
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Gabar'daki petrol müjdesine ilişkin konuştu. Bakan Dönmez, “Günlük bu bölgede 100 bin varile kadar petrol üretme potansiyeli olacağını öngörüyoruz. 80-100 kuyu açmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bakan Fatih Dönmez katıldığı TRT Haber canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez'in açıklamalarından satır başları şöyle:
- “Eskişehir birçok ulusal markaya ev sahipliği yapıyor. Burası bir üniversiteler kenti. Sadece Eskişehirliler değil birçok gencimiz okumaya geliyor. Alıştıkları için iş imkanlarını değerlendiriyorlar. Bunun için teknolojik alanlara ağırlık vereceğiz. Gerek lityumda gerek borda Eti Maden 1 milyar dolara yakın yatırım yapacak burada. Burası havacılık ve savunmanın da önemli merkezlerinden biri. Türkiye'nin ilk lokomotif fabrikası burada kurulmuş. Raylı sistemlerdeki araç ve ekipmanla ilgili önemli bir merkez haline getirmeyi düşünüyoruz.
- Gabar’da 3 yıla kadar 80 ila 100 kuyu açmayı planlıyoruz. İlk kuyudan elde edilen bilgiler sahadan 100 bin varil petrol alabileceğimiz yönünde. Biz geçtiğimiz yılı 65 bin varil ile kapattık. Ülke olarak 850 bin varil tüketimimiz var. Geçen sene iç ihtiyacımız yüzde 10'unu karşılıyor. İki saha da önümüzdeki 20-25 yıl üretim yapabilir. En kalitelisi en son keşfettiğimiz petrol oldu. Pompaya her halükarda bu üretim arttıkça yansır. Elde edeceğimiz faydayı Hazine üzerinden denkleştirebilirsek yansıtabiliriz. Üretim arttıkça milletimize ve kurumlarımıza faydalı yansıyacak.
Kaynak: MİLLİYET

Yaklaşık 20 yıldan beri elektrik üreten her biri 360 megavat kurulu güce sahip 4 üniteden oluşan Afşin-Elbistan B Termik Santrali, deprem sonrası yapılan bakım ve onarım çalışmalarının ardından tekrar faaliyete başladı.
Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz (EÜAŞ) Genel Müdürü İzzet Alagöz, ünitelerin tekrardan devreye alınabilmesi adına yoğun bir mesai harcadıklarını ifade ederek, üç ay gibi kısa bir sürede tesisteki hasarları ortadan kaldırdıklarını ve bunun ardından üniteleri devreye almaya başladıklarını dile getirdi. Afşin- Elbistan B Termik Santrali’nin Türkiye'nin en büyük elektrik üretim yerleşkelerinden biri olduğuna dikkati çeken Alagöz, şöyle devam etti:
“Yerleşke olarak bu bölge 3000 megavat civarında bir üretim kapasitesiyle Türkiye’nin yüzde 3 üretimini sağladığı için en büyük üretim tesisi burasıdır. Dolayısıyla buranın devreye girmesi bizim için çok özel bir anlam ifade ediyor. Depremde Elbistan’da 150 bin, Afşin’de 90 bin insanın yaşadığı bir bölgedir burası. Afşin-Elbistan Termik Santralleri’nde ve maden ocaklarında 9 bine yakın insan çalışmakta. 9 Mayıs gece saat 23.00’te santralimizin ilk ünitesini devreye almayı başarmış durumdayız. Şu anda 170 MW kapasiteye ulaşan bir üretimimiz var. Hemen akabinde birer ay arayla diğer üniteleri de devreye alıp, santralimizin gümbür gümbür çalışması için gece gündüz 24 saat esaslı çalışmaya devam ediyoruz."
Kaynak: BLOOMBERGHT

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) ve Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri AŞ arasında bu amaçla bir iş birliği protokolü imzalandı. OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü ve Eşarj Genel Müdürü Barış Altınay tarafından imzalanan protokol uyarınca OSB’ler yüksek hızlı elektrikli şarj istasyonları için yer sağlayacak, istasyonların tüm kurulumları ise yüklenici firma Eşarj tarafından yapılacak.
Protokol imza töreninde konuşan OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, 67 bin fabrika ile Türkiye’nin sanayi üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiren organize sanayi bölgelerine kurulacak TOGG uyumlu yüksek hazlı şarj istasyonlarının hayırlı olmasını diledi ve “OSBÜK olarak çalışmalarımızı, organize sanayi bölgelerimizi sanayi üretiminin yanı sıra, dijitalleşme ve teknolojik dönüşümde de öncü hale getirmek hedefiyle yürütüyoruz. Eşarj firması ile imzaladığımız iş birliği protokolü de bu hedeflerimize katkıda bulunacak. Bu protokolle hedefimiz; 81 ilimizdeki tüm organize sanayi bölgelerimize, Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı TOGG uyumlu yüksek hızlı şarj istasyonları kurmak. OSB’lerimizdeki yüksek hızlı şarj istasyonlarından hem OSB içindeki işletmelerimiz hem de vatandaşlarımız faydalanabilecek. OSB müdürlüklerimiz tarafından işletilecek bu istasyonlar devreye alındığında, bir hizmeti daha OSB’lerimizdeki 67 bin sanayi işletmemizin ayağına götürmüş olacağız. Bu iş birliğinden dolayı Eşarj’a teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İOSB’lerdeki şarj istasyonlarına piyasa şartlarından daha uygun fiyatlarda elektrik temin edileceği bilgisini paylaşan Kütükcü, şunları söyledi: “İstasyonların kurulmasına ilişkin tüm lisans, ruhsat, sigorta işlemleri ve abonelik işlemleri Eşarj tarafından ücretsiz sağlanacak. İstasyonlarla ilgili de 7/24 müşteri hizmetlerinden destek alınabilecek. 24 saat kesintisiz hizmet verecek istasyonlarda 2 araç aynı anda şarj edilebilecek.”
Türkiye’de yılın ilk 2 ayında geçen yılın ilk 6 ayının toplamı olan 2 bin 263 adetten fazla elektrikli otomobil satıldığını belirten Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Pınar ise, “Eşarj olarak kurulduğumuz günden bu yana müşterilerimize elektrikli araç ekosistemi içerisinde ilklerin deneyimini yaşatıyoruz. Veriler ve gelişmeler, adet bazında düşük olmasına karşın elektrikli otomobil satışlarının büyüme hızı, tüketicilerin elektrikli otomobillere olan ilgisini ortaya koyuyor. Eşarj olarak biz de ülkemizin bu potansiyeline duyduğumuz güvenle, yatırımlarımızı araç başına düşen halka açık şarj istasyonu sayı ve kapasitesini artırmak üzere yapıyoruz. Eşarj olarak 60'ın üzerinde şehirde; 400’den fazlası yüksek hızlı (DC) olmak üzere 600 adede yakın istasyon, 1.000’in üzerinde soket ve 40MWh’in üzerinde kurulu güce sahibiz. Türkiye’de sanayi üretiminin önemli bir bölümünün gerçekleştirildiği organize sanayi bölgelerinde, Eşarj olarak kuracağımız yüksek hızlı şarj istasyonları ile halkımıza en iyi deneyimi sunmaya devam edeceğiz. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu ile yaptığımız iş birliği, ilk etapta faal 272 organize sanayi bölgesini kapsamakla beraber önümüzdeki dönemde devreye alınacak yeni bölgeleri de kapsayacak” dedi.
Kaynak: ENERJİGÜNLÜĞÜ

Son dönemde yeraltı zenginliklerinin ekonomiye kazandırılması ve yerli enerji üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik atılan adımlar sayesinde cari açığın azaltılmasında enerji sektörünün büyük katkısı olacak.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Türkiye’nin orta vadede cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacak 289 milyar dolarlık kaynağı bulunuyor. 2023-2030 yıllarını kapsayan dönemde cari fazla kapasitesini artırmaya dönük yatırım ve desteklerin yüzde 35,2’sinin teknoloji yatırımlarından, yüzde 21,4’ünün ise turizm gelirindeki artıştan karşılanması bekleniyor. Cari açığın azaltılmasında en büyük payı ise yüzde 41,6 ile enerji sektörüne ilişkin projeler oluşturuyor. Söz konusu enerji projeleri hakkında değerlendirmede bulunan 360 Enerji Genel Müdürü Dr. Cihad Terzioğlu, enerji ithalat faturasını etkileyen unsurların başında küresel pazardaki petrol ve doğal gaz fiyatları olduğunu söyledi. Terzioğlu, ülkenin cari açığına etki edecek enerji politikalarının temelinde keşifler olduğuna dikkati çekerek, “Doğal gaz ve petrol keşifleri birbiri ardına devam ediyor. Her yeni keşif ve rezerv duyurusu bir yenisinin de müjdecisi olabiliyor. Dolayısıyla enerji projelerinin cari açığa etkisi on yılda beklenenden daha da yüksek olabilir” ifadelerini kullandı.
Karadeniz’de 700 milyar metreküpün üzerinde doğalgaz keşfi yapıldığını anımsatan Terzioğlu, şöyle devam etti: “Doğal gazdan sonra bir de karada petrol keşfi oldu. Gabar'da son yapılan keşifte tam kapasiteye ulaşıldığında günlük 100 bin varillik bir üretim olacak. Türkiye'nin tüketiminin petrolde günlük 1 milyon varil olduğunu düşünürsek yeni keşifle birlikte Türkiye ihtiyacının yüzde 20-25'ini kendi kaynaklarıyla karşılayabilecek. Karadeniz'de doğal gaz keşfi ve muhtemel diğer keşiflerle birlikte enerji ithalatı için ödeyeceğimiz paranın direkt doğal gaz ve petrol keşiflerinden ötürü azalacağını öngörüyoruz.”
Terzioğlu, Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde temiz kaynak kategorisinde sayılan nükleer enerjinin önemli yeri olduğuna değinerek, “Ülkenin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 10'unun 4 bin 800 megavatlık Akkuyu nükleer enerji tesisinden karşılanmasıyla enerji ithalatı azalır ve cari açığa pozitif katkı sağlar. Bir diğer kaynak ise yenilenebilir enerji. Yenilenebilir enerji sektöründe yeni ihaleler ve teşvikler sayesinde bu projelerin finanse edilebilirliği ve yatırım iştahı da artıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Terzioğlu, gelecek 10 yılda 100 milyar doların üzerinde etki edebilecek bazı yüksek teknoloji kalemlerin içinde enerji alanına dahil edilebilecek projelerin de olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle elektrikli araçlar ve parçaları bunlardan bazıları. Bunlarla ilgili ciddi ithal ikame ürünler geliştirebiliriz. Özellikle TOGG'un piyasa çıkmasıyla bir batarya üretim tesisi kurma kararı da verildi. Elektrikli araç şarj istasyonları kurulmaya başlandı. Batarya ve depolama alanında teknoloji geliştiriliyor. Türkiye'nin bu anlamda da ithal ikame ürünler üretebileceğinin göstergelerinden bir tanesi. Elektrikli araç, nükleer teknoloji, batarya, depolama gibi alanlarda yüksek mühendislik ürünlerini üretmeye başladığınızda tıpkı enerjide olduğu gibi savunma sanayinde de bazı gelişmelere kucak açmış oluyorsunuz. Bu gelişmeler aynı zamanda Türkiye'nin cari açığına da katkı sağlayacak hususlar. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda; petrol, doğal gaz keşifleri, nükleer tesis, yenilenebilir enerji santrallerine verilen teşvikler, bor karbür tesisi ve nadir toprak elementlerindeki ithal ikame çözümler, yüksek teknoloji çözümleri, yani depolama, batarya, elektrikli araçlar ve verimlilik imkanlarını değerlendirdiğimizde önümüzdeki 10 yıl içinde cari açığın azaltılmasında önemli bir avantaj söz konusu olacaktır.”
Kaynak: DÜNYA

Trakya bölgesinde üç ilde 20 bin kilometrekare alanda yaklaşık 2 milyon kullanıcıya elektrik dağıtım hizmetini sağlayan Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ), elektrik iş güvenliğinde dünyanın ilk yapay zeka tabanlı erken uyarı sistemi Electrical Work Safety wt. Artificial Intelligence (EWSAI) programını devreye aldı. TREDAŞ, elektrik dağıtım sektöründe yaşanan ölümlü ve ölüm potansiyeli yüksek iş kazalarının büyük çoğunluğunun havai hatlardan kaynaklı elektrik çarpılması sebebiyle gerçekleştiğinin bilinmesinin ardından üç yıldır sürdürdüğü araştırma ve geliştirme programlarının sonucunda, çözüm ortağı Ayvos firması ile birlikte yapay zeka tabanlı iş güvenliği otomasyonu EWSAI’yi iş modellerine entegre etti. Elektrik iş güvenliğinde dünyada ilk olma özelliği taşıyan EWSAI otomasyon sistemini saha operasyonlarında kullanmaya başlayan TREDAŞ, sahada yürütülen çalışmaların yapay zeka teknolojisiyle gerçek zamanlı izlenerek, insan kaynaklı ihlal ve ihmallerin önüne geçilmesini hedefliyor. Dünya’da ve ülkemizde kaza frekansının en yüksek olduğu alanlardan biri olan elektrik dağıtım sektörü arıza onarım bakım operasyonları, farklı lokasyonlarda ve eş zamanlı gerçekleştirildiğinden dolayı operasyonların yerinde ve tam zamanlı olarak izlenmesi ile ilgili kısıtlar yaşanabiliyor. Teknoloji ve inovasyonu iş yapış modellerine entegre eden TREDAŞ’ın EWSAI otomasyon sistemi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu tarafından da (TÜBİTAK) desteklendi. EWSAI, çok katmanlı yapay sinir ağı tabanlı görüntü işleme algoritmaları ile platformlu aracın uygun alanlarına konumlandırılan hareketli kameralar aracılığıyla arıza onarım bakım çalışmalarını yapay zekâ ile 7 gün 24 saat esasına dayanarak izleyebiliyor. Video analitik altyapısı ile internet erişimine ihtiyaç duyulmaksızın üzerinde çalışma yürütülen şebeke ve şebekenin yapısına göre alınması gereken güvenlik önlemleri risk oluşmadan önce tespit edilerek gerçek zamanlı ve sesli olarak çalışanlara iletiliyor. Çalışanların anlık hatalar yapması durumunda da benzer analiz yöntemi ile çalışanları uyaran yapay zeka sistemi ile kaza ve ramak kala olayların oluşumu büyük ölçüde azaltılabiliyor.
EWSAI otomasyon sistemi, Birleşmiş Milletler (BM) sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle de geleceğe yol gösteriyor. TREDAŞ, projenin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda odağına aldığı “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme, Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı, İklim Eylemi” başlıklarında önemli katkı sağlamasını bekliyor.
Bu nedenle, yeni nesil teknolojilerle daha az kaynak gerektiren ve sürdürülebilir bir izleme sistemi oluşturan TREDAŞ, görüntü işleme tabanlı gerçek zamanlı analiz yapma kabiliyeti olan EWSAI ile sahada yürütülen operasyonları izleme ve müdahale kapasitesini arttıracak. Saha ve müşteri operasyonlarında yapay zeka teknolojisini kullandıklarını ifade eden TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, yapay zekayı iş modellerine entegre etmeyi sürdüreceklerini belirterek, “Yaptığımız geniş kapsamlı kaza araştırmaları ve risk değerlendirmeleri, havai hat üzerinde yapılan çalışmaların diğer çalışmalara göre daha riskli olduğunu göstermektedir. Bu noktada üç yıldır üzerinde çalıştığımız araştırma ve geliştirmeler sonucunda sektörel problemlerimizi çözecek bir yapay zekayı iş modellerimize entegre ettik. Yapay zekayı iş yapış modellerimize entegre ederek, gerek müşteri gerekse saha operasyonlarımızda kullanıyoruz. Daha önce Avrupa elektrik dağıtım sektörünün ilk yapay zeka destekli dijital asistanı olan TREDAŞ Enerjik’i devreye almıştık. Şimdi ise elektrik sektöründe dünyada bir ilke imza atarak, yapay zekayı iş güvenliğine entegre etmenin gururunu yaşıyoruz. Emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum” diye konuştu.
Yönetim Sistemleri Müdürü Yasin Tunçel de iş sağlığı ve güvenliği alanında dijitalleşmenin giderek arttığını belirterek, “Üç yıldır üzerinde çalıştığımız yapay zeka projesinde hedeflediğimiz doğrultuda kullanıma geçiyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. EWSAI, günümüz iş sağlığı ve güvenliği gerekliliklerini en üst düzeyde karşılıyor olmasının yanında sürdürülebilirlik eylemlerimize birçok açıdan katkı sağlıyor. Bundan sonraki süreçte de çevresel ve sosyal etkilerimizi en iyi şekilde yönetmek adına yenilikleri uyguluyor olacağız” dedi.

Elektrik enerjisi üretim, dağıtım ve perakendeciliği alanlarında sektörün öncüsü olan Aydem Enerji, çalışan memnuniyetinde gösterdiği performansı ile dikkat çekiyor. Aydem Enerji, iş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda global ölçekte hizmet veren Great Place to Work® Enstitüsü’nün yürüttüğü program kapsamında yakaladığı başarısına bir yenisini ekledi. Bu sene 9 grup şirketiyle “Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi”ne giren Aydem Enerji, üç kez üst üste en fazla şirketi ile listede yer alan grup olmayı başardı.
Çalışan anketi ve iş yeri kültürü değerlendirmelerinin ardından bu yıl, Aydem Holding bünyesindeki Aydem Yenilenebilir Enerji, Adm Elektrik Dağıtım, Gdz Elektrik Dağıtım, Aydem Perakende, Gediz Perakende, GDZ Eyaş, Parla Solar, Entek ve Elsan ile Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’ne girdi.
Çalışan odaklı marka olma misyonlarını her yıl aldıkları sertifikalar ile taçlandırdıklarını belirten Aydem Enerji İnsan Kaynakları Grup Direktörü Emirhan Karayay, “İnsan merkezli yönetim anlayışımızda attığımız kararlı adımlarla takdir görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bu bakış acımız Great Place to Work® Enstitüsü’nün çalışanlarımız ve bağımsız kuruluşlarca yaptığı değerlendirmeler ile de kendini gösteriyor. Güven temelli oluşturulan kurum kültürümüz ile 9 şirketimizle Great Place to Work® Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’nde yer alıyoruz. Bu yıl 14 şirketimizle Great Place to Work® “Harika İş Yeri” Sertifikası da almıştık. Çalışma arkadaşlarımızın mutluluğunu önceliklendirecek sistemler kurmaya, bu bakış açısıyla projeler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Avrupa’da doğal gaz fiyatları, düşük seyreden talep ve gaz depolarının yüksek doluluk değerlerine bağlı olarak Aralık 2021’den bu zamana kadarki en düşük seviyeyi gördü. Avrupa’da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF’de doğal gaz fiyatları 12 Mayıs Cuma günü kapanışta MWh başına 32,7 Euro'ya kadar geriledi.Böylece, enerji krizinin merkezinde yer alan Avrupa’da gaz fiyatları 1,5 yılın ardından ilk kez MWh başına 35 Euro'nun altına düştü.
Fiyatlardaki düşüşte, Avrupa’da ılıman geçen kış döneminin ardından gaz talebinin düşük seyretmeye devam etmesi ve depolardaki doluluk oranlarının yüksekliği etkili oldu. Fiyatlar en son 16 Aralık 2021’de MWp başına 33,1 Euro seviyesinde gerçekleşmişti.
Ekonomilerin salgın sonrası toparlanmaya başladığı 2021 yazında arz-talep dengesizliği nedeniyle ortaya çıkan enerji krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sebep olduğu tedarik endişeleriyle derinleşmişti. Avrupa'da Aralık 2021'de MWh başına 30 Euro’nun üzerine çıkan fiyatlar, jeopolitik gerilimin etkisiyle yükselmeye devam ederek savaşın başladığı 24 Şubat 2022’de 61,6 Euro seviyesine yükselmişti. Savaş sebebiyle artmaya devam eden fiyatlar, Ağustos 2022'de MWh başına 300 Euro’yu aşarak tarihteki en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Avrupa’da gaz fiyatları tedarik endişelerindeki gevşemeyle birlikte MWh başına 30 Euro seviyesine gerilemiş olsa da enerji krizi öncesindeki seviyelerin hala üzerinde seyrediyor.
Kaynak: HABERTÜRK

Almanya hükümeti ülkedeki enerji yoğun sanayi kuruluşlarının, elektrik maliyetlerini ülkenin karbon nötr hedefine paralel ve sübvansiyonlara ihtiyaç duymayacak bir şekilde azaltmak için yeni bir plan hazırladı. Almanya Federal Ekonomi ve İklim Eylemi Bakanlığı tarafından açıklanan çalışma raporuna göre plan ile geçiş dönemine yönelik iki aşamalı bir endüstriyel elektrik fiyatı oluşturulması hedefleniyor.
Konu hakkında açıklama yapan Bakan Robert Habeck plan ile sübvanse edilmemiş, düşük fiyatlı yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimine geçişi hedefi doğrultusunda, sanayicilerin ucuz elektriğe ulaşması ile yenilenebilir enerji alanında büyümeyi sağlama hedeflerini akıllı araçlar ile birleştirmeyi amaçladıklarını kaydetti. Bakan Habeck hazırlanan rapor hakkında Sanayinin Geleceği İttifakı, federal eyaletlerin enerji ve ekonomi bakanları ile parlamento temsilcileri gibi çeşitli paydaşlarla görüş alışverişinde bulunmayı ve Almanya’nın refahını merkeze alan bu konu için geniş bir sosyal ve siyasi ittifak oluşturmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.
Rapordaki önerilere göre kısa vadede sonuç sağlamak için ilk olarak enerji yoğun sanayi kuruluşları için kilovatsaat (kWh) başına 6 Eurosentlik bir tavan fiyat uygulaması devreye alınacak.
Kuruluşların elektrik tüketimlerinin yüzde 80’lik bölümünde bu fiyat geçerli olacak ve kWh başına elektrik maliyetleri yıllık ortalama fiyatların üzerine çıktığı takdirde aradaki fark kur farkı sözleşmeleri ile bu kuruluşlara geri ödenecek. Bununla birlikte sanayi kuruluşlarının bu destekten yaralanabilmeleri için toplu iş sözleşmelerine bağlı kalmaları, enerji verimliliği gibi dönüşüm alanlarında çalışmalar yapmaları ve yerel üretimlerini sürdürmeleri gibi yükümlülükleri olacak. Orta ve uzun vadeli önlemler olarak ise yeni inşa edilecek yenilenebilir enerji santrallerinde üretilen elektriğin, üretim maliyetlerine yakın bir fiyattan sanayi kuruluşlarına kullandırılması sağlanacak. Bu santraller de fark sözleşmeleri yolu ile desteklenecek. Ayrıca sanayi kuruluşları ile yenilenebilir enerji yatırımcıları arasında ikili alım anlaşmalarının (PPA) yaygınlaştırılmasına çalışılacak.
Bu doğrultuda enerji yatırımcılarına sözleşme risklerine karşı kamu tarafından güvenceler sağlanacak ve ikili alım anlaşmalarının orta ölçekli şirketlere yaygınlaştırılmasına yönelik politikalar belirlenecek.
Kaynak: YEŞİLEKONOMİ

Çin Devlet Şebeke Kurumu tarafından verilen bilgiye göre, 2022 sonu itibarıyla Çin’de temiz enerjiye dayalı elektrik üretimi, toplam elektrik üretiminin yüzde 49,6’sını oluşturdu. Toplam elektrik üretiminin yüzde 36,2'sinin temiz enerjiyle üretildiği bildirildi.
Çin Ulusal Enerji İdaresi’nin (NEA) verilerine göre, küresel yeni enerji piyasasında ağırlık hızla Çin’e kayarken, Çin’de üretilen fotovoltaik modül ve rüzgar türbini gibi kritik bileşenlerin küresel piyasadaki payı yüzde 70’e ulaştı. Aynı zamanda Çin’de yenilenebilir enerjinin gelişmesi küresel emisyon azaltımına da katkı sağladı. 2022’de Çin’de gerçekleştirilen 2,83 milyar tonluk emisyon azaltımı, aynı dönemdeki toplam küresel karbon azaltımının yaklaşık yüzde 41'ini oluşturdu.
Kaynak: RHAAJANS

İngiltere’nin artan doğal gaz ithalatı bağımlılığının 2035’e kadar yıllık 30 milyar sterlin ticaret açığı oluşturacağı ve hanehalkının enerji faturalarının yıllık 5 bin 700 sterline ulaşacağı hesaplanıyor.
Londra merkezli düşünce kuruluşu ECIU’nun analizine göre, mevcut politikaların devam etmesi durumunda İngiltere’nin gaz ithalat bağımlılığının yüzde 85’e yükseleceği öngörülüyor. Kuzey Denizi'nde doğal gaz üretiminin bu dönemde yüzde 75 azalması, yenilenebilir enerji, ısı yalıtımı ve ısı pompası yatırımlarının yavaş seyretmesi bu artışta etkili olacak.
Artan ithalat bağımlılığı nedeniyle 2035’e kadar ülkenin yıllık gaz ticaret açığının 30 milyar sterline çıkacağı hesaplanıyor. Bu rakam, özellikle Avrupa’nın sert şekilde etkilendiği gaz krizi öncesindeki seviyenin 4 kat üzerinde bulunuyor. İngiltere’nin yükselen gaz ithalat bağımlılığına bağlı olarak hane halkı enerji faturasının ise yıllık 5 bin 700 sterline yükseleceği hesaplanıyor.
ECIU Analiz Direktörü Simon Cran-McGreehin analize ilişkin değerlendirmesinde, resmi rakamların Kuzey Denizi’ndeki gaz üretiminin düşeceğini gösterdiğini belirterek, “Isı pompalarına karşı olanlar ithal gaza daha bağımlı oluyor. Gaz fiyatlarının kriz öncesi döneme göre iki veya üç kat yüksek olduğu dikkate alındığında, bu durum pahalı yakıta bağımlı olmak anlamına geliyor. İngiltere hükümetinin enerji bağımsızlığı için hedefleri var ama onları hayata geçirecek politikaları yok” ifadelerini kullandı.
Kaynak: BLOOMBERGHT
Enerji Geçişi için Düşük Maliyetli Finansman
Yeşil hidrojen, enerji depolama ve açık deniz rüzgarı gibi teknolojilerin dağıtımını ölçeklendirme ihtiyacı, küresel enerji geçişinin başarısı ve küresel iklim hedeflerine ulaşmak için giderek daha kritik hale geldi. Bu amaçla, G20 Üye Ülkeleri ve ötesinde proje finansmanı için düşük maliyetli sermayeye erişim hayati önem taşıyor. Ancak, enerji geçiş teknolojilerine gerekli yatırımın önemli bir kısmının henüz sağlanmadığı göz önüne alındığında, bu, özellikle de para politikalarının mevcut küresel sıkılaştırması arasında, zorlayıcı olmaya devam ediyor.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından Hindistan Yeni ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı (MNRE) ile yakın işbirliği içinde hazırlanan rapor, Hindistan'ın G20 Başkanlığı altındaki geçişin bu hayati yönünün tartışılmasını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Rapor, yeni ve kritik düşük karbonlu teknolojilerin dağıtımını hızlandırmak için benimsenebilecek yenilikçi çerçeveler ve küresel enerji geçişi için öngörülen yatırım gereksinimleri sağlayarak güneş enerjisi ve kara rüzgar teknolojileri için tarihsel maliyet azaltma trendlerinden dersler sunuyor.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
IEEE PES GT&D 2023
22-25 Mayıs 2023
27’nci ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı
24 - 26 Mayıs 2023
8th Annual Global Conference on Energy Efficiency
06 - 08 Haziran 2023
Global Energy Transition 2023
07 - 08 Haziran 2023
IAA MOBILITY 2023
05 - 10 Eylül 2023
4th SEERC Conference İstanbul
11 - 13 Ekim 2023