SEKTÖRDEN HABERLER
Enerji Bakanından Kamu Kurumlarına Lisanssız Elektrik Üretimi Önerisi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, tüm kamu kurumlarına elektrik maliyetlerini azaltabilmeleri için lisanssız elektrik üretim tesislerini azami ölçüde genişletmelerini önerdi. 

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği’nin (GENSED) düzenlediği Güneş Zirvesi’nde değerlendirmelerde bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, tüm kamu kurumlarına, özellikle belediyelere elektrik maliyetlerini azaltabilmeleri için lisanssız elektrik üretim tesislerini azami ölçüde genişletmelerini önerdi. 

Bakanlık yerleşkesinde geçen yıl çatı ve cephelerde 1 MW kapasiteli güneş enerjisi tesisini işletmeye aldıklarını hatırlatan Bakan Dönmez, “Bugün kamu kurumları, atık su arıtma tesisleri, içme suyu tesisleri ve tarımsal sulama aboneleri de kendi elektriğini üretip, elektrik bağlantı gücüne göre öz tüketim fazlasını satabiliyor. Bu vesileyle tüm kamu kurumlarımıza, özellikle belediyelerimize, çünkü onların hakikaten büyük bir elektrik sarfiyatı söz konusu, bu maliyetlerini azaltabilmeleri için lisanssız elektrik üretim tesislerini azami ölçüde genişletmelerini buradan önermek istiyorum” dedi.

Bazı sanayi tesislerinin çatılarının müsait, elektrik bağlantı güçlerinin de yüksek olmasına rağmen bağlandıkları trafo merkezlerindeki kapasitelerin sınırlı olmasından dolayı sorunlar yaşadıklarını ve bu sorunların kendilerine intikal ettiğini ifade eden Dönmez, “Konuyu değerlendirdik, inşallah bu sorunu da en kısa sürede aşacağız. Belki trafodaki kapasitede sınır artmayabilir ama o tesisin bağlantı gücüne kadar kurma izni verilir, fakat trafodaki sınıra kadar da elektriğin ters yönde, yani şebeke yönünde akışına izin verecek bir imkanı birlikte çalışıyoruz. Belki üstündeki bir kısım depolanabilir. Belki yatırımcı bunu bir elektrik depolama tesisiyle telafi edebilir, ya da üretmeyerek bunu yapabilir. Ama bizim için önemli olan tabi üretilen her bir KiloWatt saat enerjinin bir şekilde değerlendirilmesi” ifade etti. 

Türkiye’de on yıllık bir geçmişi olan güneş enerjisi sektöründe çok önemli bir mesafe kaydedildiğini belirterek, kaydedilen bu gelişmelerin Türkiye için yeterli olmadığını ve gelecekteki daha büyük hedefler için bir manivela olacağını söyledi.

Türkiye’nin 2030 yılında elektrik üretiminde güneşin payını üç kat arttırmayı hedeflediğini belirten Dönmez şunları dile getirdi “Türkiye geriden geldiği bu yarışta son düzlükte depar atarak pek çok ülkenin önüne geçmeyi başardı. 2014 yılında sadece 40 MW olan güneş kurulu gücümüz bugün 6630 MW seviyesine ulaştı. 2017 yılından bu yana güneş kurulu gücümüzü 3 yıl içinde neredeyse 2 kat arttırdık. Güneş enerjisi kurulu gücü açısından dünyada 13’üncü, Avrupa’da 7’nci sıradayız. Toplam kurulu gücümüz içerisindeki payı yüzde 7’ye yaklaştı. Elektrik üretimimizde güneşin payı ise yüzde 4’ler seviyesinde. Günlük tüketimimizin ortalama 0,7 saati, neredeyse bir saate yakın bir kısmını güneş enerjisinden karşılıyoruz. Bütün bunlar yaklaşık 10 yıllık geçmişi olan bir sektör için umut veren rakamlar. Ancak bunun Türkiye için yeterli olmadığını, sektörümüzün bunun daha fazlasını ortaya koyabileceğini hepimiz biliyoruz. Bu rakamlar gelecekteki hedeflerimiz için bir manivela olacak.”

Bu yıl gerçekleştirilecek Mini YEKA GES yarışlarıyla güneşte yakalanan ivmenin daha da yukarılara çekileceğine vurgu yapan Dönmez, “36 ilimizde toplam 1000 MW’lık 74 yarışma için başvuruları 2 ay içerisinde alacağız. Mini YEKA GES yarışmalarımız özellikle güneş enerjisi yatırımlarının tabana yayılması açısından oldukça önemlidir. Yatırım kültürü ve yatırımcı profilinin değişmesinde önemli bir etken olacak. Bu yarışmalarla bir nevi enerji kobileri ortaya çıkacak. Diğer yandan güneş enerjisindeki üretimimizin büyük bir kısmı lisanssız üretimlerden geliyor. Biz Türkiye’nin güneşi çatılarda cephelerde parlasın istiyoruz” ifadesini kullandı.

Dönmez güneş enerjisindeki stratejiyi enerji-sanayi boyutunda gördüklerini vurgulayarak şöyle konuştu: “Güneş paneli aldım, kurdum, elektrik üretimine başladım değil mesele. Enerji teknolojileri yüksek nitelikli teknolojiler. Bu teknolojilerin yerlileştirilmesi beraberinde diğer enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesini, onları besleyen alt sektörlerin de gelişmesini tetikleyecek. Bugün güneş enerjisindeki parçaların bir kısmı yerli olarak üretiliyor. Avrupa ve Ortadoğu'nun ilk ve tek entegre güneş fabrikasını geçtiğimiz yıl devreye aldık. Elektrikte artık kaynaktan ziyade teknolojinin başı çektiği bir döneme giriyoruz. Elektrik enerjisi ihracından daha önemlisi bu teknolojilerin üretimi ve ihracatı artık. Çünkü teknolojinin gelişmesi doğrudan maliyetlere yansıyan bir unsur. Güneş enerjisinde sadece mevcut teknolojinin geliştirilmesi yetmez. Yeni üretim teknolojilerinin ortaya çıkması için daha fazla Ar-Ge ve inovasyon çalışmasına ihtiyacımız var.”

Kaynak: Enerji Günlüğü

Güneş Enerjisinde Kapasite 6 Bin 500 MegaWatt’ı Aştı

EPDK Başkanı Yılmaz, Türkiye'nin yaklaşık 5 yıl önce güneş enerjisi yatırımlarını hayata geçirmeye başladığını ve bugün itibarıyla güneş enerjisi kapasitesinin 6 bin 500 MegaWatt’ı geçtiğini bildirdi.

Yılmaz, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği (GENSED) tarafından dijital ortamda ilki düzenlenen Güneş Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, güneş enerjisinin enerji bağımsızlığını sağlamak için en önemli kaynaklar arasında yer aldığını söyledi. 

Türkiye'deki güneş enerjisi yatırım kültürünün tabana yayılacak şekilde geliştiğini kaydeden Yılmaz, "Biz, güneş yatırımlarına 5 yıl önce başladık. Bu sürede ülkemizdeki güneş enerjisi kapasitesi 6 bin 500 MegaWatt’ın üzerine çıktı. Türkiye'nin güneş enerjisinde yatırımlarına daha önce başlayan ülkelere göre daha fazla kapasite oluşturduğunu söyleyebilirim. Dünyanın enerji ihtiyacı yenilenebilir kaynaklardan karşılandığı sürece iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlanacak ve doğa kendini koruyacak." diye konuştu.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaş da Türkiye'nin her yıl güneş enerjisinde 1000 MegaWatt’ın üzerinde kapasite oluşturabilecek potansiyeli olduğunu ve bunun gerçekleşmesi için gayret gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.

Bu kaynaklardan elektrik üretiminde depolama sisteminin hayati önem taşıdığına dikkati çeken Elitaş, "Bundan birkaç ay önce yaptığımız düzenlemeyle güneş enerjisinin üzerindeki engelleri kaldırabilecek ve yeni yatırımların daha kolay yapılabilmesini sağlayacak bir kanun teklifinin TBMM Genel Kurulunda kabul edilmesiyle birlikte önümüzde yeni bir atak yılının olduğunu düşünüyoruz." dedi. Elitaş, yatırımların önündeki yasal engellerin kaldırılması için gerekli çalışmaları yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ ise Türkiye'nin güneş enerjisinde ihracatçı bir ülke olacağına inandığını belirterek, güneş enerjisinin firmaların karbon vergisi ödememesi ve kolay ihracat yapabilmesi için önemli bir kaynak olduğunu anlattı.

Avrupa'nın 2030'da karbon emisyonunu yüzde 50 azaltma hedefi olduğunu ve Avrupa'ya giden ürünlere karbon karnesine göre vergi uygulayacağını anımsatan Demirdağ, "Bu nedenle, sadece güneş sektörünün ihracatı açısından değil, tüm ürün satan firmaların da karbon vergisi ödemeden kolay mal satabilmesi için sektör olarak ciddi imkanlar sağlayabileceğimize inanıyorum." diye konuştu.

Demirdağ, rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik fiyatlarını düşürücü etkisi olduğunu ifade ederek, "Güneş enerjisinde kapasitemizi daha fazla artırmak için çalışıyoruz. Güneş enerjisi, elektrik fiyatlarını azaltan ve arz garantisi sağlayan bir sektör. Türkiye şu anda dünyadaki güneş enerjisi kapasitesinin yüzde 1'ini oluşturuyor. Biz bu oranı yüzde 5 seviyesine kadar çıkarmayı hedefliyoruz." dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Salgın Elektrikli Ulaşım Tercihini Hızlandıracak

2011-2020 döneminde Türkiye'de elektrikli araç sayısı, 2 bin 500'ü aştı. Uzmanlar, KOVİD-19 salgınının elektrikli araç kullanımına geçiş sürecini daha da hızlandıracağını öngörüyor.

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram, dünya otomotiv sektöründe yaşanan üretim ve tedarik zincirindeki zorluklara rağmen, Türkiye'de otomobil üretim ve yıllık satış rakamlarında bir önceki yıla nazaran fark edilir bir artış olduğunu söyledi. 

2020'nin tüm süregelen normallerin yeniden tanımlandığı ve daha hijyenik ortamlara ihtiyaç duyulduğunun fark edildiği bir yıl olduğunu anlatan Bayram, bireysel araçlara talebin artması ve elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması sonucunda Türkiye'deki elektrikli araç şarj soket sayısının 81 ilde en az bir tane olacak şekilde yaygınlaştığını ve bu sayının toplamda 3 bini aştığını vurguladı.

Berkan Bayram, ulaştırma alanında elektrik kullanımı, yeni teknolojiler, yerlileştirme ve buna bağlı yan sanayi sektörünün gelişmesi, teknoloji ve bilgi transferleri konularında toplumsal fayda sağlamak gibi çalışmalara odaklanan bir dernek olarak bu gelişmeleri sevindirici bulduklarını söyledi.

Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de ulaştırma yöntemlerinde tercihlerin değiştiğini belirten Bayram, şöyle konuştu: "2011-2020 döneminde Türkiye'de yüzde yüz elektrikli araç sayısı 2 bin 500'ü aştı. 2020'de KOVİD-19 salgını devletler için ciddi bir değişim sürecini tetikledi. Salgın temiz havaya olan özlemi daha da artırdı. Bu durum elektrikli araç kullanımına geçiş sürecini çok daha hızlandıracak. Sağlık ve çevre bilinci de arttı. Özellikle karbon ayak izi terminolojisi, kurumsal düzeydeki bir sözcükten, halkın her kesimine ulaşan bir terim olarak daha dikkate değer bir vurgu oldu. Çevreci araçların kullanımının artırılması ve sıfır emisyonlu şehir içi trafiğine olan öneminin, yerel yönetimler tarafından da benimsenmesine ve emisyon oranı yüksek araçlara getirilen kısıtlamalar ile ön plana çıktı. Tüketiciler artık elektrikli bir araca geçiş yapılmasının, karbon ayak izinin azaltılmasında en önemli adım olarak görüyorlar. Bu kapsamda Türkiye genelindeki otomobil satışlarında hibrit araç satışları toplamda 22 bin 272'yi geçti."

Kaynak: TRT Haber

Enerjide Verimliliğin Anahtarı 'Doğru Tüketim'

Enerji Verimliliği Derneği Genel Başkanı Ali İhsan Sılkım, "Enerji üretiminde temiz enerji kaynaklarının kullanılmasının yanı sıra doğru enerji tüketimi de enerji verimliliği için önem kazanıyor." dedi.

Dünyada insan nüfusunun hızlı artışı ve büyüyen sanayileşme ile enerjiye duyulan ihtiyacın yanında doğal kaynakların tüketim hızında da artış yaşandığını söyledi. Enerji verimliliğinin genel olarak yeni teknolojileri kullanmak, verimlilik için belirlenen prosedürleri uygulamak ve sosyal hayat standartlarını dikkate alarak enerjiyi daha etkin kullanmak olarak açıklanabileceğini ifade eden Sılkım, enerji arz güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma seferberliği kapsamında enerji verimlilik bilincinin tüm topluma kazandırılması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'de tüketiciye kazandırılmaya çalışılan bu esaslar için 2019'da ilk kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile derneklerince, bilgi ve davranış boyutları baz alınarak hesaplanan "Kamuoyu Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi" değerinin 157,7 olarak belirlendiğini anımsatan Sılkım, şöyle konuştu:

"Bu oran, yüzde 50 'Bilgi Endeksi' ve yüzde '50 Davranış Endeksi' ağırlıklarıyla hesaplanıyor. 2019'da yapılan ve 157,7 olarak hesaplanan 'Kamuoyu Enerji Verimliliği Bilinç Endeksi'ne göre halkımız 'enerji verimliliği' konusunda orta-üst seviyede bilinç geliştirdi. Bilginin davranışa dönüş oranları, aydınlatma ile ilgili konularda yüzde 54,3, binada yalıtım uygulamalarında yüzde 53,7, ısıtma ve soğutma ile ilgili konularda yüzde 57,2, elektrikli alet ve beyaz eşya gibi ekipmanların kullanımında ortalama yüzde 64,3, araç sahiplerini ve kullanıcılarını ilgilendiren ulaşım ile ilgili konularda yüzde 70,9 olarak tespit edilmiştir. Haberdarlığın davranışa dönüş oranında en yüksek katkı ulaşım alanında geliyor. Gereksiz ya da yanlış enerji tüketimi, küresel ısınma, toprağın verimsizleşmesi, aşırı sera gazı emisyonları neticesinde ozon tabakasının incelmesi gibi pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Enerji üretiminde temiz enerji kaynaklarının kullanılmasının yanı sıra doğru enerji tüketimi de enerji verimliliği için önem kazanıyor."

Enerji verimliliğinin, konutlardan sanayiye, ulaştırmadan tarıma kadar pek çok alanı kapsadığının altını çizen Sılkım, ev ve iş yerlerinde yüksek faturalardan kurtulabilmek için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı:

"- Yüksek enerji verimliliğine sahip cihazların kullanılması ve cihazların mümkün olduğunca ihtiyaç amaçlı kullanılması enerji tüketimini azaltır.

- TV setleri, bilgisayarlar, oyun konsolları, mikrodalga fırınlar gibi cihazlar 'bekleme' modunda da enerji tüketirler. Kullanılmayan cihazların fişinin çekilmesi veya kapalı tutulması tasarrufa büyük katkı sağlayacaktır.

- Buzdolabı evinizde en çok enerji tüketen cihazlardan biridir. Buzdolapları çoğu zaman fazla soğuk derecede çalıştırılır. Bunun için mevsime göre çalışma sıcaklığını mutlaka kontrol edilmesi gerekir. Buzluk kısmı -18 santigrat derece (⁰C), dolap kısmı +4 ⁰C ideal çalışma sıcaklıklarıdır. Yaz aylarında 2-5 ⁰C, kış aylarında 5-8 ⁰C ideal çalışma sıcaklıklarıdır.

- Buzdolabınızın radyatör, fırın gibi ısı üreten yerlerden uzakta konumlandırılması gerekir. Aşırı buzlanma enerji tüketimini artırır. Buzların çözülmesini sağlayınız. Buzdolabını dolu tutmak enerji tüketimini düşürücü etki yapar. Kapı contalarının hava kaçırmadığından emin olunmalı, kontrol edilmeli ve çocuklarımızın kapağını sürekli açmaması için hatırlatıcı notlar yapıştırılması kolaylık sağlayabilir.

- Yemekleri pişirirken tencereye uygun ocak gözünü kullanınız. Tencerenin daha kısa sürede ısınması için kapağı kapalı tutunuz.

- Çamaşır makinenizi tam dolu ve 40 derece yerine 30 derecede çalıştırmak enerji tüketiminizi önemli derecede azaltır.

- Bulaşık makinesi alırken düşük sıcaklıklı programı olan modelleri tercih ediniz. Tam dolu ve ekonomik programda çalıştırınız. Yıkanacak gereçleri yerleştirirken peçete ile kaba temizlik yapmak daha az elektrik, su ve deterjan kullanımına sebep olacaktır.

- Aydınlatma sisteminizi LED ampuller ile yapmanız akkor ampullere göre daha verimli, uzun ömürlü ve daha doğal ışık sağlar.

- Soğutma sisteminizin periyodik bakım ve kontrollerini yaptırmayı ihmal etmeyiniz. Evde bulunmadığınız zamanlarda sistemi kapalı durumda bırakınız.

- Pencereler ve kapılar, evinizdeki ısının 4'te 1 oranında kaybına neden olmaktadır. Çift cam veya ısıcam olan pencerelerde ısı kaybı yarı yarıya azalmaktadır. Ayrıca pencere ve kapılardaki sızdırmazlık, ısı kaybını azaltır ve yaklaşık yüzde 15 tasarruf sağlarsınız.

- Isı kayıplarının en fazla olduğu noktalar radyatör arkalarıdır. Radyatör arkalarına ısı yalıtım levhalarını yerleştirerek önemli miktarda ısı kaybını önlemiş ve doğal gazda tasarruf sağlamış olursunuz.

- Radyatörlerde termostatik vana kullanarak odaların normal değerlerden daha fazla ısınmasını ve enerji kaybını önlemiş olursunuz ve yüzde 30'a varan tasarruf sağlarsınız.

- Kalorifer tesisatının dağıtım ve toplama borularına yalıtım yapılması doğal gaz tüketiminizi azaltır.

- Bazı petekleri kapatmak veya evden ayrılırken kombiyi kapatmak doğru bir yöntem değildir. Bunun yerine kombinin daha düşük sıcaklıklarda çalıştırılarak evin gün boyu sabit ısıda tutulması daha verimli olur. Ortam sıcaklığı 22 derece olacak şekilde kombinizi ayarlarsanız yakıt tüketiminiz azalır.

- Kombinizin sıcak su kullanılan alanlardan (Banyo ve Mutfak) en fazla 6 metre mesafede olması, sıcak suyun çabuk ulaşmasını sağlar. Mesafe uzadıkça doğal gaz tüketimi artar.

- Evlerimizi peteklerin üstünü, yanını, sağını ve solunu eşyalarla kapatmayacak şekilde dekore etmek önemlidir. Koltuk ve kanepe gibi eşyalarınızın radyatörden en az 25-30 cm açıklıkta olmasına dikkat edelim.

- Verimli kullanımda oda sıcaklığının 22 derece olduğunu ve 1 derecelik farkın yakıt tüketiminde yüzde 6 tasarruf sağladığını unutmayalım.

- Binanızın dış cephe yalıtımını yaptırın. Bu işlem size enerjide yüzde 40'a varan tasarruf sağlar.

- Banyo termostatının sabit sıcaklıkta tutulması, su tasarruflu duş başlıkları kullanılması su ve enerji tasarrufu sağlar. Duş sürenizi kısaltmanızı kendinize hedef koymalısınız.

- Isıtma sisteminizin periyodik bakım ve kontrollerini yaptırınız. Su basınç ayarının 1,5 – 2 bar arasında olmasına dikkat edin. Isıtma yaptığınız yerleri yüzde 50-55 nemlendirmeniz daha iyi ısıl konfor sağlar."

Kaynak: Anadolu Ajansı

YEDAŞ'tan Sektöründe Bir İlk Daha

Samsun, Ordu, Çorum, Amasya, Sinop illerinde 'Sürdürülebilir' anlayışı ile hizmetlerine devam eden, özelleştirme sonrasından bu yana 10 yıldır başarılı çalışmalara imza atarak kendisine ve bölgesine değer katan YEDAŞ, yoğun hazırlık dönemi sonrası 2 aşamalı denetimi başarıyla geçirerek, Sektöründe 'Kurumsal Risk Yönetim Belgesi'ni alan ilk 'Elektrik Dağıtım Şirketi' oldu.

YEDAŞ, pandemi döneminde de stratejik olarak gelişmeye devam ederek, şirketine kazandırdığı yönetim sistemleri sertifikalarına bir yenisini daha ekledi. Yoğun çalışmalar yaparak şirket içerisinde risklerini belirleyen ve bu risklere göre aksiyon planları hazırlayan YEDAŞ, tüm bu çalışmalar sonrasında elektrik dağıtım sektöründe ISO 31000: 2018 Kurumsal Risk Yönetim Sistemi Standardını alan ilk ve tek şirket oldu. Alınan bu önemli belge ile başarılarını devam ettiren YEDAŞ, risk yönetim politikasıyla tüm yöneticilerinin her türlü kararlarında ve faaliyetlerinde riski bir faktör olarak ele almasının ve henüz işin başında seçenekleri değerlendirerek risk odaklı hareket edilmesinin sürekliliğini sağladı. YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora ve yöneticilerin de katıldığı 2 günlük toplantıda 'Belgelendirme' hizmetleri sunan Cicert şirketinin baş denetçileri, kurumun 'Yönetim Sistemleri'ne tam not verdi.

Elektrik Dağıtım sektöründe bu belgeyi alan ilk şirket olmanın gururunu yaşadıklarını dile getiren YEDAŞ Genel Müdürü Bora, YEDAŞ'ın kaliteli ve sürdürülebilir hizmetlerini Kurumsal Risk Yönetim Sistemi Belgesini almaya hak kazanarak kanıtladığına vurgu yaptı. Özellikle KOVİD-19 pandemisini yaşadığımız bugünlerde ani değişiklikler karşısında hızlı ve doğru aksiyon almanın, olası değişimlere adapte olmanın önemini gördüklerini belirten Bora şu değerlendirmede bulundu:"Sürdürülebilirlik anlayışı ile hedeflerimize ulaşmadaki önemli unsurlar arasında yer alan Kurumsal Risk Yönetim Sistemi'ni kurarak üzerimize düşen sorumlulukları da yerine getiriyoruz. Risk yönetim yaklaşımı YEDAŞ’ın kurumsal kültürünün bir parçası haline geldi. Sürekli takip edilerek sürdürülebilir olacağının taahhüdünü veriyoruz."

Pandemide AEDAŞ’ta Online İşlemlerin Payı Yüzde 80’e Ulaştı

KOVİD-19 salgınında müşterilerine uzaktan erişim hizmeti sunan şirketler öne çıkarken AEDAŞ’ta da online işlemlerin payı her geçen gün artıyor. Dijital altyapısı ile bu zorlu dönemde müşterilerinin taleplerine hızla yanıt üreten AEDAŞ’ta online işlemlerin payı, pandemi döneminde 20 puan artarak yüzde 80’lere ulaştı.

Dünyayı sarsan KOVİD-19 salgını, tüketicilerin davranışlarını derinden etkiledi. Salgınla dijital platformların kullanımı hızla artarken elektrik tüketicileri online hizmetlere yöneldi. Güçlü bir dijital altyapısı bulunan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (AEDAŞ) online hizmetlerine olan talepte de pandemi döneminde ciddi artış yaşandı. AEDAŞ’ın toplam işlemleri içinde online işlemlerin oranı Ocak 2020’de yüzde 60 iken bu rakam Ekim 2020’de yüzde 80’lere çıktı.

2017 yılında Enerji Talep Sistemi (ETS) olarak ifade edilen online sistemi devreye aldıklarını vurgulayan AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu şöyle konuştu: “2019’dan itibaren yeni abonelik süreçlerinin tüm basamaklarını, yani proje onay, bağlantı görüşü, dağıtım bağlantı anlaşması imzalanma süreci, tesisat kontrol ve geçici kabulleri, ETS üzerinden yürütmeye başladık. Dolayısıyla pandemi sürecinden önce de yeni abonelik işlemlerini ETS üzerinden yürüttüğümüz için müşterilerimiz herhangi bir sıkıntı yaşamadı. ETS sistemi bu süreçte ciddi anlamda işlerimizi kolaylaştırdı.”

Pandemi döneminde fen adamlarının şirket çalışanları ile yüz yüze gelmeden taleplerini ve başvurularını yapabilmeleri için konusuna göre özel e-posta adresleri oluşturulduğunu söyleyen Müdüroğlu, “Başvurular ve talepler bu e-postalar üzerinden alındı ve yine dönüşler e-posta üzerinden yapıldı. Bu şekilde hem işletmelerdeki müşteri trafiğinin önüne geçildi hem de müşteri memnuniyeti sağlanmış oldu. Dolayısı ile Ocak 2020’de toplam işlemlerimiz içerisinde online işlemlerin payı yüzde 60 seviyesinde iken bu oran Ekim 2020 itibarı ile yüzde 80 seviyelerine ulaştı. Bu sırada müşterilerimiz Twitter’daki AEDAŞ Destek hesabımızı ve WhatsApp ihbar hattımızı da çok daha aktif kullandı” değerlendirmesinde bulundu.

DÜNYADAN HABERLER
IEA, Dünyanın İlk Kapsamlı Net-Sıfır Emisyon Yol Haritasını Oluşturacak

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) dünyada ilk kez 2050’de net-sıfır emisyon hedefine nasıl ulaşılacağını kapsamlı şekilde analiz eden yol haritasına ilişkin rapor yayımlayacak.

IEA’dan yapılan açıklamaya göre, söz konusu rapor hükümetler, şirketler, kurumlar, yatırımcılar ve vatandaşların enerji sektörünü nasıl karbonsuzlaştıracağını ve emisyonları Paris İklim Anlaşması ile uyumlu şekilde azaltabileceğini irdeleyecek. 18 Mayıs’ta yayımlanacak olan bu yol haritası, Kasım’da Glasgow’da yapılacak COP26 Zirvesi öncesinde iklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkim momentum inşa edecek.

IEA Başkanı Fatih Birol, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, enerji sektörünün küresel emisyonların dörtte üçünden sorumlu olduğunu dile getirdi.

İklim sorununun aslında bir enerji sorunu olduğunu kaydeden Birol, “IEA olarak biz bu zorluğun üstesinden gelmeye ve küresel temiz enerji dönüşümüne liderlik etmeye kararlıyız.” dedi.

Birol, oluşturacakları yol haritasının ülkelerin iklim, enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmek için alması gereken aksiyonlar açısından önemli bir rol oynayacağını anlattı. Enerji altyapısının tamamen bir dönüşümden geçmesi gerektiğine dikkati çeken Birol, “Bunun için 2050’ye kadar çok kararlı bir aksiyon planı gerekiyor.” dedi.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

2021’in Yenilenebilir Enerjide Dönüm Noktası Olması için 10 Neden

KOVİD-19 salgınına rağmen 2020’de büyümeye devam eden yenilenebilir enerji kaynaklarının bu yıl da devam edeceği öngörülüyor. Bu yıl yenilenebilir enerji 10 nedenden dolayı dönüm noktası olabilir.

Söz konusu nedenler ise şöyle sıralanıyor:

1. Amerika’nın güneş enerjisi aynı yıl içinde iyi ve kötü rekorlar kırdı

Wood Mackenzie ve Güneş Enerjisi Endüstrileri Derneği’ne göre, salgın nedeniyle yaşanan kapanma sonrası ABD’de konutlarda güneş enerjisi kurulumu yüzde 20 azaldı. Ancak 2020’nin ilk dokuz ayında ABD’de güneş enerjisi tesisleri rekor seviyeye ulaştı ve aralık ayı verilerine güneş enerjisinde toplamda 19 GW’lık kapasite artışı kaydedildi.

2. Çin’de kurulumlar ikiye katlandı

2020’nin ilk aylarında ülkede yaşanan kısıtlamalara rağmen, işletmeler hala güneş enerjisine ihtiyaç duyuyordu. Ülkenin ana güneş enerjisi sektörü grubu, Başkan Xi Jinping’in Eylül ayında ülkenin 2060 yılına kadar karbon emisyonlarını sıfırlayacağını açıklamasının ardından, önümüzdeki beş yıl içinde rekor düzeyde bir artış bekliyor.

3. ABD’de batarya patlaması

Wood Mackenzie ve ABD Enerji Depolama Birliği’ne göre, ABD’deki yeni batarya depolama kapasitesi 2020’nin üçüncü çeyreğinde ikinci çeyreğe göre iki kattan fazla arttı.

4. İspanya güneş enerjisinden elektrik üretimini artırdı

Red Electrica’nın verilerine göre, Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi potansiyeline sahip İspanya’da güneş enerjisi santrallerinden 2019’a kıyasla yüzde 60 daha fazla elektrik sağlandı ve 15.000 GWh’in üzerinde enerji üretildi.

İspanya, Avrupa Birliği (AB) lideri Almanya’nın kurulu güneş enerjisi kapasitesinin yaklaşık üçte birine sahip olsa da BloombergNEF’e göre ülke iki yıl içinde Almanların hızının yaklaşık iki katına çıkacak.

5. Avrupa’da yenilenebilir enerji payı arttı

Pandeminin doruk noktasında toplam enerji talebi düşerken, Avrupa’da yenilenebilir enerjinin şebeke içindeki payı arttı. EMBER’e göre, 2020’nin ilk yarısında AB’de elektriğin yaklaşık yüzde 40’ı fosil yakıtlardan, yüzde 34’ü yenilenebilir kaynaklardan elde edildi.

6. İngiltere en yeşil yılını yaşadı

İngiltere, Sanayi Devrimi’nden bu yana kömürü en az kullandığı bir dönem yaşadı ve 2020 ülkenin elektrik şebekesi açısından en yeşil yılı oldu. Enerjisinin büyük bir kısmını rüzgardan elde edecek olan ülke, 2025 yılına kadar fosil yakıtları aşamalı olarak kaldırmayı planlıyor.

7. Hindistan’da en ucuz seçenek güneş olacak

Hindistan’da kamu hizmetlerinin borç yükü altında olması nedeniyle büyük bir durgunluk yaşandı. Güneş enerjisi ve rüzgar santrallerinin kurulumunda bir yavaşlama meydana geldi.

8. Avustralya’nın elektrik şebekesi zor durumda

Yüksek elektrik fiyatları ve bol güneş ışığı ülkede çatı tipi güneş enerjisine olan ilgiyi artırdı. Bu nedenle ülkede 2020’de üç eyalette elektrik şebekesinden elektrik talebinde rekor düşüşler yaşandı. Pahalı elektrik santrallerinin kapasitelerinin çok altında çalışması elektrik şirketlerine zarar verdi.

9. Güneş paneli üreticileri artan fiyatlarla karşı karşıya

2020’de, fotovoltaik hücreler için çok önemli bir malzeme olan polisilikon üreten iki Çin fabrikası kapandı ve iki aydan kısa bir süre içinde fiyatlar yüzde 75 arttı. Güneş camı fiyatlarında da artış yaşanırken, Çin’deki cam üretim kapasitesi havayı kirleten cam fabrikalarına kısıtlama getirilmesiyle azaldı.

10. Yeni bir iklim değişikliği riski

Orman yangını riskinden kaynaklanan elektrik kesintileri, ABD ev sahiplerinin çatı sistemlerine ve pillere olan ilgisini artırmaya katkıda bulunurken, Kuzey Kaliforniyalılar Eylül ayında acımasız bir gerçekle karşılaştı; büyük bir yangın ile ortaya çıkan duman güneşi kapattı ve böylece çatıdaki paneller güneşi göremedi.

Kaynak: Bloomberg Green

ABD’de Şebekenin İklim Hedefleriyle Uyumlu Şekilde Modernize Edilmesi için 50 Milyar Dolar Gerekiyor

ABD’de elektrik şebekesinin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine uyumlu ve dayanıklı hale gelmesi için federal bütçeden 50 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor.

GridWise Alliance tarafından hazırlanan rapora göre, ülkedeki şebekeyatırımlarının iki katına çıkarılmasına ihtiyaç duyuluyor. Daha önce bu rakamın 25 milyar dolar olacağı açıklanmıştı. Altyapı ve üretim yatırımlarının iki katına çıkarılması ABD’nin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak, dayanıklı ve güvenilir bir şebeke sistemi oluşturacak.

Bu kapsamda rapor, şebeke esnekliğini geliştirecek teknolojilerin kullanılmasını, şebekenin binalar ve araçlar arasındaki entegrasyonu sağlayacak şekilde modernize edilmesini, siber güvenlik teknolojilerinin kullanılmasını ve utility iletişiminin sağlanmasını tavsiye ediyor.

Kaynak: Smart Energy International

Avrupa’da 2030’a Kadar Yenilenebilir Enerjiye £1 Trilyonu Bulan Yatırım Bekleniyor

Avrupalı enerji şirketleri, gelecek yıllarda yenilenebilir enerjiye rekor düzeyde yatırım yapmayı planlıyor. 2030’da güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarının en az 650 milyar avroyu seviyesinde gerçekleşmesi ve bu yatırım miktarının 1 trilyon avroya kadar çıkabileceği öngörülüyor.

Alman enerji şirketleri RWE ve EnBW, İspanyol Iberdrola ve İtalyan Enel bu dönemde en büyük yatırımları planlayan şirketler olarak öne çıkıyor.

RWE’nin CFO’su yatırımlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve KOVİD-19 salgınıyla mücadele için oluşturulan kalkınma planlarının yeni, sürdürülebilir bir endüstri kurmak için fırsatlar sunduğunu ve bu yatırımların normal zamana göre daha hızlı gerçekleştirilebileceğini söyledi.

Danışmanlık şirketi Kearney’e göre, Avrupa’da yıllık yenilenebilir enerji yatırımları 2022’nin başından itibaren 90 milyar avroyu bulacak. Geçen yıl 60 milyar avro yenilenebilir enerji yatırımı gerçekleştirilen Avrupa’da bu yatırımların artmasının ana nedenleri arasında siyasi destek ve söz konusu kaynakların en ucuz enerji üretimine sahip olması yer alıyor.

Kaynak: Clean Energy Wire

HAFTANIN RAPORU

Net Sıfır Karbon Şehirler: Entegre Bir Yaklaşım

Dünya Ekonomi Forumu’nun çalışmasına göre, şehirler dünyanın kara yüzeyinin yüzde 3’ünü oluşturuyor fakat tüm karbon emisyonlarının yüzde 70’inden sorumlu. Küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutmak için şehirlerin net-sıfır emisyon hedefini bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK