E-Bülten
 
Sayı:44 - Aralık 2015
 
 
 

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) ile Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) işbirliği ile düzenlenen “Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu” Ankara’da gerçekleştirildi. Sempozyuma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu gibi kamu kurumları, STK’lar ve özel sektör temsilcileri katılım sağladı.



Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu açılışında konuşan Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Münib Karakılıç, siber güvenlik önlemlerinin bundan 35 yıl önce sadece savunma sanayisinde akla geldiğini hatırlatarak, "Bugün siber güvenlik enerji ve endüstri sektörünün ayrılmaz parçalarından. Her yıl dünyada tüketilen enerjinin yüzde 2,5'i bilgisayar, laptop ve cep telefonu gibi bilgi işlem cihazları tarafından tüketiliyor" dedi.


Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) Genel Müdürü Mükremin Çepni ise konuşmasında siber güvenlik önlemlerinin yanı sıra enerji sektöründeki altyapıların fiziksel olarak da korunmasının gerekliliğine ve önemine işaret etti.

“Akıllı Şebeke Yatırımları Artacak”
ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel de, 2016-2020 dönemini kapsayacak uygulama döneminde şebekeye yapılacak toplam yatırımının 20 milyar lirayı bulacağını belirtti. EPDK tarafından yapılan yeni düzenleme ile  bu miktarın sadece yüzde 5'lik bölümünün teknoloji yatırımlarına ayrılabileceğini; bu bütçenin artırılmasının gerektiğini ve bu konudaki taleplerini Kurum ile de paylaştıklarını açıkladı.

Türkiye Akıllı Şebeke Yol Haritası ihalesinin sonlanmak üzere olduğunu ifade eden Yüksel, bu çalışmanın  teknoloji yatırımlarının fayda maliyet analizine önemli bir ışık tutacağını paylaştı. Siber güvenlik konusunda henüz yeterince farkındalık oluşmadığını; bu nedenle önümüzdeki yıl ELDER olarak öncelikli konu başlıklarından birinin de sektörün karar vericilerinde farkındalık yaratılması olacağının altını çizen Yüksel, “Bununla eşzamanlı bir konu başlığımızda siber güvenlik konusunda eğitim verilmesidir. Bu konuda GAZBİR başta olmak üzere enerji sektörünün diğer STK ile birlikte BGD gibi siber güvenlik odaklı tüm STK ile işbirliği yapmayı hedefliyoruz” ifadesinde bulundu.


“Siber Güvenlikte Milli Çözümler Kullanılmalı”

Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hamdi Atalay sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye'de siber güvenlik endüstrisi oluşturulması yönünde faaliyetlerinin sürdüğünü ve bunun Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu belirtti.

Kritik altyapılarda tehditlerin çok fazla olduğunu vurgulayan Atalay, kritik altyapılara yapılan siber güvenlik saldırılarının ülkeler arasında savaş nedeni olarak sayıldığını ifade etti. Atalay, kritik altyapıların günlük hayatın da her yönünü etkilediğini anlatarak, "Enerji sektöründeki şirketlerde genelde SCADA sistemleri kullanılıyor fakat bu sistemler neredeyse 50 yıl öncesine ait. Yani bugünün tehditlerine oldukça açıklar. Bu sistemlerin yenilenmesi ve çözümlerin sağlanması gerekiyor. Siber güvenlikte milli çözümler olmadığı sürece kendinizi yüzde 100 güvenli hissedemezsiniz" şeklinde konuştu.

Türkiye Doğalgaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Dernek Müdürü Cem Önal da, doğalgaz dağıtım sektörünün genç bir sektör olduğunu ve bu alanda önümüzdeki yıllarda da yatırımların süreceğini anlattı.

Doğalgaz dağıtım sektörüne 10 yılda 10 milyar dolar yatırım yapıldığını ve önümüzdeki dönemde de bir 10 milyar dolarlık yatırımın daha öngörüldüğünü dile getiren Önal, "Ayrıca 91 bin kilometre şebeke yatırımı yapılmıştır. Toplam abone sayımız 11 milyon civarında. 2030 beklentimiz ise bu rakamın iki katına ulaşması. Bu bizim için iyi bir hedef, geldiğimiz noktada iyi bir nokta diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

SONUÇ RAPORU PAYLAŞILACAK

Kritik Enerji Altyapılarının Korunması ve Siber Güvenlik Sempozyumu’nda enerji sektörünün kritik bilgi altyapılarının korunması konusunda uzmanların görüş, öneri ve değerlendirmeleri sonuç raporu halinde yayımlanarak kamuoyu ile paylaşılacak.

 

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği( ELDER) ve Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği’nin (GAZBİR) birlikte düzenlediği Enerjide Ar-Ge Çalıştayı’nın ikincisi gerçekleştirildi. Çalıştayda konuşan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “AR-GE alanında atılan her adım, yapılan her harcama Türkiye’nin geleceğine yapılan yatırım olarak görülmelidir” dedi.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye büyüdükçe doğalgaz ve elektrik kullanımının da doğru orantılı olarak arttığına işaret ederek, şunları söyledi. “Bu durum yeni taleplerin karşılanabilmesi, yeni şebekelerin yapılabilmesi için daha fazla çaba sarf etmemizi gerektiriyor. Araştırma ve geliştirmeye verebilecek imkânlar ise zorunlu olarak bağlantı taleplerine ve yenileme yatırımlarına ayrılıyor. Ancak ülkemizin gelişmesi ile birlikte dağıtım sisteminin de daha iyi bir sisteme ulaşması, yani büyürken gelişmesi, gelişirken etkin bir sisteme dönüşmesini sağlayabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

“Akıllı Şebeke Pilot Projeleri Ön Sırada”

Yılmaz, EPDK olarak AR-GE alanındaki çalışmalara önem verdiklerini belirterek, “Elektrik ve gaz dağıtım şirketlerinin oluşturduğu dernekler tarafından hazırlanması çok önemli. Farklı alanlarda da olsa birlikte sinerji oluşturulmasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. 

Türkiye’nin elektrik ve doğalgaz dağıtım sistemi altyapısının uluslararası kalite standartları düzeyine ulaştırılması hedefinde olduklarını belirten Yılmaz, “Elektrik dağıtım sektörü ile ilgili AR-GE projeleri ele alındığında sistemin gelişmesi için kaçınılmaz olan akıllı şebeke uygulamalarına dönük pilot projeler ön sıralarda yer alıyor. Ayrıca insansız hava araçlarının işletmede kullanılması, akıllı şehir-akıllı pilot bölge uygulaması gibi teknik konular olduğu gibi, göç yolları üzerindeki tesislerle ilgili kuşların ve tesislerin korunmasına yönelik sosyal sorumluluk projelerini görmek de bizi mutlu ediyor” diye konuştu.

“Projelerin Toplam Maliyeti Yaklaşık 48 Milyon Liraya Ulaştı"

Doğalgaz sektöründe ise deprem riskleri yönetim sistemi, uzaktan gaz kaçağı tespiti, boru hatlarında oluşması muhtemel hat hasarlarının ve boru ömürlerinin önceden tespit edilebilmesini içeren boru hattı bütünsel yönetimi gibi projelerin başta geldiğini belirten Yılmaz, “Kurum olarak, Ar-Ge kültürünün sektöre kazandırılması için payımıza düşen görevi bu uygulama dönemi içinde yerine getirdik” diye konuştu.

Geçtiğimiz dönemde kabul edilen tüm projelerin yaklaşık maliyeti 33 milyon lira iken, bugün toplam Ar-Ge proje büyüklüğü yaklaşık 48 milyon liraya ulaştığını kaydeden EPDK Başkanı Yılmaz, “Proje kabul oranlarındaki artış eğiliminin önümüzdeki dönemlerde de süreceğine inancım tam" diye konuştu.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz'ın Enerjide Ar-Ge Çalıştayı Açılış Konuşması için tıklayınız.

 

 

Tüm dünyada yenilenebilir enerji alanına verilen önem artarken, AB destekli geliştirilen yeni bir proje, fotovoltaik sistemlerin çatılara değil, binaların yapım aşamasında duvara entegresini mümkün kılıyor. 11 milyon avro bütçeli projenin amacı elektrik üretiminin sağlanmasının yanı sıra, yalıtım ve estetik sağlamak olarak da sıralanıyor.

Günümüzde, çatılarda güneş panelleri görmek pek sıra dışı değil. Ancak, ‘Yapı Fotovoltaik’ (Construct PV) isimli AB destekli yeni bir proje,  fotovoltaik sistemlerin kullanımına yeni bir soluk getiriyor. Fotovolatik sistemlerin binalara daha ilk aşamada nasıl entegre edilebileceği yönünde çalışmalar yürüten bu yeni teknolojinin, çatı, baca gibi geleneksel yapı malzemelerinin yerine kullanılabileceği belirtiliyor. Böylece, güneş panellerinin binanın duvarının bir parçası gibi içine yerleştirilebileceği veya şeffaf bir pencere olarak gizlenebileceği aktarılıyor.

- Amaç sadece elektrik üretimi değil, yalıtım ve estetik de göz önüne alınıyor

Bu gizli güneş panellerinin tasarım amacı, sadece elektrik üretmek değil. Bu paneller aynı zamanda, binayı zarar verici maddelerden koruma, binaya yalıtım özelliği sağlama ve estetik katma gibi özellikleri de bulunuyor. 

- Almanya ve Yunanistan’da örnekleri mevcut

Projenin iki adet büyük ölçekli gösteri alanı da bulunuyor. Bu alanlardan bir tanesi, Almanya‘nın Stuttgart kentinde, bir diğeri ise Yunanistan’ın başkenti Atina’da yer alıyor. Bu alanlar güneş PV teknolojisindeki son gelişmeleri gösteriyor ve PV sistem kullanılan alanların maksimum boyuta ulaşması ve görünümüne vurgu yapmak hedefleniyor.
Stuttgart’ta yer alan ve 250 çalışanı bulunan 5 katlı ofisin bulunduğu Z3 şirketi için yeşil bina olma yolunda entegre PV sistemleri inşa edildi. Buna ek olarak, Atina’da bulunan Atina Teknik Üniversitesi Maden ve Metalürji Mühendisliği Fakültesi de entegre PV sistemleri ile inşa edildi.

- Projenin toplam bütçesi 11 milyon Avro

Yapı PV projesi yaklaşık 7 milyon Avrosu (6,9 milyon Avro) AB tarafından fonlanırken, projenin toplam maliyeti ise 11 milyon Avro olduğu belirtildi. 

Kaynak :ec.europa.eu

 
 

Girişimciler, tasarımcılar ve şirketler için önemli imkanlar yaratan 3D Yazıcılar, üretim sürecinde daha az hammadde kullanımı sağlarken aynı zamanda üretimde kullanılan hammaddenin neredeyse tamamını -yaklaşık yüzde 98- kullanılmasını sağlıyor. 3D Yazıcılar, geleneksel üretim süreçlerine göre enerji tüketiminde yüzde 50 oranına varan düşüş yaratıyor. Uzmanlar, 3D Yazıcıların temiz enerji ekonomisinin büyümesini de katkı sağlayacağı konusuna dikkat çekiyor.

Özellikle son birkaç yıldır adını sıkça duyduğumuz 3D Yazıcılar, bugün büyük üreticilerden küçük üreticilere ve meraklılarına kadar geniş bir yelpazede herkesin ilgisini çekiyor. Birçok alanda ve sektörde önemli bir kullanım potansiyeli bulunan 3D Yazıcılar, şirketlerin ve bireylerin yeni ürün tasarımı ve üretimi noktasında yeni yollar sağlarken aynı zamanda malzeme israfını azaltarak enerji tasarrufu sağlıyor. Bu sebeple 3D Yazıcıların üretim sürecinde bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor.

Geleneksel imalatla faydalı materyaller de çöpe gidiyor

Karşılaştırma yapmak gerekirse, geleneksel üretim süreçleri,  istenilen parçanın üretilmesi için malzemelerin aşırı kesilmesini ve ayrıştırılmasını gerektiriyor. ABD Enerji Departmanı’nın Oak Ridge Milli Laboratuvarı’nın araştırmasına göre, bu “eksiltici imalat”  ile oluşan atıkların arasında önemli miktarda kullanılabilecek faydalı atıklarda yer alıyor.

3D Yazıcılar ile ise, hammaddenin yaklaşık yüzde 98’i kullanılıyor. Aynı zamanda, 3D yazıcılar üreticilere daha az hammadde kullanımına imkan sağlayan üretim şekilleri sağlıyor. Buradan yola çıkarak, 3D Yazıcıların daha az enerji kullanımı sağladığını söylemek mümkün. Geleneksel üretim süreçlerine göre yüzde 50’ye varan daha az enerji kullanımı sağlıyorlar.

Bugün 3D Yazıcılar küçük ve göreceli olarak daha maliyetli olan plastik ve metal tozu kullanımı içeren ürünlerin yapımında kullanılıyor. Ancak, 3D Yazıcılarla ilgili ilginç hikayeler de uymak mümkün. Girişimciler, malzeme olarak çikolata, mum, seramik ve insan hücresine benzer biyomateryallerin kullanımıyla deneyler gerçekleştiriyorlar.

3D Yazıcıların Geleceğini Neler Bekliyor?

Şirketler, 3D Yazıcılar ile daha önce yapılması mümkün olmayan parçalar yapıyorlar. Bir örnek vermek gerekirse, GE, 3D Yazıcıları, daha güçlü ve daha hafif olacak yeni bir jet motoru için yakıt memesi üretiminde kullanıyor.  ABD İnsan ve Sağlık Hizmetleri Departmanı, biyomedikal alanda 3D Yazıcı Modellerine ilişkin paylaşımların yapılabileceği platformlar geliştiriyor.  NASA, 3D Yazıcıları uzayda nasıl kullanabileceğine ilişkin araştırmalar yapıyor. Bunlar sadece buzdağının görünen kısmı, yapılabilecek daha çok şey var. 3D Yazıcılar, şirketler için rekabetçilik, daha az enerji tüketimi sağlarken aynı zamanda temiz enerji ekonomisinin büyümesini de katkı sağlayacak.

3D Yazıcı Hakkında

  • 1980 yılında bir mühendis ve fizikçi Chuck Hull tarafından icat edildi.
  • Kısaca tanımlamak gerekirse, 3D Yazıcılar, bir materyali tek bir hamlede ince bir tabaka olarak biriktirerek bir nesnenin oluşmasını sağlıyor. 

Konuyla ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki adresten ulaşılabilir.


Kaynak: webcache.googleusercontent.com