SEKTÖRDEN HABERLER
Bakan Dönmez: Türkiye'nin Bir Sonraki Enerji Dönüşümü, Yeni Teknolojilere Geçiş

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Teknolojilerde esas olan rüzgar-güneş değil, bunları daha düzenli enerji kaynaklarına dönüştüren teknolojiler. Dolayısıyla Türkiye'nin bir sonraki enerji dönüşümünün başka bir kaynağa değil yeni teknolojilere geçiş olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

Bakan Dönmez, Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Öğrenci Kolu 17'nci RLC Günleri'ne video konferans yöntemiyle katıldı.

Bakan Dönmez, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Türkiye'de 'ekol' denince akla gelen en önemli kurumların başında geldiğini söyledi. Bakan Dönmez, güneş teknolojisindeki hızlı değişim, pil teknolojisi ve rüzgarda yakalanan ölçekle bugün yenilenebilir kaynakların domine ettiği bir sistemin tartışıldığını belirterek, şunları dile getirdi: "Türkiye´nin güneş kurulu gücü 5 Keban Barajı büyüklüğüne erişti. Keban barajının inşaatının en az 10 yıl sürdüğünü düşünürseniz, Keban´ın 5 misli kurulu güce ulaşmamız sadece 3-4 yıl sürdü. Tabii güneş sadece belirli saatlerde üretiyor. Ama bu ana problem değil. Ana problem enerji kaynaklarına fosil yakıtlarda olduğu gibi hükmetmeye devam edebilecek miyiz? İnsanoğlunun fosil kaynaklara geçmesinde bir mantık vardı. O yüzden bağımlılığımız yüksek. Çünkü karanlığı, soğuğu kontrol edemezken, fosil kaynaklarla istediğimiz zaman ışık ve ısı elde edebiliyoruz ve depolayabiliyoruz. Bu enerji dönüşümünde fosil kaynaklardan teknolojik kaynaklara geçiyoruz. Artık kaynağın bir yerde konsantre olduğu değil hemen her yerde olan, güneş, rüzgar gibi kaynaklara geçiş hızlanıyor. Ama tüm bu teknolojilerde esas olan rüzgar-güneş değil, bunları daha düzenli enerji kaynaklarına dönüştüren teknolojiler. Dolayısıyla Türkiye´nin bir sonraki enerji dönüşümünün başka bir kaynağa değil yeni teknolojilere geçiş olduğunu söyleyebiliriz. Nedir bu teknolojiler: yerli güneş, rüzgar, nükleer, açık deniz sondaj kabiliyetleri, yerli lityum ve pil teknolojileri. Bu teknolojileri yerli mühendis ve yerli kaynaklarımızla hayata geçirmemiz çok önemli. Çünkü bu enerji dönüşümü teknolojiyle ilgili."

Bakan Dönmez, Akdeniz ve Karadeniz´deki hidrokarbon aramalarındaki mühendislerin büyük çoğunluğunun alanlarında çok iyi eğitim almış gençlerden oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

 

"Genç mühendislerimize olan bu güvenimizin de sonucunu da Karadeniz´deki keşfimizle almış olduk. Hakeza bor atıklarından lityum üretimi, nadir toprak elementlerinin laboratuvar ortamında üretimi, yenilenebilir enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi, yerli jeneratör, elektrik otomasyon sistemi gibi bir çırpıda sayabileceğim pek çok teknolojide genç mühendislerimizin imzası var. Yine 2023´te devreye alacağımız ülkemizin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS´de genç ve eğitimli nükleer enerji uzmanlarımıza emanet. Uzun yıllar eğitim alıp ülkemize dönen bu kardeşlerimiz Türkiye´nin nükleer enerji hikayesinde başrolü oynayacak. Şu anda tam 186 nükleer enerji mühendisimiz eğitimlerini tamamlayarak görevlerine başladılar. Sizleri de okullarınızı tamamladığınızda bu eğitimlere başvurmaya davet ediyorum. Türkiye´nin nükleer teknoloji atağında Yıldız Teknik ekolünü de daha güçlü şekilde görmek istiyoruz. Özellikle Yıldızlı bir mühendis olarak sizlerin enerji projelerinde daha etkili olmanız beni daha çok memnun edecek."

Kaynak: Habertürk

TBMM’de İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Kuruluyor

İklim değişikliğinin etkilerini asgariye indirmek ve su kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacak bir araştırmayı yürütmek üzere TBMM’de İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu kuruluyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 25 Şubat 2021 tarihli oturumunda; Küresel İklim Değişikliğinin Etkilerinin En Aza İndirilmesi, Kuraklıkla Mücadele ve Su Kaynaklarının Verimli Kullanılması için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırma Komisyonu Kurulmasına Dair Kararı onayladı. 

Karara göre iklim değişikliğinden kaynaklanan sorunları asgari düzeye indirmek ve su kaynaklarının verimli kullanılmasıyla ilgili çalışmalar yapmak üzere bir araştırma başlatılacak ve araştırmayı 3 ay boyunca yürütmek üzere 19 üyeli bir de komisyon kurulacak.

Kaynak: Enerji Günlüğü

Enerji Dönüşümünün 3D’si

Enerji dönüşümünün temelinde iklim ve teknolojinin yattığını dile getiren TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler: “Bu dönüşüm 3D ile başladı; dekarbonizasyon, dijitalleşme ve dağıtık enerji. Biz de TÜSİAD olarak dört başlık ile bu dönüşümü destekliyoruz.”

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen “Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi” başlıklı webinar gerçekleşti. Webinarda Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman tarafından yönetilen “İş Dünyası” odaklı panel de düzenlendi.

Panele, Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem ve TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler konuşmacı olarak katıldı.

Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar, Türkiye’nin ihracatında otomotivin ilk sırada yer aldığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi: “İçten yanmalı motorla üretim yapan bu endüstrinin dönüşümünü hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım. Sanayici, devlet ve üniversitenin doğru dönüşümünü birlikte tarif etmemiz çok önemli. Burada yaşanacak dönüşümün aynı zamanda şarj istasyonları ve elektrik dağıtım ağları ile de desteklenmesi lazım. Genel olarak enerjide dönüşüm için finansmana ihtiyaç duyacağız. Avrupa’nın düşük faizli, uzun vadeli, çevreci finansman kaynaklarına ulaşmalıyız. Teknoloji ve inovasyonu destekleyecek olan konu çevreci finansman.”

Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem ise Shell’in enerji dönüşümü konusundaki yaklaşımının çok net olduğunu belirterek, Paris Anlaşması’ndaki sıfır emisyon hedefine ulaşmak için yol haritasını çizdiklerini söyledi. Dünyaya daha fazla temiz enerji sağlamayı amaçladıklarını söyleyen Ahmet Erdem, “Neresinden bakarsınız bakın, enerji sistemi dönüşecek, bütün mesele hız. Farklı sektörler, farklı ülkeler, farklı hızda ilerleyecek ancak olabildiğince çabuk olunması gerekiyor. Bütün ülkelerin bunu yapması gerek. Bütün işletmeler ve kurumların sıfır emisyona gidecek yol haritasını birlikte çizmemiz lazım. Uzun vadeli yatırım gerektiren alanlarda politikaların öngörülebilir olması lazım. Net sıfır emisyon için önemli paydaşlar olarak birlikte hareket edilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler ise TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu’nun enerjide sürdürülebilir büyümeyi desteklemek üzere rekabet odaklı, yenilikçi, çevreyle uyumlu, somut ve uygulanabilir öneriler geliştirmeye çalıştığını belirten Zaimler şöyle konuştu: “Tüm dünyada ve Türkiye’de enerji sektörünün dönüşümü ve gelişimi hızla devam ediyor. Enerji ekosistemi giderek büyüyor. Bu dönüşüm yaşanırken; tüketici, inovasyon ve çevre dahil tüm boyutları bir arada konuşmaya başladığımız bir dünya bizi bekliyor. Mega trendler, iklim ve teknoloji ile dönüşüm hızımızı arttırırken; sürdürülebilirlik kavramını da öne çıkartıyor.”

Enerji dönüşüm başlığının temelinde iklim ve teknolojinin yattığını dile getiren Zaimler, “Bu dönüşüm 3D ile başladı, dekarbonizasyon, dijitalleşme ve dağıtık enerji. Biz de TÜSİAD çalışma grubunda sürdürülebilirlik odağında iletişimini sürdürdüğümüz dört başlık ile bu dönüşümü destekliyoruz. Birincisi piyasa odaklı bir verimli büyüme. İkincisi yenilenebilir dönüşümÜçüncüsü teknoloji ve dördüncüsü de tüketici. Bütün bu konuları kamu ve kamuoyu ile istişare ederek, paylaşarak bu dönüşümün sağlıklı olmasına destek olmaya çalışıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Temiz Enerji

Enerji Etiketlemesi Çerçeve Yönetmeliği Yayımlandı

Piyasaya arz edilen ya da hizmete sunulan enerjiyle ilgili ürünler için çerçeve oluşturularak, bu ürünlerin etiketlenmesi, daha verimlilerin seçilmesi ve enerji tüketiminin azaltılması sağlanacak.

Enerji Etiketlemesi Çerçeve Yönetmeliği, Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, piyasaya arz edilen ya da hizmete sunulan enerjiyle ilgili ürünlere ilişkin tedarikçi, satıcı ve yetkili kuruluşların yükümlülükleri, ürünlerin piyasa gözetimi, denetimi ve kontrolü, risk teşkil eden ürünlere ulusal düzeyde müdahale etme usulü, koruma önlemleri usulü, etiketlerin uygulamaya konulması ve yeniden sınıflandırılması ile uyumlaştırma standartlarına ilişkin diğer iş ve işlemler belirlendi.

Bu kapsamda, tedarikçi, piyasaya arz edilen ürünlerin, her bir birimiyle birlikte doğru basılmış etiketlerin ve bu yönetmelik ve ilgili uygulama tebliğlerine uygun hazırlanmış ürün bilgi formalarının, bedelsiz teminini sağlamakla yükümlü olacak. Tedarikçinin ürünle birlikte ürün bilgi formunun teminine alternatif olarak belirtilen uygulama tebliğleriyle ürün bilgi formunda yer alan parametreleri, yönetmelikteki şekilde, ürün veri tabanına girmesi veya internet sitesinde sunması yeterli sayılabilecek ancak tedarikçi, talep üzerine ürün bilgi formunu satıcıya basılı halde sağlamakla yükümlü olacak.

Uygulama tebliğleri ile etiketin, ürünün ambalajına basılması sağlanabilecek. Ayrıca satıcının talebi üzerine basılı etiketleri ve ürün bilgi formlarını satıcıya bedelsiz, gecikmeden ve her durumda satıcının talep ettiği tarihten itibaren 5 iş günü içinde teslim etmek tedarikçinin sorumluluğunda bulunacak.

Kaynak: Hürriyet

Elektrik Dağıtımında Yatırımın Lideri Enerjisa

Enerjisa Dağıtım Şirketleri; Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ, son 5 yılda gerçekleştirdikleri 10,4 milyar lira yatırımla, planlanan yatırım miktarının yüzde 38 üzerine çıkarak, Türkiye’deki toplam enerji dağıtım yatırımlarının yüzde 28’ini gerçekleştirdi

Yurt genelinde faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketi, 2016-2020 döneminde kendileri için belirlenen miktardan yaklaşık yüzde 15 daha fazla yatırım yaparken, bu artışta Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin payı yüzde 58,2 oldu

Türkiye’de 21 elektrik dağıtım bölgesinin 3’ünde faaliyet gösteren Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ, 2016-2020 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde planlanan yatırım yükümlülüğünün yüzde 38 üzerine çıkarak, 10 milyar 369 milyon lira yatırım gerçekleştirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, elektrik dağıtım şirketlerinin 2016-2020 yılları arası 3. uygulama dönemine ilişkin tahmini yatırım tutarı verilerine göre, Türkiye’deki toplam enerji dağıtım yatırımının yüzde 28’ini Enerjisa’nın dağıtımdaki üçlüsü gerçekleştirdi.

Yurt genelinde faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketinin, 2016-2020 dönemi için yatırım tavanları 32 milyar lira olarak belirlenirken, şirketler müşterilerine daha kaliteli ve sürdürülebilir enerji sağlamak için bu dönemde 37 milyar liranın üzerinde yatırım gerçekleştirdi.

Enerjisa Dağıtım Şirketleri ise aynı dönemde kendileri için belirlenen 7,5 milyar liralık yatırım tavanının yüzde 38 üzerine çıkarak, 10,4 milyar lira yatırıma ulaştı. Böylece Türkiye çapında elektrik dağıtım yatırımlarındaki artışı, yüzde 58’lik payla Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ sırtladı.

2016-2020 dönemi için, yatırım tavanı 2,9 milyar lira olarak belirlenen Toroslar EDAŞ, bu dönemdeki yatırımını yaklaşık yüzde 57 artışla 4,6 milyar liraya çıkardı. Şirket bu yatırımlarla 5 yıllık dönemde en çok yatırım yapan elektrik dağıtım şirketi oldu.

Aynı dönemde Başkent EDAŞ, kendisi için belirlenen 3,1 milyar liralık yatırım tavanının yüzde 35 üzerine çıkarak, 4,2 milyar liralık yatırım gerçekleştirdi. Başkent EDAŞ bu yatırımla en çok yatırım yapan dağıtım şirketi listesinde 2’nci basamağa yerleşti.

21 dağıtım şirketi arasında 4 milyar lira yatırım seviyesinin üzerinde yalnızca Toroslar EDAŞ ve Başkent EDAŞ yer aldı. AYEDAŞ ise kendisi için belirlenen yatırım miktarının yüzde 6,2 üzerine çıkarak, 1,6 milyar liralık yatırımla en çok yatırım yapan 12. şirket oldu. Böylece 3 şirket 5 yılda 10,4 milyar lira yatırım yaptı.

Şirketler tarafından gerçekleştirilen yatırımlarla artan müşteri memnuniyeti, 13’üncü Elektrik Dağıtım Şirketleri Sektör Değerlendirme Toplantısı’nda paylaşılan müşteri anketine de yansıdı.

Başkent EDAŞ için 2019’daki memnuniyet oranı yüzde 53,2 olarak tespit edilirken bu oran 2020’de yüzde 57,3’e yükseldi. AYEDAŞ’ta bu oran yüzde 49,1’den yüzde 54,5’e Toroslar EDAŞ’ta ise yüzde 45,7’den yüzde 48,4’e yükseldi.

Söz konusu 3 şirketin memnuniyet ortalaması yüzde 53,2 olarak hesaplanırken, bu oran Türkiye ortalaması olan yüzde 52,5’lik seviyenin üzerinde yer aldı.

Türkiye’de 3 ayrı bölgede elektrik dağıtımından sorumlu Enerjisa, İstanbul Anadolu Yakası, Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Zonguldak, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Mersin, Kilis ve Hatay’da çalışmalarını sürdürüyor.

Dicle Elektrik’ten Dağıtımdan Kaçağa Karşı Drone Önlemi

Dicle Elektrik, hem halkın kesintisiz enerji almasını engelleyen, hem de ekonomiye zarar veren kayıt dışı tüketime karşı havadan drone ile kontroller yapıyor. Şanlıurfa’da gerçekleştirilen kontrollerde tarımsal sulamada kullanılan 4 kayıt dışı elektrik trafosu tespit edildi.

Dicle Elektrik Dağıtım A. Ş. Şanlıurfa İl Müdürlüğü Enerji Kayıpları Yöneticiliği bünyesinde görev yapan drone ekibi, iki ilçedeki tarımsal sulama alanlarında havadan kaçak kontrolü yaptı. Kontroller sırasında Viranşehir’in kırsal Engeli mahallesinde 3, merkez Haliliye ilçesinin kırsal Ernebi mahallesinde ise 1 olmak üzere 4 adet kayıt dışı trafo tespit edildi.

Bölgede başlayan buğday ekimi nedeniyle tarımsal sulamanın da başlaması üzerine Dile Elektrik Dağıtım A.Ş. Şanlıurfa İl Müdürlüğü Enerji Kayıpları Yöneticiliğine bağlı ekipler, kayıt dışına karşı kontrollerini artırdı. Bölgede fiziki denetimlerin engellenmesi, ekiplere yönelik saldırılar yaşanması gibi olumsuzlukların önüne geçmek için kaçak kontrolleri havadan drone ile yapıldı. Kontroller sırasında Viranşehir ve Haliliye kırsalında buğday sulamasında kullanılan 2’si 160’ar kVA, ikisi de 250’şer kVA olmak üzere toplam 820 kVA gücünde 4 kayıt dışı trafo tespit edildi. Koordinatları da belirlenen kayıt dışı trafolarla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

Konuyla ilgili açıklama yapan Dicle Elektrik Dağıtım A. Ş. Şanlıurfa İl Müdürü Osman Hondu, kaçak elektrik tüketimine asla izin verilmeyeceğini, sorumluluk bölgelerinde bu konuda titiz bir çalışma yürüttüklerini belirten İl Müdürü Hondu şu ifadelere yer verdi: ‘’Uzman ekiplerimiz tarafından bölgede uçurduğumuz drone sayesinde kayıt dışı elektrik tüketenleri bir bir belirleyerek, koordinatları ile belgeliyor ve haklarında gerekli işlemleri başlatıyoruz. Bu mücadeledeki tek amacımız müşterilerimize kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli elektrik enerjisi verebilmektir.”

DÜNYADAN HABERLER
Küresel Emisyonlar 2020’deki Tarihi Düşüş Sonrası Yeniden Artmaya Başladı

Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için uygulanan kısıtlamalar sonucu ekonomik aktivite yavaşlayınca 2020'de yüzde 5,8 ile İkinci Dünya Savaşı'ndan beri en büyük düşüşü yaşayan karbon emisyonları, ekonomik toparlanmayla yeniden artmaya başladı.

Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) 2020 emisyon verilerine ilişkin yaptığı açıklamaya göre, küresel emisyonlar geçen yıl 2 milyar ton azaldı.
Emisyonlardaki toplam düşüşün 1,1 milyar tondan fazlası, azalan petrol tüketimi nedeniyle elde edildi. Geçen yıl petrol talebindeki yüzde 8'lik gerilemenin yarısı ulaştırma, yüzde 35'i ise hava yolu trafiğinin azalmasından kaynaklandı. Öte yandan, 2019'da dünyada petrol kullanımından kaynaklanan emisyonlar 11,4 milyar ton olmuştu.

Geçen yıl elektrik sektörünün neden olduğu emisyonlar ise 450 milyon ton düştü. Bunda, kömür talebinin yüzde 4 azalması, elektrik talebindeki gerileme ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının tarihteki en yüksek seviyesi olan yüzde 29'a ulaşması temel etkenler oldu. Böylece, geçen yıl küresel emisyonlar, Kovid-19 salgınının yayılmasını önlemek için alınan tedbirler neticesinde yavaşlayan ekonomik aktiviteye bağlı olarak yüzde 5,8 geriledi.
Bu oran emisyonlarda İkinci Dünya Savaşı'ndan beri kaydedilen en büyük düşüş oldu.

Buna rağmen emisyonlar ekonomik toparlanmanın başlamasıyla yıl sonunda yeniden artışa geçti. Küresel emisyonlar geçen yıl aralıkta 2019'un aynı ayına göre yüzde 2 (60 milyon ton) yükseldi. Özellikle, büyük ekonomilerin emisyonlarının salgın öncesi dönemin üzerine çıktığı görüldü. Geçen yıl salgının etkilerini atlatarak kısıtlamaları kaldıran ilk büyük ekonomi Çin'in emisyonları 2019'a göre yüzde 0,8 arttı. Hindistan'da emisyonlar geçen yıl eylül ayından itibaren yeniden artış eğilimi gösterdi. Brezilya'da ise ulaşım sektöründe yaşanan toparlanma sonucu petrol talebinin yükselmesi emisyonların son çeyrek itibarıyla artmasına neden oldu.
ABD'de geçen yıl emisyonların yüzde 10 gerilemesine rağmen aralıkta 2019'un aynı dönemindeki seviyesine yaklaştı. ABD'deki bu artışta, doğal gaz fiyatları ve soğuk hava şartlarına bağlı olarak kömür tüketiminin yükselmesi etkili oldu.
IEA'ya göre, dünyada seyahat ve ekonomik aktiviteler artmaya başladıkça petrol tüketimi ve emisyonlar yeniden yükseliyor. Elektrikli araçlardaki rekor satış rakamları kara yolu trafiğinden kaynaklanan emisyonları dengelemeye yetmiyor.
Paris Anlaşması'ndaki hedeflere ulaşarak küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında sınırlandırılabilmesi için sadece elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonların her yıl 500 milyon ton azaltılması gerekiyor.

Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen IEA Başkanı Fatih Birol, küresel karbon emisyonlarında yıl sonunda görülen artışın temiz enerji dönüşümünü hızlandırmak için gerekenin yapılmadığının bir sinyali olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Hükümetler doğru enerji politikalarıyla yeterince hızlı hareket etmezse 2019'u küresel emisyonların zirve yaptığı yıl olarak geride bırakmamız riske giriyor. Geçen yıl martta IEA olarak salgından toparlanma paketlerinin merkezine temiz enerji politikalarını koymaları ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamaları yönünde çağrı yaptık fakat rakamlarımız gösteriyor ki yeniden karbon yoğun iş sektörlerine dönüyoruz. Bu yıl iklim değişikliğiyle uluslararası mücadele için en önemli yıl ve aslında umutlarla başladı fakat emisyon verilerimiz küresel enerji sistemini hızlı bir şekilde dönüştürmede karşılaşacağımız büyük zorluğun bir göstergesi. Bu yıl küresel ekonomiye yönelik toparlanma beklentileri dünyanın en büyük ekonomilerinin politikalarında geniş çaplı bir değişiklik olmadan gerçekleşirse, küresel emisyonlar 2021'de yeniden artacak."

Birol, yine de iyimser bakmak için nedenler olduğunu vurgulayarak, "Çin iddialı bir sıfır karbon hedefi belirledi, ABD'de yeni yönetim Paris Anlaşması'na yeniden katıldı ve iklimi politikasının merkezine koydu. Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilir kalkınma planlarında ilerliyor. Hindistan yenilenebilir enerjideki başarısıyla enerji sektörünün geleceğini dönüştürebilir. Birleşik Krallık ise kasımda düzenlenecek 26. Taraflar Konferansı'nda (COP26) daha güçlü bir iklim eylemi oluşturulabilmesi için hareket ediyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı

2021’de 209 GW’lık Fotovoltaik Güneş Kapasitesi Eklenebilir

BloombergNEF (BNEF) tarafından yayımlanan 2021-Q1- Küresel Fotovoltaik Piyasa Görünümü Raporu’na göre, 2021’in ilk çeyreğinde güneş enerjisinde en az 160 GW’lık bir artış yaşanacak.

BNEF’e göre uluslararası pazarda yaşanacak büyüme ile birlikte bu yıl toplamda 209 GW’lık fotovoltaik güneş paneli kurulabilir ve bu rakam 2022’de 221 GW, 2023’te ise 240 GW’ları bulabilir.
Bu 2020’de devreye alınan kapasiteye göre yüzde 13 artışa karşılık gelirken, bu yıl devreye alınacak ilave kapasitenin 209 GW’a çıkması durumunda yüzde 50 artış sağlanmış olacak. Söz konusu kapasite içerisinde Çin’in 65 ila 75 GW arasında güneş enerjisi kapasitesi inşa etmesi bekleniyor.
BNEF Güneş Enerjisi Bölümü Başkanı Jenny Chase’e göre, net sıfır olma hedefine ulaşılması için yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması gerekiyor. Ülkelerde göre değerlendirmelerde de bulunan BNEF raporuna göre bu yıl Çin’de 65-75 GW’lık güneş enerjisi kurulumu gerçekleşebilir.

Kaynak: pv-tech

AB Elektrikli Ürünlerin Enerji Sınıflarını Yeniden Belirledi

Avrupa Birliği (AB), çeşitli beyaz eşya ve elektrikli ürünlerin enerji tüketimlerini gösteren A, A+, A++ ve A+++ gibi enerji sınıflandırmasını kaldırarak A’dan G’ye yeni bir sisteme geçti.

AB ülkelerindeki beyaz eşyanın enerji verimliliğini ortaya koyan sınıf etiketlerinin daha anlaşılır bir biçimde yeniden belirlenmesini sağlayacak düzenleme bugün yürürlüğe girdi. Buna göre, buzdolabı, derin dondurucu, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, kurutucu, televizyon ve monitör gibi elektrikli cihazların enerji sınıf etiketleri değiştirildi.

AB ülkelerinde satılan yeni ürünlerdeki A, A+, A++ ve A+++ gibi sınıflandırmanın yerini, A’dan G’ye kadar belirlenen yeni bir enerji verimliliği sınıflandırması aldı. Öte yandan, üretimi sona eren modellerin satışı 1 Kasım tarihine kadar eski sınıflandırmayla yapılabilecek. Ayrıca söz konusu ürünlerin etiketinde tüketicilerin ürün hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmelerini sağlayacak AB veri tabanına bağlantı sağlayan QR kodu yer alacak. Etikette yeni metodoloji ile hazırlanan biçimde cihazın elektrik tüketimi ve çıkarttığı ses seviyesi gibi bilgiler yer alacak. Ampul ve lamba gibi çeşitli aydınlatma ürünlerinde ise yeni sınıflandırmaya 1 Eylül tarihinde geçilecek. Böylece AB vatandaşları satın alacakları ürünlerin enerjiyi ne kadar verimli kullandığını daha net bir biçimde anlayacak. Düzenleme ile AB’de hane halklarının elektrik faturalarının düşürülmesi ve enerji tüketimlerinin azaltılması hedefleniyor.

Kaynak: Euractiv

ABD’li Şirket Güneş Enerjisiyle Çalışan Elektrikli Arabada Seri Üretime Geçiyor

ABD merkezli otomotiv şirketi Aptera Motors, üç tekerlekli ve güneş enerjisiyle çalışan yeni elektrikli arabası için seri imalata geçeceğini açıkladı.

Şirket, aracın saatte 100 kilometre hıza 3,5 saniyede ulaştığını söyledi.
ABD’li otomotiv şirketi Aptera Motors, üç tekerli güneş enerjisiyle çalışan elektrikli araba için seri imalata geçeceğini açıkladı.

Yaklaşık 25 bin 900 dolar (190 bin TL) maliyetle üretilen aracın üstünde bulunan 3 metrekarelik solar paneller yer alacak. Öte yandan aracın saatte 100 kilometre hıza 3,5 saniyede ulaştığı ve azami hızı ise saatte 180 kilometre. Araçta bulunan batarya 1.609 kilometre mesafeye kadar kullanılabiliyor.

Kaynak: Washington Post

HAFTANIN RAPORU

Birleşmiş Milletler Ulusal Katkı Beyanı Sentez Raporu

Birleşmiş Milletlerin ülkelerin Paris Anlaşması’na sunduğu ulusal katkı beyanlarını analiz eden rapora göre, küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında sınırlandırabilmek için daha iddialı hedefler belirlenmesi ve ülkelerin çabalarını iki katına çıkarması gerekiyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK