SEKTÖRDEN HABERLER
Engelli, 65 Yaş Üstü Tüketiciler, Şehit Aileleri ve Gazilerin Elektriği Borcundan Ötürü 3 Ay Boyunca Kesilemeyecek

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, 65 yaş üstü ve engelli tüketiciler, şehit aileleri ve gazilerin elektriğinin borcundan ötürü 3 ay boyunca kesilemeyeceğini açıkladı. 

Bütün elektrik dağıtım şirketlerinin uyması gereken kuralları içeren bir yönetmelik ile 4 usul ve esastan oluşan kalite mevzuatı paketi EPDK kurul kararıyla kabul edilirken, Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kamuoyu görüşüne açıldı. Elektrikte yeni dönem kararlarına ilişkin açıklama yapan Yılmaz, "Her iki yönetmelikte de kırmızı çizgimiz kaliteli hizmet ve tüketici memnuniyeti. Bu yeni dönemde kaliteden taviz veren, tüketici mağduriyetine sebep olan şirketler ağır cezalarla karşılaşacak." uyarısında bulundu. 

Yılmaz, görüşe açılan Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'ni kurul olarak karara bağlayacaklarını belirterek, şöyle devam etti: "Burada çok önemli yenilikler getiriyoruz. Örneğin, 65 yaş üstü aboneler, engelli tüketiciler ve şehit aileleri ve muharip, malul gazilerimizin borcundan ötürü elektriği 3 ay boyunca kesilemeyecek. Tedarik şirketleri bu borcu 4 aya kadar taksitlendirebilecek. Vatandaşlarımız artık evinden, telefonla ya da internet üzerinden abonelik başvurusu yapabilecek. Mağduriyet oluşmaması için cuma günleri, resmi ve dini bayramlarda ve bu bayramların bir önceki gününde yani arifesinde elektrik kesme işlemi yapılamayacak." 

Geçen hafta kabul edilen Kalite Yönetmeliği'ne ilişkin detayları da aktaran Yılmaz, elektrik sektöründe önemli bir dönüşümün yaşanacağını ve kesintilerin asgari düzeye indirileceğini bildirdi. Yeni dönemle birlikte elektrikte kesinti sayısı, süre ve miktarında önemli iyileştirmeleri beraberinde getirecek hem teşvik edici hem de caydırıcı düzenleme yaptıklarını kaydeden Yılmaz, kalite faktörü bileşenleriyle bu bileşenlerin ödül ve ceza puanlama mekanizmasının, kullanıcı memnuniyetinin iyileştirilmesi yönünde elektrik dağıtım şirketleri için daha fazla teşvik edici olmasını beklediklerini vurguladı. 

Kesinti sayı ve sürelerinde iyileştirme yapamayan elektrik dağıtım şirketlerine ceza verileceğini bildiren Yılmaz, "Ayrıca, bir inşaatın bitimiyle elektrik altyapısının hazır hale gelmesi için gerekli plan ve projelerin hazırlanarak, yatırım çalışmaları dağıtım şirketi tarafından zamanında yapılacak. Bir inşaat bittiğinde elektrik altyapısını hazır hale getirmemiş olan dağıtım şirketi bedelini de ödeyecek." ifadelerini kullandı. 

Yılmaz, yeni dönemde tüketicilere sunulan elektriğin kaliteli ve kesintisiz olmasının büyük önem taşıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Elektrik dağıtım şirketinin dağıtım faaliyeti esnasında kullanıcının cihazına hasar gelmesi halinde, kullanıcının 30 gün içinde şirkete başvurması gerekiyor. Dağıtım şirketi 10 iş günü içinde cevap vermezse ya cihaz hasarını giderecek ya da tamir bedelini ödeyecek. Ayrıca, enerji sektöründe iş kazalarının önlenmesi EPDK’nin öncelikleri arasında yer alıyor. Elektrik dağıtım şirketlerinde her yıl basit yaralanmalardan ölüme kadar ciddi sonuçlar doğuran birçok kaza meydana geliyor ve bunların sıfırlanması gerekiyor. Bu kazaların engellenmesi için yeni uygulama döneminde kalite faktörü parametreleri arasında iş sağlığı ve güvenliği göstergesine de yer verdik. Hem yöneticilerin hem de çalışanların iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi hayati önem taşıyor. Böylece elektrik dağıtım sektöründe can ve mal güvenliği sağlanacak, iş gücü ve zaman kayıpları da azalacaktır ama bu konuda gerekli adımları atmayan, iş güvenliği kültürüne kayıtsız kalan şirketler, işçilerin kaza geçirmesi ve iş kazasında hayatını kaybetmesi sonucunda ağır bir ceza ile karşılaşacak." 

EPDK’nin açıklamasına göre, kullanıcıların herhangi bir nedenle elektrik dağıtım şirketine çağrı merkezi üzerinden ulaşma süreci iyileştirilecek. Çağrı merkezine ulaşan kullanıcıların sorunlarının gerekli özenle incelenerek çözüme kavuşturulması sağlanacak. Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri gerçekleştirilen çağrı merkezi hizmetleri için tüketici memnuniyeti anketi yapmak zorunda olacak. Anket sonuçları olumsuz çıkan söz konusu şirketlerin gelirlerinden kesintiye gidilecek.

Elektrik dağıtım şirketleri tarafından oluşturulan bağlantı görüşü süresi iyileştirilecek ve bağlantı taleplerinin karşılanma süreleri kısaltılarak kullanıcıların memnuniyeti artırılacak. Dijital dönüşümün gerçekleşmesiyle daha kısa sürede ve daha kaliteli hizmet sunulacak.

Elektrik dağıtım şebekelerine entegre edilen ve akıllı şebekeler olarak adlandırılan teknolojiler, akıllı şehirlerin de altyapısını oluşturuyor. Akıllı şebekeler kayıp kaçakla mücadelede büyük önem taşıyor. Yeni dönemde akıllı şebekelerin yaygınlaştırılması tüketici memnuniyetinin artırılması ve kayıp kaçakla mücadelede etkin sonuçlar alınması hedefleniyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

“Yerli ve Temiz Enerji Kaynağıyla Elektriğimizi Sağlayacağız”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bakanlık binasına kurulan soket gücü anlamında Türkiye’de kurulan en büyük şarj istasyonu olma özelliğine sahip ‘GES ve E-Şarj İstasyonu’ açılış töreni programına katıldı. Törende konuşan Bakan Dönmez, yaklaşık 1 yıldır yürütülen hummalı çalışmaların neticesinde projeyi hayata geçirdiklerini ifade etti. 

Projenin detayları hakkında teknik bilgiler veren Dönmez şunları söyledi: “Güneş enerjisi santralimiz 999 kW kurulu gücü sahip. Santralimiz, 7 binada 5029 m2 çatı, 2 binada 165 m2 cephe ve 353 m2 otopark üstü olmak üzere toplam 5547 m2’lik bir alana kuruldu. Çatı, cephe ve otopark alanında toplamda 2 bin 872 adet güneş paneli kullandık. Yemekhane, otopark, K, L, M, N blokları, kreş, sağlık tesisi, misafirhane, ısı merkezi ve TEİAŞ binalarını artık güneş enerjisiyle aydınlatacağız. Yerli ve temiz enerji kaynağıyla elektriğimizi sağlayacağız. Yaklaşık 2 hafta önce kabulü yapılarak santralimizi devreye aldık. Bugüne kadar 118.000 kWh enerji ürettik. İnşallah kampüsümüzün yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 17’sini buradan karşılayacağız. Tabi mevsim şartlarını da göz önüne alırsak bu oran bahar ve yaz aylarında yüzde 25’lere kadar çıkacak.”

Şarj istasyonu ile ilgili bilgileri paylaşan Dönmez; “Açık otoparkımıza 2 adet 50kW DC hızlı şarj ve 22 kW AC şarj istasyonu kurduk. Her iki şarj istasyonumuzun kablo çıkışları hem Avrupa ve ABD menşeili hem de Uzakdoğu menşeili araçları şarj edebilecek şekilde yapıldı. Böylece şarj istasyonumuz dünyada üretilen bütün elektrikli araçların kullanımına uygun olacak.52 kWh bataryalı bir araç 50 kW DC şarj istasyonunda yaklaşık 1 buçuk saatte, 22 kW AC şarj istasyonunda yaklaşık 2 saat 54 dakikada dolacak” ifadelerini kullandı. 

Kampüs içerisinde de enerji verimliliği ve revizyon çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini aktaran Dönmez şöyle devam etti: “Kampüsümüzde daha fazla enerji verimliliği sağlamak için gerekli dönüşüm ve revizyon çalışmalarımızı sürdürüyoruz. A, B, C, D, E, F ve R blokta incelemelerimiz tamamladık. A, B, C, D bloktaki asansörlerle birlikte kampüsümüzün sıcak su ve ısınma ihtiyacını karşılayan ısı merkezimizde bulunan 4 adet eski ve verimsiz ısı kazanını yeni nesil kazanlarla değiştirdik. Böylece enerji verimliliğini kampüsümüzün her noktasına taşıdığımız bir altyapıyı inşa ediyoruz. A, B, C, D blok ofis tavan armatürleri, LED panel armatürlerle değiştirildi. A, B, C, D blokta tadilat yapılan ofislerde bulunan peteklerin ahşap kapamaları da ısı transferinin daha verimli olması için söküldü. Kampüsümüzün mevcut trafoları ve jeneratörleri de enerji ihtiyacımızı karşılamıyordu. Sık sık arızalar meydana geliyordu.  Enerji güvenliği ve enerji verimliliği için 2 adet 1400 KVA, 2 adet 2000Kva jeneratör ile 4 adet 1600 KVA trafo, 1600 KVA kuru tip trafonun montajı ve kablo çekim işleri tamamlandı. F bloğun altında ortak veri merkezi oluşturarak Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarının veri merkezlerini tek bir noktada topladık. Böylece bilgi güvenliğinin sağlanması adına önemli bir kurumsal uygulamayı da hayata geçirdik.”

Kaynak: Petrotürk

Yeni Kaynak ‘Verimlilik’

Dünyanın artık enerjide yeni kaynaklardan söz etmesi gerektiğine dikkat çeken IEA Başkanı Fatih Birol, “Artık enerji verimliliğini en önemli yakıt olarak görebiliriz. Hem ülkelerin cari açığını düşürüyor hem de çevreye ve doğaya daha az zarar verilmesini sağlıyor” dedi. Birol, “Bundan sonra enerji piyasaları için aşı ne derse o olacak” diye konuştu.

Dünya enerji sektörü daha önce hiç yaşamadığı bir krizin içinde. Bu krizin tek sebebi ise korona virüs salgını ve buna bağlı olarak ekonomilerde gerçekleşen büyük talep düşüşleri. Enerji piyasalarının uzun bir süre daha bu krizin etkilerini hissedeceğini söyleyen Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, önümüzdeki yıl içerisinde de piyasaların net bir düzlük görmeyeceğini ifade etti.

Birol, Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin (EGD) düzenlediği toplantıda dünyanın önümüzdeki süreçte yeni bir enerji kaynağına odaklanacağını belirtti. Petrol, kömür ve doğalgaz gibi kaynakların yerine artık yeni bir kaynaktan söz etmek gerektiğini aktaran Birol, bu kaynağın verimlilik olduğunu açıkladı.

Enerjiyi verimli kullanmanın hem maliyeti düşürdüğünü hem de daha çevreci bir adım olduğunu anlatan Birol, “Artık enerji verimliliğini en önemli yakıt olarak görebiliriz. Hem ülkelerin cari açığını düşürüyor hem de çevreye ve doğaya daha az zarar verilmesini sağlıyor” dedi.

Son dönemde yenilenebilir enerjinin de uluslararası enerji piyasalarında oldukça önemli bir konuma ulaştığını dile getiren Birol, “Bu etki artarak devam edecek. Yenilenebilir enerji daha da güçlenecek. Pandemi döneminde petrol ve doğalgaz piyasaları sıkıntılı bir dönem geçirirken bu süreçte kendi varlığını güçlendiren tek alan yenilenebilir enerji türleri oldu. Artık uluslararası piyasada tüm devletler yenilenebilir enerjide geldikleri noktayı bu bakış açısıyla değerlendirip ne yapabileceklerini tekrar gözden geçirecekler” ifadelerini kullandı.

Pandemi süresinde enerji piyasalarının büyük bir kırılım yaşadığını ifade eden Fatih Birol, “Bu süreçte çok fazla enerji şirketi ekonomik olarak zor bir dönem geçiriyor. Özellikle bu şirketlerin sağladıkları istihdamlar da ciddi düşüşler var. Çok fazla kişi işini kaybetti. Bu beraberinde sosyal sorunları da getiriyor. Bu kısımlara da ayrıca odaklanmak şart” değerlendirmesinde bulundu.

Salgının ilk başladığı günden itibaren büyük bir şok geçiren dünya ekonomileri pandemi sürecinde gelen olumlu ve olumsuz haberlerle bir dalgalanma süreci yaşadı. Vaka sayıları artışa geçtiğinde ve salgının yayılma hızını azaltacak kısıtlama önlemleri devreye girdiğinde enerji talebi zayıflarken vakaların düştüğü dönemde ise enerji talebi artış gösterdi. Talepteki bu hareketler özellikle petrol fiyatlarının seyrini etkiledi.

Bu konuda aşı çalışmalarından elde edilecek sonuçların enerji piyasalarını çok yakından ilgilendirdiğini söyleyen Fatih Birol, “Önceden Petrolde ve gazda üretim bölgelerindeki sıkıntılara ve talebe bakıyorduk ama artık bunların hepsinin önüne geçen bir etken var. O da aşı çalışmaları. Artık her şey aşının etrafında dönüyor. Aşı ne derse ol olacak. Aşılar iyi sonuçlar getirdikçe piyasalar da ona göre olumlu tepkilerini verecek. Ancak özellikle petrol fiyatları özelinde konuşmak gerekirse şu anda yüksek fiyat beklentisi biraz anlamsız olur. Özellikle eskisi gibi 70-80 dolar seviyelerini görmek için daha beklememiz gerekiyor. Arz edilmiş veya arz edilmeye bekleyen petrol ve doğalgaz seviyesi bu kadar yüksekteyken de bu zaten mümkün görünmüyor” diye konuştu.

Kaynak: Hürriyet

Rüzgarda Her Yıl 1.000 MW Yeni Güç, 1.000 MW Yeni Kapasite Tahsisi Gerekiyor

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu tarafından yayınlanan basın açıklaması ile rüzgâr enerjisinin Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya vurgu yapılırken, sektörün 2020 sonrası dönemdeki büyümesi ve dayanıklılığını artması için öneriler sıralandı.

Açıklamada 2019 yılında rüzgâr enerjisinden sağlanan 20 milyar KiloWatt-saat’lik elektrik üretiminin Türkiye’nin fosil yakıt ithalatının 900 milyon dolar düşük olmasını ve bu tutarın ülke ekonomisi içinde kalmasını mümkün kıldığı belirtilirken, bu üretimin aynı zamanda spot piyasadaki elektrik fiyatlarının dolayısı ile de elektrik tüketicilerinin faturalarının da daha düşük gerçekleşmesine katkı sağladığının altı çizildi.

Bu katkının artarak devamı için Türkiye’de her yıl 1.000 MW gücünde yeni rüzgâr enerjisi santralinin devreye girmesi ile yeni projeler için 1.000 MW yeni kapasite sağlanmasının da zorunlu olduğuna vurgu yapılan açıklamada, TÜREB yönetiminin önerileri şu şekilde sıralandı;

-Yerli ve yabancı yatırımcıların yaşadığı belirsizliğin giderilmesi için en az 5 yıllık bir ihale takviminin ilan edilerek, uzun vadeli proje stoku oluşturulması,

-Devrede mevcut santraller için yapılan ve 3 GW’a yakın güç artışı sağlayabilecek ön lisans aşamasındaki kapasite artış başvurularının hayata geçmesini hızlandıracak adımlar atılması,

-Eksi fiyatlı projelerin zorlaşan finansman sıkıntısına rağmen hayata geçebilmesi için, elektrik tüketicilerinin bu projelerden ikili alım anlaşmalar ile elektrik almaları halinde YEKDEM maliyetinden muaf tutulmaları gibi özendirici uygulamalar geliştirilmesi,

-Rüzgar enerjisi yatırımlarının sürdürülebilir ve finanse edilebilir olabilmesi için çıpa fiyat ilan edilmesi. İlan edilecek bu fiyatın yabancı yatırım çekebilmek için Dolar ve/veya Avro bazlı olması. TL olarak ilan edilmesi halinde ise alım fiyatının eskalasyonunda döviz bazlı veya en az yüzde 60 döviz içeren bir eskalasyon sepetinde olması,

-Yerli rüzgar sanayisini korumak ve bu firmaların yurt dışı pazarlardaki rekabetçiliğini artırmak için, yerli ekipman kullanılan rüzgâr enerjisi santrallerine, elektrik piyasasına doğrudan veya alım garantilerine dayalı olarak satış yapmalarından bağımsız olarak “ek bir fiyat desteği” sağlanması,

-Yenilenebilir enerji sektörünün daha da gelişmesi için kritik önem taşıyan hibrit projelerin hayata geçirilmesinin önündeki engellerin kaldırılması, özellikle YEKA sahalarında hibrit santraller kurulması ve bu süreçlerin hızlandırılması ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması,

-Rüzgâr enerjisi yatırımlarının hızlandırılması adına yapı ruhsatı mevzuatında RES yatırımları için muafiyet getirilmesi veya basitleştirilmeye gidilmesi,

-Sistem kullanım bedellerindeki yüksek artış oranlarının düzenlenmesi.

Kaynak: Yeşil Ekonomi

Çoruh EDAŞ’tan Kesintisiz Enerji için Son Hamle

Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. (Çoruh EDAŞ), ağustos ayında başladığı Trabzon’un vizyon projelerinden biri olan DM-10 elektrik altyapı projesinde son aşamaya gelindiğini açıkladı.

Havaalanı, Konaklar, Pelitli, Çimenli ve Yalıncak mahallelerini kapsayan projenin tesis çalışmalarının son adımında olduklarını belirten Çoruh EDAŞ Trabzon İl Müdürü Osman Aydın, yaklaşık 50 bin kişiye kaliteli ve kesintisiz elektrik enerjisi sunmayı amaçladıkları projede yılsonuna kadar tamamlanacak sözünü yerine getirdiklerinin altını çizdi.

Çalışmalar içerisinde planlı elektrik kesintilerini olabildiğince az yapmak hatta gece çalışmaları ile süreci hızlandırmak gayesinde olduklarını ileten Aydın, hava şartları ve fiziki koşullara bakılmaksızın yoğun bir çalışma temposu ile saha çalışmaları yürüterek kesintisiz enerjiyi hizmete sunmak için gün saydıklarına vurgu yaptı.

Çoruh EDAŞ, sorumluluk bölgesi içerisinde tüketicilerine kaliteli ve kesintisiz enerji sunma hedefi doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor. Trabzon’da elektrik altyapı yatırımı olarak bugüne kadar tek seferde gerçekleştirilen en büyük yatırım projesinin hizmete sunulması için gün sayan Çoruh EDAŞ, projenin fiziki olarak yüzde 80’nin tamamlandığını duyurdu.

Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Trabzon İl Müdürü Osman Aydın, projenin ilk etabında; 47 bin metre orta gerilim kablolu ve 35 bin metre alçak gerilim kablolu yeraltı şebekesi, 5 adet dağıtım merkezi, 85 adet alçak gerilim direği, 2 bin 500 metre kapalı kablo alçak gerilim havai hat, 357 adet galvanizli aydınlatma direği ile 178 adet saha dağıtım panosu tesis edildiğini belirtti.

Projenin ikinci etabında Yalıncak bağlantısı, üçüncü etabında da Kaşüstü bağlantısının gerçekleştirildiğini bildiren Aydın, çalışmalar tamamlandığında tüm bölgenin elektrik şebekelerinin yeraltına alındığını ve ciddi oranda güç ilavesi yapılarak bölgede yaşanan elektrik kesintilerine de son verileceğini ifade etti.

Yenilenmiş olan dağıtım merkezlerine ve yeraltı olarak tesis edilen müşteri gruplarına yeni hatlardan enerji verme işlemlerine geçildiğini belirten Aydın şöyle konuştu: “Ekiplerimiz Trabzon’un en büyük projelerinden biri olan DM-10 için 7 gün 24 saat sahada. İş sağlığı ve güvenliği kuralları gereği enerji altında çalışma yapamadığımız için planlı kesintiler yapılmakta olup proje kapsamında planlı elektrik kesintilerini olabildiğince en aza indirmeye çalışıyoruz. Hatta gece çalışmaları ile süreci hızlandırma gayesindeyiz. Hava şartları ve fiziki koşullara bakılmaksızın yoğun bir çalışma temposu ile saha çalışmaları yürütülürken hedefimiz olan kesintisiz enerjiyi hizmete sunacağız. Proje tamamlandığında belirtilen mahallelerin batıda Değirmendere, doğuda da Yomra ile ring oluşturarak herhangi bir arıza durumunda alternatif beslenme imkanı olacak. Projemiz, Trabzon’da elektrik altyapı yatırımı olarak bugüne kadar bir seferde gerçekleştirilen en büyük yatırımdır. Gelecek yıllarda gerçekleştirilmek üzere başka vizyon projelere de imza atacağız.”

Çoruh EDAŞ Trabzon İl Müdürlüğü, belediye ile iş birliği içerisinde gerçekleştirilen yatırım çalışmaları esnasında desteğini ve sabrını esirgemeyen tüm yerel yönetimler ile tüm elektrik tüketicilerine teşekkürlerini iletti.

Enerji Avcıları’na Bir Ödül Daha

GDZ Elektrik Dağıtım, 12. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi kapsamında verilen Sürdürülebilir Kalkınma Ödülleri’nde Sorumlu Tüketim ve Üretim dalında, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projemiz Enerji Avcıları ile Altın ödülü almaya hak kazandı.

Türkiye’de topluma değer katan ve yenilikçi çözümler geliştiren sosyal sorumluluk uygulamalarını farklı sektörlerden paydaşlarla buluşturan Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi’nin on ikinci yılı “Değişimi Yönetmek Belirsizlik Dönemlerinde Liderlik” temasıyla çevrimiçi düzenlendi.

Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin birbirinden değerli sosyal sorumluluk projelerinin değerlendirildiği zirvede, GDZ Elektrik Dağıtım 5 yıldır sürdürdüğü Enerji Avcıları projesi ile Sorumlu Tüketim ve Üretim kategorisinde birincilik ödülünü almaya hak kazandı.

İzmir, Manisa illerinde enerji dağıtım hizmeti veren GDZ Elektrik teknoloji, inovasyon, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanlarında çalışmalarına devam ederken bir yandan bölgeye katkı sağlayacak, farkındalık yaratacak kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle bölgeye değer katıyor.

2016 yılından bu yana iki il, 47 ilçede aktif sürdürülen Enerji avcıları projesinde 200’ü aşkın okul ziyaret edilerek 4 – 8 yaş grubunda 20 bin öğrenciye ulaşıldı. Proje paydaşlarından biri olan İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden alınan izinler ile okullardan gelen talepler doğrultusunda yıl boyunca okullar ziyaret ediliyor.

Çocukların interaktif şekilde katılımı ile sürdürülen 45 dakikalık etkinliklerle çocuklarda, aileden gelen kaynakların yanlış tüketilmesi alışkanlığının pozitif yönde değiştirilmesi sağlanırken enerji ve diğer kaynakların bir gün tükenebileceği, bu nedenle de ne kadar kıymetli olduğu yönünde de çocuklar bilinçlendiriliyor. Enerji Avcılığı misyonunu üstlenen çocuklar evlerinde, okullarında yani enerjinin aktif olarak kullanıldığı her alanda yetişkinlere de öğrendikleri bilgilerle rehberlik ederek sosyal sorumluluk projesinin toplumda yaygınlaşmasına öncülük ediyorlar.

Proje 2017 yılında da Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri, Sürdürülebilir Kalkınma Akademi ödülleri organizasyonunda "İklim Eylemi" dalında ödüle layık görülmüştü.

Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı’nın 2020 yılını enerji verimliliği yılı ilan etmesi ile bir kez daha değerini ispat eden projenin amacı enerjinin değerini bilen, enerjinin verimli kullanılmasını hayat biçimi haline getirmiş bir nesil yetiştirmek. Her yıl geliştirilerek çocuklar tarafından daha da çok sevilen bir proje haline gelen Enerji Avcıları proje ekibi pandemi süreci sonlandığında çocuklarla bir araya gelmek için can atıyor.

DÜNYADAN HABERLER
Kömür Talebinde Tarihi Düşüş Yaşanacak

Küresel kömür talebi bu yıl korona virüs salgınının etkisiyle yüzde 5 azalarak İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük düşüşünü yaşayacak. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Kömür 2020 raporuna göre, dünyadaki kömür talebinde son iki yılda tarihi düşüş görüldü. Bu düşüşte, ABD ve Avrupa’da kömür kullanımının azalması etkili olurken, doğal gaz fiyatları ve elektrik talebinin düşük olması da önemli rol oynadı.

Salgını önlemek için alınan tedbirler neticesinde yavaşlayan ekonomik aktiviteye bağlı olarak kömür talebinin bu yılsonu itibarıyla yüzde 5 azalması öngörülüyor. Öte yandan, gelecek yıl ekonomide beklenen toparlanmanın etkisiyle dünya kömür talebinde yüzde 2,6 artış görülecek. Kömür talebindeki artışın büyük bir kısmı Çin, Hindistan ve Güneydoğu Asya kaynaklı olacak. Gelecek yıl kömür talebi 2019 seviyesinin altında kalacak.

IEA’ya göre, küresel kömür talebi 2021’de artışa geçse de bu durum kısa sürecek ve 2025’te 7,4 milyar tonla yatay bir seyir izleyecek. Böylece, 2013’teki 8 milyar tonluk kömür kullanımı küresel kömür talebinin en yüksek seviyesi olarak kalacak. Kömürün elektrik üretimindeki payında sürekli olarak düşüş yaşansa da nihai kömür kullanımında yakın gelecekte hızlı ve büyük oranda bir düşüş beklenmiyor.

Bugünkü kömür talebinin yüzde 65’inin kaynağı Çin ve Hindistan. Japonya, Kore, Tayvan ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle birlikte bu oran yüzde 75’e yükseliyor. ABD ve Avrupa’nın 2025’te dünya kömür talebinin yüzde 10’unun altında kalacağı öngörülürken, bunun piyasalara etkisinin kısıtlı olacağı tahmin ediliyor. Dünyadaki enerji kaynaklı karbon emisyonlarının en büyük kaynağı olan kömür talebinde bu eğilimin sürmesi, iklim değişikliğiyle mücadele bakımından ciddi risk oluşturuyor.

IEA Enerji Piyasaları Direktörü Keisuke Sadamori, rapora ilişkin değerlendirmesinde, salgının küresel kömür piyasalarını yeniden şekillendirdiğini kaydetti. Salgın öncesinde bu yıl kömür talebinde ufak çaplı bir toparlanma beklediklerini belirten Sadamori, “Fakat kömür talebinde İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en büyük düşüşe şahit olduk. Bu düşüş, dünyanın en büyük kömür tüketicisi Çin’de yılın ikinci yarısındaki ekonomik toparlanma olmasa çok daha fazla olurdu.” ifadelerini kullandı.

Sadamori, yenilenebilir enerjinin 2025’te en büyük elektrik kaynağı olarak kömürü tahtından edeceğine dikkati çekerek, “2025’te doğal gaz da en büyük ikinci elektrik kaynağı olarak kömürü geçecek fakat küresel kömür talebinin yatay seyretmesini ya da bazı Asya ekonomilerinde artmasını bekliyoruz. Tüm bu düşüşlere rağmen kömürün hızlı bir şekilde yok olacağına ilişkin hiçbir işaret yok.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

Güneş Enerjisinde 2021’de Yüzde 34 Büyüme Bekleniyor

Gelecek yıl yenilenebilir enerji alanında küresel sermaye yatırımlarının pandemi öncesi seviyelere dönmesiyle, yenilenebilir enerji yatırımları artacak. Bu yatırımların büyük bir kısmını güneş enerjisi oluştururken, 2021’de devreye alınacak güneş kapasitesi 158 GigaWatt (GW) ile yüzde 34 büyüme gösterecek.

IHS Markit’e göre, bu yıl korona virüs nedeniyle yaşanan kilitlenmelerin sonucu olarak tedarik zincirinde, finansmanda ve projelerin tamamlanmasında sorunlar yaşandı.

Bu yıl sonunda hidroelektrik dışındaki yenilenebilir enerji sermayesi yüzde 7 düşüşle 235 milyar dolar olacak. Araştırma şirketi, yenilenebilir enerjiye yönelik küresel sermaye harcamalarının 2021’de 2019 seviyelerine paralel olarak yüzde 8,5 artarak 255 milyar ABD dolarına yükseleceğini tahmin ediyor.

Yıllık harcamaların 2025 yılına kadar 2021 seviyesinde kalması bekleniyor. Bu, 2015-2019’da kümülatif yatırım harcamasına göre yüzde 9’luk bir artış ile 2021-2025 arasında kümülatif 1,3 trilyon ABD doları harcanması anlamına geliyor. IHS’nin Mali Hizmetler Başkan Yardımcısı Roger Diwan, “Sermaye yatırımının salgın öncesi seviyelere geri dönmesi, maliyetlerin düşmesiyle birleştiğinde, yeni yıla girerken bir ivme kazandırıyor.” dedi.

IHS, 2025 yılında hem kamu hizmeti ölçeğinde hem de dağıtılmış FV güneş için küresel referans sermaye maliyetinin 2017 seviyelerinin yüzde 40 altında olmasını bekliyor.

2021 ile 2025 arasında teknolojinin, yenilenebilir enerji sektöründeki kümülatif yatırımın yaklaşık yüzde 54’ünü oluşturacağı tahmin ediliyor. Ülkeler ve şirketlerin net sıfır emisyona ulaşmak için yenilenebilir enerji hedeflerini artırdığına dikkat çeken uzmanlara göre, Kovid-19 sonrası yeşil girişimlere odaklanan çok sayıda ülke bulunuyor.

Bununla birlikte, Solar Power Europe tarafından bu hafta yayımlanan rakamlara göre 2020, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin performansına bağlı olarak 18,7 GW’lık kurulumlarla birlikte, Avrupa’da 2011’den bu yana güneş enerjisinde yaşanan en güçlü büyüme yılı olacak.

Kaynak: PV Magazine

Yeşil Hidrojen Maliyetleri Azaltılabilir

Yeşil hidrojen, 2030 yılına kadar maliyet açısından fosil yakıtlı alternatifleriyle rekabet edebilir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) 17 Aralık tarihinde yayımladığı, “Yeşil Hidrojen Maliyetinde Azalma: 1,5° C iklim hedefini karşılamak için elektrolizörleri büyütmek” başlıklı yeni raporuna göre, yenilenebilir elektrikle üretilen hidrojen, 2030 yılına kadar maliyet açısından fosil yakıtlı alternatifleriyle rekabet edebilir.

Güneş ve rüzgar enerjisinin maliyetlerinin azalması, performanstaki iyileşmeler ve elektrolizörlerin bu gelişmeye katkı sağladığı belirtilen rapor, hükümetlere elektrolizörlerin maliyetini kısa vadede yüzde 40, uzun vadede ise yüzde 80’e kadar düşürmek için değerlendirebilecekleri stratejiler sunuyor.

Yeşil hidrojenin, ekonomileri karbondan arındırmada kritik bir rol oynayabileceğine dikkat çeken IRENA, özellikle doğrudan elektrifikasyon sayesinde çelik, kimya, uzun mesafe taşımacılığı, nakliye ve havacılık gibi karbondan arındırılması zor sektörlerde önemli adımlar atılabileceğine işaret ediyor.

Yenilenebilir hidrojenin, ekonomilerin karbondan arındırılmasına yönelik küresel çabalarda ezber bozabileceğini söyleyen IRENA Başkanı Francesco La Camera, “Fosil yakıtlar ile yeşil hidrojen arasındaki maliyet farkını kapatmak için oyunu eşitlemek gerekiyor. Maliyet açısından rekabetçi yeşil hidrojen, modern teknolojilerle gelişen ve 21. yüzyıla uygun yenilikçi çözümleri kucaklayan esnek bir enerji sistemi oluşturmamıza yardımcı olabilir.” diye konuştu.

Yeşil hidrojen, şu anda karbon yakalama ve depolama (CCS) ile fosil yakıtlardan üretilen mavi hidrojenden 2-3 kat daha pahalı.

Yeşil hidrojenin üretim maliyeti, yenilenebilir elektrik fiyatları, elektrolizörün yatırım maliyeti ve çalışma saatleri tarafından belirleniyor.  Halihazırda yenilenebilir enerji kaynakları dünyanın pek çok yerinde en ucuz enerji kaynağı haline geldi ve MWh başına 20 doların altında rekor fiyatlara ulaştı. Düşük maliyetli elektrik, rekabetçi yeşil hidrojen için gerekli bir koşul olsa da elektroliz tesislerinin yatırım maliyetlerinin de önemli ölçüde azalması gerekiyor.

Ajansın yeni çalışması, yenilikler ve iyileştirilmiş performans yoluyla elektrolizörlerin maliyetlerini düşürmek için temel stratejiler ve politikalar içeriyor. Gelecek 10 yıl içinde hızlı ölçek büyütme ve elektrolizörlerin devreye alınması ile yeşil hidrojenin 2030’a kadar birçok ülkede maliyet açısından mavi hidrojen ile rekabet edebileceğini gösteriyor.

Kaynak: Irena

İngiltere Rüzgarda Yeni Bir Rekor Kırdı

İngiltere’de rüzgar enerjisinden elektrik üretiminde yeni bir rekor kırıldı ve rüzgarın elektrik şebekesine sağladığı gücün bugüne kadarki en yüksek seviye olan 17.3 GW’a ulaştığı bildirildi.

İngiltere’nin elektrik şebeke işletmeci şirketi National Grid ESO tarafından yapılan açıklamaya göre, 18 Aralık’ta 13.00-13.30 saatleri arasında rüzgar enerjisinin elektrik şebekesine verdiği güç tarihteki en yüksek seviyesine ulaştı.

Bu güç ile ülkenin bu dönemki toplam elektrik üretiminin yüzde 43,2’si rüzgar enerjisinden sağlandı.

Ülkede bundan önceki rekor ise 17,1 GW ile 2 Ocak 2020 tarihinde kaydedilmişti. Oransal olarak en yüksek üretim seviyesi ise 26 Ağustos 2020 günü %60 olarak kaydedilmişti.

İngiltere, 2030’a kadar 40 GW offshore rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Bu rakam, mevcut offshore kapasitesinin 10 GW üzerinde bulunuyor.

Kaynak: Business Green

HAFTANIN RAPORU

2021’de Enerji için 10 Tahmin

Wood Mackenzie analistleri, petrol piyasalarından güneş enerjisi ve elektrikli araçlara kadar 2021’de 10 önemli gelişmeyi analiz ediyor. Kovid-19’a ilişkin belirsizlikler devam ederken, 2021’de temiz enerji teknoloji yatırımlarında hızlanma bekleniyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK