SEKTÖRDEN HABERLER
Bakan Dönmez: İki Ayda Devreye Aldığımız Kurulu Gücün Yüzde 96,4'ü Yenilenebilir Enerjiden

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yılın ilk iki ayında Türkiye'de devreye alınan 831 MW kurulu gücün yüzde 96,4'ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını bildirdi.

Dönmez, Twitter hesabından "Yenilenebilir enerjide hızlı başlangıç" başlığıyla infografik paylaştı.

Ocak-şubat döneminde devreye alınan kurulu gücün yüzde 96,4'ünün yenilebilir kaynaklardan elde edildiğini belirten Dönmez'in paylaştığı infografikte de iki ayda 831 MW kurulu gücün devreye alındığı, bunun 801 MW’ını yenilenebilir enerji kaynaklarının oluşturduğu görüldü.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Hibrit Santral Kurulumlarına İlişkin Güncelleme Nisan’da Yayımlanacak

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Elektrik Piyasası Daire Başkanı Deniz Daştan video konferans yolu ile bağlandığı GÜYAD Genel Kurulu’nda güneş enerjisi sektöründeki mevcut durum ve hibrit santral mevzuatı alanında yürütülen çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.

Deniz Daştan bugüne kadar YEKA projesi de dahil olmak üzere güneş enerjisi yatırımları için toplamda 12.400 MW kapasite tahsis edilmiş durumda olduğunu, 7.000 MW’lık bir kapasitenin de mart ayı itibarıyla devreye girmiş durumda olduğunu kaydetti.

Devredeki bu kapasitenin 6.900 MW’lık bölümünün, Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin kapsamlı şekilde güncellendiği 12 Mayıs 2019 tarihinden önce tahsis edilmiş kapasiteden oluştuğu bilgisini paylaşan Daştan, çatı üstü yatırımlar için verilmiş olan kapasitenin de 700 MW’a ulaştığını belirtti.

Geçtiğimiz yıl mart ayında yayınlanan ve 1 Temmuz 2020 ayında yürürlüğe giren hibrit santral düzenlemesinde saha usul esaslarının sektörden gelen öneriler doğrultusunda değiştirmek üzere yakın zaman önce taslak yönetmeliğin ilana çıkıldığını hatırlatan Daştan, bu kapsamda şu an uygulanmakta olan saha sınırının kalkacağını söyledi.

Böylelikle hibrit yatırımı yapmak isteyen yatırımcıların ek saha istemesi halinde talep ettiği sahanın da mevcut sahasına eklenebileceği, ayrıca santral yatırımı için gerekli olan özel mülkiyete ait alanlar için de gerekli olan durumlarda kamulaştırma yolu ile edinilebilmesine imkan sağlanacağını da söyledi.

Güncellenecek düzenleme ile hibrit santrallerin ulaşabileceği kurulu güç için de açıklık getirilecek. Buna göre 50 MW elektriksel güce kadar olan santrallerde hibrit santrallerin kurulu gücü için bir sınır bulunmayacak. 50 MW’ın üstündeki güce sahip olan santrallerde ise bu sınırın aşıldığı düzeyin yarısı kadar ek hibrit kapasitesi olabilecek. Örneğin 80 MW’lık güce sahip bir santral en fazla 65 MW’lık hibrit santral kurabilecek.

Bununla birlikte trafo kapasitelerindeki sınırlar göz önüne alınarak, daha fazla yatırımcının düzenlemeden yaralanabilmesi için de hibrit yatırımlar için üst sınır 100 MW olarak uygulanacak. Deniz Daştan EPDK’ya yapılan hibrit başvuru sayıları hakkında da bilgi verdi. Daştan’ın verdiği bilgiye göre kuruma şimdiye kadar 100 civarında santral için hibrit proje başvurusu yapıldı.

Başvuruların yarısını biyokütle santralleri oluştururken, hidroelektrik yatırımları için 30, rüzgar yatırımları için 20 civarında başvuru gelmiş durumda.

Deniz Daştan Saha Usul Esaslarını 3 hafta içinde kurula sunma hedeflerinin olduğunu ve düzenlemenin Nisan ayı ortalarında Resmi Gazete’de yürürlüğe girebileceğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: Yeşil Ekonomi

Türkiye Rüzgar ve Güneşten Elektrik Üretiminde Dünya Ortalamasının Üzerinde

Türkiye geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 12'sini rüzgar ve güneşten karşılayarak dünya ortalamasının (yüzde 9,4) üzerinde performans gösterirken, bu kaynaklardan elektrik üretimini 2015-2020 döneminde 3 katına çıkardı.

AA muhabirinin Londra merkezli iklim ve enerji odaklı bağımsız düşünce kuruluşu Ember'in, Küresel Elektrik Görünümü 2021 başlıklı raporundan derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin elektrik talebi geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 0,6 artışla 301,5 TWh oldu.

Türkiye'nin 2020'deki toplam elektrik üretimi ise 302 TWh olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 43'ü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilirken, yüzde 57'si kömür ve doğal gaz başta olmak üzere diğer kaynaklardan sağlandı.

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar ve güneş ise Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 12'sini karşıladı. Bu oranla Türkiye, rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde dünya ortalaması olan yüzde 9,4'lük payı geride bıraktı.

Türkiye, G20 ülkeleri arasında ise rüzgar ve güneşten en fazla elektrik üretimi gerçekleştiren 5'inci ülke olarak ABD, Fransa ve Brezilya gibi ülkelerin önünde yer aldı.

Geçen yıl Türkiye'de rüzgar ve güneş enerjisinden elde edilen elektrik bir önceki yıla göre yüzde 15 (5 TWh) artış gösterdi. Toplam rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi de yaklaşık 2 bin MW artışla 16 bin MW’a ulaştı. Türkiye'nin rüzgar ve güneşten elektrik üretimi 2015-2020 döneminde yüzde 4'ten yüzde 12'ye yükseldi. Bu oran dünya genelinde ise yaklaşık 2 katına çıkarak yüzde 5 iken yüzde 9,4 oldu.

Hidroelektrik santraller, yenilenebilir kaynaklar arasında en büyük paya sahip olmaya devam ederken, bu santraller elektrik üretiminde 2015'ten beri yüzde 26 payını korudu. Geçen yıl Türkiye'nin elektrik üretiminde kömürün payı ise bir önceki yıla göre yüzde 6 düştü. Bu düşüşte çevre mevzuatıyla uyumlu yükümlülüklerini yerine getirmeyen 5 linyit santralinin 2020'nin ilk aylarında üretim dışı kalması etkili oldu. Bunun sonucunda linyit santrallerinden elektrik üretimi 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 18 geriledi.

Türkiye'nin elektrik üretiminde kömürün toplam payı ise 2020'de yüzde 34 olarak hesaplandı. Bu oran dünya ortalamasıyla aynı seviyede bulunurken, Avrupa başta olmak üzere birçok ülkenin üzerinde gerçekleşti. Türkiye'de 2020'de 1600 MW kömür kapasitesi oluşturacak yatırımın inşası devam etti, yaklaşık 12 bin 400 MW’lık öngörülen kapasite iptal edildi.

Öte yandan, dünyada kömürden elektrik üretiminin payı 2015'teki yüzde 38 seviyesinden 2020'de yüzde 34'e geriledi. Türkiye'de kömürden elektrik üretimi son 2 yıldır düşüş göstermesine rağmen 2015'te yüzde 29 iken 2020'de yüzde 34'e yükseldi. Türkiye kömürden elektrik üretiminde söz konusu dönemde G20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldı.

Türkiye'nin elektrik üretimi ise 2015'ten beri yüzde 17, elektrik talebi yüzde 15 artış gösterdi. Bu oran, kişi başı dünya ortalamasının 1,5 katına karşılık geldi.

Türkiye'de tüm yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi 2015-2020 döneminde yüzde 197 arttı. Buna rağmen söz konusu dönemde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi fosil yakıtların toplamını geçemedi fakat doğal gazın elektrik üretimindeki payının yüzde 15 düşmesini sağladı. Öte yandan, geçen yıl kuraklık nedeniyle doğal gaz santrallerinin elektrik üretimindeki payı yüzde 23 seviyesinde gerçekleşti.

Rapora göre, rüzgar ve güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının hızla artmasının devam etmesi durumunda doğal gazın 2015'teki seviyelerine dönmesi beklenmiyor. Öte yandan, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha hızlı büyümesi için kömüre verilen alım garantilerinin kaldırılması gerekiyor. Türkiye'de inşa edilmesi planlanan yaklaşık 18 bin MW kapasiteli 23 kömür santralinin ise büyük ihtimalle hayata geçmeyeceği öngörülüyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Ar-Ge Başarıları Ödüllendirildi

YEDAŞ, düzenlediği Ar-Ge Proje yarışmaları ile İş Sağlığı ve Güvenliği kalitesinin artırılması ve verimlilik sağlanmasına yönelik çalışmalarıyla sektöründe dikkati çekmeye devam ediyor.

YEDAŞ Ar-Ge yarışmasında dereceye giren “Cam Elyaf Takviyeli Geri Dönüşümlü Plastik Kompozit Travers ve Konsolların Tasarımı ve Pilot Uygulama Yapılması Projesi” 2021 yılı mart ayı içerisinde EPDK’ ya sunuldu. Mevcutta kullanılan demir veya betondan yapılan, iletkenlerin taşınmasını sağlayan şebeke envanterlerinde, izolatörün kırılması veya sıkı bağ düşmesi sebebiyle enerjili hat traverse temas edebiliyor.  Bu durum direk gövdesinin enerjilenmesine yol açıyor. Direğin ana gövdesinin enerjilenmesi ile şebeke arızaları, enerji kesintileri, can ve mal kayıpları meydana gelebiliyor.

Mevcut dağıtım şebekesinde kullanılan alçak gerilim (AG) ve orta gerilim (OG) travers/konsolların cam elyaf takviyeli ve geri dönüşümlü plastikten oluşan kompozit malzemeden üretilmesi ile hafif, yalıtkan, yanmaya ve çevresel şartlara karşı dirençli, daha çevreci, güvenli, uygulaması kolay, uzun ömürlü ve düşük maliyetli ürünlerin geliştirilmesi planlanıyor.

Türkiye’de ilk kez kompozit traversin üretileceği ve tamamen yerli imkanlarla hayata geçirilecek olan projede, mevcut izolatörlerin kullanıldığı ve izolatörlerin kullanılmadığı iki farklı ürün tasarımı gerçekleştirilecek. İzolatör kullanılmadan yapılacak tasarımda; yüksek yalıtkanlık özelliği ile izolatörlere ihtiyaç duymadan iletkenlerin taşınması sağlanacak.  Bu sayede daha hafif, güvenli, daha düşük maliyetli, montajı ve işletmesi kolay bir şebeke tasarımı oluşturulacak, izolatör kaynaklı arızalar önlenecek, aynı zamanda izolatör maliyetleri ortadan kaldırılacak.

Uluslararası şartnameler ve standartlar temel alınarak 12 adet alçak gerilim (AG) ve 10 adet orta gerilim (OG) travers üretilecek. Tasarım olarak üretilecek olan numunelerin sahada analiz edilecek, teknik özelliklerine göre değerlendirilerek yaygınlaştırılacak. İzolatör kullanılmayan AG-OG travers/konsollar için tip projeler hazırlanacak.

TEDAŞ’ın onayına sunulacak ve sektöre yeni bir şebeke tertibi kazandırılacak. Ayrıca, projede geri dönüşümlü plastik atık kullanılması ile sıfır atık stratejisi için önemli bir fayda da sağlanacak.

Rekabetçi koşullarda ‘Sürdürülebilir’ başarının sırrını Ar-Ge çalışmalarına verilen öneme bağlayan YEDAŞ, ‘Teknolojik Yatırımlarını’ hızlı bir şekilde sistemine entegre ediyor. YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, “İnovasyon hedefli projelerimizi hayata geçirerek, teknolojik yatırımlarımızı ‘İnovasyon’ başlığı altında gerçekleştiriyor, tüm çalışmalarımızda sürdürülebilir, kaliteli enerji ve kesintisiz hizmet misyonunu amaçlıyoruz” dedi. Dereceye giren proje sahiplerine ödüllerini takdim eden Genel Müdür Bora, Ar-Ge ekibini kutlayarak başarılarının devamını diledi.

SEDAŞ, “Sentinel” Projesini Hayata Geçirdi

SEDAŞ, tüm saha faaliyetlerini tek bir sistem altında birleştirerek iş gücü yönetiminde etkinliği ve performansı artıracak yeni projesinin ilk fazını uygulamaya geçirdi. Sentinel projesi kapsamında anlık verilere göre planlamayla, ihbar ve taleplere müdahale süresi de kısalacak.

Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş. (SEDAŞ), devreye alınan “Sentinel” isimli proje, saha çalışmalarında verimliliği artırmayı hedefliyor. Dijital alt yapının güçlendirilmesi ve anlık verilerin doğrudan sistem içinde güncellenmesi sayesinde zaman ve maliyetten tasarruf edilecek.

20 bin kilometrekarelik alanda 3,7 milyon nüfus ve 1,9 milyon aboneye hizmet veren SEDAŞ’ın Sentinel projesinde birinci faz uygulamaya geçti. Projenin 7 ayı kapsayan ilk etabında Müşteri İlişkileri Yönetimi entegrasyonu, Coğrafi Bilgi Sistemi ile mobil harita, iş ve iş gücü raporlaması, online takip ve doküman yönetimine ilişkin uygulamalar geliştirildi. Böylelikle ekiplerin kaçakla mücadele, sayaç değişim işlemleri, uzaktan okuma sistemleri kurulum-bakım, kesme-bağlama ve teknik kontrol gibi iş süreçlerinde performans çıtası yukarıya taşınacak.

Temmuz ayı içerisinde başlaması planlanan ikinci fazda ise SCADA entegrasyonu, otomatik iş atama ve rota optimizasyonu geliştirilecek. Sürecin sonuna gelinde arıza, bakım-onarım, aydınlatma, enerji müsaadesi ve şebeke yapım gibi saha çalışmalarının kalite standartları yükseltilecek.

Sentinel ile Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce’yi kapsayan alandaki bütün operasyonlar, tek bir sistemde toplanıp online olarak izlenecek. SEDAŞ ekiplerinin gerçek zamanlı aktaracakları veriler, otomatik olarak sisteme işlenerek saha etkinliği güçlendirilecek.

Proje kapsamında, ekipler için toplamda 450 adet yeni tablet temin edildi. Cihaz Yönetim Sistemi kurulan tabletler ile sıralı sayaç ve barkod okuma gibi işlemler de yapılabilecek. Ayrıca, 430 adet yeni mobil yazıcı ve optik port da ekiplerin kullanımına sunulacak.

Leylekler Koruma Altında

AEDAŞ ile Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü, yüksek gerilim hattına olan mesafesi nedeniyle risk taşıyan leylek yuvalarını, onlar için özel olarak hazırlanan direklere taşıyor. Hiçbir şekilde zarar görmeden aynı bölgede güvenli bir noktaya taşınan yuvalar, baharın müjdecisi ev sahiplerini bekliyor.

Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (AEDAŞ), Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliği ile 6. Bölge Müdürlüğü, sorumluluk alanlarındaki Isparta, Burdur ve Antalya’da leyleklerin yüksek gerilim hatlarından olumsuz etkilenmemesi için çalışma başlattı. Bu çerçevede leyleklerin göç güzergahları üzerindeki hatlar izolasyon malzemesi ile kaplanıyor. Yüksek gerilim hattına olan mesafesi risk teşkil eden leylek yuvaları, güvenli noktalara taşınıyor.

Geçtiğimiz yıllarda Isparta ve çevresinde başlatılan çalışma kapsamında bu yıl da Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğiyle Manavgat İlçesi Çavuşköy Mahallesi’nde, elektrik direklerinin üzerindeki leylek yuvaları, yine aynı bölgede özel olarak hazırlanan direklere taşındı. Yeni platforma zarar verilmeden yerleştirilen yuvalar, özel olarak tasarlanan altlık sayesinde korunaklı bir şekilde ev sahiplerini bekliyor.

Leyleklerin binlerce kilometre yol kat ettikten sonra eski yuvalarını bulduklarını ifade eden AEDAŞ Genel Müdürü Bahadır Müdüroğlu, şu ifadelere yer verdi: “Elektrik dağıtım hizmeti verdiğimiz Antalya, Burdur ve Isparta’daki birçok bölge, kuşların göç güzergahında yer alıyor.  Bazıları kuzeye doğru gidiyor. Bazıları da yazı bölgemizde geçiriyor. Biz başta leylekler olmak üzere göçmen kuşlarımızın bu yolculukları sırasında zarar görmemesi için elektrik hatlarımızda yıllardır izolasyon çalışması yapıyoruz. Ancak ne yazık ki bazı yuvalar yüksek gerilim hatlarına çok yakın. AEDAŞ olarak bir yandan kesintisiz enerji için her türlü tedbiri alırken diğer yandan da doğal yaşamı koruyup gözetmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile koordineli çalışarak riskli bölgelerdeki leylek yuvalarını alıp yine aynı bölgede daha güvenli bir alandaki direklere taşımak üzere harekete geçtik.”

Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürü Mahmut Temel de Bölge Müdürlüğü olarak yaban hayatının korunması ve desteklenmesi konusunda ciddi olarak çalışmalar yürüttüklerini, leylekler konusunda AEDAŞ iş birliği ile yapılan bu çalışmanın çok önemli olduğunu belirten Temel, bundan sonra da Akdeniz bölgesi başta olmak üzere ülke genelinde bu çalışmanın yaygınlaşmasının faydalı olacağını ifade etti. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yaban hayatının korunması için zorlu kış koşullarında yem desteği sağlanması, su sıkıntısı yaşanan alanlara su götürülmesi, yaralanan ve tedaviye muhtaç yaban hayvanlarının tedavisi konusunda önemli çalışmalar da yürütüyor.

DÜNYADAN HABERLER
Net Sıfır Hedefine Ulaşmak için Dünyanın Rüzgar Kapasitesi 3 Kat Artmalı

Geçen yıl rüzgar enerjisinde yüzde 53'lük bir büyüme yaşanmasına rağmen 2050 net sıfır hedefi için bu büyümenin 10 yıl içinde üç katına çıkması gerekiyor. Pandemi nedeni ile yaşanan zorluklara rağmen 2020 yılında rüzgar endüstrisinde 93 GW’lık bir kapasite artışı yaşandı.

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin (GWEC) Küresel Rüzgar Enerjisi 2021 Raporu’nda, 2020’de rüzgar enerjisinde yüzde 53’lük bir büyüme kaydedildi.

Bu gelişmeye rağmen GWEC, 2050 yılına kadar net sıfır hedefine ulaşılması için büyümenin önümüzdeki 10 yıl içinde üç katına çıkması gerektiğine inanıyor. Günümüzde toplam küresel rüzgar enerjisi kapasitesi 743 GW’a çıkmış durumda ve bu yılda 1,1 milyar ton CO2 azaltımı anlamına geliyor.

GWEC CEO’su Ben Backwell’e göre, küresel ısınmayı 2 °C’nin çok altında sınırlandırmak için 2025’e kadar her yıl en az 180 GW yeni kapasite kurulması gerekiyor. Dünyanın en büyük endüstrilerinden bazıları geçen yıl önemli net sıfır taahhütlerinde bulundu. Uzmanlara göre bu hedeflerin gerçekleşmesi rüzgar enerjisi dağıtımını hızlandırmaktan geçiyor.

Küresel rüzgar enerjisi piyasası, son 10 yılda neredeyse dört katına çıktı ve dünya çapında maliyet açısından en rekabetçi ve dayanıklı enerji kaynaklarından biri haline geldi. 2020’deki büyüme, yeni kurulumların yüzde 75’ini birlikte kuran ve dünyanın toplam rüzgar enerjisi kapasitesinin yarısından fazlasını oluşturan Çin ve ABD’de sayesinde yaşandı.

Açık deniz rüzgar enerjisi maliyetleri, tedarik zinciri verimliliği ve yerelleşmenin artmasıyla düşmeye devam ediyor. Maliyelerdeki bu azalmanın net sıfıra ulaşma politikalarıyla birleşmesiyle büyümenin daha da hızlanması bekleniyor.

Kaynak: GWEC

Dünyada Kömürden Elektrik Üretiminin Yarısını Çin Gerçekleştirdi

Çin, 2020 yılında kömürden elektrik üretimini yüzde 1,7 arttırarak küresel üretimin yüzde 53’ünü gerçekleştirdi.

Ember tarafından yapılan bir çalışmaya göre, geçen yıl dünyanın kömür yakıtlı santrallerde enerji üretiminin yarısından fazlasını Çin gerçekleştirdi. Geçen yıl, kömür yakıtlı santrallerden üretilen toplam enerjinin yüzde 53'ü Çin'de üretildi. Çin, kömür yakıtlı santrallerde enerji üretimini yüzde 1,7 arttırarak 77 TWh seviyesine çıkardı. Çin 2020 yılında 38,4 GW gücünde yeni kömür yakıtlı enerji santrali kurulumu yaptı. Çin, kömürden enerji üretimini artıran tek G20 üyesi oldu. 2015 yılında Çin'in global kömürden enerji üretimi içinde payı yüzde 44 seviyesindeydi. 

Öte yandan başka bir araştırma raporuna göre, Çin'in 100 bin MW’dan fazla verimsiz kömür üretim kapasitesini hızlı bir şekilde devreden çıkarması ve geri kalan santrallerin çoğunu 2045 yılına kadar hizmet dışı bırakması gerekiyor. Araştırmaya göre bu kapasite kesintileri, ülkenin 2060 yılına kadar karbon nötr hedefine ulaşmasına yardımcı olacak. 

Nature Communications tarafından yayımlanan çalışmaya göre de Çin'in 112 GW'lik toplam kömürle çalışan santral filosunun yüzde 18'i ekonomik ve çevresel gerekçelerle düşük performans gösteriyor ve çok fazla kesinti olmadan kapatılabilecek durumda. Bununla birlikte 2020 yılında 71,7 GW gücünde rüzgar enerjisi ve 48,2 GW gücünde güneş enerjisi kurulumu da gerçekleştirdi. 

Çin Merkez Bankası da karbon emisyonlarını azaltma hedefini yakalama çabaları çerçevesinde rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin geliştirilmesine finansal desteğin artırılacağını bildirdi. Yapılan açıklamada, Çin'in rüzgar ve güneş enerjisi sanayilerinin sağlıklı ve düzenli gelişimini teşvik için finansal desteğin artırılacağı vurgulandı.

Kaynak: Fortune

Ekonomistlere Göre İklim Değişikliğine Karşı Acil ve Etkili Hareket Edilmesi Şart

Uluslararası ekonomistler iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında emisyonları azaltmak için acil ve etkili bir şekilde harekete geçmek gerektiği konusunda görüş birliği gösterdi.

New York Üniversitesi Politika Enstitüsü tarafından farklı ülkelerde yaşayan ve iklim değişikliği alanında uzman 738 ekonomistle yapılan anketin sonuçları, "İklim Değişikliğinde Ekonomik Fikir Birliği" başlıklı çalışmayla açıklandı.

Buna göre, ekonomistlerin iklim değişikliğinin maliyetlerine ilişkin endişeleri 2015'te gerçekleştirilen son anketten sonra artış gösterdi. Ankete katılan ekonomistlerin yaklaşık yüzde 74'ü emisyonları azaltmak için acil ve etkili şekilde harekete geçmenin gerekli olduğunu ifade etti. Ekonomistlerin yüzde 89'u iklim değişikliğinin ülkeler arasındaki gelir eşitsizliğini şiddetlendireceğini kaydederken, yüzde 70'i ülkeler içindeki eşitsizliğin gezegenin ısınmasıyla artacağını belirtti.

Katılımcıların yüzde 76'sı iklim değişikliğinin, ekonomik zararının yanı sıra küresel ekonominin büyüme oranını da negatif yönde etkileyeceğini öngördü. Ekonomistler, iklim değişikliği nedeniyle oluşacağı öngörülen ekonomik zararın 2025'e kadar yılda 1,7 trilyon dolara, 2075'e kadar ise yılda yaklaşık 30 trilyon dolara ulaşacağı konusunda görüş birliğine vardı.

Öte yandan, araştırmaya katılan ekonomistlerin yaklaşık yüzde 70'i yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın getirdiği faydaların, bu hedefe ulaşmak için gerekli maliyetten daha fazla olacağını vurguladı.

Katılımcıların yüzde 65'i rüzgar ve güneş enerjisi teknolojilerinde son yılarda görülen maliyetlerin diğer temiz enerji teknolojilerinde de benzer düşüş göstereceği öngörüsünde bulundu.

Kaynak: Reuters

İskoçya’da Gel-Git Enerjisinde Elde Edilen Elektrikle Çalışan Elektrikli Araç Şarj İstasyonu Açıldı

İskoçya’nın en kuzeyinde yer alan ve yaklaşık 100 irili ufaklı adadan oluşan Shetland bölgesindeki Yell adasında İngiltere için bir ilk yaşandı.

Yenilenebilir enerji alanında gelgit türbinlerinin bir süredir kullanıldığı ve bu sayede ev ile işletmelere elektrik enerjisi sağlayan Nova Innovation adlı girişim, ülkenin bu yöntemle hayata geçirilen ilk elektrikli otomobil şarj istasyonunu kurdu.

İstasyonun etkinliğini artırmak için şarj ünitesine bir de pil depolama sistemi ekleyen Nova Innovation’ın çözümü piyasadaki en hızlı yöntem değil. Ancak ülkede bir ilk olması ve tesisin kurulu olduğu Yell’in sadece 215 kilometrekare alan kaplıyor oluşu, istasyonu bu anlamda yeterli kılacakmış gibi duruyor.

Konuyla ilgili konuşan Dünya Doğayı Koruma Vakfı İskoçya şubesi müdürü Fabrice Leveque, şu ifadeleri kullandı: “Gel-git teknolojisini kullanarak İskoçya’nın adalar bölgesindeki ulaşım sektörünün bir kısmında karbon ayak izinin düştüğünü görmek heyecan verici bir gelişme. Adalarımızda yenilenebilir kaynaklardan bolca bulunuyor. Rüzgar, gel-git ve güneş enerjilerini de içeren bu kaynaklara verilen önem, birçok alanda kırsal ile uzak topluluklara ekonomik ve toplumsal fayda sağlıyor.”

Yaşanan gelişme, bölge ve karbon nötr hedefleri olan İngiltere için önemli bir adım olsa da gel-git ve dalga gibi deniz kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi, yenilenebilir kaynaklar içinde oldukça küçük bir paya sahip. Öyle ki geçtiğimiz yıl Avrupa’da gel-git enerjisinin kapasite artırımı sadece 260kW olabilmiş. Dalga enerjisindeki artış ise sadece 200kW civarında. Buna karşılık rüzgar enerjisinin Avrupa’daki 2020 yılı kapasite artışı ise tam 14.7 GW olarak gerçekleşmiş.

Kaynak: Cnbc

HAFTANIN RAPORU

Dünya Enerji Dönüşümü Görünümü: 1.5 Derece Yol Haritası

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın raporuna göre, CO2 emisyonlarını 2050’de azaltma hedefleri için teknoloji ve inovasyonun aynı şekilde ilerlemesi ve enerji dönüşümünü sağlaması gerekiyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK