SEKTÖRDEN HABERLER
Akkuyu’da Son Reaktörün Temeli Atıldı

Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu'da 4’üncü ve son reaktörün temeli törenle atıldı. Törene Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanı sıra Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhachev, Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ile iki ülkenin üst düzey yöneticileri katıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Cumhuriyet tarihinin tek kalemdeki en büyük yatırımı olduğunu kaydetti. Bakan Dönmez, "Tamamlandığında 4 reaktör elektrik talebimizin yaklaşık yüzde 10’unu tek başına karşılayacak'' dedi.

Dönmez'in konuşmasında öne çıkan satırlar şöyle oldu:

  • “Bugün son reaktörün temelini atıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl da yani Cumhuriyetimizin 100. yılında da açılışını birlikte gerçekleştireceğiz. Akkuyu’nun 60 yıl boyunca işletmede kalacağı düşünüldüğünde, Akkuyu ile aynı büyüklükteki bir doğal gaz santrali için toplamda 420 milyar metreküp gazı ithal etmek durumunda kalacaktık. Bu mevcut doğal gaz ihtiyacımızın neredeyse 8 katından daha fazla bir rakam demektir. Akkuyu’da işler planladığımız şekilde ilerliyor. Sahanın her noktasında çalışmalar eş zamanlı sürüyor.
  • Sahadaki iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili her konu en ince detayına kadar takip ediliyor. Sahada 300’e yakın iş sağlığı ve güvenliği uzmanı sürecin sorunsuz devamı için yoğun bir mesai harcıyor. Denetimler yürürlükteki mevzuata uygun bir şekilde sürekli ve eksiksiz bir şekilde yapılıyor. Akkuyu bugünkü haliyle dünyanın en büyük şantiyelerinden birisi durumunda, alanında birinci.
  • Buraya dökülecek beton miktarıyla Türkiye’yi doğudan batıya gidip gelebilirsiniz. Burada kullanılacak demirler uç uca eklense dünyanın çevresini tam 19 kez dolaşabilirsiniz. Yine burada kullanılan boru bağlantıları Ankara-İstanbul arasındaki uzaklığa eşit. Bir başka örnek daha. Kullanılacak kablo miktarı Ankara ile Moskova arasını iki kez gidip gelecek miktarda olacak.
  • Türkiye'nin en büyük yatırımları arasında bulunan Akkuyu NGS, her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörden oluşacak. Santralin ilk ünitesinin 2023'te tamamlanarak üretime geçmesi planlanırken, diğer üniteler birer yıl arayla devreye girerek 2026 itibarıyla tam kapasite çalışmaya başlayacak. Akkuyu NGS, tam kapasite devreye girdiğinde, yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretimiyle Türkiye'nin yıllık elektrik talebinin yüzde 10'unu karşılayabilecek.”

Kaynak: HABERTÜRK

Bakan Varank’tan Güneş Enerjisinde Yerli Yatırım Mesajı

Sanayi Ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin ilk ve tek Yerli Solar Inverter üreticisi olan Solarkol Enerji’nin Ankara Sanayi Odası 2'nci Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) güç elektroniği fabrikasını ziyaret etti.

İncelemenin ardından değerlendirmelerde bulunan Bakan Varank, “Türkiye, dünyada ideal güneş alan bir konumda. Türkiye'nin her tarafında şu anda güneş santralleri, çatılara güneş panelleri, tarımda güneş uygulamaları çok yaygın bir şekilde kullanılıyor. İşte bu güneş panellerinin tamamlayıcısı aslında inverterler. Bu cihazlar olmazsa o elde ettiğiniz güneş panellerindeki enerjiyi elektriğe dönüştürüp sisteme gönderme şansınız yok. Yerli imkanlarla inverterin Türkiye'de üretilmiş olması, şu anda piyasa satılıyor olması ülkemiz ekonomisi açısından önemli. Biz tabii ki bir markayla da yetinmek istemiyoruz. Halihazırda 100 milyon doların üzerinde seyreden ithalatı kesmek hedefimiz. Yenilenebilir enerji projeleri ile güneş panellerinin sayıları arttıkça inverter yatırımları da Türkiye'de artacak" dedi.

Türkiye'de güç elektroniği alanında ilkleri gerçekleştirmek üzere yola çıktıklarını belirten Kolarc Makine ile Solarkol Enerji Genel Müdürü İlker Olucak ise, görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Şu anda 40’tan fazla mühendisimiz ve 200 çalışanımızla Türkiye'de bu alandaki ilk firmayız. Sektörde kaynak makinesi ile inverteri aynı anda üreten örnekler var. Bunların dünyada ulaştıkları hedefleri ve rakamları biliyoruz. Uluslararası bu hedefleri kendi hedeflerimiz kabul ettik. Biz de bunlardan aşağı kalmayacak, ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek şekilde bütün adımları hızla atıyoruz” diye konuştu.

Kaynak: HÜRRİYET

“Türkiye’de Doğal Gazla İlgili Bir Kriz Beklenmiyor”

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Ukrayna ve Rusya krizinden dolayı doğal gazla ilgili tüm Avrupa'da büyük bir endişe olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de doğal gazla ilgili bir krizin beklenmediğini kaydetti.

AK Parti İstanbul İl Ekonomi İşleri Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen Ekonomi Buluşmaları’nda bu ay Küçükçekmeceli iş adamlarıyla bir araya gelindi. Program çerçevesinde Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Küçükçekmece sanayici ve iş adamlarıyla buluştu.

Burada yeni vergi düzenlemeleri, konut kredisi, enflasyonla mücadele başta olmak üzere pek çok konu hakkında bilgilendirme yapıldı. Kur Korumalı Mevduat Hesaplarına yönelik devam eden başvurular ve güncel ekonomik gelişmelere ilişkin sunum da yapıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Yardımcısı Gürcan, sanayi üretiminde endeksin ve kapasite kullanım oranının gayet iyi durumda olduğunu sürekli yükseldiğini söyledi.

Bakan Yardımcısı Gürcan, petrol ve doğal gaz fiyatlarına da değinerek yüksek seyri görüldüğünü doğalgazla ilgili bir krizin beklenmediğini de söyledi.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yüksek seyir görüldüğünü doğal gazla ilgili bir krizin beklenmediğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, "Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yüksek seyri görüyoruz. Daha önce 9.6 Euro olan megabayt saat başı doğal gaz fiyatı 2021'de 47.5'e bugün itibariyle yaklaşık 160 Euro'ya yükseldi. Bu doğal gaz fiyatlarındaki yüksek seyir önümüzdeki süreçte de devam etmesi bekleniyor. Özellikle Ukrayna ve Rusya krizinden dolayı biliyorsunuz tüm Avrupa'da büyük bir endişe var. Türkiye bu konuda daha rahat bir pozisyonda inşallah önümüzdeki süreçte doğalgazla ilgili herhangi bir kriz beklenmemekte. Küresel gıda ve tarım fiyatlarında yüksek seyrini koruyor özellikle buğday fiyatlarında Rusya Ukrayna savaşında ciddi bir kriz yaşandı. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın önderliğinde buğday ve tahıl koridoruyla ilgili yapılan ve atılan adımlar dünyaya bir nefes verdi. Bölgemizde de ciddi bir fiyat düşüşünü gerçekleştirecek. Bu yıl Türkiye'de gerçekleşen buğday rekoltesinde de geçtiğimiz yıla göre çok daha iyi durumda. Yaklaşık 20 milyon ton buğday rekoltesi şu anda Türkiye'nin beklentisi. Gerçekleşen de buna çok yakın. Buğdaya 6 buçuk lira bir fiyat açıkladık. 1 lira da destek veriyoruz. Önümüzdeki süreçte TMO'nun yaklaşık 5 milyon ton buğdayı alım yapmasını bekliyoruz" dedi.

Kaynak: CUMHURİYET

Türkiye, Dev Petrokimya Yatırımına Başlıyor

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde 9 milyon ton kapasiteli entegre bir petrokimya tesisi kurulacak. Tesisin petrokimya ithalatını önemli ölçüde azaltması bekleniyor.Türkiye, Çin’den sonra dünyada en çok petrokimya ürünü ithal eden 2. ülke konumunda. Türkiye’de hızla artan yurtiçi talebe karşın, yurtiçi üretim arzının yetersiz kaldığı Petrokimya Sektörü yeni bir yatırıma hazırlanıyor. Türkiye Varlık Fonu bünyesinde kurulan TVF Rafineri ve Petrokimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Hatay ili, Dörtyol ilçesinde bulunan ve geçmiş yıllarda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından birçok çalışma yapılan alanda Doğu Akdeniz Petrokimya Tesisi kurulması planlanıyor. Kıyı Yapıları, Derin Deniz Deşarjı ve Enerji Üretim Tesisi dahil projenin değeri 118 milyar TL olarak öngörülüyor. 

Entegre bir tesis olarak planlanan proje kapsamında kurulacak Doğu Akdeniz Petrokimya Tesisi’nin kapasitesi 9 milyon ton olacak. Tesiste 4 milyon ton nafta ve 1.250 milyon ton LPG işlenerek Lineer Alçak Yoğunluklu Polietilen (LAYPE), Yüksek Yoğunluklu Polietilen (YYPE), Mono Etilen Glikol (MEG), Polipropilen (PP), Para-ksilen, Bütadien, Benzen ve Stiren gibi petrokimya ürünlerini üretilecek. 

Hammadde temini ve oluşan ürünlerin lojistiği için ise deniz kısmında 3.000 DWT ile 200.000 DWT ağırlığındaki gemilerin yanaşmasına olanak sağlayacak şekilde 3.552 m uzunluğunda iskele yapısı tesis edilecek. Toplamda 6 adet gemi aynı anda iskeleye yanaşabilecek. Üretilen sıvı ürünler kara tankerleri ve tanker gemilerine transfer edilerek ürünlerin satışı yapılacak. Üretilen katı ürünler silobas, liner/konteyner, bigbag, torba vb. paketleme ve yükleme yöntemleri ile kamyonlar aracılığıyla nihai kullanıcıya ulaştırılacak.

Proje ile ayrıca petrokimya tesisine yardımcı üniteler olarak su, buhar ve enerji temini için üniteler kurulacak. Buhar üretim ünitesinde (BÜU), kazan besleme suyu (BFW), demineralize suyun koşullandırılmasıyla üretilecek. Çift yakıtlı brülörler kullanılarak fuel oil ve/veya fuel gazını yakabilen bir kazan paketi aracılığıyla üretilecek. Entegre tesisin elektrik ihtiyacı, şebekeden karşılanacak. Ayrıca, kojenerasyon ünitesi elektrik ve buhar ihtiyaçlarına yönelik tesisin elektrik güvenilirliğini artırmak için şebeke elektriğine ve konvansiyonel buhar kazanlarına alternatif olarak kurulabilecek. Ünitenin kurulu kapasitesinin 260 – 310 MW aralığında olacağı öngörülüyor. Türbinlerde doğal gaz birincil yakıt olarak kullanılacak, doğal gaz kesilmesi durumlarında dizel (veya ikincil bir sıvı yakıt) yardımcı yakıt olarak kullanılabilecek. Ekonomik ömrü 49 yıl olarak belirlenen petrokimya tesisinde üretim sürekli olup, günde 24 saat yılda 350 gün işletme faaliyeti yürütülecek. Tesisin işletme aşamasında 2 bin kişinin çalışması öngörülüyor. 

Kaynak: ENERJİGÜNLÜĞÜ

OEDAŞ Çözüm Merkezi’nin Hedefi Tüketiciye 15 Saniyede Yanıt Vermek

Hayatına dokunduğu 3 milyon kişiye kesintisiz, kaliteli ve sürdürülebilir hizmet vermek amacıyla faaliyetlerini sürdüren Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), ALO 186 OEDAŞ Çözüm Merkezi’ndeki iyileştirmelerine de aralıksız devam ediyor.

Geçtiğimiz yıl 1,7 milyon kişiyle iletişime geçilen merkezde, müşteri temsilcisine bağlanma süresini 20 saniyeye kadar düşürdüklerini söyleyen OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, bu süreyi 15 saniye civarına çekmek için insan kaynağına ve teknolojik altyapıya yatırım yapmayı sürdürdüklerini dile getirdi.

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak illerinin elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (OEDAŞ), kesintisiz enerji arzının yanı sıra kesintisiz iletişim için de çalışmalarına aralıksız devam ediyor. 1,8 milyon abone ile yaklaşık 3 milyon kişinin hayatına dokunan şirket, 7 gün 24 saat hizmet verdiği “ALO 186 OEDAŞ Çözüm Merkezi” aracılığıyla geçen yıl 1,7 milyon kişiyle görüşüp, taleplerini karşıladı. OEDAŞ Çözüm Merkezi ile müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitesini artıran şirket, bu çalışmalarına yeni reklam filminde de yer verdi. OEDAŞ’ın beş ilde yılda 6,33 MİLYAR KWh enerji dağıtımı gerçekleştirdiğinin vurgulandığı filmde, merkezin çözüm odaklı, hızlı ve kullanım kolaylığı sunan yaklaşımına dikkat çekildi.

OEDAŞ Çözüm Merkezi’ndeki çalışmalar hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Müşterilerimize kesintisiz, kaliteli ve sürdürülebilir hizmet verme hedefiyle merkezimizdeki parametreleri sürekli olarak takip ediyor, yaptığımız iyileştirmelerle hizmet kalitemizi ve hızımızı her geçen gün artırıyoruz. Bu çerçevede 20 saniyeye kadar düşürdüğümüz müşteri temsilcisine bağlanma süresini 15 saniye civarına çekmeyi hedefliyoruz. İnsan kaynağımıza ve teknolojik altyapımıza yönelik yatırımlarımız sayesinde bu hedefe de kısa sürede ulaşacağımıza inanıyoruz. OEDAŞ Çözüm Merkezi’nde görev alan 203 çalışma arkadaşımızla birlikte, enerjimizi ulaştırdığımız herkesin konforu için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

YEDAŞ, EFQM Mükemmellik Ödülü için Başlattığı Çalışmalarda Sona Geldi

EFQM'nin ulusal iş birliği ortağı olan KalDer, YEDAŞ'ı, iş mükemmelliği ve mükemmel kuruluşlar için sahip olunması gereken tüm unsurları içeren, “liderlik, strateji, çalışanlar, iş birlikleri-kaynaklar, süreçler-ürünler-hizmetler, çalışanlar-müşteriler-toplum ve iş sonuçları” olmak üzere Mükemmellik Modeli'nin birçok kriteri üzerinden değerlendirecek.

EFQM Mükemmellik Modelini uygulayarak iş ve kurumsal yönetim süreçlerini geliştirmeye devam ettiklerinin altını çizen YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, "Şirket olarak, kuruluşumuzdan bu yana müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin etkinliğini ve çeşitliliğini her geçen gün artırıyoruz. Yatırımlarımızı müşteri memnuniyeti odaklı ve yenilikçi bakış açısıyla sürdürüyoruz. Yönetimde mükemmellik felsefemizin yansıması olarak layık görüldüğümüz ödüller ise enerjimize enerji katıyor” dedi.

YEDAŞ olarak, tüm paydaşlarına değer katmaya, mükemmelliğe ve sürdürülebilirliğe önem veren bir geleneğe sahip olduklarını söyleyen Bora, “EFQM Mükemmellik Modeli ve ‘toplam kalite yönetimi’ anlayışını, şirketimizin stratejik yönetim şekli olarak belirleyerek 2012 yılı sonunda girdiğimiz değerlendirmede Mükemmellikte Yetkinlik 3 yıldız sahibi ilk elektrik dağıtım şirketi olduk. Bu başarımızı 2022 yılında da geliştirerek taçlandırmak istiyoruz. Modeli sürecimize entegre ederken şirket kültürümüzde önemli yere sahip olan ‘aidiyet duygusu’ ve ‘yön birliğini ortaya koyarak modeli içselleştirdik ve çalışanlarımız başta olmak üzere tüm paydaşlarımıza yayılımını sağlayarak bütünsel bir yaklaşım ortaya koyduk. Enerji sektörünün öncü, deneyimli ve kaliteye önem veren bir ekibine sahibiz. Çevik ve yenilikçi yapımız sektör de başarı gösteren elektrik dağıtım şirketi olarak öne çıkmamızı sağlıyor.

KalDer ile üyeliğimizi yenilememiz EFQM 2020 Mükemmellik Modelini esas alarak öz değerlendirmeyi sürekli bir gelişim aracı olarak kullanmamızı destekleyecek. Kalite, liderlik ve sürdürülebilirlik anlayışı çerçevesinde toplam kalite ve mükemmelliğe giden yolda tüm çalışanlarımızla birlikte yeterli bilgi ve birikime sahip olmamız gerektiği gibi elektrik dağıtım şirketleri için vazgeçilmez kalite standartlarını da eksiksiz uyguluyoruz. "Mükemmellikte Yetkinlik Belgesi" için son aşamaya gelmemizde emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" diye konuştu.

DÜNYADAN HABERLER
Avrupa, Nükleer için Yeşil Tahvile Hazırlanıyor

Avrupa parlamentosunun nükleere yeşil statü vermesinin ardından yeşil tahvil piyasası ilk kez nükleer projeleri finanse edecek. Avrupa Parlamentosu’nun nükleeri yeşil enerji olarak sınıflandırmasının ardından, kendi mevzuatını güncelleyen ilk ülke Fransa oldu. Ancak nükleer enerjinin yeşil finansmana dahil olmasında bazı etik problemler de bulunuyor. Nükleer enerji, diğer enerji kaynaklarına kıyasla çok daha düşük karbon salınımına neden olduğu için yeşil statüye kavuşmuş olsa da, hararetle tartışılan bir konu olmaya devam ediyor. Tartışmalar, atıkların imhası, silah olarak kullanılma potansiyeli ve radyasyon riski ile ilgili endişelerden kaynaklanıyor. Tarihte yaşanmış olan nükleer felaketler de durumu daha da zorlaştırıyor. Bunun sonucunda Fransa’nın enerji şirketi EDF, nükleer enerjiyi finanse eden yeşil tahvil gelirlerinin ayrı bir portföyde yönetileceğini belirtti. EDF sözcüsü Bloomberg’le yaptığı bir röportajda, iç politikaları gereği nükleere yatırım yapmaya hazır olmayan yatırımcıların her zaman 'klasik' yeşil tahvillere yatırım yapabileceğini aktardı.

Barclays tarafından ankete katılan yatırımcıların yaklaşık yüzde 60'ının nükleer enerji için yeşil tahvil satın almaya istekli olduğu görüldü. Bu konuda daha sessiz kalmış olan Avrupalı katılımcılar Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından Avrupa'da bir enerji krizi yaşanacağı korkusuyla nükleer enerji tahvillerine daha olumlu bakmaya başladı.

Nükleer atık, güvenlik ve maliyet gibi sıkıntıların farkında olduklarını söyleyen Newton Yatırım Müdürlüğü fon yöneticisi Scott Freedman sıfır karbon emisyonu hedefini sağlamak için tüm fırsatları araştırdıklarını ekledi.

AB üyelerinin nükleer enerjinin yeşil tahvillere dahil edilmesi konusunda tartışmaları sürüyor. Natixis anketi Almanya, Avusturya ve İsviçre'den yatırımcıların, sektörü finanse etme olasılığının özellikle düşük olduğunu gösterdi. Fon yöneticisi Bryn Jones bu konu hakkında, “Nükleer gücün düşük karbonlu bir elektrik kaynağı sunduğunu inkar etmiyoruz. Ancak, dünyamızın karşı karşıya olduğu tek kriz iklim krizi değil. Biyoçeşitlilik kaybı diğer bir kritik ve genellikle gözden kaçan risk. Çevre üzerinde olumsuz bir etkisi olmayacağını garanti altına almadan nükleer santralleri işletme ve atıkları uzun süre depolama fikrine ikna olmadık” dedi.

Kaynak: BLOOMBERG HT

Fransa’da Klimalı Dükkanlar Kapılarını Kapamak Zorunda Kalacak

Fransa Ekolojik Dönüşüm Bakanı Agnes Pannier-Runacher, klimalı dükkanların kapılarını kapamak zorunda kalacağını, neon ışıklara da sınırlandırma getirileceğini duyurdu.

Enerji tasarrufunu artırmak için alınan bu önlemleri ihlal eden dükkanlara 750 Euro’ya kadar para cezası verilecek.

Avrupa’da enerji fiyatları Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından büyük bir artış gösterdi. Pannier-Runacher, bazı mağazaların bir yandan klimayı, diğer yandan da kapılarını açmasının “absürt” olduğunu söyledi. Fransız bakan bu konudaki iki kararnamenin birkaç gün içinde yayımlanacağını belirtti ve ekledi:

“Ne büyüklükte olursa olsun ışıklandırılmış reklamlar gece 1 ile sabah 6 arasında aydınlatılamayacak.”

Ülkede neon tabela yasağı nüfusu 800 binden az yerlerde uygulanıyor. Havalimanları ve tren istasyonları ise bu kararın dışında tutuluyor.

Enerji şirketi Shell, Rusya’dan AB’ye giden gazın azaltılması nedeniyle bu kış Avrupa Birliği’nde enerji kesintileri yaşanmayacağının garantisi olmadığını açıklamıştı. Son dönemde sıcak hava dalgasıyla mücadele eden Fransa’da klimalar nedeniyle enerji tüketimi de artmış durumda.

Kaynak: BBC

İngiltere ve Almanya’nın İlk Elektrik Bağlantısına Yeşil Işık Yandı

İngiltere ve Almanya’yı birbirine denizaltından bağlayacak ilk elektrik kablosunu inşa etmek için  anlaşmaya varıldı. Almanya ve İngiltere Rus gazına bağımlılığı azaltmak ve yeşil enerji kullanımını artırmak için planladıkları projenin inşaatına bu yıl başlayacak.

725 kilometre (450 mil) uzunluğunda "NeuConnect" projesinin 2,4 milyar pound (2,8 milyar Euro) maliyetinin olacağı öngörülüyor. 2028 yılına kadar faaliyete geçecek proje dünyanın en büyük ara bağlantı projelerinden biri olacak. NeuConnect tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre, kablolar İngiltere ve Almanya arasında her iki yönde de 1,4 gigawatt’a (GW) kadar elektrik aktaracak. İngiltere Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı Greg Hands, “Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yı işgali, Rus gazını kullanmaktan hızla uzaklaşan Avrupalı ortaklarla yakın enerji bağlarımızı güçlendirmemizin her zamankinden daha önemli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Kaynak: REUTERS

Belçika'dan Nükleer Santral Faaliyetini Uzatma Kararı

Belçika hükümeti, 2025 yılında kapatılması planlanan nükleer güç santrallerinin faaliyet süresinin 10 yıl uzatılması konusunda Fransız enerji şirketi Engie ile anlaştı.

Belçika Başbakanı Alexander De Croo, sosyal medya hesabından, federal hükümet ile Engie'nin iki nükleer santralin faaliyet sürelerinin uzatılması konusunda prensipte anlaştıklarını açıkladı. Jeopolitik istikrarsızlık ortamında Belçika'da enerji arz güvenliğini sağlamak için çalıştıklarına işaret eden De Croo, nükleer santraller konusunda firma ile yıl sonuna kadar nihai anlaşma yapılacağını belirtti.

Anlaşma çerçevesinde Belçika'da 1985 yılında inşa edilen Doel 4 ve Tihange 3 reaktörlerinin faaliyet süreleri 10 yıl daha uzatılacak. Söz konusu 1.000’er MWh’lik reaktörler 2036'ya kadar çalışmaya devam edecek.

Santrallerin işletmecisi Engie olacak. Hükümet ile Engie, kar ve riskleri yeni kuracakları ortak şirket yapısı içinde paylaşacak. Belçika'da, Hollanda sınırına yakın Doel nükleer santralinde 4, Almanya ve Lüksemburg sınırına yakın Tihange nükleer santralinde de 3 olmak üzere toplam 7 reaktör bulunuyor. Bu reaktörlerin ürettiği elektrik, normal şartlarda ülke ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılıyor.

Kaynak: BLOOMBERG HT

HAFTANIN RAPORU

Küresel Elektrik Talebindeki Büyüme Yavaşlıyor

Küresel elektrik talebindeki büyümenin bu yıl zayıf küresel ekonomik göstergeler ve yüksek fiyatların etkisiyle geçen yıla göre sert bir düşüş göstermesi beklenirken talepteki yavaşlamayla elektrik sektöründen kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 1 azalacağı hesaplanıyor.

Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Elektrik Piyasası Raporu'na göre, elektrik talebi bu yıl yüzde 2,4 büyüyecek. Bu oran, Kovid-19 salgını sonrası geçen yıl elektrik talebinde görülen yüzde 6'lık güçlü artışa göre oldukça düşük seviyede bulunurken, salgın öncesindeki son 5 yıldaki ortalama talep artışıyla paralel seyrediyor.

Ekonomilerin salgın sonrası toparlanamadan Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşın etkisiyle zayıflamaya devam etmesi, doğal gaz ve kömür fiyatlarındaki artışın elektrik fiyatlarını yükseltmesi, elektrik talebindeki büyümeyi yavaşlatan ana nedenler olarak öne çıkıyor.

Küresel elektrik talebindeki kısıtlı büyümeye rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin bu yıl yüzde 10 artarak kısıtlı miktarda da olsa fosil yakıtlardan üretimi ikame etmesi bekleniyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK