E-Bülten
 
Sayı:65 - Mayıs 2016
 
 
 

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye’de akıllı şebekelere geçişin kaçınılmaz olduğunun altını çizdi. ELDER olarak, dağıtım şebekesini işleten, yatırımlarını planlayan şirketler ile akıllı şebeke çözümlerini en doğru maliyet ve en yüksek fayda önceliğinde Türkiye’de bir an önce hayata geçirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Özdemir, bu kapsamda 9 elektrik dağıtım şirketi tarafından EPDK koordinasyonunda ‘Akıllı Şebekeler 2020 Yol Haritası Projesi’nin yürütülmekte olduğunu bildirdi.

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, elektrik dağıtım şebekesinde bilişim ve iletişim teknolojilerine dayalı çözümlerin ağırlığının giderek arttığına dikkat çekerek “Bugün elektrik dağıtım şebekesinin ihtiyaçları düne göre çok farklı. Her şeyden önce çok daha fazla yenilenebilir enerjiye dayalı üretim kaynağının şebekeye entegrasyonu gerekiyor. Tüketicilere sunulacak hizmetin çeşitliliği ve niteliği yine bu teknolojik çözümlerin şebekede ne düzeyde uygulandığı ile yakından ilişkili” dedi. 

Özdemir, ELDER olarak, dağıtım şebekesini işleten, yatırımlarını planlayan şirketler ile akıllı şebeke çözümlerini en doğru maliyet ve en yüksek fayda önceliğinde Türkiye’de bir an önce hayata geçirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi. Özdemir, her alanda olduğu gibi bu konuda da öncelikleri ve bunlara dayalı çözümleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK ile birlikte ürettiklerini bildirdi.

Tüketici memnuniyeti hedefleniyor

Özdemir, akıllı şebekelerin ekonomiye ve tüketiciye sağlayacağı birçok faydanın bulunduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Ekonomiye ve çevreye sağladığı avantajların başında, şebekedeki kesintilerin sayısının azalması, kesintilerin süresinin kısalması, iş kazalarının azalması, işletme maliyetlerinde tasarruf sağlanması gibi unsurları sıralayabiliriz. Ayrıca, enerji üretiminde önemli bir yere sahip olan rüzgar gibi, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye entegrasyonu da akıllı şebekelerle daha kolay ve verimli hale gelecek. Böylece bir yandan çevreye daha az zarar verilirken, bir yandan da üretim maliyetleri azalmış olacak. Akıllı şebekelerin en dikkat çekici sonuçları ise, tüketici tarafında görülecek. Kullanılan elektriğin kalitesi artacak ve enerji alım maliyetleri düşecek. Vatandaş bu sistemle, sadece tüketici olarak kalmayıp, dilerse çatısına yerleştirdiği güneş panelleri ile elektrik üretip şebekeye satabilecek.”

“Akıllı Şebekeler 2020 Yol Haritası Projesi” hayata geçecek

EPDK’nın ARGE projeleri kapsamında 9 elektrik dağıtım şirketinin ‘Türkiye Akıllı Şebekeler 2020 Yol Haritası Projesi’ni yürüttüğüne dikkat çeken Özdemir, “Bu proje ile akıllı şebekeye geçiş sürecinde ihtiyaç duyulan metodolojinin ve takvimin oluşturulması amaçlandı. EPDK koordinasyonundaki proje de, Akdeniz EDAŞ, Anadolu Yakası EDAŞ, Aydem EDAŞ, Başkent EDAŞ, Boğaziçi EDAŞ, Çamlıbel EDAŞ, Gediz EDAŞ, Toroslar EDAŞ ve Uludağ EDAŞ dağıtım şirketleri görev alıyorlar.  Proje sonuçlarının 21 şirket için de referans olması süreçleri ELDER tarafından koordine edilecek. Yol haritası tüm paydaşlar için önemli. Bu şekilde hangi teknolojik çözümlerin ne zaman ve hangi fayda beklentileri ile uygulanacağının kapsamlı bir el kitabına sahip olacağız” dedi.

 

Akıllı sayaçların yaygın kapsama sağlayabilmesi, akıllı şebeke teknolojisinin en önemli gereksinimlerinden biri olarak ortaya çıkıyor. Bu özelliğin geliştirilebilmesi için Uzun Mesafe Telsiz Teknolojisi (Long Range Radio Technology) isimli teknoloji, bugün ABD’den İngiltere’ye kadar geniş bir coğrafyada kullanılıyor. Sistemin, en güvenli ve maliyet etkin sistem olması bakımından en iyi seçenek olduğu belirtiliyor.

Akıllı sayaçların ‘akıllı’ olmasının sebebi, ürettikleri verileri işlenmek üzere merkezi sisteme iletmesi şeklinde belirtiliyor. Bunu yapamayan sayaçlar ise ‘akıllı’ olarak nitelendirilemiyor. İrlandalı enerji düzenleyici kurum olan ‘Enerji Regülasyon Komisyonu’ (CER), ülkenin Ulusal Akıllı Şebeke Programı’nı desteklemek üzere altyapıyı tasarlarken, sayaçları birbirine bağlayan ağ teknolojisine en yüksek seviyede önem veriyor. Bu doğrultuda, ülke çapında elektrikte 2.2 milyon adet, doğal gazda ise 600 bin adet akıllı sayacın evlere takılması bekleniyor.

Akıllı sayaç iletişim teknolojisinin birkaç anahtar ihtiyacı bulunuyor. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:

  • Akıllı sayaç iletişim teknolojileri çeşitli uygulamaları destekleyebilmeli.
  • Akıllı sayaç teknolojileri, geleceğin getireceği yeniliklerden etkilenmemeli, uyum sağlayabilmeli.
  • Ulusal bilgileri çeşitli siber saldırılardan koruyabilecek şekilde güvenli olmalı. 
  • Söz konusu teknoloji belli bir standarda dayalı olmalı.
  • En önemlisi yaygın kapsama sağlamalı.

Akıllı sayaçlar için yaygın kapsama sağlanmasının, sayaçların evlerdeki yerleri (bodrum, merdiven altı vb.) dolayısıyla kolay bir işlem olmadığı belirtiliyor. Uzun Mesafe Telsiz Teknolojisi (Long Range Radio Technology) ile bu zorluğun üstesinden gelinebildiği kaydediliyor. Sistemin diğer bağlantı ağlarına göre, yer altı veya duvarların arkasından sayaca daha rahatlıkla ulaşabildiği ifade ediliyor. Teknoloji şu anda ABD’de 400’ün üzerinde elektrik, su ve doğal gaz şirket tarafından kullanılıyor. Ayrıca Birleşik Krallık’ın akıllı sayaç programı kapsamında, İskoçya ve İngiltere’nin kuzeyindeki akıllı sayaçlar içinde kullanılıyor. Sistemin, en güvenli ve maliyet etkin sistem olması bakımından en iyi seçenek olduğu belirtiliyor.

Kaynak :intelligentutility.com

 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) verilerine göre, hazırlanan 14 proje ile yerli kömürden elde edilmek üzere, Türkiye’nin enerjisine 4.8 GW’lık ilave kapasite yaratılacak.

Yerli kaynaklarını ve yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum seviyede kullanmayı hedefleyen Türkiye’nin, kurulu kapasite gücü 74 GW’a ulaşıyor. Yerli kömürün buradaki payı 9.2 GW ile yüzde 13’leri, ithal kömürün payı ise 6.4 GW ile yüzde 8.5’i buluyor.

- Yerli kömür rezervi 15 milyar tona ulaşıyor

Ülkenin kömür enerjisi kapasitesi hazırlık aşamasında bulunan 14 yeni projenin faaliyete geçmesiyle 14 GW artacak. Söz konusu 14 projenin 5’inin elektrik üretim lisansı bulunurken, 9 tanesi ise henüz ön-lisans aşamasında. Türkiye’nin yerli kömür rezervi 15 milyar tona ulaşıyor.

Kaynak :aaenergyterminal.com

 
 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) araştırmacıların tasarladığı 3 boyutlu (3D) güneş panelleri tasarladı. Güneşin açısı değiştiğinde, geleneksel güneş panellerinde oluşan verimsizliğin önüne geçmek amacıyla tasarlanan bu 3D paneller, normalden 20 kat fazla enerji üretimi sağlıyor.

Bilindiği üzere, birçok güneş paneli, güneş tam tepede iken enerjiyi toplamak amacıyla düz bir şekilde çatılara yerleştiriliyor. Ancak güneşin açısı değiştiğinde, geleneksel güneş panelleri verimliliğini kaybediyor. Bu verimsizliğin önüne geçmek amacıyla birçok bilim adamı çalışmalar yürütüyor. Bu alanda yapılan çalışmalara ilişkin son haber Massachusetts Teknoloji Enstitüsü‘nden (MIT) geldi. Araştırmacılar, güneş panelinin şeklini değiştirerek yeni bir bakış açısı yarattı. 3D şekilli olan bu paneller ile 20 kata kadar fazla enerji sağlanıyor.  

Araştırmacılar, çeşitli testlerle 3 farklı 3D güneş paneli inşa etmeyi başardı. Bu 3D paneller daha sonra MIT’nin laboratuvarında test edildi. Test sonuçlarında ise, elde edilen enerjinin normalin 2 katından 20 katına kadar daha fazla olduğu görüldü. 

Daha fazla güneş ışığı toplanıyor

Panellerin dik bir şekilde yerleştirilmesiyle, daha fazla güneş ışığı toplandı ve daha düzgün sonuçlar elde edildi. Bu süreç, mevsimler değiştiğinde veya güneş panelinin bazı bölümleri bulutlar veya gölgelerle bloke edildiğinde de değişmedi ve devam etti.

Araştırmacılar, 3D modülerinin üretim maliyetindeki artışa rağmen, elde edilen enerji sayesinde bu maliyetin karşılanacağını dile getiriyor. Buna ek olarak, sistemin kullanımının, güneş enerjisinden sağlanan elektrik tedarikinin daha güvenilir olmasını sağlayacağı kaydediliyor.

Kaynak : futurism.com