SEKTÖRDEN HABERLER
"Tüm Dağıtım Bölgelerimizde Pilot Depolama Projelerini Finanse Edeceğiz"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, enerji dönüşümünü hızlandırmak için özel sektör ve kamunun iş birliğinin önemli olduğunu belirterek, "Türkiye olarak, gittikçe artış gösteren yenilenebilir enerjiden kaynaklanan depolama sorunlarını ortadan kaldırabilmek için tüm dağıtım bölgelerimizde pilot depolama projelerini finanse edeceğiz." dedi.

Berlin Enerji Dönüşümü Diyaloğu Toplantısı'nın 7'ncisine video konferans yöntemiyle katılan Bakan Dönmez, yaşanan salgın nedeniyle enerji arz güvenliğinin ülkelerin enerji politikalarında önemli yer oluşturduğunu ifade etti.

Dönmez, enerji dönüşümü politikalarının uygulanmasına böylesine zorlu zamanlarda bile devam ediliyor olmasının cesaret verici olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri söyledi: "Enerji dönüşümü sadece yakıtların değil, kurumların, pazarların, piyasa oyuncularının ve tüketicilerin de dönüşümüdür. Bu yüzden her ne kadar basit gibi görünse de aslında karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Bu geçişin yükü hükümetlerin omuzlarındadır. Kamu sektörü ülkelerin ihtiyaç ve önceliklerine göre politika, mevzuat ve teşvikler oluşturarak yatırımcılar için sağlam, güvenilir ve öngörülebilir bir yatırım ortamının oluşturulmasından sorumludur."

Türkiye'nin yaklaşımının "olanak sağla", "yenilik yap" ve "iletişim kur" olmak üzere üç kısımdan oluştuğunun altını çizen Dönmez, şebeke, mevzuat ve sistem güvenliğinin yenilenebilir enerjinin azami şekilde kullanımına olanak sağlaması gerektiğini söyledi.

Dönmez, özel sektör katılımının da enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Süreç karmaşık olduğundan, daha sonuç-odaklı pilot projelere odaklanmak bir zorunluluk halini almaktadır. Türkiye olarak, gittikçe artan yenilenebilir enerjiden kaynaklı depolama sorunlarını ortadan kaldırabilmek için tüm dağıtım bölgelerimizde pilot depolama projelerini finanse edeceğiz. Ayrıca, oyunu kuran ve yöneten olarak hükümetler, ana politika çerçevesini STK'ler, finansal kurumlar ve özel sektör dahil olmak üzere tüm paydaşlarla koordinasyon ve istişare içinde bulunarak oluşturur. Farklı paydaşların katılımı olmadan dönüşüm projelerine ilişkin politikaların gerçekleştirilmesi çok zor olacaktır. Bu durum, kamu ve özel sektör arasında hem ulusal hem de uluslararası düzeyde iş birliği ve uyumun kurulmasının önemini ortaya koymaktadır."

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

TEİAŞ 10 Yıllık Kapasite Raporu’nu Yayınladı

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) 2022-2031 yılları arasına yönelik, 5 ve 10 Yıllık Bağlanabilir Bölgesel Üretim Tesisi Kapasiteleri Raporu’nu yayınladı.

Rapora göre, 15 ayrı bölgede 2022-2026 dönemi için 19.329 MW, 2027-2031 dönemi için ise 4.014 MW bağlanabilir kapasite belirlenmiş durumda.

Rapora göre 2022-2026 dönemi için en fazla kapasite 1 numaralı bölge için 11.106 MW olarak, en az kapasite ise 13 numaralı bölge için 314 MW olarak açıklandı. Sekiz bölge için ise kapasite açıklanmadı. 

Kapasite hesaplanamayan bölgelerde kalan 61 il için ise beş ve on yıllık olmak üzere 150’şer MW’dan toplam 17.550 MW bağlanabilir kapasite açıklandı.

Kaynak: Yeşil Ekonomi

Elektrikte Aslan Payı HES’lerin

Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney ve Enerji Günlüğü tarafından bu yıl ikincisi hazırlanan MW100-Türkiye’nin En Büyük 100 Elektrik Üreticisi Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’nin elektrik üretimi kurulu gücü 2020’de yüzde 5’lik artışla 95 bin 890 MegaWatt oldu.

Toplam kurulu gücün 26,400 bin MegaWatt’ını hidroelektrik santralları, 23,600 MegaWatt’ını doğalgaz santralları, 19,500 MegaWatt’ını kömür santralları oluşturdu. HES’lerden gelen üretim pastada en büyük payı alırken rüzgar santralları 7,4 bin MegaWatt’a kaldı. Lisanslı güneş santrallarından ise ilk 100’e girebilen olmadı.

Yıllık elektrik tüketimi ise nisan-mayıs aylarındaki sert düşüşe rağmen toplamda 2019’a göre artış gösterdi ve 305 milyar KiloWatt saati aştı. Elektrik üretiminde rüzgar, güneş ve jeotermal kaynakların payı 2019’daki yüzde 13 seviyesinden geçen yıl yüzde 20’ye yükseldi.

Tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı ise yüzde 43 oldu. Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir ilerleme kaydettiğini ifade eden Kearney Türkiye Yönetici Ortağı Onur Okutur, “Şimdi serbest piyasa koşullarında çok daha uygun maliyetlerle ve çevreci şekilde enerji tedarikini sağlayabiliyoruz” dedi.

MW100 listesine bu sene 9 yeni şirket dahil oldu. Yeni katılan şirketlerin tümü yenilenebilir enerji kaynaklarındaki güçlü portföyleriyle dikkat çekiyor. Yeni katılan şirketlerin yüzde 80’inin sadece yenilebilir enerji kaynaklarında yatırımları bulunuyor. Geçen yıl hidroelektrik santralı yatırımlarıyla listeye 60’ıncı sıradan giren Energo-Pro şirketinin yanı sıra Greeneco Enerji, MÖN İnşaat Enerji, Yıldızlar Enerji, Peker Enerji, Kıvanç Enerji, Akbaş Holding, Akış Enerji ve Oltan Köleoğlu Enerji listeye yeni giriş yapan şirketler arasında yer aldı.

Türkiye elektrik sektöründeki bilgi birikiminin giderek arttığını söyleyen Enerji Günlüğü Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kara, şunları dile getirdi: “Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerji konusunda ihtiyaç duyulan farkındalık, sadece enerji fiyatlarıyla sınırlı kalmayıp, hayatın tüm alanlarını kapsayacak şekilde, sürdürülebilirlik yaklaşımıyla gelişmeli. Yani temiz çevre, iklim değişikliği, makro ekonomik dengeler ile enerji arasındaki ilişkiler gibi konulara da yeterli hassasiyetin gösterilmesini sağlayacak bir toplumsal algıya ihtiyaç var.”

Kaynak: Hürriyet

Yeşil Tahvillerin Teşvik Edilmesi Temiz Enerjide 'Yüksek Yatırımcı İlgisi' Oluşturabilir

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Edin, yeşil tahvil piyasasının Türkiye'de önemli bir büyüme potansiyeli olduğunu belirterek, "Piyasaya yönelik gerekli altyapının kurgulanması, mevcut problemlerin çözülmesinde önemli rol oynayabilir." dedi.

Edin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletlerin verilerine göre Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ulaşabilmek için dünya genelinde 2030'a kadar yıllık 5 ila 7 trilyon dolar arasında yatırım gerektiğini ve bunun da Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için her yıl en az 2,5 trilyon dolar finans açığı anlamına geldiğini söyledi.

Bu amaçlara ulaşabilmek için sürdürülebilir borçlanma enstrümanlarının dünyada yatırımcılar tarafından her geçen gün daha fazla rağbet gördüğünü kaydeden Edin, geçen yıl salgın döneminin de etkisiyle sürdürülebilir borçlanma piyasası toplam hacminin rekor kırarak 1,9 trilyon dolara yükseldiğini aktardı.

Edin, sürdürülebilir borçlanma enstrümanları arasında yeşil tahvillerin önemli bir yeri olduğunu dile getirerek, "Yeşil tahvilin temel ilkesi tahvil gelirlerinin mutlaka yeşil projeler için kullanılması. Bu kapsamda, yeşil tahviller yatırımcılara, ihraççılara ve çevre sorunlarının çözümüne katkı sağlıyor." diye konuştu.

Yeşil tahvillerin en temel faydasının yatırımcıların risk ve gelir dengelerini çevresel faktörlere göre sağlayabilmesi olduğunu ifade eden Edin, fon kullanımlarının düzenli raporlanması sayesinde yeşil tahvil ihraçlarında risk ölçümünün diğer sabit gelirli menkul varlıklara göre daha şeffaf olduğunu belirtti.

Yeşil tahvil piyasasında ilk ihracın 2007'de başladığını fakat son 6 yılda önemli ölçüde büyüdüğünü kaydeden Edin, bugün yenilenebilir enerjinin ihraç edilen tüm yeşil tahvillerin neredeyse yarısında mevcut olduğunu ifade etti.

Edin, buna rağmen yeşil tahvillerin potansiyellerinin çok altında kaldığını dile getirerek, "Bugüne kadar kaydedilen ilerleme etkileyici olsa da yeşil tahvil piyasası muazzam bir büyüme potansiyeli sunmaya devam ediyor. Küresel tahvil piyasası 100 trilyon dolar civarındayken, yeşil tahvillerin kümülatif ihraçları 1 trilyon doların altında ve kümülatif küresel tahvil ihraçlarının yüzde 1'inden daha azına karşılık geliyor." bilgisini paylaştı.

Yeşil tahvil gibi sürdürülebilir borçlanma enstrümanlarının Türkiye'de de değer zincirinde yer aldığını söyleyen Edin, Türkiye'de bankacılık sektörünün bakış açılarını ve sistemlerini yeni dünyaya göre revize ettiğini kaydetti.

Edin, Türkiye'de toplam tahvil ve borçlanma piyasasının 3,1 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Yeşil tahviller bu piyasada 836 milyon dolarlık paya sahip. Bunun içinde banka ve özel sektörün borçlanmaları yer alıyor ama bu hacimler henüz istediğimiz seviyelerde değil. Türkiye'de bu ihraçların ve trendlerin artabilmesi için çözmemiz gereken bazı derinlik problemleri var. Bunları şirket bazında değil ülke bazında değerlendirmeliyiz. Bir ülkenin tahvil piyasasında özellikle bu konuda tecrübeli yurtdışı yatırımcıların ilgisini çekebilmek için ülke politikalarının yatırım stratejisiyle uyumu hareket etmesi lazım. Garanti BBVA olarak, Türkiye’de sürdürülebilir borçlanma araçlarının toplam hacmine en büyük katkıyı sağladığımızı söyleyebilirim fakat bu araçların ülkemizde daha çok hacim kazanmasını istiyorsak bu alandaki politikalarımızı güçlendirmeli ve ülke stratejimizin içine almalıyız. Bir ülkede, yeşil ve sürdürülebilir politikaların kapsamı veya görünürlüğü az ise yatırımcı o ülkede faaliyet gösteren şirketlerin ihraç ettiği yeşil tahvillere de yeterince güvenmiyor. Paris İklim Antlaşması’na uygun, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen politikalar ülke seviyesinde benimsendiği takdirde, olumlu değişimlerle karşılaşmamız çok olası."

Yabancı finansal kuruluşlarla sektörün büyümesi için iş birliğine gidilebileceğini anlatan Edin, Türkiye'de yeşil tahvil piyasasının geliştirilmesi için regülasyon desteğinin de önemini vurguladı.

Edin, Türkiye'de sürdürülebilirlik kriterlerine uygun şekilde gerçekleştirilecek ihraçlara ilişkin bir mevzuat bulunmadığını belirterek, "Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi'nde yeşil tahvillerle ilgili önemli noktalar duyduk. Yeşil tahvil piyasasına yönelik gerekli altyapının kurgulanması, mevcut problemlerin çözülmesinde önemli rol oynayabilir. Önümüzdeki dönemlerde özellikle yenilenebilir enerji, temiz içme suyu, elektrikli ve hibrit araç gibi yatırımlar için yüksek yatırımcı ilgisini ve çeşitli teşvik paketlerini görebiliriz." diye konuştu.

Yeşil tahvil piyasasının çok hızlı geliştiğini ve herkes için ciddi bir potansiyeli olduğunu kaydeden Edin, "Özellikle de yapılan açıklamalardan sonra gelecek teşviklerle çok daha iyi bir noktaya taşınacak. Yeşil tahvillere ve dolayısıyla yeşil projelere olan yatırımların artmasıyla da küresel ısınma, iklim değişikliği, çevresel tahribat gibi problemleri çözecek, sürdürülebilir bir ekonominin kapısı aralanabilir." dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Enerjinin Yıldızları Yüz Yüze Eğitimlere Başladı

MEB’in kararıyla ilk, orta ve liselerde seyreltilmiş eğitime geçilirken Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde AEDAŞ’ın desteği ile oluşturulan Yüksek Gerilim Dalı öğrencileri de yüz yüze eğitimi başladı. “Enerjinin Yıldızları” Projesi kapsamında eğitim alan öğrenciler ayrıca haftada 3 gün staj yapıyor.

Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin (AEDAŞ) elektrik dağıtım sektörünün yetişmiş eleman ihtiyacına destek olmak hedefiyle hayata geçirdiği Enerjinin Yıldızları Projesi kapsamında eğitim alan öğrenciler, pandemi nedeniyle verilen uzun bir aranın ardından yeniden yüz yüze eğitim için okula döndü.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) kararıyla Mart ayı başından itibaren ilk, orta ve liselerde yüz yüze eğitim için adımlar atılırken Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde AEDAŞ’ın desteği ile oluşturulan Yüksek Gerilim Dalı’nın öğrencileri de artık ders görmeye başladı. 11. sınıf öğrencileri haftanın 4 günü derslere katılırken 12. sınıf öğrencileri haftanın 2 günü ders yapıp 3 gün de staj görüyor.

Yeni dönem için Yüksek Gerilim Dalı öğrencilerine Enerjinin Yıldızları yazılı önlükler ve uygulamalı derslerde kullanabilmeleri için ölçü ve el aletlerinin bulunduğu takım çantaları dağıtan AEDAŞ, mesleki derslere bünyesindeki uzmanlarla destek veriyor.

Öğrencilerin ve öğretmenlerin sağlığı için pandemiye karşı tüm önlemlerin alındığı, okula girişlerde düzenli olarak ateş ölçümü yapılıp maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulduğu eğitim süreci boyunca sınıflar düzenli olarak dezenfekte ediliyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile 2018 yılında yapılan ‘Mesleki Eğitim Protokolü’nün ardından Antalya, Sivas ve İstanbul’da belirlenen 3 meslek lisesinde Yüksek Gerilim Dalı Bölümü oluşturuldu. Proje çerçevesinde Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde AB standartlarında yüksek gerilim laboratuvarı kuran AEDAŞ, öğrencilere staj imkanı da sağlıyor.

Osmangazi EDAŞ 6,4 Bin Ton Atığı Ekonomiye Geri Kazandırdı

Atıkların kaynağından ayrıştırılarak milli ekonomiye kazandırılması, hammadde ve enerji tasarrufu sağlanması amacıyla çalışma alanlarında çevreci uygulamalar hayata geçiren Osmangazi EDAŞ, 6 bin 417 ton değerlendirilebilir atığı ekonomiye geri kazandırdı.

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (OEDAŞ) hayata geçirdiği uygulamaları takdir topluyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan, atık yönetimi süreçlerinde çevre, insan sağlığı ve tüm kaynakların korunmasını hedefleyen Sıfır Atık Yönetmeliği şartlarını hizmet verdiği tüm illerde yerine getirerek ‘Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazanan Osmangazi EDAŞ, uygulamaları sayesinde 6 bin 417 ton atığın ekonomiye kazandırılmasını sağladı.

Osmangazi EDAŞ bu uygulama sayesinde toplamda; 146,3 metreküp su ve 2 milyon 259 bin kWh enerji tasarrufu sağladı, 326 bin kilogram sera gazı emisyonunu engellerken 4 adet olimpik yüzme havuzuna denk gelen 10 bin 282 metreküp depolama alanından da tasarruf etti. Uygulamada ekonomiye kazandırılan plastik ve kağıt ile de yaklaşık 20 bin litre petrolün tüketimi ve 88 ağacın kesilmesi engellenmiş oldu.

Sıfır atık serüvenine 2018’in mart ayında Sıfır Atık Yönetimi Talimatını ve talimata bağlı Sıfır Atık Kayıt Çizelgesi’ni hazırlayarak başlayan Osmangazi EDAŞ, uygulamalara ise ilk olarak Eskişehir’deki Genel Müdürlük Binası’nda Eskişehir Valiliği’nin sağladığı karton toplama kumbaralarını yerleştirerek başladı. Katlarda yer alan toplama kumbaralarında toplanan atık miktarları, haftalık olarak tartılıp 6 aylık periyotlarla Eskişehir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne bildirildi.

Yönetmeliğin yayımlanması ile tüm lokasyonlarında bu uygulamanın yaygınlaşması için beşli toplama kumbaraları temin eden Osmangazi EDAŞ, Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak il işletme merkezlerinde ofis katlarına beşli toplama kumbaralarını yerleştirdi. Tüm İl işletme merkezlerindeki ofis katlarına atık toplama kumbaraları yerleştiren Osmangazi EDAŞ, ünitelerin daha etkin kullanılması amacıyla şahsi çöp kovalarının kullanımını da sonlandırdı. Osmangazi EDAŞ, yenilikçi uygulamalarına önümüzdeki dönemde de devam ederek çevreye duyarlı hizmet anlayışını sürdürmeyi hedefliyor.

DÜNYADAN HABERLER
ABD, 3 Trilyon Dolarlık Kalkınma Paketine Hazırlanıyor

ABD’de Joe Biden yönetimi, altyapı, temiz enerji, iklim değişikliğiyle mücadele ve istihdamı büyütmek için 3 trilyon dolarlık bir kalkınma paketinin hazırlığını sürdürüyor.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileriyle mücadeleye yönelik 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketinin ardından altyapı harcamalarını içeren plan Biden yönetiminin öncelikleri arasında bulunuyor. 

Biden'ın ekonomi danışmanları, 3 trilyon dolarlık altyapı ve istihdam paketi hazırlarken, söz konusu harcama planına ilişkin teklifin bu hafta sunulması bekleniyor. 

Altyapı ve istihdam olmak üzere iki kısımdan oluşan paketin ekonomiyi daha üretken hale getirmek amacıyla altyapı, eğitim, iş gücünü geliştirme ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik yatırımlara odaklandığı belirtiliyor. 

Paketin, varlıklı kişiler ve şirketlerden alınan vergilerin artırılmasıyla finanse edilebileceği kaydedilirken, Cumhuriyetçilerin desteğini alıp almayacağının, nasıl finanse edileceğine bağlı olduğu aktarılıyor. 

Altyapıya yönelik harcama planının, yol, köprü, liman, elektrikli araç şarj istasyonları ve elektrik şebekesinin iyileştirilmesi gibi yatırımların yanı sıra temiz enerji ve 5G yatırımlarını da içereceği bildiriliyor. İstihdam planının ise eğitim ve kadınların iş gücüne katılımı gibi beşeri altyapıya yönelik harcamalara odaklandığı kaydediliyor.

Kaynak: New York Times

Dünyada Fosil Kullanımını Yasaklayan Kent Sayısı Yaklaşık 5 Kat Arttı

Dünyada fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı yaklaşık 5 kat artışla geçen yıl 43'e yükselirken, bu kentlerde yaklaşık 1 milyar nüfus yaşıyor.

Yenilenebilir enerji alanında uluslararası bir ağ olan REN21'in "Kentlerde Yenilenebilir Enerjinin Küresel Durumu 2021" raporuna göre, dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor ve küresel enerji tüketiminin dörtte üçü kentlerde gerçekleşiyor.

İklim değişikliğiyle mücadelede kentlerin iklim stratejileri ve yenilenebilir enerji kullanımını artırmaları önem arz ederken, fosil yakıt kullanımına kısmen veya tamamen yasak koyan kentlerin sayısı artıyor. Bu kapsamda, ısınma veya ulaşım sektörlerinde fosil yakıt kullanımını sonlandıran kentlerin sayısı 2019 sonu itibarıyla 8 iken, geçen yıl 35 kent daha söz konusu sektörlerde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları uygulamaya koydu. Böylece, bu kentlerin sayısı toplamda 43'e yükseldi.

Fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı 2020'de yaklaşık 5 kat arttı. Rapora göre, 20 kent daha gelecek dönemde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları yürürlüğe koymayı planlarken, dünyada 1300 kentin ya yenilenebilir enerji hedefi ya da yürürlüğe koyduğu yenilenebilir enerji politikası bulunuyor ve bir milyar insan bu kentlerde yaşıyor.

Raporda konuya ilişkin görüşlerine yer verilen REN21 İcra Direktörü Rana Adib, yenilenebilir enerjiye dayalı geleceğin planlanmasında, geliştirilmesinde ve inşasında kentlerin en iyi seçenek olduğunu ve öneminin arttığını belirterek, "Ancak çoğu zaman, kentlerin dönüşüm potansiyelleri yeterince kullanılmıyor. Düşük karbon hedeflerini nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde gerçekleştirmek zor bir iş. Hükümetlerin finansman, kapasite ve mevzuata dair yetkilerini yerel ölçekteki karar vericilerin sorumluluğuna devretmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Adib, iklim değişikliğiyle mücadelenin hızlanması ile tüm sektörlerde yenilenebilir enerji kullanımının artması arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Kent yönetimleri binalara yönelik kuralları sıkılaştırıyor ve yenilenebilir enerji yükümlülüklerini zorunlu hale getiriyor. Kentlerin aldığı kararların en önemlisi ise, doğal gaz, petrol ve kömür kullanımını sonlandırma tarihi belirlemeleri. Çoğu zaman fosil yakıt sektörünün çıkarları kentlerin karbondan arınma planlarını engelliyor. Maalesef dünyanın her yerinde kent yönetimleri ne zaman fosil yakıtları aşamalı olarak sonlandırmaya çalışsa, sektör buna karşı mücadele için kaynaklarını kullanıyor. Bu nedenle yenilenebilir enerjiye geçiş engelli koşuyu andırıyor."

Kaynak: Reuters

BP, 2030’a Kadar İngiltere’nin En Büyük Hidrojen Santralini Kuracak

İngiliz enerji şirketi British Petroleum (BP),2030 yılına kadar ülkenin en büyük hidrojen santralini kurmayı planlıyor.

BP'den yapılan açıklamada, sera gazı emisyonlarını azaltmak için İngiltere'nin kuzeyindeki Teesside bölgesinde ülkenin en büyük hidrojen santralinin kurulmasının planlandığı belirtilerek, santralin faaliyete geçmesiyle 1 GigaWatt "mavi hidrojen" üretilmesinin hedeflendiği aktarıldı.

Açıklamada, santralin, tek başına İngiliz hükümetinin 5 GigaWatt’lık hedefinin beşte birini karşılayacak kapasitede olacağı kaydedildi. Şirketin, "H2Teesside" olarak adlandırılan projesi kapsamında, yılda 2 milyon tona kadar karbondioksiti depolaması ve bunu Kuzey Denizi'nin altındaki depoya aktarması bekleniyor.

BP Düşük Karbon ve Gaz Başkan Yardımcısı Dev Sanyal, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Karbon tutma ve depolamayla entegre olan mavi hidrojen, endüstriyel süreçlerin ihtiyaç duyduğu ölçek ve güvenilirliği sağlayacaktır." ifadesini kullandı.

İngiltere Enerji Bakanı Anne Marie Trevelyan ise "Temiz hidrojenin, ülkeyi karbon salımından arındırmamıza yardımcı olacak büyük bir potansiyeli var. BP'nin Teesside'deki bu potansiyeli keşfettiğini görmek harika." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: CNBC

Apple, Yenilenebilir Enerji için 4,7 Milyar Dolarlık Yeşil Tahvil Harcayacak

Apple, planladığı 4,7 milyar dolarlık yeşil tahvil satışının bir kısmını 1,2 gigawatt yenilenebilir enerji kapasitesi oluşturmak için kullanacak.

Şirket bu projelerle karbon emisyonlarını azaltırken, yerel toplulukların temiz enerjiye ulaşmasını da hedefliyor. Geçen yıl Apple, yılda ortalama 921 bin metrik ton karbon emisyonunu önleyecek 17 yeşil tahvil projesini finanse etti.

Bu durum, yaklaşık 200 bin arabanın trafikten çekilmesine eşdeğer bir karbon azaltımı anlamına geliyor.

Hayata geçireceği projeler ile 1,2 GW’lık kapasiteye ulaşacak şirket, geçtiğimiz yıl Nevada, Illinois, Virginia ve Danimarka’da 350 MW’ın üzerinde yeni yenilenebilir enerji kapasitesi ekledi. Apple’ın Çevre, Politika ve Sosyal Girişimler Başkan Yardımcısı Lisa Jackson, şirketin internet sitesinden yaptığı açıklamada, “Apple, çalıştığımız yerdeki toplulukları destekleyen çözümlerle hepimizin paylaştığı gezegeni korumaya kararlıdır. İklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapma sorumluluğumuz var ve yeşil tahvil satışlarımızdan elde ettiğimiz 4,7 milyar dolarlık yatırım, çabalarımızın önemli bir itici gücü.” dedi.

Apple, Paris’teki 2015 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndaki (COP21) tarihi iklim değişikliği anlaşmasından bu yana, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik küresel çabaları desteklemek için üç yeşil tahvil ihracından elde edilen gelirlerle yatırım yaptı.

Şubat 2016’da şirket, ilk 1,5 milyar dolarlık yeşil tahvil ihracını gerçekleştirirken, ikinci turu ise Haziran 2017’de 1 milyar dolarla tamamladı. Kasım 2019’da ise Apple, üçüncü yeşil tahvil setini ve Avrupa’daki ilkini, her biri 1 milyar avro değerinde iki tahvil (toplamı yaklaşık 2,2 milyar ABD doları) ile ihraç etti.

Kaynak: Energy Economic Times

HAFTANIN RAPORU

Dünya Enerji Konuları Monitörü 2021

Dünya Enerji Konseyi’nin enerji sektöründen 2,500 profesyonelle gerçekleştirdiği çalışmaya göre, enerji liderlerinin risk, fırsat ve önceliklerine yönelik algısı son 12 yılda dramatik şekilde değişirken, dijitalleşme, kalkınmanın sosyal ve insani boyutları daha büyük önem kazandı.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK