SEKTÖRDEN HABERLER
“Karadeniz Gazını 2023'ün İlk Çeyreğinde Milli İletim Sistemimize Aktarmış Olacağız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filyos'ta "Karadeniz Gazı Denize İlk Boru İndirme ve Kaynak Töreni"ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'nin şu ana kadar en büyük doğal gaz keşfi olan Karadeniz gazında kritik bir safhaya daha ulaşmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Erdoğan, 2 yıl önce müjdeyi açıkladıklarında bir hedef belirlediklerini ve yerli gazın 2023'te milletin hizmetine sunulacağını ifade ettiklerini anımsattı. Aradan geçen zaman zarfında yoğun bir mesai yürüttüklerine dikkati çeken Erdoğan, Fatih'in keşfinin ardından Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerinin de Karadeniz'e intikal ettiğini, bu gemilerin Fatih'in açtığı sondaj kuyularının alt ve üst tamamlama operasyonlarını gerçekleştirdiklerini bildirdi. Deniz tabanı etüt çalışmalarını bitirirken teslimatı uzun sürecek ekipmanların siparişlerini de verdiklerini ve teslimatları almaya başladıklarını dile getiren Erdoğan, geçen yıl temelini attıkları doğal gaz işleme tesisinin inşasının süratle devam ettiğini söyledi.

Yavuz sondaj gemisinin, açılan kuyulardaki gaz akışını ölçecek kuyu başı vanalarını ve kuyu içi akıllı vana sistemlerini yerleştirdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz hafta sığ deniz kısmına boru serimi ve montajını yapacak gemi Türkiye'ye ulaştı. Bugün 'Bismillah' diyerek ilk boruları denize indiriyor, ardından da ilk kaynağımızı yapıyoruz. Derin deniz tarafında da inşallah ilk kaynağı önümüzdeki ay vuracağız. Sadece deniz tarafında bu çalışmaları yapmakla iş bitmiyor, derin denizde inşa edeceğimiz boru hattıyla eş zamanlı olarak doğal gazı milli iletim şebekemize taşıyacak karadaki 211 kilometrelik boru hattının yapımına da başlıyoruz. Gaz karaya gelince işlenecek, ayrıştırma işlemleri yapıldıktan sonra belirli bir basınçla milli doğal gaz iletim sistemimize aktarılacak.Bu projenin ilk etabında doğal gaz işleme tesisine gelen gazın ölçümlenmesi için Batı Karadeniz Gaz Ölçüm İstasyonu'nu ve 36 kilometrelik Batı Karadeniz Doğalgaz Boru Hattı Faz-1'i inşa ediyoruz. İnşallah buradaki çalışmalarımızı kasım ayının ilk haftalarında tamamlıyoruz. Böylece 2023'ün birinci çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon metreküp doğal gazı milli iletim sistemimize aktarmış olacağız. Sakarya Gaz Sahası pik üretime inşallah 2026'da ulaşacaktır. Sahada açılacak 40 kuyuyla birlikte günlük gaz üretim kapasitemizi 40 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Berat Albayrak ve halefi Fatih Dönmez'in bu süreçte büyük bir gayret sarf ettiklerini belirterek, "İşte bugün o dirayetli duruşumuzun ve sabrımızın meyvelerini topluyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan son gelişmelerin Türkiye'nin Karadeniz'de yaptığı bu keşfin stratejik önemini daha da artırdığını söyledi.

Rusya ile Ukrayna arasında başlayan sıcak çatışmalarla birlikte tüm dünyada petrol ve gaz fiyatlarının tarihi zirvelerine ulaştığına işaret eden Erdoğan, "Sadece gaz ithal eden ülkeler değil, bu fahiş fiyat artışlarından hidrokarbon üreticisi ülkeler de olumsuz etkilendi. Mesela dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Amerika'da fiyatlar, kimi eyaletlerde üç katına varan oranlarda yükseldi" dedi.

Enerji fiyatlarındaki tırmanmanın enflasyona da yansıdığını, gelişmiş ülkelerde enflasyon oranlarının son 40 yılın en yüksek seviyelerine çıktığını belirten Erdoğan, şu an küresel ekonominin temel sorununun, sürdürülebilir ve güvenilir bir şekilde enerji arzını sağlamak ile enflasyonu dizginlemek olduğunu ifade etti.

Ülke olarak fiyatların, küresel ölçekte bu denli arttığı bir dönemde vatandaşları korumak için destek mekanizmalarını devreye aldıklarını anlatan Erdoğan, konutlarda kullanılan doğal gazın fiyatında yüzde 75'e varan düzeyde sübvansiyon sağladıklarını, halen de belirli bir oranda sübvansiyona devam ettiklerini bildirdi. Erdoğan, ayrıca küresel riskleri minimalize etmek için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, "Enerjide bir taraftan tedarik kaynaklarımızı çeşitlendirirken diğer taraftan da ülkemizin potansiyelini tam manasıyla ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yakın çevresi zengin hidrokarbon kaynaklarıyla dolu bir ülke olarak, altına bakılmadık taş, deşmedik yer bırakmamakta biz kararlıyız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Castoro 10 gemisine canlı bağlanıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gemideki personele verdiği talimatla Sakarya Gaz Sahası'nı karaya bağlayacak 170 kilometre uzunluktaki boru hattının ilk deniz kaynağı yapıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sakarya Gaz Sahasında bulunan ve müjdelenen Tuna-1 sondaj kuyusunda keşfi yapan matkap ucunu günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti.

Kaynak: AA

Enerji Akademisi Kuruluyor

Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) arasında “Enerji Akademi Programı İşbirliği Protokolü” imzalandı. Protokol uyarınca enerji sektörünün ihtiyaç duyduğu projeler EÜAŞ – üniversiteler işbirliğinde yürütülecek. Proje konularıyla ilgili açılacak yüksek lisans ya da doktora programlarına personelimiz ve diğer üniversite öğrencileri katılabilecek.

YÖK Başkanlığında düzenlenen imza töreninde konuşan EÜAŞ Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz yapılan protokolün önemine değinerek, “Bugün tüm dünya ülkelerinde alternatif enerji kaynakları ve enerji üretim teknolojileri konuşuluyor. Daha az iç tüketimle daha fazla elektrik üretebilme konuşuluyor. Dolayısıyla enerji akademisi bize bu fırsatları sağlayacak, bu alanlarda insanlar da yetiştirecek” diye konuştu.

“Biz şu an dünyayla eş zamanlı olarak her konuyu çalışıyoruz” diyen Alagöz, “Ama teknoloji üreten öne geçecek. Öne geçenin biz olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu imza töreninin de bu anlamda çok önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Sadece imza atıp, birbirimizi tebrik edip te evimize gitmek istemiyoruz. Bu imzalarımız kurumadan yeni insanlar yetiştirmekle ilgili projeler geliştirebiliriz, bunları konuşmaya başlamamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.

EÜAŞ’ın kamu adına devletin sahip olduğu elektrik santrallerini işlettiğini belirten Genel Müdür Alagöz, şöyle devam etti: “Kurumumuz sadece elektrik piyasasının bir oyuncusu değil, aynı zamanda enerji dünyasının omurgası olarak ülkenin en kritik zamanlarında enerji üretimiyle ilgili çok önemli bir misyonu da üstleniyor. Elektrik üretim teknolojileri konusunda da bütün enerji sektörüne ağabeylik yapıyor. Bugün Türkiye’nin yüzde 22,5’lik kurulu gücü bize ait olmakla beraber diğer yaklaşık yüzde 80’lik kurulu gücünü işleten insanlarında büyük bir çoğunluğunun çok kritik öneme sahip yöneticilerinin EÜAŞ’ta yetişen, EÜAŞ’tan ayrılan arkadaşlar olduğunu göreceksiniz. Dolayısıyla EÜAŞ sadece elektrik üretimi yapmıyor, nitelikli insan üretimi de yapıyor. İnsan gücü noktasında bu ülkenin okullarından bir tanesi.”

Genel Müdür İzzet Alagöz Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu vurgulayarak “Biz de bu büyük ülkenin büyük bir kuruluşuyuz. Bizim de bu büyüklüğe yakışır hizmetler yürütmemiz gerekiyor. Dünyanın  en büyük teknik okullarından birisi olmalıyız, teknoloji üreten liderlerini çıkarmalıyız. Takip eden değil, takip edilen ülke konumuna gelmeliyiz. Elektrik üretim teknojilerinde, enerji üretim teknolojilerinde bilgi noktasında, üretim noktasında dışa bağımlılığımızı bitirmek zorundayız” dedi.

“Biz Türkiye’nin bugünüyüz, yarını biz değiliz” diyen Alagöz şunları söyledi: “Türkiye’nin yarınlarını emanet edeceğimiz insanları yetiştirme görevimiz var. Madem biz enerjinin okuluyuz bunu profesyonel alana da taşımamız gerekiyor. Bugün bize bu fırsatı verildi. Değerli üniversite rektörlerim, YÖK üyesi arkadaşlarım harika bir çalışma ortaya koydular. Bir ihtiyaca ilaç olacak, ülkenin ve dünyanın enerji uzmanlarını yetiştirecek bir protokol imzalıyoruz. Biz bu heyecanla buradayız ve üniversitelerimizin bizim yanımızda olması gerekirdi. Siz bunu sağladınız. Artık üniversitelerimizle birlikte koşacağız. Biz tek başına ve tek ayakla koşamayacağımızı biliyoruz. Teknik olarak biz sorunlarımıza kendi başımıza çözümler üretmeye çalışıyoruz. Ama tüm dünyanın konuştuğu enerjiyle ilgili konular belli. Bu alanlarda ya oturacağız, bekleyeceğiz, dünya teknoloji üretecek biz onların müşterisi olacağız. Ya da biz teknoloji üreteceğiz dünya bizim müşterimiz olacak.”

Kaynak: EÜAŞ

Enerji Talebinin Yüzde 10'u Akkuyu'dan Sağlanacak

İnşası Mersin’de devam eden Akkuyu Nükleer AŞ inşaat üretim ve inşaat organizasyon direktörü Denis Sezemin, CNN TÜRK'e konuştu. Sezemin, "Her şeyden önce projenin önemi enerji güvenliğiyle ilgili. Akkuyu Termik Santrali'nin inşa edilmesi, Türkiye'nin enerjiye olan ihtiyacının yüzde 10'unun karşılanması anlamına gelecek. Ayrıca bu santralde üretilecek elektrik, kömürle üretilecek elektrik enerjisinden daha temiz olacak. Bunun çevre açışından ne kadar önem arz ettiği zaten biliniyor. Bu nükleer santralin inşa projesi 20 milyar doları buluyor. Bahsettiğim bu miktarı yüzde 40'ı yerli piyasadan tedarik edilecektir ki bu da 6,5 milyar dolara tekabül etmektedir. Yani yerli piyasadan malzeme, ürün, hizmetin sağlanması yüzde 40 oranında gerçekleşecek. Ve bu nükleer güç santrali faaliyette bulunduğu sürece Türkiye'nin gayrisafi iş hasılasına katkısı 50 milyar doları oluşturacaktır" dedi.

Sezemin, santralin Türk enerjisine katkısının yanı sıra Türkiye’deki istihdama katkısına da vurgu yaptı. "İnşaat sahamızda şu anda yaklaşık 20 bin kişi çalışıyor. Özellikle belirtmek isterim ki çalışanların yüzde 80'i de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Bulunduğumuz bölgedeki insanların istihdamı konusunu vurgulamak istiyorum. Sadece geçen sene içerisinde Gülnar'da ikamet edip projede istihdam edilen kişi sayısı 600'e ulaşmıştır. Bunun sevindirici tarafı da bu 600 kişinin yüzde 20'sini kadınlar oluşturmakta. Nükleer santralimiz işletme dönemine geçtiğinde toplamda yaklaşık 4 bin kişi istihdam edilecektir. Bahsettiğim 4 bin kişiden 600'ü Rusya'daki üniversitelerde eğitim görmüş Türk genç mühendisler olacaktır. Bu 600 kişinin 260'ı da şu anda projede görev almaktadır" ifadelerini kullandı.

Nükleer santral deyince herkesin ilk aklına gelen güvenlik oluyor. Sezemin, "Her şeyden saha seçiminden bahsetmek istiyorum. AFAD'ın verilerine göre şu anda inşaatın devam ettiği bölgemiz 5. seviyede inşaat bölgesi olarak değerlendiriliyor. Bu, Türkiye topraklarındaki sismik açıdan en güvenilir bölge olduğunu anlamına geliyor. Daha farklı bir dille tabir etmek gerekiyorsa nükleer santralimizdeki bütün nükleer kurulum ve ekipmanlar gerek uluslararası nükleer güvenliğin tüm gereksinimlerini gerek de uluslararası atom enerjisi ajansının gerekliliklerini karşılamaktadır. Güvenlik açısından her türlü dış etkenlere, depremlere, darbelere veya çok şiddetli fırtınalara dayanabilecek bir şekilde tasarlanmıştır. Hatta dünyanın en büyük uçağının darbesine bile dayanabilecek güçtedir" diye konuştu.

Sezemin, "Hükümetler arası anlaşmadaki taahhütlerden bahsedersek, bu anlaşmaya göre güç ünitesinin inşaatı için gereken iznin ve diğer izinlerin alınmasından sonra 7 sene içerisinde bir güç ünitesinin inşaatının tamamlanması gerekiyor. Gereken lisansları biz nisan 2018'de aldık. Birinci güç ünitesinin işletmeye alınması dönemi 2025 yılına tekabül ediyor. Fakat biz 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı için ne kadar büyük önem arz eden bir tarih olduğunu dikkate alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılında ilk güç ünitesinin devreye alınması için her türlü çabayı sarf ediyoruz" dedi.

Kaynak: CNN TURK

Enerji Verimliliğine Hibe Desteği

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), “KOBİ Enerji Verimliliği Desteği” adını verdiği yeni program açıkladı. Programa göre KOSGEB enerji verimliliğine yönelik yapılacak yatırımlara 400 bin TL’ye kadar hibe desteği verecek. Proje kapsamında ilk etapta harcamaları KOSGEB tarafından karşılanmak üzere firmaların enerji verimliliği haritası çıkarılacak. Bu aşamadan sonra yüksek enerji tüketen, verimsiz çalışan motorlar AB standartlarında yenilenecek. KOSGEB, proje kapsamında değiştirilecek motorlar için 30 bin liraya kadar etüt, 400 bin TL’ye kadar verimlilik artırıcı yatırım için hibe verecek.

Şu ana kadar programa firma 152 firma, 20 hizmet sağlayıcısı ve 16 etüt proje sertifikasına sahip şirket başvurdu. Proje başlamadan önce ihtiyaçları tespit ettiklerini dile getiren Kurt, şirketlere programa katılma çağrısında bulundu. Kurt, işletmelerin kullandığı uzun yıllar kullanılmış verimsiz motorların AB standartlarındaki motorlara dönüştürülmesini amaçladıklarını dile getirdi.

KOSGEB'in analizlerine göre Türkiye'de sanayicilerin elinde 4 milyon 306 bin adet 7.5 kW ve üzeri AC motor bulunuyor. Bu motorların 3 milyon 783 bini ise enerji yönünden verimsiz durumda. Yani KOSGEB'in projesi kapsamında değişime tabi motor sayısı 3 milyon 783 bin civarında. Bu kategoride en çok motor 757 bin 504 ile gıda imalatında yer alıyor. Bunu 518 bin 864 ile fabrikasyon metal imalatı takip ediyor.

Kaynak: NTV

Başkent EDAŞ Ankara’ya 7 Milyar TL Yatırım Yaptı

Elektrik dağıtım şirketi Başkent EDAŞ, 2009’daki elektrik dağıtım faaliyetlerinin özel sektöre devrinden 2021 yılı sonuna kadarki süreçte, Ankara’ya 6,7 milyar TL’lik yatırım yaptı. Başkent EDAŞ Ankara’daki bu yatırım çalışmalarına ek olarak 2017-2021 yıllarını kapsayan tarife döneminde, 73 bin 153 kilometre şebeke hattı ile 88 bin 842 adet şebeke unsurunun bakımını gerçekleştirdi. 257 milyon liralık bütçe ile tamamlanan söz konusu bakım çalışmalarıyla Başkent’in elektrikte arz güvenliği sağlandı.

Başkent EDAŞ, bu süreçte yeraltı şebeke uzunluğunu yüzde 260, trafo kurulu gücünü ise yüzde 93 oranında artırdı. Elektrik dağıtım şebekesine ilave 3 bin 821 megavat kurulu güçteki 4 bin 621 trafoyu devreye alındı. 9 bin 563 km yeraltı Alçak Gerilim (AG) hattını, 3 bin 790 km yeraltı Orta Gerilim (OG) hattını, 4 bin 48 km havai AG hattı ve 1.934 km havai OG hattını tesis edildi. Öte yandan Başkent EDAŞ, 13 yılda elektrik dağıtım şebekesinde sel, yoğun kar, fırtına gibi doğa olayları veya 3. şahıs kaynaklı 434 bin 528 adet arızaya hızla müdahale ederek enerji arzı ve sürekliliğini sağladı.

SEDAŞ, Elektriğin Güvenli Kullanımına Dikkat Çekti

Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce ve Gebze’deki 2 milyonu aşkın müşteriye enerji vermek için çalışmalarını sürdüren Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), elektrik enerjisinin emniyetli kullanımı konusunda önemli uyarılarda bulundu. Elektrik enerjisinin emniyetli kullanımının, can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından önem gösterilmesi gereken bir konu olduğuna değinen SEDAŞ yetkilileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan “Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği” yönetmeliği kapsamında, enerji kesintisi yapılacak olan yerlerde önceden haber verilmesinin ve planlı kesinti önlemi alınmasının gerekliliğini hatırlattı.

Elektrik direklerinde yer alan iletkenlere olan yaklaşma mesafelerinin ihlal edilmemesi gerektiğini belirten yetkililer, “Enerji kesintisinin gerekli olduğu bölgelerde, iş kazalarından kaçınarak can ve mal güvenliğini sağlamanın yanı sıra hem yasa gereği hem de çevre ve kamu güvenliği açısından, ilgili şirketlerin SEDAŞ’a önceden haber vermesi ve planlı kesinti önlemi alması gerekmektedir. İnşaat alanlarında ya da ikamet edilen konutun çatısında çalışırken EKAT Yönetmeliği’ne göre emniyet mesafesi uygun olan elektrik hattına temas edilmesi, balkonlardan halı silkeleme sırasında, iş makinesi ile inşaata beton dökümü yapılırken dikkatsizlik sonucu iletkenlere temas edilmesi veya çocuklarımızın elektrik direklerine tırmanması gibi durumlarda da can ve mal kayıpları yaşanmaktadır. Bu nedenle iş güvenliği kurallarına dikkat ederek çalışmaların yapılması, şebeke yakınında yapılan çalışmalarda da mutlaka şebekeye temas etmeyecek şekilde güvenli mesafede bulunulması hayati önem taşımaktadır. Güvenlik mesafesi belirlenirken enerji nakil hattı tellerinin rüzgârda salınımının da hesaba katılması, enerji nakil hatlarına yeterli güvenlik mesafesi bırakılamıyorsa hattın akımının kesilmesi için SEDAŞ’tan onay ve izinler alınması gerekmektedir” dedi. 

DÜNYADAN HABERLER
IMF: Enerji Fiyatlarını Kontrol Etmeyi Bırakın, Dar Gelirli Kesimler Korunmalı

Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel fiyat gelişmelerini ele alan raporunda, ülkelerin dar gelirli kesimleri koruması gerektiğini belirtti. IMF ekonomistleri David Amaglobeli, Emine Hanedar, Gee Hee Hong ve Céline Thévenot tarafından kaleme alınan raporda IMF, "Ülkeler, yurt içi fiyatların uluslararası fiyatları izlemesine izin vermeye odaklanmalı" dedi. Raporda, fiyatları düşük tutmaya çalışmanın bütçeler için maliyetli olduğu belirtilerek, "Yüksek enerji fiyatları, enerjinin daha verimli kullanımını ve yenilenebilir enerji yatırımlarını; yüksek gıda fiyatları ise daha fazla tarımsal üretimi teşvik etmeli" ifadesine yer verildi.

Temel gıda maddelerine uygun fiyatlı erişimin sağlanmasına öncelik verilmesi gerektiğine dikkat çekilen ve "Bu nedenle, özellikle gıda güvenliğinin bir endişe kaynağı olduğu durumlarda, temel gıda maddelerine uygun fiyatlı erişimin sağlanmasına öncelik verilmeli" denilen raporda, vergi indirimleri ve devlet yardımları yerine düşük gelir gruplarına doğrudan nakit transferleri yapılması ya da başka hedefli araçlar kullanılması önerildi.

Fon ayrıca ihracat kısıtlamaları uygulamaktan kaçınılması çağrısında bulundu ve bu uygulamanın küresel gıda güvenliğine zararlı olabileceğini ve "özellikle küresel pazarda önemli bir paya sahip ülkeler tarafından uygulandığında daha fazla fiyat baskısı yaratabileceğini" savundu.

Kaynak: IMF

Ukrayna AB’ye Elektrik İhraç Edecek

Ukrayna’nın bu yılın sonuna kadar Avrupa Birliği'ne elektrik ihracatından 1,5 milyar Euro gelir elde edeceği kaydedildi. Kıta Avrupası iletim sistemi operatörlerinin (TSO'lar) Ukrayna'nın kademeli olarak ticari elektrik ihracatına başlamasını sağlayacak temel teknik koşulları oluşturmasından hemen sonra gelirin miktarı ile ilgili ilk açıklama geldi. Ukrayna Enerji Bakanı danışmanı Lana Zerkal, Ukrayna'nın Romanya, Macaristan, Slovakya ve Polonya'ya elektrik iletim hatlarının hazır olduğunu belirterek, normal şartlar altında Ukrayna’nın bu hatlardan elektrik ihracatından yaklaşık 1,5 milyar Euro kazanabileceğini ifade etti. Ukrayna, Avrupa enerji sistemi ENTSO-E’ye katılmak için Mart ayında başvuru yapmıştı. 

Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

“Sert ve Uzun Kış Avrupa’nın Enerji Kıtlığını Tetikleyebilir”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin bölgedeki enerji krizini derinleştirmesinin ardından Avrupa’nın gelecek kış enerji kıtlığı ile karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardı. IEA’nın Danimarka’nın Sonderborg kentinde düzenlenen yıllık enerji verimliliği konferansında konuşan Birol, “Özellikle doğal gaz piyasaları için endişeleniyorum, sert ve uzun bir kış geçirirsek çok zor günler görebiliriz” dedi.

Birol, hükümetler ve şirketler alternatif enerji kaynaklarını güvence altına almaya çalışırken, hükümetlerin talebi azaltmak için önlemler almasının da aynı derecede önemli olduğunu söyledi. Birol, Avrupalı tüketiciler evlerindeki sıcaklığı 2 santigrat derece düşürürse, Kuzey Akım 1 ile Rusya’dan Avrupa’ya gelen hacimlere eşdeğer 20 milyar metreküp doğal gaz tasarrufu sağlanacağını ifade etti.

Kaynak: REUTERS

Fransa İlk Defa Denizde Rüzgar Çiftliği Kurarak Enerji Üretmeye Başladı

Fransız enerji sağlayıcısı EDF, ülkenin batısındaki Saint-Nazaire açıklarında denize yerleştirilen rüzgar tribünlerinin bu hafta ilk defa megavat saat birimiyle elektrik elde ettiğini açıkladı.

Fransa, enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için nükleer güçten sonra karaya ve şimdi de denize kurduğu rüzgar çiftlikleriyle enerji üretiyor. Nisan'dan bu ana kadar denize kurulan 27 aktif rüzgar tribününe ek olarak 53 tribünün daha kurulması planlanıyor. Ayrıca ülkenin denize sınır diğer bölgelerindeki sulara da peyderpey yeni rüzgar çiftliklerinin kurulacağı belirtiliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin rüzgar enerjisinde geç kaldığına işaret ederek 2050'ye kadar denizde 50 rüzgar çiftliği kurmayı, karadakileri azaltmayı planladıklarını açıklamıştı.

Kaynak: BLOOMBERG HT

HAFTANIN RAPORU

IEA Enerji Verimliliğinde Acil Eylemin Değeri Raporu

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) "Enerji Verimliliğinde Acil Eylemin Değeri" başlıklı raporuna göre, dünyada verimliliğin bir ölçüsü olan enerji yoğunluğu iyileştirme oranının 2030'a kadar yıllık yüzde 2'den yüzde 4'te çıkarılması küresel nihai enerji tüketiminin yıllık 95 exajoule (EJ) azalmasını sağlayabilir. Bu rakam, Çin'in yıllık nihai enerji tüketimine karşılık geliyor.

Yüksek enerji verimliliği senaryosuna göre, dünyanın nihai enerji tüketimi 2030'da yüzde 5 daha düşük, ekonomi yüzde 40 daha büyük olabilir. Enerji verimliliğiyle en iyi sonuçların alınması için ise davranış değişikliklerinden dijitalleşmeye kadar birçok alanda adımların hızlandırılması gerekiyor.

Enerji verimliliği uygulamaları Rus fosil yakıtlarına bağımlılığı tamamen bitirebilir

Enerji verimliliğine yönelik aksiyonun hızlandırılmasıyla 2030'a kadar yıllık 5 gigaton karbon emisyonu önlenebilir. Bu rakam 2050'de sıfır emisyona ulaşılması için gereken miktarın üçte birine karşılık geliyor.  Öte yandan, enerji verimliliği çözümleri yıllık 650 milyar metreküp gaz tüketiminin önüne geçebilir. Bu tüketim de Avrupa Birliği'nin geçen yıl Rusya'dan ithal ettiği gazın yaklaşık dört katı seviyesinde. Verimlilik uygulamalarıyla enerji tüketiminin azaltılması hane halkının enerji faturalarının 2030'a kadar yıllık 650 milyar dolar düşürülmesini sağlarken, verimlilik odaklı sektörlerde 10 milyon ekstra iş imkanı oluşturulabilir.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK