SEKTÖRDEN HABERLER
“Türkiye'nin Rüzgar Türbini ve Ekipman İhracatı 2022'de 2 Milyar Euro’ya Çıkacak”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2022) açılış töreninde yaptığı konuşmada, sadece 2021'de enerji dönüşümüne yönelik küresel yatırımların büyüklüğünün 750 milyar doların üzerinde olduğunu söyledi.

Bu yatırımların içindeki en büyük payın ise 350 milyar dolardan fazla yatırımla yenilenebilir enerji alanında gerçekleştiğini ifade eden Varank, şunları kaydetti:

"Türkiye 8 GW’lık güneş paneli üretim kapasitesiyle dünyanın 4. büyük güneş paneli üreticisi. Yeni yapılan yatırımlarla seneye üçüncülüğü yakalamış olacağız. Benzer şekilde geçtiğimiz yıl 1,8 GW’lık yeni kapasite ile Avrupa'da en çok rüzgar enerjisi gücünü devreye alan 4. ülke olduk."

Birçok sektörle doğrudan ve dolaylı olarak etkileşimde olan rüzgar enerjisi ekipmanları üretiminde Türkiye'de yaklaşık 40 bin kişinin istihdam edildiğini belirten Varank, "Bu büyük sinerji ile Avrupa'nın en büyük 5. rüzgar enerjisi ekipmanı üreticisi haline geldik. Firmalarımız uluslararası standartlardaki ürünlerini 45 ülkeye ihraç ediyorlar. 2021 yılında 1,5 milyar Euro’yu bulan rüzgar türbini ve ekipman ihracatımızı 2022 yılında 2 milyar Euro seviyesine çıkaracağız. Bu alanlardaki kabiliyetlerimizi çok farklı bir noktaya taşımış olacağız" diye konuştu.

Varank, yatırımcıların başlangıç yatırım yükünü en aza indirmek, yatırımlarından kısa sürede geri dönüş alabilmelerini sağlamak için bakanlık olarak kapsamlı teşvikler sunduklarını anlattı. Son 10 yılda yenilenebilir enerji yatırımları için 9 binden fazla teşvik belgesi düzenlediklerine işaret eden Varank, bu belgeler sayesinde 170 milyar TL’lik yatırım yapıldığını, 25 binden fazla vatandaşın istihdam edilmesinin önünün açıldığını söyledi.

Enerji teknolojilerinin üretimine yönelik, Ar-Ge ve innovasyon faaliyetlerinin yürütülmesine de özel önem verdiklerini vurgulayan Varank, şöyle devam etti:

"TÜBİTAK'la yenilenebilir enerji alanında özel sektörün ve akademinin binden fazla Ar-Ge projesine şimdiye kadar 1,2 milyar TL’lik destek sağladık. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinde rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerji odaklı Ar-Ge projelerini bizzat bizim araştırmacılarımız gerçekleştiriyor. Enerji sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın Ar-Ge ve tasarım merkezlerini, teknoparklardaki bu alanda faaliyet gösteren firmaları da desteklemeye devam ediyoruz. Bu destekler ve özel sektörün dinamizmi sayesinde, yurt içi üretim kabiliyetlerimiz çağ atladı dersek abartmış olmayız."

Varank, karasal rüzgar türbinlerinden çok daha büyük ebatlarda üretilen deniz üstü rüzgar türbinleri için rüzgar sanayisinin şimdiden altyapı çalışmalarını tamamlamasının önemli olduğuna değindi. Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi'nin son raporunda Türkiye'yi deniz üstü rüzgar potansiyeli en yüksek 4 ülke arasında gösterdiğine dikkati çeken Varank, "Türkiye'nin karadaki rüzgar enerjisi potansiyelinin yüzde 20'sine ev sahipliği yapan İzmir, deniz üstü yatırımları için de önemli fırsatlar sunuyor" diye konuştu.

İzmir ve çevresinde ekipman üretimi konusunda geniş bir ekosistem oluştuğunu aktaran Varank, sözlerini şöyle tamamladı:

"İhracatımızın nerdeyse yüzde 70'i bu şehirden yapılıyor ve yaklaşık 8 bin vatandaşımız bu şehirde bu alanlarda istihdam ediliyor. İzmir Kalkınma Ajansımızı da tebrik ediyorum. Ajansımız büyük ölçekli yatırımların İzmir'e çekilmesinde etkin bir rol oynadı. Şimdi deniz üstü rüzgar teknolojilerinde neler yapabiliriz bunun için çalışıyoruz. Dün akşam yaptığımız 3-4 saatlik toplantıdan önce de Valimizle, vekillerimizle bu alana dönük önümüzdeki dönemin planlamaları ile ilgili konuştuk. Ben ortaya 3 alternatif koydum. Bu alternatiflerin birisiyle bile yürüsek deniz üstü ekipmanlarında da İzmir'i dünyada bir marka yapacak şekilde yatırımlarımızı yapabiliriz. Sektörün önüne büyük ve yeni fırsatları inşallah sunabiliriz. Ben yürekten şuna inanıyorum; hem deniz üstü rüzgar türbinlerinde hem de kara türbinlerinde Türkiye çok daha büyük bir oyuncu haline gelecek."

Kaynak: AA

Rüzgar ve Güneşten Elektriğin Depolanmasında Yeni Dönem

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, EPDK kurul kararıyla depolamalı elektrik üretim mevzuatına ilişkin onaylanan değişikliklere yönelik, AA muhabirine, düzenlemenin Türkiye’nin şartlarına ve potansiyeline göre yapıldığını söyledi. Onaylanan değişikliklerle elektrik depolama tesisi kurmayı taahhüt eden yatırımcıların, taahhüt ettikleri depolama tesisinin kurulu gücü kadar rüzgar ve güneş enerjisi projesi kurmak için ön lisans başvurusunda bulunabileceklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

“Kurulumuz yenilenebilir enerjide çığır açacak bir düzenlemeye imza attı. Destek veren başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız olmak üzere herkese teşekkür ederiz. Bu düzenlemeyle enerji yatırımı yapmak daha kolay hale geliyor. Artık depolama tesisi kuran herkes enerji yatırımcısı olma ayrıcalığını kazanacak. Sadece rüzgar türbini ve güneş paneli üretiminde değil batarya teknolojilerinde de çok hızlı bir gelişim süreci bizi bekliyor. Bu süreçte üreten herkes kazanacak. Örneğin, yerli batarya teknolojilerinin gelişimi elektrikli araç sektörünün gelişimini de etkileyecek.”

Özellikle tüm dünyada tedarik sıkıntıları nedeniyle enerji krizinin yaşandığı bu dönemde, temiz enerji kaynaklarının öneminin bir kez daha net şekilde anlaşıldığını aktaran Yılmaz, “Depolama tesisleriyle kendi temiz enerji kaynaklarımızdan maksimum seviyede yararlanacağız ve ülkemizin dışa bağımlılığının azaltılmasına katkı sağlayacağız” diye konuştu.

EPDK’nin, Elektrik Piyasası Kanunu çerçevesinde depolamalı elektrik üretim mevzuatına ilişkin onayladığı değişikliklere göre, depolama tesisi kurmayı taahhüt eden yatırımcılar kuracakları depolama kapasitesi kadar rüzgar ve güneş enerjisi santrali kurmak için Türkiye Elektrik İletim AŞ tarafından herhangi bir yarışma yapılmaksızın EPDK'ye ön lisans başvurusunda bulunabilecek.

Kısmen veya tamamen işletmede bulunan üretim tesislerinden elektrik depolama tesisi kurmayı taahhüt eden lisans sahibi tüzel kişilere, kurmayı taahhüt ettikleri depolama tesisinin kurulu gücünü aşmayacak şekilde rüzgar ve güneşe dayalı kapasite artışının da önü açıldı. Fakat, bu kapasite artışı lisans sahiplerinin lisanslarında belirlenen sahaların dışına çıkılmaması, işletme anında sisteme verilen gücün lisanslarında belirtilen kurulu gücü aşmaması, TEİAŞ veya dağıtım şirketleri tarafından uygun bağlantı görüşü sağlanması şartıyla yapılabilecek. Bu kapsamda yapılan kapasite artışları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması teşvikinden de yararlanabilecek.

Kurulacak depolama tesisleriyle kesintili şekilde üretim yapan yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye verdikleri enerjinin depolanarak daha düzenli hale gelmesi sağlanırken, şebeke işletimi ve esnekliğine de katkı sunulacak.

Depolamalı elektrik üretim tesisleri bünyesindeki elektrik depolama ünitelerinden gerekli şartları sağlayanlar dengeleme güç piyasasına ve yan hizmetlere katılabilecek. Depolama tesisleri kapsamında yapılacak üretim başvurularında rüzgar için asgari kurulu güç 20 MW, güneş için 10 MW olacak. Üst limit 250 MW’yi aşmayacak. Taahhüt edilen elektrik depolama tesisinin kapasitesi en az o tesisin kurulu gücünü 1 saat boyunca sistemde tutabilecek kadar olacak. Örneğin, 100 MW kurulu güçle kurulacak depolama tesisinin kapasitesi en az 100 MWh olacak.

Rüzgar ve güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisinin kurulu gücünün, kurulması taahhüt edilen elektrik depolama ünitesi kurulu gücüne oranı azami 1 olacak. Örneğin, 100 MW gücünde kurulacak olan depolamayla en fazla 100 MW rüzgar veya güneş enerjisi tesisi kurulabilecek.

Depolamalı rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretim tesislerinin dengeleme piyasasında ve yan hizmet piyasasında faaliyet gösterebilmeleri için üretim tesisiyle depolama tesisinin ayrı ayrı ölçüm ve kontrol edilebilmesine imkan sağlayacak şekilde bağlantı yapılabilecek. Ayrıca, aylık mahsuplaşma yapılan tüm lisanssız üretim tesislerinde de elektrik depolama tesisi kurulabilecek.

Kaynak: AA

2023 Yılı Enerji Hedefleri Belirlendi

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve gelecek yılı kapsayan programda, enerjide mevcut durum ortaya konuldu ve hedefler belirlendi. Buna göre, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023'te 4,6 milyar metreküp depolama ve günlük 75 milyon metreküp geri üretim kapasiteli Kuzey Marmara Doğal Gaz Yer Altı Depolama Tevsii Projesi'nin tamamlanması bekleniyor.

Ayrıca 5,4 milyar metreküp depolama ve günlük 80 milyon metreküp geri üretim kapasiteli Tuz Gölü Doğal Gaz Yer Altı Depolama Projesinin 2025'te tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye'nin toplam yer altı doğal gaz depolama kapasitesinin 10 milyar metreküpe ulaşması hedefleniyor.

Programa göre, doğal gazın ülke genelinde yaygınlaştırılması hedefine yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bu kapsamda doğal gaza sahip olmayan ve merkez nüfusu en az 15 bin olan ilçeler ve belirli kriterler taşıyan Organize Sanayi Bölgeleri'ne doğal gaz ulaştırılması çalışmaları devam ediyor.

Tamamlandığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayacak toplam 4 bin 800 megavatlık Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin ilk ünitesi 2023'te, kalan ünitelerin ise birer yıl arayla 2026'ya kadar tamamlanması hedefleniyor.

Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamındaki eylemler için 2023'e kadar 10,9 milyar dolar yatırım yapılması bekleniyor.

Yaklaşık 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi ile küresel ölçekte 2020'nin deniz alanlarındaki en büyük keşfi olan Batı Karadeniz'deki Sakarya Doğal Gaz Sahasında 2021'de yapılan sondaj faaliyetleri sonrası ilave 135 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfedilmesiyle bölgedeki rezerv miktarı 540 milyara ulaşmıştı. Programda, bu sahada doğal gaz üretiminin ise 2023'te gerçekleştirilebilmesi için gerekli alt yapı çalışmalarının devam ettiği belirtildi. Bu kapsamda, tespit kuyularının açılması, deniz tabanı yüzey tesisi ve iletim sistemleri kurulumu, kara yüzey tesisleri inşası ve malzeme temini gibi faaliyetler gerçekleştiriliyor. Ayrıca 2023'te en az bir Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışması düzenlenmesi de planlanıyor.

Kaynak: NTV

Yeni Binalara Yenilenebilir Enerji Şartı

Yaşanabilir bir gelecek için tüm dünyanın mücadele ettiği iklim değişikliğinde Türkiye’nin izleyeceği strateji netleşti. Hazırlanan kanun taslağına göre sera gazı emisyonları, net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda azaltılacak. Binalarda verimli, yenilenebilir enerji kullanımı zorunlu hale gelecek.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yeni hedefler doğrultusunda İklim Değişikliği Kanunu Taslağı hazırladı. Milliyet’in aldığı bilgiye göre, yeni kanunla sera gazı emisyonları, net sıfır emisyon hedefi ve Ulusal Katkı Beyanı’nda yer alan hedef ve politikalar doğrultusunda azaltılacak. Binalarda enerji verimli, düşük emisyonlu yapı malzemeleri kullanılacak, enerji verimliliği çok yüksek olan ve yenilenebilir enerji kullanan “Neredeyse Sıfır Enerjili Bina” konsepti zorunlu hale gelecek.

Yeni binaların enerji performansında ve karbon emisyonlarında ortalama yüzde 25 iyileştirme sağlanacak, 2025 yılından itibaren yeni binaların enerjisinin yüzde 10’u yenilenebilir enerjiden karşılanacak şekilde inşa edilecek. Enerji sektöründe yeşil hidrojen gibi yeni teknolojiler devreye alınacak.

Yerel yönetimler, kentsel ulaşım planlarında yaya, bisiklet yolu ve düşük veya sıfır emisyonlu toplu taşıma araçlarının ve scooter gibi bireysel ve paylaşımlı mikromobilite sistemlerinin teşvik edilmesini sağlayacak. Organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi, serbest bölge ve sanayi sitelerinde yenilenebilir enerji altyapısı geliştirilecek. Havalimanlarının karbondan arındırılmasına yönelik yapılacak, düşük veya sıfır emisyonlu hava araçlarının kullanımını teşvik edilecek. Elektrikli ve alternatif yakıtlı araçların karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uygun üretilmesi sağlanacak. Sera gazı emisyonlarına üst sınır belirlenmesi ilkesine dayalı olarak çalışan ve tahsisatların alınıp satılmasına dayanan Emisyon Ticaret Sistemi oluşturulacak. Sistem kapsamına alınacak işletmeler için sera gazı emisyon izni zorunlu olacak. Karbon Piyasası Kurulu ile bu sistemin karbon fiyatlandırma araçları belirlenecek. Oluşturulan finansal mekanizma, iklim değişikliği stratejisine finans sağlayacak.

Tarım ve hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının yönetimi sağlanacak. İklim değişikliği göz önünde bulundurularak havza, kuraklık, taşkın ve su tahsis planları yapılacak. Kimyasal gübre kullanımı azaltılarak yeşil ve organik gübre yaygınlaştırılacak. Su yönetimi kapsamında; arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranı 2030 yılında yüzde 15’e çıkarılacak.

İklim değişikliğinin neden olabileceği insan hareketliliğiine karşı tedbir alınarak ve göç eylem planlarına eklenecek. İklimin yoksullar üzerindeki etkisine karşı politika geliştirilecek. İklim sorunlarının tarihi ve kültürel varlıklar ile turizm sektörü üzerinde oluşturduğu risk belirlenerek, tedbir alınacak. İklim değişikliğine bağlı zararların önlenmesi ve tazminine yönelik sigorta sistemi kurulacak.

Kaynak: MİLLİYET

MEDAŞ, Muhtarların Memnuniyet Anketinde Birinci Oldu

Meram Elektrik Dağıtım AŞ (MEDAŞ), Türkiye geneli 21 elektrik dağıtım şirketi arasında “Elektrik Hizmeti Muhtar Memnuniyet Araştırması” anketinde üç kez üst üste birinci oldu. MEDAŞ Genel Müdür Erol Uçmazbaş, “Yerel yönetimde muhtarlarımızın önemini biliyoruz. Bu nedenle, muhtarlarımızın öneri, şikayet ve taleplerine en hızlı şekilde çözüm bulmaya gayret gösteriyoruz. Kurduğumuz sistemlerle amacımız en kısa sürede geri dönüş yapmaktır. Önemli olan bu talepleri almak değil, bu gelen taleplerle ilgilenmek. Biz buna önem verdik ve takip ettik” dedi.

GDZ Elektrik Schneider’in Varlık Yönetimi Yazılımını Kullanacak

Aydem Enerji şirketlerinden GDZ Elektrik Dağıtım AŞ, sürdürülebilir elektrik enerjisi sağlamak amacıyla Schneider Electric’in dijital çözümü SE Aplines Aptimize yazılımının kullanılacağı bir proje için yeni bir iş ortaklığı anlaşması imzalandığını duyurdu.Böylece GDZ Elektrik, Schneider Electric’in varlık yönetimi yazılımını, İzmir ve Manisa bölgesinde gerçekleştirdiği operasyonlara entegre edecek.

Yeni nesil dijital bir çözüm olan SE Aplines Aptimize’nin, kurumların daha akıllı ve daha bilinçli bir şekilde varlık yönetimi kararları vermesine yardımcı olmak üzere geliştirildiği bildirildi. Ayrıca GDZ Elektrik’ten yapılan açıklamada, yatırım ve bakım planları yapma, anlık kararlar verme, riskleri öngörme ve dış riskleri yönetme gibi hususlarda destekleyici potansiyele sahip yazılımın sürdürülebilir operasyonlarında kullanılacağı ifade edildi.

DÜNYADAN HABERLER
AB, 2050’de Binalarda Sıfır Emisyonu Hedefliyor

Avrupa Birliği Konseyi üyesi ülkeler Binalarda Enerji Performansı Direktifinde önemli güncellemeler içeren değişiklik önerilerinde mutabakat sağladı. Konseyin önerisine göre Avrupa Birliği ülkelerinde 2028 yılından itibaren inşa edilecek tüm yeni kamu binaları, 2030 yılından itibaren de diğer tüm binaların sıfır emisyon ilkelerine göre inşa edilmesi gerekecek.

Bu kapsamda yeni binalarda termal veya fotovoltaik güneş enerjisi yatırımı yapmak da zorunlu hale gelecek. Üye ülkelerin mutabakat sağladığı ilkelere göre tüm yeni binaların güneş enerjisi kaynaklı enerji üretim potansiyelini en verimli kullanılacak şekilde tasarlanması zorunlu olacak. İlk olarak 31 Aralık 2026’ya kadar taban alanı 250 metrekarenin üstünde olacak tüm yeni kamu ile konut dışı binalarının bu ilkeye göre tasarlanması gerekecek. Zorunluluk 31 Aralık 2027’ye kadar da taban alanı 400 metrekarenin üstünde olan mevcut tüm kamu ile konut dışı binalara uygulanacak.

31 Aralık 2029’a kadar da tüm yeni konut binalarının yüzölçümlerinden bağımsız şekilde güneş enerjisinden en yüksek seviyede yararlanacak şekilde tasarlanması gerekecek. Bu zorunluluklarda tarihi, dini ve savunma amaçlı inşa edilecek binalar için ise istisna uygulanabilecek. Konsey 2050 yılına kadar tüm bina stoğunun sıfır emisyon değerine ulaşması hedefi doğrultusunda, mevcut binaların yenilenmelerinin hızlanıp, kötü performansa sahip binaların da kademeli olarak kullanımdan kalkması için de bazı ilkeler önerdi. Buna göre AB ülkeleri binalar için metrekare başına kullanılabilecek azami birincil enerji miktarına karşılık gelecek asgari enerji performans standartları getirecek.

Ülke yönetimleri bunun ardından ulusal bina stoklarının 1 Ocak 2020 itibarıyla belirlenmiş olan enerji kullanım değerlerini baz alarak, en düşük verimlilik değerine sahip bölümlerini tespit edecek. Yüzde 15’lik ilk bölüm en düşük verimlilik değerine sahip olan binaları içerecek iken, yüzde 25’lik ikinci bölümde ise verimlilik değeri nispeten daha az kötü olan binalar yer alacak.

İlk aşamada 2030 yılına kadar en verimsiz yüzde 15’lik bölümde yer alan konut dışı tüm binaların 2030 yılına kadar mevcut yüzde 25’lik bölümün verimlilik değerine yükselmesi gerekecek. 2034 yılına kadar ise de bu binaların tamamının halihazırda yüzde 25’lik bölüm için belirlenmiş enerji verimliliği eşik değerinin de altına inecek şekilde yenilenmesi gerekecek.

Devletler aynı zamanda 2050 yılına kadar bina stoklarının tamamen sıfır emisyonlu olması için Ulusal Planlarını belirleyecek, ayrıca sıfır emisyonlu binalar için A0, yenilenebilir enerji kaynaklı üretim yapılan binalar için de A+ kategorileri eklenecek. Aynı zamanda bina tasarımlarında elektrikli araçlar için şarj noktaları, bisikletler için park yerleri gibi ulaşım altyapısına yönelik zorunluluklar da olacak. Üye devletler bina stoklarının birinci ve nihai enerji tüketimlerini ile operasyonel sera gazlarının azaltımı için 2030, 2040 ve 2050 yılları için ulusal hedefler içeren yol haritaları hazırlayacak ve ulusal bina yenileme planları yayımlayacaklar. Devletlerin ilk planlarını 30 Haziran 2026’ya kadar hazırlamaları ve sonraki her beş yılda bir bu planları güncellemeleri gerekecek.

Avrupa Birliği ülkelerinin nihai enerji tüketiminin yüzde 40’ı ve enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 36’sı binalarda gerçekleşiyor. Konseyin verilerine göre AB ülkelerindeki mevcut binaların yüzde 75’i enerji verimsizliğine sahip ve gerekli verimlilik şartlarına ulaşmaları için geniş ölçekli yenilemeye ihtiyaç duyuyorlar.

Kaynak: YEŞİLEKONOMİ

ABD ile Polonya Arasında Nükleer Enerji Santrali Anlaşması

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, nükleer enerji santrali için ABD ile anlaşma sağlandığını bildirdi. Morawiecki, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ABD ile Polonya arasındaki ortaklığın başarıyı getireceğini ifade etti. ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm ile yaptığı görüşmeye değinen Morawiecki, Westinghouse şirketi ile nükleer enerji için anlaşma sağladıklarını belirtti. Granholm da Polonya'nın 40 milyar dolarlık nükleer projesinin ilk bölümü için Varşova ile anlaşıldığını aktardı. Söz konusu projenin 100 binden fazla ABD'liye iş imkanı sağlayacağını kaydeden Granholm, bu projenin enerji güvenliği için önemli olduğunu vurguladı.

Granholm, nükleer enerji anlaşmasının Rusya'ya da bir mesaj olduğunu belirterek, “Artık enerjiyi silahlandırmalarına izin vermeyeceğiz. Batı, bu sebepsiz saldırganlığa karşı birlikte dururken, aynı zamanda enerji tedarik zincirlerini çeşitlendirecek ve iklim iş birliğini güçlendirecek” ifadelerini kullandı.

Polonya İklim ve Çevre Bakanı Anna Moskwa da yapılan anlaşmanın iki ülke iş birliği için önemine dikkati çekerek, “Yeni Polonya-ABD macerası şimdi başlıyor” değerlendirmesinde bulundu. İnşasına 2026'da başlanacak nükleer santralde ilk reaktörün 2033'te faaliyete geçmesi bekleniyor.

Kaynak: DÜNYA

Fransa’da Enerji Krizine Karşı 12 Milyar Euro’luk Yeni Yardım

Fransa’da yüksek enerji faturalarına karşı şirketler ve belediyeler için maliyeti 12 milyar Euro’ya varan yeni yardımlar yapılacak. Fransız basınındaki habere göre, Başbakan Elisabeth Borne, farklı bakanlarla şirketlerin ve belediye gibi yerel yönetimlerin enerji faturalarını hafifletmek amacıyla maliyeti 12 milyar Euro’ya varan yeni yardımlar açıkladı.

Bu kapsamda devlet, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin, kamu kuruluşlarının, 10'un üzerinde çalışanı bulunan vakıf ve belediye gibi yerel yönetimlerin ve tavan fiyat uygulamasından yararlanmayan mikro işletmelerin elektrik faturalarının bir kısmını Ocak 2023 itibarıyla bir yıl boyunca ödeyecek. Ayrıca işletmeler için halihazırda yürürlükte olan yardımlar genişletilecek.

Kaynak: AA

Dünya Bankası, 2023’te Enerji Fiyatlarında Düşüş Bekliyor

Dünya Bankası, enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 59,1 artmasının ardından 2023'te yüzde 11,2 düşmesinin beklendiğini bildirdi. Banka, Emtia Piyasaları Görünüm Raporu'nun Ekim 2022 sayısını, “Pandemi, Savaş, Resesyon: Alüminyum ve bakır fiyatlarının itici güçleri” başlığıyla yayımladı. Raporda, küresel büyümedeki keskin yavaşlamanın ve yaklaşan küresel resesyona ilişkin endişelerin emtia fiyatları üzerinde baskı oluşturduğu belirtildi.

Küresel büyümedeki yavaşlama yoğunlaştıkça emtia fiyatlarının gelecek 2 yıl içinde gevşemesinin beklendiği kaydedilen raporda, ancak fiyatların son 5 yıldaki ortalamalarının oldukça üzerinde kalmaya devam edeceği aktarıldı.

Raporda, Avrupa’da gelecek kış aylarında enerjinin ulaşılabilirliğine ilişkin endişeler yoğunlaşırken enerji piyasalarının bir dizi arz endişesiyle karşı karşıya olduğu belirtilen raporda, beklenenden yüksek enerji fiyatlarının başta gıda olmak üzere enerji dışı fiyatlara yansıyabileceği ve gıda güvensizliğiyle ilgili sorunların uzamasına neden olabileceği ifade edildi.

Yükselen emtia fiyatlarının enflasyonist baskıları uzatabileceği vurgulanan raporda, petrol, doğal gaz ve kömürün oluşturduğu enerji emtia fiyat endeksinin bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 59,1 yükselmesinin beklendiği kaydedildi. Raporda, enerji fiyat endeksinin 2023'te ise yüzde 11,2 düşmesinin beklendiği, ancak söz konusu düşüşe rağmen fiyatların son 5 yıldaki ortalamanın yüzde 75 üzerinde olmaya devam etmesinin beklendiği bildirildi.

Tarım ürünleri, metaller ve mineraller gibi enerji dışı emtia fiyatlarından oluşan endeksin ise bu yıl yüzde 10,5 artacağının tahmin edildiği belirtilen raporda, söz konusu endeksin gelecek yıl ise 8,1 düşmesinin öngörüldüğü aktarıldı.

Raporda, Brent türü ham petrolün varil fiyatının bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 42 artışla ortalama 100 dolar seviyesinde gerçekleşeceği, 2023’te ise yüzde 8 azalışla ortalama 92 dolara gerilemesinin beklendiği aktarıldı. Raporda, Brent türü ham petrolün varil fiyatının 2024’te ise ortalama 80 dolar seviyesinde olmasının beklendiği kaydedildi.

Kaynak: BLOOMBERGHT

HAFTANIN RAPORU

2050 Yılına Kadar Net Sıfır Emisyon için Güncellenmiş Bir Yol Haritası

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) küresel enerji sektörünün 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşması için dar ama ulaşılabilir bir yol belirleyen 2050'ye Kadar Net Sıfır: Küresel Enerji Sektörü için Bir Yol Haritası'nı yayınladı.

Rapora göre; küresel ekonomi, 2021'de Covid-19 pandemisinden rekor hızda toparlandı ve GSYİH büyümesi yüzde 5,9'a ulaştı. Enerji yoğunluğu iyileştirmeleri durdukça, küresel enerji talebi yüzde 5,4 arttı. Artan enerji talebi, kısmen artan kömür kullanımıyla karşılandı ve 2021'de emisyonlarda 1,9 gigatonluk (Gt) artışla sonuçlandı. Bu, enerji sektöründen kaynaklanan küresel CO2 emisyonlarında şimdiye kadar kaydedilen en büyük yıllık artış.

2021, yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik üretiminin ise tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını ve 2020'deki seviyenin 500 terawatt-saat (TWh) üzerinde rekor seviyeye ulaştığı görüldü.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK