikle Anadolu'da 10 bine yakın insanın enerji sektörüne yatırım yaptığını vurguladı. Yılmaz, Türkiye'de yatırım kültürünün değişmesini sağladıklarını ifade ederek, "Kendi vatandaşımızın yatırımlarının önünü açarken, yabancı büyük yatırımcıları da göz ardı edemeyiz.

Özellikle yabancı şirketlerin Türkiye'de yatırım yapmasını istiyoruz. Türkiye'de enerjinin maliyetinin ucuzlaması ve yerli kaynaklara daha fazla yatırım yapılmasını amaçlıyoruz. Bu kapsamda şirketlere sadece bir düzenleyici kurum olarak değil, buradaki yatırımları açısından bir danışmanlık da sağlıyoruz." diye konuştu.

Kaynak: AA

ÇEDAŞ, En Sıcak Yıla Karşı Kesintisiz Enerji için Tüm Tedbirlerini Aldı

Hizmet bölgesinde kesintisiz enerji için mevsimsel etkileri yakından takip eden ve bünyesinde 6 kişiden oluşan Meteoroloji Grubu’ndan düzenli rapor alarak çalışmalarını sürdüren ÇEDAŞ, yaz aylarında artan sıcaklıkların kesinti ve arızaya neden olmaması için tüm hazırlıklarını tamamladı. Özellikle geçmiş yıllarda tüketimin zirve yaptığı temmuz ayının ilk 2 haftası ve ağustos ayının son 2 haftasına yönelik önlemleri daha da artırdı.

Sivas, Tokat ve Yozgat’ta 1 milyondan fazla aboneye kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti vermek üzere 7 gün 24 saat esası ile çalışan Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş. (ÇEDAŞ) iş planlarını yaparken mevsimsel etkileri de göz önünde bulunduruyor. Yaz aylarında tarımsal sulama ve klima kullanımındaki artışa yanıt verebilmek için trafo ve hat bakımlarını önceden yapan ÇEDAŞ, bünyesinde bulunan ve 6 kişiden oluşan Meteoroloji Grubu’nun haftalık raporlarına göre hızlı aksiyon alıyor. 11 Mart tarihinden itibaren Türkiye’de görülen Kovid-19 salgını nedeniyle sahada, ofiste ev evden çalışan personeli ile özverili bir tempo ile elektrik dağıtımında başarılı bir performans sergileyen ÇEDAŞ, sıcaklıkların yükselmesi ile birlikte artan elektrik talebine yanıt vermek üzere tüm hazırlıklarını tamamladı.

1 Haziran tarihinden itibaren Türkiye genelinde başlayan normalleşme süreci ile ticarethane ve sanayi abonelerinde de elektrik tüketimi artmaya başlarken hava sıcaklıkları da artmaya başladı. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) 2020’de Kuzey Yarımküre’de sıcaklık rekoru kırılabileceği uyarısı doğrultusunda geçen yıl elektrik tüketiminin zirve yaptığı temmuz ve ağustos aylarına yönelik özel çalışma başlatan ÇEDAŞ, kritik bölgelerde trafo güç artışları yaşanma ihtimaline karşı bakım programlarını tamamladı.

Geçmiş yıllardaki en yüksek tüketim olan günleri incelediklerini ve temmuz ayının ilk 2 haftası ve ağustos ayının son 2 haftasında hava sıcaklıklarına bağlı olarak elektrik tüketiminde artışlar olduğunu; ayrıca aşırı yağış, fırtına ve yıldırım düşmesi gibi olağan dışı hava şartlarının yaşandığının belirlendiğini ifade eden ÇEDAŞ Genel Müdürü Niyazi Kıvılcım, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mevsimsel geçişlere göre trafo ve hat bakımlarımızı düzenli olarak yapıyor, ihtiyaç durumuna göre yeni trafo, hat ya da aydınlatma yatırımlarını gerçekleştiriyoruz. Bu yaz özellikle temmuz ve ağustos aylarındaki yüksek tüketim dönemlerinde yaşanabilecek olumsuz hava şartları ve arızalara yönelik hazırlıklarımızı çok önceden tamamladık ve alarm durumuna geçtik. Meteoroloji Grubu’muzun uyarılarına bağlı olarak alarm dönemlerimiz artış gösterebilir.

Biz her dönem olduğu gibi bu yaz da kesintisiz enerji için tüm ekibimizle özverili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bölgemizde bulunan trafolarımızın anlık maksimum tüketim miktarları düzenli olarak takibimizde. Olası yoğun enerji taleplerini de göz önünde bulundurarak kritik bölgelerde trafo güç artışı ve yoğun bakım programlarını hayata geçirdik. Ayrıca sıcaklığa bağlı iletkenlerde meydana gelecek genleşmeler de göz önünde bulundurularak iletkenlerde sarkma olan hatlarda bahar döneminde gerekli sehim alma yani enerji nakil hatlarındaki iletkenlerin gerginlik seviyelerinin ayarlanması çalışmalarını yaptık.”

Hava raporlarının işletme yöneticileri ve il müdürlüklerinin de aralarında bulunduğu 6 kişilik bir ekip tarafından düzenli olarak takip edildiğini dile getiren Kıvılcım, “Ayrıca bu kişiler dışında 1 personelimiz düzenli olarak hava tahminlerini ve arıza durumlarımızı takip edip, raporlayarak günlük bülten halinde tüm birimlerimiz ile paylaşıyor. Geçmiş yıllardan hareketle, hava sıcaklarının artışı ile bölgemizde tüketimin yüzde 1,57 oranında yükseldiğini belirledik. Tüketim gruplarına göre en çok artış tarımsal sulama ve klima kullanımından kaynaklı ticarethane abone gruplarında görülmekte. Havanın kapalı ve yağışlı olduğu günlerde ise sulama yapılmaması ve klima kullanımının azalmasından dolayı tüketim ortalama yüzde 9,91 oranında azalmakta. Yatırım ve bakım çalışmalarımızda bu veriler bize yön veriyor” diye konuştu.

Enerjisa Enerji, Müşteri İşlemlerini Dijitale Taşıdı

Enerjisa Enerji'nin abonelik, tahliye, fatura ödeme ve başvuru gibi hizmetlerini sunduğu dijital kanalları yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgını sürecinde 3 kat fazla kullanıldı.

Sabancı Holding ve Alman enerji şirketi E.ON ortaklığında faaliyet gösteren Enerjisa Enerji'den yapılan açıklamaya göre, şirket salgın sürecinde müşteri operasyonlarına yönelik birçok işlemini dijital platformlarda kesintisiz sunmaya devam etti.

Günde ortalama 500 bin müşterisine hizmet sunan Enerjisa Enerji, dijital dönüşüm süreciyle birlikte hayata geçirdiği birçok yatırımı sayesinde fiziksel kanalda yapılan tüm işlemlerini online kanallar üzerinden de müşterilerine sunuyor.

Son 3 ayın kullanım raporlarına göre, şirket müşterilerinin büyük bölümü işlemlerini online ortamda gerçekleştirmeyi tercih etti.

Salgın öncesinde online kanalların tüm işlemlerdeki payı yüzde 5,9 iken, bu oran yüzde 20,4'e yükseldi. Normalleşme sürecinde de abonelerin yaklaşık yüzde 13'ü işlemlerini online kanallar üzerinden sürdürüyor. Bu kapsamda, 1 milyondan fazla abone Enerjisa Enerji'nin online kanallarından işlem yapıyor.

Enerjsa Enerji, 14 ilde sahip olduğu 122 hizmet merkezinin yanı sıra bir milyondan fazla toplam kullanıcısı olan web ve mobil tabanlı online hizmet kanallarına yatırım yapmaya devam ederek sektördeki öncü konumunu sürdürmeyi hedefliyor.

DÜNYADAN HABERLER
AB, Kovid-19 Sonrası Enerji Dönüşümünü Hızlandırma Potansiyeline Sahip

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA), “Avrupa Birliği (AB) 2020” başlıklı incelemesine göre, AB enerji dönüşümüyle ilgili attığı adımları hızlandırarak yeni tip korona virüs (Kovid-19) salgını sonrasında bu dönüşümü gerçekleştirebilir.

Rapora göre, AB enerji sistemlerini daha temiz ve daha dayanıklı hale getirme çabalarını ve emisyonları azaltma konusundaki küresel liderliğini güçlendiriyor. AB’nin geçen yılki emisyonları 1990 yılı seviyesine göre yüzde 23 daha azdı.

Yenilenebilir enerji teknolojilerinde, özellikle de offshore rüzgar enerjisinde lider olan Avrupa’da şu anda elektrik üretimi kaynaklı karbon yoğunluğu dünyanın diğer bölgelerinin altında bulunurken, üye devletlerin çoğu kömürü aşamalı olarak kaldırmaya yönelik politikalara sahip. Buna rağmen, AB’nin ulaşım sektöründeki emisyonları hala artıyor ve binalarda kullanılan enerji, büyük miktarda fosil yakıtlardan elde ediliyor.

AB’nin yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği ile ilgili 2030 hedeflerinin yanı sıra, daha uzun vadeli karbondan arındırma hedeflerine ulaşması için yeni adımlar atması gerekiyor.

Bu hedeflerin yerine getirilmesi için halihazırda yürürlükte olan politikalardan daha güçlü politikalara ihtiyaç duyulurken, AB emisyonlarının yüzde 75’ini oluşturan enerji sektörünün bu çabaların merkezinde olması gerekiyor.

Enerji sektörünün vatandaşların ve ekonomilerin sağlığı için hayati önem taşıdığına dikkati çeken rapora göre, AB enerji güvenliğinin sürdürülmesinin kritik bir önemi bulunuyor. Özellikle, AB elektrik sistemleri ve piyasalarının değişken yenilenebilir enerjinin artan paylarına uyum sağlamasına ihtiyaç duyuluyor.

IEA Başkanı Dr. Fatih Birol, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, AB’nin kalkınma planları ile ekonomik faaliyetleri artırma, istihdam yaratma ve enerji sektörünün uzun vadeli dönüşümünü destekleme konusunda gerçek bir fırsatı olduğunu dile getirdi.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

İspanya Hükümeti, Yüzde 100 Yenilenebilir Enerji Hedefi için Yeni Yasayı Onayladı

İspanya hükümeti, ülkenin enerji dönüşümünü hızlandırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yüzde 100 kullanımını sağlamak amacıyla yenilenebilir enerjinin yayılımının önündeki engelleri kaldıran yeni yasayı onayladı.

Buna göre, yenilenebilir enerji Kovid-19 salgını sonrası ekonomik toparlanma paketinin merkezinde yer alırken, İspanya’nın enerji sistemlerinin tamamen karbondan arındırılması hedefleniyor.

Yasa, yenilenebilir enerji yatırımlarının öngörülebilir ve istikrarla bir şekilde gerçekleştirilmesi, depolama ve hibrit projelerle yeni iş modellerini, enerji verimliliği ve istihdamı artırmak üzere 4 konu başlığını içeriyor.

İspanya yasayla ayrıca tüketicilerin temiz ve ucuz enerjiye erişiminin kolaylaştırılmasını amaçlıyor. İspanya Fotovoltaik Birliği Aracnha Martinez’e göre, alınacak bu tedbirler güneş enerjisi yatırımlarını teşvik edebilir.

Martínez, uzun idari süreçler nedeniyle kaybedilen her günün, emisyonları azaltmak ve iş imkânı yaratmak açısından kayıp olduğunu belirterek, “Bu süreçlerin makul ölçülere çekilmesi önemli. Bu yasa, son yıllarda gelişen talepleri karşılıyor. Bu yeni düzenleyici çerçevede, Fotovoltaik sektörün hızlı bir şekilde faaliyet gösterebileceğine, kaliteli istihdam yaratabileceğine ve güçleneceğine inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Pv Tech

Çin, 2019’da 55,8 Milyar Dolar Yeşil Tahvil İşleme Koyarak Yeniden Lider Oldu

Çin’in geçen yıl yatırımcılara sunduğu yeşil tahvil miktarı bir önceki yıla göre yüzde 33 artarak 55,8 milyar dolara ulaştı. Çin, bu rakamla 2019'da da en fazla yeşil tahvil işlemi yapan ülke statüsünü korudu.

İklim Tahvilleri Girişimi, Çin, Merkezi Mevduat ve Takas Araştırma Merkezi ortaklığında ve HSBC'nin desteğiyle hazırlanan "Çin’in Yeşil Tahvil Piyasası: 2019" raporuna göre, geçen yıl küresel çapta dolaşıma konulan yeşil tahvillerin miktarı bir önceki yıla göre yüzde 52 artarak 259 milyar dolara ulaştı.

Çin, yatırımcılara sunduğu 55,8 milyar dolar değerindeki yeşil tahville bu alanda liderliğini korurken, Çin'in işleme koyduğu yeşil tahvil miktarı bir önceki yıla göre yüzde 33 artış gösterdi. Çin'deki yeşil tahvillerin yüzde 37'si düşük karbonlu ulaşımda kullanılırken, yüzde 28'i enerji ve 18'i su projeleri için kullanıldı. Çin'i, yaklaşık 51 milyar dolar değerinde yeşil tahville ABD ve 30 milyar dolar değerinde yeşil tahville Fransa izledi. Almanya yaklaşık 19 milyar dolar yeşil tahvili dolaşıma koyarken, bu rakam Hollanda'da 14 milyar dolar oldu.

İklim Tahvilleri Girişimi Üst Yöneticisi Sean Kidney, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, Çin'in 2020'lerde yeşil finansman konusunda öncü rol üstlenebilmesini sağlayacak bir potansiyeli olduğunu belirterek, "Ülke dışında tedavüle giren tahvillerin artması, uluslararası piyasalarla uyumlaştırma süreci, Çin’in iç pazarını uluslararası yatırımcılar için cazip hale getiriyor." ifadesini kullandı.

Yeşil tahviller, çevre ve iklime katkı sağlayan projelerin finansmanı için kullanılıyor. Dünyada ilk defa 2007 yılında Avrupa Yatırım Bankası tarafından yeşil tahvil ihraç edilerek, bu finansal araç kullanılmaya başlandı.

Kaynak: İklim Tahvilleri Girişimi

ABD’de Güneş PV Sistem Maliyetleri Beklenilenden Daha Hızlı Düşüyor

ABD’deki güneş PV sistem maliyetleri beklenilenden çok daha hızlı düşerken, bu düşüş temel olarak modül fiyatındaki gerilemeden kaynaklanıyor.

Wood Mackenzie’nin araştırmasına göre, hane sistemlerinin fiyatlarının 2020 ve 2025 arasında yüzde 17 düşmesi beklenirken, bu oran Kovid-19 öncesindeki tahminlere göre yüzde 14 daha yüksek bir seviyede bulunuyor.

Ayrıca, ticari ve utility sistem maliyetlerinin de sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 20 düşeceği hesaplanıyor.

Böylece, Kovid-19’un hane sistemlerinin fiyatlarını diğer tüm alanlardan daha fazla etkilemesi bekleniyor.

Kovid-19 nedeniyle güneş enerji sektörü talebe ilişkin sorunlarla karşılaşırken, talebin bu yılsonu itibarıyla yeniden canlanacağı öngörülüyor.

Kaynak: Smart Energy International

HAFTANIN RAPORU

Enerji Dönüşümünde İletim Şirketlerinin Rolü

Dünya Kovid-19 krizinin etkilerinden kurtulmaya çalışırken, küresel elektrik devriminin hızlanması bekleniyor. Bu dönüşümde, iletim şirketleri ve operatörlere önemli ve kritik bir düşüyor. Bu şirketler, elektriğin güvenli ve kesintisiz bir şekilde iletilmesini sağlarken, aynı zamanda düşük karbonlu geleceğe geçiş için önem arz ediyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK