E-Bülten
 
Sayı:69 - Haziran 2016
 
 
 

ELDER Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği , Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi ile, daha önce oluşturduğu Ulusal Mesleki Standartların yeterliliklerini hazırlıyor ve belgelendirme merkezini kuruyor.

ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, elektrik dağıtım sektöründe yapılan işlerin belirlenmiş standartlarda ve belgelendirilmiş kişiler tarafından yürütülmesinin sağlanacağını belirterek, “Hem çalışanlarımızın can güvenliği, hem de yapılan işin verimliliği ve kalitesi açısından önemli bir adım atıldı” dedi.

Elektrik dağıtım sektörü, doğrudan 47 bin, dolaylı 55 bin olmak üzere 100 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. ELDER, sıfır ölümlü iş kazası hedefine ulaşmak ve sektörün hizmet kalitesini artırmak için yaptığı çalışmalara bir yenisini ekleyerek, ‘Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi’ni hayata geçiriyor. Projenin tanıtım toplantısı 2 Haziran 2016 tarihinde Ankara’da, Latanya Otel’de gerçekleştirilecek.

Projeye ilişkin bilgi veren ELDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, elektrik dağıtım sektöründeki mesleklerin büyük çoğunluğunun çok tehlikeli meslek grubunda bulunduğuna dikkat çekerek, gerçekleştirilen işlerin belirli standartlarda ve belgelendirilmiş kişiler tarafından yürütülmesinin, hem çalışanların can güvenliği, hem de işin verimliliği ve kalitesi açısından büyük önem arz ettiğinin altını çizdi. Yüksel, ELDER’ in Mesleki Yeterlilik Kurumu’yla (MYK) imzaladığı protokol çerçevesinde, elektrik dağıtım mesleklerindeki Ulusal Meslek Standartları ve Ulusal Yeterlilikleri hazırladığını dile getirdi. Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü:

50 BİN KİŞİYE BELGE VERİLECEK

“Bugüne kadar 10 Ulusal Meslek Standardı hazırlanarak Resmi Gazete ’de yayımlanmış, bunların dördünün yeterliliği onaylanarak MYK da yayınlanmıştır. Kalan 6 mesleğin yeterliliklerinin hazırlanması ve toplamda da 10 meslek için “Personel Belgelendirme Merkezi” nin kurulması amacıyla teklif ettiğimiz “Elektriği Dağıtan Mesleklerin Belgelendirilmesi Projesi”, VOC-Test Merkezleri II. Hibe Programı Kapsamında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Program Otoritesi tarafından, kabul edildi.

Hazırlanan yeterlilikler kapsamında TÜRKAK tarafından akredite edilmiş, MYK tarafından yetkilendirilmiş, kalite güvencesi sağlanmış, şeffaf ve uluslararası geçerliliği olan “sınav ve belgelendirme sistemi” kurulması amaçlanıyor. İlk etapta yaklaşık 50 bin kişinin belgelendirilmesi hedefleniyor.” ELDER’in mesleki standart ve yeterliliklerle ilgili yaptığı çalışmalara www.eldermym.com adresinden ulaşılabilir.

 

Kritik altyapıların korunması her geçen gün önem kazanıyor. Ülkeler ulusal güvenlik önlemleri alırken kritik altyapıların güvenliğine ayrıca önem veriyor. Önümüzdeki 5 yıl ise, enerji şebekelerinin entegrasyonunun gelişmesiyle, kritik altyapılarını korumasının zorlaşacağını ortaya koyuyor.

Günümüzde ulusal güvenlik algısına yeni boyutlar ekleniyor. Kritik altyapıların güvenliğini sağlamak ulusal güvenliği sağlamak açısından oldukça büyük önem arz ediyor. Örneğin, ABD’nin elektrik şebekelerine yapılan siber saldırı denemelerinin devam edeceği, hatta önümüzdeki 5 yıl içerisinde artacağı tahmin ediliyor. Birçok uzman elektrik şebekelerine yapılacak bir saldırının ABD’nin önündeki en büyük tehditlerden biri olduğu konusunda fikir birliğine varıyor. CIA Direktörü John Brennen, 2014 yılında yaptığı açıklamada, kritik altyapılara yönelik siber saldırıların artmaya başladığını ifade etmişti.

Ülkelerin elektrik şebekeleri önemli bir hedef konumunda. Bu sebeple alt yapıyı sağlayan şirketler bu tür saldırılar karşısında bütün güvenlik önlemlerini almaları gerekiyor.  Sistemin entegrasyonu büyüdükçe altyapının zafiyeti artıyor. Bunun yanı sıra, birbiriyle bağlantılı nesnelerin iletişim zinciri genişlemesi alt yapı şirketleri için büyük güvenlik riskleri oluşturuyor.

Uzmanlar, siber güvenlik önlemlerinin yanı sıra fiziksel güvenliğin sağlanması gerektiğine de dikkat çekiyor. Burada öne çıkan bazı fiziksel önlemler şöyle sıralanıyor:

  • Termal ve gün ışığı görünümlerini birleştiren, IP ve analog ağlar üzerinden video ve kontrol sağlayan kameralar.
  • Hassas algısı ile tehditlerin konumlarını bulabilen kameralar
  • Tehditlerin coğrafi konumlarının tespiti için GPS, gelişmiş haritalama yazılımı ve gün ışığı sensörü entegre edilmiş çoklu sensörlü kameralar.
  • Birçok altyapı şirketi termal kamera kullanıyor. Bu kameraların video analizi özelliği ile birleştirilmesi ile otomatik alarm bildirimi sağlanabilir.

Kaynak :elp.com

 

Geçtiğimiz Çarşamba günü Seattle’da meydana gelen bir donanım hatası, Seattle’ın yarısından fazlasının karanlıkta kalmasına sebep oldu.

Elektrik kesintisi sebebiyle şehirde hayat bir anda durma noktasına geldi. Ulaşım sektörünü ciddi boyutta etkileyen kesinti sebebiyle, şehrin ticari bölgesinde insanlar iş bırakmak zorunda kaldı. Şehrin İtfaiye Departmanı ise, asansörde mahsur kalan insanlarla ilgili birkaç çağrı aldığını açıkladı. Seattle’ın kamu ulaştırma sistemi Sound Transit’e göre, şehir merkezinin yaklaşık yüzde 60’ı bu kesintilerden etkilendi.

Elektrik altyapı şirketi Seattle City Light, elektrik kesintisinden 12 bin elektrik sayacının etkilendiğini kaydetti. Şirket, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada çalışanların hatayı gidermek üzere çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Yapılan çalışmaların ardından elektrikler 1 saatin sonunda geri geldi. 

Kaynak :nbcnews.com

 
 

Küresel göç ile birlikte şehirler her geçen gün kalabalıklaşıyor. 2050 yılına gelindiğinde insan nüfusunu üçte ikisinin kentsel alanlarda yaşaması bekleniyor. Bu durum, şehirlerin verimli kalmak için enerji depolama, enerji verimliliği gibi çözümlere geçişini zorunlu kılıyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden Daniel Kammen ve Deborah Sunter, son çalışmasında bu konuyu ele aldı. İşte düşük karbon sistemlerine geçiş için şehirlere birkaç öneri.

  • Şeffaf Güneş Pilleri

Gelecekte yenilenebilir enerji alanında en fazla ilgiyi güneş enerjisinin görmesi bekleniyor. Kaliforniya Üniversitesi Yenilenebilir ve Uygun Enerji Laboratuvarı Direktörü Daniel Kammen, çok güneşli olmayan şehirlerdekiler de dahil olmak üzere, bütün projelerde öncü olacağını dile getirerek, “Bunun sebebi, güneş enerjisini depolamanın birçok yolunun bulunması” dedi. Geleneksel güneş panelleri binaların çatısına yerleştirilirken, gelişen teknoloji ile bilim insanları şeffaf güneş panelleri geliştirdi. Bu şeffaf güneş panelleri, daha fazla güneş ışığı alabilmek amacıyla, binaların pencerelerine yerleştiriliyor. Bu tasarım gelecekte binaların kendi enerjisini daha fazla üretmesine yardımcı olabilir.

  • Küçük Şehir Türbinleri

Bilim insanları, uzun ve büyük kanatlı rüzgâr türbinlerini şehirler için en uygun haline getirmek için çalışmalar yapıyor. Kammen, “Artık binalara inşa edilebilen küçük, ultra-hafif ve yüksek verimli rüzgâr türbinleri görüyoruz” dedi. Şehirler için tasarlanmış olan rüzgâr türbinleri dünyada pek çok yerde karşımıza çıkıyor. Örneğin, Bahreyn’deki Dünya Ticaret Merkezi, entegre rüzgar türbinleri ile inşa edilen ilk gökdelen olma özelliğini taşıyor ve binanın elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 15’i bu türbinlerden karşılanıyor. Eiffel Kulesi’ne is 2 adet türbin monte edildi.

  • Kentsel Atıklar İçin Yeni Dönem

Kentsel alanlarda yaşayan insanlar, kırsal alanlarda yaşayan insanlara göre 2 kat daha fazla atık oluşturuyor. Bölgesel atık yönetimi ise, insanların kentlere göç etmesiyle gitgide daha büyük bir sorun oluşturmaya başlıyor. Bu açıdan atık yönetiminde akıllı çözüler oldukça büyük önem taşıyor.

  • Gelişmiş Enerji Depolama Teknolojileri

Yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama sistemleri geliştikçe daha da rekabetçi oluyor.  Kammen, yenilenebilir enerjinin şehirlerdeki gelişiminde, yapılan yeni binaların veya eski binaların tadilatlarının enerji depolama sistemlerine yer sağlayacak şekilde inşa edilmesinin önemli bir yeri olduğunu kaydetti. Pillerin önemli bir depolama şekli olduğunu ifade eden Kammen, volan enerji depolamanın ise pillere göre daha hızlı yanıt verdiğini belirtti.

  • Entegre Edilmiş Peyzaj

Şehirlerin bu maddelerin yanı sıra uygulayabileceği pek çok strateji bulunuyor. Jeotermal enerjiden faydalanmak, temiz ulaşım sistemlerini entegre etmek bu stratejilere örnek olarak gösterilebilir.

Kaynak :washingtonpost.com