
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından Eskişehir-Ankara kara yolu üzerinde oluşturulan “Sıfır Atık Kazanım Ormanı”nda fidan dikim törenine katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğa’'ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi’nin, dünyada parmakla gösterilen örnek çevreci projelerden birisi olduğunun altını çizdi.
Atmosfere salınan her emisyondan dünyada yaşayan 8 milyar insanın etkilendiğini anlatan Dönmez, şu bilgileri paylaştı: “Onun için de zaten iklim değişikliği programları, iklim değişikliğiyle mücadele programları uluslararası ölçekte, uluslararası toplumun sahiplendiği ve birtakım taahhütlere bağlandığı alanlardan birisi olmuş. Biz de en son Paris İklim Anlaşması'’na taraf olduk ve geçtiğimiz yıl da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden onaylanarak geçirdik. Ardından da Sayın Cumhurbaşkanımız 2053 yılında net sıfır emisyon hedefi ortaya koydu. Yani karbon emisyonlarının sıfırlanması bizim hiç karbondioksit salmayacağımız anlamına gelmiyor. Anlamı şu; Ne kadar karbon salıyorsan o kadar karbonu tutman gerekiyor. Türkiye’de ortalama 550-560 milyon ton karbondioksit salınımı söz konusu. Peki ne kadarını tutuyoruz? 80-90 milyon ton aralığında tutuyoruz. Demek ki daha 400 milyon veya 380 milyon tonluk açığımız var. Bu şu anlama geliyor. 2053’te karbondioksit salınımını bu seviyelerde tutarsak, tutmamız gereken seviye 560 milyon tona ulaşacak. Bu da teorik olarak mümkün değil. Bunu nasıl başaracağız? 560 milyon tonu yarı yarıya azaltacağız. Yutak alanları o seviyeye getireceğiz ki net sıfırı yakalayalım. Yutak alanlarımızın başında da işte şimdi bugün fidan dikeceğiz, ağaçlarımız, ormanlık alanlarımız geliyor. Bunların sayısını arttırmamız gerekiyor. Yaklaşık 80-90 milyon tonluk yutak alanın hemen hemen yüzde 90’ı ormanlık alanlardan geliyor. O tarafı da arttırmamız gerekiyor, ama karbon salınımını azaltmamız gerekiyor.”
Bakan Dönmez, şu andaki karbondioksit salınımının büyük bir kısmının enerji sektöründen geldiğine işaret ederek, “Yani bizim bakanlığımızın sorumlu olduğu alandan geliyor, yüzde 70’i enerji sektörüne ait. Elektrik üretim ve ısınma amaçlı, hatta ulaştırmada kullanılan otomobillerimizin egzozlarından çıkan miktarlar bunların hepsi emisyonu artıran değerler. Geçtiğimiz yıl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bizim ekiplerimiz aylar boyu bir çalışma yaptı işte ‘bu net sıfırı nasıl sağlayabiliriz’ diye. Öncelikli olarak yenilenebilir enerjinin payını artırmamız gerekiyor. Aslında çok iyi seviyedeyiz. Baktığımızda Avrupa’da 5’inci, dünyada 12’nci sıradayız. Şu anda kurulu gücümüzün yüzde 55’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor. 105 bin MW’a ulaştı. Bunun 55 bin MW’ı işte rüzgar, güneş, su, biyokütle, jeotermal gibi kaynaklardan sağlanıyor. Bunun miktarını, kapasitesini artıracağız” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, ihtiyacın tamamını karşılamaktan uzak olduğunu belirten Dönmez, bunun nedeninin, söz konusu kaynakların kesintili nitelik taşıması olduğunu bildirdi.
Yenilenebilir kaynakların meteorolojik şartlara yakından bağlı olduğunu dile getiren Dönmez, şunları kaydetti:
“Yağmur yağmazsa hidrolik santralinize, barajlarınıza su dolduramazsanız nasıl üreteceksiniz elektriği? O hidrolik santralin yakıtı su. Güneş gündüz var, akşam yok. Ama elektriğe asıl akşam ihtiyacımız var. Şu anda bulunduğumuz yerde mesela rüzgar hiç esmiyor. Sanmayın ki o tribünlerde sürekli 7-24, 365 gün hep aynı şekilde esiyor. Orada da esmiyor. Kapasite kullanım faktörü, rüzgar santrallerinde Türkiye'de ortalama yüzde 30-35 aralığında. Bu şu demektir; 100 megavatlık gücünüz var, yıl ortalaması 30-35'i geçmiyor. Biz bunu nereden karşılıyoruz? İşte doğal gaz ve kömür santralleri... Yavaş yavaş kömür santrallerinden çıkacağız. Belki ardından doğal gaz santrallerinden çıkacağız. Ama bizim asıl ihtiyacımızı karşılayacak olan enerjiyi nükleer güç santrallerinden karşılayacağız. Şimdi sağda solda nükleer güç santrallerine karşı olanlara hatırlatmak, söylemek istiyorum. Şöyle geçtiğimiz yıl bir Avrupa'nın haline baksınlar. Kriz yaşadılar değil mi? Doğal gaz gelmeyince bırakın nükleer santralleri, devre dışı bıraktıkları kömür santrallerine bile dünyanın dört bir tarafından harıl harıl kömür aradılar. Çünkü enerjisiz hayat mümkün değil. Sanayinin çarklarını nasıl döndüreceksiniz? Gerçekçi olmak gerekiyor. Uzun dönemli planlamalarla gideceksiniz. Onun için Türkiye'de nükleer güç santrallerinin sayısı önümüzdeki dönem de her halükarda artması gerekiyor ki net sıfır hedefini yakalayalım."
Kaynak: AA

TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen ve 2019 yılında vatandaşların kullanımına sunulan “Aydınlatma Mobil Takip Uygulaması”na entegre edilerek, elektrik arızalarının da uygulama üzerinden ihbar ve takibine imkan sağlayan “Elektrik Arıza İhbar Uygulaması”nın lansmanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) Genel Müdürlüğü’nün koordinasyonu ile gerçekleşen, “III. Elektrik Dağıtım Sektörü Buluşmasına” video konferansla bağlanan Bakan Dönmez, Elektrik Arıza İhbar Uygulamasına ilişkin, “Bugün, TEDAŞ tarafından hizmete sunulan yeni bir uygulamamızın tanıtımını gerçekleştireceğiz. Uygulamamız sayesinde vatandaşlarımız elektrik arızalarına ilişkin ihbarlarını kolay bir şekilde iletebilecekler. Vatandaşlarımızın kullanımına sunulduğu günden bu yana yoğun ilgi gösterdiği ve yüzbinlerce aydınlatma ihbarının en kısa sürede çözümlenmesini sağladığı Aydınlatma Mobil Takip Uygulamasının, Elder’in de katkılarıyla “Elektrik Arıza İhbar Uygulamasına” dönüştürülen versiyonu, artık elektrik arızalarının da en kısa sürede çözülmesini sağlayacak. TEDAŞ Genel Müdürlüğümüz tarafından Aydınlatma Mobil Takip Uygulamasında yapılan geliştirme ve entegrasyon sonrasında vatandaşlarımız aydınlatma arızaları dışında; elektrik kesintisi ve elektrik arızalarına ilişkin ihbar yapılması, ihbarın takip ve sorgulaması, abone ve tesisat eklenmesi gibi işlemleri de bu uygulama üzerinden yapabilecek. Söz konusu uygulamanın geliştirilmesine ve vatandaşlarımızın hizmetine sunulmasında katkı sağlayan, tüm TEDAŞ çalışanlarımıza ve bu çalışmayı destekleyen Elder’e teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bakan Dönmez’in konuşmasının ardından “Elektrik Arıza İhbar Uygulaması”nın detaylarını basın mensupları ve toplantı katılımcılarıyla paylaşmak üzere kürsüye gelen TEDAŞ Genel Müdürü Ömer Sami YAPICI, “2019 yılında hayata geçirdiğimiz “Aydınlatma Mobil Takip Uygulaması”nın, “Elektrik Arıza İhbar Uygulamasına” dönüştürülen yeni versiyonunun detaylarını sizlerle paylaşmak üzere huzurunuzda bulunmaktan dolayı çok mutluyum. Çünkü, uygulamanın geliştirilmesinin ve dönüştürülmesinin ardında çalışma arkadaşlarımızın büyük emekleri var. Ayrıca sektörümüzün çatı kuruluşu Elder’in de bu çalışmalara büyük katkıları oldu. Bu vesileyle tüm çalışma arkadaşlarıma ve Elder’ e sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.
Uygulamanın lansmanı için hazırlanan tanıtım filmini basın mensupları ve katılımcılarla paylaşan Yapıcı, uygulamanın adım adım nasıl kullanılacağının gösterilmesi amacıyla, uygulama üzerinden canlı ihbar da bırakılan lansmanda, “Vatandaşlarımız artık aydınlatma şikayetlerinin yanı sıra, yaşadıkları elektrik kesintisi ve arızalara ilişkin ihbarlarını uygulamamızın yeni versiyonu üzerinden iletebilecekler. Akıllı telefonlara indirilecek uygulama üzerinden iletilecek ihbarlar, dağıtım şirketlerimiz tarafından en kısa sürede çözüme kavuşturulacak. İhbarlar, uygulamanın otomatik konum alma özelliği sayesinde bölgedeki ilgili dağıtım şirketlerine iletilecek olup arıza ya da kesintilere müdahale işlemlerinin takibi Kurumumuzca yapılacak. Uygulamanın ülkemize, milletimize ve sektörümüze hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim” diye konuştu.
Kaynak: TEDAŞ

Doğal Gaz Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından yayımlanarak yürürlüğe girdi. Değişiklik düzenlemesiyle yönetmeliğin “İletim ve sevkiyat kontrol tarifeleri” başlıklı 12’nci maddesinin birinci ve altıncı fıkraları yeniden düzenlendi ve doğal gaz ihracatında iletim tarifeleriyle ilgili yetki tanımlaması yapıldı. Buna göre EPDK, doğal gaz ihracatına ilişkin iletim tarifelerini yurtiçi iletim tarifelerinden farklı usul ve esaslara göre belirleyebilecek. EPDK daha önce de transit doğal gaz iletiminin teşvik edilmesi amacıyla transit iletim tarifelerini yurt içi iletim tarifelerinden farklı usul ve esaslara göre tespit etme yetkisine sahipti. Yeni düzenleme, ilgili hükme ihracata ilişkin iletim tarifelerini de ekledi ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın görüşünü almak kaydıyla EPDK’nın yurtdışı tarifelerini belirleme yetkisini yeniden tanımladı. Ayrıca iletim ve sevkiyat kontrol tarifelerinin neleri kapsayacağı konusunda da değişiklikler oldu. İletim ve sevkiyat kontrol tarifeleri bundan böyle üretilen ve ithal edilen doğal gazın nakli için iletim şebekesinden yararlanan eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin uygulanacak ve şebeke işleyiş düzenlemeleri (ŞİD) kapsamında tanımlanan iletim bedeli ile üretilen, ithal ve ihraç edilen doğal gazın sevkiyat kontrolüne ilişkin bedeller ile tarifelerin uygulanmasına ilişkin hüküm ve şartlardan oluşacak.
Kaynak: ENERJİGÜNLÜĞÜ

Türkiye'nin enerji ithalatı için ödediği tutar, nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 36,3 azalarak 4 milyar 958 milyon 148 bin dolara geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan geçici dış ticaret istatistiklerine göre, nisanda Türkiye'nin toplam ithalatı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 4,8 azalarak 28 milyar 69 milyon dolar oldu. Bu tutarın 4 milyar 958 milyon 148 bin dolarlık kısmını enerji ithalatı olarak özetlenen “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler, mineral mumlar” oluşturdu.
Geçen yıl nisan ayında bu rakam 7 milyar 783 milyon 865 bin dolar olarak kayıtlara geçmişti. Böylece enerji ithalatının tutarı yıllık bazda yüzde 36,3 azaldı. Öte yandan, ham petrol ithalatı nisanda geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 33,7 azalarak 1 milyon 998 bin 740 tona geriledi.
Kaynak: HABERTÜRK

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 6 ilde elektrik dağıtım hizmeti sunan Dicle Elektrik, sıfır atık prensibiyle yola çıktığı “Dijital Arşiv” projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda şirket, 30 milyonun üzerindeki basılı evrakını dijital arşivine taşımaya başladı. Yapay zeka destekli özel tarayıcılarla gerçekleşen işlem kapsamında, şu ana kadar 3 milyonun üzerinde basılı evrak dijital dönüşümle arşivlendi.
Konuyu değerlendiren Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, Dicle Elektrik olarak çalışmalarını teknolojik geliştirmelerle desteklediklerini ve Dijital Arşiv projesinin de bu yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıktığını ifade etti. Arvas, “Sürdürülebilir bir geleceğe katkı sunmak için çalışmalarımızda teknolojiden istifade ediyoruz. Arşivimizde bilgi formu, sözleşme, makbuz ve çeşitli başvuruları kapsayan abonelik hizmeti içerikli evrakların dijital ortamda saklanmasına yönelik bir dijital dönüşüm projesine imza attık. Yer tasarrufunun yanı sıra çevre etkilerini de azaltacak bir uygulamaya olacak projemiz sosyal sorumluluk açısından örnek bir çalışma olmasını hedefliyoruz. Yasal olarak basılı olması gerekenlerin dışında çoğu evrakımız dijital olarak saklanabilir durumda. Bu yılbaşında hayata geçirdiğimiz Dijital Arşiv projemizde bugüne kadar 3 milyon evraklarımızı dijital ortama taşıdık. Kurumsal dünyanın gündemindeki sürdürülebilir çevre ve sıfır atık konularında ekosisteme katkı sunmaya devam edeceğiz. Emeği geçen çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Çalışmalarında çevresel sürdürülebilirliği göz önünde tutarak hareket ettiklerini belirten Arvas, “Kurum olarak ham madde kullanımı, düşük emisyon, atık yönetimi ve geri dönüşüm uygulamalarına yatırım yapıyoruz. Bu projemizle birlikte ise dijitale aktardığımız evrakları geri dönüşüme kazandıracağız. Ayrıca dijital arşive entegre edeceğimiz Yeni Nesil Abonelik projemizle hedeflerimizi daha da büyütüyoruz. Önümüzdeki bir yıl içerisinde de basılı evraklarımızı yüzde 90 azaltmayı ve her yıl yüzlerce ağacın kesilmesinin önüne geçmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dicle Elektrik’in yasal zorunluluk dışında kalan tüm evraklarını dijitale taşımakla verimliliğin de yükseldiğini belirten Yaşar Arvas, “Taşınan tüm evraklar, uluslararası standartlarla korunan veri merkezlerimizde saklanıyor. Ayrıca projemiz sayesinde manuel olarak yapılan veri girişini, yani operasyonel süreçleri kısalttık. Bu da verimliliği beraberinde getirdi” dedi.

Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), genç mühendislere üniversite mezuniyetinden önce iş tecrübesi ve kariyer olanağı sağlamaya devam ediyor. İlk tohumları 2020 yılında atılan Stargate programının 2023 yılı yeni dönem başvuruları başladı. Proje kapsamının genişletildiği bilgisini paylaşan SEDAŞ yetkilileri bu yıl önceki yıllardan farklı olarak elektrik, elektrik elektronik mühendisliği bölümlerine ek olarak bilgisayar, yazılım ve endüstri mühendisliği bölümleri mezunu veya yüksek lisans öğrencilerini de programa dahil ettiklerini açıkladı.
Sakarya, Kocaeli, Bolu, Düzce ve Gebze bölgelerinde ikamet eden ve ilgili bölümlerden 2023 yılı bahar döneminde veya Eylül ayına kadar mezun olan adayların kabul edileceği projeye başvurular kariyer.net üzerinden alınıyor.
Yüksek enerji, yaratıcı ve yenilikçi bakış açılarına sahip genç mühendisler, yaklaşık 5 ay sürecek program kapsamında, SEDAŞ bünyesinde saha deneyimi edinebilecekler. Katılımcılar enerji sektörünü yakından tanıma şansı yakalarken kişisel gelişim eğitimleri, part-time çalışma olanağı, eğitim koçları ile mentorluk ve teknik eğitim fırsatları gibi birçok olanaktan faydalanacak. Genç yetenekler bu sayede hızlı kariyer yolculuğu ve mezun olmadan iş imkânı elde edebilecekler.
Yetenek programı finalinde belirli kriterleri bulunduran proje sunumları değerlendirmeye alınarak, gerekli yetkinlikleri taşıyan gençlere mezuniyetlerinin ardından SEDAŞ’ta uygun pozisyon oluşması durumunda iş başı yapma fırsatı sunulacak.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, üye ülkelerden birlik mali kurallarına uymaları ve yürürlükteki enerji destek önlemlerini bu yıl sonuna kadar azaltmaları talebinde bulundu.
AB Komisyonu, üye ülkelerin ekonomik durumlarına ilişkin tavsiyeler içeren "Avrupa İlkbahar Sömestr Paketi" başlıklı çalışmasını yayımladı. Çalışmada, bütün üye ülkelerden sağlam mali pozisyonu sürdürmeleri ve net faiz dışı harcamalardaki nominal artışı sınırlayan ihtiyatlı mali politikalar uygulamaları istendi. Üye ülkelerin kamu desteklerini ve AB fonlarını özellikle yeşil ve dijital dönüşümü teşvik edecek bir şekilde kullanması talep edilen çalışmada, yürürlükteki enerji destek önlemlerinin 2023'ün sonuna kadar azaltması gerektiği belirtildi. Enerji fiyatlarının yeniden artışa geçmesi halinde desteklerin enerji tasarrufunu teşvik edecek biçimde olmasının önemine işaret edilen çalışmada, bu yardımların yoksulları ve firmaları korumayı hedeflemesi gerektiği kaydedildi.
Çalışmada, gelecek yıl sonrasındaki dönemde üye ülkelerin, ihtiyatlı bir orta vadeli mali pozisyon için sürdürülebilir büyümeye elverişli yatırımlar ve reformlar içeren orta vadeli mali strateji izlemesinin önemine dikkat çekildi. Kamu açığı ve borç kriterlerine uyumunu değerlendirmek üzere Belçika, Bulgaristan, Çekya, Almanya, Estonya, İspanya, Fransa, İtalya, Letonya, Macaristan, Malta, Avusturya, Polonya, Slovenya, Slovakya ve Finlandiya olmak üzere 16 üye ülkeye yönelik rapor hazırlandığı belirtilen çalışmada, bütçe açığı kriterinin Belçika, Bulgaristan, Çekya, Almanya, Estonya, İspanya, Fransa, İtalya, Letonya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovenya ve Slovakya tarafından karşılanmadığının tespit edildiği bildirildi. Çalışmada, Fransa, İtalya ve Finlandiya'nın borç kriterini karşılamadığının altı çizildi. Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz, Romanya, İsveç, Macaristan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin makroekonomik dengesizlikler yaşadığı belirtilen çalışmada, Yunanistan ve İtalya'da ise "aşırı dengesizlik" olduğu ifade edildi.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, çalışmaya ilişkin Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, Avrupa'da son 3 yılın bireyler ve işletmeler için çok zorlu geçtiğine işaret ederek, "Son dönemde enerji fiyatlarının gerilemesine rağmen özellikle yüksek enflasyon gibi satın alma gücünü ve şirketlerin rekabetçiliğini azaltan birçok zorlukla karşı karşıyayız" dedi.
Bu aşamada ihtiyatlı maliye politikalarına odaklanılması gerektiğini anlatan Dombrovskis, büyümeyi desteklemek için en iyi yatırımları belirlemenin ve AB'yi daha rekabetçi hale getirmenin önemini vurguladı.
AB genelinde mali disiplin ve istikrarın sağlanması amacıyla oluşturulan İstikrar ve Büyüme Paktı, üye ülkelerin önleyici tedbirlerle mali disiplinlerini sürdürmesini amaçlıyor. Birlik kurallarına göre, üye ülkelerin bütçe açıklarının gayri safi yurt içi hasılalarının yüzde 3'ünün altında olması, kamu borç stoklarının, gayri safi yurt içi hasılalarına oranının yüzde 60'ı geçmemesi gerekiyor. AB üyesi ülkeler arasında 2022 yılının son çeyreğinde kamu borcunun GSYH'ye oranının en fazla olduğu ülke yüzde 171,3 ile Yunanistan. Kamu borcunda Yunanistan'ı, yüzde 144,4 ile İtalya, yüzde 113,9 ile Portekiz, yüzde 113,2 ile İspanya, yüzde 111,6 ile Fransa ve yüzde 105,1 ile Belçika izledi. AB üyesi ülkeler, geçen yıl Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji krizi ile artan doğal gaz ve elektrik fiyatlarına karşı çok sayıda tedbir ve destek programı uygulamaya koymuştu.
Kaynak: BLOOMBERGHT

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımları raporuna göre, küresel enerji krizinin tetiklediği enerji güvenliği endişelerine bağlı olarak temiz enerji yatırımları fosil yakıt harcamalarının önüne geçiyor. Bu yıl 2,8 trilyon dolara ulaşması beklenen küresel enerji yatırımlarının 1,7 trilyon dolarının yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, nükleer enerji, şebeke, depolama, düşük emisyon yakıtlar, verimlilik ve ısı pompaları olmak üzere temiz teknolojilere yönelik gerçekleşeceği öngörülüyor. 1,1 trilyon dolar tutarında da kömür, gaz ve petrol yatırımı yapılacağı tahmin ediliyor. 2021-2023 döneminde yıllık bazda temiz enerji yatırımlarının yüzde 24, fosil yakıt yatırımlarının ise yüzde 15 artış göstereceği hesaplanıyor.
Temiz enerji yatırımlarındaki artışın yüzde 90’ının gelişmiş ekonomiler ve Çin odaklı seyretmesi, bu alanda en büyük yatırım eksikliklerinin ise gelişmekte olan ülkelerde görülmesi temiz enerji dönüşümünün küresel çapta gerçekleşmesi açısından önemli riskler oluşturuyor.
Bu yıl 1,7 trilyon dolara ulaşması beklenen temiz teknoloji yatırımlarının 650 milyar dolarını geçen yıla göre yüzde 10 artışla yenilenebilir enerjinin oluşturması bekleniyor. Tüm küresel enerji ve temiz teknoloji yatırımları arasında kaynak bazında en fazla yatırımın her gün bir milyar doların üzerinde, bir başka deyişle bu yıl toplamda 380 milyar dolarla güneş enerjisinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Tüketici harcamalarındaki artışın da etkisiyle elektrikli araçlara olan talebin artması sonucu bu yıl bu alandaki yatırımların 130 milyar dolara ulaşacağı hesaplanıyor. Elektrik sektörünün ise geçen yıla göre yüzde 12 artışla bu yılki toplam enerji yatırımlarının 1,2 trilyon dolarını oluşturacağı tahmin ediliyor. IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, temiz enerjinin çoğu insanın düşündüğünden daha hızlı büyüdüğünü belirterek, “Bu, yatırımların fosil yakıtlardan çekilerek temiz teknolojilere gittiğine ilişkin eğilimin bir göstergesidir. Fosil yakıtlara harcanan her bir dolara karşılık, temiz enerjiye şu anda 1,7 dolar yatırım yapılıyor. 5 yıl önce bu oran bire birdi. Burada vereceğim en parlak örnek, güneş enerjisi yatırımlarının ilk kez petrol üretim yatırımlarını geride bırakacak olması” ifadesini kullandı.
Kaynak: TEMİZENERJİ

Polonya Nükleer Enerji şirketi PEJ ülkedeki ilk nükleer enerji santralinin inşası için ABD merkezli Westinghouse ve Bechtel konsorsiyumu ile anlaşma imzaladı. İmza töreninde konuşan Polonya İklim ve Çevre Bakanı Anna Moskwa, bugünün hem Polonya'da nükleer enerjinin gelişimi hem de Polonya-ABD ilişkileri açısından çok önemli bir gün olduğunu belirtti. İnşaatına 2026 yılında başlanacak santralin 2033 yılında faaliyete geçmesini planladıklarını ifade eden Moskwa, yalnızca Polonya'ya değil, Avrupa'nın bu bölgesindeki diğer devletlere de hizmet verecek bir nükleer enerji eğitim merkezi açacaklarını da duyurdu.
ABD Varşova Büyükelçisi Mark Brzezinski ise insanların uygarlığın gelişiminden yararlanmayı ve temiz enerjiyi hak ettiklerini belirterek, ABD ve Polonya'nın Polonyalılara temiz, güvenli ve uygun fiyatlı enerji sağlamak için ortaklık kurduğunu söyledi. Brzezinski, “Nükleer güvenlik ulusal güvenlik demektir” ifadelerini kullanarak, vatandaşlar ve gelecek nesiller için faydalı olanı oluşturmak için iş birliğine devam edeceklerini aktardı. Polonya Nükleer Enerji Programı kapsamında ülkede 6 ile 9 GW elektrik üretecek üç adet nükleer enerji santrali inşa etmek istiyor. Toplamda 40 milyar dolara mal olması beklenen santrallerden ABD'li konsorsiyumun inşa edeceği santralden ilkinin Baltık Denizi kıyısındaki Pomeranya Voyvodalığı'na bağlı Lubiatowo-Kopalino köyü yakınlarında yapılması ve santralin 2033’te faaliyete geçmesi planlanıyor.
Kaynak: CNNTÜRK

Avrupa’da doğal gaz fiyatları düşük seyreden talep ve temiz enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının yükselmesiyle MWh başı 25 Euro bandına geriledi ve enerji krizinin etkilerinin arttığı Eylül 2021'den bu yana en düşük seviyeye çekildi.
Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF'de, haziran vadeli doğal gaz kontratında fiyatlar, 26 Mayıs Cuma günü MWh başına 24,5 Euro’dan kapandı. 29 Mayıs Pazartesi günü de söz konusu kontrat, kapanışa göre yüzde 3 artışla MWh başı 25,3 Euro’dan işlem gördü. Böylece fiyatlar, enerji krizinin etkilerinin hissedilmeye başlandığı Eylül 2021'den beri en düşük seviyesine çekilmiş oldu.
Gaz talebinin düşük seyretmesi ve depolardaki doluluk oranlarının yükselmesi ve temiz enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payının artması, son iki yıldır yüksek seyreden gaz fiyatlarındaki düşüş eğilimini destekliyor. Salgın sonrası ortaya çıkan arz-talep dengesizliği ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yaşanan tedarik kısıtları nedeniyle Avrupa'da gaz fiyatları rekor seviyeye ulaşmıştı. 27 Eylül 2021'de MWh başı 24,5 Euro olan gaz fiyatı, salgın sonrası artan talep ve tırmanan jeopolitik gerilimin etkisiyle 24 Şubat 2022'de 61,6 Euro’ya çıkmıştı.
Savaş nedeniyle sürekli artış eğilimine giren fiyatlar, Ağustos 2022'de MWh başı 300 Euro’yu aşarak tarihteki en yüksek seviyesini görmüştü. Öte yandan, Avrupa'da fiyatlar azalan talep ve gaz depolarındaki yüksek doluluk oranlarına bağlı olarak 25 Euro’nun altını test etmesine rağmen 2016-2020 dönemindeki ortalamaya göre hala yüksek seyrediyor.
Kaynak: NTV
İngiltere İş Gücündeki Değişiklikler Net Zero'yu Etkinleştirecek
İklim Değişikliği Komitesi’nin (CCC) “Yetenekler ve Net Sıfır” raporuna göre, Birleşik Krallık ekonomisinin karbondan arındırılması, 725 bine varan net istihdam artışı sağlama potansiyeline sahip ancak bu fırsatı yakalamak ve karbon yoğun sektörlerdeki işçilere yeşil iş becerisi kazandırmak için hükümet müdahalesine ihtiyaç var.
Rapor, Birleşik Krallık işgücünün yalnızca beşte birinin (yaklaşık 6,3 milyon işçi) net sıfıra geçişin bir sonucu olarak rollerinde önemli değişiklikler yaşayacağını hesaplıyor. Bu rollerin yaklaşık üçte ikisinin, yeşil bina inşaatı ve elektrikli araçlar değer zinciri gibi önümüzdeki yıllarda büyümesi beklenen sektörlerde olacağını belirtiyor.
Raporda Net Sıfır geçişinin, kaybedilecek olandan daha fazla iş yaratma potansiyeli olduğu belirtiliyor. Bina güçlendirme, yenilenebilir enerji üretimi ve elektrikli araç üretimi gibi düşük karbonlu sektörlerde 2030 yılına kadar 135 bin ila 725 bin net yeni istihdam yaratma potansiyeli ön görülüyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.