SEKTÖRDEN HABERLER
Bakan Dönmez, Enerji Çalışanları Haftası’nı Kutladı

Kalkınmada, büyümede, hayatın sürekliliğinde kritik bir role sahip olan enerji sektörü ve çalışanlarına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlayan ‘Enerji Çalışanları Haftası’nı kutlayan Bakan Dönmez, Kovid-19 döneminde gösterilen özverili çalışmaya işaret ederek “Enerji çalışanlarımız en zor günde dahi hayatın durmaması için büyük bir fedakârlıkla görevlerinin başındaydı” dedi.

Türkiye genelinde toplam 470 bin çalışanı kapsayan ‘Enerji Çalışanları Haftası’ bu yıl 9-16 Kasım tarihleri arası kutlanıyor. Petrol, doğal gaz, LPG ve elektriğin; sanayiden turizme, hizmet sektöründen hane halkına kadar tüm alanlarda vazgeçilmez olduğuna dikkat çekilen hafta boyunca, enerji sektöründe yer alanların özverili çalışmaları ile ilgili farkındalık yaratılması da hedefleniyor.

Enerji Çalışanları Haftası nedeniyle bir açıklama yapan ve pandemi sürecinde gösterdikleri özverili çalışmaları için tüm enerji çalışanlarını kutlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez şöyle konuştu: “Enerji sektörü, dinamikleri her geçen gün değişen dünya düzeninden etkileniyor. İnsanların beklentileri ve talepleri de aynı ölçüde değişmeye başladı. Bu durum mesajların içeriği ve kullanılan iletişim teknolojilerinin yapısını da değiştirdi. Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliği başta olmak üzere sektöre hakim olan konular nedeniyle iletişimin dili ve tonlaması da zaman içerisinde farklılığa uğradı. Öte yandan Kovid-19 gibi kriz dönemlerinde iletişimin önemi daha da arttı. Enerji çalışanlarımız en zor günde dahi hayatın durmaması için büyük bir fedakarlıkla görevlerinin başındaydılar. Bu emek yoğun çabanın doğru anlatılması ve anlaşılması adına iletişim faaliyetleri önemli bir rol üstleniyor. Merkezine insanı alan, karşılıklılık ve diyalog üzerine temellendirilen iletişim faaliyetleriyle bugün enerji sektörümüz güçlü bir marka algısı ve itibar inşa etti.”

Türkiye’nin enerjide yaptığı ataklar ve Karadeniz’deki gaz keşfiyle birlikte Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için atılan adımların bugün daha net bir şekilde anlaşıldığını vurgulayan Bakan Fatih Dönmez şu değerlendirmede bulundu: “Günlük faaliyetlerimizden en ileri teknoloji ürünlerine kadar enerji hayatımızın her alanında. Bizim temel amacımız ise ülkemizin her köşesine kesintisiz enerji arzı sağlayarak enerjinin yokluğunu asla yaşamamak, yaşatmamak. Enerjinin her alanında Türkiye’nin arz güvenliğini daha da sağlam temellere oturtmak. Bu uğurda daha çok çalışmaya, gayret göstermeye devam edeceğiz. Bu vesileyle Enerji Çalışanları Haftası’nı kutluyor, oluşturulan bu farkındalığın enerji sektörünün cazibesini daha da artıracağına inanıyorum.”

‘Enerji Çalışanları Haftası’, ilk kez geçen yıl kutlanmıştı. Riskli ve uzmanlık isteyen bir alan olan enerjide, akaryakıt sektöründe 250 bin, elektrik üretim, dağıtım ve perakendede 80 bin, doğal gazda 10 bin, LPG’de 50 bin ve kamuda 80 bin olmak üzere 470 binin üzerinde çalışan görev yapıyor.

Kaynak: Petrotürk

Elektrikte 46 Santral 2021'de Kapasite Mekanizmasından Yararlanacak

Elektrikte 22'si kömür, 14'ü doğal gaz ve 10'u hidroelektrik santrali olmak üzere toplamda 46 santral gelecek yıl kapasite mekanizması desteğinden yararlanabilecek.

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) "2021 Yılı Kapasite Mekanizmasından Yararlanacak Santrallerin Listesi"ni yayımladı. Buna göre, sürdürülebilirlik ve arz güvenliğini sağlamak amacıyla TEİAŞ tarafından sağlanan kapasite mekanizması desteğinden gelecek yıl 22'si kömür, 14'ü doğal gaz ve 10'u hidroelektrik santralleri olmak üzere 46 santral yararlanacak.

Öte yandan, TEİAŞ 39 elektrik üretim santraline eylül ayı için toplam 111 milyon 697 bin 890 lira kapasite ödemesi yapacak.

Kapasite mekanizması kapsamında yer alan 45 santralden 39'una eylül ayı için toplam 111 milyon 697 bin 890 lira ödenecek.

Mekanizma kapsamında en yüksek ödeme 7 milyon 43 bin 252 lirayla Soma Termik Santral Elektrik Üretim A.Ş.'ye yapılacak. Bu şirketi, 6 milyon 723 bin 104'er lira ödemeyle Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş. ile Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. izleyecek.

Ödeme yapılacak santraller arasında 15 yerli kömür yakıtlı termik santral, 2 yerli ve ithal kömür yakıtlı termik santral, 14 doğal gaz yakıtlı elektrik santrali ve 8 hidroelektrik santrali bulunuyor.

Kaynak: Milliyet

Rüzgardan Elektrik Üretimi Rekor Kırdı

Türkiye’de rüzgar santrallerinden üretilen elektrik 5 Kasım’da 143 bin 151 MegaWattsaat ile son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

TEİAŞ tarafından açıklanan verilere göre, 5 Kasım’da Türkiye’nin günlük elektrik üretimi 843 bin 133 MegaWattsaat seviyesinde gerçekleşti. Tüketim ise aynı günde 832 bin 551 MegaWattsaat oldu. Rüzgar enerjisi üretimi ise tarihi zirvesini gördü.

5 Kasım’da ülke genelindeki tüm rüzgar enerjisi santrallerinden 143 bin 151 MegaWattsaat düzeyinde elektrik üretildi. Bu rakam, TEİAŞ’ın verileri yayınlamaya başladığı 1 Ocak 2016 tarihinden bu yana kaydedilen en yüksek RES üretimini temsil ediyor. Rüzgarın üretimdeki payı da bu günde yüzde 16,98 oldu.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Türkiye Yollarında "Elektrikli Tercihi" Artıyor

Türkiye otomobil pazarında yılın 10 aylık döneminde 314 adet elektrikli ve 15 bin 151 adet hibrit otomobil satışı gerçekleşirken, elektrikli otomobil satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 105,2, hibrit otomobil satışları da yüzde 73,9 yükseldi.

AA muhabirinin Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 2020'nin 10 ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 78,1 büyüyerek 588 bin 354 adet seviyesinde gerçekleşti.

Sadece otomobil satışlarına bakıldığında, 10 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 73,1 artışla 465 bin 31 adet olurken, hafif ticari araç pazarı yüzde 99,7 artarak 123 bin 323 adede ulaştı. 2020 yılı ekim sonu itibarıyla otomobil pazarı motor tipine göre, benzinli otomobil satışları, 240 bin 815 adetle yüzde 51,8 pay aldı. Dizel otomobil satışları 189 bin 705 adetle yüzde 40,8 paya sahip olurken, otogazlı otomobil satışlarının payı da 19 bin 46 adetle yüzde 4,1 olarak belirlendi.

Benzinli otomobil satışları ekim sonunda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 139, otogazlı otomobil satışları yüzde 62,6 ve dizel otomobil satışları da yüzde 28,8 arttı. Geçen yılın ekim ayı sonu itibarıyla 100 bin 739 adet benzinli, 147 bin 305 adet dizel ve 11 bin 716 adet de otogazlı otomobil satışı gerçekleştirilmişti. Bu yılın ekim sonu itibarıyla 314 adet elektrikli ve 15 bin 151 adet hibrit otomobil satışı yapıldı. Elektrikli ve hibrit otomobillerin toplam satışlardaki payı ise yüzde 3,3'ten yüzde 3,4'e yükseldi. Geçen yılın ekim ayı sonu itibarıyla 8 bin 711 hibrit ve 153 de elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişti. Bu yılın ocak-ekim döneminde elektrikli otomobil satışları Ocak-Ekim 2019'a göre yüzde 105,2 ve hibrit otomobil satışları yüzde 73,9 artış gösterdi. Böylece elektrikli ve hibrit araç satışlarındaki artış trendi ekim ayında da devam etti.

Veriler, elektrikli ve hibrit otomobillerin satışında artış trendinin sürmesine karşın dünyada da yeni yeni yaygınlaşan bu motor tipinin Türkiye otomobil pazarından aldığı payın henüz düşük seviyelerde olduğuna işaret etti.

Diğer yandan, otomobil pazarı motor hacmine göre, 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 74,6 artarak yüzde 94,7 pay, 1600-2000cc aralığındaki otomobil satışları yüzde 24,7 artarak yüzde 1,8 pay ve 2000cc üstü otomobil satışları da yüzde 9,3 artarak yüzde 0,2 pay aldı. Ekim sonunda 100-120 gr/km arasındaki otomobiller 193 bin 599 adetle yüzde 41,6 ve 120-140 gr/km arasındaki otomobiller de 141 bin 165 adetle yüzde 30,4 paya ulaştı.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) raporuna göre, dünyada 2019 sonu itibarıyla 8 milyon elektrikli araç bulunuyor. Dünya genelinde elektrikli araç sayısının 2050 yılına kadar 1 milyar 100 milyona ulaşması bekleniyor.

Dünya genelinde etkili ve sürdürülebilir enerji politikalarının yaygınlaştığına işaret edilen rapora göre, 2050'ye kadar düşük karbona dayalı ekonomilerin oluşması için fosil kaynaklardan kademeli vazgeçilecek.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Dicle Elektrik Dağıtımdan İstihdam Garantili İş Birliği

Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş ile Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas arasında imzalanan anlaşmayla, iki kurum arasında bilimsel ve teknolojik konularda iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Batman Üniversitesi ile Dicle Elektrik arasında istihdam garantili iş birliği anlaşması yapıldı. Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş ile Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas arasında imzalanan anlaşmayla, iki kurum arasında bilimsel ve teknolojik konularda iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Protokol, bilimsel veya teknolojik araştırmalara yönelik projeler, birlikte gerçekleştirilecek projelere dayalı makale ve bildiriler, üniversiteye ulusal veya uluslararası düzeyde deney yeteneği kazandıracak altyapı çalışmaları, öğretim üyelerinin Dicle Elektrik'te yapacakları danışmanlıklar, lisansüstü iş birliğine yönelik çalışmalar, öğrencilerin Dicle Elektrik'te deneyim kazanmalarına yönelik çalışmalar, üniversite ile Dicle Elektrik arasında karşılıklı eğitim, seminer, konferans ve tanıtım etkinlikleri gibi alanlarda iş birliğini kapsıyor.

İş birliği protokolünün imzalanmasının ardından konuşan Rektör Prof. Dr. Aydın Durmuş, Batman Üniversitesinin mühendislik misyonu ile kurulmuş bir üniversite olduğuna dikkat çekerek, yapılan protokol ile Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin kendi üniversitelerine bazı öncelikler tanıyacağını söyledi. Dicle Elektrik'in Ar-Ge'sine katkıda bulunacaklarını vurgulayan Prof. Dr. Durmuş, şöyle konuştu: "İmzaladığımız bu anlaşma, dev bir adımdır. Dicle Elektrik'in Ar-Ge'sine büyük katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. Şimdi ektiğiniz tohumlar, inşallah yarın sizlere çok büyük meyveler olarak geri dönecek. Devletimizin büyük yatırımlar yaparak yetiştirdiği teknik elemanlar, mühendisler gibi öğrencilerimiz hazır yetişmiş olarak Dicle Elektrik'e bir altyapı oluşturacaklar. Bu hem Dicle Elektrik'in faydasına olacak hem de mezun olan öğrencilerimizin istihdam edilmesi yönünde büyük bir katkı olacak. Burada' kazan kazan' olmuş olacak yani hem Dicle Elektrik kazanmış olacak hem de üniversitemiz kazanmış olacak."

Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Yaşar Arvas ise elektrik dağıtım şirketleri arasında en büyük Ar-Ge merkezine sahip şirket olduklarını söyledi. Arvas, "İmzaladığımız bu protokolün yansımaları ve dalga boyları çok yüksek olacak. Protokol kapsamında hem üniversitede okuyan öğrencilerin hem de mezun olup bizde çalışmaya devam eden arkadaşlarımızın niteliklerini artıracağız. Bu bölgemize hizmettir, bölge insanımıza hizmettir. Emeği geçenlere teşekkür ediyor, bölgemize hayırlı olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Rektörlük makamında gerçekleşen imza törenine Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş ve Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Yaşar Arvas'ın yanı sıra, Dicle Elektrik Dağıtım Batman İl Müdürü Naci Obut ile Üniversite Genel Sekreteri Mehmet Yakan ve her iki kurumdan yetkililer katıldı.

Enerji Kahramanlarına Rol Model Olacak Eğitim

Samsun'da enerji nakil hatlarında çalışan kahraman personel verilen eğitimlerle bilgi ve becerilerini artırıyor. İşçilik hatalarının önüne geçilerek iş güvenliği adımlarının doğru uygulanması sağlanıyor. Profesyonel anlamda ve kapsamlı şekilde kurgulanan eğitimler rol model oluşturuyor.

Vatandaşın elektriğe kesintisiz ulaşımını sağlayan Yeşilırmak Elektrik Dağıtım Şirketi (YEDAŞ) arıza onarımında çalışan saha personelini hiç yalnız bırakmıyor. 1.3 milyon direk ve 85 bin kilometre uzunluğunda enerji dağıtım hattıyla 5 ile hizmet götüren şirket, personeli için 'Operasyonel İş Gücü Değerlendirme Ölçme ve Değerlendirme Günleri' düzenledi. YEDAŞ Teknik Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen eğitimlerde; saha personelinin bilgi ve beceri seviyesi değerlendirmeye tabi tutularak eksik yönlerin giderilmesi amaçlandı. Teknik ve uygulamalı olarak iki aşamada gerçekleşen eğitimde, personelin iş güvenliği ve işçilik hatalarının azaltılması öncelikte tutuldu.

Şu ana kadar usta-çırak ilişkisiyle gerçekleşen saha personelin uzmanlaşma aşaması, şirket tarafından profesyonel olarak ele alındı. Arıza giderim personelini kapsamlı ve modüler bir eğitime alan şirket, bu yönüyle tek oldu. Bu sayede diğer şirketlere de rol model olacak bir çalışma ortaya çıktı.

Değerlendirme sınavı için 5 ilde eğitim sahaları hazırlandı. Geri dönüştürülebilir malzemeler değerlendirilerek, sahalara farklı tiplerde direkler dikildi. Manevra çalışmaları için modüler hücre, trafo, pano, travers, izolatör gibi atıl envanter, eğitim sahalarında kullanılabilir hale getirildi. İllerin tümünde sınav sahası hazırlıkları ayrı ayrı yürütüldü ve bu sayede 5 ilde de eş zamanlı olarak değerlendirme yapabilme yeteneği kazanıldı.

309 farklı arıza bakım ve onarım iş tipi olduğunu tespit eden şirket, her bir iş için arıza onarım ve bakım (AOB) personelinden 'beklenen nedir, ne olmalıdır, nasıl yapılır' gibi sorulara cevap verebilecek bir eğitim kurgusu oluşturdu. İlk aşamada mevcut personelin yetkinliklerini, seviyesini, sahadaki hakimiyetini görmek amacıyla temel teorik değerlendirme sınavı gerçekleşti. Bu sınav 33 farklı lokasyonda ve 5 ilde eş zamanlı olarak çoktan seçmeli test şeklinde yapıldı. Her bir personel teorik bilgi anlamında, lokasyon bazlı, kişi bazlı, eğitim durumu bazlı ve çalışma yılı bazlı analiz edildi. Ardından personelin sahada uygulamalı değerlendirilmesi adımına geçildi.

Bu adımda yapılan uygulamalı eğitimlerde, personel değerlendirme heyetleri alanında uzman ve sahada yıllardır görev almış koordinatör, müdür ve şef seviyesinde mühendis ve teknikerlerden oluşturuldu. Heyet alanında uzman teknik personeller tarafından hazırlanan vaka sorularını personele yöneltti. Bunlar sahada bire bir canlandırılıp, sınava giren personelin bu vakalarda, arıza bakım ve onarım süreçlerini nasıl yürüttüğü gözlemlendi. Teknik bilgi ölçülerek, personel yetkinliği değerlendirildi.

YEDAŞ Dağıtım Direktörü Yunus Emre Bilgi, "Elektrik şebekesi arıza onarım süreci yüksek tehlikeli iş sınıfında yer alan özel bir alan. Elektriğin yaşamımızın her anında gün geçtikçe artan bir ihtiyaç olması yaptığımız işi aynı zamanda sosyal bir görev haline getiriyor. Geçmiş dönemlerde mavi yaka personelin teknik anlamda gelişimi, yaparak öğrenme ve usta çırak ilişkisine dayanıyordu. Artık teknik eğitim sürecimizde kapsamlı bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz. Kritik becerilerin gelişmesiyle ilgili bireysel uygulamalı eğitimler veriyoruz. İş gücü yönetim sistemimizde yetkinlik matrisleri mevcut. Hem teknik hem de iş güvenliği adımlarını, doğru bir şekilde uyguladığından emin olduğumuz personel ilgili işlere müdahale edebiliyor. Bu kabiliyet bize çalışanlarımızın sağlığını korumayı, işçilik hatalarının minimize edilmesini ve dolayısıyla tüketicilerimize kesintisiz enerji sağlamamızın önünü açıyor" dedi.

İnsan Kaynakları Koordinatörü Emre Oğuz, "Şebeke altyapısına ve insan kaynağına çok ciddi bir yatırım yapıyoruz. En değerli kaynağımız olan insan kaynağı bizim sahadaki hizmetlerimizde operasyonel mükemmelliğimiz adına en önemli taraflardan bir tanesi. Buradaki ilk önceliğimiz iş güvenliği ve çalışanlarımızın yetkinliklerini geliştirmek.

Büyük bir projemiz var ve 4 alt başlığa sahip. Bunlardan bir tanesi 'İş Gücü ve Operasyonel Gelişim Projesi'. Bu projede çalışanlarımızın 4 seviyede 309 iş tipinde yetkinliklerini tanımladık. Şu anda onların teknik eğitimlerini ve uygulama eğitimlerini gerçekleştiriyoruz. Bunun hemen akabinde online olarak, dijital testlerini gerçekleştireceğiz. Ortaya çıkan sonuçlara göre, gelişim manasında eğitimlerini tamamlayacağız. Şu anda bu eğitimler 5 ilde devam ediyor. Biz toplamda 5 ilde 33 tane lokasyonda 700'ün üzerinde çalışanımız için teknik eğitimleri ve sınavları tamamladık. Şu anda da uygulama eğitimlerine devam ediyoruz. Projemizin diğer ayakları ile de kurum içi eğitimlerimiz ve kariyer planlama adımlarımız devam edecek" diye konuştu.

Eğitim alan personel bu tip eğitimlerin kendileri için faydalı olduğunu dile getirdi. Zorlu bir işte çalıştıklarını ve hataya yer olmadığını belirten personel bu amaca yönelik yapılan projede memnuniyetle yer aldıklarını ifade etti.

DÜNYADAN HABERLER
Yenilenebilir Enerji Kovid-19’a Rağmen Rekor Büyüme Gerçekleştiriyor

Dünyada bu yıl yenilenebilir enerji, devreye alınan 198 GigaWatt’lık yeni kapasiteyle Kovid-19'a rağmen yüzde 4 artışla rekor büyümeye imza atacak.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Yenilenebilir Enerji 2020 Raporu'na göre yeni tip korona virüs (Kovid-19) nedeniyle petrol, doğal gaz ve kömür sektörlerinde yatırımların gerilemesine rağmen yenilenebilir enerji kaynakları büyümeye devam ediyor.

Bu yıl devreye giren yenilenebilir enerji kurulu gücü geçen yıla göre yüzde 4 artışla 198 GigaWatt seviyesinde gerçekleşecek. Söz konusu kapasite bu yıl devreye giren toplam elektrik kapasitesinin yüzde 90'ını oluşturacak.

Küresel enerji talebinde bu yıl yüzde 5 ile İkinci Dünya Savaşı'ndan beri en büyük düşüş görülürken, yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi bu yıl 2019'a göre yüzde 7 artacak.

Yenilenebilir enerjideki büyüme gelecek yıl da devam edecek. Yenilenebilir enerjide 2021'de devreye girecek ilave kapasite yüzde 10 büyümeyle son 6 yılın büyük artışı olarak kayıtlara geçecek. Gelecek yıl devreye alınacağı öngörülen yenilenebilir enerji kapasitesinde, Hindistan ve Avrupa Birliği itici güç olacak.

IEA raporuna göre, yenilenebilir enerji kapasitesindeki artışın sürmesi için politika yapıcıların bu kaynakları destekleyici adımlar atmaya devam etmesi gerekirken, bazı ülkelerde teşviklerin sona ermesi ve ortaya çıkan belirsizlikler sonucunda 2022'de devreye girecek yenilenebilir enerji kapasitesinde küçük bir düşüş görülecek.

Güneş en fazla kapasite artışı görülen yenilenebilir enerji kaynağı olacak. Güneş enerjisinde 2022'de devreye alınan kapasite 150 GigaWatt’a ulaşarak son üç yılda yaklaşık yüzde 40 büyüme gösteren kaynak haline gelecek.

Gelecek 5 yıl içinde yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş sürecek. Bu düşüşün etkisiyle, dünyadaki toplam rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi 2023'te dünyadaki toplam doğal gaz kapasitesini, 2024'te de toplam kömür kapasitesini aşacak.

IEA Başkanı Dr. Fatih Birol, yaptığı değerlendirmede, yenilenebilir enerji kaynaklarının salgın nedeniyle ortaya çıkan zorlukları aştığını belirerek, "Diğer kaynaklarda salgına karşı mücadele verirken, yenilenebilir enerji güçlü bir büyüme gösteriyor. Sektördeki direnç ve olumlu eğilim, yatırımcıların güçlü iştahına da yansıyor ve gelecek yenilenebilir enerji kaynaklarında devam eden kapasite büyümesiyle daha parlak görünüyor." ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının salgına karşı dirençli olduğunu fakat politika belirsizliklerine karşı aynı direnci gösteremeyeceğini aktaran Birol, şunları kaydetti: "2025'te, yenilenebilir enerji dünyadaki en büyük elektrik üretim kaynağı haline gelecek ve kömürün son 50 yıllık konumunu elinden alacak. Bu dönemde, yenilenebilir enerji kaynaklarının dünyanın elektriğinin üçte birini karşılaması beklenirken, toplam kapasiteleri ise Çin'in bugünkü elektrik kapasitesinin 2 katına ulaşacak."

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

Kovid-19 Ekonomik Toparlanma Programları, Fosil Yakıtlara Finansman Sağlamaya Devam Ediyor

G20 ülkeleri petrol, doğal gaz ve kömüre her yıl yarım trilyon dolardan fazla para harcıyor.

G20 Karnesi’, verimsiz fosil yakıt teşviklerini sona erdirmek üzere birçok kez sunulan taahhütlere rağmen, G20 hükümetlerinin fosil yakıtlara sağladığı desteğin 2014-2016 yılları arasındaki harcamaya kıyasla yalnızca yüzde 9 düşüş göstererek son üç yılda yıllık 584 milyar ABD dolarına ulaştığını ortaya koyuyor.

Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü, Uluslararası Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü ve Uluslararası Petrol Dönüşümü tarafından hazırlanan rapor, bu küçük ölçekli ilerlemenin, Kovid-19 kapsamında fosil yakıt sektörüne tahsis edilen milyarlarca dolar sebebiyle, muhtemelen bu yıl sıfırlanacağını belirtiyor.

Raporun baş yazarı Anna Geddes, "G20 hükümetleri, KOVİD-19 krizi öncesinde dahi, fosil yakıtlara sundukları kamu finansmanını sonlandırma kapsamında Paris Anlaşması’nda belirlenen taahhütleri yerine getirmek üzere henüz ilerleme kaydetmemişlerdi.

Bugün, verilen taahhütlerin aksi yönünde ilerleyerek hayal kırıklığı yaratıyorlar. 2020 yılındaki fosil yakıt finansmanı, G20 ülkelerinin fosil yakıtlara sağladığı fonlarda az da olsa düşüş gördüğümüz son birkaç yıl ile kıyaslandığında, büyük olasılıkla sabit kalmaya devam edecek ya da tekrar yükselme eğilimine geçecektir." dedi.

Enerji Politikaları Takipçisi (Energy Policy Tracker) tarafından sunulan güncel veriler, G20 hükümetlerinin, kurtarma programları kapsamında, salgın başından bu yana fosil yakıt kullanımı yoğun olan sektörlere en az 243 milyar dolar destek sağladığını ortaya koyuyor.  

Raporda araştırmacılar, son dönemde verilen KOVİD-19 kurtarma paketleri kapsamındaki taahhütlerinin yanı sıra, fosil yakıtlara sundukları desteği aşamalı olarak sonlandırma taahhüttü olan G20 ülkelerinin, pandemi öncesindeki politikalarını değerlendiriyor. 

Araştırma kapsamında yedi adet gösterge kullanılıyor. Bu göstergeler arasında şeffaflık, verilen taahhütler, kömür, petrol ve doğal gaz sektörlerine aktarılan kamu fonları, fosil yakıta dayalı elektrik (üretim ve tüketim) ve finansmanın zaman içinde ne şekilde değiştiği yer alıyor.

Değerlendirme kapsamındaki ülkelerin büyük kısmında son üç yılda kaydedilen ilerleme, uzmanlar tarafından "zayıf" ya da "çok zayıf" olarak nitelendiriliyor. Bununla birlikte raporda, hiçbir G20 ülkesinin, Paris Anlaşması’nın hedefleriyle paralel şekilde "iyi ilerleme" kaydetmediği ortaya konuluyor. G20 bünyesindeki Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü üye ülkeleri arasında, Almanya fosil yakıt finansmanının aşamalı olarak sonlandırması kategorisinde en iyi performansı gösterirken, Meksika, Türkiye ve İngiltere en son sırayı paylaşıyor.

OECD üyesi olmayan G20 ülkeleri arasında en yüksek puanı Brezilya alırken, son sırada Suudi Arabistan geliyor. En çok puan alan Almanya, şeffaflık, güçlü taahhüt sunma, petrol ve doğal gaz üretimi ve fosil yakıt kullanımı kategorilerinde nispeten daha düşük puan alıyor.

Ülkenin fosil yakıtlara verdiği destek, 2014-2016 yıllarına göre yüzde 35 düşüş kaydediyor. Brezilya’nın nispeten iyi olarak nitelendirilebilecek performansı; kömür üretimine, fosil yakıta dayalı elektriğe, tüketime ve kömür üretimine düşük destek verilmesine ve devlet kurumlarının fosil yakıt yatırımlarındaki azalmaya dayalı olarak gerçekleşiyor.

Geddes şu değerlendirmede bulundu: "Çin, Japonya ve Güney Kore’nin kısa süre önce açıkladığı net sıfır emisyon planları ile AB’nin Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliğiyle mücadele azminin ve bu mücadele kapsamında hayata geçirilmesi gereken eylemlerin ivme kazandığına işaret ediyor. Halihazırda gerçekleşen Ortak Finans Zirvesi (Finance in Common) 28 Kasım’da gerçekleşecek G20 zirvesi ve aralık ayındaki Paris Anlaşması’nın 5’inci yıl dönümü bu ivmeyi desteklemek için çok güzel fırsatlar. Son üç yıl boyunca hükümetler ilerleme sağlayamamış olsa da, önümüzdeki üç yılı dönüm noktası haline getirmek mümkün.”

Kaynak: Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü

İspanya, Enerji Dönüşümüne 88 Milyar Dolarlık Yatırım Planlıyor

İspanyol kamu kuruluşu Iberdrola, yenilenebilir enerji kapasitesini 10 yılın sonunda üç katına çıkarmak ve temiz enerji dönüşümü planları çerçevesinde ilerlemek için, 2025 yılına kadar 88 milyar dolar yatırım yapacak.
Avrupa’da emisyonların ve fosil yakıt kullanımının azaltılması hedefi doğrultusunda adımlar atan Iberdrola, iddialı hedefler benimseyen enerji şirketlerine öncülük ediyor.

Şirket İcra Kurulu Başkanı Ignacio Galan’a göre, dünyanın tüm enerji ihtiyacını karşılamanın ve emisyon azaltma hedeflerine ulaşmanın yolu, elektrik üretiminde temiz kaynakların payının artırılması.

Son 20 yıldır bu yolda ilerleyen Iberdrola, yatırımlarını güneş ve açık deniz (offshore) rüzgâr enerjisine odaklayacak.

Önümüzdeki 10 yıl içinde güneş enerjisi kapasitesini dört katına çıkarmayı hedefleyen şirketin, açık deniz rüzgâr enerjisini yedi, karasal rüzgâr enerjisini ise üç katına çıkarması bekleniyor.

Şirketin hedefi, 32 GW olan yenilenebilir enerji kapasitesini 2025 yılına kadar 60 GW’a çıkarmak. Firma 2025 rakamlarının ötesinde, bu tarihe kadar yapım aşamasında olacak 11 GW’lık proje belirlediklerini açıkladı.

Geçen ay, 4,3 milyar dolar ile PNM Resources’u satın alarak ABD’deki varlığını artıran şirket, iklim değişikliğini yavaşlatmak için enerji dönüşümü ve emisyonların azaltılması gibi adımlardan yararlanmayı umuyor.

Kaynak: Reuters

ABD Yenilenebilir Enerji Endüstrisi Biden Zaferinden Memnun

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yenilenebilir enerji sektörü, ülkede başkanlık seçimini Joe Biden’ın kazanmasından memnun. Endüstri temsilcileri yeni yönetim ile ülkenin küresel iklim liderliğine yeniden katılma potansiyeli olduğunu vurguluyor.

Güneş Enerjisi Endüstrisi CEO’su Abigail Ross Hopper, Biden’ın başkan seçilmesi ile çevresel adaletin sağlanacağını ve temiz enerji kullanımının artacağını ifade etti. Seçimi “tarihi” olarak nitelendiren Amerikan Yenilenebilir Enerji Konseyi Başkanı Greg Wetstone, “Amerikalılar temiz enerjili bir gelecek istiyor ve bilim adamları da temiz enerjiye ihtiyacımız olduğunu.” ifadelerini kullandı. Biden’a, Paris İklim Anlaşması’na derhal yeniden katılma sözü vermesi nedeniyle teşekkür eden Wetstone, ABD’nin iklim reddinin ötesine geçme ve iklim değişikliğine karşı mücadelede küresel liderlik rolünü yeniden üstlenme zamanın geldiğini belirtti.

Amerikan Rüzgâr Enerjisi Derneği CEO’su Tom Kiernan, Biden’ın kazanmasının ülke için “daha temiz ve refah bir enerji geleceğini şekillendireceğini” söyledi.

Offshore Wind Business Network CEO’su Liz Burdock de, seçim sonucunun iklim değişikliği çözümlerine odaklanan ve uluslararası sahnede yeniden etkileşim kuran bir gelecek için önemli olduğuna dikkat çekti.

Güneş Enerjisi Endüstrileri seçim sonuçları sonrasında 100 günlük eylem planı üzerinde çalıştıklarını açıkladı.  Bu eylem planında temiz enerji ve iklim politikasının, altyapı ve işgücünün geliştirilmesin dayalı, güçlü bir temiz enerji ekonomisinin temelinin atılacağı belirtiliyor.

Yenilenebilir enerjiye hızlı bir geçişin hem iklimi koruma hem de ekonomik refah sağlamak açısından önemli olduğunun altını çizen Amerikan Yenilenebilir Enerji Konseyi Başkanı Wetstone, “Yıllık yatırımı 60 milyar dolardan fazla olan ve ülkenin en hızlı büyüyen iş kategorilerinden ikisi; rüzgâr türbini teknisyenliği ve güneş enerjisi tesisatçılığıdır. Yenilenebilir enerji, 2009’da olduğu gibi Amerika’nın ekonomik iyileşmesine yardımcı olabilir.” dedi.

Wetstone’a göre, Biden’in iklim eylem stratejisi, iklim değişikliğiyle mücadele ederken, sektörde ülke genelinde yüz binlerce insana iş imkanı sunacak.

Kaynak: Rechargenews

HAFTANIN RAPORU

Kurumsal Kapasiteyi Yenilenebilir Enerji için Harekete Geçirmek

İklim ve enerji hedeflerine ulaşmak için ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına aktardığı kurumsal sermayeyi harekete geçirmeleri gerekiyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK