E-Bülten
 
Sayı:52 - Şubat 2016
 
 
 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ve Avrupa Birliği Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete , "Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu İkinci Toplantısı"nda bir araya geldi. Toplantının ardından basına açıklamalar yapıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Avrupa Birliği ile Enerji Faslı'nın açılması için 8 Ocak'ta yapılan güncellemelerle tekrardan sürecin başlatıldığını kaydederek, "Önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu faslın açılması konusunun Avrupa Komisyonu'ndan Avrupa Konseyi'ne nakledileceğini düşünüyoruz" dedi.

Enerji Bakanı Albayrak ve Avrupa Birliği Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete yaptıkları "Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu İkinci Toplantısı" sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Albayrak, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu toplantısının enerji arz güvenliği, Güney Gaz Koridoru, bölgesel enerji projeleri ve yeni gelişmeler ışığında verimli bir şekilde tamamlandığını dile getirdi.

Bakan Albayrak, Türkiye'nin enerji konusunda tıpkı AB gibi dışa bağımlı olduğunu kaydederek, Türkiye ve AB arasındaki işbirliğinin son dönemde yaşanan gelişmeler çerçevesinde daha da önem kazandığını vurguladı. Enerji ve iş dünyasının projelerinin siyasetin olumlu bir ivme kazanması açısından önem arz ettiğinin altını çizen Albayrak, "Türkiye'nin güvenilir bir oyuncu olması, 1 Kasım seçimlerinden sonra ortaya çıkan resim, Türkiye'nin AB'nin enerji arz güvenliğine yapacağı katkıları gündeme getirdi. Türkiye olarak biz AB ile ilişkilerimiz noktasında birçok farklı konuyu da gündeme getirdik. Paris İklim Konferansı sonrasında, belirsiz konu olarak gördüğümüz üye ülkelerin sınıflandırılması konusunu gündeme getirdik. Bu konuda bir imza sürecine bağlı olarak hangi ülkenin nasıl sınıflandırılacağı ile ilgili görüşmelerimizi en verimli şekilde neticelendirilmesi noktasında fikirlerimizi paylaştık” dedi.

“Türkiye’nin ekonomisi büyüyor”

Bakan Albayrak, Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ile ciddi enerji yatırımına ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, AB ile Türkiye'nin 15. fasıl olan Enerji Faslı'nı açma sürecinin 2007 başladığını ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tavrı sebebiyle gerçekleşmediğini hatırlattı. Bakan Albayrak, "Avrupa Birliği ile Enerji Faslı'nın açılması için 8 Ocak'ta yapılan güncellemelerle tekrardan süreci başlattık. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde bu faslın açılması konusunun Avrupa Komisyonu'ndan Avrupa Konseyi'ne nakledileceğini düşünüyoruz. Konsey'den geçtikten sonra 15. Enerji Faslı'nın açılmasıyla AB üyelik müzakereleri çerçevesinde eskisi gibi ivmeyi yakalamayı umut ediyoruz" şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete’yi, 9-13 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek olan Dünya Enerji Kongresi'ne davet ettiklerini dile getiren Albayrak, şubat ayı içerisinde tarihi kesinleştirilmek üzere Trans Hazar toplantılarını gerçekleştirmeye karar verdiklerini bildirdi.

"Türkiye, AB'nin enerji arz güvenliğinde kilit bir rol oynuyor "

Avrupa Birliği Enerji ve İklim Komiseri Miguel Arias Canete ise, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu'nun iki taraf adına da önemli bir fırsat olduğunu belirterek, Bakan Albayrak ile enerji arz güvenliği başta olmak üzere birçok konuda fikir alışverişinde bulunduklarını aktardı.
Canete, AB'nin sadece 4 ülkeyle bu tür diyalog toplantıları düzenlediğine işaret ederek, şunları söyledi: “Türkiye ve AB güçlü partnerler. Türkiye, AB'nin enerji arz güvenliğinde kilit bir rol oynuyor. Gelecekte enerji sektöründe büyük değişimler olacak ve Türkiye bu bölgede önemini sürdürmeye devam edecek. Güney Gaz Koridoru'nun tamamlanması ve genişletilmesi ile de görüşmelerimiz oldu. İran da burada önemli bir role sahip olacaktır.” Canete, Türkiye'nin Avrupa Elektrik İletim Ağı'nın (ENTSO-E) ilk gözlemci üyesi olduğunu anımsatarak, iki tarafın elektrik sistemlerinin de birbirine bağlandığının altını çizdi.

Kaynak : enerji.gov.tr

 

Bugüne kadar Avrupa ve dünya çapında pek çok ödül almaya hak kazanan Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), Avrupa İş Ödülleri’nin (European Business Awards- EBA) ‘Çevre ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü Kategorisi’nde finale kaldı. Yarışmanın birinci aşamasını başarıyla geçen YEDAŞ'ın, ikinci aşama olan halk oylaması için hazırladığı tanıtım videosu, ödül programının internet sitesinde yer almaya başladı. Hem halk, hem de jüri oylamasının olacağı bu süreçte YEDAŞ, Ruban D'Honneur Ödülü sahibi olacak ve Final Jüri Toplantısı'na katılma hakkını elde edecek. Tüm dünyadan dileyen herkesin oylamaya katılabileceği program kapsamında YEDAŞ'ın katılım videosunu izlemek ve oy vermek isteyenler http://www.businessawardseurope.com/vote/detail-new/turkey/14831 linkinden ulaşabiliyor. Oylama 26 Şubat 2016 tarihine kadar devam edecek.

Kurumsal ve operasyonel mükemmellik alanında, 2019 yılında, Avrupa’nın ilk 10 şirketi arasında olma vizyonu doğrultusunda hareket eden ve bu doğrultuda hem ülke çapında, hem de uluslararası platformlarda tüm dikkatleri üzerine çeken Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), başlattığı ‘Mükemmellik’ süreciyle Avrupa ve dünya çapında birçok kez ‘En Prestijli Şirket’ ödüllerini kazandı.

YEDAŞ, “European Business Awards” Ulusal Şampiyonu oldu

Elektrik dağıtım sektöründe bir ilke imza atan YEDAŞ, Türkiye’nin 2015-2016 yılı Avrupa İşletme Ödülleri'nin (European Business Awards- EBA) Ulusal Şampiyonu oldu. Avrupa İş Ödülleri (EBA), “Başarılı, İnovatif, Etik ve Uluslararası Sürdürülebilirlik" prensiplerini aktif bir biçimde sergileyen ve 'En Dinamik ve Heyecan Verici' şirket unvanına sahip olan YEDAŞ'ın bu başarısını tüm Avrupa ile paylaştı.

“Türkiye YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor! Sen De Destek Ol!”

YEDAŞ, Avrupa İş Ödülleri’nin ‘Çevre ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü Kategorisi’nde finale kaldı. Yarışmanın birinci aşamasını başarıyla geçen YEDAŞ'ın, European Business Awards'ın ikinci aşaması olan halk oylaması için hazırladığı tanıtım videosu, ödül programının internet sitesinde yer almaya başladı. Tüm dünyadan dileyen herkes oy verebiliyor. Hem halk, hem de jüri oylamasının olacağı bu süreçte YEDAŞ, Ruban D'Honneur Ödülü’nün sahibi olacak ve Final Jüri Toplantısı'na katılma hakkını elde edecek.

“Türkiye, YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor! Sen De Destek Ol!” sloganıyla tüm iletişim kanallarını kullanarak paydaşlarına ulaşmayı hedeflediklerini belirten YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Şirketimizin kurumsal olarak kullandığı SMS, sosyal medya, web sitesi ve en önemli paydaşları arasında yer alan medyanın iletişim gücünü kullanarak, tüm paydaşlarımıza ulaşıyoruz” dedi.

“Paydaşlarımızla ilk iletişimi kurduk, web sitemiz kitlendi”

İlk duyurularının web sitesinde tıklanma rekorları kırdığını aktaran Türkoğlu, “Mesajımız gayet açık ve net. Karadeniz’den yükselen enerji devi YEDAŞ, şampiyonluğa koşuyor” dedi. Türkoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Kurumsal web sitemiz olan www.yesilirmakedas.com üzerinden oylamaya katılabiliyorsunuz. Sorumluluk bölgemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşlara, özel sektör ve çözüm ortaklarımız gibi her alanda iletişim kurduğumuz paydaşlarımıza mail atıldı, oylama süreci anlatılarak, bu yolculuğa ortak olmalarını istendi. Çevre ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü Kategorisi’nde yarışıyoruz. Bu oylama süreci oldukça önemli.  Hem halk hem de jüri oylamasının olacağı bu süreçte YEDAŞ, Ruban D'Honneur Ödülü sahibi olacak ve Final Jüri Toplantısı'na katılma hakkını elde edecek” dedi. 

YEDAŞ'ın katılım videosuna ve oy verme ekranına buradan ulaşılabiliyor:
http://www.businessawardseurope.com/vote/detail-new/turkey/14831

Oylama 26 Şubat 2016 tarihine kadar devam edecek.

 

Dünya yenilenebilir enerjiye döndükçe enerji depolamaya verilen önem artıyor. Birçok ülke bu alanda çok çeşitli projeler gerçekleştiriyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Enerji Bakanlığı, enerji depolamaya yönelik “Şebekelerde Enerji Depolama” başlıklı raporunda, enerji depolama sistemleri, karşılaşılan engeller, hedefler ve gelişmeler ile ilgili önemli bilgiler veriliyor.

Raporda, gelecek dönemde ABD’de yapılacak enerji depolarının, benzer hizmetleri sunan diğer teknolojilerle maliyet açısından rekabet edebilir olması, birden fazla fayda sağlaması, mevcut ve alt sistemlerle sorunsuz olarak entegre edilebilmesi gerektiği vurgulanıyor. Enerji depolaması konusunda engel ve zorlukların aşılması amacıyla oluşturulacak stratejilerin şu hedefleri barındırması gerektiğinin altı çiziliyor:

  • Enerji depolaması, yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme dahil edilmesi için kullanılmalı. Özellikle, sağlanacak olan yeni yenilenebilir enerji üretimi yüksek seviyelerde depolanabilir olmalı.
  • Şebeke dayanıklılığı ve güvenirliliği ile ilgili unsurların çözülmesi için enerji depolaması etkin bir seçenek olarak sanayi ve düzenleyicilerin erişimine açık olmalı.
  • Enerji depolaması akıllı şebekelerin yaratacağı faydaların hayata geçmesinde katkı sağlayıcı konumda olmalı.

Söz konusu hedeflerin gerçekleşmesinde ise bazı engellerin bulunduğu belirtilen raporda, uzun vadede başarılı olabilmek için maliyetlerin düşürülmesi, mevzuat ve düzenlemelerden kaynaklı engellerin azaltılması, emniyet ve güvenilirliğin sağlanması ve sanayi tarafından kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.

Enerji depolama acil durumlarda önemli görev üstleniyor

Raporda, enerji depolama sistemlerinin, üretilen gücün kalitesini ve güvenirliliğini düzenlerken aynı zamanda elektriğin zamanlaması, iletimi ve sevk edilmesine yönelik faydaları olabileceği dile getirildi. Enerji depolama sistemlerinin dikkat çeken bir başka özelliğinin ise acil durumlarda devreye alınabilmesi olduğu kaydedildi. Geçen birkaç yıl içerisinde enerji depolama gereksiniminin aciliyetinin gittikçe arttığı ve önümüzdeki dönemde bu ihtiyacın daha da büyümesinin beklendiği dile getirildi. Enerji depolamanın aynı zamanda, altyapının etkinliğini iyileştirebilecek ve sera gazı emisyonlarını azaltabilecek yöntemlerden bir tanesi olduğu aktarıldı. Enerji depolarının mikro şebeke ve akıllı şebekelerin işlevselliğini iyileştirme noktasında önemli bir araç olacağı da kaydedildi.

Sağlanacak teşvikler önemli

Raporda, vergisel düzenlemelerin ve teşviklerin önemine dikkat çekildi. Bu noktada, örnek verilen raporda, Çin ve Hindistan’ın enerji depolama programlarına devam ettiği bildirildi. Hindistan’ın enerji depolama teknolojilerinin, 300 bin telekom kulesi için güç kaynağı olarak kullanılması amacıyla 2013 yılının Temmuz ayında, lityum-iyon pili enerji depolama sistemleri için 40 milyon dolarlık anlaşma imzaladığı kaydedildi.

Enerji depolama teknolojileri geniş bir yelpazeye sahip

Enerji depolama sistemlerinin pompajlı hidro, basınçlı hava enerji depolaması (CAES), geniş pil ailesi, volan ve manyetik enerji depolama süper iletkeni (SMES) gibi geniş bir teknoloji portföyü ile dizayn edilebileceği ifade edildi. Her teknolojinin kendine has özellikleri olduğu dile getirildi. Bu teknolojilerden bir tanesi olan CAES tesisinin, iletim sistemini iyileştirdiği ve yenilenebilir kaynakların daha sağlam bir şekilde sisteme entegre edilmesini sağladığı aktarıldı.

Hâlihazırda ticari uygulamalarda kullanılan birkaç farklı elektrokimyasal pil teknolojisinin bulunduğu, bu teknolojilerin hem dağıtılmış, hem merkezi uygulamalarda farklı boyutlarda başarılı bir şekilde kullanıldığı belirtildi. Ancak bu teknolojilerin enerji yoğunluğu, güç performansı, ömürleri, şarj kapasiteleri, emniyet ve sistem maliyeti ile ilgili zorluklardan dolayı henüz geniş kapsamlı olarak kullanılamadığı aktarıldı. Bu teknolojilerden bir tanesi olan akış pillerinin özellikle hidroelektrik tesislerde, MW ölçekli depolama kapasitesinin sağlanması için icat edildiği, ancak gereken ticari ilgiyi göremediği belirtildi. Birçok akış pili teknolojisinin halen deneme aşamasında olup, en büyük işletim sisteminin 0.6 MW olduğu dile getirildi. Ancak yakın geçmişte yurtdışında 5 MW boyutlu ve toplam dağıtım kapasitesi 20MW olan sistemleri ile ilgili akış pili projelerinin bulunduğu kaydedildi. Gelişmekte olan Termokimyasal enerji depolanmasının ise geleneksel depolama sistemleri kapasitesinden 5 ila 20 kat arasında daha büyük bir kapasiteye sahip olduğu ve diğer depolama türlerinin çoğundan daha fazla olan enerji yoğunluğunun elde edilmesini sağladığı aktarıldı.

Tüketici tarafı da enerji depolamaya önem veriyor

Tüketici tarafına da değinilen raporda, enerji depolamanın ekonomik faydalar ve güvenilirliği sebebiyle uzun yıllar süresince tüketiciler tarafından da kullanıldığı belirtildi. Fotovoltaik enerji ve depolamayı birlikte kullanan tüketicilerin sayısında artış olduğuna dikkat çekilen raporda, fotovoltaik sistemlerin maliyeti düştükçe fotovoltaik depolama sistemlerini kullanmanın daha çok tercih edileceği kaydedildi. Buna ilave olarak, elektrikli araçların da elektrik ile ilgili bir diğer depolama şekli olduğuna işaret edildi. 

Raporun diğer detaylarına önümüzdeki bültenlerde yer vermeye devam edeceğiz.

Raporun tamamına buradan ulaşılabilir.

Kaynak : energy.gov

 
 

Avrupa Rüzgâr Enerjisi Derneği (EWEA) ‘Avrupa 2015 Yılı Deniz Rüzgâr Türbini İstatistikleri Raporu’nu yayımladı. Raporda, Avrupa’da, 2015 yılında, 3 bin 19 MW elektrik üretimi kapasitesine sahip deniz rüzgâr tesislerinin devreye alındığı, bu alanda yapılan yatırımın ise 13,3 milyar avroya ulaştığı aktarıldı.

Avrupa 2015 Yılı Deniz Rüzgâr Türbini İstatistikleri Raporu’nda, Avrupa’da 2015 yılında, deniz rüzgâr tesislerine yapılan yatırımlar ve sektördeki gelişmeler aktarıldı. Geçtiğimiz yıl devreye alınan 15 deniz rüzgâr çiftliğinde toplam 754 adet yeni deniz rüzgâr türbinin kurulduğu ve şebekeye bağlandığı aktarılırken, Avrupa’daki toplam deniz rüzgâr türbini sayısının ise 3 bin 230’a ulaştığı kaydedildi. Söz konusu yatırımlarla birlikte Avrupa’da deniz rüzgâr türbininden elektrik üretim kapasitesinin 11 bin 27 MW’a ulaştığı aktarıldı.

Almanya, İngiltere ve Hollanda başı çekiyor

En fazla deniz rüzgâr çiftliğinin Almanya’da kurulduğu dikkat çekerken, Almanya’yı, İngiltere ve Hollanda’nın takip ettiği görüldü. Buna göre; 2015 yılında Almanya’da 2 bin 282 MW, İngiltere’de 556 MW ve Hollanda’da 180 MW üretim kapasitesine sahip deniz rüzgâr türbini kuruldu.

Kapasitenin, 2020’de 20 GW’a ulaşması hedefleniyor

Raporu değerlendiren EWEA Başkanı Giles Dickson, 2015 yılında Avrupa’da deniz rüzgâr tesislerine yapılan yatırımların yüksek olmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Gerçekleştirilen 3 bin MW’lık yatırımların umut verici olduğunu kaydeden Dickson, Avrupa'da, 2020 yılında deniz rüzgâr elektrik üretimi tesislerinin kapasitesinin 20 bin MW’a ulaşmasını beklediklerini vurgulayarak, hükümetlerin mevzuat çerçevesini hazırlamasının önemine dikkat çekti.

Kaynak : ewea.org / bloomberght.com