SEKTÖRDEN HABERLER
Yusufeli Barajı, 2,5 Milyon Konutun Enerji İhtiyacını Karşılayacak Kapasitede

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yusufeli Yeni Yerleşim Yeri'nde "Yusufeli Barajı ve HES, Yeni Bağlantı Yolları ve Tünelleri ile Yeni Yerleşim Bölgesi Açılış Töreni"ne katıldı.

"Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali, 100 katlı bir gökdelene denk olan 275 metre yüksekliğiyle ülkemizde ilk, dünyada da kendi sınıfında 5. sırada yer almaktadır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kurulu gücü 558 MW olan bu barajda üretilecek yıllık 1 milyar 900 milyon kWh enerji, ekonomimize senelik 5 milyar liralık katma değer temin edecektir. Allah göstermesin bir enerji sıkıntısı olsa, sadece burası 1,5 yıl enerjiyi temin eder. Bu baraj aynı zamanda Çoruh Nehri'nin devamındaki Artvin, Deriner, Borçka ve Muratlı barajlarının en yüksek verimle çalışmasını sağlayacaktır. Su depolama kapasitesi 2,3 milyar metreküp olan Yusufeli Barajı'nın enerji üretim kapasitesi 2,5 milyon konutun veya 750 bin Togg otomobilinin enerji ihtiyacını tek başına karşılayacak düzeydedir. Türkiye'nin en çetin coğrafyasında barajı, santrali, yeni yerleşimi ve yollarıyla birlikte 34 milyar liralık bir maliyetle, dikkat edin, buraya ne yatırdık biliyor musunuz? 34 milyar lira. Böyle bir yatırımla, Türkiye yüzyılına yakışır bir eseri milli bütçeden karşılayarak Artvin'imize, Yusufeli'mize kazandırdık."

"Togg'u teknoloji ve markalaşma alanında, Yusufeli Barajı'nı da altyapı konusunda Türkiye yüzyılına girişin sembol projeleri olarak değerlendiriyorum" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu kutlu mücadeleyi verirken, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engelleme çabaları da her gün yeni tezahürleriyle kesintisiz sürüyor" dedi.

Limak'tan yapılan açıklamaya göre ise kurulu gücü 558 megavat olan Yusufeli Barajı ve HES'in Türkiye ekonomisine katkısının yıllık 5 milyar TL olması bekleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü kontrolü ve koordinasyonuyla Limak İnşaat tarafından yapımı üstlenilen ve tamamen Türk mühendisler ile inşaat çalışmaları yürütülen Yusufeli Barajı ve HES Projesi, Artvin ili sınırları içerisinde, Çoruh nehri üzerinde yer alıyor.

Kaynak: AA

“Türkiye Doğal Gaz Merkezi Olmak için Tüm Enstrümanlara Sahip”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin altyapısı ve gaz piyasalarıyla doğal gaz merkezi olmak için tüm enstrümanlara sahip olduğunu belirterek, “Yeni hatların ve yeni kaynakların en ekonomik rotasının Türkiye olması, sahip olduğumuz altyapının daha da gelişmeye müsait bir potansiyeli olduğunu gösteriyor” dedi.

Bakan Dönmez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının himayelerinde Antalya'da düzenlenen 12. Türkiye Enerji Zirvesi’ndeki konuşmasında, dünyanın tedarik ve enerji sıkıntısı çektiği bir dönemde Türkiye'nin diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştığını ifade etti. Türkiye'nin altyapısı ve gaz piyasalarıyla doğal gaz merkezi olmak için tüm enstrümanlara sahip olduğunu vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:

“TANAP ve TürkAkım gibi dev projeleri çok kısa zamanda devreye alabilecek teknik yeterliliğe ve işletme kapasitesine sahibiz. Karadeniz gazıyla birlikte yerli gazımız da bu sürece dahil olunca elimiz daha da güçlenecek. Mevcut hatlarımızın kapasitesini artırmak ve yeni kaynak ülke ve güzergah çeşitlendirmesi yapmak için yoğun bir enerji diplomasisi yürütüyoruz. Orta Doğu, Orta Asya ve Akdeniz’den gelecek yeni doğal gaz boru hatları ve ülkelerle ortaklaşa hidrokarbon arama ve sondaj işbirlikleri için görüşmeler yaptık. Yeni hatların ve yeni kaynakların en ekonomik rotasının Türkiye olması, sahip olduğumuz altyapının daha da gelişmeye müsait bir potansiyeli olduğunu gösteriyor.”

Bakan Dönmez, yerli gaz çalışmalarıyla ilgili şöyle konuştu: ”Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazı karaya çıkaracağımız ilk nokta olan Filyos'ta şu an insanüstü bir gayretle çalışmalarımızı 7/24 esasına göre sürdürüyoruz. Bütün çalışmalarımız planlanan takvime uygun bir şekilde ilerliyor. Derin deniz tabanındaki 170 kilometrelik boru hattının serim işlemini tamamladık. Test ve devreye alma işlemleri devam ediyor. Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi'ndeki çalışmalarımızı da yüzde 80 oranında tamamladık. Deniz tabanından gelecek gazı burada işleyecek, ayrıştıracak, ulusal doğal gaz iletim sistemimize aktaracağız.”

Enerji teknolojilerinin gelişmesi için kamu tarafında yoğun gayret gösterildiğini belirten Dönmez, son dönemde hidrojenle ilgili yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin artık somut çıktılara dönmek üzere olduğunu dile getirdi. Fatih Dönmez, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) sorumluluğunda hidrojen üretimi, depolaması ve dağıtımından oluşacak bir hidrojen değer zinciri oluşturulduğunu aktararak, şu ifadeleri kullandı: “TENMAK yakın zamanda Hidrojen Teknolojileri ve Yakıt Pilleri ile Karbondioksit Tutma ve Yönetimi alanlarında iki proje desteği çağrısına çıkacak. Hedefimiz net. 2030'da 2 gigavat olacak elektrolizör kapasitemizi 2053 yılında 35 kat artırarak 70 gigavata çıkaracağız. Öte yandan, 2035 yılına kadar hidrojen üretim maliyetini de 2,4 dolardan 1,2 doların altına düşüreceğiz. Böylece hem yeşil dönüşümü hızlandıracak, hem enerji ithalatımızı azaltacak hem de rekabet gücümüzü artıracağız.”

Kaynak: ENERJİ BAKANLIĞI

“İkinci Nükleer Santralde Rosatom ile Görüşmeler Başlama Aşamasında”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar, Sinop’ta inşa edilecek ikinci nükleer enerji santralinin yapımı için Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) ile görüşmelere başlama aşamasına gelindiğini bildirdi. Bayraktar, Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen 12. Uluslararası Nükleer Enerji Fuarı "Atomexpo 2022”de, Türkiye'nin gelecek 30 yıl için enerjide önemli hedefleri bulunduğunu söyledi. Nükleer enerjinin karbon emisyonlarını azaltma konusunda önemli bir kaynak olduğunu ifade eden Bayraktar, “İlk tahminlerimize göre en az 16 ila 20 reaktöre ihtiyacımız var ya da Akkuyu NGS'ye ek olarak, yüzyılın başında karbon nötr bir ekonomi olmak için 12 ila 16 reaktöre ihtiyacımız var” dedi.

Sinop’ta inşa edilecek ikinci nükleer enerji santraline ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, “Sinop için görüşmelere gelince, bu önce Japon hükümetiyle başladı ve şimdi Akkuyu NGS'deki ortağımız Rosatom ile görüşmelere başlama aşamasındayız. Ana fikir, yine nükleere ihtiyacımız olduğu ve bunu daha rekabetçi hale getirmemiz gerektiği. Akkuyu önümüzde harika bir örnek oldu. Çok şey öğrendik” diye konuştu.

Bayraktar, yeni dönemde nükleer enerjide Güney Kore ve ABD’li şirketlerle görüşmelere başlandığını ve üçüncü santral için de Çin hükümetiyle temas halinde olunduğunu aktardı.

Rosatom Genel Müdürü Aleksey Lihaçev de son dönemde yaşanan küresel siyasi gelişmelerin enerji sektörünü olumsuz etkilediğini belirterek, daha önce bin metreküpü 200 dolar olan doğal gazın fiyatının, şu an 4 bin dolar seviyelerine çıktığını söyledi. Son dönemde dünyada nükleer enerjiye yönelimin giderek arttığını vurgulayan Lihaçev, başta Fransa ve Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin nükleer santrallere yeniden önem vermeye başladığını kaydetti. Lihaçev, nükleer enerji sektörünün yeni bir dönüşümün eşiğinde olduğuna dikkati çekerek, Rusya'nın nükleer santral inşaatında Türkiye, Bangladeş, Macaristan, Mısır ve Afrika ülkelerine öncelik verdiğini ifade etti.

Kaynak: AA

Polat, Hidrojen ve Elektrik Depolama İşine Yöneldi

Türkiye’nin önde gelen rüzgar enerji santrali (RES) yatırımcılarından Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, RES yatırımlarında gelinen durumu, enerjideki ana trendleri, öneri ve beklentilerini Enerji Günlüğü’ne anlattı.

Türkiye’de rüzgar alanındaki ilk yatırımlarına başlarken ilginç tepkiler aldıklarını anlatan Polat, “İlk beş sene alay konusuyduk. Rüzgardan güneşten elektrik üretecekmiş diye herkes bizimle alay ediyordu, dalga geçiyordu” dedi. Mevzuatı çıkartmanın 10 sene sürdüğünü belirten Adnan Polat, “Biz kanun taslağını hazırlamıştık, Tayyip Bey (Cumhurbaşkanı Erdoğan) 2004’te başbakandı, anlattık, ikna oldu ve kanunun çıkma talimatını verdi. Ondan sonra da hızla başladık, iyi de yol aldık. Yatırımcılar, sektörün diğer tedarikçileri çoğalmaya başladı. Üreticileri çoğalmaya başladı. Hatta buradan üretilen bazı cihazlar, kanatlar vs. ihracata başladı” ifadesini kullandı.

Bundan yaklaşık 8 yıl kadar önce bir anda politika değişikliği yaşandığını ifade eden Adnan Polat, “Bizim kapasite artışlarımız verilmedi. Yatırımlarımızı yapmıştık, ikinci kısma geçiyorduk. Bir durma yaşadık ve epey bir zaman kaybettik” diye konuştu. Bu yavaşlamanın sonuçlarını da değerlendiren Polat şöyle devam etti:

“Biz Almanya ile aynı anda başladık. Onlarda da bizde de yenilenebilir enerji yatırımları sıfırdı. Şu anda onlarda güneş ve rüzgar 100 bin MW civarında, bizde güneş ve rüzgar 20 bin MW civarında. Biz de 60 bin MW’a falan çıksaydık, Türkiye gaz için dışarıya yılda 10 milyar dolar ödemeyecekti.”

Ukrayna-Rusya Savaşı ile birlikte ortaya çıkan doğalgaz ve enerji krizi yüzünden Avrupa’da ve Türkiye’de herkesin bir anda tekrar yenilenebilir enerjiye odaklanmaya başladığını anlatan Polat, “Tekrar yeni bir heyecan başladı. Ben bunu yeni bir başlangıç olarak adlandırdım” dedi. Güneşin her zaman ışımadığını, rüzgarın da kesildiği, gücünü kaybettiği zamanlar olduğunu hatırlatan Adnan Polat, bunun da etkisiyle son 5-6 senedir kullanılmaya başlayan elektrik depolama sisteminin şimdi iyice gelişmeye başladığını vurguladı.

Polat, rüzgar santralleri kurup işletmenin yanında ekipman üretmeyi düşünüp düşünmedikleri sorusu üzerine şöyle konuştu: “Yok, elektrik üreticisi olarak kaldık. Bence herkes ihtisas sahibi olduğu konuya konsantre olursa daha iyi olur. Çünkü hedefleri çoğalttığınız vakit hepsini ıskalayabiliyorsunuz. Hedefe odaklanmak lazım. Depolama ise ayrı. O apayrı bir teknoloji gerektiriyor. Bizim de bununla ilgili çalışmamız var.”

“Alternatif enerjilerle de ilgileniyoruz” diyen Adnan Polat şöyle şunları söyledi: “Mesela hidrojen üzerinde de çalışıyoruz. Hidrojenin üretilmesi çok zor değil de stoklanması zor. Çünkü çok patlayıcı bir malzeme. O kontrolü çok sağlama almanız lazım. Bunun gibi başka diğer alternatifler de var. Ama bizim esas işimiz elektriği üretmek ve bunu iletim hattına vermek şeklinde. Bunların dışına çok çıkmak istemiyoruz açıkçası.”

Kaynak: ENERJİGÜNLÜĞÜ

SEDAŞ, "En Övgüye Değer" Şirket Seçildi

Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), müşteri deneyimi yönetimi projesi “İKİGAİ” ile Türkiye İletişim Merkezi Ödülleri 2022’de “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde “En Övgüye Değer” şirket ödülünün sahibi oldu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, ismini Japon felsefesindeki “varlık nedeni” öğretisinden alan İKİGAİ Projesi kapsamında kurum içi çalıştaylar, müşterilerle birebir görüşmeler, eğitim programları ve şirket içi farkındalık çalışmaları gerçekleştirildi. Geçen yıl hayata geçirilen İKİGAİ Projesi ile müşteri memnuniyeti ve tüm parametrelerde başarılı bir ivme yakalayan SEDAŞ, Türkiye İletişim Merkezi Ödülleri 2022'de “En İyi Müşteri Deneyimi” kategorisinde “En Övgüye Değer” ödülü aldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen SEDAŞ Yönetim Kurulu ve İcra Başkanı Dr. Necmi Odyakmaz, şirket stratejisinin müşteri odaklı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Enerjimizin kaynağı müşterimizin memnuniyetidir mottosu ile hareket ediyoruz. İKİGAİ projesi bu temel stratejiye hizmet etmek için üst düzey yöneticilerimizden saha çalışanlarına kadar tüm pozisyonlarımızı, müşteriye dokunan tüm bölümlerimizi, tüm süreçlerimizi kapsayacak ve iyileştirecek şekilde oluşturuldu. Uçtan uca tüm müşteri deneyimini izliyor, müşteri beklenti ve talepleri doğrultusunda gerek çağrı merkezimizde gerek müşteri hizmet merkezilerimizde ve gerekse alternatif iletişim kanallarımızda hızla aksiyonlar alıyoruz. Projemize başladığımızdan bu yana müşteri memnuniyetinde çok ciddi artışlar kaydettik. Hazırladığımız müşteri yolculuk haritalarımıza uygun olarak, periyodik ölçümlerimiz ve iyileştirme aksiyonlarımız devam ediyor.”

Başkent EDAŞ Kastamonu'yu Bakım ve Yatırımlarıyla Aydınlattı

Elektrik dağıtımını dijitalleşme odaklı projeler ve yatırımlar ile gerçekleştiren Başkent EDAŞ, Kastamonu'da yılın ilk 9 ayında müşteri ve çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde önemli çalışmalara imza attı. Yapılan açıklamaya göre şirket, yaklaşan kış koşullarının şebeke üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek amacıyla Kastamonu'da hizmet verdiği 4 bin 738 trafo ve 21 bin 652 kilometre uzunluğundaki hatta bakım, yenileme ve yatırım çalışmalarını sürdürdü.

Daha aydınlık bir Kastamonu için Merkez, Devrekani, Seydiler, Ağlı, Araç, İhsangazi, Çatalzeytin, Bozkurt, İnebolu, Abana, Doğanyurt, Taşköprü, Hanönü, Tosya, Cide, Şenpazar, Azdavay, Pınarbaşı, Daday ve Küre ilçelerinde 3 bin 765 aydınlatma armatürünün bakımını gerçekleştiren Başkent EDAŞ ekipleri, bölgede 36 pano ile 25 trafo merkezini de elden geçirdi. Ayrıca kentte 1,7 kilometrelik hattın bakımı tamamlandı. Şirket, sektörün değişen dinamiklerine odaklanarak faaliyetlerini insan, çözüm ve inovasyon odağında sürdürmeye devam ediyor. Kastamonu'da hizmet verdiği 306 binden fazla müşterisine daha iyi hizmet vermek amacıyla toplam 76 kilometrelik yeni kablo döşeyen şirket ekipleri, bölgede 816 yeni aydınlatma armatürü ile 64 adet pano ve 28 trafo merkezi montajını da tamamladı. Söz konusu bakım, onarım ve yatırım rakamları ile şirket 2022 yılının ilk 9 ayında koymuş olduğu hedefleri başarıyla gerçekleştirdi.

Müşteri odaklı yaklaşımla 7/24 hizmet sunan şirketin, baskentedas.com.tr, Başkent 186 Mobil Uygulaması ve 186 numaralı Müşteri Hattı'ndan tüm müşterilerinin soru ve sorunlarını dinleyerek çözüm bulmaya devam ettiği belirtildi.

Enerjisa Dağıtım Şirketleri'nin Toroslar EDAŞ ve Ayedaş ile birlikte elektrik dağıtımındaki 3 şirketinden biri olan Başkent EDAŞ, Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Bartın, Kastamonu, Zonguldak ve Karabük illerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Şirketin Kastamonu'da bakım ve yatırım çalışmalarının süreceği belirtildi.

DÜNYADAN HABERLER
Rusya ile Çin Enerji Ödemelerinde Ulusal Paraya Geçiyor

Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Rusya ile Çin arasındaki enerji ticaretinin bu yıl parasal olarak yüzde 64 artığını belirterek, “Rusya ve Çin, enerji sevkiyatı ödemelerinde ulusal para birimlerine geçiyor” dedi.

Novak, Rus devlet kanalı Rossiya-24’e yaptığı açıklamada, Rusya ile Çin arasındaki enerji ticaretine ilişkin değerlendirmede bulundu. Rusya’nın Çin’e yönelik enerji sevkiyatının bu yıl arttığını hatırlatan Novak, “Petrol, gaz, kömür ve elektrik enerjisi sanayisini kapsayan enerji sektöründeki ticaret hacmimiz bu yıl parasal olarak yüzde 64, fiziksel olarak da yüzde 10 arttı” diye konuştu.

İki ülke arasında, başta enerji alanında olmak üzere ikili ticarette ulusal para birimlerine geçildiğine dikkati çeken Novak, “İki ülke enerji sevkiyatı ödemelerinde ulusal para birimlerine geçiyor. Çin’den ekipman sevkiyatı dahil karşılıklı ödemelerde de ruble ve yuan ödemelerine geçiyoruz” yorumunu yaptı.

Novak, Gazprom ve Çin arasındaki doğal gaz sevkiyatı ödemelerinin halihazırda ruble ve yuan cinsinden yapıldığına vurgu yaparak sözlerini tamamladı.

Kaynak: BLOOMBERGHT

Avrupa'da Enerji Krizi Derinleşiyor

Rus petrolünün Avrupa'ya taşınmasında ana hat olan Druzhba boru hattında Ukrayna üzerinden Macaristan'a giden petrol sevkiyatının durması, Avrupa'da enerji tedarikine dair endişeleri artırıyor.

Rus petrol boru hattı işletmecisi Transneft, Ukrayna'nın, ülke üzerinden Macaristan'a giden Rus petrolünün sevkiyatını durdurduğunu bildirdi. Ukrayna'nın, hatta voltaj düşmesi nedeniyle sevkiyatı durdurduğuna yönelik Transneft'i bilgilendirmesinin ardından gözler yeniden Avrupa ile Rusya arasındaki petrol ve doğal gaz ticaretine çevrildi. Rusya’nın Ukrayna'da başlattığı savaş sonrasında Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını azaltmanın yollarını arayan Avrupa Birliği (AB), ilk olarak Rusya'dan kömür alımını durdurmaya karar verdi.

AB tarafından temmuzda onaylanan 6. yaptırım paketi kapsamında, Rusya’dan deniz yoluyla ham petrol tedarikinin 5 Aralık, rafine ürün tedarikinin 5 Şubat itibarıyla tamamen kesilmesine karar verildi. Geçen ay kabul edilen ve Rusya'nın petrol satışına tavan fiyat getirilmesini içeren 8. yaptırım paketi kapsamında ise Rusya'dan ham petrol ve petrol ürünlerinin deniz yoluyla üçüncü ülkelere taşınmasına ilave kısıtlamalar getirildi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerinden derlenen bilgiye göre, AB'nin Rusya'dan ham petrol ithalatı ocakta günlük ortalama 2,4 milyon varil, petrol ürünleri alımı da 1,4 milyon varil seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu ithalat, geçen ay ham petrolde 1,5 milyon varil, petrol ürünlerinde 1 milyon seviyesine geriledi.

Kaynak: NTVPARA

Fransa’dan Enerji Faturası Olan Şirketlere 8,4 Milyar Euro Yardım

Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, artan elektrik ve gaz fiyatlarının etkisini hafifletmek ve Alman işletmeleriyle rekabet etmelerine yardımcı olmak amacıyla şirketlerin enerji faturalarını ödemelerine yardımcı olmak için 8,4 milyar Euro harcayacağını söyledi.

Fransa, elektrik üzerindeki özel vergiyi AB kurallarının izin verdiği minimum seviyeye indirecek ve şirketlerin ucuz nükleer türevli enerji elde etmek için özel bir mekanizma kullanmalarına izin verecek. Küçük işletmeler, hane halkları için halihazırda uygulanmakta olan enerji tavan fiyatlarından da faydalanacak.

Maliye Bakanı Bruno Le Maire France Inter radyosuna yaptığı açıklamada, “Fransız şirketleri Alman şirketleri kadar korunacak. İtalyan, İspanyol, Fransız veya Alman olsun, AB rekabet kurallarının tüm şirketler için geçerli olmasını sağlayacağız" dedi.

Kaynak: REUTERS

İngiltere'de Eğitim Enerji Krizi Kıskacında

Her ilkokulun ısınma ve personel giderlerinde 40 bin sterlin artışla karşı karşıya olduğuna işaret edilen İngiltere'de okullar artan enflasyon, personelin maaş artışları ve ısınma maliyetleriyle mücadele ediyor.

İngiltere'de artan enerji fiyatlarının etkisi ülke çapındaki okullarda hissedilirken, öğrencilerin sınıflarda montlarını giymeleri gerekebileceği uyarısında bulunuldu.

Oxford ve Abingdon'daki 8 okuldan sorumlu Vale Academy Trust'ın Yönetim Kurulu Başkanı Richard Evans, yaptığı açıklamada, artan enflasyon, personelin maaş artışları ve ısınma maliyetleriyle mücadele ettiklerini anlattı. Artan yaşam maliyetlerinin bazı okullardaki personel ve öğrencileri 'öğretim ve ısınma' arasında seçimle karşı karşıya bıraktığını söyleyen Evans, enerji faturalarının 4 katına çıktığını ve bu durumun okullarda bütçe açığına yol açtığını belirtti.

Evans, "Vatandaş olarak henüz ne yapmamız gerektiğine karar vermedik, ancak Kovid-19 salgını döneminde yaptığımız gibi çocuklardan sınıflarda da montlarını giymelerini istemek zorunda kalabiliriz" ifadelerini kullandı.

Evans, her ilkokulun ısınma ve personel giderlerinde 40 bin sterlin artışla karşı karşıya olduğuna işaret ederek, her bir ortaokul için ise bu rakamın personel sayısına bağlı olarak yaklaşık 300 bin sterlin olduğunu aktardı. Okul bütçelerinin nisanda belirlendiğini ve bu nedenle yüzde 11,1 olarak açıklanan rekor enflasyonun dikkate alınmadığını anlatan Evans, "Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarımızın sayısı giderek artıyor ve onların desteklenmesi gerekiyor. Bu nedenle daha fazla personel istihdam etmemiz gerekiyor, böylelikle maliyetler de artıyor" açıklamasında bulundu.

Kaynak: BLOOMBERGHT

HAFTANIN RAPORU

G7'deki Net Sıfır Vaadi, Küresel Hidrojen Talebini 7 Kata Kadar Artıracak

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan yeni bir raporda, G7 üyelerinin düşük karbonlu ve yeşil hidrojen dağıtımında ön sıralarda yer alabileceği sonucuna varıldı. Rapora göre genel olarak, G7 ülkeleri tarafından hidrojen tüketimi 2050 yılına kadar dört ila yedi kat artabilir.

G7'nin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma taahhüdünün önemli bir yeşil hidrojen dağıtımı gerektireceği öngörülüyor. Bu aynı zamanda son kullanımların ve kimyasal üretim, çelik üretimi, uzun mesafeli havacılık ve denizcilik gibi azaltılması zor sektörlerin karbondan arındırılmasını da merkezileştirecek. Sürekli olarak düşük yenilenebilir enerji maliyetleri, tek karbondan arındırma seçeneği olmasa da yeşil hidrojeni cazip hale getirmiş durumda.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

İNFOGRAFİK / GRAFİK