SEKTÖRDEN HABERLER
Dönmez: Türkiye'de Bir Gaz Merkezi Oluşturmanın Adımlarını Atıyoruz

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'de bir gaz merkezi oluşturmanın adımlarını attıklarını ve yıl sonuna kadar yol haritalarını netleştireceklerini bildirdi. Bakan Dönmez, AK Parti Ardahan İl Başkanlığında düzenlenen “2023’e Doğru Şehir Buluşmaları” programında, Türkiye’nin bölgesinde bir enerji merkezi olma stratejisini de yavaş yavaş hayata geçirdiklerini vurgulayarak şöyle devam etti: “Bunu artık sadece biz söylemiyoruz. Bölgemizde kaynak ülkesi olan ülkelerin liderleri, aynı şekilde bu enerjiyi, bu doğal gazı talep eden ülkelerin yetkilileri de ifade etmeye başladı. Artık önümüzdeki yıldan itibaren çalışmalarımızı tamamlayacağız. Türkiye'de bir gaz merkezi oluşturmanın adımlarını atıyoruz. Bu yıl sonuna kadar da yol haritamızı netleştireceğiz. Niyetimiz hem kaynak ülkeleri hem de bu doğal gaza talip olan ülkeleri, bir masa etrafında toplayarak buradaki stratejiyi netleştirmek. Burada tüm paydaşlarımızla hareket etmek arzusundayız.”

Son 20 yılda enerji alanında 31 bin MW olan kurulu gücü, 100 bin MWüzerine çıkardıklarını bildiren Dönmez, bu süreçte sadece elektrik üretim amaçlı yapılan yatırımların tutarının neredeyse 100 milyar doları bulduğunu dile getirdi. Bakan Dönmez, yerli ve yenilenebilir kaynaklara yatırım yapılmaması durumunda geçen yıl 20 milyar dolarlık enerji ithal etme zorunluluğu oluşacağına işaret etti.  Enerji fiyatlarına kamuoyunda eleştiri yapıldığına işaret eden Dönmez, şunları kaydetti: “Yakın coğrafyayı da gözden kaçırmamak lazım. Bugün Avrupa'da olağanüstü, hiç akla gelmeyecek tedbir ve önerilere vatandaşı zorlamaya başladılar. Çünkü doğal gaz ve diğer enerji kaynakları tedarikte zorlanıyorlar. Aynı zamanda kıtlığı olan ürünün, hizmetin fiyatının da anormal olarak artmasının etkisini yaşıyorlar. Kriz öncesinde 200 doların altına inmiş doğal gaz fiyatları, bugün 1.000 dolarların üzerinde seyrediyor. Ciddi artışlar var. Biz vatandaşımıza bu maliyet artışlarının önemli bir kısmını yansıtmadan rahatlatma yolunu tercih ettik. Nitekim geçen yıl elektrik ve doğal gazda yapmış olduğumuz destek tutarları 100 milyar civarında seyretti. Bu rakam bu yıl için 2 katından fazla olacak gibi gözüküyor."

Kaynak: AA

Girişimcilerin Enerjisine, Elder’den 600 bin TL’lik Ödül

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) koordinatörlüğünde, İTÜ ARI Teknokent iş birliğinde enerji sektörüne yönelik proje geliştiren girişimleri desteklemeyi amaçlayan Enerjim Sensin Hızlandırma Programı’nın Demo Günü’nde, finale sahnesinde sunumu yapılan 16 proje arasında 3’ü, 600 bin TL’lik Elder Özel Ödülü’nün sahibi oldu. Program sonunda başarılı olan enerji girişimcileri, Big Bang Startup Challenge 2022 sahnesinde 400 bin TL nakit ödülün yanı sıra Big Bang Startup Challenge’ın 458 milyon TL’lik ödül havuzundan da faydalanabilecekler. Dereceye girenlere ayrıca müşteri garantisi, ulusal ve uluslararası proje yazım desteği, global fuar ve hızlandırma programlarına katılım, yatırım ile patent imkânı da sunuluyor.

Sürdürülebilir enerji, arz güvenliği, elektrik sektöründe teknolojik dönüşüm, enerji verimliliği, enerji altyapıları, tüketici memnuniyeti alanlarda yeni yaklaşımları enerji sektörüne kazandıran Enerjim Sensin Hızlandırma Programı’nın Final Sahnesi’nde jüri ilk 3 projeyi belirledi. Birinci olan Tayko Pil 300 bin TL, ikinci olan NuManufacturing 200 bin TL ve üçüncü olan Werover 100 bin TL para ödülü kazandı. 8 Kasım Salı Günü Ankara’da gerçekleştirilen ve finale kalan 16 projenin son kez sunulduğu Demo Günü sonunda girişimciler programa katılan şirketlerle işbirliklerine imza atma fırsatını da yakaladı.

Enerjim Sensin Hızlandırma Programı’nın Demo Günü’nün açılışında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, “Enerji sektörü gerek teknolojik gelişmeler gerekse iklim değişikliğine yönelik politikalar sonucunda baş döndürücü bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Özellikle son dönemde yaşadığımız jeopolitik krizler ve küresel tedarik zincirlerindeki değişimler sonucunda enerji fiyatlarının öngörülemez düzeylere yükselişi de sektörümüzü birçok meydan okumayla karşı karşıya bırakıyor. İnsanımızın, esnafımızın ve sanayicimizin elektrik enerjinden en uygun koşullarda istifade edebilmesi için mücadele verirken sektörümüzün yarınları için girişimcilerimizin yenilikçi projelerini dinlemek ve ortaya koydukları çözümlere tanık olmak bizlere moral ve umut oluyor. İnsanımızın zekâsı ve girişimcilik gücü bizleri her defasında cesaretlendirirken birçok fırsatı da beraberinde getiriyor. Bugün burada sizlerin mevcudiyetinde işte tam da en değerli kaynağımızı; zeki ve girişimci insanlarımızı görüyorum. Böyle bir platformda bizleri buluşturduğu için Elder’e teşekkür ediyor, sizlere gönülden başarılar dilerim” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın gündeminde küresel enerji krizi olduğuna işaret eden EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz da, “Kriz kulağa hoş gelmeyen bir kelime. Sorun, yokluk ve darboğazı çağrıştırıyor. Ancak kriz demek yeni fırsatlar demek. Kriz olmasaydı, darboğazlar yaşanmasaydı çözümler de konuşulmazdı. Sorunlar bizim çözüm yeteneğimizi geliştiriyor. Problemler bize tecrübe kazandırıyor. Biz problemin içerisinde çözümü aramalıyız. Buradaki her çalışma bizim için çok değerli. Çünkü bu çalışmaların hepsi büyük bir tecrübe, altında yatan büyük emek, özveri, bilgi, donanım ve gayret var. Biz hiç bir gayreti yabana atamayız. Tabii fırsat da vermemiz gerekiyor. İşte bunun için EPDK düzenlemelerinde bir takım Ar-Ge bütçeleri ayırıyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken durmadan çalışmaya devam ederek ülkemizi teknoloji ile geleceğe hazırlamalı, problemlere karşı çözüm üretmeliyiz. Her çalışma değerlidir, sakın yılmayın, ülkemizi daha da ileriye götürmeye çalışın, durmayın” ifadesini kullandı. 

Final Sahnesi’nde yaptığı konuşmada, “Katılımcı ve nitelikli proje sayısındaki artış, Enerjim Sensin programını Türkiye’de girişimcilik alanındaki en önemli markalardan biri haline getirme idealine bizi bir adım daha yaklaştırıyor” diyen Elder Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler ise girişimcilere, “Her fikir değerlidir. Cesur olun, kendinize inanın. Biz size inanıyor ve güveniyoruz” diye seslendi.

Enerji sektöründeki dönüşümün çok hızlı olduğunu belirten Zaimler, “Bu dönüşümde insan, çevre ve teknoloji odağında enerji sektörünü geliştirecek her türlü yeniliğe kapılarımız açık. Bugün dünya trilemma dediğimiz imkansız üçlüden söz ediyor. Burada bir yandan arz güvenliğini sağlayacaksınız, bir yandan enerjinin ödenebilir olmasını, ekonomik büyüme modeli maliyetini doğru yerde tutarken, iklime olan etkisini karbon ayak izini tanımlayacaksınız. Bu üçünü aynı anda bir arada tutmak çok zor. Bu denklemi değiştirecek tek bir konu var. O da bu işi kökten değiştirecek yepyeni teknolojiler. İşte bu teknolojileri üniversitelerimiz, iş hayatı ve kamunun desteği ile geliştirmek mümkün” diye konuştu.

Sektör olarak; kesintisiz, kaliteli ve çevreyle uyumlu bir elektrik dağıtım hizmeti sunmayı hedeflediklerini kaydeden Zaimler sözlerine şöyle devam etti:

“Dağıtım şirketlerimiz ülke genelinde devasa bir şebekeyi yöneterek, tüketiciye dokunarak ve tüm değer zinciri ile etkileşimde bulunarak sektördeki dönüşümün kilit noktasını oluşturuyor. Kullanıcıların kişiselleştirilmiş hizmetlere talebi, tüketici sayısındaki artış, elektrikli araç yatırımları, mikro şebekeler, dağıtık üretim ve depolama teknolojileri; enerji değer zincirinin uçtan uca dijitalleştirilmesini ve enerji yönetiminde dijital uygulamalara geçişi tetikliyor.  Elder olarak değişime öncülük ederek ve ihtiyaçları önceden görerek çözümler üretmek üzere projeler geliştiriyoruz. Bu sırada stratejik gelişim alanı olarak gördüğümüz “Dijital Dönüşüm ve Siber Güvenlik” alanlarında Elder’in eşgüdümü ve bilgi birikimiyle sektöre destek oluyoruz. ‘Elder Teknoloji İnovasyon ve Kuluçka Merkezi’ni kurma yönünde girişimlerimiz de devam ediyor. Böylece yerli, yenilikçi ve yeşil dönüşüm odağında, sürdürülebilir bir enerji ekosistemini, nitelikli insan kaynağı ve yenilikçi teknoloji çözümlerini geliştirmeyi amaçlıyoruz.”

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş da son dönemde yaşanan krizlerle enerji dünyanın en önemli gündem maddesi olduğunu kaydederek, “Bu kapsamda destek verdiğimiz alanlara enerji sektörünü de ekleyerek girişimciler için önemli bir referans noktası olmaya devam ediyoruz. Onları sadece finansal açıdan değil, ticarileşme, ölçeklenme, network edinme, laboratuvar alt yapısı ve mentorluk desteği sağlayarak her açıdan destekliyoruz. Program kapsamında seçilen girişimler, İTÜ Çekirdek’te girişimini ticarileştirmeye yönelik eğitim ve seminerler; pazarlamadan finansa, satıştan insan kaynağına kadar 500’den fazla alanında uzman mentor, seçilen prototipleri geliştirmek için Ar-Ge fonu ve laboratuvar altyapısından yararlanabiliyor. Ayrıca, potansiyel müşterilerle bir araya gelme, ulusal ve uluslararası bağlantılara erişim, global fuar, etkinlik ve hızlandırma programlarına katılım sağlanması, yatırım imkanı gibi çeşitli avantajlar ve desteklerden yararlanma fırsatı buluyor. İTÜ Çekirdek’te kuruluşumuzdan bu yana destek verilen 4 bin girişimimiz bulunuyor. Bunların arasından 1.200 girişim şirketleşti. Desteklenen girişimler 812 milyon TL’nin üzerinde yatırım almış, toplam ciroları ise 431 milyon TL’ye ulaştı” değerlendirmesinde bulundu.

300 BİN TL ÖDÜL KAZANAN PROJE

GİRİŞİM ADI: Tayko Pil

PROJE ÖZETİ: Prototip üretimi tamamlanan CR2032 sınıfı lityum piller, başta otomobillerin uzaktan kumandası olmak üzere, oyuncaklarda, saatlerde, bilgisayarlarda ve birçok elektronik cihazda kullanılmakta. Pil kimyasında nano kalınlıkta seramik kaplama yaparak, pil katot tozuna bor elementi katkısı ve bitkilerden elde edilen bağlayıcının pil yapımında kullanılmasıyla, hem pilin ömrünü uzatılması hem de çevreci pil üretimi hedefleniyor.

200 BİN TL ÖDÜL KAZANAN PROJE

GİRİŞİM ADI: NuManufacturing

PROJE ÖZETİ: Geliştirilen Bestekar 4.X yapay zeka platformu ile üretim ve enerji dağıtım sistemlerinde sensor bileşkelerinden gelen geçmiş ve güncel veri setlerini analiz ederek oluşabilecek hata ve arızaları öngörebiliyor. Yine anlık durumları izlenip, farklı ortam ve cihazlar için özgün kalibrasyon yapılabilirken, bakım ve arıza gereksinimleri tahmin edebiliyor. Amaç süreçlerde verimlilik artışı sağlamak ve kesintisiz işleyen üretim ve enerji dağıtımı sistemleri oluşturmak.

100 BİN TL ÖDÜL KAZANAN PROJE

GİRİŞİM ADI: Werover

PROJE ÖZETİ: Yenilenebilir enerji sektöründe, AI ve IoT teknolojilerini kullanarak kestirimci bakım çözüm önerileri sunuyor. Werover, rüzgar, güneş ve hidroelektrik santraller için uyarlanabilir, çok işlevli bir yazılım sistemleri geliştiriyor.

Rüzgar Enerjisi Santrallerine Yeni Düzenleme

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) "Elektrik Piyasasında Önlisans veya Lisanslara Konu Üretim Tesislerinin Santral Sahalarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslarda Değişiklik Yapılması" hakkında kurul kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, ana kaynağı rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisleri, birden çok kaynaklı elektrik üretim tesislerinde kurulabilecek yardımcı kaynağa dayalı ünitelerin mekanik kurulu gücü için belirlenen üst sınırdan muaf tutulacak.

Birden çok kaynaklı elektrik üretim tesislerinde kurulabilecek yardımcı kaynağa dayalı ünitelerin toplam mekanik gücü, ana kaynağa dayalı ünitelerin toplam elektriksel kurulu gücü 50 megavat ve altında olan üretim tesislerinde ana kaynak kurulu gücünü geçemiyor. Ana kaynağa dayalı ünitelerin toplam elektriksel kurulu gücü 50 megavat üstünde olan elektrik üretim tesislerinde ise 50 megavat güce, ana kaynağın elektriksel kurulu gücünün 50 megavatı aşan kısmının yarısına karşılık gelen güç ilave edilerek bulunacak toplam gücü aşamıyor. Bu kapsamda tesis edilecek yardımcı kaynağa dayalı ünitelerin mekanik kurulu gücü de toplamda 100 megavatı geçemiyor. Yapılan değişiklikle, ana kaynağı rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisleri söz konusu hüküm kapsamından çıkarıldı.

Kaynak: BLOOMBERGHT

Yeşil Destinasyona İlk Örnek Küçükköy

Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi iş birliğindeki Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi tamamlandı. Enerjisa Enerji, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Sabancı Üniversitesi enerji Küçükköy'ün örnek bir sürdürülebilir turizm destinasyonu haline getirilmesini hedefleyen Sürdürülebilir Enerji Temelli Turizm Uygulama Merkezi (SENTRUM) projesi kapsamında bölgeye 18 ayda 10 milyon TL kaynak aktardı. Küçükköy, küçük kasaba yapısı, enerji etkin geleneksel taş mimarisi, güneşlenme, bakı ve rüzgâr alma kapasitesi gibi avantajlarıyla; sürdürülebilir, yeşil turizm destinasyonu olma yolunda önemli avantajlar taşıdığı için SENTRUM projesinin ilk destinasyonu olarak seçildi.

SENTRUM projesi, turizm sektörünün yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer sürdürülebilir uygulamalardan tek destinasyonda nasıl yararlanabileceğini somut olarak ortaya koydu. Proje yeni destinasyonlarla devam edecek.

Haziran 2021'de başlayan, 18 ay süren sürdürülebilir enerji temelli turizm uygulamaları ve sonuçları; Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton’ın katılımlarıyla gerçekleştirilen basın toplantısında paylaşıldı.

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, SENTRUM projesini “Başarı Üçgeni” olarak adlandırdı. Projenin Enerjisa Enerji, Sabancı Üniversitesi ve UNDP iş birliği ile yaratılmış sosyal fayda yaratan bir uygulama olduğunun altını çizdi.

SENTRUM projesinin Türkiye ekonomisi için en önemli sektörlerden turizm ve enerji alanlarında bir rol model oluşturduğunu kaydeden Güler Sabancı projenin başarısının yalnızca Küçükköy ile sınırlı kalmadığını ifade etti. Güler Sabancı, “Yaratılan ölçeklendirilebilir, tekrarlanabilir ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını içeren SENTRUM modelinin yaygınlaşmasıyla birlikte bu modelin hem memleketimiz hem de dünya için bir başarı hikayesi olacağına inanıyorum. Birleşmiş Milletler’in belirlediği “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”na da hizmet eden bu proje, aynı zamanda Sabancı Topluluğu’nun beş ana stratejisinden biri olan “Sürdürülebilir İşlerde Öncü Olmak” misyonunun da en somut örneklerinden biri” dedi.

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “Küçükköy, Türkiye'yi bu kadar sıcak bir turizm destinasyonu yapan binlerce resimli kartpostal lokasyonundan sadece biri. Ancak turizmin büyümesiyle birlikte çevre üzerinde artan baskı ve artan enerji kullanımı riski geliyor. Bu nedenle UNDP olarak, yaşamımızın bağlı olduğu gezegeni korurken ülke için ekonomik fayda sağlayabilecek bir yeşil turizm modeli geliştirmek için iş birliği yapmaktan çok memnunuz” ifadesini kullandı.

Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler de Enerjisa Enerji olarak misyonlarının büyüyen Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük etmek ve daha iyi bir gelecek için sorumluluk almak olduğunu kaydetti.

Zaimler ''Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmamıza hizmet edecek çözümleri yalnızca kendi kaynaklarımızla değil, diğer paydaşları da sürece katarak hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Tam da bu nedenle UNDP,Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile iş birliği içinde ve Sabancı Üniversitesi’nin değerli katkılarıyla geçen sene uygulamaya başladığımız SENTRUM projesini çok değerli ve anlamlı buluyorum” diye konuştu.

Toplantıda verilen bilgiye göre proje kapsamında ilk olarak bölgenin turizm kaynak değerleri belirlendi. Yeşil satın alma, sürdürülebilir ulaşım, üretim ve tüketim konularında yol haritaları hazırlandı. Doğa ve enerji temalı alternatif bisiklet ve yürüyüş rotaları oluşturuldu.

Turizm işletmeleri ve kamu binalarına yönelik enerji etüt çalışmaları sonrasında işletmelere enerji verimli aydınlatma ve beyaz eşya desteği verildi, Necmi Komili İlk ve Orta Okulu ile Küçükköy Kültür Merkezi'nde enerji verimliliği ve güneş enerjisi santrali uygulamaları yapıldı. Böylece, Necmi Komili İlk ve Orta Okulu net sıfır enerjili bina haline geldi. İklim değişikliğine karşı mücadelede ölçülebilir faydaların görüldüğü projeyle bölgede yıllık 15 ton kömür kullanımının önüne geçildi, yıllık 90 ton karbon emisyonu engellendi. Turizm sektörünün yenilenebilir enerji kaynaklarından ve diğer sürdürülebilir uygulamalardan tek destinasyonda nasıl yararlanabileceğini ortaya koyan proje kapsamında 120 kilovat kurulu güce sahip şarj istasyonunun kurulumuyla Küçükköy, yüksek hızlı elektrikli araç şarj altyapısına da kavuştu.

Küçükköy'de yer alan Sabancı Üniversitesi Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi ile bölgede bugüne kadar enerji verimliliği, sürdürülebilir turizm, atık yönetimi, iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda lise öğrencileri, bölge kadınları ve işletme sahiplerinden oluşan 140 kişiye eğitimler verildi. Hazırlanan toplumsal cinsiyet eşitliği eylem planı çerçevesinde kadınların proje aktivitelerine katılımları sağlandı.

Küçükköy’de ayrıca tüm paydaşların enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı konusunda farkındalığa sahip olabilmeleri amacıyla yöre halkı, işletmeler ve ziyaretçilerin bilgi edinebilecekleri bir “Sentrum Koordinasyon Ofisi” oluşturuldu.

Kaynak: HABERTÜRK

OEDAŞ, Elektrikli Araçtan Şebekeye Enerji Transferi için Çalışıyor

Çevreye karşı sorumlu bir elektrik dağıtım şirketi olma misyonuyla Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları yürüten Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), AB destekli FlexiGrid projesinde sona doğru yaklaşıyor.

Dağıtık üretim olarak da adlandırılan yani santral yerine yenilenebilir enerji kaynakları veya elektrik üreten çeşitli teknolojilerin kullanılmasıyla enerji üretimi sağlayan bu sistemlerin verimli bir şekilde çalışması, elektrikli araçların ve batarya depolama sistemlerinin esneklik amacıyla kullanılması, elektrikli araçtan şebekeye(V2G) enerji transferi teknolojisinin denenmesi ve OEDAŞ için altyapısının oluşturulması, geleceğin dağıtım şirketlerinin karşılaşacağı problemlere yönelik altyapı oluşturulması için OEDAŞ, pek çok Ar-Ge projesinin yanı sıra FlexiGrid adında bir Ar-Ge projesi yürütüyor. Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje kapsamında elektrikli araçtan şebekeye enerji transferi gibi geleceğin teknolojileri de deneniyor.

OEDAŞ Ar-Ge Müdürü Ural Halaçoğlu, Kasım 2019’da başlayan ve Nisan 2023’te tamamlanması planlanan proje hakkında bilgi verdi. Avrupa Birliği Horizon 2020 Programı kapsamında, geleceğin dağıtım şebekesine esneklik kazandırma hedefiyle oluşturulan projede Bulgaristan, İsveç, İsviçre ve Türkiye olmak üzere dört pilot ülke seçildiğini söyleyen Halaçoğlu, “Proje kapsamında odaklanılması hedeflenen bazı demo çalışmalarını ülkemizde OEDAŞ olarak biz yürütüyoruz” dedi.

Halaçoğlu, yapılan çalışmaları şu sözlerle anlattı: “Eskişehir’deki Tepebaşı Yaşam Köyü’ne araçtan şebekeye enerji transferi sağlayan V2G (Vehicle to Grid/Araçtan Şebekeye) uyumlu şarj istasyonu, DC hızlı şarj istasyonu ve batarya depolama sistemini içeren sistemin saha kurulumlarını tamamladık. Şu anda biri V2G uyumlu araç, biri de yüksek hızlı şarj istasyonunda akıllı şarj yönetimini test etmek için elektrikli araç olmak üzere toplam iki aracımız bulunuyor. Amacımız çift yönlü (V2G), tek yönlü (V1G) elektrikli araç ve şarj istasyonlarının bulunduğu sistemimizi batarya depolama sistemini de kullanarak optimum bir şekilde akıllı şarj algoritmalarıyla yönetmek ve üzerinde düşündüğümüz senaryoları gerçek bir ortamda, gerçek sistem ve platformlarla test etmek. Sistem entegrasyonu için çalışmalarımızı neredeyse tamamladık. Bu süreçte dijital akıllı şebeke teknolojileri, araçtan şebekeye enerji transferi teknolojileri, IoT (Nesnelerin İnterneti) ve Blockchain (Blok Zinciri) teknolojilerini kullanıyoruz.”

Önümüzdeki yıllarda elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte V2G teknolojisine sahip araçların da yaygınlaşmasının beklendiğini ifade eden Halaçoğlu, “Böylece bu araçların şebeke için ‘sanal güç santrali’ gibi kullanılması ve depolanan elektriğin şebekeye aktarılması mümkün olabilecek. Bizim üzerinde çalıştığımız sistemde araçlardan biri standart tek yönlü şarja olanak sağlayan bir araç iken diğeri buna ek olarak şebekeye deşarj özelliğini de taşıyor. Bu ikinci araç, bataryasında depoladığı enerjiyi iş modeli doğrultusunda ihtiyaç halinde şebekeye aktarabilecek. Bu yeni teknoloji ile dünyada ve Türkiye’de kullanımı giderek artan elektrikli araçların şebekede meydana getirebilecekleri sıkışıklıklar önlenebilecek. Regülasyon desteği ile elektrikli araç sahipleri tarafından da şebekeye bir enerji transferi sağlanabilecek ve bu sayede araç sahipleri de üretici konumuna geçebilecek” diye konuştu.

Halaçoğlu, geleceğin akıllı sistemleri üzerine çalıştıklarını, bu çalışmaların geleceğin regülasyonlarının oluşturulmasına da ışık tutacağını ifade etti. Halaçoğlu, yürütülen projenin EPDK tarafından desteklendiğini de sözlerine ekledi.

Projenin nihai hedeflerini de anlatan Halaçoğlu, “Elektrikli araç kullanımı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış gösteriyor. Dolayısıyla araçlardan şebekeye enerji transferinin, geleceğin önemli teknolojilerinden biri olacağını öngörüyoruz. Bununla birlikte bu proje hem standart tek yönlü şarj ile uyumlu araçların şebeke durumuyla koordineli bir biçimde akıllı bir şekilde şarj edilmesini hem de dağıtık üretim entegrasyonunun artmasıyla meydana gelebilecek sorunlara karşı hazırlıklı olunmasını ve bunlara yönelik altyapıların şimdiden oluşturulmasını sağlıyor” açıklamasında bulundu.

OEDAŞ Ar-Ge departmanı hakkında da bilgi veren Halaçoğlu şunları söyledi: “OEDAŞ Ar-Ge departmanı olarak inovasyon çerçevesinden yeni ürünler, sistemler ve tasarımlar geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda 4’ü AB destekli olmak üzere toplam 22 proje yürütüyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları, elektrikli araçlar ve şarj istasyonları, mikro şebeke ve depolama sistemleri, IoT, bilgi ve haberleşme teknolojileri, yapay zekâ, büyük veri ve siber güvenlik üzerine çalışıyoruz. Bunları yaparken de dağıtım şebekesine yönelik dünyadaki en iyi uygulama örneklerini araştırıyor, yerli kaynaklar ile Türkiye’ye özgü çözümler üretiyoruz.” 

YEDAŞ, ‘BM Global Compact’ Üyesi Oldu

Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde 40 bin km2 alanda 3 milyon tüketiciye kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti sunmak için 7/24 faaliyet gösteren YEDAŞ Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesini İmzaladı ve BM Global Compact üyesi oldu.

Sorumluluk alanında bulunan 5 ilde elektrik dağıtımı işini üstlenen YEDAŞ, artık dünyanın küresel konuma ulaşmış dev holdinglerinin yer aldığı Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na katıldı. BM'nin Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni imzalayan YEDAŞ, BM'de yer alan önemli şirketler arasında yer aldı.

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen, Avrupa Mükemmellik Ödülü yolundaki son adım olarak görülüyor. Kamuoyuna hesap verilebilirlik ve şeffaflığa dayalı bir gönüllülük girişimi olan BM üyeliği, insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele gibi 4 alanda yer alan evrensel olarak da kabul görmüş, 10 ilkeyi destekleyeceğini taahhüt etmiş sayılıyor. Dünyanın önemli şirketleri arasına girmeyi başaran YEDAŞ, elektrik dağıtım şirketi olarak da büyük bir başarıya imza atmış oldu.

YEDAŞ Genel Müdürü Hasan Yasir Bora, "Sürdürülebilirlik hedeflerimiz kapsamında, bütünsel bir bakış açısı içinde değer yaratmaya odaklandık. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi şirketimiz İş Değerleri ve Davranış İlkelerine paralellik göstermektedir. YEDAŞ, Avrupa, Dünya liderliğine aday şirket olarak hedefi doğrultusunda dünyadaki en iyi uygulamaları bünyemize yansıtabilme çabamız ve şu anda bile pek çok girişimimiz olmasına rağmen daha gidecek çok yolumuz ve yapacak çok işimiz olduğunu bilmemizdir. BM güvenilir kuruluşları ve sivil toplumu bir araya getiren uluslararası gönüllü bir kurumsal vatandaşlık ağıdır. Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin imza sahipleri bu on ilkeyi şeffaflık ve sürdürülebilir kalkınma için iş stratejilerine entegre ederek durumlarıyla ilgili düzenli rapor hazırlar" dedi.

DÜNYADAN HABERLER
Almanya Enerji Fiyatlarına Üst Sınır Getiriyor

Almanya’da federal ve eyalet hükûmetleri, yüksek enerji fiyatları ve enflasyon karşısında tüketicileri ve şirketleri rahatlatmak için enerji fiyatlarına üst sınır getirilmesinde anlaştı. Başbakan Olaf Scholz, başkent Berlin’deki toplantı sonrası düzenlenen basın toplantısında alınan kararlara ilişkin, doğal gaz ve elektrik fiyatlarına sınırlama getirme konusunda anlaştıklarını duyurdu. Enerjide artan fiyatları işaret eden Scholz, “Gaz ve elektrik fiyatlarında bir sınırlama olacak” dedi.

Scholz, eyaletlerle alınan yeni önlemlerin maliyetinin 200 milyar Euro’yu bulacağını aktardı. Alınan önlemlerin özellikle Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı göz önünde bulundurulduğunda gerekli olduğunu belirten Scholz, “Savaşın sonuçları olduğunu görüyoruz” ifadesini kullandı.

Alman Başbakan, ülkede halihazırda bir milyondan fazla Ukraynalının kayıtlı olduğunu sözlerine ekledi.

Mart 2023’ten en az Nisan 2024 sonuna kadar bir önceki yılın tüketiminin yüzde 80’i için gaz fiyatları kilovatsaat başına 12 Euro sentle sınırlandırılacak. 1 Şubat 2023’e kadar geriye dönük etki göstermesi de bekleniyor. Ocaktan itibaren büyük sanayi şirketleri için de gazda üst sınır uygulanacak. 25 bin büyük sanayi gaz tüketicisi için 2021 yılı tüketiminin yüzde 70’i sübvanse edilecek.

Elektrikte ise hanelerin ve küçük şirketlerin bir önceki yılın tüketiminin yüzde 80’ine kilovatsaat başına 40 Euro sent fiyat tavanı uygulanacak. Sanayi şirketlerinde ise fiyat tavanı kilovatsaat başına 13 Euro sent olacak.

Ayrıca, karbon emisyonları azaltmak ve vatandaşların yükselen enflasyonla başa çıkmasına yardımcı olmak amacıyla Ocak 2023’ten itibaren ülke çapında aylık 49 Euro’luk toplu ulaşım bileti sağlanacak. Almanya çapında geçerli olacak ve 49 Euro’luk toplu taşıma araçları bileti, federal ve eyalet hükûmetleri tarafından finanse edilecek ve yaklaşık 3 milyar Euro’ya mal olacak.

Gaz ve elektrik fiyatı üst sınırı, ek bütçe yapılmadan Kovid-19 salgını sırasında şirketlere yardımcı olmak için kurulan Ekonomik İstikrar Fonu (WSF) aracılığıyla finanse edilecek. Öte yandan, Almanya’da eylülde yüzde 10 olan yıllık enflasyon, enerji ve gıda fiyatlarındaki son yükselişle ekimde yüzde 10,4’e çıkarak 1951’den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşmıştı.

Kaynak: ENERJİPORTALI

Uluslararası Enerji Ajansı'ndan Avrupa'ya Acil Doğal Gaz Çağrısı

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Rus doğal gaz arzında görülen düşüşe ve Çin'de talebin artacağı beklentisine işaret ederek, önümüzdeki yıl Avrupa'da doğal gaz kıtlığı oluşmasını önlemek için acil eylem çağrısı yaptı.

2023 ve 2024 yılları için Avrupa'da oluşacak arz-talep dengesine dair raporun sunumunda gazetecilere konuşan UEA Başkanı Fatih Birol, “Avrupa yönetimi ve Avrupa Komisyonu için önümüzdeki yıla yönelik tehlike çanlarını çalıyoruz” dedi.

Rapora göre, talebin düşeceği ve doğal gaz stoklarının oluşturulacağı 2023 yaz aylarında bile Avrupa'da 30 milyar metreküp kadar doğal gaz arzı eksikliği oluşabilir.

Birol bu büyüklükte bir eksiklik oluşursa önümüzdeki kıştan önce stokların, hedeflenen yüzde 95 seviyesinde değil, yalnızca yüzde 65 seviyesinde doldurulabileceğini söyledi.

Avrupa Birliği (AB) bu kışın öncesinde stoklarını yüzde 95 doldurmuş, son beş yılın ortalamasından yüzde 5, yani beş milyar metreküp daha fazla doğal gaz depolamıştı.

Kaynak: BLOOMBERGHT

Temiz Enerjiyle 30 Milyon İstihdam

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yıllık raporunda iklim değişikliğine ve ticarete etkilerine değindi. Raporda tahminlere göre, 2030 yılına kadar temiz enerji ve ilgili sektörlerde 30 milyon yeni iş yaratılabileceği kaydedildi.

Raporda, iklim değişikliğinin ülkelerin ekonomik ve ticari beklentilerini yeniden şekillendirdiği; büyüme ve refah için önde gelen tehditlerden birini oluşturduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Ticaret, düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandırmaya yardımcı olmayı başarırsa, istihdamın artışına da katkı sağlayacaktır. Yüksek sıcaklıklar, yükselen deniz seviyeleri ve daha sık karşılaşılan aşırı hava olayları üretim sorunlarını ve tedarik kesintilerini de beraberinde getiriyor. Küresel sera gazı emisyonlarında önemli ölçüde azalma olmaması durumunda birçok ülke muhtemelen tarım, turizm ve imalat tarafında rekabet avantajlarının değişmesiyle karşı karşıya kalacak. İklim şokları maliyetli ve yıkıcı olmaya devam edecek ama gıda ve sağlık ürünleri gibi alanlarda teknolojiye, kritik önemdeki mal ve hizmetlere erişime olanak sağlayabilir. Bu özellikle en savunmasız ekonomiler için geçerli olacak. Ticaret düşük karbonlu bir döneme geçişi ve yeşil ekonomiye geçişi hızlandırabilir. Bu sayede ticari faaliyetlerde diğer alanların çoğunda olduğu gibi sera gazı üretilse bile iklim teknolojileri, düşük karbon teknolojileri inovasyonu ve ölçek ekonomilerini teşvik ederek emisyon azaltımına katkıda bulunabilir.”

Son dönemde ticarette atılan adımlar ile güneş ve rüzgar enerjisi üretim maliyetlerinde düşüşün yaşandığına işaret edilen raporda, “Bazı yerlerde yenilenebilir enerji fosil kaynaklardan çok daha ucuz ve kullanılırlığı da artıyor. DTÖ simülasyonları enerjiyle ilgili çevresel ürünlerde gümrük vergilerinin kaldırılması halinde ihracatın 2030 yılına kadar yüzde 5 oranında artacağını gösteriyor. Bu da artan yenilenebilir enerji kullanımıyla, küresel anlamda emisyonların yüzde 0.6 oranında azaltılması anlamına geliyor. DTÖ, şeffaflık konusunda daha önemli bir rol oynayabilir. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin iklime dayanıklı ticaret altyapısı oluşturmasına yardımcı olabilir ve düşük karbon geçişini daha adil hale getirmeye katkıda bulunabilir” denildi.

Kaynak: HÜRRİYET

BAE ile ABD'den Yenilenebilir Enerji için 100 Milyar Dolarlık Anlaşma

Birleşik Arap Emirlikleri’nde(BAE) düzenlenen Abu Dabi Uluslararası Petrol Fuarı ve Konferansı (ADIPEC 2022) sırasında BAE Endüstri ve İleri Teknoloji Bakanı Sultan el-Cabir ile ABD Uluslararası Enerji İşleri Özel Koordinatörü Amos Hochstein arasında temiz enerji projelerine 100 milyar dolarlık yatırım yapmak için stratejik bir ortaklık anlaşması imzalandı.

Söz konusu projelerin 2035 yılına kadar her iki ülkede ve dünyada 100 GW üretim kapasitesine ulaşması hedefleniyor. Söz konusu ortaklığın, BAE ile ABD'nin 2050 yılına kadar iklim tarafsızlığına ulaşma hedefleri doğrultusunda iklim çalışmalarını ileriye taşımadaki ortak taahhüdünü somutlaştırdığı belirtildi.

Tarafların, teknik uzmanlık, proje yönetimi yardımı ve finansman sağlayarak gelişmekte olan ülkelerde ekonomik ve çevresel açıdan faydalı sürdürülebilir enerji projelerini desteklemek için çalışacağı aktarıldı.

ABD Uluslararası Enerji İşleri Özel Koordinatörü Hochstein, "Anlaşma, küresel enerji sektöründeki geçiş sürecini desteklemeye, daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeye ve iklim krizini acilen ele almaya katkı sağlayacak" ifadelerini kullandı. BAE son on yılda dünya çapında temiz enerji teknolojileri ve çözümlerine 50 milyar dolardan fazla yatırım yaptı.

Kaynak: NTV

HAFTANIN RAPORU

İklim ve Kalkınma: Eylem Gündemi

Dünya Bankası’nın İklim ve Kalkınma: Eylem Raporu’na göre iklim değişikliği, özellikle yoksulluğun azaltılması olmak üzere uzun vadeli kalkınma hedefleri için büyük bir tehdit oluşturuyor ve yüksek gelirli ve diğer yüksek emisyonlu ülkelerde emisyon azaltımlarının hızlandırılması gerekiyor.

Raporda politikaların iyi tasarlanması ve finansmanın mevcut olması koşuluyla, büyüme üzerinde önemli bir etki olmaksızın emisyonları yüzde 70 oranında azaltılabileceğini işaret edilerek, “Finansman, uygun özel sektör katılımıyla yönetilebilir bir miktar olan GSYİH'nin ortalama yüzde 1,4'üne ihtiyaç duyar. Ancak düşük gelirli ülkelerde finansman ihtiyaçları yüzde 5'i aşabilir ve bu da artan imtiyazlı kaynaklar da dahil olmak üzere yüksek gelirli ülkelerden daha fazla destek gerektirecektir” ifadesine yer veriliyor.

Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK