
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yenilenebilir kapasitesinde beklenen artışı kaldırabilecek “Yeşil Şebeke”yi kurma çabası içerisinde olduklarını ve bu kapsamda 2030’a kadar şebekeye 10 milyar dolar yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı.
Türkiye, 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında emisyonlarını toplam 100 milyon ton azaltmayı hedefliyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP28) Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde devam ediyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, COP28 kapsamında Dünya Bankası tarafından Türkiye’ye özel düzenlenen enerji dönüşümü paneline video mesaj ile katılarak Türkiye'nin bu alandaki dönüşüm planlarını anlattı. Bayraktar, bakanlık olarak 3 temel alana odaklandıklarını belirterek bunları, yenilenebilir kaynaklardan faydalanmak, daha çok yenilenebilir için iletim altyapısını geliştirmek ve tüm sektörlerde enerji verimliliğini artırmak olarak sıraladı.
Bakan Bayraktar, şunları kaydetti:
- 106 GW’Yİ AŞTI: Burada önemli bir başarımızı sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyorum. Bugün itibariyle toplam kurulu kapasitemiz 106 GW seviyesini aşarken yenilenebilir enerjinin payı yüzde 55’e ulaştı. Bu tablo Avrupa’da 5., dünyada ise 12. olan Türkiye’nin sürdürülebilir enerji çözümleri noktasındaki kararlılığını gözler önüne sermektedir. Projeksiyonlarımız da ülkemizin 2035’e kadar toplam kurulu gücünü, 60 GW yenilenebilir enerji üretim kapasitesi dahil 190 GW seviyesine çıkaracağını gösteriyor.
- DÜNYA BANKASI’NDAN FİNANSMAN: Bakanlık olarak özel sektör ve uluslararası yatırımcılarla birlikte çalışarak yenilenebilir enerjiyi çok daha üst seviyeye taşımaya gayret edeceğiz. Elbette bunun için de ciddi yatırım gerekiyor. Dünya Bankası’yla görüşmelerimiz devam ediyor. Kendileri, bakanlığımız ve özel sektör aktörleriyle birlikte bu plana finansal ve teknik destek verme taahhüdünde bulundular.
- YEŞİL ŞEBEKE: Enerji dönüşümü, şebekeyi sürekli geliştirmek anlamına geliyor. Bu nedenle güçlü enterkonektiviteye sahip, yenilenebilir kapasitesinde beklenen artışı kaldırabilecek “Yeşil Şebeke”yi kurma çabası içerisindeyiz. 2030’a kadar şebekeye 10 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyoruz.
- ÖZEL SEKTÖRÜN ROLÜ: Gerekli altyapının kurulmasının yanı sıra bakanlık olarak mevcut politikaları değiştirmeyi ve böylece ihtiyaç duyulan özel yatırımı destekleyecek bir ortam oluşturmayı değerlendiriyoruz. Burada özel sektör kritik bir rol üstlenmektedir. Dolayısıyla özel aktörlerin rekabet gücünü artırmak önemli olacaktır.
- 100 MİLYON TON HEDEFİ: 2024-2030 yıllarını kapsayan İkinci Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında emisyonlarımızı toplam 100 milyon ton azaltmayı hedefliyoruz. Bu planın iddialı olduğu ve ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğumuz doğrudur. Ancak uluslararası toplumla ve bilhassa finansal kuruluşlar ve yatırımcılarla birlikte tüm bunları başarabiliriz. Enerji sektörüne yapılan yatırımlar Türk halkına istihdam ve refah temin ederken diğer ülkelere de enerji dönüşümü için güçlü bir model sunmaktadır.
Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye’de elektrik iletim alanında 750 milyon doları bulabilecek yeni bir finansman operasyonu hazırlıklarına başladıklarını söyledi.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) 28. Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında Dünya Bankası tarafından düzenlenen “Net Sıfır Emisyon’a Yeni Hedefler: Güneş, Rüzgar ve Akıllı Şebekelerle Türkiye’yi Dönüştürmek” başlıklı panelde konuştu.
“Türkiye'nin 12 yılda 60 GW yenilenebilir enerji üretim kapasitesi kuracağını duyurması çok güzel bir haber” diyen Lopez, bunun sadece soyut taahhüt olmadığını, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele etmek istediği anlamına geldiğini belirtti.
Lopez, Türkiye'nin karbondan arınmaya yardımcı olacak pragmatik bir plan hazırladığına işaret ederek, böylece Türkiye'nin yenilenebilir enerji kurulu gücünü 12 yıllık dönemde 3 katına çıkaracağını anlattı.
Söz konusu programın üretim, iletim ve dağıtımı hesaba katıldığında 12 yılda yaklaşık 100 milyar dolara mal olacağına dikkati çeken Lopez, 60-75 milyar dolarlık bir üretim, 10 milyar dolarlık bir iletim ve 8-10 milyar dolarlık dağıtım içereceğini ifade etti.
Lopez, Türkiye'nin bugünkü Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 10’u civarında olacak bir plan hazırladığını, bunun gelişmekte olan dünyada yenilenebilir kurulum için hazırlanan en büyük programlardan biri olduğunu vurguladı.
“Dünya Bankası olarak çalışacağımız alan iletim kısmı” diyen Lopez, “750 milyon doları bulabilecek yeni bir operasyonun hazırlıklarına şimdiden başladık” ifadesini kullandı.
Lopez, elektrik iletim operasyonunun hassas bir konu olduğunu ve zaman alacağını belirterek, Türkiye ile birlikte çalıştıklarını ve ülkenin çok sağlam bir plan hazırladığını anlattı.
Planın 10 milyar dolarının kamu, 90 milyar dolarının özel yatırımlardan oluşacağını anımsatan Lopez, “Diğer çok taraflı kalkınma bankalarıyla iş birliğinin kritik olacağını düşünüyorum” dedi.
Lopez, Dünya Bankası’nın Türkiye’yi toplam kurulu kapasitenin yüzde 55’ini oluşturan yenilenebilir enerji konusundaki olağanüstü başarısından dolayı tebrik ettiğini, ülkenin 2035’e kadar 60 GW güneş ve rüzgar enerjisi ekleyerek yenilenebilir enerji üretim kapasitesini artırma kararını da olumlu karşıladıklarını dile getirdi.
Kaynak: BLOOMBERGHT

Enerjisa Üretim Santralleri AŞ'nin (Enerjisa Üretim) Microsoft ile, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesine yönelik yenilenebilir enerji üretimine ilişkin inovasyon ve sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla anlaşma imzaladığı bildirildi.
Enerjisa Üretim’den yapılan açıklamada, şirketin, bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28'inci Taraflar Konferansı’nda (COP28) Microsoft ile imzaladığı anlaşma kapsamında, Yapay Zeka, GenAI, Copilot, Microsoft Sustainability Manager, Dynamics Assets Management, Managed IT ve OT Security gibi ileri teknolojilerin potansiyelinden yararlanmak için iş birliği gerçekleştireceği belirtildi. Açıklamada, anlaşmanın Enerjisa Üretim bünyesindeki Hollanda merkezli dijital odaklı Senkron Energy Digital Services’in dijital ürün ve hizmetlerinin pazara sunulmasını da kapsadığı kaydedildi. Senkron Energy Digital Services’in AI destekli yenilenebilir enerji üretimi için Microsoft ile ortaklık kuracağı vurgulanan açıklamada, bu ortaklığın yeni teknolojiler ve iş modellerini geliştirmenin yanı sıra tarafların endüstri ve teknolojide birbirinin güçlü yönlerinden yararlanmalarını sağlayacağı ifade edildi.
Açıklamada, iş birliğinin yenilenebilir enerji üretiminde verimliliği artırmak ve sektörün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yeni bir Generative AI tabanlı “OnePact AI” uygulamasının enerji sektöründe yaygınlaştırılmasını da içereceğine dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi:
“OnePact AI uygulaması, Enerjisa Üretim’in 20'den fazla enerji santralinde operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırmak amacıyla 40 bin 000 veri noktasından toplanan, operasyonel verilerle birleştirilen ve ilişkilendirilen IoT verilerine erişmek ve bunları analiz etmek için Microsoft'un Azure OpenAI Hizmetini kullanıyor. OnePact AI ile kullanıcılar, operasyonel faaliyetleri için büyük veri ile doğrudan sohbet edebilmekte ve Microsoft Azure aracılığıyla enerji sektörüne yönelik özel çözümler sunmak için Senkron Energy'nin dijital becerilerinin yanı sıra Enerjisa Üretim’in sektör uzmanlığından yararlanmaktadır. OnePact AI ayrıca, talep ve arz yönetimi, dijital enerji santrali yönetimi ve bakımında verimliliği artırmaktadır.”
Ayrıca açıklamada, şirketlerin emisyonlarını azaltmada veriye dayalı kararlar almalarını sağlamak ve AI destekli sürdürülebilir enerji üretimi ve karbon ticaretini daha da geliştirmek amacıyla bir Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) veri alanı oluşturmak için de bir anlaşma imzaladığı bildirildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, Enerjisa Üretim olarak Microsoft ile uzun zamandır farklı alanlarda iş birliği ve ortak çalışmalarının olduğunu belirterek, “Dijital Enerjisa Üretim vizyonumuz ve teknolojinin tüketicisi yerine üreticisi olma konumumuz doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz bu stratejik iş birliği, enerji sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Enerjisa Üretim Üst Yöneticisi (CEO) İhsan Erbil Bayçöl da konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“OnePact AI, GenAI destekli çözümlerle sürdürülebilir bir enerji geleceği inşa etme yolunda attığımız büyük bir adım olup, bizi dijital işimizde Türkiye sınırlarının ötesinde küresel bir oyuncu olarak konumlandırmaktadır. Enerji sektöründe operasyonel verimliliğin artırılması, enerji üretim modellerinin optimize edilmesi ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının yönetilmesi açısından büyük önem taşıyor. Enerji yönetimi, talep ve üretim tahmini, anomali tespiti ve bakım gibi konularda GenAI destekli çözümler, sektörün karşılaştığı zorlukların aşılmasında yenilikçi bir rol oynayacak. Senkron Energy Digital Services de enerji sektöründeki bilgi birikimini Microsoft Cloud üzerindeki teknik becerileriyle birleştirerek kısa sürede büyük işlere imza atmış oldu. Bu uygulama ve teknolojiler, sektördeki dijital dönüşümü hızlandıracak ve tüm paydaşlar için yeni iş birliklerinin ve fırsatların kapısını açacaktır.”
Kaynak: AA

AB ve serbest ticaret anlaşması imzalanan ülkeler dışındaki ülkelerden yapılacak elektrikli otomobil ithalatı izne tabi kılındı. Bu araçları ithal edenler yurt çapında en az 20 adet servis istasyonu kuracak.
Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliği, Ticaret Bakanlığı tarafından, 28 Aralık 2023 günü yürürlük kazanmak üzere yayımlandı. Yeni düzenleme, Avrupa Birliği (AB) ve serbest ticaret anlaşması imzalanan ülkeler dışındaki ülkelerden yapılacak elektrikli otomobil ithalatını izne bağlıyor. Dolayısıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nden ithal edilen elektrikli araçlar da tebliğ kapsamında yer alıyor.
Tebliğ uyarınca AB ve serbest ticaret anlaşması imzalanan ülkeler dışındaki ülkelerde üretilen ve Türkiye’ye gönderilen elektrikli otomobilleri ithal edenlerin bağımsız tamir, bakım ve servis istasyonları kurması zorunlu olacak. Tebliğe göre ithalatçı şirketin; ithal edilecek elektrikli araçların satış sonrası montaj, bakım ve onarım işlemlerinin yapılabileceği TS-12047 ve TSE-K-646 standartlarında 7 coğrafi bölgede en az 20 adet yetkili servis istasyonu kurması ve Türk Standardları Enstitüsü (TSE) aracılığıyla bu durumu belgelendirmesi zorunlu olacak. Dolayısıyla hali hazırda hizmet veren başka bir bakım, onarım ve servis istasyonu ile anlaşma yapmak gibi çözüm yolları söz konusu olamayacak.
Söz konusu ülkelerden ithal edilecek elektrikli araçların üreticisinin Türkiye’de yerleşik bir yetkili temsilcisi olması da gerekecek. Ayrıca batarya sistemlerinin izlenmesi, kontrolü ve denetimine ilişkin yürütülecek işlemlerin ithalatçı şirket tarafından kabul edildiğine dair yazılı bir taahhütname verilmesi de şart olacak. İthal elektrikli araçların alım, satım, bakım ve onarımından sorumlu olacak kişilerin de TSE veya Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından münhasıran elektrikli araç alım, satım, bakım ve onarımına ilişkin bir yeterlilik belgesine sahip olması gerekecek. Bakım, onarım ve servis istasyonlarında çalışacak personelin de mesleki yeterlilik belgesi sahibi olması şart olacak. Öte yandan kapsam içindeki ülkelerden elektrikli araç ithal eden şirketler, Türkçe hizmet veren ve en az 40 personel çalıştıracakları çağrı merkeziyle de hizmet vermek zorunda olacaklar. Ayrıca her bir marka için farklı çağrı merkezi oluşturulacak.
Kaynak: ENERJİ GÜNLÜĞÜ

Meram Elektrik Dağıtım AŞ (MEDAŞ), gelişen yeni teknolojileri ve elektrik dağıtım sektörüne etkilerini yakından takip ederek, teknolojik ve faydalı projeler geliştiren firmalara her alanda önem ve destek vermeye devam ediyor.
MEDAŞ, bu yıl ilki düzenlenen “ETAP-1 Enerji Teknolojileri Hızlandırma Programı” ile sürdürülebilir ve kaliteli enerji tedarikinin arttırılması için inovatif projeler ve ürünler geliştiren firmaları dahil ettiği programda söz konusu firmaların organizasyonel ve finansal anlamda güçlenmeleri için danışmanlık, mentorluk görüşmeleri ve toplu eğitimler ile gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyor.
ETAP-1 Enerji Teknolojileri Hızlandırma Programı kapsamında Türkiye’de bulunan, inovatif projeleri ve ürünleri olan firmalar tarafından 03 Haziran – 23 Haziran 2023 tarihleri arasında 80 adet girişim başvurusu alındı. MEDAŞ yöneticilerinden ve Girişim Merkezi’nden oluşan jürilerin değerlendirmesi sonucu ön elemeyi geçen 10 projenin finale kaldı. Hızlandırma programına dahil olan 10 adet firmaya etkili sunum teknikleri, teknoloji girişimlerinde iş modeli ve büyüme eğitimleri ile, MEDAŞ yöneticileri tarafından mentorluk desteği verildi.
Demo day etkinliğinde jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrasında dereceye giren ilk üç projeler Apollo, Salty, Arreylight AI ile Apollo Iot Yazılım ve Enerji Teknolojileri AŞ, Salty Enerji Depolama Sanayi ve Ticaret AŞ, Arbilge Bilişim İletişim Güvenlik Ltd. Şti. Areylight AI firmaları oldu. Dereceye giren ilk üç proje sahiplerine Konya Valisi Vahdettin Özkan’ın katılımlarıyla Novotel Otel’de gerçekleştirilen organizasyonda ödülleri verildi. Vali Özkan, sektörün geleceği, sorunları ve iyileştirmeye açık alanları ile ilgili alınacak tedbirlerin çok önemli çıktılar vereceğini belirterek, insanlığın kalkınması ve insanın yaşam kalitesinin artırılması için katkı ve katılım gösteren tüm fikir sahibi katılımcılara teşekkür etti.
Yarışma ile ilgili MEDAŞ Genel Müdürü Erol Uçmazbaş da “Hızlandırma programımıza toplamda 80 adet firma başvurusu oldu. Bu başvurular, MEDAŞ yöneticilerinden oluşan jüri üyeleri ve danışman firmamız Girişim Merkezi ile birlikte değerlendirilirken 10 tanesi geçerlilik görmüş final aşamasına geldi. Şunu belirtmek isterim ki, ödüller, başarının bir karşılığı olarak sunulsa da çoğu zaman başarı için bir teşvik hediyesidir aslında. Bu teşvik yolunda şirketlerimizin geleceklerine bir nebze de olsa katkı sağlayabildiysek ne mutlu bize diyoruz ve bu izlerin sürekli olması adına bu proje yarışmalarının gelenekselleşmesini hedefliyoruz. Bu süreçte katkısı olan herkese MEDAŞ ailesi adına teşekkür ediyorum” dedi.
MEDAŞ ETAP-1 Hızlandırma Programı kapsamında düzenlenen yarışmada 1., 2. ve 3. olan projeler için sırasıyla 500 bin TL, 300 bin TL ve 200 bin TL olarak belirlenen ödülleri verildi ve finale kalan diğer 7 proje için de teşekkür belgesi takdim edildi.

Yeşilırmak Elektrik Dağıtım AŞ müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekledi. 3 Aralık Engelliler Günü’nde lanse edilen “Engelsiz İletişim” projesi, işitme ve konuşma engelli müşterilere özel bir iletişim kanalı sunmayı hedefliyor.
YEDAŞ, 2023 yılında hizmete aldığı Engelsiz İletişim kanalı ile müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. www.yedas.com web sitesi üzerinden işaret dili ile görüntülü görüşme desteği sunan şirket, 3 Aralık Engelliler Gününde işitme ve konuşma engelli vatandaşlara özel sunulan hizmetle ilgili bilgilendirmede bulundu. YEDAŞ engelsiz bir iletişim için müşterilerinin bu alanı kullanarak işlemlerini gerçekleştirebileceklerini bildirdi.
İşitme ve konuşma engelli müşteriler web sitesi üzerinden işaret dili bilen müşteri temsilcisine bağlanıyorlar. Görüntülü yapılan görüşme kapsamında işitme ve konuşma engeli bulunan kişiler, tüm işlemlerini bu hat üzerinden gerçekleştirebiliyorlar. Tüm elektrik dağıtım hizmetleri ile ilgili detaylı bilgiye erişebiliyor, taleplerini ileterek sorularına yanıt alabiliyorlar. İşaret diliyle hizmet veren müşteri temsilcisi, müşterilerin tüm işlemlerini yapabiliyor.
Proje ile ilgili açıklamada bulunan Müşteri Deneyimi Müdürü Ali Tutcu, “Şirket bünyesinde 4 işaret dili tercümanımız görev yapıyor. Ekibimizle işitme engelli müşterilerimize işaret dili ile görüntülü olarak hizmet veriyoruz. Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. olarak, toplumun her kesimine eşit ve kaliteli hizmet sunma sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Engelsiz İletişim projesi ile engelli müşterilerimizin günlük yaşamlarını kolaylaştırmayı ve onlara daha etkili bir hizmet sunmayı hedefliyoruz. 3 Aralık Engelliler Günü vesilesiyle, YEDAŞ olarak, engelli bireylerimize özel sunduğumuz bu hizmeti duyurmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Bu yıl başkanlığını Birleşik Arap Emirlikleri’nin yürüttüğü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında Küresel Karbonsuzlaşmayı Hızlandırma girişimi açıklandı. Girişim kapsamında, 118 ülke küresel yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 itibarıyla üç katına ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızını iki katına çıkarmayı taahhüt etti.
Taahhüdü imzalayan ülkeler arasında Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Brezilya, Japonya, İngiltere, Meksika, Polonya, Almanya, Avustralya, Kanada, Danimarka, Fransa, Kenya, Hollanda, Nijerya ve İspanya yer alıyor. Türkiye, Çin, Hindistan ve Güney Afrika’nın söz konusu taahhütte henüz imzası bulunmuyor.
Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması 2022’deki 3,4 TW seviyesinden 2030'da 11 TW’a yükselmesi anlamına geliyor. Söz konusu iki hedef, Uluslararası Enerji Ajansı’nın COP28 öncesinde zirvenin başarıya ulaşması için açıkladığı beş önemli adımdan ikisi arasında yer alıyor. Ayrıca girişim kapsamında küresel petrol üretiminin yüzde 40’ından fazlasını temsil eden 50 şirket, Petrol ve Gaz Karbonsuzlaştırma Sözleşmesini (OGDC) imzaladı. Girişim çerçevesinde ayrıca metan emisyonlarını azaltım projeleri için 1 milyar dolarlık finansmanın sağlanması taahhüdünde bulunuldu.
COP28 Başkanı Sultan Ahmed Al Jaber, girişimi açıkladığı toplantıda, küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızını iki katına çıkarma taahhüdünü daha fazla ülkenin imzalaması için çağrıda bulundu. OGDC’nin başlatılmasını ise “harika bir adım” olarak nitelendiren Al Jaber, “Birçok ulusal petrol şirketi ilk kez 2050 için net sıfır emisyon hedeflerini benimsemiş olsa da onların ve diğerlerinin daha fazlasını yapabileceğini biliyorum. Sektörün tamamının, küresel sıcaklık artışını 1,5 derecenin ulaşılabilir kılınması için daha güçlü hedefler belirlemesine ihtiyacımız var” diye konuştu.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi Politika ve Projeler Başkanı Joyce Lee, girişime ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarmanın iklim değişikliğiyle mücadeledeki “en etkili kaldıraç” olduğu konusunda fikir birliğini yansıttığını belirtti.
Yenilenebilir enerji kapasitesindeki bu artışın fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasıyla birleştirilmesi gerektiğine işaret eden Lee, “Şu anda önemli olan, ülkelerin bu hedefi acilen politika, düzenleme ve yatırım eylemine dönüştürmesidir” ifadesini kullandı.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember Küresel Analizler Lideri Dave Jones, küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına ve enerji verimliliğindeki ilerleme hızını iki katına çıkarmanın küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi için kritik olduğuna işaret ederek, “Eğer verimlilik hedefi başarıya ulaşırsa, tarihte ilk kez ekonomik büyüme küresel çapta enerji talebindeki büyümeden ayrışacak. Bu iki hedef, petrol, kömür ve gaz talebinin 2030’a kadar sadece pik yapmasını sağlamakla kalmaz, talepte anlamlı bir düşüşü de sağlayabilir” diye konuştu.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, söz konusu girişimi imzalayan ülkeler arasında Türkiye'nin de olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Türkiye'nin Ulusal Enerji Planı’nda 2030’a kadar rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün toplam 51 GW’a çıkarılması hedefleniyor. 2022 sonunda rüzgar ve güneşin toplam kurulu gücü 21 GW seviyesindeydi. Bu rakamlar, Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünün iki buçuk katına çıkarılmasının hedeflendiğini gösteriyor. COP28’deki bildiri de kapasiteyle ilgili. Türkiye yenilenebilir enerjinin önünü açmayı hedefleyen bir ülke olarak, bu bildiriyi en kısa zamanda imzalamalı ve yapıcı bir iklim ve enerji dönüşümü politikası izlediğini göstermeli.”
Araştırma kuruluşu Zero Carbon Analytics Kıdemli Petrol ve Gaz Araştırmacısı Murray Worthy ise OGDC’deki hedefleri yetersiz bularak, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu, petrol endüstrisinin daha önce verdiği ve henüz yerine getirmediği taahhütlerin ötesine geçmiyor. En önemlisi de şirketlerin fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların ana nedeni olan bu yakıtların yakılmasıyla ilgilenmelerini gerektirmiyor. Bu taahhütler, sadece üretim süreci emisyonlarını kapsıyor ki bu da sorunun çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nin bazı ulusal petrol şirketlerine yeni taahhütlerde bulunmalarını sağlaması kayda değer olsa da önemli olan bu taahhütlerin sektörün toplam emisyonlarında gerçek bir azalmaya yol açıp açmayacağıdır ki bu gönüllü taahhüt uygulansa bile bunu sağlamayacaktır.”
Kaynak: AA

AB’nin Enerji Komiseri Kadri Simson, enerji dönüşümü hızlandıkça yeni yenilenebilir enerji taleplerini karşılamak için 40 yıllık elektrik altyapısını elden geçirmeye yönelik bir eylem planını duyurdu. Eylem planında taşımacılığın elektrifikasyonu ve yeni açık deniz rüzgar santralleri ve güneş santrallerinin bağlanması, bloğun enerji piyasasına bağlanmak için önümüzdeki yıllarda planlanan sayısız proje arasında yer alıyor. Komisyon, AB enerji talebinin bu yıldan 2030’a kadar daha fazla sanayi, ev ısıtma, araba ve bir miktar hidrojen projesinin eklenmesiyle yüzde 60 artmasını bekliyor.
Komisyon planda, “Ağların aynı zamanda değişken yenilenebilir enerjinin büyük bir kısmını entegre etmesi gerekecek. Şebekelerin, milyonlarca çatı güneş paneli ve yerel enerji topluluklarının kaynakları paylaştığı daha merkezi olmayan, dijitalleştirilmiş ve esnek bir sisteme uyum sağlaması gerekiyor” açıklamasını yaptı. Bu arada komisyonun açıklamasında,üye ülkeler arasındaki sınır ötesi altyapının yedi yıl içinde iki katına çıkacağı belirtildi.
Kaynak: TEMİZ ENERJİ

Fransa ile birlikte 22 ülke, Dubai’nin COP28 uluslararası toplantısında “nükleer enerji kapasitesini 2020’den 2050’ye kadar üç katına çıkarma” taahhüdünü imzaladı. Yasal olarak bağlayıcı olmayan bu bildirge, Paris Anlaşması'na uygun olarak, “yüzyılın ortasında veya buna yakın bir tarihte küresel net sıfır sera gazı emisyonu/karbon nötrlüğü elde etmede nükleer enerjinin kilit rolünü” kabul ediyor.
Taahhüdü aralarında ABD, İngiltere, Güney Kore, Macaristan ve Hollanda’nın da bulunduğu toplam 22 ülke imzaladı. COP28 katılımcıları ayrıca küresel enerji karışımında azaltılmamış kömürün aşamalı olarak ortadan kaldırılmasına yönelik çabaların hızlandırılması ihtiyacını yeniden doğruladılar.
Taahhüdün kamuoyuna açıklanmasından saatler sonra Dubai'de kutlama yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Nükleer enerji geri döndü” ve üretim kapasitelerinin üç katına çıkarılmasının “dünyaya güçlü bir mesaj gönderdiğini” söyledi.
Macron ayrıca, “Dünya Bankası’nın, uluslararası finans kuruluşlarının ve çok taraflı kalkınma bankalarının nükleer enerjiyi enerji kredilendirme politikalarına dahil etmelerine ihtiyacımız var” dedi.
Kaynak: EURACTIV

Avrupa Konseyi tarafından geçtiğimiz Ekim ayında kabul edilen Avrupa yeşil tahvil standardına yönelik düzenleme AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Düzenleme çevresel açıdan sürdürülebilir tahvil ihraçlarında “Avrupa Yeşil Tahvili” veya “EuGB” etiketlerinin kullanılabilmesi için gerekli olan standartları ve denetim unsurlarını içeriyor.
Düzenleme ile yeşil aklamanın önüne geçilerek, yatırımcıların tahvil ihraçları ile elde edilen kaynakların Avrupa Birliği taksonomisine uygun olan meşru yeşil projelerin finanse edildiğine yönelik güveninin sağlanması hedefleniyor.
Bununla birlikte düzenleme yeşil tahvil etiketinin kullanılması için AB taksonomisinin kapsamına girmeyen sektörler ve belirli çok spesifik faaliyetler için yüzde 15’lik bir esneklik de sağlıyor.
Kaynak: YEŞİL EKONOMİ
Net Sıfır 2053: Enerji Sektörü için Politikalar
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, “Net Sıfır 2053: Enerji Sektörü için Politikalar” raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Türkiye'nin net sıfır hedefi doğrultusunda enerji dönüşümünü gerçekleştirebilmesi için kısa, orta ve uzun vadeli politika önerilerine odaklanıldı. İklim değişikliğiyle mücadele bağlamında, ekonominin her sektöründe enerji dönüşümünün gerçekleşmesi için, değer zincirinin her aşamasında köklü değişikliklere ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Raporda, değişken üretim yapabilen rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin elektrik sistemine entegrasyonunu hızlandırmak ve artırmak için elektrik piyasalarında, kapasite mekanizmalarında temiz ve esnek kaynaklara öncelik verilmesi gerektiği belirtildi. Raporda gün içi piyasalarda kapanış sürelerinin gerçek zamana yaklaştırılması, asgari ve azami fiyat limitlerinin sistem maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenmesi, negatif fiyatların oluşmasına imkan tanınması ve azami fiyatın kayıp yük değerine göre belirlenmesi gibi iyileştirmelerin yapılması gerektiği üzerinde de duruldu.
Raporun tamamına BURADAN ulaşabilirsiniz.
Distributech International Konferans ve Fuarı - Orlando, ABD
27 - 29 Şubat 2024
Avrupa Enerji Verimliliği Konferansı 2024 Stadthalle, Avusturya
7 - 8 Mart 2024
16. Uluslararası Güneş Enerjisi & Teknolojileri Fuarı İstanbul, Türkiye
4 - 6 Nisan 2024
Avrupa Sürdürülebilir Enerji Haftası Brüksel ve Online
11 - 13 Haziran 2024
Küresel Enerji Dönüşümü 2024 New York, ABD
25 - 27 Haziran 2024
Küresel Yenilenebilir Enerji Zirvesi Venedik, İtalya
16 - 18 Eylül 2024