SEKTÖRDEN HABERLER
Dünyanın En Büyük Güneş Enerji Santrali Elektrik Üretimine Başladı

Konya'da 20 milyon metrekare alan üzerine kurulmaya başlanan Karapınar Güneş Enerji Sistemi, elektrik üretimine başladı. Tek parsel üzerinde yapılan dünyanın en büyük güneş enerji santrali olan projenin, 2023 yılında tamamlanması planlanıyor.

Güneş YEKA 1 projesi kapsamında kurulumuna devam edilen Karapınar Güneş Enerji Santrali, tamamen bittiğinde toplam 1300 megavat güce sahip olacak. Karapınar YEKA'da 20 milyon metrekare arazi üzerine kurulacak 3,5 milyon panelli güneş enerji santralinin, 32 ayda bitirilmesi hedefleniyor. Her ay yaklaşık 104 bin adet panelin kurulumunun yapılacağı santralde, bugüne kadar 10 bin 200 panel kurularak, elektrik üretimi başladı. Projenin tek parsel üzerine kurulan dünyanın en büyük güneş santrali olduğunu belirten Kalyon Holding Enerji Grubu İcra Kurulu Üyesi Dr. Murtaza Ata, "Şu anda tek parsel üzerinde bir yatırımcı tarafından yapılan dünyanın en büyük güneş santrali alanındayız. Burası bir güneş ovası. 20 milyon metrekarelik bir alan burası. Baktığınız zaman bir ucundan bir ucunu görmeniz imkânsız. Boyut çok büyük." dedi.

Santrale takılan güneş panellerinin yüzde 75'in üzerinde bir yerlilikle üretildiğine dikkat çeken Ata, şöyle konuştu:

"O dönemin Enerji Bakanı Sayın Berat Albayrak'ın da gerçekten kişisel olarak çok önem verdiği bir proje. Çünkü bu proje Türkiye tarihinin en önemli stratejik projelerinden biri. Birincisi yenilenebilir enerjinin payını artıracak bir girişim bu. Yenilenebilir enerjinin payını artırmak demek Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının daha yönetilebilir kılmak demek. İkincisi yenilenebilir enerji teknolojilerini de milli imkanlarla yerli olarak üretilmesini hedefleyen bir proje. Dolayısıyla bu projenin bir parçası olarak fabrika açılışını Cumhurbaşkanımız 19 Ağustos'ta yaptı. O fabrikada ürettiğimiz paneller ama ürettiğimiz derken vurgulamak istiyorum; silisyum minarelinden panel üretiyoruz. Yani minareli eritiyoruz, ingot üretiyoruz. İngottan waferları kesiyoruz ince dilimleri. O dilimlerden hücreyi üretiyoruz. Hücreyi bir araya getiriyoruz ve gördüğünüz panelleri oluşturuyoruz." Santralde enerji üretiminin de başladığını belirten Murtaza Ata, "Tabii ki 1300 megavatın bitmesini beklemiyoruz. Bittikçe devreye alıyoruz. Bu görmüş olduğunuz alan şu anda enerjilendirilmiş bir alan. 4 megavatlık panel. 10 bin 300 adet, fabrikamızdan gelen panelleri yerleştirdik. Testlerini yaptık. Geçtiğimiz hafta sonu da Enerji Bakanlığımızın yetkilileri gelerek kabulünü yaptılar. Şu an da bu saha elektrik üretiyor. Milli şebekeye elektriği veriyor" dedi. Projenin 32 ayda tamamlanacağını anlatan Dr. Murtaza Ata, projenin bittiğinde yılda 2 milyar 600 milyon kilovat saat elektrik üreteceklerini söyledi. 

Ata, "32 ayda burayı bitireceğiz. Fabrikamızın yıllık panel üretim kapasitesi 500 megavat. Biz buraya 1300 megavat panel kuracağız. Dolayısıyla 2023 yılının Mayıs-Haziran ayları gibi tamamı bitmiş olacak. Bittiğinde yılda 2 milyar 600 milyon kilovat saat elektrik üreteceğiz. Bu da 2-2,5 milyon insanın elektriğini karşılayacak. Türkiye'nin yaklaşık olarak o tarihteki yıllık tükettiği elektriğin binde birini üretmiş olacağız" dedi. Santralin uzaydan görülebileceğine de dikkat çeken Ata, "Uzaydan görülen Çin Seddi gibi insan yapıları vardır. Burası Türkiye'nin uzaydan görülen ilk tesisi olacak. 2 bin 600 tane futbol sahasını buraya sığdırabiliriz" diye konuştu.

Güneşi doğuşundan batışına kadar takip edebilen bir sisteme sahip Karapınar Güneş Enerji Sistemi, böylelikle yüzde 12 daha fazla elektrik üretebilecek. Panellerin iki yüzü de elektrik üretebileceğinden yüzde 5 oranında bir elektrik artışı daha sağlanacak. Santral faaliyete geçtiğinde her yıl 1,5 milyon ton fosil yakıt ve karbondioksit salınımı da engellenecek.

Kaynak: TRT Haber

Akıllı Ulaşım İçin Seferberlik Başlıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Ülkemizin yollarını çağın gereği olan akıllı ulaşım sistemleriyle donatmak için tüm kurumlarımızla ülke genelinde topyekun seferberliğe gideceğiz” ifadesini kullandı.

Karaismailoğlu, yazılı açıklamasında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan “Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) Strateji Belgesi ve Eylem Planı”nı bugün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nda (BTK) gerçekleştirilecek programla tanıtılacağını belirtti.

Türkiye’de ulaşımın, akıllı ulaşım sistemleri ile dijitalleşeceğinin altını çizen Karaismailoğlu, tüm ulaşım modlarına yol gösterici nitelikte olan söz konusu strateji belgesi ve eylem planını ilgili paydaşlara da ulaştıracaklarını vurguladı. 

Öte yandan bakanlıktan yapılan açıklamada, AUS’un, seyahat sürelerinin azaltılması, trafik güvenliğinin artırılması, mevcut yol kapasitelerinin etkin ve verimli kullanılması, hareketliliğin artırılması ve enerji verimliliği sağlanması gibi amaçlar doğrultusunda geliştirilen kullanıcı – araç – altyapı – merkez arasında çok yönlü veri alışverişini sağladığı vurgulandı.

Açıklamada, söz konusu sistemlerin, izleme, ölçme, analiz ve kontrol mekanizmalarını içerdiği ve gerçek zamanlı verilerin toplanarak ulaşım analizleri yapılması, anlık trafik yoğunluk ve akış verileri üretilerek olay tahminlerinde bulunulması amacıyla AUS Hareketlilik Merkezi kurulması çalışmalarına da başlanacağı belirtildi.

Kaynak: Milliyet

YEKDEM Sayesinde Türkiye, Dünyada 12’nci Sıraya Yükseldi

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) 18 Eylül 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile YEKDEM desteğinden yararlanabilme hakkı için santrallerin devreye girme tarihinin 30 Haziran 2020 tarihine kadar 6 ay uzatılması hakkında bir açıklama yayınladı.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ açıklamadaki değerlendirmesinde, Kovid-19 salgınının etkilerinin ilk görülmeye başlandığı günden itibaren yenilenebilir enerji sektör dernek yönetimleri olarak ortak hareketle küresel salgının sektördeki tedarik zincirine ve santral inşa süreçlerine olan olumsuz etkilerini Enerji ve Maliye Bakanlıklarına aktardıklarını ve yatırım süreci devam eden projelere uzatma hakkı verilmesine yönelik taleplerini ilettiklerini hatırlatırken, yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile verilen 6 aylık sürenin sektörde önemli bir rahatlama sağladığını söyledi.

YEKDEM desteğinin Türkiye güneş enerjisi sektörünün son beş yıldaki hızlı gelişimindeki ana güç olduğuna vurgu yapan Demirdağ, Türkiye’nin bu sürede güneşten elektrik üretiminde neredeyse sıfır noktasından 2020 yılının ilk yarısı itibari ile dünya ülkeleri arasında 12’nci, Avrupa ülkeleri arasında da 6’ncı sıraya yükselmiş olduğuna dikkat çekti.

Bu seviyeye YEKDEM’in sağladığı yatırımcı güveni ve öngörülebilirlik sayesinde ulaşabildiğini kaydeden Demirdağ, aynı zamanda artan yatırımlar ve yerli üretim desteği sayesinde güneş enerjisi sanayisinin her alanını kapsayan güçlü bir yerli tedarik zincirinin oluştuğuna ve sektörün çok ciddi sayıda istihdam sağladığına vurgu yaptı.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimine ve sanayisine sağlanan desteklerin bu yatırımlardan ziyade ülkelerin enerji bağımsızlığı hedeflerine, istihdam artışına, vatandaşlarının sağlıklı bir çevrede yaşamasına ve iklim değişikliği ile mücadeledeki küresel paylarına katkı anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: Yeşil Haber

Türkiye’de 2050’ye Kadar Yüzde 28 Enerji Tasarrufu Sağlanabilir

Türkiye için hazırlanan “U Değerleri Haritaları Raporu”na göre, ülkemizde yürürlükte olan U değerlerinin yaklaşık 2-2,5 kat iyileştirilmesi ile nihai enerjiden 2023'e kadar yaklaşık yüzde 7, 2030'a kadar yüzde 14 ve 2050'ye kadar ise yüzde 28 oranında tasarruf edilebilir.

Ülkemizdeki mevcut standartlara bakıldığında, bir metrekarelik bir alanın ısıtılması için harcanmasına izin verilen yıllık enerji miktarının, gelişmiş ülkelerin çok üzerinde olduğunu ifade eden İZODER Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Genel Sekreteri Timur Diz, “Ülkemizde yalıtım ile ilgili yasal düzenlemeler, henüz Avrupa Birliği (AB) ülkeleri seviyesinde değil. Gelişmiş ülkelerde tanımlanmış U değerleri ile ülkemizde tavsiye edilen U değerlerini mukayese ettiğimizde, ülke olarak daha verimli çözümlere yönelmemiz gerektiğini görüyoruz.” dedi.

Mevzuatların iyileştirilmesi ve ısı yalıtım kalınlıklarının artırılarak AB seviyesine yükseltilmesinin enerji verimliliği açısında önemli olduğunun altını çizen Diz, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardının 2019 yılı içerisinde başlayan revizyon çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Diz, “Bildiğiniz gibi TS 825 Binalardan Isı Yalıtımı Kuralları Standardı sadece net ısıtma enerjisi ihtiyacına sınır getiriyordu. Örneğin, Antalya’daki bir konut ısıtma ihtiyacı dikkate alınarak ısı yalıtım projesi hazırlanıyordu. Standardın revizyon çalışmasında standarda soğutma ihtiyacı da ilave ediliyor. Çalışmalar tamamlandığında dört mevsimi yaşayan ülkemizin soğuk bölgelerimizde ısıtma ihtiyacına, sıcak bölgelerinde ise soğutma ihtiyacına göre tasarım yapılmasına imkân sağlanacak.” dedi.

Bu standardın değişmesinin ardından Binaların Enerji Performansı Yönetmeliğinde de bazı değişikliklerin de yapılmasının gerekli olabileceğine işaret eden Diz, “Neticede TS 825 standardının 2008 yılında yayımlanan versiyonu yürürlükte ve 12 yıllık bir sürecin sonunda daha kapsamlı bir standart olarak sektördeki yerini alacak. Biz 12 yıldır enerji verimliliği anlamında yerimizde sayarken, AB birçok adım attı. Önce 20/20/20 hedefleri çerçevesinde enerji verimliliğinde en az yüzde 20 iyileşme hedefini yerine getirdiler. 2030 yılı için yüzde 32,5’lik yeni hedef belirlediler.” açıklamasında bulundu.

AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümünün neredeyse sıfır enerjili olarak üretildiğini dile getiren Diz, “TS 825 standardının tamamlanması ile enerji verimliliği anlamında AB ile aramızdaki mesafeyi kapatacak esaslı adımları atarak cesur bir şekilde enerji limitlerimizi belirlememiz gerekiyor. Ayrıca bu çalışmalar kapsamında ülkemiz için neredeyse sıfır enerji verimli bina tanımı yapılmalı ve hedef olarak ortaya konulmalıdır.” dedi.

Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşmasının öncelikli hedef olması gerektiğini vurgulayan Diz’e göre, önümüzdeki dönemde ısı yalıtımı ile ilgili ciddi adımlar atılması gerekiyor. Avrupa Komisyonu tarafından üye ülkelere danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen ECOFYS şirketi tarafından İZODER adına hazırlanan, Türkiye için ‘U Değerleri Haritaları Raporuna göre, “Ülkemizde yürürlükte olan U değerlerinin yaklaşık 2-2,5 kat iyileştirilmesi ile nihai enerjiden 2023’e kadar yaklaşık yüzde 7, 2030’a kadar yaklaşık yüzde 14 ve 2050’ye kadar yaklaşık yüzde 28 oranında tasarruf edilebilir.”

Raporda, sadece yeni binalarda alınacak tedbirler ile hedeflere ulaşılamayacağı, aynı zamanda bina yenileme hızının da artması gerektiği belirtiliyor. Ülkemizde, ısı yalıtımı uygulamalarının 14 Haziran 2000’den bu yana zorunlu hale geldiği bilgisini veren Diz, “Bu tarihten sonra yapılan binaların hepsinin yalıtımlı olarak imal edildiğini varsaysak dahi, toplam bina stokumuzun sadece yaklaşık yüzde 20’si ısı yalıtımı ile ilgili mevzuatların kapsamına giriyor. Dolayısıyla ülkemizin enerji verimliliği hedeflerine erişebilmesi için mevcut bina stokunda da ısı yalıtımı yapılması gerekli.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de 9 milyonun üzerinde bina bulunmakta, bu yapıların yüzde 87’sini konut nitelikli binalar oluşturmaktadır. Hane sayısı ise 22 milyonun üzerindedir. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak, bireysel yalıtım yaptıran ve yeni yapılan verimli binalar dikkate alındığında yaklaşık 5,6 milyon konutun yalıtım ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor.” diyen Diz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu noktada ısı yalıtımının faydası ve gerekliliğine dair bilince sahip tüketicinin bu bilinci eyleme dönüştürebilmesi için desteklenmesi gereklidir. İZODER olarak, tüketicinin alım gücünü desteklemek amacıyla uzun süredir üzerinde çalıştığımız yalıtım kredisi kampanyasının hayata geçmesini bekliyoruz. Bu çerçevede bir an önce cazip şartlar sunan bir yalıtım kampanyasının hayata geçirilerek ülkemizde ısı yalıtımı seferberliği başlatılması gerektiğine inanıyoruz.”

Kentsel Dönüşüm Eylem Planı’nda, savurgan binaların yıkılarak yerine yeni yalıtımlı binaların yapılması mevcut bina stokunun iyileştirilmesi için çok önemli bir fırsat olarak gösteriliyor. Eylem planı kapsamında, hâlihazırda acil dönüştürülmesi gereken 1 milyon 500 bin konutun beş yıl içerisinde dönüştürüleceği ve her yıl 300 bin konutun kentsel dönüşümünün yapılacağı açıklandı.

 Her yıl 300 bin konutun mevcut mevzuatlara uygun olarak yalıtılması durumunda sağlanacak yıllık enerji tasarrufunun ısıtma için yaklaşık 97,5 milyon metreküp doğal gaz, soğutma için yaklaşık 314 milyon KWh elektrik enerjisine karşılık geldiği bilgisini veren Diz, “Isıtma ve soğutma birlikte değerlendirildiğinde elde edilecek tasarruf miktarı yaklaşık 220 bin ton eşdeğeri petrol (TEP) seviyesindedir. Yirmi yıllık ortalama petrol fiyatları üzerinden değerlendirildiğinde elde edilebilecek verimliliğin sağladığı yıllık ekonomik değerle, beş yıllık bir süre içerisinde 6 milyar TL’nin üzerinde tasarruf edilmesi sağlanabilir.” dedi.

Kaynak: Temiz Enerji

SEDAŞ’ın “Stargate” Projesinde Mezuniyet Heyecanı

Enerjik, dinamik, yeni bakış açıları kazandıracak yetenekli gençlere, SEDAŞ kültürünü tanıtarak iş imkânı sunan “Stargate” projesinde 7 aylık sürecin sonuna gelindi.  8 yetenekli genç yaptıkları final sunumu ile programı başarıyla tamamlayarak mezun olmaya hak kazandı.

SEDAŞ tarafından yürütülen ve genç yeteneklere deneyim kazanma imkânı sağlayan “Stargate” projesinde 7 aylık çalışmaları boyunca şirket süreçlerinde yer alan katılımcılar mezuniyet heyecanı yaşıyor.

Toplam yedi ay süren programın katılımcıları iki ayda bir farklı bir fonksiyona geçiş yaparak altı aylık dönemde programın odağında bulunan ve elektrik dağıtım alanının ana işlerinden olan Bakım-Onarım, Sayaç Operasyonları, Şebeke Yönetimi, Şebeke Yatırımları fonksiyonlarında deneyim kazanırken yedinci ayı ise final sunumu hazırlığı ile geçirdi. SEDAŞ yöneticilerinden oluşan jüriye, SEDAŞ için hazırladıkları yenilikçi projeleri sunan adaylar gösterdikleri başarılı performans ve inovatif bakış açılarıyla göz doldurdu.

Programın katma değerini her fırsatta dile getiren SEDAŞ Yönetim Kurulu ve İcra Başkanı Dr. Necmi Odyakmaz; yaptığı değerlendirmede “Şirket olarak değişimi, yeni bakış açılarını ve gençlere fırsat verilmesini çok önemsiyoruz. Hızla değişen bir dünyada yetişen yeni nesil; konulara çok alışılmadık açılardan bakarak farklı ve pratik çözümler üretebiliyor. Yenilikçi ruhumuzla çok örtüşen bu yeni bakış açılarının hem şirketimiz hem de sektörümüz açısından çok önemli birer kazanım olduğuna inanıyoruz. Stargate Programı’nda yer alan genç arkadaşlarımı başarılarından ötürü kutluyor ve kariyer yolculuklarında başarılı birçok çalışmaya imza atacaklarına yürekten inanıyorum.  “Stargate” bundan sonraki yıllarda da devam ederek; birçok parlak gence kariyer fırsatı sunacak” ifadelerine yer verdi.

Stargate; Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce ve Gebze bölgelerinde eğitim veren üniversitelerin mühendislik fakültelerinin Elektrik Mühendisliği ya da Elektrik & Elektronik Mühendisliği bölümlerinde son sınıf ya da yüksek lisans eğitimi devam eden öğrencilere yönelik yeni nesil bir staj programı olup; öğrencilerin 7 ay boyunca SEDAŞ dağıtım süreçlerinde yer alarak deneyim kazanmasına olanak sağlıyor.

Başvuru ve mülakat süreçleri sonunda; programa kabul edilen aday mühendisler, Yedi ayın sonunda, programı tamamlayan ve yapılan değerlendirmelerden olumlu sonuç alan gençler, giriş seviyesi uzman/mühendis kadrolarında iş imkânı bulabiliyor.

AKEDAŞ’a Bakım ve Onarım Çalışmalarında Ödül

Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın her metrekaresine hizmet götürmek için yoğun çaba harcayan Akedaş Elektrik Dağıtım A.Ş. ekipleri, sahada yaptığı özverili hizmetleri sonrası Büyükşehir Belediyesi tarafından plaket ile ödüllendirildi.

Hizmet verdiği Kahramanmaraş ve Adıyaman’ın tüm bölgelerinde kesintisiz enerji için 4 mevsim 7/24 sahada özverili bir şekilde görev yapan Elbistan ve Nurhak ekibine, bakım ve onarım çalışmalarında gösterilen hassasiyet nedeniyle plaket verildi.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Şube Müdürü Battal Kaya, tüketicilerin muhtarlar aracılığıyla gelen taleplerin yerine getirilmesinde gösterilen ilgi nedeniyle, Muhtarlar Şube Müdürlüğü olarak Akedaş Elektrik Dağıtım A.Ş. Elbistan Bölge Müdürü Ali Özberk ve Nurhak İşletme Şefi Mustafa Tontuş’a plaket verdi.

Akedaş Elektrik Dağıtım A.Ş. Elbistan Bölge Müdürlüğünde gerçekleşen törende konuşan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Şube Müdürü Battal Kaya; “Muhtarlar Şube Müdürlüğü olarak muhtarlarımızın tüm taleplerini yerine getiriyoruz. Muhtarlarla ilgili bir şube müdürlüğü olarak muhtarlarımızın taleplerine hassasiyetle yaklaşan ve talebin yerine getirilmesi sürecini takip eden Akedaş Elektrik Dağıtım A.Ş. yetkililerinin muhtarlarımızın da önerisiyle çalışmalarını ödüllendirmek istedik.” dedi.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Akedaş Elektrik Dağıtım A.Ş. Elbistan Bölge Müdürü Ali Özberk ise; muhtarlarımız gerek ziyaret ederek gerek iletişim kanallarıyla tüketicilerimizin taleplerini bize iletiyorlar biz de gelen talepleri ivedilikle çözmeye çalışıyoruz. Sahadaki özverili çalışmalarımızı gören muhtarlarımız, Muhtarlar Şube Müdürlüğü aracılığıyla bize böyle bir ödül layık görmüşler. Çok teşekkür ediyoruz. Görevimizin başında 7/24 sahada çalışmalarımızı aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

DÜNYADAN HABERLER
Temiz Enerji Dönüşümünde Karbon Yakalama, Utilizasyon ve Depolama (CCUS) raporu yayınlandı

Küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşması ve Paris İklim Anlaşması'ndaki hedeflerin yakalanabilmesi için karbon yakalama ve depolama teknolojilerine yatırımların dünya çapında hız kazanması gerekiyor.

Karbon yakalama ve depolama, belli sektörlerde karbon emisyonlarının azaltılmasına ve emisyonların dengelenmesi için atmosferden kaldırılmasına katkı sağlayan tek teknoloji grubu olarak öne çıkıyor. 

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Temiz Enerji Dönüşümünde Karbon Yakalama, Utilizasyon ve Depolama (CCUS) raporuna göre, karbon yakalama ve depolama teknolojileri yavaş ilerleme sürecinin ardından, son dönemde küresel enerji sektörü için daha kritik bir rol oynamaya başlıyor. Dünyada son 3 yılda 30 CCUS projesine açıklanırken, nihai aşamaya gelen projelerin toplam yatırım miktarı 27 milyar doları buluyor.

Bu projelerin, dünyada yakalanan karbon emisyonunu bugünkü 40 milyon ton seviyesinin iki katına çıkarma potansiyeli bulunuyor.

İklim değişikliğiyle mücadelenin başarıya ulaşması ve Paris İklim Anlaşması'ndaki küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin yakalanabilmesi için, söz konusu teknolojilerindeki yatırımların küresel çapta hız kazanması gerekiyor.

Karbon yakalama teknolojileri olmadan dünyanın sıfır emisyon hedefine ulaşmasının imkânsız olduğunu öngören IEA senaryosuna göre, CCUS teknolojilerine 2030'a kadar 160 milyar dolar yatırım gerekiyor. Dünyada CCUS teknolojilerinin temiz enerji dönüşümüne katkı sağlayabilmesi için 4 temel yol belirleyen rapora göre, mevcut enerji altyapısındaki emisyonlarla mücadele edilmesi, ağır sanayiden kaynaklanan emisyonlar için çözüm bulunması, birçok bölgede maliyet etkin ve düşük karbonlu hidrojen üretimi için fırsat oluşturulması ve karbon emisyonlarının atmosferden kaldırılmasına ihtiyaç duyuluyor.

IEA Başkanı Dr. Fatih Birol, iklim değişikliğinin önemine dikkati çekerek, "İklim değişikliğinin büyüklüğü, enerji teknolojilerinde çok geniş bir yelpazenin oluşturulması gerektiğini söylüyor. Karbon yakalama dünyanın temiz enerji dönüşümünün güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için kritik bir önem taşıyor." diye konuştu.

CCUS teknolojilerinde sürdürülebilir bir pazar oluşması için hükümetlerin aksiyon almasının gerekli olduğunu kaydeden Birol, "Ama sektörün bu fırsatı kucaklaması da gerekiyor. Temiz enerji dönüşümünden etkilenmeyen hiçbir sektör kalmayacak ve ağır sanayideki bazı sektörler için CCUS teknolojilerinin değeri kaçınılmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

Yenilenebilir Enerjinin Yarattığı İstihdam 11,5 Milyona Ulaştı

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı tarafından yayınlanan analiz, yenilenebilir enerjinin dünya çapında yarattığı istihdam yoluyla sağlanan sosyo-ekonomik faydaların devam ettiğini ortaya koyuyor.

Yenilenebilir Enerji ve İstihdam-Yıllık Değerlendirme Raporu’nun yedinci baskısı, sektörün yarattığı istihdamın geçtiğimiz yıl küresel ölçekte 11,5 milyona ulaştığını gösteriyor. Yeni iş yaratma açısından lider olan fotovoltaik güneş PV teknolojisi, yenilenebilir enerji sektöründe istihdam edilen toplam sayının üçte birine denk gelen 3,8 milyon yeni iş yaratıyor.

IRENA'nın Genel Direktörü Francesco La Camera, "Yenilenebilir enerji teknolojilerini benimsemek hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin enerji pazarında istihdam yaratıyor ve yerel ölçekteki geliri artırıyor. Günümüzde yenilenebilir enerjinin ölçeklendirilmesine liderlik eden ülke sayısı birkaç adetle sınırlı olsa da tüm ülkeler, yenilenebilir enerji potansiyelini hayata geçirebilir, sanayi sektörünün gelişmesi ve yerel kapasitenin artırılması amacıyla adım atabilir ve çalışanları eğitebilir" diyor.

Yeni rapor, geçtiğimiz yıl yenilenebilir enerji sektörü tarafından sağlanan istihdamın yüzde 65’inin kaydedildiği Asya'nın, yenilenebilir enerji pazarındaki lider statüsünü koruduğunu ortaya koyuyor. Biyoyakıt sektöründe istihdam edilen kişi sayısı, fotovoltaik güneşi takiben, küresel ölçekte 2,5 milyona ulaşıyor. Bu işlerin büyük bölümü tarımsal tedarik zincirinde, özellikle yoğun emek kullanılan faaliyetlerin gerçekleştiği Brezilya, Kolombiya, Malezya, Filipinler ve Tayland gibi ülkelerde yaratılıyor. Yenilenebilir enerji sektöründeki diğer büyük işverenler, 2 milyon istihdam yaratan hidroelektrik enerji ve 1,2 milyon kişiye iş sağlayan rüzgâr enerjisi olarak belirtiliyor. Yenilenebilir enerjinin sağladığı istihdamın, fosil yakıt sektörünün sağladığından daha kapsayıcı olduğu belirtiliyor ve cinsiyetler arası dengenin yenilenebilir enerji sektöründe daha iyi gözetildiği görülüyor. Rapor, fosil yakıt sektörlerinde istihdam edilen kişilerin yüzde 21'inin kadın olduğunu belirtirken, yenilenebilir enerji sektöründe istihdam edilen kişilerin yüzde 32'sinin kadın olduğunu ortaya koyuyor.

Kesin bir sayı vermenin zor olduğu ve ölçeği henüz küçük olan şebeke dışı yenilenebilir enerji teknolojilerinin yarattığı istihdam potansiyelinin de arttığı gösteriliyor. Bu teknolojiler arasında güneş enerjisi teknolojisi öne çıkıyor. Dağıtık yenilenebilir enerji sistemleri, kırsal kesimlerde verimli şekilde kullanılabiliyor. İstihdamdaki çarpan etkisi, tarım ve gıda işleme sektörü, sağlık hizmetleri, iletişim ve yerel ticarette görülüyor.

Yenilenebilir enerjinin yarattığı istihdamdaki artışın sürekliliğini korumak için eğitim ve teknik beceri kazanımı, işgücü piyasasına yapılan müdahaleler ve yerel ölçekte kapasite artırımını destekleyen sanayi politikalarını içeren kapsamlı politikalar gerekiyor.

Yenilenebilir Enerji ve İstihdam Raporu’nun 2020 yılı baskısı, işçilerin eğitim ve teknik beceri kazanımını desteklemek kapsamındaki umut verici girişimleri vurguluyor. Bu girişimler arasında, mesleki eğitim, müfredat oluşturma, eğitmenlerin eğitimi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı, yenilikçi kamu-özel sektör iş birliklerinin teşvik edilmesi ve kadınlar gibi toplumsal temsiliyetin sınırlı olduğu kesimlerin işe alınması öne çıkıyor.

Karar vericiler, geçim kaynaklarını kaybetmiş ya da kaybetme riski taşıyan fosil yakıt sektöründe istihdam edilen kişilerin yeni beceriler kazanmasına öncelik vermelidir. Bu kesimin birçoğunun, temiz enerji endüstrisine katkı sağlayacak önemli becerileri ve uzmanlığı bulunuyor.

Dünya, yeni yenilenebilir enerji istihdamında cesaret verici bir büyümeye tanıklık ediyor. Ancak enerji dönüşümünü hızlandıran kapsamlı bir politika çerçevesinin benimsenmesi durumunda, çok daha fazla istihdam sağlanması mümkün. Gelinen dönüm noktasında, bu doğrultuda hareket etmek hiçbir zaman bu kadar önem arz etmiyordu. Dünyanın COVID-19 salgınıyla mücadele ettiği bu günlerde, insanlık iklim değişikliği kaynaklı sorunlara çözüm bulunmadığı takdirde daha nelerle mücadele etmek zorunda kalacağını gösteren sinyaller alıyor.

Dönüşümün sağlayacağı kazanımlar göz önünde bulundurulduğunda, farklı bir doğrultuda ilerlemenin ihtiyacı inkâr edilemeyecek hale geliyor. IRENA’nın kısa süre önce yayınlanan Kovid-19 Sonrası Toparlanma Sürecinde Gündemdeki Konular Raporu iddialı bir teşvik programının, işlerin her zamanki şekliyle yürütüldüğü senaryoyla kıyaslandığında önümüzdeki üç yıl içinde yaklaşık 5,5 milyon daha fazla istihdam yaratabileceğini ortaya koymuştu. Bu ölçekte bir girişim, IRENA’nın Küresel Yenilenebilir Enerji Görünümü’nde 2050 yılı için yenilenebilir enerji sektöründe öngörülen 42 milyon istihdamın oluşturulmasına yönelik yol haritasıyla uyumlu şekilde hareket edilmesine olanak sağlıyor.

Kaynak: Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı

Dünyanın İlk Hidrojen Yakıt Pilli ve Elektrikli Yolcu Uçağı Test Uçuşunu Tamamladı

İngiliz havacılık şirketi ZeroAvia, 24 Eylül tarihinde dünyanın ilk hidrojen pilli yolcu uçağının test uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi.

ZeroAvia’nın uçuşu alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Ticari kategoride bulunan ve altı yolcu kapasiteli Piper M-sınıfı uçakla yapılan test, şirketin İngiltere’deki AR-GE merkezinde gerçekleştirildi.

Taksi, kalkış ve havaalanı etrafında tur faaliyetlerini başarıyla tamamlayan uçak sorunsuz bir şekilde inerek testi tamamladı.

Başarılı test sonrası konuşan ZeroAvia CEO’su Val Miftakhov, “Burada başardıklarımızı kelimelere dökmek ve bizler için ne anlama geldiğini ifade etmek çok zor. Daha önceleri deneysel kategoride bulunan hidrojen yakıt pilli uçakların yaptıklarını biz burada ticari olarak hizmet veren bir uçakla yaptık. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki uçak yolcuları çok yakında, sıfır emisyon uçaklarla seyahat edebilir hale gelecek.” ifadelerini kullandı.

ZeroAvia, İngiliz Hükümeti ve İngiliz Havacılık Teknoloji Enstitüsü’nce desteklenen HyFlyer projesi kapsamında yürütülen testin yanında HARE adı verilen bir projede daha yer alıyor. Havaalanı Hidrojen Yakıt Ekosistemi (Hydrogen Airport Refuelling Ecosystem) adlı proje, hidrojenin yakıt olarak yaygınlaşmasının ardından havaalanı ekosistemlerinin nasıl şekilleneceğini inceliyor.

Kaynak: Clean Technica

Çin’in “2060’ta Karbon Nötr Ekonomi” Hedefi Küresel Isınmayı Azaltabilir

Çin’in 2060 yılına kadar karbon nötr bir ekonomi oluşturma hedefine ulaşması durumunda, küresel ısınma 0,2-0,3 °C azalabilir.

Araştırma kuruluşu Climate Action Tracker tarafından yapılan analize göre, Çin Başkanı Xi Jinping’in geçen hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı açıklama ışığında, küresel ısınma tahminleri 2,7°C’den 2,4-2,5°C’ye düşebilir.

Bu gelişmenin dünyayı ortalama küresel sıcaklık artışını endüstri öncesi seviyelerin altında tutma ve artışı 1,5°C’de sınırlama çabalarını sürdürme hedefine yaklaştıracağı tahmin ediliyor.

Uluslararası iklim politikasında bir dönüm noktası olan Çin’in yeni taahhüdü, Avrupa Birliği (AB) tarafından 2030 yılına kadar emisyonları en az yüzde 55 azaltma önerisinin hemen ardından geldi. AB, geçen yıl 2050 yılına kadar karbon nötr olacağını zaten açıklamıştı.

Hem AB’nin hem de Çin’in yeni taahhütleriyle, şu anda benzer iddialı açıklamalar yapan 126 ülke bulunuyor.

Climate Action Tracker verilerine göre, bu ülkeler hep birlikte küresel emisyonların yarıdan fazlasından sorumlu ve Çin bu verilere tek başına yüzde 25 katkıda bulunuyor.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 2018 yılı raporuna göre bu emisyon hedefine 10 yıl önce ulaşılması gerekiyordu ve Çin’in 2060’a kadar sıfır emisyon sağlama hedefi, ısınmayı 1,5 ° C’de sınırlamak için yeterli olmayacak.

Çin’in duyurusundan iki gün sonra, dünyanın en büyük yedinci karbon salan ülkesi olan Güney Kore, iklim krizi ilan eden ilk Doğu Asya ülkesi oldu.

Güney Kore, ülkenin ulusal meclisi tarafından kabul edilen İklim Acil Durum Kararı’nda, 2050 yılına kadar sıfır emisyona ulaşma hedefini benimsediğini açıkladı. Ancak hedef şimdilik, Güney Kore’yi Paris Anlaşması kapsamındaki iklim taahhüdünü yerine getirmek için yasal olarak bağlamıyor.

Kaynak: Climate Action Tracker

HAFTANIN RAPORU

Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu

Avrupa Yeşil Mutabakatının öngörülen mekanizmalarının ve “Paris Anlaşması’na taraf olunması” durumunda muhtemel azaltım ve uyum tedbirlerinin uygulanmasının ulusal ekonomiye etkilerinin ayrıştırılması, ulusal düzeyde ve stratejik sektörler açısından olası sonuçların değerlendirilmesi ve uyum ihtiyacının muhtemel ekonomi göstergeleri açısından büyüklüğünün tespit edilmesi TÜSİAD’ın raporunun odak noktalarını oluşturuyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK