Dünyada yaşanan gelişmelerin enerji sektörünü enerji şirketlerinden çok daha fazla etkilediğini söyleyen teknoloji vizyoneri ve Hollanda’nın Delft Teknoloji Üniversitesi “Geleceğin Enerji Sistemleri” profesörü Ad van Wijk, LED aydınlatma, DC şebeke, yakıt hücreli arabalar ve Nesnelerin İnterneti (IoT) konularını değerlendirdi.
Delft Teknoloji Üniversitesi’nde “Green Village” (Yeşil Köy) adlı, yeni teknolojilerin test edildiği insiyatifi yürüten Prof. Ad van Wijk, enerji verimliliğinde LED’in önemini vurgularken, yenilenebilir kaynak bazlı enerji sisteminin oluşması için AC şebekesinden DC şebekesine geçilmesi gerektiğini söyledi. Nesnelerin İnterneti ve pilli robotların talebi daha esnek hale getireceğini söyleyen Prof. Wijk, en büyük sorunun enerji şirketlerinin bu değişimi görmedikleri olduğunu savundu.
Geleceğin enerji sistemi için vizyonunuz nedir?
Yeni teknolojilerin enerji sistemindeki etkileri ile ilgileniyorum. Bugün enerji sektöründe üç tane köklü değişim üzerinde çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi LED dönüşümü. Bu dönüşümde geleneksel ampulleri LED ile değiştirmek yeterli değil. Elektriğin üretim yeri ile tüketim yeri arasında kaybolan enerji miktarı çok fazla. Ampulleri tavana asmak yerine, göz hizasında kullanılmasını sağlayarak bu kayıptan kurtulabiliriz. LED’lerin küçük boyutlarından dolayı böyle bir imkanı değerlendirmemiz gerekiyor. LED ile sağlanan 4-5 katı verimliliği böylece ikiye katlayarak 10 katı verimlilik sağlayabiliriz.
İkinci çalıştığım konu ise şebeke. Mevcut elektrik şebekesi AC (dalgalı akım). Fakat kullandığımız bütün cihazlar DC yani düz akım kullanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen enerji de düz akım.
Bugünkü enerji sistemimizde, diyelim güneş hücresinden ürettiğimiz elektriği şebeken kullanmak için düz akımdan dalgalı akıma dönüştürmemiz gerekiyor. Bu dönüşümde yine enerji kaybımız oluyor. Bu yüzden mevcut elektrik şebekesini düz akıma dönüştürmemiz gerekiyor.
Hollanda’da domates yetiştirilen bir serada test yapıyoruz. Normalde tavanda aydınlatma sistemleri bulunur, bitkilerin daha çabuk büyümesini sağlar. Bizim yaptığımız çalışmada LED kullanıyoruz ve bunları bitkilerin arasına yerleştirmeyi planlıyorduk fakat her LED telinde dalgalı ve düz akım dönüştürücüsü bulunuyor. Bunlar ısındığı için bitkileri yakıyor. Bizde dönüştürücüyü seranın dışına yerleştirmeyi denedik, içerde de düz akım şebekesi bulunuyor. Böylece hem aydınlatmayı bitkilerin arasına yerleştirebiliyoruz, çünkü ısınmıyor, ve enerji kaybından kurtuluyoruz. Ayrıca dönüştürücüyü dışarı almakla hektar başına bin kg bakır tasarrufumuz oluyor çünkü sadece bir tane dönüştürücü kullanmış oluyoruz.
Yenilenebilir enerji kaynaklarında da bu durum geçerli, enerjiyi dönüştürmek için yüksek miktarda bakıra ihtiyaç duyuluyor. Bundan kurtulmak için tüm elektrik sisteminin düz akıma geçmesi lazım.
Üçüncü köklü değişim yaratacak projeniz nedir?
Üçüncüsü yakıt hücreli arabalar. Birçok araba üreticileri şimdi bunun üzerinde çalışıyor ve Kaliforniya dahil, Almanya, Güney Kore ve Japonya’da bu tür arabalar tanıtıldı. Yakıt hücreli araba, elektrikli motoru olan elektrikli bir araba ve aynı zamanda elektrik üretebiliyor. Yalnız elektrik pillerden değil, arabada bulunan yakıt hücresinin hidrojeni elektriğe dönüştürmesiyle üretiliyor. Yakıt hücresinin verimliliği yüzde 60’larda bulunuyor.
Araba park halindeyken bile ofisinize, evinize elektrik sağlayabiliyor. 100kW’lık yakıt hücreli motor, 100 eve elektrik sağlayacak güçte. Yakıt hücreli arabaların elektrik üretim kapasitesi elektrik santrallerinden bile fazla.
Kaynak: cleantechnica.com |